(SND) SAFRANBOLU
(ILBARIT KÖYÜ)
MEHMET ATA DOĞAN
Mehmet
ata doğan, karamehmetoğlu,sülalesinden,yusuf efendi ve hatice,hanımın oğlu
olarak 1896 yılında,ılbarıt köyünde dünyaya gelmiştir.kendinden başka dört
kızkardeşi vardır.sırasıyla,sıdıka 1882,hanım 1887,emine 1889 ve fatma 1899
doğumludur.
baba
yusuf efendi, oyıllar köyün hatibi ve de katibidir.köymektebine
geldiğinde,öğrencilerine,bu gece bir oğlum oldu,ne isimi vereyim
dediğinde,öğrencilerinden fıs fıs hafız,mehmet mutlu,hocam 'ata' olsun
der.yusuf efendi,daha sonra istanbul,fatih medresesini biterecek olan,mehmet
mutlu'nun görüşü ile babası karamehmetoğlu, mehmet'i katarak,oğluna mehmet
ata,ismini koyar.
mehmet
ata,diğer arkadaşları gibi,oyıllarda ılbarıt mektebinde öğretmelik yapan,aslen
bulgaristan,filebe'li olan,mehmet cemil efendide ilkokulu bitirir.bababsı o
yıllarda,safranbolu'da yeni açılan rüştiye mektebine,kayıtını yaptırır ve
safranbolu'nun eşrafalarından birene oğlunu teslim eder.tabiiki tüm masrafları
karşılamak sureti ile...küçük bir anekdot;rüştiye mektepleri,1905
yılında,padişah abdülhamit tarafından açılır ve o yılların orta
okullarıdır.ikiye ayrılır,askeri rüştiye ve rüştiye diye...
mehmet
ata, rüştiye mektebini bitirdikten,sonra kastamonu öğretmen okuluna girer ve bu
okulu muallim olarak bitirir.diğer arkadaşları gibi,öğretmenlik yapamadan,1914
yılında patlak veren birinci dünya savaşına katılmak zorunda kalır.bu arada 17
yaşında evlenmiş ve 1914 yılında ali isimnde oğlu dünyaya gelmiştir.
mehmet
ata,birinci dünya savaşına,o yıllarda osmanlı sınırlarında olan,arapistan'da
katılır.rütbesi teğmendir ve mayetine askerler verilmiştir.bilindiği
gibi,birinci dünya savaşı,aynı zamanda emperyalist devletlerin,pazar
savaşıdır.her ne kadar avusturya perensi öldürülmüş falan densede,başta
petrolün bulunması,sanayi devriminin hat safhaya ulaşması sonucu,almanya'ya
karışı bir tutum söz konusudur.yorgun olan osmanlı,almanların yanında saf
almıştır.almanların ülkemiz üzerinden yaptığı,istanbul,bağdat demiryolu ve
ingilizlerin,yine o yıllarda açtığı süveyş kanalı başına değildir.
mehmet
ata savaşın kızıştığı dönemde,askerleri ile birlikte arap
çöllerinde,ingilizlere esir düşer.ingilizler,okumuşları ayırır,okur yazar
olmayan,anadolu'nun garip hiçbir şey bilmeyen çocuklarını ,arap çapulcularına
teslim ederler.askerlerin bir kısmı süngü ve kılıçla şehit edilirken,bir
kısmıda,arap çöllerinde zehirli su birikintilerinde boğularak şehit edilir.
tüm
bunları gören mehmet ata,ömrü bboyunca araplardan nefret eder.
daha
sonra kendisini esir alan ingilizler gemi ile hindistan ve mısır
gibi,egemelikleri altında bulundurdukları ülkeler getirirler.1918 yılında
savaşın bitimi ile esirler salıverilir.
bu
zaman zarfında,ılbarıt köyünde baş gösteren tifüs salgınında,mehmet ata,babası
yusuf efendi ve,eşi emine'yi kayıt etmiştir.ta ki köye dönünce öğrenir.geriye
yaşlı bir ana ve küçük bir evlat kalmıştır.
19.mayıs.1919'da
atatürk'ün samsun'a çıkması ve kurtuluş savaşı'nın başlaması ile
birlikte,mehmet ata,tekrar askere çağrılır.subay olarak anadolunun bazı
bölgelerinde görev alır.yaklaşık 3 yıl süren kurtuluş savaşı
,30.ağustos.1922'de sona erer ve terhis olur.bu arada,yamakgilden,hasan kızı
havva 1903 evlenir,fakat evliliği fazla sürmez.bir yıl sonra ayrılırlar.bu kez kadıbükü
köyünden,uzun yıllarz muhtarlık da yapan neşet gökmen'in kızkardeşi fatma
hanımla evlenir. (terzi-fatma) kızı lütfiye 1926 ve oğlu yusuf ziya
1928,dünyaya gelir.tabiki bu arada müracatı dolasıyla,'köy mektebinde'
öğretmenlik yapmaktadır.29.ekim.1923'de atatürk cumhuriyeti ilan etmiş ve ilk
işi cehalete maruz kalmış anadolu insanını cehaletten kurtarmak ve
eğitimdir.zaten başarılı bir öğretmen olan mehmetz ata'ya tekrar girdiği
imtahanla,1926 yılında öğretmenlik diploması tekrar verilir.bu kez cumhuriyet
öğretmeni olarak.bu diplomanın aslına uygun çekilmiş fotoğrafı;ılbarıt köyü
'müzesindedir'ayrnıca mehmet ata'ya,atatürk'ün 1926 yılında çıkarılan bir
kanunla, 'istiklal madalyası' maaşı ve madalyası verilmiştir.
mehmet
ata, cumhuriyet kurulduktan sonra ve öğretmenliğe döndükten sonra,bir kaç yıl o
yıllarda safranbolu'nun beldesi olan,eflani'nin yağlıca köyünde öğretmenlik
yaptıktan sonra,tekrar ılbarıt köyüne gelir ve 1950 yılında emekli oluncaya
kadar,köyünde kalır.
ilkönce
üç yıl olmak üzere 'köy mektebinde' çocukları okutur.1931-32 yıllarına ait
elimin altında o yıllara ait sınıf defterleri var.soyadı olmadığı için
esamilerle yazılmış öğrneciler.ben çoğunu çözdüm ve ileride nasip olursa
yayınlayacam.
1934-35
yılları arasında 5 yıllık olmak üzere,karamanbaşı mevkiinde, 'akbulak ilkokulu'
açılır.okul,ılbarıt,sarıyan ve hacılarobası, yine o yıllarda hacılarobası'nın
mahallesi konumda olan geren köyü ve ovacık'ın köylerinden gelen öğrenciler bu
okuldan faydalanmışlardır.yine'akbulak ilkokuluna' ait 1934-35 ve 1942-43
yılnın öğreci defterleri var.
aslen
hacılarobası,köyünden kendisi gibi öğretmen olan hüsnü yılmaz ile
birlikte,akbulak ilkokulunda öğretmenlik yapan,mehme ata,hüsnü yılmaz'ın
bedenen biraz rahatsız olası ile yaklaık o yıllarda 150'den fazla öğrenciyi tek
başına okutur.
mehmet
ata'nın ülkeye kazandırdıkları;üç yıl ılbarıt köyü mektebinden,
mehmet
oğlu,ahmet demiralp 1907 'öğretmen-baş öğretmen'
ahmet
oğlu, şükrü kaya 1908 'öğretemen'
ömer
oğlu ibrahim ünal 1908 'öğretmen'
nuri
oğlu mustafa algan 1908 'öğretmen'
akbulak
ilkokulu;
1)ilyas
oğlu mastafa öğünç 1926 'öğretmen' 'hacılarobası'
2)
mehmet oğlu mustafa günal 1928 'öğretmen' 'ılbarıt'
3)
mehmet ata oğlu yusuf ziya doğan 'kaymakam' 'ılbarıt'
4)
ibrahim oğlu hamdi ünver 1932 'öğretmen' 'hacılarobası'
5)
şaban kızı ayşe gökmen 1932 'öğretmen' 'ılbarıt'
6)
ömer kızı hacer öztürk 1933 'öğretmen' 'ılbarıt'
7)
hasan olu yusuf çil 1933 'albay' 'hacılarobası'
8)
mehmet oğlu ismail coşkun 1933 'öğretmen' 'hacılarobası'
9)
nuri oğlu mehmet ali san 1933 'öretmen' hacılarobası-sallar mah.'
emeklilikten sonra,1965 yılı sonbaharına kadar ılbarıt
köyünde yaşayan mehmet ata,daha sonra safranbolu'ya taşınır.ilkönce kira daha
sonra kendine özgü bir ev satın alır ve 1983 yılında vefat eder.mezarı
safranbolu mezarlığındadır.kendisini saygı ile anıyorum.
ABDÜLKADİR ÖZER (1932-1998)(YUSUFGİL)
abdülkadir
özer,baba hafız mehmet nurettin özer ve akile özer'in oğlu olarak 1932 yılında
son evlat olarak ılbarıt köyünde doğmuştur.ilkokulu 'karamanbaşı' 'akbulak'
ilkokulunda 5 yıl olarak okumuştur.akbulak ilkokulu yaklışık mahalleri iile
birlikte üç köyün öğrencilerine hizmet veren 5 yıllık bir bölge okuludur.
daha
sonra,kendi anlatımı ile kendisini yatılı orta okula yazdırır.ortaokul
bittikten sonra,imtahana girerek trabzon öğretmen okulunu kazanır.trabzon'da
okumak için,hacılarobası köyünden 'agopgilden' remzi güler ile deniz yoluyla
trabzon'a ulaşırlar.onları getiren gemi trabzon açıklarında dudur ve büyük
kayıklarla yolcular karaya taşınır.şöyle anlatır.denizde dalga
vardı.karadenizliler,kayık kenara varır varmaz atladılar,biz remzi ile
birbirimize bakıyoruz.bir laz bize ula kıvırcıklar,denizi görünce ödünüz
patlıyor,atlayın düşerseniz biz sizi kurtarırız dedeğinde son çare,kayık kıyaya
yanaşınca var gücümüzle atladık.daha sonra,okulumuzu bulduk.kayıtlarımızı
yaptırdık,fakat yatağımız yorganımız olmadığı için yaklaşık iki aya yakın,remzi
arkadaşımla,bir mermerin üzerinde geceleri uyuduk.bir ara kaçmayı düşündük,ama
okumak son çaremizdi.
abdümkadir
özer,trabzon öertemen okulun bitirdikten sonra ülkemizin bazı bölgelerinde
öğretmenlik yaptıktan sonra tekrar imtahana girerek,ilköğretim müfetişi olur.en
son görev yaptığı yer ise ılbarıt köyü ve çevre köyler
olur.kendisini,yanılmıyorsam 1998,eylül veya ekim ayında kayıp ettik.ben
istanbul'da olduğum için,cenaze merasimine katılamadım.istanbul'dan döndükten
sonra,safranbolu mezarlığında mezarını bulup ziyaret ettim ve öğretmen
arkadaşlarının bıraktığı çelenk solmuş halde halen duruyordu.
bana
30.mayıs.1998 yılında 'yusufgil' ailesi olarak hazırladığı ve çoğaltarak tüm
'yusufgil' aile bireylerine verdiği,bir dosya vermişti.yalnız burada hiç tarih
kullanılmamış.sadece 30.mayıs.1998 tatamlanmış tarihi var.kaldıki insan
yaşamında tarih çok öremlidir.örneğin ozsmanlı devleti 1299 yılanda osman bey
tarafından,bilecik'in söğüt ilçesinde kuruldu.cumhuriyet 29.ekim. 1923 yılanda
ilan edildi.tüm bunlar önemlidir ve bir babası hafız mehmet'in ölüm tarihini
kullanmış.babam demir çelik işletmelerinden 1953 yılında emekli olduktan sonra,emekli
maaşını alamadan vefat etti...
kendisine
tüm bu bilgileri nasıl toparladın dediğimde,baban satı demirsöz'den faydalandım
demişti.
örneğin,benim
kendisine vermiş olduğum,1987 yılında,babam satı demirsöz'le
türçeleştiridiğimiz 'köy kayıt'defterinde hemen hemen tüm tarihler
mevcuttu.bunu kensine söylediğimde,o defteri benden aldılar ve ankara'da kayıp
ettiler demişti.
bu
arada ılbarıt köyünün ilk resmi mualimi 'öğretmeni' olan mehmet cemil efendi.bu
dosyada yanlış anlatılmış.kadir bey olayı şöyle anlatıyor.istanbul'da
karagaşada bunalan mehmet cemil efendi,istanbul'dan kastamonu istigametine
giden bir kervanla yola çıkar ve 106 köprüsünde,kurtoğlu değirmeninde,değirmene
giden mehmet ata'nın babası yusuf efendi ile karşılaşır.yusuf efendi onu ılbarıt
köyüne getirir ve öğretmenliğe başlar.mehmet ata,hüseyin efendi,hasan fehmi
efendi ve hasan efendileri okutarak ilerde öğretemen olmalarını sağlar.
sözü
edilen kurtoğlu değirmeni,106 köprüsünde değil,hocaköprüsündedir.106 köprüsü
ılbarıt köyüne yaklaşık 45 km.dir ki buraya bir günde gidip gelmek oldukça zor.
aslen
bulgaristan,filibe'li olan mehmet cemil efendi.1865 doğumlu olup,ılbarıt
köyüne,aslen hacıalioğullarından olup,yaklaşık 15 katır ile katırcılık kervanı
yapan ve 'katırcı' olarak anılan,hüseyin efendi tarafından
getirilmiştir.dolasyıla mehmet cemil efendi sadece kendisi değil,eşi emine,kızı
behice ve eşi emine'nin teyzesi,nefise hanım vardır ve mehmet cemil
efendi,yamakgilden,kör raşit olarak bilinen,raşit'in evnini güneye bakan
odasını restore ettirerek orda ikamet etmiştir.bu ev daha sonra raşit'in
damadı,mehmet ali özlü tarafından karakaşgilden mehmet avcı 'koca mehmet'e'
satılmıştır.bu vesile ile aynı zamanda bir eğitimci olan,abdülkadir özer'i
saygı ile anıyorum.aslında yazılacak çok şey var ,ama ben kısaca özetledim.
not.
mehmet cemil efendi ile net bilgi...
'okur
yazar sübyan muallim olan mehmet cemil efendi,hedevandigar (bursa) nüfus
idaresinden aldığı 4.mart.1313 (1897) tarihinde aldığı teskere osmaniye
mucubince (icab) ılbarıt köyü yabancı defterine kayıt edilmiştir.'RECAİ
AHMET ATA DOĞAN'IN 1932-33 YILLARI ARASINDA,
i,ilbarit köyü 'köy mektebi' öğrenci kayit defteri
1)78.ahmet yıldırım
2)82.ayşe öz (yaşar)
3)83.fatma çelik (şahin)
4)84.hanife tankır (gökay) çorçil
5)86.havva yıldarım (gürleyik)
6)88.sabahat mutlu
7) 90.mehmet kaya
8) 92.bekir kara
9) 93.mehmet öztürk
10) 94.ahmet kalkan
11) 102.fatma özcan (kara)
12) 85.huriye kalkan (özen)
13) 89.şerife aydin (çelik)
14) 91.mürüvet algül (akgül)
15).95.cemile algan (yildirim)
16) 98.makbule gökmen (karatekin)
17) 99.rabia özer (ünsal)
18) 100. hasan mete
19) 103.izzet mutlu
20) 104.ayşe sari (mutlu)
21) 106.hasan kaya
22) 111.ömer lütfi alkan
23) 130. süleyman tuncay
24) 96.fahriye eriş (kara)
25) 97.lütfiye gürleyik
26) 101.şerife aydin (çelik)
27) 107.hüseyin avci
28) 110.ahmet satilmiş
29) 112.lütfile doğan (özer)
30) 113. mustafa saygin
31) 114.mehmet mutlu
33) 115.ihsan akgül
34) 116.osman kara
35. 117.ruşen aydin
36. 118.rifat özcan
37) 119.hasan tankir
38) 120.hanife mete
39) 121.hasan yildirim
40) 122. şerife tankir
41) 123.emine özen (aydin)
42) 124.rahime kalkan (tuncay)
43) 125.hatice yildirim (satilmiş)
44) 126.fatma sari
45) 127.vasfiye alkan (akdoğan)
46)128.meşerref satilmiş (koç)
47)129.mustafa kemal aksoy.
48)131.ekrem tanik.
49)132.huriye eriş.
50)133.mehmet esen.
51)134.hüseyin şahin.
52)136.yeter eriş.
53)137.hikmet özer
54)138 osman hamza (sariyan)
55)139 zeynel hamza (sariyan)
56)140.mehmet (?) (sariyan)
57)141.riza (?) (sariyan)
58)142.mehmet akgül (sariyan) eklenmiş
olup,defter,ayni kadro ile akbulak ilkokulunda kullanilmiştir.
bir anekdot/ recai demirsöz
geçmiş itibari
ile köyümüz ilbarit'da
görev yapmiş
öğretmenlerimiz.
1)mehmet cemil efendi (1965......)bulgaristan/filibe doğumlu.
2) mehmet
nurettin özer (1889-1953)
safranbolu/ilbarit köyü doğumlu.
3) alaaddin
telli safranbolu/kuzyaka
doğumlu.
4) mehmet ata
doğan (1896-1983) safranbolu/ilbarit doğumlu.
5) hüseyin hüsnü
yilmaz, (1861-1938)safranbolu/hacilarobasi köyü doğumlu.
6) ziya taşdöğen 'kendisi erzurum/ narman'li olup,selehattin
taşdöğen oğludur.
7) mustafa günal, 1928...?) safranbolu/ilbarit doğumlu
8) mehmet yilmaz 'islak mehmet' karabük/eflani doğumlu
9) hafize uysal,safranbolu/kadibükü doğumlu
10) mustafa
öğünç,safranbolu/ hacilarobasi doğumlu
11) hacer öztürk (karadeniz) (1933.......)safranbolu/ilbarit
doğumlu.
12) hikmet
kayaci,kastamonu/araç doğumlu.
13) hüseyin
tiryaki,kastamonu/daday doğumlu.
14)adil şen, zonguldak/çaycuma doğumlu.
15) hayrullah
yilmaz önder, (1949......) muş/varto
doğumlu.
16) yunus özer (1944-2007) safranbolu geren doğumlu.
17) abdullah
aksoy (1951-1982) safranbolu/ ilbarit doğumlu
18) aydin ünal, (1959.....) bartin,gökçekiran köyü doğumlu.
19) suat şengül, kastamonu/abana doğumlu.
20) şerafittin
cömert,safranbolu?örencik köyü doğumlu
21) ferruh şafak (1956... safranbolu/çerçen köyü doğumlu.1986
yilinda okul kapanmiştir.
CEMIL DOĞAN
(1960)
cemil doğani
belki çoğunuz tanimiyorsunuz.cemil doğan,metin doğan'in oğlu,ali
riza doğan'in torunu...dün beni aradi,yazdiklarin köyün derin tarihi ve bu
tarihi senden başkasida bilmiyor.eğer yazdiklarin kitaplaştirilirsa,katkida
bulanmak isterim ve çocuklarimiza ve torunlarimiza bir miras birakmiş oluruz ve
eğer böyle bir yapit ortaya çikarsa,bunun mimari mutlaka sen olursun.elimin
altinda ovacik'a ait bir kitap var,yaklaşik 60 sayfa...sadece iki üç sayfasi
ovacik'in geçmişi ile ilintili,gerisi fotoğraflar vs.ler.oysa sen köyümüzün 2
asir 3 asir ötesine kadar gidibiliyorsun.
şu belirtemek
istiyorum.dün muhtarimiz bilgin yildirim,emek çekip yaziyorsun fazla ilgilenen
yok dedi...şöyleki,ülkemiz ve dünyaya mal olmuş bir yazarimiz vardir.yaşar
kemal,yaşar kemal adana'ya bağli şimdi bağimsiz il olan,osmaniye'nin kadirli
ilçe gökçeli köyünde doğmuştur.aslen van,muradiye ilçesinden bu köye gelen,bir
kürt ailesinin çocuğudur.babasini köy meydaninda öldürmüşler ve yaşar kemal'i
kan davasi gütmesini bekleyenler,onun dünyaca ünlü bir yazar olduğunu görünce
şaşirmişlar.köylüler yaşar kemal'i hiç sevmemeşiler.çünkü yaratici insanlar
fazla sevilmezler.80 li yillarda,yaşar kemal ile bab-i ali'de bir gazetede
yollarimiz kesişti.kimlerle kesişmediki,aziz nesin ve bir çoğu.hatta bir ara
onaca kalabaliğin içinde murat özlü ile karşilaştik ve beni,türkiyenin en büyük
edebiyat eleştirmeni doğan hizlan'la taniştirdi.hatta doğan hizlan'a köyden
arkadaşimdir,yardimci olursan sevnirim dedi.doğan hizlan istanbul'da beni bir
müzeye koymak isdedi ,ama nasip olmadi.çünkü her şey doğan hizlan'in iki
dudağnin arasinda bitiyordu.
şöyleki benim
yazacaklarim bir seneden önce bitmez.çünkü hiçbir şey bir çirpida olmaz.daha
köyün şecerelerine dahi gelemedim.umurum yazdiklarimi hasan mutlu,kayit altina
aliyordur.saygilarimla...
bir anekdot/ recai demirsöz
HASAN EFENDI (1891-1915)
(ÇAVUŞGIL)
hasan
efendi,ayni kuşağin öğretmenlerindendir.mustafa çavuş ve emine hanimin oğlu
olarak,1891 yilinda ilbarit köyünde dünyaya gelir.kendinden başka, 1887 doğumlu
hamide (tahir tangül)ün annesidir.1897 doğumlu huriye (mehmet adnan erden)in
annesidir.1899 doğumlu ali (alibidik) (hasan rahmi saygin)in babasidir ve 1907
doğumlu hamide (şükrü kaya)nin eşidir.anneleri emine hanim ayranco hasan ağanin
kizidir.
hasan
efendi,ilkokulu doğduğu köy ilbarit'da mehmet cemil efendi de okur.rüşteyiyi
okumak için,safranbolu'da ikamet etmekte olan,amacasi katirci hüseyin efendinin
yanina gider.katirci hüseyin yaklaşik 15 civarinda katirlari ile o zamanin
kervan işini yapmaktadir.bartin,safranbolu ve safranbolu,kastamonu arasinda,yük
taşimaciliği yapar.her perşeme günü,kendini ona göre ayarlayarak,ilbarit köyüne
gelir.istanbul'dan,ilbarit köyüne iaşe ve benzeri yardimlari köyüne
yollayan,firinci mustafa remzi'nin gönderdiklerini,bartin'da gemiden alir ve
köyel ulaştirir.tabak-evi suyu olarak bilinen ve 1990 yillarina kadar faal olan
suyun köye gelmesi için öncülük etmiştir.köylüler zor yerlerden su kanalini
açarken,hüseyin efendi,rum ustalari getirirek,yağli algun denilen horasan siva
ile suyun köye gelmesini sağlamişkir.yalniz,masrafli olduğu için köylünün
parasi tükenmiş,su yaklaşik 4 yili sariahmet köyü civarina akmiştir.daha
sonra,yyukari pinar,taşönü pinari ve cami şadirvani olmak üzere,1945 yukari
ilkokulun açilmisi ile okulada su verilmiştir.
hasan
efendi,safranbolu rüştiye mektebini bitirdikten sonra,kastamano öğretmen
okulunuda bitirip,öğretmen olur.bu arada safranbolu'da okuduğu yillarda
taniştiği,safranbolu eşraflarindan bir ailenin kizi ile
evlenir.fakat,evliliğinin daha bir kaç ayinda,ülkede 'seferberlik' ilan edilir.
1914 birinci dünya savaşinin başlamasi ile birlikte,yedek subay olarak askere
alinir.daha sonra,1915'te çanakkale savaşina dahil olur.savaşin tam anlami ile
kiziştiği bir zamanda,askerliğini yaptiği 125 alayda,çanakkale merkez tepe
mevkiinde şehit olur.mezari çanakkale şehitliğindedir.doğal olarak,eşinin şehit
düştüğünü öğrenen hanimi,ismi bilmediğim için buraya aktaramiyorum.bir daha hiç
evlenmez.yazlari ilbarit köyüne ve kişlari,safranbolu'ya ailesinin yanina
giderek ömrünü tamamlar.yaşamini eşinden kensine bağlanan aylikla sağlar.
köyümüzde 1900
yillarin başinda,öğretmen olarak ve köyümüzün geçmişe dönük aydinlanmasini
sağlayan,eski öğretmenlerini tanitmaya çaliştim.bu bilgiler şahsimin genel
bilgileri olup,hiç bir yerde yazili değildir.daha başka yazilarda buluşmak
üzere ve geçmişte kalanlari saygi ile aniyorum.
bir anekdot/ recai demirsöz
HASAN FEHMI
ERDEN (1895-1969)(GADEYIGIL)
hasan fehmi
erden, ahmet ve hatice'nin oğullari olarak,1895 yilinda ilbarit köyünde dünyaya
gelir.kendinden başka,fatma 1876,safiye 1880,mehmet 1882,nuri 1887,abdullah
1891,5 kardeşi bulunmaktadir.
hasan
efendi,ilkokulu ilbarit köyü,köy mektebinde,öğretmeni mehmet cemil efendide
okur,daha sonra safranbolu rüştiyesi ve kastamonu öğretmen okulunu bitirdikten
sonra,1914 'seferberlik' ve birinci dünya savaşina çağrilir.askerliğini subay
olarak tamamlar.1918 yilinda savaşin sona ermesi ile köyüne döner.bu
arada,kendisi ile birlikte askerde olan,mehmet savaşin ilk yillarinda şehit
düşmüştür.
hasan
efendi,19.mayis.1919,atatürk'ün samsuna'çikip 'kurtuluş savaşi'nin başlamisi
ile tekrar askere çağrilir.anadolunun çeşitli yerlerinde bu kez teğmen olarak
görev alir.kurtuluş savaşi'nin sona ermesi ile tekrar ilbarit köyüne
döner.nişanli olduğu,hacialioğullarindan,mustafa kizi,huriye 1897 ile
evlenir.bu evlilikten,şaziye 1923 ve mehmet adnan 1930,dünyay gelir.şaziye
demiralp hayatta olup,şu an ilbarit köyünün en yaşli bireyidir.mehmet adnan ise
2019'un mart ayinda vefat etmiştir.köylüler olarak,kendisini istanbul,kasimpaşa
semtinde son yolculuğuna uğurladik.
hasan efendi,
bir süre köyde çiftçilik eder.kendisini atatürk'ün çikarmiş olduğu bir yasa ile
1926 yilinda,'istiklal madalyasi'maaşi bağlanir.o yillara ait belgeler,oğlu
mehmet adnan'in vasiyeti üzerine çerçevetilerek,ilbarit köyü müzesine
bağişlanmiştir.hatta atürk'ün eski yazi imzasi vardir belgelerden birinde...
atatürk'ün
anadoluda tekrar öğeretmen okullarini açmasi ile,hasan efendi öğretmenliğe
dönmek için müraacat eder ve müraacati kabul görür.fakat bazi konularda yetirsiz
görüldüğü için,kastamonu öğretmen okulunda,bir süre tekrar eğitime tabi
tutulur.bu konuda mehmet ata doğan şanslidir.bütün yeterlilik sinavlarini
başari ile yaptiği için,kendisine 1926 yilinda,ilköğretim öğretmenliği ve
diplomasi verilir.
hasan efendi,1929
yilinda,ilbarit köyünden,4 gençle birlikte kastamonu öğretmen okuluna,tekrar
kayitini yaptirir.bu 4 genç,ahmet demirap,kardeşi mehmet'in oğlu,şükrü
kaya,mustufa algan,kardeşi nuri'nin oğlu ve ibrahim ünal'dir.
kastamonu
öğretmen okulunda,geceleri gaz lambasinin işiğinda,bu 4 gence ders vrerek
yardimci olan,hasan efendi,yeterlilik sinavlarini vererek, ayni yil 1929
yilinda,şimdi bartin ili sinirlari içinde bulunan,ulus ilçesinin
kumluca,nahyesine öğretmen olarak atanir.sirasiyla,ulus,kumluca,eflani,karacapinar
köyü,davutobasi köyü,kadibükü köylerinde öğretmenlik yaptiktan sonra,diğer
meslek taşlari gibi,dönemin hükümeti tarafindan,1950 yilinda emekli edilir.
hacilarobasi,sallar
mah.mevkiinde bulunan,soğanliçay üzerinde kurulu bulunan,su değirmeninin,hüseyin
avni aksoy,tüccar mustafa gökmen 'yamak' ile ortak olup,diğerleri hisselerini
sattiği için,değermenin tüm hisselerinin büyük bölümü kendilerindedir.
hasan
efendi,1958 yilinda eşi huriye hanimi kayip edince,artik ömrünü oğlunun
yaninda,istanbul-kasimpaşa semtinde geçirmeye başlar.ara sira safranbolu'da
bulunan kizi şaziye hanimla köye gelip bir iki ay kalsada,tekrar istanbul'a
döner.hasan efendiyi 1960,yillarin başlarinda ve ortalarinda köye gelişlerinden
tanimaktayim.takim elbise kiravat ve fötr şapka takan,bir kişilikti.1969
yilinda yaşama veda eden,hasan fehmi erden'in
mezari,istanbul,kasimpaşa,kulaksiz aile mezarliğindadir.kendisini saygi ile
aniyorum.
bir anekdot/ recai demirsöz
MEHMET ATA DOĞAN
(1896-1983)(YUSUFGIL)
mehmet ata
doğan, karamehmetoğlu,sülalesinden,yusuf efendi ve hatice,hanimin oğlu olarak
1896 yilinda,ilbarit köyünde dünyaya gelmiştir.kendinden başka dört kizkardeşi
vardir.sirasiyla,sidika 1882,hanim 1887,emine 1889 ve fatma 1899 doğumludur.
baba yusuf
efendi, oyillar köyün hatibi ve de katibidir.köymektebine
geldiğinde,öğrencilerine,bu gece bir oğlum oldu,ne isimi vereyim
dediğinde,öğrencilerinden fis fis hafiz,mehmet mutlu,hocam 'ata' olsun
der.yusuf efendi,daha sonra istanbul,fatih medresesini biterecek olan,mehmet
mutlu'nun görüşü ile babasi karamehmetoğlu, mehmet'i katarak,oğluna mehmet
ata,ismini koyar.
mehmet ata,diğer
arkadaşlari gibi,oyillarda ilbarit mektebinde öğretmelik yapan,aslen
bulgaristan,filebe'li olan,mehmet cemil efendide ilkokulu bitirir.bababsi o
yillarda,safranbolu'da yeni açilan rüştiye mektebine,kayitini yaptirir ve
safranbolu'nun eşrafalarindan birene oğlunu teslim eder.tabiiki tüm masraflari
karşilamak sureti ile...küçük bir anekdot;rüştiye mektepleri,1905
yilinda,padişah abdülhamit tarafindan açilir ve o yillarin orta
okullaridir.ikiye ayrilir,askeri rüştiye ve rüştiye diye...
mehmet ata,
rüştiye mektebini bitirdikten,sonra kastamonu öğretmen okuluna girer ve bu
okulu muallim olarak bitirir.diğer arkadaşlari gibi,öğretmenlik yapamadan,1914
yilinda patlak veren birinci dünya savaşina katilmak zorunda kalir.bu arada 17
yaşinda evlenmiş ve 1914 yilinda ali isimnde oğlu dünyaya gelmiştir.
mehmet
ata,birinci dünya savaşina,o yillarda osmanli sinirlarinda olan,arapistan'da
katilir.rütbesi teğmendir ve mayetine askerler verilmiştir.bilindiği
gibi,birinci dünya savaşi,ayni zamanda emperyalist devletlerin,pazar
savaşidir.her ne kadar avusturya perensi öldürülmüş falan densede,başta
petrolün bulunmasi,sanayi devriminin hat safhaya ulaşmasi sonucu,almanya'ya
karişi bir tutum söz konusudur.yorgun olan osmanli,almanlarin yaninda saf
almiştir.almanlarin ülkemiz üzerinden yaptiği,istanbul,bağdat demiryolu ve
ingilizlerin,yine o yillarda açtiği süveyş kanali başina değildir.
mehmet ata
savaşin kiziştiği dönemde,askerleri ile birlikte arap çöllerinde,ingilizlere
esir düşer.ingilizler,okumuşlari ayirir,okur yazar olmayan,anadolu'nun garip
hiçbir şey bilmeyen çocuklarini ,arap çapulcularina teslim ederler.askerlerin
bir kismi süngü ve kiliçla şehit edilirken,bir kismida,arap çöllerinde zehirli
su birikintilerinde boğularak şehit edilir.
tüm bunlari
gören mehmet ata,ömrü bboyunca araplardan nefret eder.
daha sonra
kendisini esir alan ingilizler gemi ile hindistan ve misir gibi,egemelikleri
altinda bulundurduklari ülkeler getirirler.1918 yilinda savaşin bitimi ile
esirler saliverilir.
bu zaman
zarfinda,ilbarit köyünde baş gösteren tifüs salgininda,mehmet ata,babasi yusuf
efendi ve,eşi emine'yi kayit etmiştir.ta ki köye dönünce öğrenir.geriye yaşli
bir ana ve küçük bir evlat kalmiştir.
19.mayis.1919'da
atatürk'ün samsun'a çikmasi ve kurtuluş savaşi'nin başlamasi ile
birlikte,mehmet ata,tekrar askere çağrilir.subay olarak anadolunun bazi
bölgelerinde görev alir.yaklaşik 3 yil süren kurtuluş savaşi
,30.ağustos.1922'de sona erer ve terhis olur.bu arada,yamakgilden,hasan kizi
havva 1903 evlenir,fakat evliliği fazla sürmez.bir yil sonra ayrilirlar.bu kez
kadibükü köyünden,uzun yillarz muhtarlik da yapan neşet gökmen'in kizkardeşi
fatma hanimla evlenir. (terzi-fatma) kizi lütfiye 1926 ve oğlu yusuf ziya
1928,dünyaya gelir.tabiki bu arada müracati dolasiyla,'köy mektebinde'
öğretmenlik yapmaktadir.29.ekim.1923'de atatürk cumhuriyeti ilan etmiş ve ilk
işi cehalete maruz kalmiş anadolu insanini cehaletten kurtarmak ve
eğitimdir.zaten başarili bir öğretmen olan mehmetz ata'ya tekrar girdiği
imtahanla,1926 yilinda öğretmenlik diplomasi tekrar verilir.bu kez cumhuriyet
öğretmeni olarak.bu diplomanin aslina uygun çekilmiş fotoğrafi;ilbarit köyü
'müzesindedir'ayrnica mehmet ata'ya,atatürk'ün 1926 yilinda çikarilan bir
kanunla, 'istiklal madalyasi' maaşi ve madalyasi verilmiştir.
mehmet ata,
cumhuriyet kurulduktan sonra ve öğretmenliğe döndükten sonra,bir kaç yil o
yillarda safranbolu'nun beldesi olan,eflani'nin yağlica köyünde öğretmenlik
yaptiktan sonra,tekrar ilbarit köyüne gelir ve 1950 yilinda emekli oluncaya
kadar,köyünde kalir.
ilkönce üç yil
olmak üzere 'köy mektebinde' çocuklari okutur.1931-32 yillarina ait elimin
altinda o yillara ait sinif defterleri var.soyadi olmadiği için esamilerle yazilmiş
öğrneciler.ben çoğunu çözdüm ve ileride nasip olursa yayinlayacam.
1934-35 yillari
arasinda 5 yillik olmak üzere,karamanbaşi mevkiinde, 'akbulak ilkokulu'
açilir.okul,ilbarit,sariyan ve hacilarobasi, yine o yillarda hacilarobasi'nin
mahallesi konumda olan geren köyü ve ovacik'in köylerinden gelen öğrenciler bu
okuldan faydalanmişlardir.yine'akbulak ilkokuluna' ait 1934-35 ve 1942-43
yilnin öğreci defterleri var.
aslen
hacilarobasi,köyünden kendisi gibi öğretmen olan hüsnü yilmaz ile
birlikte,akbulak ilkokulunda öğretmenlik yapan,mehme ata,hüsnü yilmaz'in
bedenen biraz rahatsiz olasi ile yaklaik o yillarda 150'den fazla öğrenciyi tek
başina okutur.
mehmet ata'nin
ülkeye kazandirdiklari;üç yil ilbarit köyü mektebinden,
1.
mehmet
oğlu,ahmet demiralp 1907 'öğretmen-baş öğretmen'
2.
ahmet oğlu,
şükrü kaya 1908 'öğretemen'
3.
ömer oğlu
ibrahim ünal 1908 'öğretmen'
4.
nuri oğlu
mustafa algan 1908 'öğretmen'
1934-35 VE
1942-43 YILNIN ÖĞRECI DEFTERLERI
akbulak
ilkokulu;
1)ilyas oğlu
mastafa öğünç 1926 'öğretmen' 'hacilarobasi'
2) mehmet oğlu
mustafa günal 1928 'öğretmen' 'ilbarit'
3) mehmet ata
oğlu yusuf ziya doğan 'kaymakam' 'ilbarit'
4) ibrahim oğlu
hamdi ünver 1932 'öğretmen' 'hacilarobasi'
5) şaban kizi
ayşe gökmen 1932 'öğretmen' 'ilbarit'
6) ömer kizi
hacer öztürk 1933 'öğretmen' 'ilbarit'
7) hasan olu
yusuf çil 1933 'albay' 'hacilarobasi'
8) mehmet oğlu
ismail coşkun 1933 'öğretmen' 'hacilarobasi'
9) nuri oğlu
mehmet ali san 1933 'öretmen' hacilarobasi-sallar mah.'
emeklilikten
sonra,1965 yili sonbaharina kadar ilbarit köyünde yaşayan mehmet ata,daha sonra
safranbolu'ya taşinir.ilkönce kira daha sonra kendine özgü bir ev satin alir ve
1983 yilinda vefat eder.mezari safranbolu mezarliğindadir.kendisini saygi ile
aniyorum.
HÜSEYIN AVNI AKSOY (1892-1979)(MEYREMGIL)
hüseyin avni aksoy, salih ağa ve kezban'ın ikinci
çocukları olarak 1892 yılında ilbarıt köyünde dünyaya gelir.karamehmetoğlu
sülalesindendir.ilkokulu,mehmet cemil efendi'de okuduktan sonra,kastamonu
muallim mektebini bitirmiştir ve askerlik sırasında rüşteye imtahanına da
girerek,rüştiye mezunu sayılmıştır.
hüseyin avni aksoy öğretmen olmasına
karşın,öğretmenlik yapamamıştır.nedini 1914'de birinci dünya savaşı patlak
vermiş ve osmanlı,daha sonra savaşı kayıp edecek almanlarla birlikte,birinci
dünya savaşına girmiştir.ülkede 'seferberlik'ilan edildiğinden.askerliğini
yapmış olanlarda,tekrar askere çağrılmıştır.
hüseyin avni aksoy,birinci dünya savaşı ile aynı anda
patlak veren,çanakkale savaşına dahil edilmiştir.aynı
köylüsü,hacıalioğullarından,mustafa oğlu,öğretemen hasan efendi ile
birlikte.hasan efendi,daha sonra,mesleğine dönemeden,çanakkale'de şehit
düşmüştür.
hüseyin avni aksoy,çanakkale savaşı yıllarında,yolları
atatürk'le kesişir.atatürk zekasına ve dürüstlüğüne güvendiği,hüseyin efendiyi
yanına emir subayı olarak alır.sürekli hüseyin efendiyi,yakın illere görevli
olarak gönderir.kütahya'ya gönderdiğinde,kendisine şu talimatı verir.yol
boyunca dinlenecen ve sık sık at değiştireceksin ve hiç kimseye müsama
göstermeyeceksin.
atatürk,çanakkale,savaşı yılların da türk milletinin
kurutuluşu içinde planlar yapmaktaydı.çünkü çanakkale savaşı,ingilizlerle
yapılmaktaydı.nedeni,rusya'da bolşevik ayaklanmaları başlamış,rus
çarı,ingilizlerden yardım istemiştir.fakat çanakkale savaşında kendisinden
fazla söz edilmesede atatürk,bu savaşa ağırlığını koymuştur.ingiliz savaş
gemilernin geçişine izin vermez ve savaş çok uzun sürer,her iki tarafında
kayıpları büyüktür.bu savaşı kayıp ettiğine,ingilizlerin zeka küpü dedikleri
çorçil bile şaşırır.rusya'da 17.ekim devrimi gerçekleşir.daha sonra ellerini
kollarını sallayarak,ingilizler boğazı geçerler ve dolmabahçe,açıklarına savaş
gemilerini demirleyip,toplarını saraya çevirirler.bunu gören atatürk,tarihe
geçecek şu sözü kullanır. 'geldikleri gibi gidecekler' fakat
ingilizler,istanbul'da boş durmazlar,ilk işleri saraçhane kışlasında,uykuda
uyumakta olan,100 yakın inzibat erimizi şehit ederler.istanbul'un un ihtiyacını
karşılayan,ayvansaray un değirmeninin işlevni durdurmak isterler ve değirmeni
bir çavuş eşliğinde bir manga korumaktadır.manganın başında,ilbarıt
köyü,pürdegilden efe hasan vardır.askerlerine süngü tak emrini verir ve un
değirmeninin kuşatması engellenir.daha sonra kendisine 10 altın mükafat
verilecektir.efe hasan dil sürtüşmesi nedeni ile bazı kelimeleri söyleyemez.
'altınları cuzu gibi mastafa efendiye yatırdım'der.mustafa efendi,mustafa
remzi'dir.
hüseyin efendi,birinci düna savaşı ve çanakkale savaşı
bittikten sonra,bu kez 'kurutuluş savaşı' başladığından,tekrar subay olarak
'kurtuluş savaşına'dahil olur ve rütbesi teğemendir.kendisi teşfiki mesaim
olduğu için kendiz ağzından anlatıyorum.
niğde'de levazım teğmeni idim.girasun ve ordu'dan
gelen fındıkları,askerlere dağtıyordum.zor günlerdi.asker bir lokma ekmeği dahi
bulmakta zorlanıyor.savaşlar ve hastalıklar ülkenin nüfusunu neredeye 12
milyonlara kadar indirmişti.bir gün bir şey yaşadım yanıma gelen emrimdeki bir
çavuş;efendim sizin safranbolu'dan iki asker geldi ve bitkinler dedi.hemen
gittim,gördüğüme inanamıyordum.biri kardeşim rıza,diğeri bizim köyden şaban'dı
'gökmen) her ikisinide çadırdaki revire yatırdım.bir süre sonra iyileştiler ve
kendilerine görev verdim.
hüseyin efendi,çanakkale savaşı
dönüşü,ibrahimbeyoğullarından,abdullah kızı hanife ile evlenmiştir.bir anlamda
içgüveyi girmiştir.1890 doğumlu olan,hanife,daha önce yazıköy'de abdurahman ile
evli olup,bu evliliğinden,behiye doğum tarihini bilmiyorum.hacer 1914 adında iki
kızı olmuştur.hacer daha sonra bir hastalık sonucu 1919 yılında 5 yaşında
hayatını kayıp edecektir.mezarı ilbarıt köyü mezarlığındadır.hanife'nin ilk eşi
abdurhaman,1914 başyalan birinci dünya savaşında şehit düşmüştür.
hüseyin efendi,kurutuluş savaşı sonrası ilbarıt köyüne
döner ve çiftçilik yapmaya başlar.kendisine,savaşa katılan diğer öğretmenler
gibi,atatürk'ün 1926 yılında çıkarttığı bir yasa ile 'istiklal madalyası' maaşı
bağlanır.1928 yılında öğretmenlik mesleğne çağrılır.ilk görev yeri davutobası
köyü olup,sırasıyla,ovacuma,safranbolu kalealtı,toprakcuma'da görev yaptıktan
sonra,1950 yılında iktidara gelen,iktidar tarafından,atatürk döneminin tüm
öğretmenleri emekli edilir.
hüseyin efendinin,hanife ile evliliğinden,mukadder
1921 ve mustafa kemal 1928 doğumlu iki çocuğu vardır.1979 yılında safranbolu'da
vefat eden,hüseyin avni aksoy'un mezarı safranbolu mezarlığındadır.kendisini
saygı ile anıyorum.
YÖRÜK KÖYÜ
ben yörüğü köy
olarak safranbolu kayıtlarında 1870 den önce bulamazsın diyorum.kastamonu
sancağı aktaş nahiyesi veya kaza olarak bakmak lazım.safranbolulular yerel
milliyetçilikle konuyu es geçmekteler..malum, bayırın türkü.ılbarıtla ilgili
olarak sana katılıyorum tabiiki.bu arada nahiye 1850 den önce yöre anlamında
kullanılmış.daha sonra idari birim anlamında..benim tarih araştırmam istanbul
da osmanlı arşivlerinde iki yıl sürdü belgeler mikrofişlere yüklendi 1999
yılında ilber hocanın yönettiği ve ttk bşk yusuf halaçoğlunun tertiplediği
sempozyumda tebliğ edilip türk tarih kurumunca onaylanıp basıldı..sana
iletirim..ılbarıtla ilgili kayıtlara da ulaşılabilir..iskan defterleri ,tapu
tahrir defterleri,,mühimme defterleri,şeriyye sicillerine bakmak lazım.biraz da
gençler çalışsın bizden bu kadar recai dost.
yörük köyünün kuruluş tarihi 1475 senesidir.tapu
tahrir defterleri ve yörük iskan kayıtlarında mevcuttur.kitabımda belgeler
yayınlanmıştır.1513 senesinde üç akçalık kadılıktır.atanan kadı nın adı
yazılıdır.resmi adı ise' devlet han i be kaza i yörükan i tarakli borlu'türkçesi,hanın
devletinin taraklıborlu yörükleri ilçesidir.o tarihlerde safranbolu ise medine
i taraklı borlu olarak geçer.her iki kadılığın ortak onayladığı kadıbükü
yöresinde vakıf kurulmasına yönelik belge rahmetli avukat hulusi yazıcıoğluna
ait safranbolu tarihçesi kitabında yeralmaktadır.yörük kazası zaman içersinde
bolu livası ve ,kastamonu sancağına vb. na bağlanmış,19.yy.da viranşehir
sancağına tabi olmuş nihayet kastamonuya bağlı iken 1870 yılında kariyye yani
köy statüsüne inmiştir.ilçeye hacılar,davud obaları yanında 15 adet köy
bağlıdır..aşağı mahallede restarasyonu yapılan ahşap camii 1824 yılında
vakfedilmiştir.belgelidir..köy içinde 15 adet işyeri ,hamam ve kervansaray,bir
adet tekke kalıntısı mevcuttur.kurtuluş savaşında anadoluya subay ve silah kaçıran
istanbul merdiven köyde halen faal olan şahkulu sultan dergahının kurucuları
yörüklüdür..kadı şerriye sicili kayıtları mevcuttur..köken kayıtları bilecik
söğüttedir.sultan abdülhamitin çağrısı üzerine 19.yy da istanbula önemli
aileler göçmüş sarayın has fırınlarının işletmesi bunlara tevdi
edilmiştir..1929 yılı istatistiklerinde istanbul
şehreminliği-belediye-kayıtlarında 182 simitçi,börekçi,ekmek fırınlarının
yarısı yörüklülere ait görünmektedir.buğday borsasının başkanı muradoğlu
(mehmet)ailesindendir.bugün otel yapılan konak onlara aittir.yapıkredi
bankasının kurucularındandır..oğlu enver amerikalı bir kadınla evlenmiş 1940
yılında norfolk amerikan deniz üssünün teknik sorumlusu olup ülkeye döndüğünde
ilk defa uludağda tusan oteli açan ve yolunu yaptıran kişidir.çeyrekoğlu ailesi
ise istanbulda sinemalar, gazoz fabrikaları,fırın vb işletmelerinin sahipleri
olup soprano leyla gencerin ailesidir.köy ordugah olduğundan sipahi cebeci
vs.ordunun siyasi ve mehzepsel görüşüne uyum sağlamış sünni-bektaşi karışımlıdır.önemli
ailelerin tamamına yakını köyü terkederek istanbula yerleşmişlerdir.recai
dostum;1870 den önce yörük köyünün adına işte bu nedenle
rastlayamazsın..slm.svg.
BİR ANEKDOT/ RECAİ DEMİRSÖZ
ben bir tarihçi değilim.fakat tarihe saygım
sonsuz.yaşadığım ilbarıt köyünü kuranlar,en eski 1750-51 doğumlular.bu güne
vurgularsak,270 yıl yaklaşık üç asır etmektedir.dolasıyla 1749'lu doğumlulara
rastlayamadım ki,bu bilgiler artık e-devlette dahi yok.
yaklaşık 2 yıl aradan 1971-72 yıllarında bir yıl
istanbul küçükyalı ortaokulunda okuma şansım oldu.şimdi okuduğum okul, kadir
has lisesi olarak halen,yaşamakta.belki istanbul'da bir fabrikaya giririm
diye,testiknamemi almaya gittiğimde okul yöneticileri vermediler,evladım sen
sınıfta filan kalmamışsın,bir yerlerde oku dediler,ama tutuncak dalım
yoktu.bende köylülerim gibi fırın işçiliği ve daha bir çok işte çalıştım.
1980'den sonra köyüme döndüm ve çocukluğumdan
yüreğimde ukte olan resime başladım.bunca yıl yüzlerce binlerce insan
tanıdım.çünkü kendi okulumu artık kafamda kurmuştum.babamdan bana tek miras
akılcılık kaldı,para pulun yerine...zaten beş kuruşu olmadı,babamın.50 kuruşluk
bir paket ikinci sigarasına,karasapan kurardı.kötümser bir zamanı
adımılıyoruz.yapacakta başka bir şey yok...
MEHMET NURETTIN ÖZER (1889-1953)(YUSUFGIL)
MEHMET ÖZER, ASLEN KARAMEHMETOĞULLARINDAN OLUP,
KÖYDE YUSUFGIL OLARAK tanımlanan,salih ve
kezban'dan olma,1889 doğumludur.aynı anneden diğer kardeşi hüseyin avni'den 3
yaş büyüktür.annesi vefat edince uzun süre yetim kalır.baba salih bu
kez,sarıahmetli köyünden,mehmet ve fatma'dan olma 1880 doğumlu ayşe ile
evlenir.bu evlilikten,rıza 1900,muharrem 1904,yusuf 1908,mustafa ve hasan ekiz
1916 ve hüsnü 1921 dünyaya gelir.
baba oldukça fakir olduğu için,mehmet özer,küçük
yaşata o yılların öğretmen okulu sayılan,istanbul,fatih medresisine
gönderilir.yaklaşık 18 yıl fatih medresesinde okuyan mehmet özer,diğer
öğrnecilerle birlikte,trakya köylerine 'cerre' giderler. cerre bilindiği
gibi,medrese talebelerinin üç aylar denilen,recep,şaban ve ramazan
aylarında,memleketin muhalif yerlerine dağılmalarıdır.
mehmet özer,okulunu bitirince askere çağrılır.askerliğini,o
yıllarda osmanlı topraklarında olan,irak'ın çeşitli yerlerinde yedek subay
olarak yapar.
askerlik dönüşü,köyüne 'ilbarıt köyü'ne hem öğretmen
hemide köy imamı olarak atanır.aslen bulgaristan,filebe'li olan,mehmet cemil
efendiden sonra köyün ikinci öğrtemenidir.mehmet cemil efendi,1880 li yıllardan
sonraları okutmuş olup,mehmet özer ise 1900 yıllardan sonra doğanları
okutmuştur.
bir gün şöyle bir hadise yaşanır.köye bir atlı
gelir.köy meydanında attan iner,hocayı çağrır.hocaya kensinin safranbolu
kaymakamı olduğunu söyler.öğrencileri toplamasını ve denetlemeye geldiğini
söyler.hoca öğrencileri mektepte toplar,kaymakam içeri girer.sınıfı pür dikkat
izledikten sonra,öğrencilerden birine sen kalk der.kalk dedeği kişi satı
demirsöz'dür. kendisine şöyle bir soru yönetir.üzerinde yaşadığımız gezegen
saatte,700 km.hızla dönmektedir.fakat biz bunu neden hissetmiyoruz.satı
demirsöz yanıt verir.efendim,en hızlı giden bir atın üzerine bir karınca
koyalım,o karınca atın ne kadar hızlı gittiğini bilemez.satı demirsöz'e bir kaç
soru daha sorar,anında yanıtını alır.hocaya dönerek,hocam bu köyde seni
sevenler tarafından,hakkında şikayet vardı.ben onun için geldim.fakat
öğrencilerin benden akıllı,çok güzel yetiştirmişsiniz.bundan sonraki
şikayetleri gaye almayacağım der.kaymakam atına biner ve geri döner.
mehmet özer,satı demirsöz'ü yanına çağrır,alnından
öptükten sonra,sağol beni onurlandırdın der ve masanın çekmecesini çeker,10
tabak kağıt hediye eder kendisine...o yıllarda defeter olmadığı için,kağıt
kalem dışarıdan ithal edilmekte ve öğretmen her derste,öğrencilere birer kağıt
dağıttığırmış.hatta kurşun kalemi ortadan ikiye bölüp,iki öğrencinin kalem
ihtiyacını karşılarmış.yine o yıllarda 'köy mektebi'nin tüm kırtasiye
ihtiyacını,fırıncı mustafa remzi özlü karşılarmış.bu anlattıklarım 1918,19 ve
20 yılları.
atatürk 29.ekim.1923'de cumhuriyeti ilan
ettikten,sonra tekke ve zaviyeleri kapattığı için,medrese mezunu
öğretmenlerinde işene son vermiştir.kadir özer,yusufgil'i anlattığı
dosyada,harf devriminden sonra son verilmiş desede,harf devriminin kabulü
1928'dir.
mehmet özer'den boşalan öğretmenliğe,kuzyaka
köyünden,ismini ve soy ismini bilmiyorum. 'telli'lakaplı öğretmen
gelmiştir.telli anneanne tarafından,ahmet demiralp'ın gelini,feride demiralp'ın
dedesidir.
mehmet özer,öğretmenlik vasfını kayıp edince,köy
imamlığına başlar ve ilk yeri yörük köyüdür.yine kadir özer,bunu öğretmenlik
olarak yazmıştır.imamlıktır.
yörük köyü bilmeyenler için yazıyorum.yaklaşık 140
hane olan bir bektaşi köyüdür.osmanlının,sekban ve sipahi askerleri tarafından
kurulmuştur.1831 safranbolu nüfus sayımında,yörük köyü'nün esemasi
okunmamaktadır.kaldıki,yörük köyüne gittiğimde,konakların yapılış tarihene
baktım,hemen hemen tamamı 1900 lü yılların başında yapılmıştır.hatta köyün üst
kısmına sipahiler ve alt kısmına sekbanlar yerleşmiş olup,sekbanlar,biraz daha
fakirdirler.balat'da fırıncı hamdi sekban ve yine istanbul'un çeşitli
semtlerinde fırını bulunan akçaoğulları,sekbandır.yörük köyünün üst kısımında
bulanan,cami daha modrendir.burda mehmet özer,alt kısımnda ise biraz fakir
camisidir ve kardeşi rıza kara görev yapmaktadır.
mehmet özer,aslen çankırı,çerkeş,örenli köyünden akile
ile evlenir.akile daha önce,kosbatarın ibrahim'in ağbeyi mehmet ile
evlidir.fakat çocuğu olmamış ve genç yaşta bir hastalıktan hayatını kayıp
etmiştir.
mehmet özer,geç evlendiği için,bu evlilikten,kezban
1920,rabia 1924,hikmet 1927 ve abdülkadir 1932 dünyaya gelmiştir.kezban biraz
ruh hastası olduğu için kendisine ve çevresine zarar verdiği için,babası
tarafından,istanbul,bakırköy'de bulunan mazhar osman,ruh ve sinir hastanesine
bırakılmıştır.
mehmet özer 3.nisan.1937'de karabük'de kurulan
demir-çelik işletmelerinin kurulmasından sonra sonra,köyü terk etmiştir.çünkü
köyde,kendisine sık sık sataşmalar olmaktadır.başta kardeşi,hüseyin avni'nin
kayınvalidesi kara şerif...o sıralarda karabük,demir-çelik işletmelerinin,işçi
çizelgelerini hazırlayacak elaman aranmaktadır.mürecaat eder.ilerlemiş yaşına
rağmen kabul ederler.çünkü o yıllarda böyle bir çizelge hazırlayacak insanın
karabük'te olması mümkün değildir ve mehmet özer'oğlu kadir özer'in deyimi ile
1953,yılında bu işletmeden emekli olur,henüz maaşını almadan vefat eder.64
yaşında.mezarı eşi ile birlikte,1970 lerin sonundan itibaren buraya defin
işlemi yapılmayan,esentepe semtinin üst kısmındadır.tanımadığım mehmet özer'i
saygı ile anıyorum.aslında hikaye uzun,ama ben en kısa şekli ile yazmaya
çalıştım.aile 'özer'soyadını almıştır.1934,soyadı kanunudan
sonra,kardeşi,hüseyin avni 'aksoy' baba salih 'kara'amcaoğlu mehmet ata ise
'doğan' soyadını almıştır.
ABDÜLKADIR ÖZER (1932-1998)(YUSUFGIL)
abdülkadir özer,baba hafız mehmet nurettin özer ve
akile özer'in oğlu olarak 1932 yılında son evlat olarak ilbarıt köyünde
doğmuştur.ilkokulu 'karamanbaşı' 'akbulak' ilkokulunda 5 yıl olarak
okumuştur.akbulak ilkokulu yaklışık mahalleri iile birlikte üç köyün
öğrencilerine hizmet veren 5 yıllık bir bölge okuludur.
daha sonra,kendi anlatımı ile kendisini yatılı orta
okula yazdırır.ortaokul bittikten sonra,imtahana girerek trabzon öğretmen
okulunu kazanır.trabzon'da okumak için,hacılarobası köyünden 'agopgilden' remzi
güler ile deniz yoluyla trabzon'a ulaşırlar.onları getiren gemi trabzon
açıklarında dudur ve büyük kayıklarla yolcular karaya taşınır.şöyle
anlatır.denizde dalga vardı.karadenizliler,kayık kenara varır varmaz
atladılar,biz remzi ile birbirimize bakıyoruz.bir laz bize ula
kıvırcıklar,denizi görünce ödünüz patlıyor,atlayın düşerseniz biz sizi
kurtarırız dedeğinde son çare,kayık kıyaya yanaşınca var gücümüzle atladık.daha
sonra,okulumuzu bulduk.kayıtlarımızı yaptırdık,fakat yatağımız yorganımız
olmadığı için yaklaşık iki aya yakın,remzi arkadaşımla,bir mermerin üzerinde
geceleri uyuduk.bir ara kaçmayı düşündük,ama okumak son çaremizdi.
abdümkadir özer,trabzon öertemen okulun bitirdikten
sonra ülkemizin bazı bölgelerinde öğretmenlik yaptıktan sonra tekrar imtahana
girerek,ilköğretim müfetişi olur.en son görev yaptığı yer ise ilbarıt köyü ve
çevre köyler olur.kendisini,yanılmıyorsam 1998,eylül veya ekim ayında kayıp
ettik.ben istanbul'da olduğum için,cenaze merasimine katılamadım.istanbul'dan
döndükten sonra,safranbolu mezarlığında mezarını bulup ziyaret ettim ve
öğretmen arkadaşlarının bıraktığı çelenk solmuş halde halen duruyordu.
bana 30.mayıs.1998 yılında 'yusufgil' ailesi olarak
hazırladığı ve çoğaltarak tüm 'yusufgil' aile bireylerine verdiği,bir dosya
vermişti.yalnız burada hiç tarih kullanılmamış.sadece 30.mayıs.1998 tatamlanmış
tarihi var.kaldıki insan yaşamında tarih çok öremlidir.örneğin ozsmanlı devleti
1299 yılanda osman bey tarafından,bilecik'in söğüt ilçesinde kuruldu.cumhuriyet
29.ekim. 1923 yılanda ilan edildi.tüm bunlar önemlidir ve bir babası hafız
mehmet'in ölüm tarihini kullanmış.babam demir çelik işletmelerinden 1953
yılında emekli olduktan sonra,emekli maaşını alamadan vefat etti...
kendisine tüm bu bilgileri nasıl toparladın
dediğimde,baban satı demirsöz'den faydalandım demişti.
örneğin,benim kendisine vermiş olduğum,1987
yılında,babam satı demirsöz'le türçeleştiridiğimiz 'köy kayıt'defterinde hemen
hemen tüm tarihler mevcuttu.bunu kensine söylediğimde,o defteri benden aldılar
ve ankara'da kayıp ettiler demişti.
bu arada ilbarıt köyünün ilk resmi mualimi 'öğretmeni'
olan mehmet cemil efendi.bu dosyada yanlış anlatılmış.kadir bey olayı şöyle
anlatıyor.istanbul'da karagaşada bunalan mehmet cemil efendi,istanbul'dan
kastamonu istigametine giden bir kervanla yola çıkar ve 106 köprüsünde,kurtoğlu
değirmeninde,değirmene giden mehmet ata'nın babası yusuf efendi ile
karşılaşır.yusuf efendi onu ilbarıt köyüne getirir ve öğretmenliğe
başlar.mehmet ata,hüseyin efendi,hasan fehmi efendi ve hasan efendileri
okutarak ilerde öğretemen olmalarını sağlar.
sözü edilen kurtoğlu değirmeni,106 köprüsünde
değil,hocaköprüsündedir.106 köprüsü ilbarıt köyüne yaklaşık 45 km.dir ki buraya
bir günde gidip gelmek oldukça zor.
aslen bulgaristan,filibe'li olan mehmet cemil
efendi.1865 doğumlu olup,ilbarıt köyüne,aslen hacıalioğullarından olup,yaklaşık
15 katır ile katırcılık kervanı yapan ve 'katırcı' olarak anılan,hüseyin efendi
tarafından getirilmiştir.dolasyıla mehmet cemil efendi sadece kendisi değil,eşi
emine,kızı behice ve eşi emine'nin teyzesi,nefise hanım vardır ve mehmet cemil
efendi,yamakgilden,kör raşit olarak bilinen,raşit'in evnini güneye bakan
odasını restore ettirerek orda ikamet etmiştir.bu ev daha sonra raşit'in
damadı,mehmet ali özlü tarafından karakaşgilden mehmet avcı 'koca mehmet'e'
satılmıştır.bu vesile ile aynı zamanda bir eğitimci olan,abdülkadir özer'i
saygı ile anıyorum.aslında yazılacak çok şey var ,ama ben kısaca özetledim.
not. mehmet cemil efendi ile net bilgi...
'okur yazar sübyan muallim olan mehmet cemil efendi,hedevandigar
(bursa) nüfus idaresinden aldığı 4.mart.1313 (1897) tarihinde aldığı teskere
osmaniye mucubince (icab) ilbarıt köyü yabancı defterine kayıt edilmiştir.'
BİR ANEKDOT/ RECAİ DEMİRSÖZ
yalnız şunu belirtmek istiyorum ben kimseyi kötülemiyorm.muhtarı
arayacaktım hattım yoktu ve bu virüsün ilk görüldüğü yer 'sudiarapistan' yolda
gelirken yine söyledim bırak benim ressamlığımı filan kimseye söyleme...fakat
iyi jurnallamışlar,şerefsiz filan dedi...ercan yıldırım ben görsem o kişileri kovardım,sen
yine iyi davranmısın diyor.yüz verilse köyün içene gircekler.1916-17 yıllarında
bu köyde tifüs virüsünden bir evden en az birden çok kişi hayatını kayıp
etmiş,ben bunları yazıyorum,insanlara hikaye gibi geliyor.zaten bundan sonrada
hiçbir şey yazmayacam.
BİR ANEKDOT/ RECAİ DEMİRSÖZ
bilindiği gibi ilbarıt köyüne 29.ekim.1999,tarihinde
bir müze ve sanat evi kuruldu.bu müze ve sanatevi çalışmaları sırasında, çatlak
sesler yükselmeye başladı.gittim kaymakam beye söyledim.devam edin vazgeçmeyin
dedi ve bu müzenin çatısını ben bir bayan öğretmenle örttüm.köyden herhangi bir
yardım almadan.ve açlışı günün geldiğinde yaklaşık 300 kişiye,köyden tek kişi
sahip çıktı.ismet şahin abi ve köye telefon etmiş,o köy sadece recai'nin köyü
değil diye.sağolsun ismet abi tek başına,açılışıta hem beni eleştiren ve
sıkılmadan gelen 300 üzerinde insana ikramda bulundu ve en azından köyü
onurlandırıdı.
ben buraya köyün tarihini yazıyorum,farkındayım çok
kişi bundan hoşnut değil.bakıyorum en fazla yaşadığım ilbarıt köyünün dışından
ilgilenenler oluyor.yinede köyden ilgilenelere teşekkür ediyorum.
bana hakaret eden sözü edilen kişi benim arkadaşım
filan değil.benim bu köyde bir arkadaşım oldu.babam satı demirsöz ve iki sene
yatalak yattı benden başka kimse bakmadı.babam öleli 11 yıldır yalnızım.ve bana
hakaret eden kişinin,babası evde elektirik olmadığı için,gece merdivenlerden
yuvarlanımış,param yok benim hattımı çekermisin dedi ve şu anki değeri en az
150 lira olan kabloyu çekiverdim ve helal ediyorum.fazla uzatmak istemiyorum.bu
internet yüzünden kardeşlerimle aram açıldı.bir kaç kez bu sayfadan
ayrıldım.bir daha ayrılırsam asla dönmem.ve şuna inanıyorum eğer bana bir şey
olursa adım gibi biliyorum,müzedeki bana ait eşyaların yağmalanacağını.çünkü
bir kez karabük valiliğinden ve bir kezde safranbolu kaymakamlığından, yardım
aldım toplasan bin lira bile etmiyor ve müzenin tüm masraflarını kendim
karışılıyorum.bana saygı gösterenlere saygılarımı sunuyorum.
ecai demirsöz
(ENES DOĞAN)
enes doğan'ı ilbarıt köyünde kaç kişi tanıyor
olabilir?çok az çünkü ılbarıt köyü gün geçtikçe azalıyor ve hatta
tükeniyor.ilbarıt köy sayfalırına,yıkılmış ve virane olmuş evlerde
yayınlansa,ortaya tüm gerçekler ,tüm çıplaklığı ile çıkar.tarlalar viran,bağlar
bahçeler çoktan viran oldu,samanlıklar bizim samanlık dahil tamamı çöküp viran
oldu.her ne kadar yeni evler yapılsada,evlerin bazıları viran olmaya yüz
tutumuş vaziyette.örneğin köy meydanında her fotoğrafta görünen,hüseyin avni
aksoy'ların evi 80.li yıllardan beri oturulmadığı için,arka kısımdan çatıdan
çökmeye başlamış vaziyette.en son aynı zamanda köydeki duyarlı arkadaşlarımdan
ve 1981 yılında,istanbul'da bir tarafik kazasında hayatını kayıp eden,abdullah
aksoy,oturmuştu,köyde öğretmenlik yaparken ve her akşam kitaplar ve gazeteler
okuyup,köyün gençleri ile memeleket meselelerini tartışırdık.
enes doğan, belki 2000 doğumlu sormadım
bilmiyorum.mehmet ata doğan'ın torunu kadir doğan'ın oğlu...her şey merhaba
recai amca nasılsınla başladı.ankara'da üniversite okuduğunu biliyordum.hangi
üniversite dedeğimde,ankara üniversitesi, dil tarih corağfaya fakültesi
dedi.yalnız bu fakülte,anakara üniversitesinden eskidir.doğudan getirlen
taşlarla yapılmış olup,üst kısmında,atatürk'ün ünlü sözü 'hayatta en hakiki
mürşit ilimdir' yazar.kızılay'dadır ve bu fakülteyi görmüşlüğüm var.
enes'e ne dili okuduğunu sorduğumda,hint dili,yanıtını
verdi ve ekledim o fakülteden ülkemizin iki büyük şairi,hatta büyük yazarları
çıkmıştır dedim.örenek verdim.şair enever gökçe ve benimde yakinen tandığım
ataol behramoğlu.
enes'e ilbarıt köyünde en fazla okuyan kesimin,yusufgil
ve gardayıgil olduğunu söyledim.örneğin yusufgil'den kaymakam ve eğer hayatını
kayıp etmeseydi vali olacaktı,1972 yılında ne olduğu belli olmayan bir trafik
kazasında hayatını kayıp eden,yusuf ziya doğan...doktor , öğretmen üst düzey
banka yönecileri.
enes doğan,bir anekdotda bulundu...recai amca sizler
aynı zamanda birer koruyucusunuz,ama bizler sizler olamayız.yıllardır baktığın
müzeye bir şey olursa,senin adına üzülürüm dedi ve kendisine,mehmet ata
doğa'nın 1931 köy mektebi ve 1942-43 yılları karamanbaşı akbulak ilkokulu
öğrenci sınıf defterlerini gösterdim.
MEHMET ATA DOĞAN'IN 1932-33 YILLARI ARASINDA,
son kez kullandiği,ilbarit köyü 'köy mektebi' öğrenci
kayit defteri
1)78.ahmet yıldırım
2)82.ayşe öz (yaşar)
3)83.fatma çelik (şahin)
4)84.hanife tankır (gökay) çorçil
5)86.havva yıldarım (gürleyik)
6)88.sabahat mutlu
7) 90.mehmet kaya
8) 92.bekir kara
9) 93.mehmet öztürk
10) 94.ahmet kalkan
11) 102.fatma özcan (kara)
12) 85.huriye kalkan (özen)
13) 89.şerife aydin (çelik)
14) 91.mürüvet algül (akgül)
15).95.cemile algan (yildirim)
16) 98.makbule gökmen (karatekin)
17) 99.rabia özer (ünsal)
18) 100. hasan mete
19) 103.izzet mutlu
20) 104.ayşe sari (mutlu)
21) 106.hasan kaya
22) 111.ömer lütfi alkan
23) 130. süleyman tuncay
24) 96.fahriye eriş (kara)
25) 97.lütfiye gürleyik
26) 101.şerife aydin (çelik)
27) 107.hüseyin avci
28) 110.ahmet satilmiş
29) 112.lütfile doğan (özer)
30) 113. mustafa saygin
31) 114.mehmet mutlu
33) 115.ihsan akgül
34) 116.osman kara
35. 117.ruşen aydin
36. 118.rifat özcan
37) 119.hasan tankir
38) 120.hanife mete
39) 121.hasan yildirim
40) 122. şerife tankir
41) 123.emine özen (aydin)
42) 124.rahime kalkan (tuncay)
43) 125.hatice yildirim (satilmiş)
44) 126.fatma sari
45) 127.vasfiye alkan (akdoğan)
46)128.meşerref satilmiş (koç)
47)129.mustafa kemal aksoy.
48)131.ekrem tanik.
49)132.huriye eriş.
50)133.mehmet esen.
51)134.hüseyin şahin.
52)136.yeter eriş.
53)137.hikmet özer
54)138 osman hamza (sariyan)
55)139 zeynel hamza (sariyan)
56)140.mehmet (?) (sariyan)
57)141.riza (?) (sariyan)
58)142.mehmet akgül (sariyan) eklenmiş
olup,defter,ayni kadro ile akbulak ilkokulunda kullanilmiştir.
bir anekdot/ recai demirsöz
geçmiş itibari
ile köyümüz ilbarit'da
görev yapmiş
öğretmenlerimiz.
1)mehmet cemil
efendi (1965......)bulgaristan/filibe doğumlu.
2) mehmet
nurettin özer (1889-1953)
safranbolu/ilbarit köyü doğumlu.
3) alaaddin
telli safranbolu/kuzyaka
doğumlu.
4) mehmet ata
doğan (1896-1983) safranbolu/ilbarit doğumlu.
5) hüseyin hüsnü
yilmaz, (1861-1938)safranbolu/hacilarobasi köyü doğumlu.
6) ziya taşdöğen 'kendisi erzurum/ narman'li olup,selehattin
taşdöğen oğludur.
7) mustafa günal, 1928...?) safranbolu/ilbarit doğumlu
8) mehmet yilmaz 'islak mehmet' karabük/eflani doğumlu
9) hafize uysal,safranbolu/kadibükü doğumlu
10) mustafa
öğünç,safranbolu/ hacilarobasi doğumlu
11) hacer öztürk (karadeniz) (1933.......)safranbolu/ilbarit
doğumlu.
12) hikmet
kayaci,kastamonu/araç doğumlu.
13) hüseyin
tiryaki,kastamonu/daday doğumlu.
14)adil şen, zonguldak/çaycuma doğumlu.
15) hayrullah
yilmaz önder, (1949......) muş/varto
doğumlu.
16) yunus özer (1944-2007) safranbolu geren doğumlu.
17) abdullah
aksoy (1951-1982) safranbolu/ ilbarit doğumlu
18) aydin ünal, (1959.....) bartin,gökçekiran köyü doğumlu.
19) suat şengül, kastamonu/abana doğumlu.
20) şerafittin
cömert,safranbolu?örencik köyü doğumlu
21) ferruh şafak (1956... safranbolu/çerçen köyü doğumlu.1986
yilinda okul kapanmiştir.
CEMIL DOĞAN
(1960)
cemil doğani
belki çoğunuz tanimiyorsunuz.cemil doğan,metin doğan'in oğlu,ali
riza doğan'in torunu...dün beni aradi,yazdiklarin köyün derin tarihi ve bu
tarihi senden başkasida bilmiyor.eğer yazdiklarin kitaplaştirilirsa,katkida
bulanmak isterim ve çocuklarimiza ve torunlarimiza bir miras birakmiş oluruz ve
eğer böyle bir yapit ortaya çikarsa,bunun mimari mutlaka sen olursun.elimin
altinda ovacik'a ait bir kitap var,yaklaşik 60 sayfa...sadece iki üç sayfasi
ovacik'in geçmişi ile ilintili,gerisi fotoğraflar vs.ler.oysa sen köyümüzün 2
asir 3 asir ötesine kadar gidibiliyorsun.
şu belirtemek
istiyorum.dün muhtarimiz bilgin yildirim,emek çekip yaziyorsun fazla ilgilenen
yok dedi...şöyleki,ülkemiz ve dünyaya mal olmuş bir yazarimiz vardir.yaşar
kemal,yaşar kemal adana'ya bağli şimdi bağimsiz il olan,osmaniye'nin kadirli
ilçe gökçeli köyünde doğmuştur.aslen van,muradiye ilçesinden bu köye gelen,bir
kürt ailesinin çocuğudur.babasini köy meydaninda öldürmüşler ve yaşar kemal'i
kan davasi gütmesini bekleyenler,onun dünyaca ünlü bir yazar olduğunu görünce
şaşirmişlar.köylüler yaşar kemal'i hiç sevmemeşiler.çünkü yaratici insanlar
fazla sevilmezler.80 li yillarda,yaşar kemal ile bab-i ali'de bir gazetede
yollarimiz kesişti.kimlerle kesişmediki,aziz nesin ve bir çoğu.hatta bir ara
onaca kalabaliğin içinde murat özlü ile karşilaştik ve beni,türkiyenin en büyük
edebiyat eleştirmeni doğan hizlan'la taniştirdi.hatta doğan hizlan'a köyden
arkadaşimdir,yardimci olursan sevnirim dedi.doğan hizlan istanbul'da beni bir
müzeye koymak isdedi ,ama nasip olmadi.çünkü her şey doğan hizlan'in iki
dudağnin arasinda bitiyordu.
şöyleki benim
yazacaklarim bir seneden önce bitmez.çünkü hiçbir şey bir çirpida olmaz.daha
köyün şecerelerine dahi gelemedim.umurum yazdiklarimi hasan mutlu,kayit altina
aliyordur.saygilarimla...
bir anekdot/ recai demirsöz
HASAN EFENDI (1891-1915)
(ÇAVUŞGIL)
hasan
efendi,ayni kuşağin öğretmenlerindendir.mustafa çavuş ve emine hanimin oğlu
olarak,1891 yilinda ilbarit köyünde dünyaya gelir.kendinden başka, 1887 doğumlu
hamide (tahir tangül)ün annesidir.1897 doğumlu huriye (mehmet adnan erden)in
annesidir.1899 doğumlu ali (alibidik) (hasan rahmi saygin)in babasidir ve 1907
doğumlu hamide (şükrü kaya)nin eşidir.anneleri emine hanim ayranco hasan ağanin
kizidir.
hasan
efendi,ilkokulu doğduğu köy ilbarit'da mehmet cemil efendi de okur.rüşteyiyi
okumak için,safranbolu'da ikamet etmekte olan,amacasi katirci hüseyin efendinin
yanina gider.katirci hüseyin yaklaşik 15 civarinda katirlari ile o zamanin
kervan işini yapmaktadir.bartin,safranbolu ve safranbolu,kastamonu arasinda,yük
taşimaciliği yapar.her perşeme günü,kendini ona göre ayarlayarak,ilbarit köyüne
gelir.istanbul'dan,ilbarit köyüne iaşe ve benzeri yardimlari köyüne
yollayan,firinci mustafa remzi'nin gönderdiklerini,bartin'da gemiden alir ve
köyel ulaştirir.tabak-evi suyu olarak bilinen ve 1990 yillarina kadar faal olan
suyun köye gelmesi için öncülük etmiştir.köylüler zor yerlerden su kanalini
açarken,hüseyin efendi,rum ustalari getirirek,yağli algun denilen horasan siva
ile suyun köye gelmesini sağlamişkir.yalniz,masrafli olduğu için köylünün
parasi tükenmiş,su yaklaşik 4 yili sariahmet köyü civarina akmiştir.daha
sonra,yyukari pinar,taşönü pinari ve cami şadirvani olmak üzere,1945 yukari
ilkokulun açilmisi ile okulada su verilmiştir.
hasan
efendi,safranbolu rüştiye mektebini bitirdikten sonra,kastamano öğretmen
okulunuda bitirip,öğretmen olur.bu arada safranbolu'da okuduğu yillarda
taniştiği,safranbolu eşraflarindan bir ailenin kizi ile
evlenir.fakat,evliliğinin daha bir kaç ayinda,ülkede 'seferberlik' ilan edilir.
1914 birinci dünya savaşinin başlamasi ile birlikte,yedek subay olarak askere
alinir.daha sonra,1915'te çanakkale savaşina dahil olur.savaşin tam anlami ile
kiziştiği bir zamanda,askerliğini yaptiği 125 alayda,çanakkale merkez tepe
mevkiinde şehit olur.mezari çanakkale şehitliğindedir.doğal olarak,eşinin şehit
düştüğünü öğrenen hanimi,ismi bilmediğim için buraya aktaramiyorum.bir daha hiç
evlenmez.yazlari ilbarit köyüne ve kişlari,safranbolu'ya ailesinin yanina
giderek ömrünü tamamlar.yaşamini eşinden kensine bağlanan aylikla sağlar.
köyümüzde 1900
yillarin başinda,öğretmen olarak ve köyümüzün geçmişe dönük aydinlanmasini
sağlayan,eski öğretmenlerini tanitmaya çaliştim.bu bilgiler şahsimin genel
bilgileri olup,hiç bir yerde yazili değildir.daha başka yazilarda buluşmak
üzere ve geçmişte kalanlari saygi ile aniyorum.
bir anekdot/ recai demirsöz
HASAN FEHMI
ERDEN (1895-1969)(GADEYIGIL)
hasan fehmi
erden, ahmet ve hatice'nin oğullari olarak,1895 yilinda ilbarit köyünde dünyaya
gelir.kendinden başka,fatma 1876,safiye 1880,mehmet 1882,nuri 1887,abdullah
1891,5 kardeşi bulunmaktadir.
hasan
efendi,ilkokulu ilbarit köyü,köy mektebinde,öğretmeni mehmet cemil efendide
okur,daha sonra safranbolu rüştiyesi ve kastamonu öğretmen okulunu bitirdikten
sonra,1914 'seferberlik' ve birinci dünya savaşina çağrilir.askerliğini subay
olarak tamamlar.1918 yilinda savaşin sona ermesi ile köyüne döner.bu
arada,kendisi ile birlikte askerde olan,mehmet savaşin ilk yillarinda şehit
düşmüştür.
hasan
efendi,19.mayis.1919,atatürk'ün samsuna'çikip 'kurtuluş savaşi'nin başlamisi
ile tekrar askere çağrilir.anadolunun çeşitli yerlerinde bu kez teğmen olarak
görev alir.kurtuluş savaşi'nin sona ermesi ile tekrar ilbarit köyüne
döner.nişanli olduğu,hacialioğullarindan,mustafa kizi,huriye 1897 ile
evlenir.bu evlilikten,şaziye 1923 ve mehmet adnan 1930,dünyay gelir.şaziye
demiralp hayatta olup,şu an ilbarit köyünün en yaşli bireyidir.mehmet adnan ise
2019'un mart ayinda vefat etmiştir.köylüler olarak,kendisini istanbul,kasimpaşa
semtinde son yolculuğuna uğurladik.
hasan efendi,
bir süre köyde çiftçilik eder.kendisini atatürk'ün çikarmiş olduğu bir yasa ile
1926 yilinda,'istiklal madalyasi'maaşi bağlanir.o yillara ait belgeler,oğlu
mehmet adnan'in vasiyeti üzerine çerçevetilerek,ilbarit köyü müzesine
bağişlanmiştir.hatta atürk'ün eski yazi imzasi vardir belgelerden birinde...
atatürk'ün
anadoluda tekrar öğeretmen okullarini açmasi ile,hasan efendi öğretmenliğe
dönmek için müraacat eder ve müraacati kabul görür.fakat bazi konularda
yetirsiz görüldüğü için,kastamonu öğretmen okulunda,bir süre tekrar eğitime
tabi tutulur.bu konuda mehmet ata doğan şanslidir.bütün yeterlilik sinavlarini
başari ile yaptiği için,kendisine 1926 yilinda,ilköğretim öğretmenliği ve
diplomasi verilir.
hasan
efendi,1929 yilinda,ilbarit köyünden,4 gençle birlikte kastamonu öğretmen
okuluna,tekrar kayitini yaptirir.bu 4 genç,ahmet demirap,kardeşi mehmet'in
oğlu,şükrü kaya,mustufa algan,kardeşi nuri'nin oğlu ve ibrahim ünal'dir.
kastamonu
öğretmen okulunda,geceleri gaz lambasinin işiğinda,bu 4 gence ders vrerek
yardimci olan,hasan efendi,yeterlilik sinavlarini vererek, ayni yil 1929
yilinda,şimdi bartin ili sinirlari içinde bulunan,ulus ilçesinin
kumluca,nahyesine öğretmen olarak
atanir.sirasiyla,ulus,kumluca,eflani,karacapinar köyü,davutobasi köyü,kadibükü
köylerinde öğretmenlik yaptiktan sonra,diğer meslek taşlari gibi,dönemin
hükümeti tarafindan,1950 yilinda emekli edilir.
hacilarobasi,sallar
mah.mevkiinde bulunan,soğanliçay üzerinde kurulu bulunan,su
değirmeninin,hüseyin avni aksoy,tüccar mustafa gökmen 'yamak' ile ortak
olup,diğerleri hisselerini sattiği için,değermenin tüm hisselerinin büyük
bölümü kendilerindedir.
hasan
efendi,1958 yilinda eşi huriye hanimi kayip edince,artik ömrünü oğlunun
yaninda,istanbul-kasimpaşa semtinde geçirmeye başlar.ara sira safranbolu'da
bulunan kizi şaziye hanimla köye gelip bir iki ay kalsada,tekrar istanbul'a
döner.hasan efendiyi 1960,yillarin başlarinda ve ortalarinda köye gelişlerinden
tanimaktayim.takim elbise kiravat ve fötr şapka takan,bir kişilikti.1969
yilinda yaşama veda eden,hasan fehmi erden'in
mezari,istanbul,kasimpaşa,kulaksiz aile mezarliğindadir.kendisini saygi ile
aniyorum.
bir anekdot/ recai demirsöz
MEHMET ATA DOĞAN
(1896-1983)(YUSUFGIL)
mehmet ata
doğan, karamehmetoğlu,sülalesinden,yusuf efendi ve hatice,hanimin oğlu olarak
1896 yilinda,ilbarit köyünde dünyaya gelmiştir.kendinden başka dört kizkardeşi
vardir.sirasiyla,sidika 1882,hanim 1887,emine 1889 ve fatma 1899 doğumludur.
baba yusuf
efendi, oyillar köyün hatibi ve de katibidir.köymektebine
geldiğinde,öğrencilerine,bu gece bir oğlum oldu,ne isimi vereyim
dediğinde,öğrencilerinden fis fis hafiz,mehmet mutlu,hocam 'ata' olsun
der.yusuf efendi,daha sonra istanbul,fatih medresesini biterecek olan,mehmet
mutlu'nun görüşü ile babasi karamehmetoğlu, mehmet'i katarak,oğluna mehmet
ata,ismini koyar.
mehmet ata,diğer
arkadaşlari gibi,oyillarda ilbarit mektebinde öğretmelik yapan,aslen
bulgaristan,filebe'li olan,mehmet cemil efendide ilkokulu bitirir.bababsi o
yillarda,safranbolu'da yeni açilan rüştiye mektebine,kayitini yaptirir ve
safranbolu'nun eşrafalarindan birene oğlunu teslim eder.tabiiki tüm masraflari
karşilamak sureti ile...küçük bir anekdot;rüştiye mektepleri,1905
yilinda,padişah abdülhamit tarafindan açilir ve o yillarin orta
okullaridir.ikiye ayrilir,askeri rüştiye ve rüştiye diye...
mehmet ata,
rüştiye mektebini bitirdikten,sonra kastamonu öğretmen okuluna girer ve bu okulu
muallim olarak bitirir.diğer arkadaşlari gibi,öğretmenlik yapamadan,1914
yilinda patlak veren birinci dünya savaşina katilmak zorunda kalir.bu arada 17
yaşinda evlenmiş ve 1914 yilinda ali isimnde oğlu dünyaya gelmiştir.
mehmet
ata,birinci dünya savaşina,o yillarda osmanli sinirlarinda olan,arapistan'da
katilir.rütbesi teğmendir ve mayetine askerler verilmiştir.bilindiği
gibi,birinci dünya savaşi,ayni zamanda emperyalist devletlerin,pazar
savaşidir.her ne kadar avusturya perensi öldürülmüş falan densede,başta
petrolün bulunmasi,sanayi devriminin hat safhaya ulaşmasi sonucu,almanya'ya
karişi bir tutum söz konusudur.yorgun olan osmanli,almanlarin yaninda saf
almiştir.almanlarin ülkemiz üzerinden yaptiği,istanbul,bağdat demiryolu ve
ingilizlerin,yine o yillarda açtiği süveyş kanali başina değildir.
mehmet ata
savaşin kiziştiği dönemde,askerleri ile birlikte arap çöllerinde,ingilizlere
esir düşer.ingilizler,okumuşlari ayirir,okur yazar olmayan,anadolu'nun garip
hiçbir şey bilmeyen çocuklarini ,arap çapulcularina teslim ederler.askerlerin
bir kismi süngü ve kiliçla şehit edilirken,bir kismida,arap çöllerinde zehirli
su birikintilerinde boğularak şehit edilir.
tüm bunlari
gören mehmet ata,ömrü bboyunca araplardan nefret eder.
daha sonra
kendisini esir alan ingilizler gemi ile hindistan ve misir gibi,egemelikleri
altinda bulundurduklari ülkeler getirirler.1918 yilinda savaşin bitimi ile
esirler saliverilir.
bu zaman
zarfinda,ilbarit köyünde baş gösteren tifüs salgininda,mehmet ata,babasi yusuf
efendi ve,eşi emine'yi kayit etmiştir.ta ki köye dönünce öğrenir.geriye yaşli
bir ana ve küçük bir evlat kalmiştir.
19.mayis.1919'da
atatürk'ün samsun'a çikmasi ve kurtuluş savaşi'nin başlamasi ile
birlikte,mehmet ata,tekrar askere çağrilir.subay olarak anadolunun bazi
bölgelerinde görev alir.yaklaşik 3 yil süren kurtuluş savaşi
,30.ağustos.1922'de sona erer ve terhis olur.bu arada,yamakgilden,hasan kizi
havva 1903 evlenir,fakat evliliği fazla sürmez.bir yil sonra ayrilirlar.bu kez
kadibükü köyünden,uzun yillarz muhtarlik da yapan neşet gökmen'in kizkardeşi
fatma hanimla evlenir. (terzi-fatma) kizi lütfiye 1926 ve oğlu yusuf ziya
1928,dünyaya gelir.tabiki bu arada müracati dolasiyla,'köy mektebinde'
öğretmenlik yapmaktadir.29.ekim.1923'de atatürk cumhuriyeti ilan etmiş ve ilk
işi cehalete maruz kalmiş anadolu insanini cehaletten kurtarmak ve
eğitimdir.zaten başarili bir öğretmen olan mehmetz ata'ya tekrar girdiği
imtahanla,1926 yilinda öğretmenlik diplomasi tekrar verilir.bu kez cumhuriyet öğretmeni
olarak.bu diplomanin aslina uygun çekilmiş fotoğrafi;ilbarit köyü
'müzesindedir'ayrnica mehmet ata'ya,atatürk'ün 1926 yilinda çikarilan bir
kanunla, 'istiklal madalyasi' maaşi ve madalyasi verilmiştir.
mehmet ata,
cumhuriyet kurulduktan sonra ve öğretmenliğe döndükten sonra,bir kaç yil o
yillarda safranbolu'nun beldesi olan,eflani'nin yağlica köyünde öğretmenlik
yaptiktan sonra,tekrar ilbarit köyüne gelir ve 1950 yilinda emekli oluncaya
kadar,köyünde kalir.
ilkönce üç yil
olmak üzere 'köy mektebinde' çocuklari okutur.1931-32 yillarina ait elimin
altinda o yillara ait sinif defterleri var.soyadi olmadiği için esamilerle
yazilmiş öğrneciler.ben çoğunu çözdüm ve ileride nasip olursa yayinlayacam.
1934-35 yillari
arasinda 5 yillik olmak üzere,karamanbaşi mevkiinde, 'akbulak ilkokulu'
açilir.okul,ilbarit,sariyan ve hacilarobasi, yine o yillarda hacilarobasi'nin
mahallesi konumda olan geren köyü ve ovacik'in köylerinden gelen öğrenciler bu
okuldan faydalanmişlardir.yine'akbulak ilkokuluna' ait 1934-35 ve 1942-43
yilnin öğreci defterleri var.
aslen
hacilarobasi,köyünden kendisi gibi öğretmen olan hüsnü yilmaz ile
birlikte,akbulak ilkokulunda öğretmenlik yapan,mehme ata,hüsnü yilmaz'in
bedenen biraz rahatsiz olasi ile yaklaik o yillarda 150'den fazla öğrenciyi tek
başina okutur.
mehmet ata'nin
ülkeye kazandirdiklari;üç yil ilbarit köyü mektebinden,
1.
mehmet
oğlu,ahmet demiralp 1907 'öğretmen-baş öğretmen'
2.
ahmet oğlu,
şükrü kaya 1908 'öğretemen'
3.
ömer oğlu
ibrahim ünal 1908 'öğretmen'
4.
nuri oğlu
mustafa algan 1908 'öğretmen'
1934-35 VE
1942-43 YILNIN ÖĞRECI DEFTERLERI
akbulak
ilkokulu;
1)ilyas oğlu
mastafa öğünç 1926 'öğretmen' 'hacilarobasi'
2) mehmet oğlu
mustafa günal 1928 'öğretmen' 'ilbarit'
3) mehmet ata
oğlu yusuf ziya doğan 'kaymakam' 'ilbarit'
4) ibrahim oğlu
hamdi ünver 1932 'öğretmen' 'hacilarobasi'
5) şaban kizi
ayşe gökmen 1932 'öğretmen' 'ilbarit'
6) ömer kizi
hacer öztürk 1933 'öğretmen' 'ilbarit'
7) hasan olu
yusuf çil 1933 'albay' 'hacilarobasi'
8) mehmet oğlu
ismail coşkun 1933 'öğretmen' 'hacilarobasi'
9) nuri oğlu
mehmet ali san 1933 'öretmen' hacilarobasi-sallar mah.'
emeklilikten
sonra,1965 yili sonbaharina kadar ilbarit köyünde yaşayan mehmet ata,daha sonra
safranbolu'ya taşinir.ilkönce kira daha sonra kendine özgü bir ev satin alir ve
1983 yilinda vefat eder.mezari safranbolu mezarliğindadir.kendisini saygi ile
aniyorum.
HÜSEYIN AVNI AKSOY (1892-1979)(MEYREMGIL)
hüseyin avni aksoy, salih ağa ve kezban'ın ikinci
çocukları olarak 1892 yılında ilbarıt köyünde dünyaya gelir.karamehmetoğlu
sülalesindendir.ilkokulu,mehmet cemil efendi'de okuduktan sonra,kastamonu
muallim mektebini bitirmiştir ve askerlik sırasında rüşteye imtahanına da
girerek,rüştiye mezunu sayılmıştır.
hüseyin avni aksoy öğretmen olmasına
karşın,öğretmenlik yapamamıştır.nedini 1914'de birinci dünya savaşı patlak
vermiş ve osmanlı,daha sonra savaşı kayıp edecek almanlarla birlikte,birinci
dünya savaşına girmiştir.ülkede 'seferberlik'ilan edildiğinden.askerliğini
yapmış olanlarda,tekrar askere çağrılmıştır.
hüseyin avni aksoy,birinci dünya savaşı ile aynı anda
patlak veren,çanakkale savaşına dahil edilmiştir.aynı
köylüsü,hacıalioğullarından,mustafa oğlu,öğretemen hasan efendi ile
birlikte.hasan efendi,daha sonra,mesleğine dönemeden,çanakkale'de şehit
düşmüştür.
hüseyin avni aksoy,çanakkale savaşı yıllarında,yolları
atatürk'le kesişir.atatürk zekasına ve dürüstlüğüne güvendiği,hüseyin efendiyi
yanına emir subayı olarak alır.sürekli hüseyin efendiyi,yakın illere görevli
olarak gönderir.kütahya'ya gönderdiğinde,kendisine şu talimatı verir.yol
boyunca dinlenecen ve sık sık at değiştireceksin ve hiç kimseye müsama
göstermeyeceksin.
atatürk,çanakkale,savaşı yılların da türk milletinin
kurutuluşu içinde planlar yapmaktaydı.çünkü çanakkale savaşı,ingilizlerle
yapılmaktaydı.nedeni,rusya'da bolşevik ayaklanmaları başlamış,rus
çarı,ingilizlerden yardım istemiştir.fakat çanakkale savaşında kendisinden
fazla söz edilmesede atatürk,bu savaşa ağırlığını koymuştur.ingiliz savaş
gemilernin geçişine izin vermez ve savaş çok uzun sürer,her iki tarafında
kayıpları büyüktür.bu savaşı kayıp ettiğine,ingilizlerin zeka küpü dedikleri
çorçil bile şaşırır.rusya'da 17.ekim devrimi gerçekleşir.daha sonra ellerini
kollarını sallayarak,ingilizler boğazı geçerler ve dolmabahçe,açıklarına savaş
gemilerini demirleyip,toplarını saraya çevirirler.bunu gören atatürk,tarihe
geçecek şu sözü kullanır. 'geldikleri gibi gidecekler' fakat ingilizler,istanbul'da
boş durmazlar,ilk işleri saraçhane kışlasında,uykuda uyumakta olan,100 yakın
inzibat erimizi şehit ederler.istanbul'un un ihtiyacını karşılayan,ayvansaray
un değirmeninin işlevni durdurmak isterler ve değirmeni bir çavuş eşliğinde bir
manga korumaktadır.manganın başında,ilbarıt köyü,pürdegilden efe hasan
vardır.askerlerine süngü tak emrini verir ve un değirmeninin kuşatması
engellenir.daha sonra kendisine 10 altın mükafat verilecektir.efe hasan dil
sürtüşmesi nedeni ile bazı kelimeleri söyleyemez. 'altınları cuzu gibi mastafa
efendiye yatırdım'der.mustafa efendi,mustafa remzi'dir.
hüseyin efendi,birinci düna savaşı ve çanakkale savaşı
bittikten sonra,bu kez 'kurutuluş savaşı' başladığından,tekrar subay olarak
'kurtuluş savaşına'dahil olur ve rütbesi teğemendir.kendisi teşfiki mesaim
olduğu için kendiz ağzından anlatıyorum.
niğde'de levazım teğmeni idim.girasun ve ordu'dan
gelen fındıkları,askerlere dağtıyordum.zor günlerdi.asker bir lokma ekmeği dahi
bulmakta zorlanıyor.savaşlar ve hastalıklar ülkenin nüfusunu neredeye 12
milyonlara kadar indirmişti.bir gün bir şey yaşadım yanıma gelen emrimdeki bir
çavuş;efendim sizin safranbolu'dan iki asker geldi ve bitkinler dedi.hemen
gittim,gördüğüme inanamıyordum.biri kardeşim rıza,diğeri bizim köyden şaban'dı
'gökmen) her ikisinide çadırdaki revire yatırdım.bir süre sonra iyileştiler ve
kendilerine görev verdim.
hüseyin efendi,çanakkale savaşı
dönüşü,ibrahimbeyoğullarından,abdullah kızı hanife ile evlenmiştir.bir anlamda
içgüveyi girmiştir.1890 doğumlu olan,hanife,daha önce yazıköy'de abdurahman ile
evli olup,bu evliliğinden,behiye doğum tarihini bilmiyorum.hacer 1914 adında
iki kızı olmuştur.hacer daha sonra bir hastalık sonucu 1919 yılında 5 yaşında
hayatını kayıp edecektir.mezarı ilbarıt köyü mezarlığındadır.hanife'nin ilk eşi
abdurhaman,1914 başyalan birinci dünya savaşında şehit düşmüştür.
hüseyin efendi,kurutuluş savaşı sonrası ilbarıt köyüne
döner ve çiftçilik yapmaya başlar.kendisine,savaşa katılan diğer öğretmenler
gibi,atatürk'ün 1926 yılında çıkarttığı bir yasa ile 'istiklal madalyası' maaşı
bağlanır.1928 yılında öğretmenlik mesleğne çağrılır.ilk görev yeri davutobası
köyü olup,sırasıyla,ovacuma,safranbolu kalealtı,toprakcuma'da görev yaptıktan
sonra,1950 yılında iktidara gelen,iktidar tarafından,atatürk döneminin tüm
öğretmenleri emekli edilir.
hüseyin efendinin,hanife ile evliliğinden,mukadder
1921 ve mustafa kemal 1928 doğumlu iki çocuğu vardır.1979 yılında safranbolu'da
vefat eden,hüseyin avni aksoy'un mezarı safranbolu mezarlığındadır.kendisini saygı
ile anıyorum.
YÖRÜK KÖYÜ
ben yörüğü köy
olarak safranbolu kayıtlarında 1870 den önce bulamazsın diyorum.kastamonu
sancağı aktaş nahiyesi veya kaza olarak bakmak lazım.safranbolulular yerel
milliyetçilikle konuyu es geçmekteler..malum, bayırın türkü.ılbarıtla ilgili
olarak sana katılıyorum tabiiki.bu arada nahiye 1850 den önce yöre anlamında
kullanılmış.daha sonra idari birim anlamında..benim tarih araştırmam istanbul
da osmanlı arşivlerinde iki yıl sürdü belgeler mikrofişlere yüklendi 1999
yılında ilber hocanın yönettiği ve ttk bşk yusuf halaçoğlunun tertiplediği
sempozyumda tebliğ edilip türk tarih kurumunca onaylanıp basıldı..sana
iletirim..ılbarıtla ilgili kayıtlara da ulaşılabilir..iskan defterleri ,tapu
tahrir defterleri,,mühimme defterleri,şeriyye sicillerine bakmak lazım.biraz da
gençler çalışsın bizden bu kadar recai dost.
yörük köyünün kuruluş tarihi 1475 senesidir.tapu
tahrir defterleri ve yörük iskan kayıtlarında mevcuttur.kitabımda belgeler
yayınlanmıştır.1513 senesinde üç akçalık kadılıktır.atanan kadı nın adı
yazılıdır.resmi adı ise' devlet han i be kaza i yörükan i tarakli
borlu'türkçesi,hanın devletinin taraklıborlu yörükleri ilçesidir.o tarihlerde
safranbolu ise medine i taraklı borlu olarak geçer.her iki kadılığın ortak
onayladığı kadıbükü yöresinde vakıf kurulmasına yönelik belge rahmetli avukat
hulusi yazıcıoğluna ait safranbolu tarihçesi kitabında yeralmaktadır.yörük
kazası zaman içersinde bolu livası ve ,kastamonu sancağına vb. na
bağlanmış,19.yy.da viranşehir sancağına tabi olmuş nihayet kastamonuya bağlı
iken 1870 yılında kariyye yani köy statüsüne inmiştir.ilçeye hacılar,davud
obaları yanında 15 adet köy bağlıdır..aşağı mahallede restarasyonu yapılan
ahşap camii 1824 yılında vakfedilmiştir.belgelidir..köy içinde 15 adet işyeri ,hamam
ve kervansaray,bir adet tekke kalıntısı mevcuttur.kurtuluş savaşında anadoluya
subay ve silah kaçıran istanbul merdiven köyde halen faal olan şahkulu sultan
dergahının kurucuları yörüklüdür..kadı şerriye sicili kayıtları
mevcuttur..köken kayıtları bilecik söğüttedir.sultan abdülhamitin çağrısı
üzerine 19.yy da istanbula önemli aileler göçmüş sarayın has fırınlarının
işletmesi bunlara tevdi edilmiştir..1929 yılı istatistiklerinde istanbul
şehreminliği-belediye-kayıtlarında 182 simitçi,börekçi,ekmek fırınlarının
yarısı yörüklülere ait görünmektedir.buğday borsasının başkanı muradoğlu
(mehmet)ailesindendir.bugün otel yapılan konak onlara aittir.yapıkredi
bankasının kurucularındandır..oğlu enver amerikalı bir kadınla evlenmiş 1940
yılında norfolk amerikan deniz üssünün teknik sorumlusu olup ülkeye döndüğünde
ilk defa uludağda tusan oteli açan ve yolunu yaptıran kişidir.çeyrekoğlu ailesi
ise istanbulda sinemalar, gazoz fabrikaları,fırın vb işletmelerinin sahipleri
olup soprano leyla gencerin ailesidir.köy ordugah olduğundan sipahi cebeci
vs.ordunun siyasi ve mehzepsel görüşüne uyum sağlamış sünni-bektaşi
karışımlıdır.önemli ailelerin tamamına yakını köyü terkederek istanbula
yerleşmişlerdir.recai dostum;1870 den önce yörük köyünün adına işte bu nedenle
rastlayamazsın..slm.svg.
BİR ANEKDOT/ RECAİ DEMİRSÖZ
ben bir tarihçi değilim.fakat tarihe saygım
sonsuz.yaşadığım ilbarıt köyünü kuranlar,en eski 1750-51 doğumlular.bu güne
vurgularsak,270 yıl yaklaşık üç asır etmektedir.dolasıyla 1749'lu doğumlulara
rastlayamadım ki,bu bilgiler artık e-devlette dahi yok.
yaklaşık 2 yıl aradan 1971-72 yıllarında bir yıl
istanbul küçükyalı ortaokulunda okuma şansım oldu.şimdi okuduğum okul, kadir
has lisesi olarak halen,yaşamakta.belki istanbul'da bir fabrikaya giririm
diye,testiknamemi almaya gittiğimde okul yöneticileri vermediler,evladım sen
sınıfta filan kalmamışsın,bir yerlerde oku dediler,ama tutuncak dalım
yoktu.bende köylülerim gibi fırın işçiliği ve daha bir çok işte çalıştım.
1980'den sonra köyüme döndüm ve çocukluğumdan
yüreğimde ukte olan resime başladım.bunca yıl yüzlerce binlerce insan tanıdım.çünkü
kendi okulumu artık kafamda kurmuştum.babamdan bana tek miras akılcılık
kaldı,para pulun yerine...zaten beş kuruşu olmadı,babamın.50 kuruşluk bir paket
ikinci sigarasına,karasapan kurardı.kötümser bir zamanı adımılıyoruz.yapacakta
başka bir şey yok...
MEHMET NURETTIN ÖZER (1889-1953)(YUSUFGIL)
MEHMET ÖZER, ASLEN KARAMEHMETOĞULLARINDAN OLUP,
KÖYDE YUSUFGIL OLARAK tanımlanan,salih ve
kezban'dan olma,1889 doğumludur.aynı anneden diğer kardeşi hüseyin avni'den 3
yaş büyüktür.annesi vefat edince uzun süre yetim kalır.baba salih bu
kez,sarıahmetli köyünden,mehmet ve fatma'dan olma 1880 doğumlu ayşe ile
evlenir.bu evlilikten,rıza 1900,muharrem 1904,yusuf 1908,mustafa ve hasan ekiz
1916 ve hüsnü 1921 dünyaya gelir.
baba oldukça fakir olduğu için,mehmet özer,küçük
yaşata o yılların öğretmen okulu sayılan,istanbul,fatih medresisine
gönderilir.yaklaşık 18 yıl fatih medresesinde okuyan mehmet özer,diğer
öğrnecilerle birlikte,trakya köylerine 'cerre' giderler. cerre bilindiği
gibi,medrese talebelerinin üç aylar denilen,recep,şaban ve ramazan
aylarında,memleketin muhalif yerlerine dağılmalarıdır.
mehmet özer,okulunu bitirince askere çağrılır.askerliğini,o
yıllarda osmanlı topraklarında olan,irak'ın çeşitli yerlerinde yedek subay
olarak yapar.
askerlik dönüşü,köyüne 'ilbarıt köyü'ne hem öğretmen
hemide köy imamı olarak atanır.aslen bulgaristan,filebe'li olan,mehmet cemil
efendiden sonra köyün ikinci öğrtemenidir.mehmet cemil efendi,1880 li yıllardan
sonraları okutmuş olup,mehmet özer ise 1900 yıllardan sonra doğanları
okutmuştur.
bir gün şöyle bir hadise yaşanır.köye bir atlı
gelir.köy meydanında attan iner,hocayı çağrır.hocaya kensinin safranbolu
kaymakamı olduğunu söyler.öğrencileri toplamasını ve denetlemeye geldiğini
söyler.hoca öğrencileri mektepte toplar,kaymakam içeri girer.sınıfı pür dikkat
izledikten sonra,öğrencilerden birine sen kalk der.kalk dedeği kişi satı
demirsöz'dür. kendisine şöyle bir soru yönetir.üzerinde yaşadığımız gezegen
saatte,700 km.hızla dönmektedir.fakat biz bunu neden hissetmiyoruz.satı demirsöz
yanıt verir.efendim,en hızlı giden bir atın üzerine bir karınca koyalım,o
karınca atın ne kadar hızlı gittiğini bilemez.satı demirsöz'e bir kaç soru daha
sorar,anında yanıtını alır.hocaya dönerek,hocam bu köyde seni sevenler
tarafından,hakkında şikayet vardı.ben onun için geldim.fakat öğrencilerin
benden akıllı,çok güzel yetiştirmişsiniz.bundan sonraki şikayetleri gaye
almayacağım der.kaymakam atına biner ve geri döner.
mehmet özer,satı demirsöz'ü yanına çağrır,alnından
öptükten sonra,sağol beni onurlandırdın der ve masanın çekmecesini çeker,10
tabak kağıt hediye eder kendisine...o yıllarda defeter olmadığı için,kağıt
kalem dışarıdan ithal edilmekte ve öğretmen her derste,öğrencilere birer kağıt
dağıttığırmış.hatta kurşun kalemi ortadan ikiye bölüp,iki öğrencinin kalem
ihtiyacını karşılarmış.yine o yıllarda 'köy mektebi'nin tüm kırtasiye
ihtiyacını,fırıncı mustafa remzi özlü karşılarmış.bu anlattıklarım 1918,19 ve
20 yılları.
atatürk 29.ekim.1923'de cumhuriyeti ilan
ettikten,sonra tekke ve zaviyeleri kapattığı için,medrese mezunu
öğretmenlerinde işene son vermiştir.kadir özer,yusufgil'i anlattığı
dosyada,harf devriminden sonra son verilmiş desede,harf devriminin kabulü
1928'dir.
mehmet özer'den boşalan öğretmenliğe,kuzyaka
köyünden,ismini ve soy ismini bilmiyorum. 'telli'lakaplı öğretmen
gelmiştir.telli anneanne tarafından,ahmet demiralp'ın gelini,feride demiralp'ın
dedesidir.
mehmet özer,öğretmenlik vasfını kayıp edince,köy
imamlığına başlar ve ilk yeri yörük köyüdür.yine kadir özer,bunu öğretmenlik
olarak yazmıştır.imamlıktır.
yörük köyü bilmeyenler için yazıyorum.yaklaşık 140
hane olan bir bektaşi köyüdür.osmanlının,sekban ve sipahi askerleri tarafından
kurulmuştur.1831 safranbolu nüfus sayımında,yörük köyü'nün esemasi
okunmamaktadır.kaldıki,yörük köyüne gittiğimde,konakların yapılış tarihene
baktım,hemen hemen tamamı 1900 lü yılların başında yapılmıştır.hatta köyün üst
kısmına sipahiler ve alt kısmına sekbanlar yerleşmiş olup,sekbanlar,biraz daha
fakirdirler.balat'da fırıncı hamdi sekban ve yine istanbul'un çeşitli
semtlerinde fırını bulunan akçaoğulları,sekbandır.yörük köyünün üst kısımında
bulanan,cami daha modrendir.burda mehmet özer,alt kısımnda ise biraz fakir
camisidir ve kardeşi rıza kara görev yapmaktadır.
mehmet özer,aslen çankırı,çerkeş,örenli köyünden akile
ile evlenir.akile daha önce,kosbatarın ibrahim'in ağbeyi mehmet ile
evlidir.fakat çocuğu olmamış ve genç yaşta bir hastalıktan hayatını kayıp
etmiştir.
mehmet özer,geç evlendiği için,bu evlilikten,kezban
1920,rabia 1924,hikmet 1927 ve abdülkadir 1932 dünyaya gelmiştir.kezban biraz
ruh hastası olduğu için kendisine ve çevresine zarar verdiği için,babası
tarafından,istanbul,bakırköy'de bulunan mazhar osman,ruh ve sinir hastanesine
bırakılmıştır.
mehmet özer 3.nisan.1937'de karabük'de kurulan demir-çelik
işletmelerinin kurulmasından sonra sonra,köyü terk etmiştir.çünkü
köyde,kendisine sık sık sataşmalar olmaktadır.başta kardeşi,hüseyin avni'nin
kayınvalidesi kara şerif...o sıralarda karabük,demir-çelik işletmelerinin,işçi
çizelgelerini hazırlayacak elaman aranmaktadır.mürecaat eder.ilerlemiş yaşına
rağmen kabul ederler.çünkü o yıllarda böyle bir çizelge hazırlayacak insanın
karabük'te olması mümkün değildir ve mehmet özer'oğlu kadir özer'in deyimi ile
1953,yılında bu işletmeden emekli olur,henüz maaşını almadan vefat eder.64
yaşında.mezarı eşi ile birlikte,1970 lerin sonundan itibaren buraya defin
işlemi yapılmayan,esentepe semtinin üst kısmındadır.tanımadığım mehmet özer'i
saygı ile anıyorum.aslında hikaye uzun,ama ben en kısa şekli ile yazmaya çalıştım.aile
'özer'soyadını almıştır.1934,soyadı kanunudan sonra,kardeşi,hüseyin avni
'aksoy' baba salih 'kara'amcaoğlu mehmet ata ise 'doğan' soyadını almıştır.
ABDÜLKADIR ÖZER (1932-1998)(YUSUFGIL)
abdülkadir özer,baba hafız mehmet nurettin özer ve akile
özer'in oğlu olarak 1932 yılında son evlat olarak ilbarıt köyünde
doğmuştur.ilkokulu 'karamanbaşı' 'akbulak' ilkokulunda 5 yıl olarak
okumuştur.akbulak ilkokulu yaklışık mahalleri iile birlikte üç köyün
öğrencilerine hizmet veren 5 yıllık bir bölge okuludur.
daha sonra,kendi anlatımı ile kendisini yatılı orta
okula yazdırır.ortaokul bittikten sonra,imtahana girerek trabzon öğretmen
okulunu kazanır.trabzon'da okumak için,hacılarobası köyünden 'agopgilden' remzi
güler ile deniz yoluyla trabzon'a ulaşırlar.onları getiren gemi trabzon
açıklarında dudur ve büyük kayıklarla yolcular karaya taşınır.şöyle
anlatır.denizde dalga vardı.karadenizliler,kayık kenara varır varmaz
atladılar,biz remzi ile birbirimize bakıyoruz.bir laz bize ula
kıvırcıklar,denizi görünce ödünüz patlıyor,atlayın düşerseniz biz sizi
kurtarırız dedeğinde son çare,kayık kıyaya yanaşınca var gücümüzle atladık.daha
sonra,okulumuzu bulduk.kayıtlarımızı yaptırdık,fakat yatağımız yorganımız
olmadığı için yaklaşık iki aya yakın,remzi arkadaşımla,bir mermerin üzerinde
geceleri uyuduk.bir ara kaçmayı düşündük,ama okumak son çaremizdi.
abdümkadir özer,trabzon öertemen okulun bitirdikten
sonra ülkemizin bazı bölgelerinde öğretmenlik yaptıktan sonra tekrar imtahana
girerek,ilköğretim müfetişi olur.en son görev yaptığı yer ise ilbarıt köyü ve
çevre köyler olur.kendisini,yanılmıyorsam 1998,eylül veya ekim ayında kayıp
ettik.ben istanbul'da olduğum için,cenaze merasimine katılamadım.istanbul'dan
döndükten sonra,safranbolu mezarlığında mezarını bulup ziyaret ettim ve
öğretmen arkadaşlarının bıraktığı çelenk solmuş halde halen duruyordu.
bana 30.mayıs.1998 yılında 'yusufgil' ailesi olarak
hazırladığı ve çoğaltarak tüm 'yusufgil' aile bireylerine verdiği,bir dosya
vermişti.yalnız burada hiç tarih kullanılmamış.sadece 30.mayıs.1998 tatamlanmış
tarihi var.kaldıki insan yaşamında tarih çok öremlidir.örneğin ozsmanlı devleti
1299 yılanda osman bey tarafından,bilecik'in söğüt ilçesinde kuruldu.cumhuriyet
29.ekim. 1923 yılanda ilan edildi.tüm bunlar önemlidir ve bir babası hafız
mehmet'in ölüm tarihini kullanmış.babam demir çelik işletmelerinden 1953
yılında emekli olduktan sonra,emekli maaşını alamadan vefat etti...
kendisine tüm bu bilgileri nasıl toparladın
dediğimde,baban satı demirsöz'den faydalandım demişti.
örneğin,benim kendisine vermiş olduğum,1987
yılında,babam satı demirsöz'le türçeleştiridiğimiz 'köy kayıt'defterinde hemen
hemen tüm tarihler mevcuttu.bunu kensine söylediğimde,o defteri benden aldılar
ve ankara'da kayıp ettiler demişti.
bu arada ilbarıt köyünün ilk resmi mualimi 'öğretmeni'
olan mehmet cemil efendi.bu dosyada yanlış anlatılmış.kadir bey olayı şöyle
anlatıyor.istanbul'da karagaşada bunalan mehmet cemil efendi,istanbul'dan
kastamonu istigametine giden bir kervanla yola çıkar ve 106 köprüsünde,kurtoğlu
değirmeninde,değirmene giden mehmet ata'nın babası yusuf efendi ile
karşılaşır.yusuf efendi onu ilbarıt köyüne getirir ve öğretmenliğe
başlar.mehmet ata,hüseyin efendi,hasan fehmi efendi ve hasan efendileri
okutarak ilerde öğretemen olmalarını sağlar.
sözü edilen kurtoğlu değirmeni,106 köprüsünde
değil,hocaköprüsündedir.106 köprüsü ilbarıt köyüne yaklaşık 45 km.dir ki buraya
bir günde gidip gelmek oldukça zor.
aslen bulgaristan,filibe'li olan mehmet cemil
efendi.1865 doğumlu olup,ilbarıt köyüne,aslen hacıalioğullarından olup,yaklaşık
15 katır ile katırcılık kervanı yapan ve 'katırcı' olarak anılan,hüseyin efendi
tarafından getirilmiştir.dolasyıla mehmet cemil efendi sadece kendisi değil,eşi
emine,kızı behice ve eşi emine'nin teyzesi,nefise hanım vardır ve mehmet cemil
efendi,yamakgilden,kör raşit olarak bilinen,raşit'in evnini güneye bakan
odasını restore ettirerek orda ikamet etmiştir.bu ev daha sonra raşit'in
damadı,mehmet ali özlü tarafından karakaşgilden mehmet avcı 'koca mehmet'e'
satılmıştır.bu vesile ile aynı zamanda bir eğitimci olan,abdülkadir özer'i
saygı ile anıyorum.aslında yazılacak çok şey var ,ama ben kısaca özetledim.
not. mehmet cemil efendi ile net bilgi...
'okur yazar sübyan muallim olan mehmet cemil
efendi,hedevandigar (bursa) nüfus idaresinden aldığı 4.mart.1313 (1897)
tarihinde aldığı teskere osmaniye mucubince (icab) ilbarıt köyü yabancı
defterine kayıt edilmiştir.'RECAİ