BİR ILBARIT KÖYÜ HİKAYESİ"
yıl 1939,yer yukarı harman mevkii, ılbarıt köyünde büyük bir davullu düğün vardır.öğretemen,ahmet demiralp,amcası hasan efendinin kızı şaziye hanımla evlenmektedir.o yıllar köyler yoğun olduğu için,yukarı harman mevkiine iğine atsan yere düşmeyecek kadar kalabalıktır.hemen hemen tüm çevre köyler düğüne gelmiş,aynı zamanda o yıllar insanın insanla kaynaştığı yıllar ve o yıllarda insanlar bu günükü gibi birbirini inter-net üzerinden tanımadığı yıllardır.
güreş başlar,aşağıdan yukarı,sıra baş pehlivanlığa gelir,tesadüf,ılbarıt köyünden,emingilden sabri yaşar başpehlivan olur.olur olmasına artık nazar mı diyelim,yaklaşık 6 ay hasta yatar.
düğünde,akören köyünden şakir memik'de vardır.akören köyünü biraz açalım.kuruluşunda ki adı 'akviran'dır ve benim çocukluğumda 'akveren' di.yakın zamanda,akören olarak değiştirildi.safranbolu ilçesinde bu çağrışımda birden çok köy vardır.örneğin,alviran,pelitviran,oğulviran ve çomakviran gibi...
şakir memik,istanbul,beyazıt'da un ticareti ve fırıncılık yapmaktadır.aynı zamanda tıp doktoru,fatma şakir memik'in babasıdır.fatma şakir,1903 yılında akören köyünde doğmuş ve ilk okulu safranbolu'da bitirmiş,daha sonra babasının istanbul'a göç etmesi ile istanbul,beyazıt'da diğer okulları bitirerek,tıp fakültesinide birincilikle bitererek,iç hastalıkları uzmanı olarak,istanbul vakıf guraba hastanesinde,polikilinlik şefliğine kadar yükselmiştir.
atatürk'ün 1934 yılında kadınlara seçim,seçilme hakkı vermesi üzerine,1935 yılında,parlementoya giren 18 kadın milletvekilinden biridir.parlementoya edirne milletvekili olarak girmiştir.fatma şakir memik,daha sonra bir çok görevlerde bulunarak 1991 yılında yaşama veda etmiştir.
şakir memik,ılbarıt köyünden,mustafa remzi özlü ile istanbul'da komşu fırıncıdır.biri çemberlitaş,diğeri beyazıt.istanbul'a dönünce,mustafa remziyi ziyarete gider.sizin köye gittim muhteşem bir düğün yapıldı der.mustafa remzi,köyüne az çok hizmet etmiş bir fırıncı...beni soran oldu mu der? valla mustafa efendi iki gözü görmez bir vatandaş sordu,bizim mustafa efendi nasıl diye der.doğal olarak mustafa remzi üzülür.tezgahtarına seslenir.gidin kapalıçarşıya,bir palto alıngüzel paketleyip falancaya gönderin der.falanca iki gözü görmeyen 'göde'dir.ahmet yıldırım.aynı zamanda mustafa remzi'nin babası hüseyin 'eyüb'ün kara' ile teyze çocuklarıdır.
palto köye gelir ve teslim edilir.fakat mustafa remzi'nin abisi mehmet ali efendi.paltonun gelişini duymuştur.pazara gitse,gelip gödegile seslenir,şu paltoyu getirin yarın,safranbolu'ya gidecem.göde aynı zamanda mehmet ali efendinin ikinci eşi habibe'den,mehmet ali efendinin kayın pederidir.palto,gödegil ile iyipgil arasında gidip gelmektedir.en sonunda göde,damadına,lanet olsun bir daha geri getirme der.göde ve damadı hemen hemen aynı yıllarda vefat ederler.göde 1952,mehmet ali efendi ise 1953 yılında...