4 Temmuz 2024 Perşembe

OYUNLARIMIZ






 OYUNLARIMIZ

 

OYUNLARIMIZ

OYUNLARIMIZ (EĞLENCELERİMİZ)

☺Büyükler köşklerde eğlence yaparlardı.

☺Düğünlerde yumurta vurma yarışması yapılırdı.

(Yumurtayı vurana düğün sahibi hediye verirdi)

☺Kış aylarında gençler ava giderlerdi.Avladıklarını akşam

bir evde toplanıp yerler, eğlence yaparlardı.

☺Yumurtalar boyanır yumurta yarışması yapılırdı.

      BEDDAM:

Baharın müjdecisi olan 21 Mart günü yüksek bir tepeye çıkılarak büyük bir ateş yakılır ve   ateşin etrafında toplanılarak eğlenilirdi.Daha önce pişirilmiş olan yumurtalar tokuşturularak yarışmalar düzenlenirdi.Yumurtası kırılan , yumurtayı kıran kişiye kırık yumurtasını verirdi.Bu alışkanlıklar köyümüzde tamamen kalkmıştır.

☺Yukarı düzde erkekler gıncırdak kurarlar ve binerdi.

☺Kızlar da yukarı harmana salıncak kurarlardı. Eğlenirlerdi.

☺Kış aylarında evlerde yüzük oyunu oynanırdı.

☺Erkekler uzağa taş atma oyunu oynardık.

☺Esir almaca oyunu oynardık.

☺Cilbent oyunu oynardık.

☺Beş taş oyunu oynardık.

☺Uzun eşek oynardık.

☺Met oynardık. (Çelik-Çomak)

☺Çizgi oynardık.

☺Saklambaç oynardık.

☺Körebe oynardık.

☺Tok Tok oynardık.

☺Birdirbir oyunu

☺Güvercin Takla oynardık.

☺Mendil Kapma oynardık.

☺İp Atlama

☺Sek Sek oyunu

☺Yağ Satarım Bal Satarım

☺Kızak Kayma

 

1-YÜZÜK OYUNU:

Üçer veya beşer kişilik iki takım oluşturulur. Yedi tane boş ceviz kabuğu ve bir adette kuru fasulye temin edilir. Oyunun yüz sayısında biteceği kararlaştırılır.Oyuna ilk başlayacak tarafı tespit etmek için gruptan herhangi bir taraf, ceviz kabuğu içine saklanmış fasulye tanesini bulmaya çalışır. Son iki kabuğa kadar bulamazsa kalan iki kabuktan şayet boşunu tercih ederek açarsa oyuna ilk başlama hakkı rakip tarafa geçer. Dolusunu bulursa kendi grubu oyuna başlayacak taraf olur. Rakip oyunculardan birisi geriye dönerek bir tepsi veya tabla üstündeki ceviz kabuklarından birinin altına gizlice fasulyeyi koyarak oyuna başlayacak grubun önüne getirir. Gruptan herhangi birisi altında fasulye tanesi olan ceviz kabuklarını sıra ile veya karışık olarak kaldırarak fasulyeyi bulmaya çalışır. Son iki kabuğa kadar bulabilirse o zaman 10 sayı kazanarak oyuna kendi grubunun devam etme hakkını elde eder. Şayet, son iki kabuktaki doluyu bulamazsa, işte o zaman oyun oynama sırası rakip tarafa geçmiş sayılır. Oyun böylece sürüp gider, 50 sayıya bir “Dibiyet” denir, oyun iki dibiyette yani 100 sayıda biter. Kaybeden taraf kazanan tarafa oyundan önce anlaştıkları ziyafeti verir.

YÜZÜK OYUNU3

YÜZÜK OYUNU

2-KIZAK KAYMA

Bir kış eğlencesi olan spor yönü ağırlıklı kızak kayma; kışların çok uzun sürmesi ve kar katmanın fazla olması dolayısıyla kış boyunca çocukların, gençlerin ve hatta büyüklerin eğlencelerinden birisi olarak önemini halen korumaktadır. Kızak kaymak için genelde dik olan 40–70 derecelik eğimli yerler tercih edilir. Buralara bazen özel engeller yapılarak kızakların adeta havada gösteri yapması şekline dönüşür.Kızak yapımında Oklavi gibi dokusu sık, kayganlık özelliği olan ve darbelere dayanıklı ağaçlar kullanılır. Eskiden kızaklara madeni hiç bir parça kullanılmazken son zamanlarda sürütmelerin altına madeni balya demir çakılarak daha hızlı gitmeleri sağlanmıştır.Büyükler ise çoğu zaman beş-on kişinin birlikte bineceği çiftçilikte kullanılan büyük kızaklara binerler. Bir kişi ön tarafta kızağın iki kolunun arasına girerek kendi küçük kızağına binip büyük kızağın şoförlüğünü yaparak bu sporu devam ettirir.

KIZAK KAYMA OYUNU4

KIZAK KAYMA OYUNU

3-YAĞ SATARIM BAL SATARIM

Ne kadar çok oyuncu olursa o kadar zevkli olan bir oyundur. Mendil dışında malzemeye ihtiyaç yoktur. Bir ebe vardır ve diğerleri çember oluşturup yere çökerler. Ebe elinde bir mendille, “yağ satarım, bal satarım, ustam ölmüş ben satarım” diyerek etraflarında dolaşır. Sonunda mendili birinin arkasına koyar ve koşmaya başlar mendili bıraktığı kişi kalkıp ebeyi kovalamaya başlar. Eğer ebe yakalanmadan onun yerine geçebilirse, diğer oyuncu ebe olur. Eğer yakalanırsa tekrar ebe olur.

BAL SATARIM

BAL SATARIM OYUNU

4- UÇURTMA
Genelde iki çeşit uçurtma yapılır. Birisi “ Şeytan uçurtması”,diğeri de çıtalarla yapıldığı için “ Çıtalı” denilen uçurtmadır. burada hem yapılması hem de uçurtması zevkli olan ve ustalık isteyen çıtalı adı verilen uçurtmadır. bu uçurtma için önce 60-80 cm uzunluğunda ve 1 cm çapında üç çubuk veya çıta hazırlanır. Uçlarına yarım santim içeriden bıçakla çentik açılır. Sonra üst üste konularak altıgen şekil yapılır ve ortalarından ip ile sıkıca bağlanır. Çubukların birinin uçuna açılan çentikten ip bağlanır ve diğer uçlardaki çentiklerden sıra ile gergince bağlanarak altıgenin çevresi dolandırılır. Çıtalının iskeleti ortaya çıkmıştır. Bu iskeletin çevresini kaplayacak şekilde dayanıklı bir kağıt veya plastik kaplık alınır. İskelet bu kağıdın üstüne konarak , kağıdın dışarıda kalan kısımları içeri dürülerek yapıştırılırı. Altıgenin komşu iki uçuna, b.ir köşesi merkezde olacak şekilde üçgen şekli alan bir bağlanır. Başka bir ipin bir ucu arkadan merkeze bağlanıp, diğer ucu da açılan küçük bir delikten ön yüzüne geçirilip , köşe ile merkez uzaklığında diğer üçgen şeklindeki ipin tam ortasına bağlanır. Bunların ortasından da uçurtmayı havada tutacak uzun ip bağlanır. Alttaki iki uca bağlanan başka bir ipin ortasına da kuyruk olarak kullanılacak kağıt parçaları bağlanır. Bu şekilde hazırlanan çıtalının ipini bir çocuk , kendisini de başka bir çocuk tutar ve 10-15 metre açılırlar ve ipi tutan çocuk koşmaya başlayınca diğeri uçurtmayı bırakır ve uçurtma havalanır.

resimli-uçurtma-yapılışı-7

Kites-in-Sky-Fresh-HD-Wallpapers

ucurtma_nasil_yapilir

5-BEŞTAŞ

Birden fazla kişiyle oynanır.Beş tane yuvarlak taşla oynanır.Oyunun aşamaları şöyledir.

A. Birler: Taşlar serbest yere bırakılır. Ebe yerdeki taşlardan uygun olanını seçer. Seçtiği taşı havaya atar. Her attığında yerden bir taş alıp havaya attığı taşı yakalar. Yerdeki taş bitinceye kadar işlem devam eder. Eğer havaya attığı taşı kapamaz veya yerden almak istediği taştan başka taşa dokunursa oynama hakkını arkadaşı kazanır.

B. İkiler: Taşlar yere bırakılır. Taşların içinden uygun olanı ele alınır. Yerdeki taşlar ikişerli olarak alınmaya çalışılır.

C. Üçler: Taşlar yere atılır taşın biri tekli olarak ele alınır. Diğer üçü tek seferde alınmaya çalışılır.

D. Dörtler: Taşlardan uygun olan bir tanesi havaya atılır. Yerde kalan dört taş bir seferde alınmaya çalışılır.

F. Dedeler: Taşlar yere atılır. Başparmak ve şahadet parmağının arası açılarak bir kale görüntüsü verilmeye çalışılır. Oyuncu yerden bir tane uygun taşı eline alır. Rakip oyuncu en son parmağın arasından geçecek taşı seçer. Bu taş diğer taşların parmaklar arasından geçirilmesine engel olacak taştır. Oyuncu eline aldığı taşı havaya atar. Havaya attığı esnada yerdeki taşı kaleden geçirmeye çalışır. Bunun için iki hakkı vardır. Birinci seferde taşı düzeltir. İkinci seferde taşı parmakları arasından geçirir. Eğer bu esnada taşı başka bir taşa çarptırır veya havaya attığı taşı kapamazsa hakkını rakip oyuncuya verir. Tüm bunlardan sonra oyunun final bölümüne geçilir. Taşların tamamı avucunun içinde hafifçe yukarı doğru atılır ve avucun tersiyle taşlar tutulmaya çalışılır. Avucunun tersinde en çok taş kalan oyuncu oyunu kazanır.

BEŞ TAŞ

BEŞTAŞ OYUNU

BEŞTAŞ YUNU3

6- BİRDİRBİR

İstenilen sayıda öğrenci ile oynanır. Oyuncular sayışıp ebeyi tesbit ettikten sonra ebe, göğsü yere paralel olarak eğilir. Diğerleri sıra ile belli bir uzaklıktan hız kazanarak gelip eğilen ebenin üzerinden atlarlar. Atlarken de baştaki oyuncunun sözlerini ve yaptığı hareketleri tekrarlarlar. Oyunun seyri şöyledir:
İlk oyuncu; “Birdir bir, ikidir iki, üçtür üç” diyerek ebenin üzerinden atlayıp başa döner. Diğerleri de aynı sözleri tekrarlayıp, ebenin üzerinden atlayıp yerlerinde dönerler. Bundan sonra oyun biraz hareketlerin.
“Dörttür dört” atlarken kalça ebenin sırtına vurulur.
“Beş, sürmeden geç” atlayanlar ellerinden başka bir yerlerini ebeye sürmeden geçerler.
“Altı, mendil indirmece” ebenin atlarken üstüne konulan mendili diğerleri de yere düşürmeden atlarlar.
“Yedim, mendil kaldırmaca” ebenin üstündeki mendil, atlarken alınır.
“Sekizim seksek” ebenin üstünden atlayanlar, bütün oyuncular atlayıncaya kadar tek ayak üzerinde dururlar.
“Dokuzum durak” ebenin üstünden atlayanlar, atladıkları yerde tek ayak üzerinde dururlar. Diğerleri, ayakta duranlara değmemeye çalışırlar.
“Onum oturak”, ebenin üstünde atlayıp, düştüğü yerde oturakta durulur. Diğerleri oturanlara değmeden atlayıp otururlar.
Bundan sonra “On birim yağlı börek, on ikim jandarma, on üç alman topu” diyerek ebenin üstünden atlanır. Sıra ondörde gelince;
“On dördüm yumruk atmak” denir ve ebenin sırtına yumruk vurarak atlanır.
“On beşim kaçmaca” denince de, bütün oyuncular atladıktan sonra tek sonra ebe diğerlerinden birini yakalamaya çalışır. Yakalanan veya ayağı yere basan oyuncu ebe olur ve oyuna devam edilir.

BİRDİRBİR OYUNU

BİRDİRBİR

7-UZUN EŞEK 

Açık havada üçer veya dörder kişilik takımlarla oynanan zevkli bir oyundur. Sayışmalarla ebe, takımlar ve hangi takımın alta yatacağı (eşek) belirlenir. Ebe bir duvara veya ağaca araksını verir. Eşek olan takımın bir oyuncusu ebenin bacakları arasına başını sokar, diğerleri de onun arkasından başları öndekinin bacakları arasında olacak şekilde eğilip dizilirler. Diğer takım oyuncuları hız kazanarak sıra ile eğilenlerin üstüne atlarlar.üstteki takımın başı, parmaklarından bazıları yumup, diğerlerini ebenin göreceği şekilde açıkta bırakarak sorar:
– Çattı pattı kaç attı? Yere eğilmiş olan takımın başı, kaç parmağın açık olduğunu tahmin ederek bulmaya çalışır. Eğer bilirse kazanırlar ve diğerleri alta yatarlar, yani eşek olurlar. Bilemezlerse oyun yeniden başlar.
Bu oyundan üstteki takımın ayaklarının yere değmemesi gerekir. Eğer değer yanmış olurlar ve alta yatarlar. Bazan da alttaki takım oyuncuları, üstteki takımın ağırlığına dayanamayıp çöker ve hepsi yere yığılır. Bu durumda “eşek çötü” denir ve alttakiler tekrar yatarak oyun yeniden başlar.

UZUN EŞEK OYUNU1

UZUN EŞEK OYUNU

8–ÇELİK ÇOMAK (MET)
Açık havada erkekler tarafından oynanan zevkli bir oyun olup, karşılıklı iki kişi veya takım halinde de oynanabilir. Oyun 50-60 cm. uzunlukta bir değnek (Çomak veya met değneği) ve 15-20 cm. uzunlukta kısa bir değnek parçası (çelik veya met) ile oynanır. Met oyununda met ve değneğin çeşitli kullanım şekilleri vardır. bunlardan yaygın olanları şunlardır:
– Oyuncu meti iki küçük taşın üstüne koyar. Altından değneği ile meti havaya kaldırıp vurarak uzaklaştırır.
– Bir eli ile meti hafifçe havaya atar ve değneği ile vurur.
– Met bir ucu havada kalacak şekilde küçük bir taşın üstüne konur. Değnekle havdaki ucuna vurulur. Havaya zıplayan mete değnekle vurulur.
– Met, değneğin üstüne dengeli şekilde konarak havaya kaldırılıp vurulur.
Değnek ile meti uzağa atmak için oyuncunun üç hakkı vardır. üç hakkında da ıska geçerek mete vuramayan oyuncu kaybeder ve ebe olur.
Sayışma ile takımlar ve kimin önce başlayacağı belirlenir. Başlayacak oyuncu “Kale” denilen yerde meti yukarıda saydığımız şekillerin biri ile atar. Diğer oyuncu metin atılacağı yönde elinde değneği ile durur. Eğer atılan meti yakalar veya değneği ile değerse, meit atma sırası kazanır. Değemez ise düştüğü yerden meti eliyle kaleye fırtalır. Kaledeki oyuncu da fırlatılan meti değneği ile karşılayıp vurmak ister. Eğer met kalenin bir değnek boyundan az yakınına düşmüşse yanar ve rakip oyuncuya met atma sırası geçer. Eğer takım ile oynanıyorsa, bir oyuncu yandığında aynı takımın diğer oyuncusuna sıra gelir.met kalenin yakınına düşmez veya kaledeki oyuncu meti değneği ile yere düşmeden uzaklaştırılırsa, düştüğü yerden itibaren kaleye kadar adımlar. Kaleye geldiğinde kaçta kaldıysa, meti değneğin üstünde hoplatarak düşürmeden saymaya devam eder. Met yere düşünce oyun kaleden met atışı ile devam eder. Saymada her elli sayı bir dalya eder. Tesbit edilen belli bir dalyaya gelindiğinde oyun biter.

9-GÜVERCİN TAKLA
açık havada, 10-15 yaşlarında 8 çocuk tarafından oynanan bir oyundur. Oyuncular dörder kişilik iki takıma ayrılır ve hangi takımın alta yatacağı, hangisinin üzerinden atlayacağı sayışma ile tesbit edildikten sonra alta yatacak takımın oyuncularından ikisi kalçaları değecek şekilde arka arkaya dönüp hafif eğilir. Diğer ikisi de karşılıklı olarak bunların bacakları arasına kafalarını sokup elleri ile birer bacaklarından tutarlar. Böylece diğer takım oyuncularının atlayabileceği bir şekilde meydana getirirler.
Diğer grubun oyuncuları birer birer koşup gelerek ellerini yatan oyuncunun sırtına koyup hızla takla atarlar. Başlarını aralarına koyarak ayakları üzerine yere düşerler. Bu sefer de diğer yönden atlamaya gelirler. Oyuncu takla atamayınca veya atladığı halde elleri yere değerse yanmış sayılır ve gruplar yer değiştirir.

GÜVERCİN TAKLA

GÜVERCİN TAKLA OYUNU1

10-İP ATLAMA
Kızlar arasında çok yaygın olan oyun, karşılıklı iki kız tarafından sallanan ipin üstünden atlanması esasına dayanır. Değişik uygulamaları vardır.
– Kendi çevirdiği ip ile atlama: İki metre uzunluğundaki ipin uçları oyuncu tarafından tutulur ve başı üzerinden önden arkaya doğru çevrilir. İ ayaklarına yaklaştığında oyuncu hoplayarak, ipi ayakları altından geçirir. Belli bir tempo içinde ip çevrilir ve atlanır.
Bu oyun iki oyuncu arasında yarış şeklinde de oynanır. Önce atlayanın kaç sayı atladığı sayılır, sonra diğeri saydırır. En fazla saydıran kazanır.
– Bir oyuncunun çevirdiği ip ile iki oyuncunun atlaması: İpin iki ucunu tutan oyucuya bir diğeri daha yanaşır ve ip çevrildiğinde her ikisi de atlar. Bu oyunda diğeri gibi iki veya daha fazla oyuncu grubu tarafından yarış şeklinde oynanabilir.
– İki oyuncunun karşılıklı tutup çevirdiği ip ile diğer çocukların atlaması: 4-5 metre bir ipin ucundan karşılıklı iki oyuncu tutup sallar, diğerleri de sırayla atlar. Atlamaya ilk başlayanın atladığı sayı kadar diğerleri de atlar ve diğer yönde dizilip herkes atlandığından o yönden atlamaya devam ederler. Eksik atlayan veya ipe takılan oyuncu ipi tutanlardan bir ile yer değiştirir.
– İki oyuncunun çevirdiği ip ile yine iki oyuncunun karşılıklı atlaması: Oyuncular ikişer eşleşir. Hangi takımın ipi çevireceği sayışma ile tesbit edilir. Bir takım ipi çevirirken, diğer grup da karşılıklı olarak yanı anda girip atlamaya başlarlar. Eşlerden biri ipe katılırsa, ipi çevirmeye onlar başlar. En çok atlayan takım oyunu kazanmış olur.

İP ATLAMA OYUNU3

İP ATLAMA OYUNU4

11-KÖREBE

4-12 yaşlarında kız ve erkek çocukların beraber oynadıkları bir oyundur. Sayışma ile ebe seçilir. Ebenin gözleri kapanır. Diğerleri ebenin etrafında ona değerek ve “körebe” diye seslenip dolanırlar. Ebe de onlardan birini yakalamaya yakaladığını da kim olduğunu bilmeye çalışır. Bilirse yakalanan ebe olur ve oyun böyle devam eter.
 

KÖR EBE OYUNU3

KÖR EBE OYUNU1

12- MENDİL KAPMACA
Oyuncular iki takıma ayrılırlar. 50-60 metre ara ile karşılıklı iki çizgi çizilir ve takımlar bu çizgi üzerinde yer alırlar. Tam ortada da elinde mendili ile başka bir çocuk durur. Ortadaki çocuk, karşılıklı olarak takımlardan birer oyuncunun isimlerini söyleyerek çağırır. Mendile doğru gelen çocuklar, mendili diğerinden önce alıp kendi kalesine kaçar. Diğeri de onu yakalamaya çalışır. Yakalarsa, yakalanan çocuk, yakalanmazsa diğeri oyun dışı kalır. Mendili kapma sırasında çocuklar acele etmezler. Birbirini lafla oyalayıp dikkatini dağıtarak mendili kapmaya çalışırlar. Bu şekilde devam eden oyunda oyuncusu kalmayan takım yenilir ve verilen cezaya katlanır.

MENDİL KAPMA OYUNU

MENDİL KAPMA OYUNU1

13-SAKLAMBAÇ
Çok sayıda oyuncu ile acık havada oynanan zevkli oyunlardan biridir. Sayışma ile ebe seçilir. Ebe, tesbit edilen ağaç veya duvar köşesine arkasını dönüp 50 veya 100’e kadar sayar. Diğerleri saklanırlar. Sayma sonunda ebe saklananları aramaya başlar. Birini gördüğünde kaleye ondan önce koşup “söbe” der, görünen veya ebenin haberi olmadan kaleye gelip söbeleyen oyuncular birer “ can” kazanırlar ve oyun sonunda ebe olmaktan kurtulurlar. Saklanan oyuncular bazan birbirlerinin ceket, gömlek veya ayakkabısını giyip kasıtlı olarak bunları ebenin göreceği şekilde açıkta tutarlar. Ebe buna kanar yanlış isim söbelerse oyuncu “ çömlek patladı” diyerek ortaya çıkar ve oyun yeniden başlar. Eğer ebe gelecek yeni oyunda ebelikten kurtulacak kadar oyuncu söbeleşmişse hala saklı olan bir veya daha fazla oyuncu için “ çay içiniz, çıkın!” der. “ Çay içmek”, ebelikten kurtulmak demektir. Bu durumda söbelenen oyuncular kendi aralarında gizlice isimleşirler ve ebeye tuttukları isimleri söylerler. Ebe de bunlardan birini söyleyerek yeni ebeyi seçer ve oyun devam eder.

14-SEKSEK
6-12 yaş grubu çocuklar tarafından açık havada oynanır. Yere çizilen geometrik şekiller üzerinde yassı taşlarla ve birden fazla oyuncu ile oynanır. Sayışarak oyuna başlama sırası tesbit edilir. İlk başlayan oyuncu,1 numaralı karenin önünde durup, elindeki taşı bu kutu içine bırakır. Sonra sekerek ve çizgilere basmadan bölmelerden sıra ile atlar. 4. kareden sonra ayakları 5. ve 6. karelerde olacak şekilde atlar. Tekrar çizgiye basmadan ayakları 5. ve 6. karelerde olacak şekilde atlar. Tekrar çizgiye basmadan ayakları 5. ve 6. karelerde olacak şekilde döner. Tekrar sekerek 1. kareye kadar gelip yerdeki ayağı ile buradaki taşı tepip dışarı çıkarır, kendisi de çıkarak ayaklarını basar. Aynı oyunu ikinci, üçüncü ve dördüncü kutular için aynı şekilde sekerek gider. Taşı geriye sıra ile kutulara ayağı ile sürükler ve dışarı çıkarır , sora 5. ve 6. kutulardan da geriye doğru taşı sürükleyerek çıkarır. Aşağı yere ve çizgiye basmadan ve sürüdüğü taş çizgi üzerinde kalmadan altı kutuya da bu şeklide bitiren oyuncu birinci bölümü bitirir. Ancak taşı çizgi üzerinde bırakan, çizgiye ve yere basan oyuncu yanar, diğerlerine sıra gelir. Her oyuncu sıra tekrar geldiğinde kaldığı kutudan başlar.
İkinci bölümde oyuncu gözlerini kapatıp yürüyerek ve çizgilere basmadan dördüncü kutuya, buradan da ayakları 5. ve 6. kutuda olacak şekilde hoplar. Burada gözlerini açıp arkaya döner ve bu sefer de öne doğru gözleri kapalı olarak ayağı çizgilere basmayacak şekilde yürüyerek gelip dışarı çıkar. Bu bölümde de çizgiye basan ve gözlerini sona gelmeden açan oyuncu yanar ve sıra diğerlerine geçer.
Oyunun üçüncü bölümünde ise, oyuncu yine kutulara arkası dönük halde elindeki taşı bir kutuya düşecek şekilde atar. Taş çizgiye gelemeden kutu içinde kalırsa, o kutuyu (X) işareti ile çizer. Bu kutu o oyuncunun olur ve diğer oyuncular kendi oyunlarını oynarken bu kutunun üzerinden atlayama çalışırlar. Bu şeklide bütün kutuları veya en fazla kutuya sahip olan oyunu kazanmış olur.

15-SALINCAK 

En uygun oyunlardan birisidir. Buna salıngaç ya da sallangaçta sallanmak denir. Evde her hangi uygun bir yere salıngaç kurulabileceği gibi kırdaki ağaçlara da kurulabilir. Salıngaç urganla kurulur, oturulacak yere bir minder konur ya da tahta yerleştirilir. Böylece salıngaç biri bindikten sonra diğeri tarafından sallanır ve bundan zevk alınır.

SALINCAK OYUNU

SALINCAK

16-GINCIRDAK 

Düz bir alana bir ağaç gövdesi yerleştirilir.üst kısmı sivritilmiş ağaç gövdesinin bu sivri kısmına kömür ve mancar eriği çekirdeği sürülür. Böylece sistemin gıcırdaması sağlanır. Ağaç gövdesinin üzerine ortası bu sivri yere gelecek şekilde uzunca bir hatıl yerleştirilir. Bu hatıl yatay şekildedir. Konumu tahtirevalliyi andırır. Karşılıklı binilir ve bir kısım insan bunu çevirir. Hareket halindeyken gıncır gıncır ses çıkarır. Büyük bir zevkle binilir. Bu sisteme “ gıncırdak” denir. Toplanan delikanlılar gıncırdağa binerek gönüllerince eğlenirler.

17-ÇUVAL YARIŞI

ÇUVAL YARIŞI

ANA SAYFA

GELENEKSEL ÇOCUK OYUNLARI

MENDİL KAPMACA

SEK SEK

YAKAN TOP

FİZİKSEL ETKİNLİKLER

BOWLİNG OYUNU

ÇEMBERLE İŞBİRLİĞİ

ÇİFT AYAK ATLAMA

EL DEĞDİREREK BAYRAK KOŞUSU

FASULYE TORBASI ATMA

PUANLI HEDEF OYUNU

SIRT SIRTA TOP TAŞIMA

TOP YUVARLAMA OYUNU

UZAĞA TOP FIRLATMA OYUNU

OYUNLAR ARŞİVİ

KORİDOR OYUNU

MANGALA OYUNU

TOMBİK OYUNU

UNUTULMAYA YÜZ TUTMUŞ ÇOCUK OYUNLARIMIZ

YAĞ SATARIM BAL SATARIM OYUNU

OYUN MALZEMELERİ

GELENEKSEL ÇOCUK OYUNLARI

AÇ KAPIYI BEZIRGAN BAŞI

Grup halinde 8-10 çocukla oynanır. İki kişi kapıcı olur ve aralarında kendilerine birer takma ad seçerler, bunu diğer oyuncular bilmez. Karşılıklı geçerek ellerini köprü gibi tutarlar. Bezirgân başı önde olmak üzere kuyruk olurlar. Geçmek için “AÇ KAPIYI BEZİRGÂNBAŞI!”derler. Kapıcılar “KAPI HAKKI NE VERİRSİN, NE VERİRSİN?” diye sorarlar. Bezirgân başı, “ARKAMDAKİ YADİGÂR OLSUN, YADİGÂR OLSUN!” diye yanıtlar. Kapıcıların kolları yukarı kalkar, çocuklar sırayla altından geçerler. Kapıcılar sona kalanı kolları arasına alırlar ve oyuncunun kulağına sessizce aldıkları takma adlardan birini seçmesini söylerler. Çocuk kapıcılardan hangisinin adını söylerse onun arkasına geçer. Oyun bu şekilde kuyruktaki oyuncuların hepsi seçilene kadar devam eder. Sonunda ortaya bir çizgi çekilir. İki grup birbirlerinin bellerinden tutarak karşılıklı çekişirler. Çizgiyi geçen grup oyunu kaybeder.

ATEŞIM OYUNU

Oyun oynayacak çocuklar iki gruba ayrılır. Futbol kalesi direkleri gibi karşılıklı taştan ikişer kale dikilir. Kalelerin ara uzaklığının eşit olması için ayakla sayılır. Kaleden çıkan oyuncu karşı kaleye doğru yaklaşır. Diğer takımın oyuncuları onu yakalamaya çalışır. Kaleden en son çıkan oyuncu diğer grubun oyuncusunu yakalama hakkına sahiptir. Yakalanan oyuncu yakalayan grubun kalesinin yanında bulunan diğer taşa ayağını basar ve esir alınmış sayılır. Bu şekilde yakalananlar el ele tutarak sıralanırlar. Esir olan oyuncular kendi gruplarından bir oyuncunun kalesinden gelerek eline dokunmasıyla kurtulur. Oyuncularının hepside esir alınan grup oyunu kaybetmiş sayılır.

SAKLAMBAÇ – ÜSÜYNEN BİTTİ (SOBE SOBE)

Oyundan önce aşağıdaki şekilde sayışma yapılarak ebe belirlenir.

Üsüynen bitti, ucu yitti.

Bal ballı hoca, ballı hoca.

Şaptan şabadan, kuş dili cabadan.

Bir kale belirlenir. Ebe kalede gözlerini kapatarak belirlenen sayıya kadar (20-30 gibi) sayar. Sayma bitince “Yanın yören, sağım solum sobe, saklanmayan ebe” der ve gözlerini açar. Ebe saklanan oyuncuları bulmaya başlar. Ebe herkesi bulursa (sobelerse) içlerinden birini ebe seçer, veya en önce sobelenen ebe olur. Eğer ebe yanlış kişiyi sobelerse “Çanak çömlek patladı” olur ve oyun yeniden başlar.

BEŞ TAŞ OYUNU

Kaç kişiyle oynanır: Birden fazla kişiyle oynanır.
Malzemeler: Beş tane yuvarlak taşla oynanır.
Nasıl oynanır: Oyunun aşamaları şöyledir.
A. Birler: Taşlar serbest yere bırakılır. Ebe yerdeki taşlardan uygun olanını seçer. Seçtiği taşı havaya atar. Her attığında yerden bir taş alıp havaya attığı taşı yakalar. Yerdeki taş bitinceye kadar işlem devam eder. Eğer havaya attığı taşı kapamaz veya yerden almak istediği taştan başka taşa dokunursa oynama hakkını arkadaşı kazanır.
B. İkiler: Taşlar yere bırakılır. Taşların içinden uygun olanı ele alınır.
Yerdeki taşlar ikişerli olarak alınmaya çalışılır.
C. Üçler: Taşlar yere atılır taşın biri tekli olarak ele alınır. Diğer üçü tek seferde alınmaya çalışılır.
D. Dörtler: Taşlardan uygun olan bir tanesi havaya atılır. Yerde kalan dört taş bir seferde alınmaya çalışılır.
F. Dedeler: Taşlar yere atılır. Başparmak ve şahadet parmağının arası açılarak bir kale görüntüsü verilmeye çalışılır. Oyuncu yerden bir tane uygun taşı eline alır. Rakip oyuncu en son parmağın arasından geçecek taşı seçer. Bu taş diğer taşların parmaklar arasından geçirilmesine engel olacak taştır. Oyuncu eline aldığı taşı havaya atar. Havaya attığı esnada yerdeki taşı kaleden geçirmeye çalışır. Bunun için iki hakkı vardır. Birinci seferde taşı düzeltir. İkinci seferde taşı parmakları arasından geçirir. Eğer bu esnada taşı başka bir taşa çarptırır veya havaya attığı taşı kapamazsa hakkını rakip oyuncuya verir. Tüm bunlardan sonra oyunun final bölümüne geçilir. Taşların tamamı avucunun içinde hafifçe yukarı doğru atılır ve avucun tersiyle taşlar tutulmaya çalışılır.
Avucunun tersinde en çok taş kalan oyuncu oyunu kazanır.

BIRDIR BIR OYUNU

Kaç kişi oynanır: Bu oyunda belli bir kişi sınırlaması yoktur. Kişi sayısı arttıkça oyun daha zevkli bir hale gelir.
Malzemeler: Oyunda kullanılması gereken bir şey yoktur.
Nasıl oynanır: Birdirbir dünyanın her tarafında sevilerek oynanan bir oyundur. Oyunun başında bir ebe seçilir. Ebe öne eğilerek ellerini dizlerine dayar. Diğerleri bir kaç metre arayla sıra oluştururlar. Oyuncular sırayla koşarak eğilmiş duran ebenin üzerinden ellerini sırtına bastırıp bacaklarını açarak atlarlar. Atlarken de sırayla tekerlemenin dizelerini söylerler.
“Birdirbir,
İkidir iki, olur tilki,
Üçtür üç, yapması güç,
Dörttür dört, kuş gibi öt,
Beştir beş, aldım bir eş,
Altıdır altı, yaptım kahvaltı,
Yedim yedi, elim sırtına değdi,
Sekizim seksek,
Dokuzum durak”
Dengesini kaybeden ya da düşen oyuncu “yanmış” sayılır ve yeni ebe olur. .

BOM OYUNU

Kaç kişiyle oynanır: Kişi sınırlaması yoktur. En az üç kişiyle oynanır.
Malzemeler: Oyuncuların çarpım tablosu bilgisi olmalıdır.
Nasıl oynanır: Oyuncular daire şeklinde yere otururlar ve sayışarak oyuna başlayacak kişiyi seçerler. Birinci oyuncu bir diye bağırır, ikinci oyuncu iki diye saymaya devam eder ancak beş ve beşin katlarında bom diye bağırılır. Oyun çok hızlı oynanır ve duraksayanlar, yanlış yerde bom diyenler ve bom demeyi unutanlar elenir. Bir de bu oyunun baz-fiz şekli vardı ki daha da zordur.
Oyuncular beşin katlarında baz, yedinin katlarında fiz diye bağırırlar, otuz beşte ise baz fiz diye bağırılır..

BILYE OYUNU

Top biçimindeki küçük kürelerle oynanan çocuk oyunudur. Oyuncu sayısına göre değişen boyutlarda bir üçgen çizilir. Her oyuncu üçgenin çizgileri üstüne ve içine eşit sayıda bilye koyar. Üçgenden 3-4m.uzağa bir kale çizgisi çizilir. Her oyuncu oyun bilyesi ile bu çizgiye atış yapar. Bilyelerin çizgiye yakınlığına göre oyuncuların başlama sırası belirlenir. Kale çizgisinden üçgendeki bilyelere atış yapılır. Vurulup üçgenden dışarı çıkartılan bilye, atışı yapan oyuncunun olur. Üçgendeki bütün bilyeler bitinceye değin oyun sürer.

ÇELIK ÇOMAK OYUNU

Daha çok açık alanlarda oynanan bir oyundur. Oyuna bazen büyüklerin de katıldığı olur. Bu oyunda iki ucu yontulmuş kısa bir tahta yani çelik ile 50 – 60 cm uzunluğunda bir sopa yani çomak kullanılır. Oyun oynayacak olanlar iki gruba ayrılırlar. Her iki taraftan birer kişi seçilir ve bu seçilen kişiler çeliklerini uzağa fırlatırlar. Hangi oyuncu çeliği daha fazla uzağa atabilmişe o taraf oyuna başlar (A takımı diyelim) Oyun başlarken yere küçük bir çukur açılır veya iki taş çeliğin boyu kadar aralıklı olarak yan yana konur. B takımı oyuncuları karşı tarafa geçer. Böylece oyun başlamış olur.
Oyuncu elindeki sopayla çukurun üzerine yerleştirdiği çeliği karşı B taraf oyuncularına doğru hızla atar ve sopayı yere bırakır. Eğer B taraf oyuncuları atılan çeliği havada “çalduruk” denilen ağaç dalı ile yakalarsa hem sayı kazanırlar hem de çeliği kaptıran A takımı oyuncusu oyundan çıkmış olur. B takımı çeliği yakalayamadıysa, çeliği düştüğü yerden tekrar yerdeki sopaya doğru atarlar.
Sopayı vurabilirlerse karşı A takımının oyuncusu yine oyundan çıkar.
Vuramazlarsa A takımı çelikle sopanın arasındaki mesafeye bakarak B takımının bu mesafeyi kendi belirledikleri bir adımda almasını ister. Örneğin “3 adımda al, 5 adımda al” gibi. B takımında adımını büyük atabilen ve kendine güvenen bir oyuncu bulunmazsa, ya da bu adım sayısında çomaktan çeliğe ulaşamazsa A takımı adım sayısı kadar sayı alır. Eğer bu adımda yetişebilirlerse sayıyı B takımı alır. Oyunun başında kararlaştırılan sayıya ilk ulaşan takım oyunu kazanır. Bir sonraki oyuna kazanan taraf başlar. Hangi tarafın oyuncularının tamamı ölürse bu defa diğer taraf oyuna başlar. Bir takım kararlaştırılan sayıya hiç puan kaybetmeden ulaşırsa oyundan çıkmış bir arkadaşlarını tekrar oyuna sokarlar.

DOKUZTAŞ OYUNU

Dokuztaş oyuncuların taşlarıyla bir sıra oluşturmaya çalıştığı bir oyundur. Bir yere iç içe üç kare çizilir ve kenarları orta noktalarından birleştirilir.
Böylece 12 köşede ve 12 kenar üzerinde olmak üzere 24 nokta ortaya çıkar.
Oyunun başında, iki oyuncu sırayla birer birer taşlarını noktalara yerleştirir. Dokuzar taş yerleştirildikten sonra sırayla hamle yapmaya başlanılır. Yatay, dikey veya çapraz bir üçlü dizebilen oyuncu rakibinin bir taşını dışarı atma yani “kırma” hakkı kazanır. Fakat bir üçlü dizi içindeki taşlar kırılamaz. Eğer tüm hepsi üçlülerin bir parçasıysa herhangi biri kırılabilir.
İki taşı kalan oyuncu, oyunu kaybeder.
Bu oyun birçok ülkede “Morris” diye bilinir. Üçtaş, Tik Tak To, Cüz, Dokuzluk, Dokurcun bu oyunun diğer adları veya benzerleridir.

DEVE-CÜCE OYUNU

Grup halinde oynanır. Bir kişi ebe olur. Deve diye bağırınca herkes ayağa kalkar, cüce diye bağırınca herkes yere çöker. Ebe bunları ardarda ve hızlı şekilde karışık olarak söyler. Ebenin talimatlarına uymayan yanar ve oyundan çıkar. En son kalan oyunu kazanır ve ebe olur.

ELIM SENDE OYUNU

Çocuklar bir tekerleme söyleyerek aralarında bir ebe seçtikten sonra ebeden kaçarlar. Ebe ise onlara eli ile dokunmaya çalışır. Ebe kime dokunursa bu defa o çocuk ebe olur.
“Elim Sen de Elim Sende Sabaha Kel Kalk Sen de” .

EL KIZARTMACA OYUNU

İki kişilik bu oyun “El Kızartmaca” ya da “Şap Şap” olarak da bilinir. Bir çeşit refleks oyunudur. Hararetli bir oyunun sonunda eller oyunun adına yakışan bir renk alır.
Oyuncular karşılıklı yerlerini aldıktan sonra biri ellerini avuçları yukarı gelecek şekilde öne doğru uzatır. Diğeriyse ellerini avuçları aşağı gelecek şekilde arkadaşının elleri üzerine koyar. Elleri altta olan oyuncu sağ, sol ya da her iki elini aniden çekerek arkadaşının elinin üzerine vurmaya çalışır. Vurabilirse, oyuna aynı şekilde devam edilir. Iskalarsa, ellerini üste koyar ve vurma sırası diğer oyuncuya geçer..

FARFARA FILLI, YA FILLI OYUNU

Kaç kişiyle oynanır: Beş ya da daha fazla kişi ile oynanır.
Malzemeler: Herhangi bir malzeme gerekmemektedir.
Nasıl oynanır: Bu şaşırtmaca ve taklit oyunu adını oyuna başlarken söylenen sözlerden alır. Grup halinde oynanan ve dikkat gerektiren bir oyundur. Önce bir ebe seçilir. Ebe oyuncuları göremeyeceği ve duymayacağı şekilde gruptan uzaklaşır. Bu sırada oyuncular arasından bir lider seçilir. Ebe liderin k,m olduğunu bilmemelidir. Oyuncular bir daire oluşturacak şekilde yerlerini alırlar. Ebe de dairenin ortasına geçer. Oyuncuların hep bir ağızdan “farfarafilli yafili” demesiyle oyun başlar. Lider mümkün olduğu kadar garip ve komik hareketler yapar; örneğin başını bir maymun gibi kaşır veya dil çıkararak zıplar. Diğerleri de hemen onu taklit ederler. Ebe oyuncuları izler ve liderin kim olduğunu bulmaya çalışır. Oyuncular, ebenin işini zorlaştırmak için hareketleri taklit ederken hızlı olmalıdırlar. Ebe liderin kim olduğunu doğru tahmin ederse, lider ebe olur; oyuncular arasından yeni bir lider seçilir ve oyuna devam edilir..

HIMBIL OYUNU

Grup halinde oynanır. Kaç kişi oynayacaksa o sayıda meyve grubu oluşturup isimlerini küçük kâğıtlara kişi sayısı kadar yazılır. Sonra bu kâğıtlar karıştırılıp oyunculara dağıtılır. Oyuncular ellerinde aynı meyve grubunu biriktirmeye çalışırlar. Sıra ile her seferinde bir meyve değiştirilir.
Aynı meyve grubunu elinde ilk tamamlayan kişim Hımbıl diyerek elini ortaya koyar. Eli en üstte kalan hiç puan alamaz. En çok puan toplayan oyunu kazanır.

İP ATLAMA OYUNU

Kaç kişiyle oynanır: Tek kişiyle oynanır.
Malzemeler: Oynayan kişinin boyuyla doğru orantılı olarak bir ip gereklidir.
Nasıl oynanır: Eğlenceli bir oyun olan ip atlama aynı zamanda pek çok sporcunun kullandığı bir antrenman yöntemidir. Uzunca bir ipi iki ucundan tuttuktan sonra dirseklerinizi kırarak ellerinizi omuz hizasında kaldırın. Daha sonra ipi öne doğru çevirin ve ip yere değdiği anda üzerinden zıplayın. Oyunu daha zevkli hale getirmek için bir sağ bir sol ayakla, geriye doğru veya dirsekleri çapraz yaparak atlayabilirsiniz.

İSTOP OYUNU

Bir top oyunudur. Oyuncular arasından seçilen ebe topu havaya fırlatır ve oyunculardan birinin ismini söyler. İsmi söylenen oyuncu topu yere düşmeden yakalamaya çalışırken, diğer oyuncular toptan uzaklaşmaya çalışırlar. Oyuncu topu yere düşmeden yakalamayı başarırsa“İSTOP” diye bağırır. O anda bütün oyuncular oldukları yerde durmak zorundadır. Topu yakalayan oyuncu topu havaya fırlatır ve tekrar oyunculardan birinin ismini söyler. İsmi söylenen oyuncu topu yere düşmeden yakalamayı başaramazsa, topu yakaladığı noktada“İSTOP” diye bağırır ve toptan uzaklaşan bütün oyuncular oldukları yerde dururlar. Ebe diğer bir oyuncuyu topla vurmaya çalışır. Oyuncu vurulmamak için yerinde sıçrayabilir, eğilebilir ama yerini değiştiremez. Bu oyuncu isterse topu tutmayı da deneyebilir. Topu tutabilirse, bu kez de ona top atan oyuncuyu vurmaya çalışır. Oyuncu topu tutamaz ve vurulursa yeni ebe olur. Top oyuncuya isabet etmezse, topu atan oyuncuya ceza verilir Bu ceza genellikle diğer oyuncuların bu oyuncuya sırayla top atması şeklindedir.

İSIM – BITKI – ŞEHIR OYUNU

Grup oyunudur. Herkes eline kâğıt kalem alır. Kâğıtlara İsim-Bitki-Şehir-Hayvan-Ünlü-Ülke vs başlıklarını yazarlar. Oyunculardan biri içinden alfabeyi saymaya başlar. Diğerleri dur deyince hangi harfi söylerse o harfle başlayanları yellerindeki kâğıda yazarlar. İlk tamamlayan 10’a kadar saymaya başlar. 10 deyince herkes kalemleri bırakır. Her başlık 10 puan değerindedir. Aynı şeyleri yazanlar puanın yarısını alır. En çok puan toplayan oyunu kazanır.

KELIME OYUNU

Kaç kişiyle oynanır: Kişi sınırlaması yoktur. Ortalama beş altı kişiye oynanır.
Malzemeler: Malzeme gerekmemektedir.
Nasıl oynanır: Bu oyun çocukların kelime dağarcığını geliştirir. Çok çeşitli kelime oyunları vardır. Oyunculardan biri ortaya bir kelime atar ve sıradaki oyuncu o kelimenin son harfiyle başlayan bir kelime söylemek zorundadır. Bu oyunun insan adıyla oynanan sürümü de vardır. Kelime bulamayan oyuncu önce bir uyarı alır daha sonrada oyun dışı kalır.

KUTU KUTU PENSE OYUNU

Kaç kişiyle oynanır: İstenen sayıda oyuncuyla oynanan tekerlemeli bir oyundur.
Malzemeler: Malzeme yoktur.
Nasıl oynanır: Oyuncular el ele tutuşarak daire olurlar ve melodisiyle
“kutu kutu pense
Elmamı yense
Arkadaşım -bir isim-
Arkasını dönse”
Tekerlemesini söylerler.
Adı söylenen oyuncu arkasını döner. Sırayla herkes arkasını döndükten sonra aynı tekerlemeyle önlerine dönerler.

KÖREBE OYUNU

Göz bağlama oyunu da denir. Körebe gözleri bağlı olan ebenin öteki oyunculardan birini yakalaması, bazen de yakaladıktan sonra kimliğini söyleyebilmesine dayanır. Yakalanan oyuncu yeni ebe olur.

KEMIK OYUNU

Özellikle mehtaplı gecelerde oynana bu oyunda çocuklar iki gruba bölünürler. Gruplardan birisi “ak koç”, diğeri “kara koç” adını alır. Bir merkez belirlenir ve bir taş dikilir. Küçük beyaz bir kemik bulunur.
Oyunculardan bir grup bu kemiği bir yere atar, ay ışığında her iki grup da bu kemiği aramaya koyulur. Kemiği önce bulan gruptan, örneğin akkoç grubu bulduysa, “ak koç, kara koça bindiii” diye bağırır. Ak koç grubuna dahil olanlar, kara koç grubundan kimi yakalarlarsa sırtına binerek kendilerini merkez taşa taşıtırlar. Yakalanmadan merkeze kadar koşanlar ise rakiplerini taşımaktan kurtulurlar. Oyun böylece sürüp gider..

KÖŞE KAPMACA OYUNU

Beş – altı kişi ile oynanır. Oyunda amaç köşeleri kapmaktır. Bir tane ebe vardır. Oyuncular köşeleri kapmaya çalışırken ebe köşeleri kapmaya çalışır. Dışta kalan ebe olur.

KIBRIT (HIRSIZ-JANDARMA) OYUNU

Her ne kadar uzun kış gecelerinde oynanan bir çocuk oyunu olsa da çoğu zaman büyükler de bu oyuna katılmadan duramazlar.
Oyun için bir masa (bu çoğunlukla yufka açmakta kullanılan sofradır), bir kutu kibrit ve en az dört oyuncu gereklidir. Masanın etrafına oturan oyuncular, kenarı boşa çıkacak şekilde masaya konulan kibrit kutusuna alttan vurarak havaya fırlatırlar.
Kutu masaya düştüğünde dik tarafı üzerine durursa atan kişi hâkim unvanını alır.
Yan tarafı üzerine dik durursa o kişi jandarma görevini üstlenir. Düz kısmının bir tarafı davacı, diğer tarafı suçlu olarak belirlenir. Oyunculardan biri suçlu tarafı attığında jandarma onu hemen elinden yakalar ve hâkime “suçüstü yakaladım” der. Davacı da şikâyetini dile getirir.
Suçun ehemmiyetine göre hâkim bir cezaya hükmeder. Bu ceza genellikle, ceviz kırarak oyunculara ikram etmek ve patates haşlayıp sofra kurmak şeklindedir.

KURT BABA OYUNU

En az dört oyuncu ile oynanır. Yere çiçeğe benzer bir şekil çizilir. Oyuncular arasından bir ana, kurt ve çocuklar seçilir. Anne ortadaki çembere, çocuklar dışarıdaki çemberlerin içine girerler. Anne tüm çocuklarına bir renk verir. Renk seçme işlemi bittikten sonra dışarıda bekleyen kurt gelir ve evin kapısını çalar gibi yapıp “yumurtanız var mı?” diye sorar. Anne “ne renk?” der. Eğer kurdun söylediği renkte bir yavru varsa o oyuncu kaçar kurtta kovalar. Oyuncu kurda yakalanmadan tekrar yuvaya dönebilirse başka bir renk tutarak oyuna devam eder. Ama kurda yakalanırsa kurdun yerine o geçer. Kurt rolündeki oyuncuda yavru olarak yuvaya girip kendine bir renk seçer. Oyun böyle devam eder.

MENDIL KAPMACA OYUNU

İki grup halinde oynanır. Ortaya bir medil konur ve gruplar eşit uzaklıkta ikiye ayrılır. Orada, oyunu yöneten (ebe) kişinin işaretiyle gruplar, mendili öncelikle kapıp eşlerine getirmeye çalışırlar. Mendili kapan, eşlerine zamanında yetişemezse, diğer gruplar tarafından mendille sırtına vurulur ve karşı grubun adamı olur. Yenen grup, yenilen grubun sırtına binerek, önceden belirlenen yerde tur atar.

MENEKŞE OYUNU

Çok sayıda oyuncu ile oynanır. İki grup seçilir ve bu gruplar kendi oyuncularından birini başkan olarak seçerler. Oyuna ilk olarak başlayacak olan grubun elemanları el ele tutuşurlar ve diğer grubun elemanları “Menekşe mendilin düşe, bizden size kim düşe” diye sorarlar. El ele tutuşan grubun başkanı genellikle o gruptan zayıf bir oyuncunun bir ismini söyler. Seçilen bu oyuncu koşarak gelir ve el ele tutuşan oyunculara çarpar. Bu çarpma sırasında el ele tutuşan oyuncuların elleri açılırsa, bu oyuncular karşı tarafa geçer. Elleri açılmazsa diğer gruptan çarpmaya gelen oyuncuda bu tarafa geçer. Oyun gruplardan birinde hiç oyuncu kalmayana kadar devam eder.

ORTADA SIÇAN OYUNU

Üç kişiyle oynanıp, iki kişi kenarda, bir kişi ortada olup, kenardakiler topu atıp ortadaki kişi almaya çalışır.

ON İKI TAŞ OYUNU

Dokuztaşın tüm kuralları geçerli olup, oynanan şekilde farklılık vardır. Tek farkı yatay ve dikey çizgilerin yanı sıra, çapraz çizgilerinin de bulunmasıdır.

ÜÇTAŞ OYUNU

Kaç kişiyle oynanır: Oyun iki kişiyle oynanır.
Malzemeler: Her oyuncunun üçer taşı vardır.
Nasıl oynanır: En basit ve en eski tablalı oyunlardan biridir. Oyuncuların amacı, kesişme noktalarına yerleştirilen taşlarla yatay, dikey ya da çapraz yönde bir sıra oluşturmaktır. Oyuncular taşlarını sırayla ve teker teker boş kesişme noktalarına yerleştirerek oyunun başlangıç konumunu oluştururlar. Sonra her oyuncu sırayla bir taşını komşu bir boş noktaya geçirir ve üçlü bir sıra oluşturmaya çalışır. Taşlarıyla ilk sırayı oluşturan oyuncu kazanır.

ÜŞÜDÜM OYUNU

Kaç kişiyle oynanır: Oyun iki kişiyle oynanır.
Kızlar el ele tutuşarak iki sıra oluşturur. İki grup karşı karşıya sıralanır. Sırayla karşılıklı şarkı söylerler.
1-Grup- Üşüdüm üşüdüm a benim canım üşüdüm
2- Grup- Kürkünü gey kürkünü gey a benim canım kürkünü gey
1-Grup- Kürküm yok kürküm yok a benim canım kürküm yok
2-Grup- Alsan ya alsan ya a benim alsan ya
1-Grup- Param yok param yok a benim canım param yok
2-Grup- Çalansa ya çalsan ya a benim canım çalsan ya
1-Grup- Asarlar basarlar en güzelini seçerler
söyleyen taraf diğer tarafa doğru ilerler son söyleyen grup diğer gruptan birini asılıp almaya çalışırlar. Alabilirlerse alınan kişi diğer gruba geçer.
Alınamadığı zaman oyun diğer gruba geçer. Sonuçta hangi taraf çok oyuncu almışsa o taraf kazanmış olur.

VIZZZ OYUNU

Kaç kişiyle oynanır: En az 4-5 kişiyle oynanır.

Malzemeler: Malzeme gerekli değildir.
Nasıl oynanır: Kim vurdu olarak da bilinen bu tahmin oyunu birçok ülkede benzer kurallarla oynanır. Adını oyuncuların ebeyi şaşırtmak için çıkardıkları seslerden alır.
Önce bir ebe seçilir. Oyuncular ebenin 1-2 m gerisinde dizilirler. Ebe bir eliyle gözlerini kapatır. Ebe, gözlerini örneğin sol eliyle kapatıyorsa, sol elini de sol kolunun altından geçirir ve avucu yukarı gelecek şekilde tutar.
Sıradaki oyunculardan biri sessizce ebeye yaklaşır. ebenin eline vurur ve hemen geriye döner. Bu sırada diğer oyuncular ebeyi şaşırtmak için hep bir ağızdan “ vızzz, vızzzz, vızzzz” diye bağırırlar. Ebe oyunculara döner ve eline kimin vurduğunu tahmin etmeye çalışır. Tahmini doğruysa vuran oyuncu yeni ebe olur.
Ebe kimin vurduğunu bilemezse ebe olarak kalır ve oyun devam eder.
Oyunu farklı türlerinde oyuncular ebenin eline vurmak yerine giysisini çeker ya da sırtına vururlar. Macaristan’da oynanan Dobi Dobi’de oyuncular hep bir ağızdan şarkı söylerken oyunculardan biri ebenin sırtında parmaklarıyla tempo tutar. Ebe bu oyuncunun kim olduğunu tahmin etmeye çalışır.

YAĞ SATARIM BAL SATARIM OYUNU

Kaç kişiyle oynanır: Ne kadar çok oyuncu olursa o kadar zevkli olan bir oyundur.
Malzemeler: Malzeme yoktur.
Nasıl oynanır: Bir ebe vardır ve diğerleri çember oluşturup yere çökerler. Ebe elinde bir mendille, “yağ satarım, bal satarım, ustam ölmüş ben satarım ustamın kürkü sarıdır satsam onbeş liradır zambak zumbak dön arkanı sıkı sıkı bak” diyerek etraflarında dolaşır. Sonunda mendili birinin arkasına koyar ve koşmaya başlar mendili bıraktığı kişi kalkıp ebeyi kovalamaya başlar. Eğer ebe yakalanmadan onun yerine geçebilirse, diğer oyuncu ebe olur. Eğer yakalanırsa tekrar ebe olur.

YAKAN TOP OYUNU

İki grup oluşturulur. Bir grup ortada kalır diğer grubun yarı elamanı bir tarafa, diğer yarısı diğer tarafa geçer. Öyle ki ortadaki grubun önünde ve arkasında düşman grup olmuş olur. Grup elemanlarına ilaveten bir de top alınır. Top uçlardaki grup elemanlarından birine verilir ve oyun başlar. Amaç ortadaki grup elemanlarının hepsini vurmaktır.

ÇOCUK OYUNLARI

Aşağıda MEB ve Danone işbirliği ile gerçekleştirilen “Benimle Oynar mısın?” projesi    kapsamında yeniden canlandırılmaya çalışılan yöresel çocuk oyunları hakkında kısa bilgi bulabilirsiniz.

Kuyu kazmanı: En az 5 kişi ile oynanan oyunda her çocuk ellerindeki sopa ile daireler çizer. 1 sopa fazla vardır ve o sopayla ebeyi seçmek için her çocuk sopayı sektirir. En az sektiren ebe olur. Oyuncular kendileirne ait dairelerden taşmadan aralarında sopayı sektirmeye çalışır, sopa kendi çemberinden taşdığında ebe sopayı uzaklaştırmaya çalışır oyuncu da onu yakalamayı hedefler; diğer çocuklar hemen dairesine yönelip sopalarıyla sopayı oyun alanına getirene kadar dairesini kazarlar. Oyun bu şekilde devam eder. Sonunda en çok kazılmış daire sahibi oyuncu oraya gömülür.

Köylü-Şehirli: 3 Kişi ile oynanan oyun bir röportaj oyunudur. Bir Sunucu şehirli ve köylü kadına yaşamları hakkında sorular sorar, köylü ve şehirli kadınların taklidi yapan çocuklar abartılı cevaplar verir.

Uçak : Bir ebeleme oyunudur, 7 kişi ile oynanır. Ebe diğer çocukları yakalamaya çalışır. Yakalanan çocuklar uçak gibi kollarını açarak dururlar. Duran oyuncu ebe tarafından yakalanmamış bir oyuncunun bacaklarının altından geçmesi ile çözülebilir. Oyun ebenin herkesi yakalaması ile biter.

Patlangaç: 1 kova çamur, en az 2 kişilik bir oyun. Çamurla toprak kap yapan çocuklar onu yere patlatır. En güçlü kim patlatırsa o yüksek bir puan alır. Sonuçta puanlar toplanır, kaybeden kazananı sırtında taşır.

Üçgen Peynir dilimleri : 2 kişilik bir oyundur. Kalem, kağıt gereklidir. İlk önce kağıdın üstüne noktalar konulur, sonra iki oyuncu noktaları karşılıklı olarak üçgen yapacak şekilde birleştirir. En fazla üçgeni yapan kazanır. Bunu anlamak için üçgen yapıldıkça içine isimin baş harfi yerleştirilir.

Yattı Kalktı: En az 6 kişi ile oynanan bu oyunda 1 cezacı vardır. Çocukların hepsi birer birer bir meyva ismi alırlar ve bunu birbirlerine söylerler. Dairede bağdaş kuran çocuklar diğer meyva isimli arkadaşının ismini söylerken yatıp kalkarlar bu şekilde hızlı olarak gelişen oyun ismi şaşıranın yanağının cezacı tarafından boyayla boyanması duraklar, sonunda en az boyanmış oyunu kazanır.

Eski minder: Gönüllü ortada çömelir, çocuklar etrafında el çırpıp tekerleme söyleyerek dönmeye başlarlar. Ortadaki gönüllü bir konu seçer ve çocuklar o konu ile ilgili taklit duruşları yaparlar.Aynı konu iki kere seçilemez.

Cırtcak: 2 kişilik bir oyundur. Tebeşirle yere içi içe 3 kare, ve karelerin orta noktasından üst dış kare yüzeyine değecek 4 adet çizgi eklenir. Çizgilerin kesiştiği noktalara taşlar yerleştirilir. Taşlar birbirlerini damada olduğu gibi yemeye çalışır.Oyun 2 taş kalana kadar devam eder.

Sıçratan Top: En az 4 kişi ile oynanan bu oyunda ipin ucuna bağlı bir top vardır, bu topu savuracak kişiyi seçmek için oyuncular aralarında tekerleme söyleyerek eleme yaparlar. Ebe seçilir. Ebe oyuncuların ayak altlarına doğru topu sallayarak oyunculardan birini ebelemeyi çalışırlar.

Alaylar: En az 6 kız ile oynanan bu oyunda, iki gruba bölünmüş kızlar alaylar adlı tekerlemeyi söyleyerek, karşı karşıya yürüşürler. Tekerlemeyi kim sonlandırır ise(tekerlemede en son kimin ismi söylenirse) o karşı takımın el ele tutuşmuş zincirini kırmaya çalışır. Son kişi kalana kadar devam eden oyunda, kaybeden kişi göbek attırılarak cezalandırılır.

41 çubuk: En az 2 kişi ile oynanan oyunda diğer çubukları kıpırdatmadan çubuk amak ana amaçtır. Bunu başaran ve en çok çubuk alan oyunu kazanır. Çubuğu alırken kıpırdatan sırayı rakibine kaptırır.

Bezirganbaşı: Bezirganbaşı tekerlemesi ile ebe seçilir. Oyuncular seçilen 2 ebe’nin kolları altından tekerleme eşliğinde geçerler. Başta verilen isimleri bilemeyenler ebelerin arkalarına geçerler ve 2 farklı takım oluşturulur. Ardından ortaya bir çizgi çizilir ve 2 takım çizinin gerisine ip ile kim düşecek çekişmesi yapar.

Deli Kız: 7 kişi daire yaparak dönerler, ortada deli kız taklidi yapan bir kız vardır, dairede dönenlerin söylediği tekerlemeye cevap verir ve akışa yön verir.

Pembe Nine: Çocuklar bir daire kurarlar, ortadaki tekerleme sonunda evleneceği kişinin ismini belirler. Tekerleme eşliğinde “Pembe nine kızını almaya geliyoruz” derler, o da evet ya da hayır ile oyunu yönlendirir.

Mendil Kapmaca: Ortada mendili tutacak biri seçilir. Sonra çocuklar aldım verdim ben seni yendim oyunuyla iki gruba ayrılırlar. Çizgilerden çıkış yapan çocuklar arasında mendili yakalayan yakalayamayanı mendille ebelemeye çalışır.

Hacı Yatmaz: Ortaya bir sopa dikilir, çocuklar çevresinde daire olurlar. Herkes bir numara alır ve sopayı diken bir numara söyler ve numarası söylenen sopayı havada tutmaya çalışır.

Çarşıya gittim: Çocuklar daire kurararak yere çömelirler,İlk başlayan oyunca çarşıya gittim ile başlayarak neler satın aldığını söyler , diğerleride sırayla bir şeyler ekler ve aynı şeyleri sırası ile tekrar ederek akışın devam etmesini sağlarlar. Sırada şaşıran veya kelimeyi söylemeyi unutan kaybeder.

Zanbur zumbur dayı: Uzun eşek oyunun farklı bir modelidir. Yastık konumunda oturan zanbur zumbur dayı üstüne atlanan çocuk için bir meslek seçer ve o meslek için gerekli olan bir alet/edevat seçer. O meslek için ne lazımsa çocukların tekerleme ile söylemesini bekler. Seçtiği kelimeyi söyleyen çocuk yanar ve oyundan çıkarılır.

Yedi Kremit: Ortaya yedi kiremit konur, 2 gruba bölünen çocuklar bunu top atıp isabet ettirerek yıkmaya çalışırlar. İlk deviren diğer grubu topla vurma hakkını kazanır. Topla en çok kişi vuran grup kazanır.

Sek sek: Herkes tarafından bilinen sek sek oyunudur. İlk gidiş bitince sondan başa dönüş yapar. Başta çift ayak gidiş dönüşün ardından tek ayak gider ve tamamladığı karelerin içine ismini yazmaya başlar. Başkasının kutusuna basmadan gidiş dönüşü bitiren oyunu kazanır.

Sekiz kuyulu taş: 2 kişi ve 16 şar 16 şar paylaştırılmak üzere toplam 32 taşla oynanan oyunda oyuncular önlerine karşılıklı 4 er çukur kazar ve her çukurun içinde 4 taş yerleştirir. Kura ile seçilen oyuncu başlamaya hak kazanır. Başlayan oyuncu kendine ait çukurlardan 4 taş alır istediği çukurdan başlayarak sırayla her çukura 1 er taş koyar. Diğer oyuncu da aynı eylemi tekrarlar. Bu taş yerleştirme esnasında kendi çukurunda 1 taş brakmayı başaran oyuncu karşısındaki diğer oyuncunun çukurundaki bütün taşları almaya hak kazanır. Rakibin taşlarını toplamayı başaran oyuncu kazanır.

Beyaz kelebekler: Daire olarak kelebek gibi dönen çocuklar, kol kola tekerleme söyleyerek dönerler…

Çalı: İlk önce uzak bir noktaya koyulan kozalağı vurmaya çalışarak oyuncular arasından ebe seçilir. Ardından oyun başlar ve herkes kozalağı elindeki taşla vurmaya çalışır, kozalağı taşıyla isabet ettiremeyen geri dönüp taşını almaya çalışır, bu sırada ebe taşını almak için geri dönenleri ebelemeye çalışır.

Yağmur Yağıyor: Arkadaşlar bu oyunumuzu oynayabilmek için en az altı kişi olmalıyız. Oyunumuz, karşılıklı iki grubun, şarkımızla atışması şeklinde. E biraz da oyunculuk istiyor. Oyunumuz kolay. Taklit yeteneğimizi geliştirirken, kendimizi karşımızdakinin yerine koymayı da öğreniyoruz.

Topal Karga : Bu oyunumuz için en az 5 kişiyle oynanır. İlk önce ebe seçimi yapılır ve ebe seçildikten sonra ortaya bir daire çizilir. Ebe olan arkadaşımız sadece bu dairenin içinde iki ayakla basabilir. Dairenin dışına çıktığı zaman tek ayak üzerinde diğer arkadaşlarını yakalamaya çalışır.

Çat Pat Kaynana: Genelde kız çocukları arasında oynanan bu oyun için kaynana olacak çocuk dışında en az 6 kişi gereklidir. Önce çocuklar kendi aralarında bir kaynana seçerler. Karşılıklı sıralanan çocuklar “Çat Pat Kaynana” şarkısı eşliğinde oyunu oynamaya başlarlar. Bu oyunda kural, akarsu oluşturmak için birleştirilen ayaklar üzerinden yürüyen kaynananın diğerlerinin ayağına çarpmadan geçmesidir. Kimin ayağına çarparsa kaynana bu defa o olur ve oyun bu şekilde devam eder.

Ay Gördüm: Bu oyunda bir kişi yere yatar. Ebe tarafından üzerine bir ceket örtülür. Ceketin kolundan gökyüzüne doğru bakar ve Ay`ı görüp görmediğini söyler. Sırayla herkes bu şekilde yere yatıp Ay`ı görmeye çalışır. En son ceketi tutan oyuncu yere yatar. O Ay`ı görmeye çalışırken arkadaşları ceketin kolundan içeri su döker. Oyun bu şekilde biter.

Tuz Buz : Bu oyun sıralı ya da daire şeklinde oturarak oynanır. Tempolu bir şekilde eller iki defa bacaklara vurulur. İki defa el çırpılır ve iki defa parmaklar şıklatılır. Bu sırada Tuz Buz denir. Sıradaki oyuncu ise kelimelerin yerini değiştirerek tuz buzsa buz tuz, buz tuzsa tuz buz der. Şaşıran olursa ceza olarak bir hayvanı taklit eder.

Kurt Baba : Bu oyunda Kurt baba, Anne ve yumurtalar vardır. Önce yumurtalar anne ile birlikte kendilerine birer renk belirler. Daha sonra kurt baba, anneye gelip bir renk söyler. Eğer o renkte yumurta varsa hemen kurt babadan kaçmaya başlar. Yoksa kurt baba yeni bir renk söyler. Yakalanan yumurtalar kurt babanın evinde bekler. Yakalanmayan olursa tekrar annenin yanına gelir ve birlikte yeni bir renk seçerler. Kurt baba bütün yumurtaları yakalayana kadar oyun devam eder.

Çağlar Pıştık : Bu oyun için bir sopa yeterlidir. Önce çocuklar kendi aralarında sopayı tutacak ebeleri belirlemek için sayışırlar. “Çağlar Pıştık Kim Mıştık” diyerek elini diğerlerinden farklı tutan kişi ebe olmaktan kurtulur. Ebe olan çocuklar karşılıklı sopayı tutar ve diğer oyuncular bu sopanın üzerinden aşama aşama farklı şekillerde atlamaya başlarlar. Kural, sopaya çarpmamaktır.
Sekizlerde herkes eline yerden aldığı bir şeyi saklar. Sopanın üzerinden atlamadan önce sorar ebeye; “Elimde ne var?” Eğer ebe bilirse tekrar sayışırlar. Oyun bu şekilde onlara kadar devam eder.

Ahiler Oyunu : Önce iki grup halinde karşılıklı sıralanırız. Gruplardan biri ahiler, diğeri ise ahilerden kız isteyen grup olur. Gruplar kendi aralarında el ele tutuşur. Kız isteyen grup şarkılarını söyleyerek ahilere doğru yürür. Yürürlerken aynı anda da istedikleri kişinin adını söylerler. Karşı gruptaki iki kişi kollarını kenetleyip bekler. Kız istenilen gruptan bir oyuncuyu kendi grubundan iki kişi karşı gruba doğru gönderir. Gönderilen kişi kollarını kenetlemiş olan çocukların kollarını çözerse onlardan istediği bir kişiyi kendi grubuna götürür. Fakat çözemezse kendisi orada kalır. Oyun böylece gruplardan biri tek kişi kalana kadar devam eder.

Horoz Dövüşü : Önce kızlar kendine bir horoz seçer. Önceden belirlenmiş olan sınır çizgisinde karşılıklı sıralanan horozlar, ellerini arkadan bağlayarak yere çömelir ve birbirlerine doğru zıplamaya başlarlar. Horozlar karşılaştıkları noktada ayağa kalkarak horoz gibi ötüp birbirlerini omuzlarıyla iteklemeye başlar ve belirlenmiş olan sınır çizgisinin dışına çıkarmaya çalışırlar. Kim diğer horozu çizginin dışına çıkarırsa o kazanmış olur. Kazanan horozlar kendi aralarında tekrar dövüşür. Böylece birinci, ikinci, üçüncü ve sonuncu horoz belirlenir. Horoz sahipleri birinci horoz dışındaki diğer horozları cezalandırır.

Sarı Kırmızı: Bu oyun kız çocukları arasında oynanan bir oyundur. Bu oyunu oynamak için bir ip yeterlidir. İki kişi ipi ayaklarına geçirir. Diğer çocuklar da arka arkaya sıralanıp oyunu oynamaya başlarlar. İpin üstünden “Sarı Kırmızı Kupa Kupa Yıldızı” diyerek atlanır. Bütün çocuklar atladıktan sonra ip bir kademe daha yükseltilir. Böylece oyun giderek zorlaşır. Eğer ipe takılan ya da atlayamayan olursa ipin içindekilerden biriyle yer değiştirir. Oyun böyle devam eder.

Dokuz Taş: Bu oyun için bir topa ve dokuz tane yassı taşa ihtiyaç vardır. Öncelikle çocuklar iki gruba ayılır. İlk grup elemanları çizgiden topu taşlara doğru sırayla fırlatırlar. Amaç taşları yıkmaktır. Eğer hiç kimse taşı yıkamazsa sıra diğer gruba geçer. Taşlar yıkılınca taşın başındaki oyuncular taşları iyice dağıtır. Taşı yıkan oyuncular ise kaçmaya başlarlar. Kaçan kişileri diğer grup topla vurmaya çalışır. Onlarda vurulmadan yıkılan taşları tekrar üst üste dizmeye çalışır. Bu arada vurulan olursa o yanmış olur ve kenarda bekler. Sıranın diğer gruba geçmesi için herkesin vurulması gerekir. Vurulmadan taşı dizmeyi başarırlarsa tekrar onlar devam eder.

Dağlar Kızı : Kız çocukları arasında oynanan bu oyunun adı Dağlar Kızı. Bu oyunu oynamak için 6-7 kişi olmanız yeterlidir. El ele tutuşup daire şeklini alan kızlardan birisi Dağlar Kızı olur. O kenarda bekler ve kapıyı çalar; “tık tık”. Dağlar kızı sonunda gözünü kapatıp daire içinde döner ve yeni bir dağlar kızı seçilir. Oyun böyle devam eder.

Topal Tavuk Oyunu : Bu oyunda ebe topal tavuk olur. Ebe, tek ayaküstünde zıplayarak diğer oyuncuları yakalamaya çalışır. Ebenin yorulunca dinlenebileceği bir yeri vardır. Ebe dinlenince kaleden tekrar çıkar ve oyuncuları yakalamaya çalışır. Kimi yakalarsa ebe bu defa o olur. Kaçan arkadaşlar da bu sırada ebeye vurarak onu kızdırmaya çalışır.

İlkbahar Yaz Sonbahar Kış : Bu oyunu oynamak için 11 kişi olmak gerekir. Oyunculardan birisi oyunu yönetmek, yani mevsimlerin ismini söylemek için kenara çekilir. İki oyuncu ortada ebe olur. Diğer oyuncular da ikişerli gruplar halinde kendilerine bir mevsim adı seçer ve köşelerine çekilirler. Hakem iki mevsim söyler, bu mevsimleri seçen oyuncular ebelere yakalanmadan yer değiştirirler. Eğer ebeye yakalanırlarsa bu defa onlar ebe olur. Tek oyuncunun yakalanması yeterli değildir. İkisinin de yakalanması gereklidir.

Doktor Aspirin Oyunu: Bu oyunda bir ebe seçilir. Ebeyi seçmek için çocuklardan biri karşıya geçer. İçinden bir sayı tutar. Tuttuğu sayıyı sorar. Bilen, sayı tutan oyuncunun yanına geçer. Sona kalan oyuncu ebe olur. Ebe belirlendikten sonra ona kadar sayar ve arkadaşlarını yakalamaya çalışır. Yakalanan herkes diğerini aspirin diyerek yakalamaya çalışır. Herkes ebelenene kadar oyun devam eder.

Ayakkabını Ebeden Kurtar: Bu oyunu oynamak için bir ipe ve ipi bağlayacak bir direğe ihtiyaç vardır. Oyuna başlamak için önce bir ebe seçilir. Diğer oyuncular da ayakkabılarının tekini çıkarıp direğin dibine koyar. Etrafta geniş bir daire oluşturulur. Ebe de ipin ucunu gergin bir şekilde tutup direğin etrafında koşmaya başlar. Böylece ebe, ayakkabılarını kurtarmaya çalışan çocukları yakalamaya çalışır. Ebe kimi yakalarsa yakalanan ebe olur.

Menekşe Oyunu: Bu oyun için kalabalık iki grup oluşturulur. Gruplar karşılıklı sıralanır. Bir grup diğer gruba “Menekşe mendilin düşe, bizden size kim düşe” diye sorar. Karşı grup da aralarından birinin ismini söyler. Arkadaşları seçilen kişiyi kollarından tutar ve karşı gruptan kollarını kenetleyen iki kişiye doğru gönderirler. Eğer kenetlenmiş kolları çözerse o gruptan bir kişiyi kendi grubuna götürür. Çözemezse kendisi o grupta kalır. Oyun gruplardan biri tek kişi kalana kadar devam eder.

Hekim Hoca Oyunu: Bu oyunda Hekim Hoca, Muhtar ve hasta köylüler vardır. Muhtar köylüleri iyileştirmek için Hekim Hoca`yı getirir. Hekim herkesi muayene eder ve asıl hastayı bulur. Daha sonra hastanın gözleri bağlanır ve gizlice boyalı bir tabak getirilir. Hekim, Hasta için dua ettikten sonra hasta, elini tabağa sonra da yüzüne sürer. Hastanın gözleri açıldıktan sonra bir ayna getirilir ve hasta aynaya bakar. Yüzünü boyanmış bir şekilde gören hasta şaşırırken diğerleri onun haline güler.

Eller Yukarı Eller Aşağı : Bu oyun için oyuncular öncelikle iki gruba ayrılır. Bu oyunu oynamak için saklamak üzere küçük bir taş yeterlidir. Karşılıklı sıralanan oyuncular önce kendi aralarında taşı arkadaşlarından birinin eline saklarlar. Dönüp tekrar sıraya girdiklerinde, karşı grup eller yukarı eller aşağı der. Sonra biri taşın kimin elinde olduğunu tahmin eder.
Her grubun 3 defa tahmin etme hakkı vardır. Taşı bulamazlarsa sıra karşı gruba geçer.

Çekirge Oyunu: Bu oyunu oynamak için bir top yeterlidir. Önce herkes ikişerli grup oluşturur. Grupların hepsi bir daire oluşturur. İçlerinden seçilen bir grup dairenin ortasına geçer. Sırt sırta kollarını kenetleyip topu da ortalarına yerleştirirler. Diğer gruplar alkışla tempo tutarken ebe olan grup da topu düşürmemeye çalışarak daire içinde dönerek zıplamaya başlar. Eğer topu hangi grubun önünde düşürse çekirge olma sırası o gruba geçer.

Yakan Top : Oyunumuz için en az 6 kişi olmamız gerekir. Ve tabi bize bir top lazım.
İki gönüllü aralarında sayışır. Ve gruplarına alacakları kişileri tek tek seçerler.
İki tane karşılıklı upuzun çizgi çekilir.Gruplardan birinin yeri, 2 çizginin ortasındaki boş alan olacak. Diğer grup ikiye bölünüyor. Biri bir çizginin gerisine, teki de diğer çizginin gerisine yerleşiyor. Çizgiyi geçmek yasak! Oyunda, çizginin gerisinde duranlar, ortadaki grubu vurmaya çalışacak.

Tribom : En az dört kişiyle oynanır. Önce sayışarak ebe belirlenir. Ebe gözlerini kapatarak oyunculara sırtını dönerek saymaya başlar. Diğer oyuncularda ebeye yaklaşmaya çalışır. Ebe oyunculara döndüğü anda tüm oyuncular hareket etmeden beklerler, eğer hareket eden olursa ebe olur. Ebe tekrar saymaya başladığında oyuncular ebenin sırtına vurarak kaçmaya alışır eğer ebe herhangi bir oyuncuya dokunursa o arkadaşımız ebe olur ve oyun böylece sürer.

Yağ Satarım Bal Satarım : En az beş kişi oynanır. Bir de mendile ihtiyaç vardır.
Gönüllü varsa ebe olur. Yoksa kurayla ebe belirlenir.
Hep beraber el çırparak şarkımızı söylerken, ebe, dairenin etrafında tempoya ayak uydurarak dolaşmaya çalışır. Ve birinin arkasına gizlice mendili bırakıp, başlar kaçmaya!

Abu Damya : 0ynamak için en az dört kişi olmalıyız. Önce, gönüllü bir arkadaşımız ebe olur. Sonra sayışarak üstünden atlanacak kişi belirlenir. Her oyuncu ebenin üzerinden abu damya diyerek atlar. Atlayamayan oyuncu ebe olur.

Kale : Oynayabilmek için en az dört kişi olmalıyız. Biraz uzun bir sopaya, bir de kısa bir sopaya ihtiyacımız var. Önce kısa bir çukur açmalıyız. Sonra sayışıp ve iki gruba ayrılıyoruz. Atıcı grup, kısa sopayı atınca karşı grup yakalamaya çalışır.
Kısa sopanın düştüğü yerden itibaren 3 adım atıp, yerdeki büyük sopayı vurmaya çalışır. Vurabilirse, kısa sopayı atan oyuncu, oyundan çıkar.

Kurt Kardeş : Oynayabilmek için en az dört kişi olmamız lazım. 2 kişi gönüllü olmalı. Önce, gönüllülerden biri anne, diğeri de Kurt Kardeş olur. Oyuncular yan yana dizilir. Kurt Kardeş karşılarında bekler. Ve anne, oyuncuların kulağına tek tek bir renk fısıldar.
Kurt renklerden birini söyler rengin sahibi kaçmaya başlar kurt yakalarsa oyundan çıkar.

Dönmece : Adından da tahmin edeceğiniz gibi, bu oyunda bol bol dönüyoruz. Oyunumuzu oynayabilmek için en az altı kişi olmalıyız.
Sayışarak iki gruba ayrılırız. İki grup, kendi arasında anlaşarak toplam kaç sayı toplaması gerektiğini kararlaştırır. Her oyuncu topu havaya atarak kendi etrafında dönmeye başlar top yerde bir defa zıplayıncaya kadar kaç defa dönerse grubun kendi hanesine yazılır. Başta kararlaştırılan dönme sayısını tamamlayan grup oyunu kazanmış olur.

Değirmenci Dayı : Bu oyunu oynamak için önce oyunu yönetecek biri seçilir. Diğerleri onun karşısında sıralanır ve ayaklarını ona doğru uzatır. Oyunu yöneten kişi tekelerleme eşliğinde çocukların ayaklarına deyer. Tekerleme kimin ayağında biterse o ayağını çeker. Sona kalan Değirmenci Dayı olur. Sorulan sorulara cevaplar verir ve oyunu yöneten çocuk onu ayaklarından tutup geriye doğru iter.Oyun böyle devam eder.(ALINTI)

Resimler(alıntı)Emeği geçenlere teşekkür ederim.

Sitemdeki yazıların kaynağı verilmemiş olanların kaynakları bilinmediğindendir. Hak sahipleri talep ettiği anda kaynağı yazılır ya da yazı siteden kaldırılır. Kendi yazılarımın altında ismim vardır. Bu sitedeki yazıların yasalara aykırı kullanımı siteyi değil kullanıcıyı bağlar. Bu site hiçbir menfaat gözetilmeksizin sadece bilgi sağlama amacıyla kurulmuştur ve ticari hiçbir çıkarı yoktur. Ziyaretçilerden tek talebim DUA’dır.İyi günler sizinle olsun.

Selami ALKAN (SND) Safranbolu / 2008

Yorum bırakın

ÇİĞDEM AVCI

  (SND) SAFRANBOLU (ILBARIT KÖYÜ) ÇİĞDEM AVCI Özgeçmiş: İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Lisans ve Yüksek Lisans, Dokto...