GİRİŞ TARİHİ
Karabük'ün Safranbolu ilçesine bağlı Üçbölük köyünde eski ilkokul binasını restore ederek Kültür ve Sanat Merkezi haline getiren Recai Demirsöz 22 yıldır tüm işleri gönüllü olarak yapıyor. Eski köy okulunu harabe bir şekilde iken hayırseverlerin malzeme yardımları ile gece gündüz çalışarak Karabük ve Batı Karadeniz Bölgesinde tek Kültür ve Sanat Merkezi haline getirdiğini belirten Recai Demirsöz “Ben atalarımızdan kalan bu eserlerinin fahri muhafızlığını yapıyorum” dedi.
RECAİ DEMİRSÖZ
UNESCO tarafından 1994 yılında Dünya Miras şehirleri listesine alınan Safranbolu ilçesinde Osmanlı döneminin en güzel ahşap mimari yapılar ve tarihi eserleri görmek mümkün. Bunun yanı sıra bazı köylerinde de 3 Bin yıllık yarı tahrip edilmiş eserler bulunuyor. Bu köylerden biri de Üçbölük Köyü. İlçe merkezine 16 km uzaklıkta olan bu köyden ve çevreden topladığı etnografik eserler, köyün eski okul binası köy sakini ve ressam Recai Demirsöz tarafından tamir edilerek müze haline getirilip sergilenmeye başladı. Safranbolu'ya gelen kişilerin ilk zamanlar ilgi odağı olmasına rağmen, son 7 yıldır atıl olarak duruyor.
1999 yılında resmi açılışı yapılan bina Türkiye'nin ilk köy kültür ve sanat merkezi olduğunu, 22 yıldır merkezin tüm tamir ve diğer işlerini yaptığını belirten Recai Demirsöz "Köyün atıl durumda olan bir okulu vardı. Tarihi bir köy olduğumuz için Atalarımızın kullandığı hatta şimdiki gençlerin ismini bilmediği birçok etnografik eserler var. Bunları sergilemek istediğimi Safranbolu Kaymakamlığına bildirdim. Onlar bana malzeme verdiler. Bende kendim bu binayı onarıp bir Kültür ve sanat merkezi haline getirdim. Çevre duvarları örmesinden, temizliğine, kapı pencere onarımından binanın boya badana işlemine kadar her şeyi yaptım.1999 yılının Cumhuriyet bayramı etkinliklerinde resmi açılışını yaptılar. Bu Kültür ve Sanat Merkezinde 50-60 yıl önce köy de kullanılan çeşitli el aletleri, Cumhuriyetinin ilk yıllarında okutulan ilkokul kitapları, o yıllara ait öğretmenini öğrencilere anlattığı konuları yazılan defterler, çeşitli yaban hayvanlarına ait iskeletler gibi köyümün çevresinde bulduğum eserleri burada sergiliyorum. Gelen misafirleri ben gezdiriyordum. İlk yıllar bayağı revaçta idi hatta turlar bile geliyordu. Şu anda burada 300 ün üzerinde eser sergileniyor. .Sadece buranın değil köyünün çevresinde bulunan bir çok ören yerlerinin de fahri muhafızlığını da yapıyorum"
Safranbolu'yu tanıtan çeşitli broşürler de buradan kimsenin söz etmediğini belirten Demirsöz" Safranbolu ya gelenler hep günü birlik geliyorlar. Uzun süreli kalınmadığından şikayetçiyiz. Ama bunun yanında da tanıtım katalog ve broşürlerde buradan bahsedilmiyor. Buradaki Kültür ve Sanat merkezini görün denilmiyor. Halbuki burada da bir tarih var, Safranbolu'nun tarihinin 3 bin yıllar öncesine dayandığını gösteren bulguları bu arada sergiliyoruz. İlgilerden buraya sahip çıkılmasını istiyorum. Avrupa da böyle bir yer Devlet tarafından listeye alınır ama bizde de sadece bir kişinin cabası ile ayakta tutulmaya çalışılıyor. Köyümüz dede doğa harika dağ bisikleti, doğa yürüyüşü yapılması da mümkün. Bu alternatifler çoğaltılırsa Safranbolu'ya gelen turistler birkaç gün daha fazla kalırlar. "
Hiçbir resim eğitimi almadığını belirten Demirsöz" Ben çocukluğumdan beri resim sanatına ilgi duyuyordum. Bulduğum kara kalemlerle o anki duygu ve düşüncelerimi kağıda dökerek amatörce resim yapmaya başladım. Daha sonra kendi kendimi geliştirdim. Bu konuda hiçbir eğitim almadım. Sanat ve Kültür merkezinin yanına ufak bir atölye kurdum ve orada çalışıyorum. Bir olayı kendim o anki duygu ve düşüncelerimi ve hayallerimi yansıtan Soyut resimler yapıyorum. Hatta soyut heykeller ile de yapıp bu sanat merkezinde de sergiliyorum. Karabük ve Safranbolu da galeriler açılmasını arzu ederim. Sanatla uğraşıldıkça insanlar daha hoş görülü olur ve birbirlerine olan saygıları da artar. Burası bir arkeolojik ve etnografik eserlerin sergilendiği bir müze değil aynı zamanda bir resim ve heykel galerisi."
Burada emeğinin ok olduğunu bir an önce gerekli girişimler yapılarak, ilk zamanlarda olduğu gibi yine revaçta olma arzusunda olduğunu tek üzüntüsünün ise Kültür ve Sanat Merkezinin yok olup gitmesi olduğunu sözlerine ekledi.
GİRİŞ TARİHİ
Karabük'ün Safranbolu ilçesine bağlı Üçbölük köyünde eski ilkokul binasını restore ederek Kültür ve Sanat Merkezi haline getiren Recai Demirsöz 22 yıldır tüm işleri gönüllü olarak yapıyor. Eski köy okulunu harabe bir şekilde iken hayırseverlerin malzeme yardımları ile gece gündüz çalışarak Karabük ve Batı Karadeniz Bölgesinde tek Kültür ve Sanat Merkezi haline getirdiğini belirten Recai Demirsöz “Ben atalarımızdan kalan bu eserlerinin fahri muhafızlığını yapıyorum” dedi.
RECAİ DEMİRSÖZ
UNESCO tarafından 1994 yılında Dünya Miras şehirleri listesine alınan Safranbolu ilçesinde Osmanlı döneminin en güzel ahşap mimari yapılar ve tarihi eserleri görmek mümkün. Bunun yanı sıra bazı köylerinde de 3 Bin yıllık yarı tahrip edilmiş eserler bulunuyor. Bu köylerden biri de Üçbölük Köyü. İlçe merkezine 16 km uzaklıkta olan bu köyden ve çevreden topladığı etnografik eserler, köyün eski okul binası köy sakini ve ressam Recai Demirsöz tarafından tamir edilerek müze haline getirilip sergilenmeye başladı. Safranbolu'ya gelen kişilerin ilk zamanlar ilgi odağı olmasına rağmen, son 7 yıldır atıl olarak duruyor.
1999 yılında resmi açılışı yapılan bina Türkiye'nin ilk köy kültür ve sanat merkezi olduğunu, 22 yıldır merkezin tüm tamir ve diğer işlerini yaptığını belirten Recai Demirsöz "Köyün atıl durumda olan bir okulu vardı. Tarihi bir köy olduğumuz için Atalarımızın kullandığı hatta şimdiki gençlerin ismini bilmediği birçok etnografik eserler var. Bunları sergilemek istediğimi Safranbolu Kaymakamlığına bildirdim. Onlar bana malzeme verdiler. Bende kendim bu binayı onarıp bir Kültür ve sanat merkezi haline getirdim. Çevre duvarları örmesinden, temizliğine, kapı pencere onarımından binanın boya badana işlemine kadar her şeyi yaptım.1999 yılının Cumhuriyet bayramı etkinliklerinde resmi açılışını yaptılar. Bu Kültür ve Sanat Merkezinde 50-60 yıl önce köy de kullanılan çeşitli el aletleri, Cumhuriyetinin ilk yıllarında okutulan ilkokul kitapları, o yıllara ait öğretmenini öğrencilere anlattığı konuları yazılan defterler, çeşitli yaban hayvanlarına ait iskeletler gibi köyümün çevresinde bulduğum eserleri burada sergiliyorum. Gelen misafirleri ben gezdiriyordum. İlk yıllar bayağı revaçta idi hatta turlar bile geliyordu. Şu anda burada 300 ün üzerinde eser sergileniyor. .Sadece buranın değil köyünün çevresinde bulunan bir çok ören yerlerinin de fahri muhafızlığını da yapıyorum"
Safranbolu'yu tanıtan çeşitli broşürler de buradan kimsenin söz etmediğini belirten Demirsöz" Safranbolu ya gelenler hep günü birlik geliyorlar. Uzun süreli kalınmadığından şikayetçiyiz. Ama bunun yanında da tanıtım katalog ve broşürlerde buradan bahsedilmiyor. Buradaki Kültür ve Sanat merkezini görün denilmiyor. Halbuki burada da bir tarih var, Safranbolu'nun tarihinin 3 bin yıllar öncesine dayandığını gösteren bulguları bu arada sergiliyoruz. İlgilerden buraya sahip çıkılmasını istiyorum. Avrupa da böyle bir yer Devlet tarafından listeye alınır ama bizde de sadece bir kişinin cabası ile ayakta tutulmaya çalışılıyor. Köyümüz dede doğa harika dağ bisikleti, doğa yürüyüşü yapılması da mümkün. Bu alternatifler çoğaltılırsa Safranbolu'ya gelen turistler birkaç gün daha fazla kalırlar. "
Hiçbir resim eğitimi almadığını belirten Demirsöz" Ben çocukluğumdan beri resim sanatına ilgi duyuyordum. Bulduğum kara kalemlerle o anki duygu ve düşüncelerimi kağıda dökerek amatörce resim yapmaya başladım. Daha sonra kendi kendimi geliştirdim. Bu konuda hiçbir eğitim almadım. Sanat ve Kültür merkezinin yanına ufak bir atölye kurdum ve orada çalışıyorum. Bir olayı kendim o anki duygu ve düşüncelerimi ve hayallerimi yansıtan Soyut resimler yapıyorum. Hatta soyut heykeller ile de yapıp bu sanat merkezinde de sergiliyorum. Karabük ve Safranbolu da galeriler açılmasını arzu ederim. Sanatla uğraşıldıkça insanlar daha hoş görülü olur ve birbirlerine olan saygıları da artar. Burası bir arkeolojik ve etnografik eserlerin sergilendiği bir müze değil aynı zamanda bir resim ve heykel galerisi."
Burada emeğinin ok olduğunu bir an önce gerekli girişimler yapılarak, ilk zamanlarda olduğu gibi yine revaçta olma arzusunda olduğunu tek üzüntüsünün ise Kültür ve Sanat Merkezinin yok olup gitmesi olduğunu sözlerine ekledi.