(SND)
SAFRANBOLU (ILBARIT KÖYÜ)
YUSUF
EFENDİ... (1862-1917)
Önce
Karamehmetoğullarını tanıyalım. Aile,eskiden Safranbolu ve şimdi Karabük'ün
merkez köylerinden olan,Karaşar köyüne yerleşmiş olup,geldikleri yer Konya
olarak bilinmektedir.Burdan bir aile,Ilbarıt Karaşar Mah.ne yerleşir ve aile
daha sonra Karaşar Mah.de dört hane
olur.Sırasıyla;Alibeygil,Berbergil,Kocagözgil (Topalahmetgil) ve
Karabekirgil...Ailenin bir kolu Yusufgil,Ilbarıt'daki ev yerini
Karabacakgil'den alarak,buraya şimdi yıkılan ve köyün en eski evlerinden olan
evi yapmıştır. Yusuf Efendi, ben dedemle aynı yaş olduğunu sanıyordum,dedem
ondan 6 yaş büyük yani 1856 doğumlu, 'Köy Mektebine' birlikte giderler ve aynı
eğitimi görürken,dedem ve annesi,Karaşar mah'de Alibeygil,geçmişten bizim
akrabamız imiş ve orya oturmaya giderler,sabah uyanırlarki, 60 santim kar
yağmış ve birkaç gün Karaşar'da kalmak zorunda kalırlar ve Yusuf efendi,dedemi
bir kaç ders geçer,dedem bir daha mektebe gitmez.Yusuf Efendi geçimini,o
yılların en iyi mesleği olan köy imamlığı olarak yapar.Hatta Çıraklar
Köyünden,Gökmengilden evlendiğinde, sabah hanımı evin avlusuna indirir.Hanım şu
karasapan,şu boyunduruk ve ahırı açar bunlarda öküzler,ben bunların hiçbirinden
anlamam.Kendin ekip kendin biçeceksin der.Erken evlendiği için,rumi 1298
doğumlu kızı vardır ve eski öğretmenlerden Mehmet Ata Doğan'ın babasıdır.
Ölünceye
kadar aynı zamanda köy katipliğide yapan Yusuf Efendi...O yılların döner
sermayesi olan bir torba altınında sorumlusudur.Karaşar Mah:den jandarma
lakaplı İsmail Gürleyik,bir gün gelir.Yusuf Efendiye,ben senin harcamaların
denetleyecem ve defterleri inceleyecem der.Yusuf Efendi,Köy Odasında,oturduğu
köşeden kalkar,Jandarmaya,gel benimle der.Dışarı çıkarlar.Cami duvarının köşe
taşını gösterir. O taşı görüyormusun der.Jandarma görüyorum der. Pekiyi o köşe
taşının ne kadar çekiç yediğini görüyormusun der ve o taş ne kadar çikiç
darbesi almışsa,benim kafamda bu güne kadar o kadar darbe aldı der.Ser kimsin
beni dentleyecek kim der.
Çünkü
o yıllarda 'Köy Katipliği' o kadar kolay değil,muhtardan daha önemli.Köyde
doğan çocukları kayıt edip,şehre bildiriceksin.Köyde toplanan 'aşar'
vergilerini toplayıp,gerekli mercilere ulaştıracaksın.
Yusuf
Efendi Ilbarıt Köylüsü için bazı sözler kullanmıştır.Belki hoş olmayan
sözler,ama yazmak zorundayım. 'Ilbarıt köylüsünden testi olur kulpu olmaz'
'Ilbarıt Köylüsünü harala koysan yarısı dışarıda kalır.' 'Gelene itibar
edin,gel denilen yere asla gitmeyin.'
Yusuf
Efendi 1916-17 yıllarında köyde baş gösteren 'Tifüs'salgınında,gelini ile
birlikte,birer gün arayla vefat eder. Yerine,yani 'Köy Katipliğine' Mustafa
Akkuş'un Kardeşi ahmet geçer,Aşar Vergisi toplama sırasında,Karakaş 'Hasan Avcı
'ile aralarında tartışma yaşanır ve Karakaş tarafından bıçaklanır,kan
kayıbından vefat eder.Şikayet olmadığı içinde Karakaş mahkum olmaz.Daha
sonra,Kurtuluş Savaşını,Türk Köylüsünün gayreti ile kazanan Atatürk,köylünün
sırtında büyük yük olan 'Aşar-Vergisini' kaldırır