(SND) SAFRANBOLU (ILBARIT KÖYÜ)
İLÇEMİZ SAFRANBOLU
GENEL BİLGİLER TARİHİ
Anadolu’nun kuzey batı kesiminde, Antik Devirde tarihçi Homeros’un İlyada
destanında Paplagonya olarak geçmektedir. Yörede sırası ile Hititler, Frigler,
dolaylı yoldan Lidyalılar, Persler, Helenistik Krallıklar (Pondlar), Romalılar,
Selçuklular, Çobanoğulları, Candaroğulları ve Osmanlılar egemenlik
kurmuşlardır. Safranbolu 1196 tarihinde Selçuklu Sultanı II.Kılıç Arslan’ın
oğlu Muhiddin Mesut Şah zamanında Türklerin eline geçmiştir. Tarihi süreç
içerisinde ise 1213-1280 tarihleri arasında Çobanoğullarının, 1326-1354
tarihleri arasında Candaroğlullarının, 1354-1402 ve 1423 yılından itibaren de
Osmanlıların egemenliğine girmiştir. Safranbolu, tarihi geçmişinde, en üstün
ekonomik ve külüteril düzeyine Osmanlı döneminde ulaşmıştır. Kentin 17. yy da
İstanbul-Sinop kervan yolu üzerinde önemli bir konaklama merkezi oluşu, bölgede
ticaretin gelişimine olanak sağlayarak zenginleştirmiştir. Bu dönemde İstanbul
ve Kastamonu ile yoğun ilişkiler yaşamış, Osmanlı devlet adamlarından bazıları
kente önemli eserler bırakmışlardır. Safranbolu geleneksel Türk toplum
yaşantısının tüm özelliklerini yansıtan ve uzun tarihi geçmişinde yarattığı
kültürel mirası çevresel dokusu içinde koruyan örnek bir kenttir. Sahip olduğu
zengin kültürel mirası kent ölçeğinde korumadaki başarısı Safranbolu’yu “Dünya
Kenti” ününe kavuşturmuş ve UNESCO tarafından “Dünya Miras Listesi”ne alınmıştır.
Tüm ülkede bulunan yaklaşık 50 bin kadar korunması gerekli Kültür ve Tabiat
varlığının 1125’i Safranbolu’dadır.Bu zenginlik kenti bir Müze Kent halinle
getirmiş, korumacılıktaki başarısı ise kente Korumanın Başkenti” ünvanını
kazandırmıştır. Kentin ününü oluşturan Safranbolu evleri 18.ve 19.yy.Türk
toplumunun geçmişini, kültürünü, ekonomisini, teknolojisini ve yaşama biçimini
yansıtan mükemmel mimarlık bilgisi ile yapılmışlardır. Yaklaşık 2000 geleneksel
Türk evi bulunmaktadır. Bu evlerin 800 kadarı yasal koruma altındadır. Geriye
doğru 3000 yıllık tarihi geçmişe sahip olan Safranbolu pek çok uygarlığa ev
sahipliği yapmış ve günümüze bir kültür zenginliği olarak ulaşmıştır. Özellikle
Osmanlı döneminden kalma han, hamam, cami, çeşme, köprü ve eşsiz konaklar
gelenlere hayranlık uyandıracak niteliktedir. 1975 yılında Yüksek Anıtlar
Kurulunun Safranbolu’yu kentsel sit ilan etmesi ile akademik düzeyde başlayan
kente olan ilgi , zamanla ülkemiz sınırlarının dışına taşmıştır. 90’lı yılların
başından bu yana küçük ve orta ölçekli turistik tesislerin oluşumu ile turizm
ilçe ekonomisindeki yerini hissettirmeye başlamış, terk edilen konaklar, otel,
lokanta gibi işlevlerle yaşama dönüştürülmüş, bozulan arnavut kaldırımları
yeniden yapılmış, anıtsal eserler restore edilmeye başlanmış, kaybolmak üzere
olan el sanatları turistik amaçla yeniden canlılık kazanmıştır. Safranbolu’nun
İsimleri Safranbolu’nun belgelere dayanan bilinen ilk tarihi Bizans Döneminde
başlamaktadır.(395-1453) Bizans Döneminde Safranbolu Dadybra (Dadibra),
müslüman Arap akınları karşısında bir müstahkem kale olarak (Akratia) kurulmuş
ve önem kazanmıştır. Bizanslılar Döneminde kentin adı Dadybra’dır. 1196
tarihinde Selçuklular zamanında kentin adı Zalifre olmuştur. Beylikler
döneminde ve Osmanlıların ilk zamanlarında kentin adı Borglu ve Borlu şeklini
almıştır. 16 yy. Osmanlı Tapu ve Tahrir defterinden izlenebileceği gibi Borlu,
yöreye yerleşen Taraklı Aşiretinden dolayı Taraklıborlu olmuştur. Taraklıborlu
adından sonra Safranbolu için Osmanlılar Döneminde kullanılan diğer adlar, 18
yy. ortalarında Zağfiran-ı Borlu, 19 yy. ikinci yarısında kısa bir süre için
Zağfiran-ı Benderli 19. yy.lın son çeyreğinden itibaren Zağfiranbolu, son
olarakta Zafranbolu ve Safranbolu biçimine dönüşmüştür. Kente adını veren Safran
bitkisi kendi ağırlığının yüz bin katı kadar sıvıyı sarıya boyayabilme
özelliğine sahiptir.Gıda, ilaç ve kozmetik sanayiinde kullanılmaktadır.Bu ilgi
çekici bitkinin dünyada üretildiği ender yerlerden biri Safranbolu’dur.
SAFRANBOLU EVLERİ
Safranbolu’yu ülkemizde ve dünyada ön
plana çıkaran en önemli unsur geleneksel Türk mimarisi tarzındaki Safranbolu
evleridir. Bu evler bir yandan kentsel konumlarıyla diğer yandan mimarileriyle
dikkate değerdirler. Başka bir anlatımla Safranbolu Evleri yüzlerce yıllık bir
süreçte oluşan Türk kent kültürünün günümüzde yaşamaya devam eden en önemli
yapı taşlarıdır.
Evler Safranbolu’nun iki ayrı kesiminde
gruplanmış durumdadır. Birincisi “Şehir”(Çarşı ve Kıranköy) diye bilinen ve
kışlık olarak kullanılan, ikincisi “Bağlar” diye bilinen ve yazlık olarak
kullanılan kesimdir. Hemen hemen herkesin bir kışlık bir de yazlık evi vardır.
Yöre halkı kışın şehirdeki evinde yaşar ve yazın havaların ısınmasıyla
Bağlardaki yazlık evine göçer. “Çarşı”da üretim ve ticaret hayatı yazın da
aynen sürer.
Safranbolu evinin boyutu ve biçimini
belirleyen üç temel unsurdan söz edilebilir: Çok nüfuslu büyük aile yapısı,
yağışlı iklim, kültürel ve maddi zenginlik.
Safranbolu evlerinin “çevreye saygılı”
olarak tasarlandığı günümüz mimarlarınca sıklıkla vurgulanır. Doğa-insan-ev;
sokak-ev, sokak-çarşı ilişkileri son derece düzenli ve dengelidir. Çevreye
olduğu kadar komşuya da saygı egemendir. Hiç bir ev diğerinin görüşünü
engellemez. Kısacası Safranbolu’da “görünüm hakça paylaşılmıştır”.
Akla ve insana dönük olarak fonksiyonel
bir biçimde tasarlanan evlerin yapımında taş, kerpiç, ahşap ve alaturka kiremit
kullanılmıştır. Evin oturtulduğu arsa ne şekilde olursa olsun üst katlarda
uygun geometri mutlaka sağlanmıştır.
Bahçeler sokaktan taş duvarlarla ayrılmıştır.
Çift kanatlı büyükçe kapılarla bahçeye, bazen de doğrudan eve girilir. İhtişamı
daha kapıda görmek mümkündür.
Harem-selâmlık geleneğinin bir sonucu
olarak bazı evlerin çift girişi bulunmaktadır. Evin girişinde zemin katta
“hayat” vardır. Bu bölüm eğer taş kaplıysa “taşlık” adını alır. Burada ışık
almayı sağlayan ve aynı zamanda odunların dizilerek hava akımıyla kurutulduğu
ahşap kafesten “gliste” mevcuttur. Zemin katlarda ayrıca ahırlar, büyük kazan
ocakları ve ambarlar bulunur.
Üst katlara ahşap ustalığının üstün
örneklerini sergileyen merdivenlerle çıkılır. İkinci kat diğer katlara göre
daha basıktır. Bu katta gerektiğinde yatak odası olarak da kullanılabilen bir
mutfak bulunur. Mutfak ile selamlık arasında yemek servisinde kullanılan silindirik
bir ahşap dönme dolap yer alır. Gündelik yaşam orta katta geçer. Soğuk kış
günlerinde bu katın ısıtılması daha kolay olur.
Üçüncü kat Safranbolu evinde
mükemmelliğe varılan noktadır. Bu katta tavanlar daha yüksektir. Odalara sekiz
kenarlı bir çokgenden oluşan“sofa”nın (çardak) daha kısa olan dört çapraz
kenarından açılan kapılardan girilir. Odaların giriş kapıları köşelerdedir ve
giriş kapılarında oda ile doğrudan teması kesen özel ahşap paravana düzeni
bulunur. Sofalar ve odaların tavanları ahşap süslemelerle kaplıdır. Her odada
sedir düzeni ve çoğu zaman ocak vardır. Oda yan duvarlarında ahşap dolaplar ve
sergen yer alır. Odaların her biri bir çekirdek aileyi ya da bir aile yakınını
barındırabilecek tüm unsurlara sahip, bağımsız birim olarak tasarlanmıştır. Bu
doğrultuda her odada ahşap dolapların (yüklük) içerisinde bugünün duş
kabinlerini andıran gusülhaneler mevcuttur.
Safranbolu evlerindeki çıkmalar, evin
dış görünümünü tek düzelikten kurtardığı gibi, bu çıkmaların yanlarında yer
alan pencereler sedirde oturanların sokağı baştan başa görmesine olanak sağlar.
Sofalarda, eyvanlarda ve odalarda zaman
zaman kalemişi süslemelere rastlanır.
Evlerin pencereleri çok özel biçimde
tasarlanmış olup dar ve uzuncadır. Ahşap kanatlı pencerelerde ayrıca “muşabak”
denilen kafesler bulunur. Pencere sayıları oda büyüklüğüne göre değişmekle
birlikte genellikle fazladır. Bu hem içten geniş bir görünüm sağlar, hem dıştan
evin görünümüne güzellik kazandırır.
Evlerin sokak cephelerinde ev içlerinde,
bahçelerde, sokaklarda çeşmeler vardır. Şehirde su kültürü, dönemine göre
oldukça ileridir. 5 km mesafeden ve tarihi İncekaya Su Kemeri’nin üzerinden
şehre su getirilmiştir. Bir kısım büyük konaklarda havuzlu odalar
bulunmaktadır. Havuzlar büyük hacimli ve insan boyu derinliktedir. Havuzlar
bazı konaklarda selamlık köşkü denilen bahçe içindeki bağımsız binalarda yer
almaktadır. Bahçelerde havuz ve kuyular (Bağlar’da) yoğunluktadır.
GEZİLECEK YERLER
Kaçak (Lütfiye) Camisi
Çarşının Akçasu Mahallesi Kaçak
semtindedir. Akçasu Deresi üzerinde kemerler kurularak yapılmıştır. Caminin
yapım yılı 1880’dir.
ESKİ TABAKHANE
Çarşının alt ucunda Akçasu ve Gümüş
deresinin birleştiği alandaki eski tabakhane bugün sadece ismiyle mevcuttur.
Tabakhane mescidi ile yıkık durumdaki tabakhane binası, korunmuş bir iki atölye
tabakhanenin son tanıklarındandır.
ULU CAMİ (AYESTEFENOS KİLİSESİ)
Rumlardan kalan ve 1872 yılında yapılmış
eski kilisedir. Çevresindeki Skalion binası (Rum Mektebi) (1863) ile Papazın
Konağı ilginç bir külliye oluşturur.
MAĞARALAR
Safranbolu’da bulunan Mencilis (Bulak)
mağarası ile Hızar Mağarası Dünya Mağaracılık literatürüne girmiş ve yabancı
mağara uzmanlarının sıklıkla ziyaret ettikleri jeolojik oluşumlardır.
BULAK(MENCİLİS) MAĞARASI
Bulak (Mencilis) Mağarası, Karabük’e
bağlı Bulak Köyü’nün Safranbolu ile sınır teşkil ettiği mağara tabir edilen
yerindedir. İlçe merkezine (Çarşı’dan 8,5), Bağlar Değirmenbaşı’ndan 5 km
uzaklıktadır.
Mağaranın iki girişi bulunmaktadır. İlk
giriş, su çıkışının olduğu bir ağızdan yapılmaktadır. Ancak 30 m sonra bu çıkış
bir sifonla sonlanmaktadır. İkinci giriş ise aktif çıkış ağzının arkasında yer
alan tepenin solunda fosil bir ağızdan yapılmaktadır. Mencilis Mağarası’nın
toplam uzunluğu 2.725 m’dir. Mağarada 3, 5, 11 ve 15 m’lik dört iniş yer
almaktadır
Mağaranın 350 metrelik kısmı
ışıklandırılarak turizme açılmıştır.
HIZAR MAĞARASI
İlçenin Danaköy hudutları içersindedir.
Bağlar Değirmenbaşı semtine uzaklığı 5 km.’dir.
Mağara yatay gelişmiş ve fosildir. Büyük
bir ağızdan girilen mağara bir ana galeri ve iki yan pasajdan oluşmaktadır.
Bu mağaraların dışında Uluyayla’da henüz
yeterince keşfedilmemiş büyük bir mağara girişi ile ormanın iç kesimlerinde
derin çukurluk biçiminde ilginç jeolojik oluşumlar mevcuttur.
Ağzıkara Mağarası Harmancık Köyünde
bulunan Ağzı Kara Mağarası’da sarkıt, dikit ve diğer jeolojik oluşumlar
bakımından farklı bir güzellik ve zenginlik içermekte olup henüz turizme
açılmamıştır.
SEYİR TERASLARI
Hıdırlık Tepesi – Mezarlık – Kale –
Hasandede Kayası – Şahbalı Tepesi – Gümüş Tepesi – Hastane Altı ve Şelale Küpçü
Tepesi
ARKEOLOJİK ALANLAR
Kaya Mezarları – Hacılarobası Köyü –
Karakoyunlu Köyü – Üçbölük Köyü – Akören Köyü – Gümüş Tepesi Höyüğü (Göztepe)
ORMAN VE YAYLALAR
Bağlar Harmanlar Gavur Meşeliği –
Kirkille Çamlığı – Gürleyik – Sarıçiçek Yaylası – Göl Yaylası – Uluyayla
YÜRÜYÜŞ YOLLARI
Düzce Köyü Kanyonu – Tokatlı-Gümüş
Deresi Boyu – Bağlar Sülükgölü -Bulak Deresi-Karadirlik – Çarşı Aşağı
Tabakhane-Dereköy Değirmeni – Çarşı Yukarı Tabakhane-Akpınar Sokak – Çarşı Dere
Sokağı-Akçasu Kaçak Camisi Uzunkır -Bağlar Çamlıca Bulak Mağarası-Çarşı Dışkale
Altı-Dibanoz-Gümüş-Misaki Milli-Kanlıkaya – Çarşı Topçu Köprüsü-Akseki
DİĞER İLGİ ODAKLARI
Konarı Gölü (Dipsiz Göl) – Konarı
Taşköprü-Su Değirmeni – İskalion binası (Rum Mektebi), Rum Hamamı (Kıranköy) –
TTOK Havuzlu Asmazlar Konağı – Bağlar Emirhocazade Ahmetbeyler Evi – Bağlar
Kavaklar Kahvesi – Yazıköy Hamamı – Yazıköy Eski Kilise – Yazıköy Papazın
Konağı – Üçbölük Köyü Kültür Merkezi
YÖRÜK KÖYÜ
YÖRÜK ÇAMAŞIRHANE
Eski Hükümet Konağı 1904 yılında
yaptırılmış, iki katlı görkemli bir taş yapıdır. 1976 yılında yanmıştır. Kültür
Bakanlığınca Kültür Merkezi ve Müze olarak kullanılmak üzere restoresi
başlatılmıştır. Bulunduğu yer Safranbolu’da “Kale” olarak bilinmektedir.Hıdırlık
TepesiTürklerin Safranbolu’ya geldikleri vakit konuşlandığı yerdir ve açık
namazgah şeklindedir. Yağmur duası ile hıdırellez kutlamaları burada yapılır.
Üzerinde Köstendil Kaymakamı Hasan Paşa’nın Türbesi (1845), iki namazgah, Hızır
(Hıdır) Paşa’nın makamı /mezarı ile Kurtuluş Savaşı kahramanlarından Dr. Ali
Yaver Ataman’ın (1955) anıt mezarı bulunmaktadır. Tepeye iki noktadan giriş ve
çıkış vardır. Yemeniciler Arastası Köprülü Mehmet Paşa Camisine bitişik 48
ahşap dükkandan oluşan ve “yemeni” denilen ayakkabının yapıldığı eski Lonca
Çarşısıdır. Restore edilen çarşı turistik amaçlı kullanılmaktadır. Çarşıdaki
Ahmet Demirezen Yemenicilik Müzesi hafta sonlarında geziye açıktır.Demirciler
Çarşısı İzzet Mehmet Paşa Camisi altından geçen Akçasu deresinin iki yakasına
kurulan çarşı sıcak ve soğuk demircilik el sanatlarının üretildiği yaşayan tek
Lonca çarşısıdır. Bakırcı ve kalaycı esnaf da bu çarşı içersinde
çalışmaktadır.İncekaya Su Kemeri Sadrazam İzzet Mehmet Paşa tarafından
yaptırılan eser, ilçe merkezine 7,5 km uzaklıktadır. İncekaya Köyü’ndeki su
kemeri 116 metre uzunluğunda, 6 kemerli görkemli bir yapıdır. Su kaynağından
ilçeye su getirilmesine yarayan kemer 110-220 cm genişliktedir. Altındaki
Tokatlı Deresi de kanyon gezisi için ideal bir parkurdur. Restore edilen
İncekaya Su Kemeri’nin alt tarafına çeşitli etkinlikler için sahne ve oturma
yerleri yapılmıştır. Saat Kulesi Padişah III. Selim’in Safranbolu’lu Sadrazamı
İzzet Mehmet Paşa tarafından 1797 yılında yaptırılmıştır. Kare planlıdır, saat
zembereksizdir. Yapı restore edilmiş olup, cuma, cumartesi, pazar günleri
geziye açıktır. Değirmenbaşı Su Değirmeni Bağlar Değirmenbaşı semtindedir.
Restore edilmiş olan değirmen hem eski hem de yeni işlevi ile hoş bir geçmiş
zaman tanığıdır. Güneş Saati
Avludaki bu saat basit tip yatay güneş
saatleri sınıfına girer. Sabah 06.40 akşam 17.20 arasındaki zamanı metal
plakanın gölgesine göre gösterir. 19.yy ortalarında yapıldığı sanılmaktadır.
KAZDAĞLIOĞLU CAMİSİ
Tarihi çarşının girişinde, çok köşeli ve
kiremit örtülü kubbesi ile dikkate çeker. Yapım tarihi 1779’dur. Çevresindeki
meydana ismini vermiştir.
YÖRÜK KÖYÜ
Safranbolu’ya 11 km uzaklıktaki bu “Müze
Köy”e Safranbolu-Araç karayolu üzerinden gidilmektedir. Kültür Bakanlığı
tarafından 1997 yılında gerçek bir Türk-Türkmen Köyü oluşu ve tarihi
yapılarının görkemi nedeniyle koruma altına alınmıştır. Safranbolu’nun küçük
bir maketidir. 93 eserin tescilli olduğu köyün camileri, çamaşırhanesi ve
gezilen konakları Safranbolu turizmine önemli bir hareket ve çeşitlilik getirmektedir.
ULUYAYLA VE SARIÇİÇEK YAYLALARI
İlçenin turizmini çeşitlendiren doğal
güzelliklerdir. Uluyayla ilçe merkezine 50 km, Sarıçiçek yaylası 8 km’dir. Öte
yandan Kirkille Çamlığı, Gürleyik Orman İçi Dinlenme Alanı ilçenin önemli
piknik yerlerindendir.
TOKATLI, DÜZCE, SIRÇALI VE SAKARALAN
KANYONLARI
Safranbolu’ya 13 km uzaklıktaki Düzce
Köyü’nin biri girişinde, diğeri Kozcağız Mahallesi’ndeki kanyonlar foto safari
ve yaban hayatı koruma alanı olarak düzenlenmiş, bakir bir turizm seçeneğidir.
DEMİRYOLU: KARABÜK İL MERKEZİNE KADAR DEMİRYOLU İL ULAŞIM
MÜMKÜNDÜR. Karabük – Zonguldak, Karabük – Ankara tren seferleri vardır.
HAVAYOLU : EN YAKIN HAVA LİMANI ANKARA ESENBOĞA’DIR. (240
KM.)
Not : Öğrencilerimizin
hizmetine sunulmak üzere bilgiler Safranbolu.gov.tr sitesinden
alınmıştır.
NASIL GİDİLİR?
Karayolu : Safranbolu’ya karayolu ile üç
ayrı yönden ulaşmak mümkündür. Ankara-İstanbul karayolunun Gerede kesiminden
ayrılarak 82 km. sonra Karabük’e, Karabük’ten 8 km sonra da Safranbolu’ya
varılır. İlçenin kuzey yönünde Bartın’a uzaklığı 74 km., doğusundaki
Kastamonu’ya uzaklığı 105 km.dir.
DADYBRA (SAFRANBOLU)
(KARABÜK-SAFRANBOLU)
Safranbolu tarihçesinin erken dönemleri
hakkında bilgi bulunmamaktadır. Ancak kasaba yakınında bulunan tümülüsler,
buradaki yerleşmenin İlkçağa kadar uzandığını kanıtlamaktadır.
Homeros’un İlyada destanında Paplagonya olarak geçmektedir. Yörede sırası ile
Hititler, Frigler, Lidyalılar, Persler, Helenistik Krallıklar (Pondlar),
Romalılar, Selçuklular, egemenlik kurmuşlardır. Safranbolu’nun belgelere
dayanan bilinen ilk tarihi Bizans Döneminde başlamaktadır (395-1453). Bizans
Döneminde Safranbolu Dadybra (Dadibra), Arap akınları karşısında bir müstahkem
kale olarak (Akratia) kurulmuş ve önem kazanmıştır.
1196 tarihinde Selçuklular zamanında
kentin adı Zalifre olmuştur. Beylikler döneminde ve Osmanlıların ilk
zamanlarında kentin adı Borglu ve Borlu şeklini almıştır. 16 yy. Osmanlı Tapu
ve Tahrir defterinden izlenebileceği gibi Borlu, yöreye yerleşen Taraklı
Aşiretinden dolayı Taraklıborlu olmuştur. Taraklıborlu adından sonra Safranbolu
için Osmanlılar Döneminde kullanılan diğer adlar, 18 yüzyıl ortalarında
Zağfiran-ı Borlu, 19.yüzyıl ikinci yarısında kısa bir süre için Zağfiran-ı
Benderli 19.yüzyılın son çeyreğinden itibaren Zağfiranbolu, son olarak ta
Zafranbolu ve Safranbolu biçimine dönüşmüştür.Kenthaber Kültür Kurulu Yayın
Tarihi : 24 Kasım 2004 Çarşamba
SAFRAN ÇİÇEK AÇTI
Karabük’ün Safranbolu İlçesi’ne ismini
veren ve dünyanın en pahalı bitkisi unvanını alan “Safran” bitkisinin çiçekleri
açtı. İlçede 2006 yılı ürünü olarak, 8-10 kilogram arasında safran ürünü elde
edilmesi bekleniyor. Üretimi zor, hassas ve çok nadir yetişen safran bitkisinin
çiçeklerinin açmasıyla üreticilerin yüzleri gülmeye başladı. Safranbolu’nun
Aşağıgüney ve Davutobası köylerinde yetiştirilen safran bitkisini, köylüler
daha fazla üretmek ve geliştirmek istiyor. Aşağıgüney Köyü’nün en yaşlı
üreticilerinden 66 yaşındaki Emine Yetim, dünyanın en pahalı safran bitkisinin
çiçeklerini toplarken çok hassas davrandıklarını ve çiçeği eline aldığında
heyecanlandığını söyledi. Safran yetiştiricilerinden Mehmet Yoldaş ise,
“Safranın altın değerindedir. Ancak, Türkiye’de bunun kıymetini bilmiyorlar.
Yurt dışında safranın gramı 40-50 YTL olduğunu duyuyoruz. Safran üretiminin ve
geliştirilmesi için bir kooperatif de kurmayı düşünüyoruz. Köyümüzde 10
vatandaşımız tarafından proje yapılıyor. Bunun dışında talepte bulunan çok
sayıda üretici bulunmaktadır. Safran üretimi zahmetli olduğundan çok sık
ilgilenilmesi gerekiyor. 10 günde bir mutlaka çapa yapılması gerekiyor. Aksi
taktirde ot basıyor” dedi. Safranbolu İlçe Tarım Müdürü Çetin Ayvalık, safran
bitkisinin soğangiller tohumundan yetişmekte olduğunu kaydederek, “Bir soğan
tohumu 3 ile 13 adet çiçek vermektedir. Ticari değer taşıyan metaryerimiz
çiçeği içersinde bulunan kırmızı renkli dişi organ diye tabir ettiğimiz 3 tane
organı var. Safranımız budur. Çiçeğin içersinde üç adette sarı renkte organ
bulunmaktadır. Bunlarda erkek organlardır, bunlara filament diyoruz. Asıl
Safran kırmızı olanlarıdır. Yani kendi ağırlığının 100 bin katı kadar sıvıyı
sarıya boyayan metaryan olan bu dişi organımız safran bitkisidir. Pazar
piyasası ve maddi değeri değişkendir, değişkenliği de kaliteye göre
değişmektedir. Bizim Türkiye piyasasında üretmekte olduğumuz Safranbolu
safranının kilosu 5 bin YTL ile 10 bin YTL arasında değişmektedir ve kesinlikle
Safranbolu safranı çok kıymetlidir” diye konuştu. Safranbolu’da üretici
sayısını ve üretimi attırmayı hedeflediklerini belirten Ayvalık, “Bundan 4-5 sene
önce safran üretimini 4-5 kişi yapıyordu, şu an bu sayıyı 23 kişiye çıkarttık
ve 18.5 dönüm alana çıkarttık. Bunu yüzlerce dönüme çıkartmamız lazım.
Elimizdeki üretim belli orana sahip olması lazım ki dışarıya pazarlayabilelim,
iyi bir pazar oluşturalım. Ondan sonra da diyebiliriz ki bu üretimi bütün
Türkiye şartlarında deneyebiliriz. Ama şu an için pazar sıkıntımız var, ileriki
aşamalarda bunu çözebiliriz” şeklinde konuştu. Kendi ağırlığının 100 bin kat
suyu sarıya boyayan safran bitkisi, bugün adına festival düzenlenen ve bir gram
altının gramına eş değer tutulan özelliğe sahip olmasıyla bilinmektedir. Her
yıl ekim ayının ikinci haftasında itibaren açmaya başlayan safran bitkisi,
kasım ayının 15′ine kadar çiçek vermektedir ve her tohumdan 7-8 adet çnmaktadır.
Bir dönüm ekili alandan 900 gram safran ürünü elde ediliyor. Safran bitkisi
boya sanayi, kozmetik sanayi, ilaç ve gıda sanayinde kullanılmaktadır. Ayrıca,
hem modern tıpta hem de halk hekimliğinde ilaç olarak kullanıldığı
bilinmektedir. İştah açıcı, balgam söktürücü ve cinsel gücü artırıcı özelliği
vardır. Safranın ayrıca, kanser araştırmalarında da önemli oranlarda
kullanıldığı söylenmektedir.
iha Yayın Tarihi : 21 Ekim 2006 Cumartesi Güncelleme :
21 Ekim 200Cumartes
KARAYOLU İLE ULAŞIM
İlçemizden diğer merkezlere demiryolu
ulaşımı olmamakta, fakat 8 km uzaklıktaki Karabük İl Merkezinden demiryolu
ulaşımı sağlanmaktadır
Safranbolu’ya karayolu ile üç ayrı
yönden ulaşmak mümkündür. Ankara-İstanbul karayolunun Gerede kesiminden
ayrılarak 82 km. sonra Karabük’e, Karabük’ten 8 km sonra da Safranbolu’ya
varılır. İlçenin kuzey yönünde bulunan Bartın’a uzaklığı 74 km., doğusunda
bulunan Kastamonu’ya uzaklığı 105 km.dir. Denize en yakın bağlantıları ise
91 km. ile turistik İnkumu, 97 km. ile Amasra’dır.
SAFRANBOLU’YA
DEMİRYOLU İLE ULAŞIM
DEVLET DEMİR YOLLARI
KARABÜK-ANKARA SEFER SAATLERİ
PAZAR-SALI-PERŞEMBE
SAAT 00:20
KARABÜK-ZONGULDAK SEFER SAATLERİ
04:15 – 07:20 – 12:40 – 18:00
ZONGULDAK-KARABÜK SEFER SAATLERİ
07:05 – 09:00 – 13:45 – 17:55
TARİHİ VE TURİSTİK KÖYLERİN
SAFRANBOLU’YA UZAKLIKLARI
KÖY
ADI
MESAFE (Km)
Yörük
Köyü
11
Düzce
Köyü
13
Davutobası Köyü
20
Hacılarobası
Köyü 28
Üçbölük Köyü
23
İncekaya
Köyü 7.5
Yazıköy 4
TAKSİ
DURAĞI
TELEFON+90(370)
ÇARŞI TAKSİ (ESKİ
ÇARŞI) 725 25 95
TERMİNAL
TAKSİ
725 20 33
GÜVEN TAKSİ
(KIRANKÖY) 725 10 90
BAĞLAR TAKSİ
(BAĞLAR)
725 18 10
(EMEĞİ GEÇENLERE TEŞEKKÜR EDERİM)
Sitemdeki yazıların kaynağı verilmemiş
olanların kaynakları bilinmediğindendir. Hak sahipleri talep ettiği anda
kaynağı yazılır ya da yazı siteden kaldırılır. Kendi yazılarımın altında ismim
vardır. Bu sitedeki yazıların yasalara aykırı kullanımı siteyi değil
kullanıcıyı bağlar. Bu site hiçbir menfaat gözetilmeksizin sadece bilgi sağlama
amacıyla kurulmuştur ve ticari hiçbir çıkarı yoktur. Ziyaretçilerden tek
talebim DUA’dır.İyi günler sizinle olsun.
RESİMLERİN ÜSTÜNE TIKLAYARAK
İZLEYEBİLİRSİNİZ
İYİ GÜNLER SİZİNLE OLSUN
SELAMİ ALKAN(SND) 2010 SAFRANBOLU
ILBARIT KÖYÜ
Kuzyaka Dağı’nın güney yamacında yer
alır. İlçe merkezine 26 km.stabilize bir yol ile bağlıdır. 2 mahalle(Merkez,
Karaşar, Bağlıca) ve 106 haneden oluşan köyün nüfusu 65′tir. İçme suyu
yeterlidir. Köyde cami, telefon ve köy konağı vardır.
Köyümüz bir sıra dağın güney eteğinde
kurulmuş yeşillikler içinde şirin bir köydür.
Ilbarıt köyü 711 rakımlı yüksek bir köydür. M.Ö.yıllara kadar uzanan bir yerleşim
yeridir.Köyde bağcılık,çiftçilik,hayvancılık,keçi ve koyun besiciliği ve
sebzecilik yapılmıştır. Ilbarıt sözcüğünün anlamı; üzümlü yer’dir.
Toprağı az verimlidir.Önceki yıllarda her aile bir,iki ton arasında üzüm
satmaktadır. Ayrıca pekmez ve sirke yaparak kışlık ihtiyacını
karşılamaktadır.1960’lı yıllarda asmalara floksara (KÖK) hastalığı
gelmiş,kökleri kuruyan asmalar kurumuştur.Bu yüzden köylüler geçimlerini
sağlayabilmek için köyden ayrılmak zorunda kalmıştır.
Safranbolu,Karabük,İstanbul’a yerleşmişlerdir. Son 20 yıldır köyde 15-20 aile
yaşamaktadır. Yazları bu sayı artmaktadır.
Köyümüzün ILBARIT olan adı sonradan değiştirilerek ÜÇBÖLÜK olmuştur.
Şu anda köy yolunun tamamına asfalt yapıldı.
Selami ALKAN (SND) Safranbolu /
2007
SAFRANBOLU EVLERİ