ILBARIT KÖYÜ:
İlkönce, Ilbarıt tanımının bu güne kadar ne anlama geldiği hakkında herhangi bir bilgi yok...Google'daki, Ilbarıt adının Moğalcadan geldiği vurgusu da pek anlam içermiyor. Çünkü köyde Moğal halkı ile bir benzerlik söz konusu değil. Tek bilinen iki asır öncesi kayıtlara göre, köy 49 hane ve 22 küsur esamiden oluşması. Örneğin yakın komşumuz, Kadıbükü Köyü, 2 asır öncesi 36 hane ve 36 esamiden oluşmasıdır. Bunun nedeni örneğin Hacıömeroğullarının ve Hacıalioğullarının, yine bazı sülaleleri bir kaç kolu olmasındandır. Özetlersek Ilbarıt köyü veya çevremizdeki eski köylerin buralara intikali 17 asır ve sonlarına doğru ilintili olup, korunma amaçlı ve Anadolu'daki dalgalanmalar yüzünden olduğu bir realite...1840 lı yıllarda Ilbarıt köyüne birden çok aile intikal etmiştir. Söz konusu ailelerin Anadolu'nun neresinden ve nasıl geldikleri hakkında da yazılı bir bilgi olmadığı için fazla bir şey bilinmiyor. Bir Nevşehir vurgusu yapılıyor. Hacıömeroğulları ve Hacıalioğullarının' Nevşehir'den geldiği...Oysa 1840 da köye intikal eden, Mollabekiroğlu olarak bilinen , Değirmencigil,Karakaşgil ve Dabazgilinde, Nevşehir'den geldiği söyleniyor. Bir gerçekte şöyle,Aşağımeyremgil olarak bilinen, Karıtlı İbrahim'in babası Yakup, Nevşehir'de askerken, burada tekrar evleniyor. Eşi ile birlikte köye geliyor ve eski eşi Gülsüm kuma kabul etmiyor. Yakup ikinci eşini alarak tekrar, Nevşehir'e dönüyor. Bir süre sonrada vefat haberi geliyor. Gülsüm'de yanına 5 yaşındaki oğlu İbrahim'i alarak, yakın köylerden, Karıt köyünden biriyle evleniyor. Sene 1860...İbrahim burada büyüyor. İstanbul'a gidiyor. Yağma Hasan olarak bilinen, Karaköy Börekçisinde, önce çırak daha sonra kalfa oluyor. Yağma Hasan,Dünyaca ünlü soprano Leyla Gencer'in dedesi...Yine söylentilere göre , Yakup'un ikinci eşinin burnunda hızma olduğu...Karıt'lı İbrahim, Karıt Köyünde büyüdüğü için bu isimle anılıyor. Daha sonra ,Yukarımeyremgilden, Mustabey olarak bilinen Hatice (Kızılkız) ile evleniyor. Ömer ve Emine isminde iki çocuğu oluyor. Ömer ,Çanakkale'de yaralanıyor. Köye gönderiliyor. Tedavisi yapılmadığı için genç yaşta yaşama veda ediyor. Ömer, Mehmet Ata Doğan'ın eniştesidir.
Kısaca özetlersek, Ilbarıt köylüsünün nereden ve nasıl geldiği halen çözümlenmiş değil. Örneğin bizim sülale 3 kardeş Ordu'dan gelmiş ve Ordu'da Musluoğlu esamilerine ulaştım. Ordu'yada şu anda Suriye'de bulunan Musul'dan geldiği bilinmektedir. Hatta ,Kastamonu- Araç ilçesi Yenigömü Köyünde bir sayfa arkadaşım, mezar taşının fotoğrafını çekmiş. 1938 yılında vefat eden kişinin mezar taşında, Musluoğlu ibaresi var. Demek ki Musluoğulları sadece Ilbarıt köyü ile ilintili değil...
Ilbarıt
köyünün bundan sonra fazla öyküsünün olacağını sanmıyorum. 1950 de Anadolu'da
başlayan büyük şehirlere göç...1960 yıllarında Ilbarıt köyünde de başladı.Çünkü
tarlalarda verim düşüktü...En kötüsü bağların kuruması vesile oldu. Eğitim
alanlar ister istemez bir daha köye dönemediler. Bazı evler kullanılmayacak
şekilde yıkıldı ve halen yıkılmaya devam etmektedir. Şu anda köyde geriye dönük
ekilebilir bir tarla dahi yok...Hacılarobası ve bazı köyler halen şansını
korumaktadır. Örneğin hemen kuzeyimizdeki, Davutobası köyünün bütün tarlalarını,
bu köyün muhtarı her yıl ekiyor; en azından kıraçlaşmayı önlüyor. Yine buradan
Araç ilçesinin bazı köyleri görünmekte, örneğin Araç Vakıf köyü,bu köy bir kaç
mahalle olup Akgeçit olarakta bilinir; her yıl bütün tarlalarını ekiyor.
Ülkeleri kalkındıran o ülkelerin tarımı ve hayvancılığıdır. Eğer öyle olsaydı
bu gün kıymanın kilosu 260 lira olmazdı. Bunun yanında asırın en büyük sorunu
'SU'
Dün
,Safranbolu'daydım.Burası, Kıranköy olarak bilinen semt...1924-26 yıllarına
kadar bu semtte rumlar yaşamış.Cumhuriyet kurulduktan sonra, mübadele
başlamış,rumlara iki sene süre verilmiş.Daha sonra Yuanistandaki Türklerle
takas edilmiş. Acı taraf Yunanistan'daki rumlar Safranbolu'dan gelen rumları
ötekeleştirmiş ve hali iyi olanlar, Yunanistandan, Amerika,Kanada ve Avrupanın
çeşitli ülkelerine göç etmişler.Rumlar ne iş yaparlardı?Erkekleri taş
ustası,demirci ustası ve kalaycı ustası,kadınları isr evdeki tezgahlarında bez
dokudukları biliniyor.Ilbarıt köyünde eski evlerin çoğunun temel ustaları
rumlardır.1870 yılında yapılan köy camisinide rumlar yapmıştır.Fotoğraftaki
tarihi kara fırın, Sadık'ın fırını olarak biniyor.Kendisi
BİLGİLENDİRME:
Köyümüz halkından, Değirmencigil'den, Hamo olarak bilinen,Emin Koç'un oğlu, 1959 doğumlu, Osman Koç, Rusya- Moskova'da vefat etmiştir. Bilindiği kadarı ile daha önce, Bursa'da yaşayan, Osman Koç, eşinden ayrı ve ülkeye gelememe gibi sorunları vardı. Bursa'da Emin isminde bir oğlu olduğu ve dünürü iki kez bizim köye gelip , tarafımdan bilgi almışlardı.
Babası Emin Koç' hatırlıyorum. 1935 doğumlu olup 1963 yılında 28 yaşında vefat etmişti. Annesi ismini bilmiyorum. Kastamonu, Araç ilçesindendir.
bir kaç yıl öncesi vefat etti...1938 doğumluydu.
Yol tabelaları,insanların bir yere daha kolay ulaşmalarını sağlar. Oysa bazı kişiler var...Onlara insan demek mümkün değil, yol tabelalarına zarar veriyor.Bilindiği gibi köylerde rahatsız olanlara,en yakın şehirlerden ambülans geliyor ve yollarda tabela yoksa ister istemez zorlanıyor. Söyledikleri ise bizim için 2 dakika 3 dakika dahi çok önemli...Daha önceki tabelayı gördünüz,önce boyamışlar,daha sonra ateş etmişler.Burası Ilbarıt köyünün 5 km. uzağındaki bir yol sapağı, aşağıdan gelen araçlar eğer yol bilgisi yoksa ister istemez zorlanıyorlar ve başka istikamete gidiyorlar.Buraya bir tabela daha aştık, ama zarar verileceği muhakkak. Umarım vermezler.Herkese günaydın.
Ilbarıt köyü, Aşağı ve orta mahalle...Hacıömeroğulları,Hacıalioğulları,Kuruhalilogulları, Süleymanbeyoğulları,Kadıoğulları,Hacıhamzaoğulları,Tavşacıoğlu, Kütükçüoğlu,Dalkıranoğlu,Hoşafçıoğlu, Hacışabanoğlu ve Nakioğullarınının yaşadığı bölüm