23 Eylül 2024 Pazartesi

BAYRAMLAR

 

 KÖYLÜLERİM KATILIMCI ARKADAŞLARIM

BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN...

BAYRAMLAŞMA.!!!Bayram namazından sonra köy camii avlusunda Cemaatin en yaşlısı en başa durur.yaş sırasına göre şekil (A)da görüldüğü gibi tüm cemaat bir biriyle bayramlaşır küskünler barışır son dualarla bayram namazı ve bayramlaşma biter.daha eskilere gidersek.Köyümüze bağlı Bağılca ve Kareşer mahallerimizden gelenler olurdu cemaat evlere paylaştırılırdı yemek verilirdi Bunada GOLONGA denirdi.!!GOLONGA yemeğide genelde.Keşkek .Mıhlama..Dolma..Yahni..Börek ve Baklavadan oluşurdu.

 

KÖYÜMÜZDE ZİYARET (ZIYRAT) GELENEĞİ.

Bu sene Covid 19 sebebiyle yapılamıyordur sanırım.

Dini bayramlardan bir gün önce arife günü yapılan bir gelenektir.eskilere gidersek şöyle. o gün evlerde yufkalar açılır "BİŞİ"yapılır Mısır unundan helvalar yapılır.yada iki yumurtadan Gaygana Bişilerin içine konur öğle namazına mütaakip mezarlığa gidilir .Ziyrat alanımızda köylüler toplanır .getirilen içinde helva gaygana konulmuş Bişiler alana konur bir biriyle harmanlanır usulu böyledir senin getirdiğin bişi helva gaygana sana denk gelemez.

Köyün imamı Kuran okur sezsizce dinlenir Bu arada köyün orta yaş delikanlıları bellerine ekmek poğu bağlarlar Bişileri Ziyrata iştirak eden köylülerimize dağıtırlar

Son dualara okunduktan sonra Zıyrat alanı dağılır Köylülerimiz yakınlarının kabirlerini ziyaret eder göz yaşlarıyla dualarla Zıyrat biter.

Günümüzde şekil (A) da görüldüğü gibi "bişi" geleneği yok bunun yerine bazar ekmeği samun ekmeği ile bu gelenek sürdürülmektedir..(Arife gününüz mübarek olsun köylülerim)

 

BENMİ.MİTHAT.......

Köpek kayası gibi HEYBETLİYİM.

Ortenecek gibi YÜREKLİ.

Tabakevi gibi GURURLUYUM.

Killik gibi ASİL.

Ayranco doruğu gibi GÖRKEMLİYİM.

Kuzdanyanı gibi ÇAĞDAŞ.

İyük bağları gibi TABİİYİM.

Ortalık gibi SICAK.

Yenibugar gibi HIRÇINIM.

Arpalık gibi ÇALIŞKAN.

Yukarıdüz gibi ŞEREFLİYİM.

Toprak yakası gibi MEDENİ.

Delehmet çamlığı gibi ONURLUYUM.

Depedağı gibi YİĞİT.

Çünkü ben ILBARITIM ILBARIT.

Mithat DEMİRSÖZ (İSTANBUL)

şiir değildir arkadaşlar.köyümüzdeki yerlerimizi hafızalarımıza anımsatan öylesine bir yazıdır.

GÜNAYDIN KÖYLÜLERİM:GÜNAYDIN ARKADAŞLAR.

24 Yorum

 Komşuköy HACILAROBASI.

Şöyle hafızamı 40 yıl gerilere götürdüm gerçek adlarını bilmediğim Lakaplarıyla hafızamda kalan ne insanlar ebediyete göç etti.

VALİ..MÜDÜR...BÖDÜR...MEDDEN.CAMCO..CADAR..AGUP..YAREN MEMEDİ. ECİR...GIPGIŞ. ..AMAN ÖMER....İMRİZONUN AKİF...GABAKÇI..GENİŞ..TAHSİLDAR::HÜLÜK:.BATTAL..KEDİ BEKİR...ŞEYTANELİ...NANA...HELLA

DELİOSMAN..CÜLÜ...PÖLEZ....ELİBAZ....DABAZ..DEYDİ...POTUK.....KÖSE....AYICI.HANÇER...!daha niceleri çoğu Sarıkayanın eteklerinde yatıyor hepsine allah rahmet eylesin......LAKAP insanların bir insan vurduğu damgadır istesekte bunu silemeyiz.ve Kırsal kesimlerde köylerde lakap bir adrestir.bizler kendimizi Dedelerimizin Babalarımızın lakaplarıyla tanıtırız bu yüzdende asla gocunmamalıyız..

MİTHAT DEMİRSÖZ

1970 ve 1980 li yıllara gittim Köyümüzden birçok bakkal esnafımız vardı.Hafızamı zorlayıp şöyle bir listesini çıkarayım dedim..

Ali ÖZCAN...Haşim gil..KÜÇÜKYALI.

Tahir TANGÜL.Hatıpgil.FATİH .ÇARŞAMBA.

Burhan TANGÜL...Hatıpgil ..FATİH .ÇARŞAMBA.

Mustafa KALKAN..Softagil. FATİH .DRAMAN.

Hüseyin KALKAN..Softagil...BALAT.

Kemal KALKAN..Softagil..BALAT.

Osman MUTLU..Havaşgil..BALAT.

Refik AVCI..Karakaşgil...BALAT.

Bekir AVCI..Karakaşgil...BALAT.

Mehmet AVCI..Zaim gil..BALAT.

İsmail AKGÜL.Acımukgil.FATİH DRAMAN.

Güngör MUTLU..Havaşgil.BALAT.

Cafer MUTLU..Havaşgil.FATİH.ÇARŞAMBA.

Yılmaz YILMAZ..Keleşgil.BALAT.

Yakup(ilhan)GÜNAL.Meyremgil..BALAT.

İbrahim GÜNAL.Meyremgil..BALAT.

Erdal SAYGIN .Alibıdıkgil.BALAT

Ahmet YAŞAR..Eminegil.BALAT.

Salih YAŞAR..Eminegil..BALAT .FENER.

Sabri YAŞAR.Eminegil.BALAT.

Emin AKGÜL.Kareşer mahallamiz. BALAT.FENER.

Necati.KARA..Yanukgil..BALAT.

Recep ERİŞ.Akkuşgil..KARABÜK.PEMBE EVLER.

Rıdvan SATILMIŞ.Delehmetgil.KARABÜK KAYABAŞI.

Hüseyin SATILMIŞ.Delehmetgil..KARABÜK KAYABAŞI.

Hüseyin ESEN..Kirazgil..SAFRANBOLU..Halen bakkallık yapıyormuş.

Ramazan TUNCAY..Guruseyingil.SAFRANBOLU.

Ruşen AYDIN..Çavuşgil.BALAT.

Remzi AYDIN..Çavuşgil.BALAT.FENER.

Emin AYDIN..ÇAVUŞGİL.FATİH .DRAMAN.

Osman AYDIN.Çavuşgil.BALAT.

Hsan KAYA

ismail .AYDIN.Çavuşgil.BALAT.FENER.

Kala kala küçük RUŞEN AYDIN kaldı FATİH.DRAMAN.

onada hayırlı işler diliyoruz.

BİR ÇOĞUMUZ DEDE BİLE OLDU..

Yıl 1983...38 yıl önce aylardan Temmuzun ilk haftası sıcakmı sıcak Köylüler Irgatlık derdinde.

Her Türk genci gibi bizimde askerlik çağımız geldi.o yıllarda 3 Devre gidilirdi askere .1.Devre Mart ayı..2..Devre Temmuz ayı..3.Devrede Kasım ayında giderdi ve 20 aydı 610 gün.

Bizler ben Mithat DEMİRSÖZ..Sabri YAŞAR..Hasan ÖZLÜ..İsmail ÖZ..Şevket ERİŞ..Mustafa KALKAN..Osman YILMAZ.

Köyümüzden askere giden 1963./ 2 devre askerlerdik.önce gidildi Toprakcuma Jandarma karakolundan Sülüsler alındu Şube düğülümüzde 6 Temmuz olarak belirlendi.

6.Temmuz sabahı caminin onü ana baba günü ağlayanlar oğlum askere gidiyor diye gururlananlar.Meyrem gilin Gara Memet amcamız dua ediverdi.Bindik Bilgin abinin minibüse Safranbolu Askerlik şubesi sülüsler kaşelendi askerlik yol paraları verildi.o zamanın parasıyla tren ücreti.otobüsle ancak Ankaraya kadar yetti.hepimiz dağıldık bir yerlere.Ben ve Sabri .Jandarma olarak Diyarbakır Silvana gitmiştik.birde Ramazan bayramı haftasıydıki ne meşagatlerle ulaşmıştık birliğimize .bir anımızdan.(mihat

SON BAKKAL.......

Elimize 25 kuruş geçse sana gelirdik.

Sakız Akıde şeker Bisküvi alırdık.

Kapandı dediler inan delirdik.

Rahmetle anıyoruz Mehmet amca Hatıp ana.

Paramız yoksa Irgatlık sonu derdik.

Satılan basmalardan Entari fistan dikerdik.

Mantar tabancası Çatapatla oynar gülerdik.

Rahmetle anıyoruz Mehmet amca Hatıp ana.

ILBARIT.ın çok kahrını çekti Hemit Katırı.

Boğazıma düğümlendi zor yazdım iki satırı.

Günümüzde sorulmaz oldu kimsenin hali hatırı.

Rahmetle anıyoruz.Mehmet amca Hatıp ana.

Mithat DEMİRSÖZ..İSTANBUL.

 

DEDELERİMİZ ( LAKAPLARIYLA) Köyümüzde bir çok hane adıda bu Dedelerimizin lakabıyla anılır..

1..Mustafa ERİŞ..(Dela)..2..Ali ÖZCAN..(Kör Ali.) 3..Ali ALTIN..(Pelfanın Ali.).4..Ali AKGÜL..( Acumuğun Ali)..5..Mehmet KALKAN.(Hobu)..6..Hüseyin KARA..(Gurubiş.).7..Hasan AVCI..(Garakaş) 8..Hasan KAYA..( Ayrancı)..9..Hasan ERDEN..(Hasan efendi.) 10.Hüseyin YILDIRIM..(Sarı muhtar)...11..Mustafa GÖKMEN.(Yamak)..12..Mehmet YILDIRIM..(Göde Memedi)..13..Yusuf KARA.(Kör Yusuf)..

 

BAĞLICA MAHALLESİ

Bu sabahta üç görsel foto ile BAĞLICA mahallemizden GÜNAYDIN arkadaşlar diyorum.GÜNAYDIN..

Dün yine köyüm ile ilgili bir slayt filmi yapmış oluşmu diye izliyordum.

Benim Mimar oğlum ÖZGÜR pandemiden dolayı evden çalışıyor fon müziğinden rahatsız olmuş hışımla geldi.

ya baba senin gibi bir köy sevdalısı daha varmıdır bilmiyorum .seni köyünde kaç kişi tınlıyor merakta ediyorum dedi..

Gerçekten bazen hafızamı 50 yıl gerilere götürüp bir şeyler üretmeye çalışıyorum .Dün akşam başımı yastığa koydum yine gittim 50 yıl gerilere.Bağlıca mahallemizide o yüzden paylaştım.

Köylerimiz bu kadar göç vermeden önce bir birlerinden kız alıp vermelerden dolayı birazcık debertleseniz mutlaka akrabalıklar çıkar .günümüzde artık her yöreden kızda alıyor kızda veriyoruz.

Örneğin.!!! Ibarıttan Karaşer mahallemize kızda alınmış kızda verilmiş.

Ilbarıttan Sarıyana kız alıp verilmiş.

Geren köyünden Ilbarıta kız alıp verilmiş.

Sallar köyünden Ilbarıta kız alıp verilmiş.

Hacılarobasından Ilbarıta kız alıp verilmiş.

Çavuşlardan Ilbarıta kız alıp verilmiş.

Bürnükten Ilbarıta kız alıp verilmiş.

Kuzyakadan Ilbarıta kız alıp verilmiş.

Çerçenden Ilbarıta kız alıp verilmiş.

Satköyünden Ilbarıta kız alıp verilmış.

Konarıdan Ilbarıta kız alıp verilmiş.

Yörükköyünden Ilbarıta kız alıp verilmiş.

Akverenden Ilbarıta kız alıp verilmiş.

Davutobasından Ilbarıta kız alıp verilmiş.

Pelitörenden Ilbarıta kız alıp verilmiş.

Kadıbükünden Ilbarıta kız alıp verilmiş.

Toprakcumadan ve Çıraklardan Ilbarıta kız alıp verilmiş.

Yayla mahallesinden llbarıta kız alıp verilmiş.

Çok düşündüm ben bulamadım.Bağlıca mahallemize Ilbarıttan gelin giden olmuş ama Bağlıca mahallemizden Ilbarıta hiç gelin olan olmamış acaba kısmetmi olmamış Bağlıcalı arkadaşlar birde siz düşünün bakalım varmı yada yeni nesillerden vardır ben bilmiyorumdur.Mutlu Pazarlar arkadaşlar.

 

.GEÇMİŞE YOLCULUK.................

Şöyle kırk yıl gerilere götürdüm hafızamı.bizimde böyle bağ yollarımız vardı köylerde bu tür yollara sokak derdik.

Tarlalar ekilince Emirehmet boğazı Emüstegilin boğazı Gödegilin Tarla boğazları Aşaköydede bazı tarla boğazları kapanınca yük hayvanlarına kapanırdı tarla yolları ve bu sokaklardan gidilirdi.

Bir tanesi Değmencigilin evinin yanından Dölüktaşdan başlar.Gülpınarı Eylekmeşe.Çalıiçi .Goccuğazı takiben Dömürcü bağında çıkardı..

Diğeri Aşağı mahallede Taş önü pınarının altından başlar.Taşlıtarla .Sokakkenarı tarlalarında ikiye ayrılır biri Fındıklı tarafından Yenipınara gider.diğeri Karaşerden tarafa gider Karaşer .Öte bugarı takiben Goccuğazda yukarıdan gelen sokakla birleşirdi.

Bir başka sokakta Asma başından başlar İyuk doruğundan çıkardı.

Günümüzde ise bırakın bu sokakları.arpalıklardaki bağ yollarını bulamaz olduk nereden nereye demek geliyor içimden.

Komşuluk” diye bir güzellik tanırdık...Nereye taşındı, bilen var mı?

Bizim zamanımızda komşu denince akan sular durur; ekmeğini, çorbanı, aşını ve gözünden akan yaşını bile paylaşırdın. Üzüntünü, sevincini, acını, yani yaşamını paylaşırdın. O günleri çok özlüyorum.

Günümüzde doğalgazlı evlerde yaşıyoruz.Ocak yakmayan soba yakmayan.nereden bilsin KOMŞU KOMŞUNUN KÜLÜNE MUHTAÇ OLDUĞUNU.

1.Mustafa YILDIRIM.(ALAGÖZ).2..Satı DEMİRSÖZ .(EMÜSTO).3..İbrahim KOÇ.(İBREMA)..4.Hasan YILDIRIM.(GÖDE HASANI)..5.Süleyman TUNCAY.(SÜLO).

 

ÜÇBÖLÜKKÖYÜ İLKÖĞRETİM OKULU.

Yazıkkı koruyamadık yalnızca fotosu kaldı elimizde.

Şöyle hafızamı 45 yıl gerilere götürdüm okulumuzun arka bahçesi vardı ve burda teneffüslerde çeşitli oyunlar oynardık.

FUTBOL.

MENDİL KAPMACA.

ESİR ALMACA.

BİRDİRBİR.

KÖREBE.

UZUN EŞŞEK.

TOPBİK.

ÇİZGİ.

SEKSEK.

TOPAÇ ÇEVİRME.

BEŞ TAŞ.

ÜÇ TAŞ.

MİLLİ BAYRAMLARDA.

YUMURTA YARIŞI.

CUVAL YARIŞI.

İYNE YARIŞI

KAŞIK YARIŞI.

HALAT ÇEKME.

ÇÖMLEK KIRMA.

YOĞURT YEME.

hey gidi bizim yıllar.

BİZİM KÖYDE..(ILBARIT AĞZIYLA)

Tombul çocuğa POTUK.

Üzüm omcasına ÇATUK.

Sarımsaklı Yoğurda GATIK.

Harman yığıntısına TINAR.

Gaşağı ile kaşımaya TIMAR.

Köy çeşmesine BUGAR.

Oggalı tokada ŞAMAR derle bizim köyde.

Yarı aralamaya GIYGAŞUK.

İki yüzlüye DOLAŞUK.

Bahaneye MAHNA

Boş boş gezene SALAHNA derle bizim köyde.

Beceriksiz gelinlere SÜFLÜ.

Evde kalmış kızlara KÜFLÜ.

Yer yatağına DÖŞEK.

Çocuklara UŞAK DEVŞEK derle bizim köyde.

Fanilaya GÖYNEK.

Gölgelik yere EYLEK.

Kiren sopasına DEYNEK.

Saban çizisine EVLEK derle bzim köyde.

Çok uyanığa GURNAZ.

Biraz saf olana AHRAZ.

Galbur üstünde galana ÇÖPEL.

Fırlatmalık yapana GÖBEL derle bizi köyde.

Kalın oduna KÜTÜK.

Örme çoraba ÇETÜK.

Avla direğine GAZUK.

Mithat bu nasıl Şiir YAZUK sana YAZUK derle bizim köydeYöresel köy ağzıyla gülmek için yazılmıştır arkadaşlar.(mithat)

 

Köyümüz (ILBARIT ) ÜÇBÖLÜKKÖYÜ Muhtarlığımıza bağlı ikide mahallesinden oluşur.Bunlardar bir taneside BAĞLICA mahallemizdir bugün bu mahallemizi taşıdık sayfamız.hane sıralaması

1-Hasanağagil

2-Hacıhamzagil

3-Elibeşgil

4-Hamdigil

5-Niyazıgil

6-Hötelekgıl

7-Mollagil

8-Ortakçıgil

9-Mollagil

10-Cam

.

YER İSİMLERİ

 

AKKUŞGİLİN ÇAMLIĞI.

AKYOL.

ALAGÖZÜN SUYU.

ARPALIK.

ASMA ALTI BAĞLARI.

ASMA BAŞI.

AVULCUK DERESİ.

AVULCUK.

AYRONCO DORUĞU.

BALLIKAYA

BAŞPINAR.

CANIMANA.

ÇALIİÇİ.

ÇARDAK KAYA.

ÇATALKAYA

ÇAVUŞUN ÇAMLIĞI.

ÇEHİL.

ÇIRALI DERE.

ÇİP DAMLA.

ÇÖLTE PINAR.

DAĞBAĞI.

DELEHMET ÇAMLIĞI.

DEPE SAMANLIK.

DEPEDAĞI.

DOMUZ PINARI.

DÖBELEN DÜZÜ.

DÖLÜKTAŞ.

DÜZ TARLA.

EMİREHMET BOĞAZI.

FINDIKLI.

GANDAZIN SUYU.

GARAAĞACIN DİBİ.

GARAŞARBAŞI.

GARDEYİGİLİN ÇAMLIĞI.

GINCIRDAK KAPI.

GIZILKUYU.

GOZCUĞAZ VE BAĞLARI.

GÖÇ DERESİ.

GULLUKKAYA..

GUZDAN YANI

HACI MEMET.

HARMANLAR DÜZÜ

HECEL DÜZÜ.

HERE KAYA.

İKİ AHLAT.

İNCİRLİTAŞ.

İYÜK DORUĞU VE BAĞLARI.

KAYPANCAK TAŞ.

KANDAZIN SUYU

KARAŞAR BAŞI

KAYRANPINAR.

KIR TARLANIN DORUĞU.

KIZIL KUYU

KIZ KAYASI

KİLLİK.

KİREZLER.

KİRİZME BAĞLARI.

KOZCUĞAZ

KÖLEAHMET SUYU.

KÖPEK KAYASI.

KUZDANYANI.

KUZSUYU.

MANDIRA.

MEME YAKASI.

MEYREM GİLİN ÇAMLIĞI.

ORTALIK.

ORTANECEK.

ORTENECEK SUYU.

PAKLAK TAŞ.

PAŞA PINARI

PINAR AYAĞI

SAKAKÖYÜ.

SARI MEŞELİK KAHI.

SEMERCİ.

SIRACEVİZLER.

SIRAN GARAAĞAÇLIK.

SİVRİKAYA.

SU ÇIKAN TAŞ.

ŞEREMET DORUĞU.

ŞIKKIDININ SUYU.

TABAKEVİ.

TAŞLI TARLA.

TAŞÖNÜ.

TEPE DAĞI

TOPRAK YAKASI.

YANGALKAYA.

YASLIKAYA.

YENİ PINAR.

YENİYOL.

YILANLIKAYA

YONCALI DORUK.

YUKARI DÜZ. (MİTHAT)

 

KÖYÜMÜZDE BAZI ADETLER.

1-Görselledeki gibi bir kağnı arabası görüldüğünde önünden geçilmez beklenirdi.

2-Bir köy kadını uzaktan bir erkeğin geldiğini görünce yaşmak kurar erkeğin geçmesini beklerdi.

3-Yeni köye gelen gelinlere at üstünde türbe dolandırılırdı.

4-Mezberelik yerlere asla kül dökülmezdi.

5-İncir ağacının odunu yakılmazdı.

6-Mezarlıktan türbelerden odun edilmezdi.

7-Evlenemeye niyetlenen delikanlılar Babasının ayakkabısını ev merdivenine çakardı.

8-Güveyi giren damat adayına çılık yumurta atılırdı.

9-Hodalayla beslenen Kaz.Oklavanın üstünden atlatılırdı.atlayamazsa beslenmiş sayılırdı.

10-Dini bayramlarda yakın köyler birbirine yemek verir bunada "GOLANGA"denirdi.

11-Köpek uluyunca hoş karşılanmaz köyden bugün yarın bir cenaze çıkacağına inalılınırdı.

12-Baykuş ve Alakargaların evin etrafında ötmeside uğursuzluk bazende müjdeci haber sayılırdı.

13-Aynı hafta içinde doğum yapan kadınlar bebeğin Kırkbasuğu olmaması için 40 gün birbirini görmemeye çalışırdı.(Mithat demirsöz)

 

BIZİM KÖYÜN..............

Koyunları vardı Sığırı vardı.

Merası vardı Çayırı vardı

Birde Yukarıdüz bayırı vardı

Bizim köyün, bizim köyün.

Tabakevi vardı Killiği vardı.

Düzeni vardı Dirliği vardı.

İmecesi vardı Birliği vardı

Bizim köyün bizim köyün.

İbisi vardı Kazı vardı.

Baharı vardı Yazı vardı.

Babam Emistonun Sazı vardı.

Bizim köyün bizim köyün...(mithat)

 

KADIBÜKÜ KÖPRÜSÜ .

Bir adıyladaMollaosman Köprüsü.
Kimbilir kimler geçti üzerinden.
Davutobasından GAYTAZ.
Yayladan GANDAZ
Kadıbükünden GOGO.
Bağcılardan ZABUNO.
Gartalaçdan HEPPO
Çerçenden TOPÇO..TANGIRO..DİLAVERO.
Ilbarıttan.PİSRİRO..EMÜSTO.
Sallardan HACO.
Karakoyundan GASABO.
Hacılarobasından CAMCO.
Çavuşlardan TATARO. GOYNESTO
Sarıyandan KÖKEN.
Gerenden KÜPLÜ.
daha niceleri.Yöre Köylülerimizin lakapları.rahmetle yad edelim .

Mekanları cennet olsun..(MİTHAT)

NEREDEN GELDİK

Yaptığım araştırmalar sonucunda iki sülalenim Nevşehir’den geldiğini öğrendim. Musul’dan,

Çerkeş’ten, Ordu(Akkuş kazası)dan, Tandır’dan ve Giresun (Görele)den gelmişler.

 

    MERKEZ MAHALLE

 

1)     HACI ÖMERGİL (Nevşehir’den gelmişler)

a)- Karadayıgil (Mehmet Aklan,Yakup Aklan,Adnan Erden,Hüsnü Akdoğan,Ahmet Demiralp)

b)- Yanıkgil (Osman Kara)

c)- Yusufgil (Mustafa Aksoy,İlhan Günal,Kadir Özer,Ata Doğan,Bayram Kara)

ç)- Ayrancıgil (Hasan Kaya, Şükrü Kaya.Yılmaz Kaya)

d)- Karakaşgil (Bekir Avcı,Ramazan Avcı,Satı Avcı,Şinasi Avcı)

e)- Sabrigil (Ahmet Yaşar)(Salih Yaşar)

f)-  Çıtakgil )Satı Şenlik)

g)- Sodirigil(Aligüllügil)(Hüseyin Öz)

h)- Dokzangil (Hamide Hüsam)

ı)-  Kirazgil (Hasan Esen)

i)-  Değimencigil (Hüseyin Koç,Osman Koç)

 

2)     HACI ALİGİL (Nevşehir’den gelmişler)

      a) –Deyiseyingil (Hüseyin Şahin,İsmet Şahin,Mehmet Şahin)

b) –Hürügızgil(Hüseyin Şahin)

ç) –Çavuşgil (Mustafa Aydın,Haşim Özcan,Rıfat Özcan,Hacer Öztürk,Osman Saygın,Turgut Saygın,Ruşen Aydın)

d) –Keleşgil Hasan Yılmaz.Yılmaz Yılmaz)

e) –Şıkkıdıgil (Mehmet Sarı,Mustafa Kütükçü)

f) – Pürdegil (Nevzat Sarı,İskan Sarı)

g)- Havaşgil (Hasan Mutlu,Cafer Mutlu)

 

 

3)     MUSLUGİL (Musul’dan gelmişler)

a)     –Alagözgil (Bilgin Yıldırım)

b)    –Kuruseyingil (Ahmet Tuncay,Süleyman Tuncay,Ramazan Tuncay)

c)     –Emustagil (Satı Demirsöz,Recai Demirsöz)

d)    –Gödegil (Ahmet Yıldırım.İrfan Yıldırım)

 

4)     KÜTÜKÇÜGİL

a)     –Hatıpgil (Tahir Tangül,Emin Tangül)

b)    –Hüsükgil(Mustafa Kütükçü)

 

5)     GÖKMENGİL

a)     –Yamakgil (Mustafa Gökmen)

b)    –Behiyegil (Şükrü Gökmen)

c)     –Körraşitgil (Raşit Gökmen)

 

 

6)     İYİPGİL (Ali Özlü,Hasan Özlü,Hüseyin Özlü)

AKKUŞGİL( Kuruhaliloğlugil ) (Hasan Eriş,Sezai Eriş, Mehmet Ali Eriş)

 

 KARAŞAR MAHALLESİ (Tandır’dan gelmişler)

a–Alibey gil(Ali Karatekin)

b–Berber gil(Mehmet Kara)

c–Topal Ahmet gil(Abdullah Gürleyik)

d- Kara Mustafa gil(Mustafa Kara)

e- Acumuk gil(Mustafa Akgül,Erol Akgül,Hasan Akgül)

BAĞLICA MAHALLESİ (Giresun Görele’den gelmişler)

1)     İbrahimustagil

2)     Civişgil

BİLGİ KAYNAĞIM

Satı DEMİRSÖZ -  Hasan KAYA  - Bilgin YIDIRIM  - Reci DEMİRSÖZ – Mustafa AKSOY

Şaziye DEMİRALP – Yakup ALKAN – Adnan ERDEN  -

Selami ALKAN (SND) Safranbolu / 2007

KARYE-İ ILBARIT TABİ KAZA-İ ZA'FERANBORLU...

BUNDAN YAKLAŞIK İKİ ASIR ÖNCESİ,PADİŞAH 2.MAHMUT DÖNEMİNDE, NÜFUS SAYIMI YAPILMIŞ.BİLİNDİĞİ GİBİ 2.MAHMUT,OSMANLI İMPARATORLUĞUNUN EN ACIMASIZ PADİŞAHLARINDANDIR.YENİÇERİ OCAĞINI KAPATIP (ASAKİR-İ MANSÜRE)ADI ALITINDA BİR ORDU KURUP,ASKERLİK YAŞINI 16 YA İNDİRİYOR.

İKİ ASIR ÖNCESİ,ILBARIT KÖYÜ,MERKEZ ILBARIT,BAĞLICA VE KARAŞAR DAHİL 49 HANE OLUP,DAHA SONRA BABAM SATI DEMİRSÖZ'LE TÜRKÇELEŞTİRDİĞİMİZ,1908 YILINA KADAR TUTULMUŞ KÖY KAYIT DEFTERİNDEKİ İNCELEMELERİME GÖRE,İKİ ASIR ÖNCESİ,KÖYÜMÜZ ESAMESİNDE BULUNAN (Dalkıranoğulu) (Nakioğlu) (Hacışabanoğlu) ve (Hoşafçıoğlu) YA DEVŞİRMEYE UĞRAMIŞ YADA,SÖYÜNMÜŞTÜR.

YİNE İKİ ASIR ÖNCESİ,BAĞLICADA (Hacıhasanoğlu-civişgil) KARAŞAR'DA (Akmustafaoğlu-Gıdavagil) (Akmustafaoğlu_Kistirliçavuşgil) YOK

MERKEZ ILBARIT KÖYÜNDE (Mollabekiroğlu-Karakaşgil,Değirmencigil ve Dabazgil), DÖNDÜGİL (Tankıroğlu-iki sülale) , (Kütükçüoğlu- Hatıpgil ve Hüsükgil) (İbrahimbeyoğlu-yukarı meyremgil) (Karadelioğlu-Aşağımeyremgil) GİBİ SÜLALER YOK.

YİNE O YILLARDA, NÜFUS SAYAMANDI KADINLARI YOK SAYDIKLARINDAN DOLAYI,EV KADINLARI VE KIZLARI KAYIT ALTINA ALMAMIŞLAR.

ÖRNEĞİN (Akkuşgil,Kuruhaliloğlu,baba Halil ve oğul Abdullah ve birde anneyi sayarsak,üç kişiler,daha sonra Abdullah'ın Mustafa diye bir oğlu olmuş,bu günkü esami,Mustafa'dan doğup,bu günlere gelenlerdir.)

İKİ ASIR ÖNCESİ 49 HANENİN NÜFUSU ERKEKLER BAZINDA 180 BUNA KADIN VE KIZ ÇOCUKLARINI EKLERSEK 300 YAKIN.GERİYE DÖNÜP BAKTIĞIMIZDA İSE,ILBARIT KÖYÜ ESKİ BİR YERLEŞİM YERİ OLMASINA RAĞMEN TÜRKLERİN BURAYA GELİŞİ 17 ASIRIN ORTALARI VE SONLARI OLABİLİR.ÇÜNKÜ BİZİM SÜLALE (Musluoğuları,üç kardeşten ibaret,Ahmet 1751 doğumlu,Ahmet'ten,Feyzullah ve Hüseyin oluyor.Feyzullah'tan -Emistogil,Hüseyin'den,Kuruhüseyingil) Musluoğlu,Mehmet bin Hasan, 1791 doğumlu,oğlu Mustafa 1806,doğumlu (Zorluhüseyingil ve Gödegil) Ve Musluoğullarından bir sülale söyünmüştür. O söyünmüş evin yerine,Gödegilden,Hasan Yıldırım ev yapmıştır

RECAİ DEMİRSÖZ

 Değerli köylülerim,Google'da Ilbarıt Köyü hakkında şöyle bir bilgi,düşülmüş. 'Ilbarıt'Moğolca bir terimdir.İlberler ve ılbarlar çağrışımı ile ilintilidir.Sonundak i'ıt' eki çoğuldur.Fakat bu bilgiyi yazan kişi,kimse kendisini belirtmemiştir.Güya ünlü tarhiçi İlber Ortaylı,da moğol asıllı olduğundan,onun soyisimi ile ilintilidir.

Yukarıdaki,tanımlamayı kaleme alan kişi,ilkönce kendisini de belirtmesi gerikiyor.Kim veya kimler tarafından yazıldığı belli değil.Bir kere,bizim köyde moğollara benzeyen yüz ifadesine rastlanmadığı gibi,benim çocukluğumda Hacılarobası Köyünde çekik gözlü insanlar vardı,ama bizim köyde yok.

Birde köylerin,böyle siper yerlere gelmeleri,çeşitli tehlikelerden korunmak amaçlı,çünkü köyler yağmalanabiliyor veya salıdırıya uğrayabiliyor,örneğin Ilabrıt'ın haricinde,iki yerleşim yerinin adı daha geçiyor.'Saka Köyü' 'Sarı Ahmet Köyü' Yalnız yol çalışmaları sırasında dikkatimi çekti,Sarı Ahmet Köyü, dediğimiz yerde dozerin önünden yanmış toprak ve çanak çömlek parçaları çıktı.

Köyde yaşayanların nerden ve nasıl geldikleri hakkında herhangibi bir kayıt yok.Yalnız bizim sülale olan,Musluoğullarının Ordu'dan geldiğini babam Satı Demirsöz'den öğrenmiştim. araştırdım.Ordu,Fatsa ve Korgan gibi yerlerde Musluoğulları esamesi var.Diğerleri hakkında herhangi bir bilgiye sahip olsam zaten yazarım.

Kaymakamlık arşivlerinde,ülkemizdeki tüm köyleri incalediğimde,yaklaşık 43 bin köy var. 'Ilbarıt'adı altında hiçbir köy yok...Üçbölük adında,Kars ili Digor ilçesi ve Karman ili Ermenek ilçelerinde iki köy var ve onlarından isimleri bizim gibi sonradan değişmiş.

 

AİLE LAKAPLARI

ELİ BIDIK GİL

ALİ GÜLLÜ GİL

ALİ BEY GİL

AKKUŞ GİL

APTİPOŞO GİL

ACUMUK GİL

AYRANCI GİL

ALAGÖZ GİL

BEHİYE GİL

BEŞİR HOCA GİL

BERBERGİL      

CIDIK GİL

ÇİVİŞ GİL

ÇAVUŞ GİL

ÇITAK GİL

DEYİSEYİN GİL

DELİ AHMET GİL

DÖNDÜ GİL

DEĞİRMENCİ GİL

DOKSAN GİL

ELİŞ GİL

EMİNE GİL

EMÜSTO GİL

FASLIGİL

GASALAK GİL

GIDI MEHMET GİL       

GÜDÜK GİL

GILDIR GİL

GIDAV GİL

GÖDE GİL

HAFIZ NURİ GİL

HASAN EFENDİ GİL

HAŞİM GİL

HATIP GİL

HAVAŞ GİL

HECELLİ GİL

HÜSÜK GİL      

HÜRÜ KIZ GİL

İBRAHİM MASTAFA GİL

İPİÇÜRÜK GİL

İYİP GİL       

İRABE GİL

KARA MEHMET GİL

KARA BÖCEK GİL      

KARADAYI GİL

KARAGAŞ GİL

KAHVECİ GİL

KELEŞ GİL

KİRAZ GİL

KOSPATAR GİL

KURU HALİLOĞLU GİL

KARA BEKİR GİL

KOCA MEHMET GİL

KURU SEYİN GİL

KURU OĞLAN GİL

KARA MUSTAFA GİL

KULA GİL

KAPSUZ GİL

KÖR RAŞİT GİL

MAKARYOS GİL

MEYREM GİL

MUSLU GİL

OSMAN ÇAVUŞ GİL

OSMAN EFENDİ GİL

OKUMUŞ GİL

PELVAN GİL

PÜRDE GİL

SABRİ GİL

SÜLO GİL

SOFTA GİL

SODURU GİL

ŞİŞMAN GİL

ŞIKKIDI GİL

ŞEŞON GİL

TOPAL AHMET GİL

YANIK GİL

YUSUF GİL

YAMAK GİL

ZAİM GİL

ZORLU SEYİN GİL

 

BIZİM KÖYÜN

Koyunları vardı Sığırı vardı.

Merası vardı Çayırı vardı

Birde Yukarıdüz bayırı vardı

Bizim köyün, bizim köyün.

Tabakevi vardı Killiği vardı.

Düzeni vardı Dirliği vardı.

İmecesi vardı Birliği vardı

Bizim köyün bizim köyün.

İbisi vardı Kazı vardı.

Baharı vardı Yazı vardı.

Babam Emistonun Sazı vardı.

Bizim köyün bizim köyün...(mithat

 

ŞÖYLE KÖYÜMÜZÜN DAĞLARINDA BAĞLARINDA BİR TUR ATALIM YERLERİMİZİ ANIMSAYALIM.Mithat DEMİRSÖZ Kaleminden.....

TOPRAK YAKASI.

GINCIRDAK KAPI.

YUKARI DÜZ.

TABAKEVİ.

KİLLİK.

KUZDANYANI.

SIRACEVİZLER.

AYRONCO DORUĞU.

YONCALI DORUK.

GARAAĞACIN DİBİ.

EMİREHMET BOĞAZI.

AKYOL.

ÇEHİL.

KİREZLER.

HARMANLAR DÜZÜ.

SAKAKÖYÜ.

FINDIKLI.

TAŞLI TARLA.

SIRAN GARAAĞAÇLIK.

ORTANECEK.

DEPEDAĞI.

SARI MEŞELİK KAHI.

ŞEREMET DORUĞU.

ÇIRALI DERE.

BALLI KAYA.

YENİ PINAR.

GARAŞARBAŞI.

HACI MEMET.

AVULCUK.

ORTALIK.

HECEL DÜZÜ.

DÖBELEN DÜZÜ.

HARMANLAR DÜZÜ

İYÜK DORUĞU ve BAĞLARI.

ASMA BAŞI.

ASMA ALTI BAĞLARI.

KİRİZME BAĞLARI.

GOZCUĞAZ ve BAĞLARI.

ÇALIİÇİ.

ARPALIK.

SİVRİ KAYA.

ÇATAL KAYA.

KÖPEK KAYASI.

HERE KAYA.

YANGAL KAYA.

ÇARDAK KAYA.

BALLI KAYA.

YILANLI KAYA.

KAYPANCAK TAŞ.

TAŞÖNÜ.

İNCİRLİ TAŞ

DÖLÜKTAŞ.

PAKLAK TAŞ.

ÇİP DAMLA.

MEME YAKASI.

YENİYOL.

GÖÇ DERESİ.

DÜZ TARLA.

İKİ AHLAT.

DEPE SAMANLIK.

SU ÇIKAN TAŞ.

DELEHMET ÇAMLIĞI.

GARDEYİGİLİN ÇAMLIĞI.

ÇAVUŞUN ÇAMLIĞI.

MEYREM GİLİN ÇAMLIĞI.

AKKUŞGİLİN ÇAMLIĞI.

KIR TARLANIN DORUĞU.

KÜRESEL ISINMADAN ETKİNEN

VEYA AKAN SULARIMIZ.

GIZILKUYU.

CANIMANA.

MANDIRA.

DAĞBAĞI.

KAYRANPINAR.

ALAGÖZÜN SUYU.

ŞIKKIDININ SUYU.

KUZSUYU.

KÖLEAHMET SUYU.

GANDAZIN SUYU.

ORTENECEK SUYU.

DOMUZ PINARI.

SEMERCİ.

ÇÖLTE PINAR.

YENİ PINAR.

BAŞPINAR.

AVULCUK DERESİ.

DÜĞÜN ADETLERİ

KIZ İSTEME

Köyümüzde eskiden evlilikler görücü usulü ile yapılır.oğlan tarafı kızı beğenirse dünür gidilir. Nişan ve düğün olarak iki aşamalı olarak gerçekleştirilirdi. Günümüzde ise gençler anlaşarak evlenmektedir. Kız beğenmeden sonra evlenecek gencin yakınlarından birkaç hanım kız evine gider. Bir süre sohbetten sonra kız evine geliş nedenleri açıklanır. Gelenler şunu söyler:”Çiğdemleri kaza kaza, yolları toza toza, Allah’ın emri, Peygamberin kavli ile oğlumuz………için kızınız…………..’ya dünür geldik.”derler. Bunun üzerine kız annesi hanımlara söyle cevap verir:” Kısmet olursa gelir Hint’den Yemen’den, kısmet olmazsa ne gelir elden” diyerek kız tarfı birkaç gün izin ister.
Cevap uygun olursa, iki aile bir araya gelerek söz kesme günü belirler.
Söz kesme günü gencin yakınlarından oluşan bir grup kız evine gider. Sohbetten sonra yaşlılardan biri kız babasına “yükümüzü sırtımıza salıver”der.

URBA GÖRME

Kız ve erkek ailelerinden oluşan grup, kızın çeyizini almak üzere alışverişe çıkar.

DÜĞÜNE DAVET

Düğüne davet edileceklerin yakınlık derecesine göre 15-20 gün önce hediyeler dağıtılır.

ÇEĞİZ

Gelinlik kıza gidecek eşyalar erkek evinden katıra yüklenir. Koç ve kısır bir koyunda düğünde yenmek üzere katıra yüklenir.

KISIR KINA

Kızın çeyizleri görülmek üzere kız evinde sergiye açılır.

KINA

Kız evine gidilir ve orada kıza kına yakılır. Kınayı kızın en yakın arkadaşı yakar. Kına yakılan eller özel torbalara sarılır. Bu torbalardan biri beyaz diğeri kırmızıdır. Bunun anlamı “al gelinliğinde gelin ol, gelin olduğun evden beyaz kefenle çık ”tır.

DÜNÜRLÜK

Oğlu evlenecek çağa geldiğinde aile oğullarını evlendirmek için harekete geçer. Oğulları için öncelikle bir kız bulunması gerekir. Oğlanın ilgi duyduğu ya da sevdiği bir kız olup olmadığı öğrenilir. Eğer oğullarının sevdiği yoksa, uygun bir kız aramaya başlanır. Öncelikle oğullarının evet diyebileceği bir kız bulunur. Kıza talip olunur. Ancak kıza talip olan aile kız tarafında bir aracı gönderir. Bu aracı kız tarafını haberdar eder ve kız tarafının ağzını arar. Sonuç olumlu ise, oğlan tarafının ileri gelenleri kıza bakmaya giderler. Aradan birkaç gün geçtikten sonra kız tarafına gidilir ve dünürlük edilir. Burada doğrudan Allah’ın emri, Peygamberin kavli ile oğullarına dünür gittikleri evin kızını isterler. Kızın babası erkek tarafından süre ister. Sonra kızını vermeye karar verirse, oğlan evine haber gönderir. Oğlan evinden tekrar kız evine gidilerek, dünürlük anılır. Kız verildikten sonra kaynana ve kayınpederinin ellerini öper, kız verildikten sonra yakınları oğlanın kulağını çeker ve o da “avatin başım üzerine” der. Söz

NİŞAN

Kız alındıktan sonra duası yapılır. Bu arada köye ve dışarıdan gelen misafirlere oğlan tarafı yemek verir. Kaç sofra yemek vereceği oğlan evinin doğrudan ekonomik durumuna bağlıdır. Böylece sözleri kesilin, dualarla edilen oğlan ve kız nişanlanmış olurlar. Nişanlılık süreci içerisinde oğlan kıza “kavuşmaya” gider. Bu gidiş için “kavuşmak” tabiri kullanılır. Oğlan ilk gidişinde bohça ile gider. Bohçasında bisküvi, lokum, diğer yiyecekler, ayna, tarak, esans gibi şeyler bulunur. Diğer gidişlerinde de eli boş gitmez, ancak zengin bohça götürmez. Zengin tabirini kullandım. Eskiden kavuşmaya gidenlerin bohçasında turp varmış. Turp yerini bisküvi – lokuma; bisküvi – lokum da yerini kaliteli çikolata ve yaş pastaya bıraktı. Şartların değişmesi ile “kavuşma” da tarihe karıştı. Bundan böyle gençler birbirlerini istedikleri zaman görebilmekte ve tabiri caizse “kaçamak yapmaya” ihtiyaç duyulmamaktadır.

 

DÜĞÜN HAZIRLIKLARI

Belirli bir süre nişanlılı kalındıktan sonra düğün konuşulur. Düğünün günü belli olduktan sonra çalışmalar hızlanır. Düğün sahibi delikanlıbaşı ile konuşur. Düğün sahibi delikanlıbaşı ile konuşur. Düğün sahibi delikanlıbaşı ile konuşur. Düğün yapacağını, kaç gün davul çaldıracaklarını, köçeğin olup olmayacağını netleştirir. Böylece düğün başlar. Caminin kenarında erken, öğle ve yatsıdan sonra davul çalınır, köçek oynatılır. İkindi namazından sonra delikanlı düğün evine gider ve orada odun yarar. O odunlar hayvana sarılarak caminin yanına getirilir. Yassı namazından sonra ateş yakılır ve davulcular, köçekler bir süre oynadıktan sonra “sinsin oyunu” oynanmaya başlar. Bir saat kadar sinsin devam ettikten sonra delikanlıbaşı paydos ıslığı çalar ve delikanlı olan aşağı odaya diye çağırır.
Delikanlı odaya gider. Muhabbet ve köçek oyunu başlar. Bu muhabbet sabaha kadar sürer. Bu arada ileri gelen delikanlılardan gelmedik varsa, üç dört delikanlı gönderilir, evinden apar topar alınır, eşeğe ters olarak bindirilir, odaya getirilir. Bu durumda olanlar “köçek parsa parası” öderler.
Çevre köylerden düğüne okuyuntu davet edilir. “Okuyuntu” düğüne çağrılan misafire verilen addır. “Okuma” ise, çağırmadır. Okuyuntu gelirken davulcular onları karşılarlar ve davulcular onlardan bahşiş alırlar. Altı, yedi delikanlı katırları alarak, düğün evine oduna giderler. Odundan önce gelen oduncunun hayvanına bayrak asılır. Bu oduncuya bahşiş verilir. Düğün böyle devam eder. Gelini almadan bir gün evvel kız evine yük gider. Bu yükte yiyecekler ve gelinin eşyası vardır. bu yük bir katıra sarılır, yanında birkaç, bir erkeğin alnına altınlar takılır. Bunları iki erkek bir kadın kız evine götürür. Kız evinin erkekleri siz sopaya iyi dayanırsınız diye şaka yaparlar. Orada yemek yenir ve yükle gidenlere birer havlu kız tarafından verilir. Oradan dönülür. Yanı günde birkaç delikanlı güye evinde “maşalama” hazırlar. Maşalama denilen uzun bir sırığın üstüne bir demir saç çakılır. Bunun üstüne kül ile mazot karıştırılır ve çokça çıra konur, geceye hazır hale getirilir. Artık kına yakma zamanı gelmiştir.

KINA GECESİ

Yatsı namazı kılındıktan sonra, köyün delikanlısı davul köçek eşliğinde güyenin evine giderler. Gençler kına türküsü söylerken bir bekar oğlan güyenin kınasını karar bu sırada maşalama yakılır. Her taraf aydınlatılır. Kına ve kefiye tepsinin üzerine konur. Bekar bir oğlan tepsiyi kafasının üstüne kor. Güye ve sağdıç büyük bir toplulukla aşağı caminin önüne getirilir. Caminin yanı okuyuntu ve büyük bir toplulukla dolmuş ve halka halinde alanda yerlerini almışlardır. Burada güye ile altı-yedi yaş arasında olan sağdıç ortaya oturtulurlar. Erbabı olan bir kişi gelerek kınayı güye ve sağdıcın eline yakar. Kefeyeyi boynuna dolar. Güye orada bulunan babasının elini öper. Burada erkek kına gecesi biter. Kefiyenin güyenin omuzlarına örtülmesi güye olduğunu ispat eder .

KIZ KINASI

Kız kınasına okuyuntu çağrılarak kınaya davet edilir. Kız kınasına kaynanayla birlikte oğlan tarafından gelenler olur. kadınlar kendi aralarında oynar, eğlenirler. Belirli bir süre sonra kız kınasının yakılma işlemine geçilir. Kıza kına “başı yarım olmayan”, yani kocası ölmemiş biri tarafından yakılır. Kına yakılırken kaynana gelinin avucuna para koyar. Bu para hatıra olarak saklanır. Kına yakılırken kına türküsü söylenir, kız ve anasını ağlatmak için koşmalara yer verilir

GÜVEYİ BAŞI DOLAMA

Düğünün son günü sabah güyeyi traşa götürürler. Güye davul zurna eşliğinde traş olur. güye berbere bahşiş verir. Tratşan sonra toplu halde davul, zurna, köçek eşliğinde güye evine gider. Bir sini baklava güyenin birkaç parça giyimi ve yine kefiyeler sininin üstüne konur. Bir bekar oğlan kafasının üstüne kor. Güye sağdıcın elinden tutar. Büyük bir kalabalıkla aşağı caminin yanına gidilir. Yine oradakiler alanda halk oluşturmuş haldedir. Güye ve sağdıç ortada sandalyelere oturtulur. Uygun bir adam güye ile sağdıcın yanına gelir. Getirilen güyeyi giydirmeye başlar. Şunları söyler: Sallü ala Muhammet, sallü ala Muhammet. Güye giydirilirken şu tekerlemeler söylenir:
Kim dokudu bunun bezini
Şit aleyhisselam dokudu bunun bezini
Şit aleyhisselam aşkına
Salavat diyelim salavat
Aşağıdan gelir Tatar
Tozu dumana katar
Bir yiğite bir gelin yeter
Salavat diyelim salavat
Güyenin ipekten saltası
Boynundadır halkası
Geldi çattı düğün haftası
Salavat diyelim salavat
Diyelim düğününüz KUTLU OLSUN
Gelin, güye mutlu olsun
MUHAMMET aşkına salavat
Salavat diyelim salavat
Bunları söyledikten sonra güyenin babasını çağırır. Güyenin şapka başına gelmiyor der. Güyenin babası falanca yeri verdim der. Güye ile giden sinide baklavayı çoluk – çocuk yerler. Güye yine babasının elini öper. Oradan sevdiği bir arkadaşının evine gider. Orada güyeyi eğlendirirler.

GELİN ALMAK

Kız evinde aynı gün sabahı çeyiz takılır ve kardeşi tarafından çeyiz beklenir. Beklediğine karşılık bir başörtüsü alır. İkindi namazına kadar bu şekilde devam eder. İkindi namazı kılındıktan sonra hoca ile birlikte kız evine gidilir. Çeyizin önünde dualar yapılır. Mehri müeccel konuşulur. Mehir kızla oğlan anlaşamayıp ayrıldıklarında kıza verilmesi gereken beledir. Bu para belirli bir süre onun hayatını sürdürmesini sağlar. Mehr-i müeccelle ilgili olarak, oğlan tarafı bin bir der, kız tarafı on bin der. Hoca Allah mehire muhtaç etmesin der. Amin denir. Dua edilir. Sonra davul zurna çalınır. Kızın oğlan kardeşi kıza kuşak kuşatır. Kapı baca diye kapıyı kapatır. Oğlan tarafından bahşiş aldıktan sonra kapıyı açar. gelini indirip, ata bindirirler. Gelinin çeyiz eşyasını delikanlılar sırtında oğlan evine taşırlar. Gelin oğlan evine getirilirken camiyi dolaştırılır. Şayet gelin köyden değil de komşu köyden getiriliyorsa, oğlan tarafından giden atlı hakçılar eşliğinde at üzerinde getirilir. Burada hakcılar genç kızlardır. Gelin oğlan evine getirilip attan indirilirken, tepesine bir miktar para ve şeker saçılır. Gelin attan inmiyor denir. Kaynana geline mal ya da bir miktar para bahşiş verir.

NİKAHIN KIYILMASI

 Resmi nikah önceden halledilir. Buna “izinname” denir. Ayrıca imam nikahı kıyılır. Düğün günü akşamı iki arkadaşıyla güye yatsı namazına gider. Caminin dışında güyenin ayakkabılarını bir arkadaşı tutar. Güye namaz kılar. Güyenin ayakkabıları aksi takdirde saklanır. Yatsı namazından sonra üç dört arkadaşı güyeyi eve götürürler. Güye odanın kapısına vardığı zaman götüren arkadaşları sırtına birer ikişer yumruk vurarak gelinin yanına koyarlar. Böylece bu ilk geceye “gerdek gecesi” denir.

DUVAK

Düğün gününden sonraki gün kadınlar duvak için toplanır. Duvağa gelenlere oğlan evi yemek verir. Burada kadınlar oyunlar oynarlar, eğlenirler. Gelin merasim yerinin ortasına getirilir. Başına iki tülbent bağlanır. Uygun bir kişi elindeki oklava ve kucağındaki oğlan çocuğu ile gelinin duvağını sağdan – sola ve soldan – sağa savurur. Buna “duvak serpme” denir. Duvak serpmesi yapılırken şu manzum sözler söylenir:
Al dereden alını getdüm
Pul dereden pulunu getdüm
(Mehmet Ağa)’nın kızını
(Omar Ağa)’nın oğluna gelin getdüm
Kutlu olsun den komşular
Kutlu olsun diyenin imanı bütün olsun
Akşamın bulaşığını sabaha kurutma
Kaynananın yüzüne sırıtma
Ayağında çizme, sokakları gezme
Kaynananın gücünü üzme
Dediğini deme, koyduğunu yeme
Doğradığın yağ olsun
Doğurduğun oğlan olsun
Hayırlı, uğurlu olsun
Gelinim düğünün KUTLU OLSUN
Kutlu olsun den komşular
Kutlu olsun diyenin imanı bütün olsun
Bu manzum başka köylerde de söylenmektedir. Bizdekinden biraz farklılık göstermektedir. Muhtemelen aynı köke dayanmaktadırlar. Bu farklı söyleşiyi de kültürel zenginlik adına burada veriyorum: Söğüt gibi dallı olsun,
Geven gibi köklü olsun,
Hayırlı olsun, kutlu olsun
Dört oğlunla dört kızın olsun
Hayırlı olsun, kutlu olsun
Ayağında çizme, mahalleyi çok gezme
Kaynananın gücünü üzme
Hayırlı olsun, kutlu olsun
Elinde orak
Her huyunu ananın evinde bırak
Hayırlı olsun, kutlu olsun
Akşam bulaşığını kurutma
Kaynananın karşısında sırıtma
Bu manzum sözler söylendikten sonra gelinin avuçlarına para ile yemiş konularak saçtırılır. Ayrıca karşısında oynayan kişi de saçar. Duvakla birlikte düğün son bulmuş olur .

DÜĞÜN SONRASI
Yeni çiftler damadın yakınlarına el öpmeye giderler. El öpmeye giderken gelinin çeyizinden içi dolu bohça hediye olarak götürülür. Buna “dürü” denir. Gelin el öptükten sonra eline para verilir. Gelin babasının evine ziyarete aşağı yukarı bir hafta sonra gider.

DELİKANLI PARASI
Köyde delikanlılar özel bir topluluktur. Birlikte gezerler, yerler, içerler, eğlenirler. Delikanlıların kendi aralarından seçtikleri delikanlı başı bu topluluk adına yetkilidir. Köyden dışarıya bir kız verildiğinde kızı alan taraf delikanlıbaşını görmek zorundadır. Burada “görmek” delikanlıbaşının istediği parayı vermektir. Çünkü yabancıya verilen kıza karşılık bir miktar para verilir. Burada aslolan az verip çok yalvarmak ya da çok verip çok yalvarmak ya da çok verip hiç yalvarmamaktır. Delikanlı başının, dolayısıyla delikanlının gönlünün hoş edilmesi gerekir. Burada kız büyüyünceye kadar o korunmuştur, ona hiç kimse yan gözle bakmamıştır, güzelce yabanca verilmiştir. İşte buna karşılık delikanlıya bir miktar para vermek gerekir. Buna “delikanlı parası” denir. Bu bir töre olduğundan doğruluğu ve yanlışlığı tartışılmaz. Ancak kendi köylüsüne verilen kızlar için böyle bir delikanlı parası söz konusu değildir. Delikanlı başının eline geçen para, delikanlı tarafından eğlencelerde yenir. Kendilerini ziyafet çekerler.

MİLLİ BAYRAMLAR
Çuval Yarışı :
Yarışa katılanlar, birer çuvalın içine girip, bellerinden çuvalı bağlarlar. Bu işaretle koşarak hedefe varmaya çalışırlar. Bu arada dengesini kaybederek düşenler olur. Burada mücadele birinci gelmek içindir.
Yumurta Yarışı: Çocuklar birer tahta kaşık ve birer yumurta alıp başlangıç noktasında sıra olurlar. Yumurta kaşığın içerisine konur ve sapından ısırılır. İşaret ile ağızlarında kaşık olduğu halde yumurtayı düşürmeden koşmaya çalışırlar. Düşüren yarışa devam edemez. Burada asıl olan yumurtayı düşürmeden birinci gelebilmektir.
İğne iplik Saplama Yarışı : Bu yarışmaya kız öğrenciler katılır. Ellerine iğne ve iplik alarak başlama noktasında sıra olurlar ve işaret verilince koşarak ellerindeki ipliği iğneye sokmaya çalışırlar. İpliği saplayıncaya kadar ağır hareket ederler, sapladıktan sonra hızlanırlar ve hedefe koşarlar. Burada da iğneye ipliği saplamış olarak birinci gelmek esastır.
Yoğurt Yeme Yarışı : Yarışa katılacak öğrenciler birer sahan yoğurt getirir. Ve seyircilere karşı diz çökerler. Yoğurt sahanına metal bir para konulur. Başlama işareti ile yarışmacılar, ellerini değmeden sahandaki yoğurdun içinde bulunan parayı ağızlarıyla bulmaya çalışırlar. Bu arada yüzleri bembeyaz olur. Burada parayı ağzına ilk alan yarışı kazanmış olur.
Elma Yeme Yarışı: Bir urgana belirli aralıklarla ipler bağlanır. Bu iplerin ucuna da elmalar bağlanır. Urgan iki öğrenci tarafından hafifçe yüksekten tutulur. Yarışmacılar urgana bağlı elmaların altına sıralanırlar. İşaret verilince ellerini değmeden elmaları yemeğe çalışırlar. Elma yeme işini arkadaşlarından önce başaran birinci gelir.

ASKER UĞURLAMA
Askerlik en kayda değer kutlu görevlerdendir. Yetişkin delikanlının askere gitmek için sabırsızlanmasının yanında, başta askere gidecek kişinin anne ve babası askerlik çağına gelmiş evlat yetiştirmekten büyük mutluluk duyarlar. Bu mutluluk, kendileri ay-yıldızlı bayrağın gölgesinde gönül rahatlığıyla uyurlarken, evlatlarının ecdat kanıyla sulanmış vatan topraklarında gözlerini kırpmadan nöbet tutmalarıdır. Çünkü vatan gençlere emanet edilmiştir. bu emanetin yılmaz bekçileri askerlerdir. Askerlik denilince milli ve dini duygular birleşerek bütünleşir. Asker ocağı “Peygamber ocağı” olarak tanımlanır. Orada hasta gençlerin iyileşeceğine, zayıfların şişmanlayacağına inanılır. Hatta askerliğini yapmamış bir delikanlıya kız verilmez, “o askerliğini yapmadı” denilir.
Bu kutlu görev için öncelikle askerlik muayenesi yapılır. Muayene bir seçimdir. Burada kimse evladına askerlik yapamaz diye “çürük raporu” verilmesini arzulamaz. Muayene aynı yaşta olanların muayenesidir. Bunlar askere birlikte giderler, birlikte dönerler. Aynı dönem askere gidenlere “tertip” denilir. Onlar normal arkadaşlıklarının yanında asker arkadaşı, yani “tertip”tirler. Bu durum şüphesiz onlar için farklı bir duygudur.
Askere gitmeden hiç değilse, iki hafta önce hazırlıklara başlanır. Bu arada askere gidecek olan delikanlı akrabaları tarafından yemeğe davet edilir. Bu arada asker adayları da çeşitli davetlere katılırlar. Hatta bir araya gelerek mesire yerlerinde de ziyafetler verilir. Şüphesiz bu ziyafetlerde askerler gönüllerince eğlenirler. Böylece askere gitme bir düğün havası içerisinde kutlanır. Elbette asker bir milletin evlatlarına da böyle kutlamaları yakışır. Çünkü onlar için “vatana hizmet” herşeyin üzerindedir. Asker adayının askere gideceği gün geldiğinde uğurlama yapılır. İşte buna “asker uğurlaması” denilir. Asker adayı bütün tanıdıklarına Allahaısmarladık der. Tanıdıkları da ona güle güle git, yolun açık olsun, şimdiden hayırlı tezkereler derler. Hayırlı tezkereler ibaresi askerliği hayırlısıyla bitirip gelmesi temennisidir. Askere giden kişiye tanıdıkları para verirler. Bu paranın miktarı önemli değildir. Asıl olan paranın verilmesidir. Bu parayı harçlıklarından çocuklar dahi verirler. Askere giderken verilen bu paraya “uğur parası” denilir.
Asker adayının güle güle gidip gelmesi dileğinin güzel örneği bu “uğur parası”dır. Asker evden ayrılırken arkasından su dökülür. Bu onun sağ-salim evine dönmesi dileğinin bir sonucudur. Böylece büyük bir coşku içerisinde aday askere uğurlanmış olur. Asker, vatani görevini tamamlayıp, evine ulaştığında sevinçle karşılanır. Evde tatlı bir telaş başlar, asker için yemekler hazırlanır. Askeri evinde akraba ve komşuları ziyaret ederler. Yani “Hoş geldin”e gedilir. Bu ziyareti gerçekleştirenlere kına başta olmak üzere, birer hediye paketi verilir. Özellikle “asker kınası”na büyük önem verilir. Burada kına sevinci ifade eder. Çünkü delikanlı askere gitmiş, vatani görevini tamamlamış ve sağ-salim evine dönmüş, hasretle bekleyiş bitmiştir. Bu asker kınasını sevincin bir ifadesi olarak kadınlar ellerine yakarlar.
Türkler’de askerlik, ordu ve ordugâhın köklü bir geleneği vardır. bu anlayış geçmişten günümüze süzülerek gelmiştir.

HACI UĞURLAMASI
Hac, İslam’ın beş şartından birisidir. Bu ibadet ekonomik durum iyi olanların üzerine farzdır. Diğer ekonomik durumu iyi olmayanların bu ibadeti yerine getirmeleri gerekmez. Genelde ekonomik durumun iyi olmasının yanında “oğlunu everip, kızını çıkarmayanlar” hacca gitmezler. Burada geride her hangi bir “takanağın” olmaması anlayışı söz konusudur .
Eskiden hacca gidecek kişinin yemek vermesi adettendir. Buna “hacı ekmeği” ya da kişi bütün komşuları bu yemeğe davet eder. Aynı zamanda yemeğin yenilmesi ile hacı adayı ile yemeğe katılanlar helalleşirler. Hacı adayıyla hiç kimsenin kırgın ya da küs olmaması gerekir. Hacı adayının evine de hediyelerle gidilerek, güle güle gitmesi, hayırlısıyla gitmesi temennisinde bulunulur. Hacca gitmek “büyük yola” gitmek olarak tanımlanır.
Hacca gidilip, hac görevi yerine getirilip dönüldükten sonra hacı olan kişinin evine hoşgeldine gidilir. Çünkü o “büyük yol”dan gelmiştir. Hacılar genelde yaşlı kişilerden oluştuğu için avuç içi öpülür. Buradaki anlayış kutlu emanetlere el sürülmesiyle ilgilidir. Haccın nasıl geçtiği sorulur. Haccın nasıl yapıldığı taze bilgilere dayalı olarak hacı tarafından anlatılır.
Hacı olanlar birinci derecede akrabaları başta olmaz üzere, bütün tanıdıklarına hediyeler getirilir. Hoşgeldine gelenlere özellikle zemzem ve hurma ikram edilir. Zemzem adabına uygun olarak, kıbleye yönelmek ve besmele çekmek suretiyle içilir. Kısa zaman süreci içerisinde içki içenler zemzem içemezler. Zira zemzem ve (affınıza sığınarak) “zıkkım” aynı anda gitmez. Hacı evinden ise, genelde namazla, tespih, takke, başörtüsü, yüzük ve kınadan oluşan hediye paketleri hoşgeldine gidenlere verilir. Hacca gidenlerin Hacılıklarını yadetmek için çevresindekiler tarafından “Hacı”, “Hacım”, “Hacı baba”, “Hacı anne” gibi tabirler adeta isimlerinin önüne geçer. Ya da isimleriyle başa getirilen Hacı tabiri birlikte kullanılır. (ALINTI)

DİNİ GELENEKLER
Dini gelenekleri mübarek gün ve gecelerdeki uygulamalar oluşturur. Bu kutlu gün ve geceler arasında üç aylar kandil geceleri ve bayramlar yer alır . Mübarek üç aylar insanların kendine dikkat etmeleri için bir fırsat olarak görülür. Bu üç ayların ilkini Recep, ikincisini Şaban ve üçüncüsünü Ramazan oluşturur. Recep ayı içerisinde huşu içerisinde Regaip kandili kutlanır. Aynı şekilde Miraç Kandili ise Recep ayı içerisinde kutlanır.
Ramazan’ın başlaması ile manevi haz doruk noktasına ulaşır. Çünkü tan yeri ağarırken başlayan açlık akşam ezanına kadar sürer. İslamın beş şartından biri olan oruç ibadeti aklı başında ve sağlıklı herkese farzdır. Gece yemek yemek için kalkmaya sahur ya da temşüt denir. Akşam oruç açmak içinse iftar tabiri kullanılır. İftardan sonra Ramazan boyunca yatsı namazı ile kılınan namaza ise, teravih namazı denilir. Yirmi rekat teravih namazıyla yatsı namazı birleşince otuz üç rekat namaz yatsı vaktinde kılınır. Bu ibadetler diğer zamanlardan daha büyük coşku içerisinde gerçekleştirilir.
Mübarek günlerin, özellikle Ramazan ayının çok bereketli bir ay olduğuna inanılır. Ramazanda “iftara çağırma”, ya da “iftarcı alma” en önemli geleneklerdendir. Zengin Ramazan sofraları böylece davetlilerle daha da zenginleşir.
Sahura kalkmak için davul çalınırdı. Davulcu davul çalarak ve çeşitli deyişlerle insanları uyandırmaktaydı. Özellikle çocuklar davul çalınmasından büyük ölçüde etkilenmekte ve davul sesini duymak, davulcuyu görmek için uyandırılmaktan zevk almaktaydılar. Daha da önemlisi kendileri de büyükleri gibi oruç tutacaklarından sahura kalkarak geleceğe hazırlık yapmaktaydılar.
Ramazan ayının her günü bir birinden önemlidir. Ancak kadir gecesi bütün gün ve gecelerden daha da önelidir. Bu gecede Allah ve kul arasındaki yakınlık en üst dereceye ulaşır. Ramazan bitmeden önceki son gün arife günüdür. Daha sonra ise, Ramazan Bayramı coşkuyla kutlanır. Aynı şekilde Kurban Bayramı’ndan bir önceki günde Kurban Bayramının arifesidir.
Mübarek gün ve geceler Kurban Bayramıyla bitmez. Muharrem ayı içerisinde Hicri yılbaşı kutlanır. Yine aynı ay içerisinde Aşure gönü vardır. geleneksel olarak “aşure” pişirilir ve bütün komşulara dağıtılır. Gözleme, çörek türü yiyeceklerin dağıtılması da esastır. Buna “ocak kokutması” denilir. Rebiülevvel ayı içerisinde de Mevlid Kandili kutlanır. Bu kandillerin hepsinin yarı bir ehemmiyeti vardır. Bu mevlitlerde mevlit okutulması, gül suyu ve külah içinde lokum ve naneli şeker ikram edilmesi de söz konusudur. Çoğu kere bu mevlitler ölen kişinin ruhu için yakınları tarafından da okutulur.

BAYRAMLAR BAYRAMLAŞMA
Milli ve dini bayramlar önemli bir yere sahiptir. Milli bayramlardan Cumhuriyet ve 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı büyük coşku içerisinde kutlanırdı. Kutlanırdı diyorum, çünkü köyden büyük ölçüde dışarıya göç olması ve köyde genç nüfus ve onların okul çağında çocuklarının bulunmaması, milli bayramların maalesef kutlanmalarına engel oluşturdu. Köy ilkokulu kapandı, çocuklar günümüzde Belde olan Yeşilöz İlköğretim Okulu’na taşımacılık sistemiyle götürülmeye başlandı. Aşağı yukarı 1940’lı yıllarda eğitime başlanılan 1980’li yıllarda yeterli öğrenci yokluğundan eğitim faaliyeti durdurulan Akçakese Köyü ilköğretim Okulu’ndan bizden büyükler, bizler ve bizim küçüklerimiz diploma aldılar. Şu anda ise, okul binaları köyün sosyal tesisi olarak hizmet vermektedir.
Köy ilkokulunun açık olduğu yıllarda milli bayramlar büyük bir coşku içerisinde kutlanırdı. Adeta Cumhuriyet yeni kurulmuş, Türkiye Büyük Millet Meclisi yeni açılmış gibi heyecan ve coşku söz konusuydu. Okul önündeki düzlüğe sıralar çıkarılır, sıralara yaşlılar oturtulur ve çocuklar bütün maharetlerini ortaya koyarlardı.
Çocukları izleyenler içerisinde Balkanlarda, Çanakkale’de, Kafkaslar’da Yemen’de, İnönü’de, Sakarya’da düşmanla göğüs göğüse çarpışmış, vatan topraklarına temiz al kanlarını akıtmış gaziler de vardı. Onlar bizzat dönemin acılarını yaşamış, sıkıntılarını çekmiş ve zor şartlarda Cumhuriyeti kurmuş nesil olduklarından ayrıca gururlu, heyecanlı ve gelecekten umutlu kişilerdi. Okunan bir Cumhuriyet şiirinden ya da Cumhuriyetle ilgili bir piyesten herkesten daha fazla haz alıyorlardı.
Bayramlara günün önemini belirten konuşmalarla başlanırdı. Sırasıyla şiirler okunur, piyesler oynanırdı. Şüphesiz teliz içerisine girip yarışma, ağızda tutulan kaşık üzerinde yumurtayı düşürmeden yarışma, kap içerisindeki yoğurttan ağızla madeni parayı bulma gibi erkekler arasında yaptırılan yarışlardan başka, kızların koşarken ince iğneye iplik saplamaları da izleyenlerin heyecanlı dakikalar geçirmesine zemin hazırlardı.
Dini bayramların coşku ve heyecanı da başkaydı. Bayramdan bir gün önce bayram hazırlıklarına başlanılmış olurdu. Çeşitli yemekler hazırlanır, özellikle tatlılardan baklava yapılırdı. Arife günü temizlenmek ve arife suyuyla yıkanmak adettendi. Bayram sabahı erkenden kalkılır. En iyi elbiseler giyilir. Bu elbiselere “gerilik elbiseler” denilir. Bunlar özel günlerde, yani daha çok düğün ve bayramlarda giyilen elbiselerdir. Abdest alıp sabah namazı kılındıktan sonra bayram namazı kılınır. Cuma namazlarında olduğu gibi bayram namazlarının kılındığı yer aşağı camidir. Aşağı Camide kılınan Ramazan bayram namazından sonra bütün camiden çıkanlar cami kapısından başlamak üzere yaşlıdan küçüğe doğru dizilerek dışarıya doğru halka oluştururlar. Bu halkada üç nesli, yani yaşlı, genç ve çocuk görmek mümkündür. Yaşlıların eli öpülerek sıra uzar gider, bütün camide bulunanlar, doğrusu köyün erkekleri birbirleriyle bayram namazı çıkışı bayramlaşmış olurlar.
Kurban bayramında ise namazı takiben camiden çıkanlar kurban kesmeye giderler. Kurban kesme işleminde işin ehli olan kişiler kurbanları keserler. Başlangıçta üç defa Allahüekber Allahüekber, Lailahe illallahuvallahü ekber, Allahü ekber velillahamd dedikten sonra kurban duası okunup bismillah allahüekber denilerek kurban kesilir, yüzülür, parçalanır ve hissedarlara dağıtılır. Çünkü dana türü hayvanlar büyüklüğüne göre yedi hisseye kadar kesilebilirler. Koyun ve keçi türü havyanlar ise yalnız bir kişi tarafından kurban edilirler.
Genelde, kurban kesilip, ciğeri çıkarılıp, kavruluncaya kadar kurban kesenler bir şey yemezler. Bu ciğer kavruluncaya kadar ki zaman adeta kurban orucudur. Kurbanın boynu kesilip, kanı akıtılınca adına kurban kesilen kişiler iki rekat şükür namazı kılarlar. Bayramlaşma kurban kesilip, ciğeri yenildikten sonra başlar. Öncelikle ailede küçükler büyüklerle bayramlaşırlar ve onlara para vermek adettendir. Buna “bayram harçlığı denir. Ramazan bayramında tatlı ve şeker ön plana çıkar. Bundan dolayı şeker bayramı da diyenler olur. aslında büyükler için ramazan, çocuklar için ise şeker bayramı demek belki uygun olabilir. Kurban bayramında ise, kurban eti ön plana çıkar. Kurban etinin tüketilmesinde genel prensip üç parça gibi düşünülmesidir. Bunun bir parçasının aile fertleri tarafından, diğer parçanın eş-dost-akrabayla birlikte tüketilmesi ve diğer bir parçanın ise kurban kesemeyenlere dağıtılması esasına dayanmasıdır. Bu dağıtılması gereken üçte birlik kısım en az yedi eve, yani en az yedi kurban kesemeyen aileye dağıtılır. Bu her bir hisse için geçerlidir. Kurban kesemeyenlere dağıtılan hisselere “pay” ve bu işleme de “pay dağıtma” denir.
Kurbanda en önemli geleneklerden birisi “Meydan yeri” geleneğidir. Kurban kesen evlerinden her birinden bir sofra çıkar. Sofranın önemli yemeği “kapama”dır. Yani testide pişmiş et ve testinin etrafına et suyuna salınmış pirinçten oluşan pilav sofrayı süsler. Evlerden çıkan bu sofralar genelde köy odalarına, bazı evlere getiriler. Buradaki ince ayrıntı konu-komşu eş-dostla yenilmesi gereken etin bir kısmının pratikte ikram edilmesidir. Nasıl ki camide zengin ve fakir ayrı safta namaz kılıyorsa, bu gelenek sayesinde aynı sofrada kurban kesen ve kesemeyenin yemek yemesidir.
Hatta bu “meydan yeri” geleneği belirli bir süre iki güne yayılarak uygulandı. Bayramın ikinci ve üçüncü günlerinde kurban kesenlerden sofra çıkartılır. Aşağı mahallede oturanlar bayramın ikinci gününde, yukarı mahallede oturanlar bayramın üçüncü gününde sofra çıkarırlardı. Hem böylece israf önlenir, hem de kurban kesenlerle kesemeyenler iki gün meydan yeri adı verilen sofralarda bir araya gelirler. Kurban kesemeyenler mahsun bırakılmazlardı. Bu gelenek farklı şekillerde yüzyıllardan beri süzülüp gelen Türk geleneğinin bir canlı göstergesidir. Çünkü beylik almakla değil, vermekle, yemekle değil, yedirmekle olur. son yıllarda ise bu geleneği, canlı tutmak için gayret sarfedilmektedir. Bu meydan yeri geleneği köyün hayratı olan sazak ve köyün sosyal tesisi olan okul binalarında sürdürülmekte, eskiden farklı olarak erkeklerden başka kadınlar da bu yemeğe katılmaktadırlar.
Bayramlarda bayramlaşmayı biraz daha açarsak, hep büyüklere bayramlaşmaya gidilir. Onların elleri öpülür. Nişanlılı gençler kaynanalarına, yine evli delikanlılar kaynanalarına bayramlaşmaya giderler. Bayramlaşmaya gidilirken eskiden “öteberi” alınırdı. Bunlar fındık, fıstık, leblebi, şeker vb. şeylerden oluşmaktaydı. Toplu olarak bayramlaşmaya gidenler kaynananın evinde yerler, içerler, eğlenirlerdi. Şimdi ise bayramlaşma eskisinin acı bir görüntüsü haline geldi. Eğlenme, toplu halde gitme, böyle öteberi götürme yerini sade bir gidiş çikolata ve yaş pastaya bıraktı.

(DÜĞÜN ADETLERİ BAŞLIĞI ALTINDAKİ YAZILAR ALINTIDIR. BİLGİ AMCIYLA KONULMUŞTUR.ÇOĞU KISIMLARI BİZİM KÖY ADETLERİNE UYMAKTADIR.İYİ GÜNLER SİZİNLE OLSUN.) SELAMİ ALKAN(SND)SAFRANBOLU 2008)Prof. Dr. İlhami Durmuş

CAMİMİZ

Cami hakkında tarihi bir belge yoktur. 1860 sonrası doğanlar geçmişte caminin yaklaşık 1870 yılında yapıldığından bahsetmektedirler.

Daha önceleri iki katlı bir binanın alt katı mescit, üst katıda mektep olarak kullanıldığı ve bu binanın bugünkü camii külliyesinde, köy odası olarak işlevini sürdürmektedir.

Cami, yerden tavana kadar kesme taş ile örülmüş, iç kısmı isesıvai le sıvanmıştır. Çatı ahşap üzeri kiremitle örtülüdür. Cami değişik zamanlarda tamirat görmüştür. 1978 yılında caminin dış cephesi sıvanmış, 1990 yılında ise caminin ahşap minaresi yıkılarak yerine iki şerefeli betonarmeden bir minare yapılmıştır. 2002 yılında da ise cami tamamen restorasyondan geçirilmiştir

Selami ALKAN(SND)Safranbolu 2010 SEVGİLERLE.

 

Dernek İsmi:Karabük İli Safranbolu İlçesi ÜÇBÖLÜK KÖYÜ

Sosyal Yardımlaşma,Dayanışma ve Kalkındırma Derneği

Kütük No:34/103/099

Kuruluş Tarihi:05/04/2001

Dernek Adresi:Esentepe Mah.2850 Sokak No:131 Akdoğan Apt. G.O.PAŞA/İST.

DERNEĞİN İLK KURUCULARI

1-Beşir Kemal AKDOĞAN  (BAŞKAN)

2-Mehmet Adnan ERDEN  (Bşk.YARDIMCISI)

3-Turgut SAYGIN  (GENEL SEKRETER)

4-Mehmet KOÇ  (MUHASİP)

5-Cavit SARI  (VEZNADAR)

6-Ramazan AVCI  (ÜYE)

7-Mehmet TANIK  (ÜYE)

YÖNETİM KURULU YEDEK ÜYELER

1-Murat ÖZLÜ

2-Ahmet YAŞAR

3-Hüseyin ÖZ

4-Salih SARI

5-Servet AKDOĞAN

DENETİM KURULU ASİL ÜYELER

1-Mehmet Ali ÖZLÜ

2-Mustafa KAYA

3-Turgut SAYGIN

DENETİM KURULU YEDEK ÜYELER

1-Güngör MUTLU

2-Hüseyin KALKAN

3-Osman AYDIN

FAALİYETTEKİ YÖNETİM KURULU

1-Beşir Kemal AKDOĞAN  (BAŞKAN)

2-Hasan MUTLU  (Bşk. YARDIMCISI)

3-Yakup OĞUZ  (SAYMAN)

4-Osman TUNCAY  (SEKRETER)

5-Mithat DEMİRSÖZ  (VEZNE)

6-İsmail ÖZ  (Yönetim Kurulu Asil)

7-Cavit SARI  (Yönetim Kurulu Asil)

8-Murat ÖZLÜ  (Yönetim Kurulu Yedek)

9-Ahmet YAŞAR  (Yönetim Kurulu Yedek)

    Deneğimizin kuruluş amacı,köylülerimizle birlik beraberliği sağlamak,geriden gelen yeni nesil gençlerimizin bir araya gelip birbirleri ile tanışmalarını ve kaynaşmalarını sağlamak.Köyümüz için birlikteliğimizle güzel ve kalıcı hizmetler yapmak.Acı ve iyi günlerimizde bir araya gelerek paylaşımı sağlamak.Daha bir çok sosyal faaliyetler içersinde hep birlikte mücadele vermek amacı ile derneğimizi kurmuş bulunduk. Tabiki dernek kurmakla dernekçilik olmadığı,şahsım olarak malumatım olduğu gibi bunu çok kıymetli sizler ve değerli köylülerimin bilmesini ve derneğimize sahip çıkılması durumunda tüm köylülerimize çok yararlı ve faydalı olcağına inancım tamdır.İstanbul’dakiler elimizden geldiği kadar caba sarfetmeye çalışıyoruz.Fakat oralarda faaliyet yapılmadığı için İstanbul’dakilerde derneğimize şikayetçi oluyorlar.Bunun için seni bu konuda öncülük yapıp, derneğimiz adına başlatmış olduğun çalışma ve düşüncelerine şahsım olarak yürekten kutlar sonsuz teşekkürlerimi bir borç bilirim.Saygı ve sevgilerimle herkese selamlar diliyorum.

İŞ TEL:0212 475 9554-0212 501 2576-0212 565 5321

CEP:0532 312 2278   (KEMAL AKDOĞAN)

Selami ALKAN (SND) Safranbolu / 2007

 

EVLERİMİZİN YAPILIŞ TARİHİ/(ILBARIT)ÜÇBÖLÜK KÖYÜ

Bilindiği gibi, köylerin kurulma aşaması ve birlikte olması,geçmiş itibarıyla 'imece' toplu yaşama ve toplu zor işleri başarma üzerinedir. Dolasıyla her şey ilkeldir. Kapitalizmin makineyi keşfetmesi ile insanların yaşamları kolaylaşırken, ap ayrı bir güç çıktı ortaya...Bir yandan fabrikalar vs.ler insan yaşamına geçince, köylerimizde makinelerle tanıştı. Örneğin bir traktör birden çok canlının sürebileceği bir tarlayı bir kaç saatte sürerken, neredeyse her evde bulunan öküz gibi emekçi hayvanlar artık kullanılamaz oldu. Bir yandan da köylerden şehirlere göçlerde başlamış oldu ve bu göçe 1960 yıllardan sonra, Ilbarıt Köyüde maruz kaldı. Nedeni bağların kuruması ve ekilenlerin astarı yüzünden pahalı olması...

Selami Alkan, hocam köydeki evlerin tarihini yazarmısın dediğinde düşündüm. Çünkü çoğu evlere tarih yazılmamış. Geçmişten gelen çoğu ev yıkılmış, örneğin bizim eski ev Kuruseyingilinen eskiden ortakmış, 1915 yılında bir kış günü yıkılmış ve içinde insan varken, ama hiç kimsenin burnu dahi kanamamış. Kafama göre bir tarih çıkarmaya çalıştım. Çünkü en büyük aile bireylerinden yola çıkarak. Derler ya 'Söz uçar yazı kalır.' Köyümüz bilindiği gibi, 1831,Padişah 2.Mahmut döneminde yapılan nüfus sayımında, 49 hane ve bu hanelerden beş sülale şu anda yok...Nedeni söyünmüş. Yukarı mahalleden itibaren, köyün günümüze ulaşan yapılış tarihi...

1) Değirmencigil (Mollabekiroğulları) İlk ev 1865 yıklmış,2 ci ev 1870 yıkılmış 3 cü ev 1951 yıkılmış 4 cü ev 2018

2) Kuruseyingil 1892 yıkıldı.

3) Kuruseyingil 'Ömer Tuncay' 1963

4) Yamakgil 'Mustafa Gökmen' 1880

5) Yamakgil 'Raşit ve Hasan' 1878

6) Sarımuhtargil 1895

7) Emüstogil 1918

8) Gödegil 1845 yıkıldı

9) Gödegil 'Hasan Yıldırım' 1970

10) Karakaşgil 1895

11) Deliahmetgil 1885

12) Döndügil 1884

13) Faslıgil 1887 yıkıldı.

14) Aşağımeyremgil 1875

15) Yanıkgil 1953

16) Kapsuzgil 1935

17) Kapsuzgil 2 ci ev 1997

18) Huriye, Ayhan Karaman 1993

19) Gardeyigil 'Hafız Nuri ve Hasan Erden 1909

20) Yukarı Havaşgil 1959

21)Yusufgil 'Mehmet Özer' 1919

22) Osman Akdoğan 2009

23) Beşir Algan 1882

24) Yukarı Meyremgil 1897

25) Hamdi Sarı 2002

26) İhsan Sarı 2002

27) Güdükgil 1904

28) Güdükgil 2 ci ev 1935

29) Gardeyigil 'Ahmet Demiralp' 1943

30) Yusufgil 'Salih Kara' 1840 yıkıldı.

31) Yusufgil 'Mehmet ata Doğan' 1895

32) Karabacakgil 1870

33) Acumukgil 1901

34 ) Kosbatargil 'Mehmet Tanık' 1955

35) Kosbatargil 'Ekrem Tanık' 1979

36) Hecelligil 1887

37) Softagil 1838

38) Elişgil 1896

39) İrabegil 1957

40) Zaimgil 1858

41) Aşağıkeleşgil 1870

42) Yukarıkeleşgil 1890

43) Deliseyingil 1947

44) Eminegil 1954

45) Pehlivangil 1894

46) İpiçürükgil 1896

47) Hürükızgil 1870

48) Yukarıçavuşgil 1954

49) İyipgil 1860

50) İyipgil 'Karanuk' 1956

51) İyipgil 'M.Ali Efendi' 1923

52) İmam Lojmanı eski 1895

53) Kirazgil 1862

54) Hatıpgil 1900

55) Ayrancıgil 1855

56) Kahvecigil 1901

57) Dokzangil eski ev 1860

58) Aligülügil 1875

59) Aligülügil 'İsmail öz' 2017

60) İbrahim Özcan 2016

61) Hüsükgil 1980 yeni ev...

62) Şıkkıdıgil 1895

63) Akkuşgil 'M.ali Eriş' 1968

64) Akkuşgil 'Osman eriş' 1968

65) Aşağı Havaşgil 1879

66) Osmançavuşgil 1894

67) Fısfıshafızgil 1893

68) Çavuşgil 1875

69) Keleşgil 1868

70) Haşimgil 'alimollagil' 1873 yıkıldı.

71) Haşimgil 'Rıfat Özcan' 1953 yandı.

72) Hatıpgil 'Perihan Tangül' 2019

73) Sarımuhtargil 'Bilgin Yıldırım' 2019

74) Kuruseyingil 'Ramazan Tuncay' 2017

75) Gödegil 'Ahmet,Ercan Yıldırım 2010

BAĞLICA MAHALLESİ;

76) Okumuşgil 1920

77) Kacoseyingil 1900

78) Cıdıkgil 1940

79) Okumuşgil 'Saim Kara' 1980

80) Cemal Oğuz 1982 yeni ev...

81) Cemükgil 1922

82) Tulumagil 1912 eski ev

83) Tulumagil 1958 yeni ev

84) Kostakgil 1910

85) Ramazan Oğuz 1935

86) Civişgil 1908

KARAŞAR MAHALLESİ...

87) Alibeygil 1879

88) Berbergil 1890

89) Topalahmetgil 1908

90) Gıdavagil 1887

91) Kistirliçavuşgil 1886 yıkıldı.

92) İbrahimçavuşgil 1914

93) Karabekirgil 1894 yandı.

94) Alibeygil 'Ali Karatekin' 1993

95) Berbergil 'Mustafa Kara' 1977

KÖY ODASI YANAN ODA 1835 YENİSİ 2009 YILINDA YAPILMIŞTIR.KÖY CAMİSİ 1870 YILINDA YAPILMIŞTIR.

'ÜÇBÖLÜK KÖYÜ 'KÜLTÜR VE SANAT MERKEZİ,YAPILIŞ TARİHİ (1981,KÜLTÜR MERKEZİNE DÖNÜŞ TARİHİ...29.EKİM.1999...'

Kısaca tüm Ilbarıt Köyünü Mahalleri ile birlikte özetlemeye çalıştım. Umarız ki köyümüz geleceğe ışık tutmaya devam eder

RECAİ DEMİRSÖZ(RESSAM)  EMEKLİ  ÖĞRETMEN SELAMİ ALKAN

 

 

Ilbarıt-Karaşar Mah'de taş üzerine bir hat çalışması...Rumi (1336) Miladi(1920) yılında, İsmail Gürleyik tarafından yaptırılan evin giriş, avlu kapası üstüne yerleştirilmiş,ibrik şeklinde 'maşallah' ibaresi vardır. Ev daha sonra Abdullah Gürleyik tarafından betonarmeye çevrilmiştir.

Ev 1831 kayıtlarında yer almayan,Yamakgil olarak bilinen,Raşit ve Hasan,a aittir.Raşit tarafı söyünmüş olup,Karakaşgilden,Mehmet Avcı,ya,evin damadı,Mehmet Ali Özlü tarfından satılmıştır.llbarıt köyünün ilk öğretmeni,Mehmet Cemil Efendi,Raşit tarafında ikamet etmiştir.Raşit'in aynı zamanda,Bağlıca mah.de Kostak ve Kofur Hasangil olarak bilinen ailde bir kızı vardır ve Yunus Oğuz'un annesidir.Aynı zamanda Raşit,Karaşar Mah.den İbram Cavuş olarak bilinen İbrahim Kara'nın bacanağıdır.Birde bunların büyük abileri vardır İbrahim,Yamak Mustafa'nın 1894 babasıdır ve üç kardeş,İbrahim,Raşit ve Hasan,uzun süre İstanbul,Tophane semtinde ciğerci dükkanı işletmişlerdir.

Ev Musluoğullarından,Hüseyin tarafından yapılmıştır.Yapılış tarihi kesin bilinmesede,1840 yıllarına ait olup,Ilbarıt Köyünün en eski evlerindendir.Hüseyin,Musluoğullarından,Mustafa'nın oğludur.Mustafa,1791,oğlu Hüseyin 1827 doğumlu olup,Dendün lakaplı,Sarımuhtarın babası Mustafa 1850 ve kardeşi Göde lakaplı Ahmet'in 1864 babalarıdır.Hüseyin ve evi yoksulluk içinde bir katırla yaptırmış olup,Musluoğullarının Gödegil ve Sarımuhtargil fertleri bu evde doğmuştur.Daha sonra Göde Ahmet 1895 yılında bu günkü Sarımuhtargilin evini yaptırmış ve bağ değişiminde,yaptırdığı evi Sarımuhtargile vermiştir.Aile Musluoğullarının diğer fertleri Ahmet 1751 doğumlu ve Emistogil ve Kuruseyingili temsil eder ve Hüseyin,büyük ihtimalle Göde ve Sarımıhtargili temsil eden Mustafa ile ikiz kardeştir ve doğumları 1791 dir ve Hüseyin tarafı,Sülüğün Sarıoğlangil olarak bilinir,ama şu anda söyünmüştür.Küçük bir anekdot...

Çocukluğumdan beri boş olan evlerden biri,Ahmet Demiralp'ın evi...1940 yıllarda yaptırmıştır.Safranbolu'dan Rum taş ustaları gidince,bu ustalık yöre ustalarına kalmış...Temel yöre ustalarına ve ahşap kısım,yine Gayazalı Mehmet usta,bir oda hariç...Gayazalı Mehmet usta,7 kuşak bu mesleği sürdürmüş,en son oğullarından Mustafa usta,1990 yıllarda,Ayhan Karaman'ın evini yaptı...Ahmet Demiralp,gittiği Kastamonu Öğretmen Okulun'da,Şair ve Yazar Rıfat Ilgaz'la yolları kesişir ve birlikte öğretmen olurlar.Fakat Rıfat Ilgaz,daha sonra tekrar imtihana girerek,Gazi Üniversitesi,Türkçe Bölümü okuyarak,lise öğretmeni olur.1984 yılında,Safranbolu,Kavaklar Kahvesinde,Ahmet Demiralp,Şükrü Kaya ve Mustafa Alkan,bir araya gelrek eski günleri yad ederler.Bilindiği gibi,Ahmet Demiralp,Hababam Sınıfındaki,sözü geçen 'İnek Şaban' Rıfat Ilgaz'da boyu 180cm.ye yakın olmasına rağmen,Güdük Necmi'dir.

  

ILBARIT köyünde,bir evin kitabesi...Yaptıranlar,Ahmet ve İzzet kardeşler...Gardeyigil...Yapıldığı tarih,rumi 1325,mildi 1909...

ÜÇBÖLÜK(ILBRIT)KÖYÜ /SAFRANBOLU /2020

Bu tanıtım levhasını üzülerek çaktım.Nedini,temelden gayrı geriye hiçbir şey kalmadığı için.Oysa 'Kirazgil' 'Hacıömeroğullarına ' mensup bir aile...Benim çocukluğumda,ekip biçerlerdi ve Emine teyze köye yeni gelmişti.1960 yıllardan söz ediyorum ve Safranbolu'ya göçtüler.Oğul Hasan Esen evi yıkma kararı aldı ve yıktı,ahşap kısmını bir kamyona yükleyerek Safranbolu'ya getirdi.1963-64 seneleri olabilir.Oysa bi evde üst katta yanılmıyorsam iki oda bir çardak denilen salon ve alt katta bir oda daha vardı,babam Satı Demirsöz'ün anlatımı ile burada,kemaneci isiminde eşi ile birlikte biri yaşarmış ve kardeşi Cırtosman,lakaplı Osman Bağlıca Mah.ne içgüveyi gitmiş,her iki kardeş,ileri derecede keman icra ederlermiş ve nereden nereye...

 

Yaklaşık bir asıra kadar yaşadı.Hayata küsmedi.36 ay askerlik,İkinci Dünya Savaşı çıktığında,bir yıl Zonguldak'da ihtiyat askerliği ve 18 ay İmralı'da hapis yatmış 1948 yıllarında.Adam filan öldürmemiş,sırf çalgı icra ettiği için evinde dahi çalgı icra etmesine,bazı komşular karşı çıkmış.Çalgı icra etmemesi için,sağa sola şikayette bulunmuşlar,ama babam sürekli haklı çıktığı halde,babama pusu kurmuşlar,dahası saldırıya geçmişler tek başına kendini korumaya çalışmış,ama arkası olmadığı için suç üzerine yüklenmiş ve 18 ay hapis...Yeğenime bu dünyaya doymadan gidiyorum demiş.Her çalgıyı kendi kendine öğrenmiş.Bağlama,keman ve zurnanın yanında davul yapım ustası...Çocukluğumda çevre köylerden davul yaptırmaya gelirlerdi.Kucağındaki bağlamayı,1950 yılında yapmış ve halen icra ediliyor.Fotoğrafı 1976 yılında Van-Erciş'te askerken bana göndermişti ve 66 yaşındaydı.O kadar çekmesine rağmen saçlarına ak henüz düşmemişti.1930 yıllarında Aşık Veysel,Erzincan'lı Şerifi tanımış...İstanbul Hasköy semtinde fırın işçisiyken,o Yıllarda İstanbul'un Beldiye Başkanı ve Valisi olan Porf.Dr.Fahrettin Kerim Gökay,kendisi ile sohbet etmeye gelirmiş.2 yıl yatalak yattı ve 09.Temmuz.2009'da yaşama veda etti...Babam Satı Demirsöz...Saygı ile anıyorum.

 

 

YUSUFGİL başta maşallah ve hemen altında rumi 1335,miladi 1919 ve Hicri 1338,o yıllarda rumi ve hicri yıl arasında 3 yıl fark varmış,şu anda bu sayı 6 yıl...En altta ise evi yaptıran kişi Hafız Mehmet yazmaktadır.

Sökülüp bir yerden,bir yere mote edilebilen bir tahıl ambarı...ILBARIT KÖYÜ...1890 yılında,Katırcı Hüseyin tarafından yaptırılmıştır.

Rum taş ustaları tarafından yapılmış bir pah...Değirmencigilin evi...

Rum taşustaları tarafından yapılmış bir pah,Akkuşgil,Hasan Çavuşun evi,1890 lı yıllar...

Safranbolu,Ilbarıt Köyünde,Aşağıpınar Köy çeşmesi ve Karamehmetoğullarına ait iki ev Yusufgil,solda yıkılmadan önceki ev ve sağdaki,yusuf efendi tarafından 1895 yılında tek katlı olarak yapılan ve öğretmen Mehmet Ata Doğan'ın 1930 yıllarda yaptırdığı ikinci katlı hali...

 

Aslen İbrahimbeyoğlu bilinen ve İbrahimbeyoğlu Abdullaha ait olan ev,dede Hüseyin Avni Aksoy'un bu eve içgüveyi girmesi ile ev Karamehmetoğlu,Hüseyin Avni Aksoy adı ile anılmaktadır.

Muslugil ait üç ev,solda Sarımuhtargil,(Zoryuseyingil)sağda Emistogil,arada görünen,Kuruseyingilin yıkılan evi...

Dışının sıvası hariç,tamamen taş duvar dahil Ilbarıt ustalarının 1954 yılında yapmış olduğu,aslen Hacıömeroğullarından olan,Sabri Yaşar'a ait ev...

Karadeliğullarına,Aşağı 'Meyremgil' ve ilerde Mollabekiroğlları 'Karakaşgile' ait iki ev...

 

Yer Hacılarobası, Çatal in diye bilinen,poflagonya dönemine ait bir kaya mezarı...Yaklaşık 2500 yıllık...Sağ olsunlar define kaçakçıları,yıllardır kendi kendini koruyan kaya mezarını oldukça tahrip etmişler.Üst kısımında heykelimsi ve kulak biçiminde bir görüntü vardı,onu dinamitle düşürmüşler ve gövde kısmına hilti ile delik açarak dinamitlemişler.

Safranbolu ,Ilbarıt Köyünde,Mehmet Eli Efendilerin evinin kitabesi, Rumi 1339,miladi 1923 ve Hicri 1341...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yukarıdaki tarih, bir zamanlar Ilbarıt Köyünün,Çamaşırhanesi olan 'Asma' nın yapılış tarihidir. Babam Satı Demirsöz'ün anlatımı ile buradaki su bir insan bacağının kalınlığı kadar akmakta iken, şimdi oldukça azaldı. Biz ilkokula giderken, okulda köyün ortak mallarından söz edilirdi. 1)Köy Çeşmesi 2) Çamaşırhane 3) Köy Koruluğu 4) Köy Mezarlığı gibi...Bu bazı köylerde, Köy merası ve Köyün Yaylası olarak değişmektedir. Doğal olarak bunlardan geriye fazla bir şey kalmadı, Köy Çeşmesi ve Köy Mezarlığı dışında...Asma üstü kapatılarak bir iki ailenin aynı anda çamaşır yıkayacağı konumuna 1937 yılında yapılmıştır ve köylüler sıra ile burada çamaşırlarını yıkarlardı...Bizim çocukluğumuzda...

 

ILBARIT (ÜÇBÖLÜK)KÖYÜ SÖZLÜĞÜ

BİTKİLER ALEMİ

 

KÖY AĞZI

ŞEHİR AĞZI

Çükündür

Şeker pancarı

Maniye

Domates

Badılcan

Patlıcan

Erük

Erik

Kirez

Kiraz

Kiren

Kızılcık

Bük

Böğürtlen

Sellep

Salep

Gızamuk

Kızamık

Ahlat

Armudun küçüğü

Argun

Mayhoş armut türü

Göksulu

Tatlı armut cinsi

Gökcüz

Yer altı bitkisi

Çetlemük

Çitlembik

Karamuk

Çitlembiğin meyvesi

Aluç

Alıç

Efin

Ardıçın meyvesi

Pölüt

Meşe palamudu

Mazı

Meşe ağacının meyvesi

Gıcı

Çam palamudu

Susam

Zambak

Koruk

Ham üzüm

Kelek

Ham kavun

Çatuk

Üzüm asması,omca

Döngel

Muşmula

Ekşikara

Karadut,ahududu

Aşlak 

Ağacın aşılanmış hali

Badem

Çağla

Hıyar

Salatalık

Cöğüz

Ceviz

Karapakla

 Bakla

Ispatan

Hardal

Evelük

Üvleyik

Yılaf

Yulaf

Danagöz

Kara üzümün irisi

Yalamuk

Çam ağacından çıkan sıvı

Fışkın

Bitkide yeni süren filiz

Cöpre

Üzümün çöpü

Döbelen

Mantargillerden bir bitki

EV GEREÇLERİ

 

KÖY AĞZI

ŞEHİR AĞZI

Yaslağaç

Üzerinde yufka açılan tahta

Oklağaç

Oklava

Bişleyeç

Yufka ekmek pişirmekte kullanılan ince tahta

Tekne

Hamur yoğurulan derince oyulmuş ağaç

Sacıyak

Ocakta üzerine kap konulan 3 bacaklı ev gereci

Gözer

Bir cins elek

Naşpa

Maşrapa

Kaşuk

Kaşık

Güğüm

Su kabı

Upruk

İbrik

Çıkrık

İp eğirme aracı

Mengenez

Filke

Küçük musluk

Yaygu

Sofra altına serilen bez

Çotura

Çam ağacından yapılan su kabı

Götürge

Oturak

Poğ

Yazma

İşlik

Pamuklu gömlek

Deymen

Değirmen

Sübek

Bebeklerin beşiğine konulan bir alet

Suruk

Uzun ceviz dokuma sopası

Şipşibi

Yufka yağlamaya yarayan bir alet

Tapla

Köy sofrası

HARMAN YERİ

 

KÖY AĞZI

ŞEHİR AĞZI

Yığın

Tarladan gelen ekinlerin bir yere yığılması

Sap saçma

Yığının bozulup dövenle sürülecek şekilde saçılması

Tınar

Harman dövülüp,ekinler kıyıldıktan sonra bir yere yığılması poyraza karşı savrulma haline getirilmesi

Kesmük

Dövenin dövemediği tınar artığı

Çec

Tınarın samandan ayrılan ürün kısmu

KÖY YİYECEKLERİ

 

KÖY AĞZI

ŞEHİR AĞZI

Bekmez

Pekmez

Malak

Mısır unu pekmez karışımı bulamaç

Gözleme

Torba yoğurdu veya ıspanakla yapılan yiyecek

Çörek

Mayalı hamurdan yapılan yiyecek

Urup

Kızılcık şerbetliği

Cizleme

Cıvık hamurdan saca dökülüp yapılan yiyecek

Bandurma

Kaz hindi yağına bastırılan yufkadan yapılan yiyecek

Bişi

Ziyrat günleri yufkanın yağlanmış halinden yapılan yiyecek

Pıt pıt

Mısır unu hamurundan yapılan yufka türü yiyecek

Gavurga

Patlamış mısır

Gavut

Patlamamış mısırın havanda veya değirmende çekilmiş toz hali

Ezme

Erikten yapılan bir tür yiyecek

Pilavlık

Erişte

Tafşut

Hoşaf

TARIM ALETLERİ

 

KÖY AĞZI

ŞEHİR AĞZI

Kağnı

Köylünün yük çekme arabası

Döven

Harmanda ekinin ezilmesinde kullanılan altı dişli alet

Boyunduruk

Öküz koçumluğu

Zövle

Boyundurukta bulunan bir çubuk

Hamut

At eşek koşum takımı

Öğrendire

Öküzleri yönlendiren ucu çivili uzun sopa

Gırbaç

Kırbaç

Kara saban

Çift sürme aleti

Taban

Çift sürdükten sonra tarlayı düzleme aleti

Anadut

3 parmaklı tarım aleti

Diğren

2 parmaklı tarım aleti

Yaba

5 parmaklı tınar savurma aleti

Dırmuk

Tırmık

Gurebi

Orak şeklinde diken kesme aleti

Tara

Orak şeklinde ot kesme aleti

Tırpan

Ekin biçme aleti

Orak

Tarlada ekin toplama aleti

Bıçkı

Bir tür kesici bıçak

Helek

Fasulye diplerine konulan uzun sopa

Avla

Bahçe etrafına çekilen dikenli korumalık

Tıkıra

Kaybolan inekleri bulmak için boyna asılan bir tür zil

 EV HALİ

KÖY AĞZI

ŞEHİR AĞZI

Avlı--- Avlu

Evin giriş bölümü

Dam- ahır

Hayvanların konulduğu yer

Basak

Merdiven

Tüstavan

Çatı altı

Çardak

Köy evinin holü

Yüklük

Yatak,yorgan konan yer

Oyma

Küçük ev gereçlerinin konulduğu yer

Sergen

Raf

Gunluk

Balkon

Hambar

Ambar

Kemrelik

Hayvan dışkısı atılan yer

Kemre

Hayvan dışkısı

Bedavra

Kiremit altına konulan ince tahta

Kiremüt

Kiremit

Yonga

Ağaçtan çıkan kabuklar

Yanır

Çam ağacı reçinesi

Temek

Ahır penceresi

Fışkı

Eşek gübresi

Hodala

Köfte şeklinde kepekten yaplıan kaz hindi yiyeceği

HAYVANLAR ÂLEMİ

 

KÖY AĞZI

ŞEHİR AĞZI

İnek

Dişi sığır

Öküz

Erkek sığır

Buzağı

İneğin küçük yavrusu

Dana

İneğin erkek yavrusu

Düğe

İneğin dişi yavrusu

Beygir

At

Tay

At yavrusu

Sıpa

Eşek yavrusu

Goyun

Koyun

Goç

Erkek koyun,koç

Davar

Keçi koyun sürüsü

Teke

Erkek keçi

Kuzu

Koyun yavrusu

Oğlak

Keçi yavrusu

İbi

Hindi

Gaz

Kaz

Vidik

Kaz yavrusu

Civciv

Tavuk yavrusu

Horuz

Horoz

Toğuk

Tavuk

Mınnak

Kedi yavrusu

Govlez

Köpek yavrusu

Gocen

Tavşan yavrusu

Govercin

Güvercin

Gırlanguç

Kırlangıç

Gartal

Kartal

Garga

Karga

Akbuba

Akbaba

Davşan

Tavşan

Tıktıkçı

Ağaçkakan

Guğuk

Guguk kuşu

Tocu

Tocuhasan kuşu

Kömüş

Manda,camış

Çökürge

Çekirge

Karabakal

Karatavuk kuşu

Tirik

Sincap

Merkep

Eşek

Çulluk

Dağ tavuğu

Vizviz

İlkbaharda arı tarafından sokulan hayvanların kaçışması

ILBARIT DİLİ

 

KÖY AĞZI

ŞEHİR AĞZI

 

Bıldır sene

Geçen yıl

Gıran guyulası

Soyu kuruması

Hora geçmek

Makbul geçmek

Dağnamak

Kınamak

Yüze sırtarmak

Çemkirmek

Dengilmek

Devrilmek

Dibildemek

Kıpraşmak

Nesbetsüz

Patavatsız

Gade

Yenge

Debertlemek

Karıştırmka

Dekmük

Tekmelemek

Ağnanmak

Yerde yuvarlanmak

Gıygaştu

Yarı aralamak

Melhe

Çamur

Şaşumuş

Şaşırmış

Gıdacuk

Çok az

Çokmak

Havlamak

Apışak

Bacakların yana açılması

Ne diyon

Ne yapıyosun

Öte

İleri

Götü Götü

Getir Getir

Elet Elet

Götür Götür

Yapış Yapış

Tut Tut

Netcüz

Ne yapıcağız

Ondan Gayrı

Ondan Sonra

Anih Nediyin

Eyvah Napıyım

Gara habarı gelesi

Kötü haberi gelesi

Yas tutmak

Ağıt yakarak sesli ağlama

Gaynama

Eziyet etme

Fışırdama

Şımarma

Gızım

Kızım

Oğlanım

Oğlum

 

 

İNSAN İSİMLERİ

KÖY AĞZI

ŞEHİR AĞZI

AŞA

AYŞE

ELİ

ALİ

ŞERİF

ŞERİFE

SEYİN

HÜSEYİN

FADİM

FATMA

ERCEP

RECEP

HATÇE

HATİCE

EHMET

AHMET

HEMİDE

HAMİDE

GADİR

KADİR

MEMED

MEHMET

IRMAZAN

RAMAZAN

ISMAYIL

İSMAİL

SÜLEYMEN

SÜLEYMAN

YUNİŞ

YUNUS

ÜRFET

RIFAT

İBREM

İBRAHİM

MISTIK

MUSTAFA

IRZA

RIZA

MEMEDELİ

MEHMET ALİ

ELİRZA

ALİ RIZA

ELETTİN

ALAATTİN

SELETTİN

SELAHATTİN

SAZAK

SEZAİ

 

ILBARIT (ÜÇBÖLÜK)KÖYÜ SÖZLÜĞÜ

Aluç              : Alıç

Ahlat            : Armudun küçüğü

Argun          : Mayhoş armut türü

Aşlak           : Ağacın aşılanmış hali

Anadut        : 3 parmaklı tarım aleti

Avla             : Bahçe etrafına çekilen dikenli korumalık

Avlı--- Avlu : Evin giriş bölümü

Akbuba     : Akbaba

Ağnanmak       : Yerde yuvarlanmak

Apışak           : Bacakların yana açılması

Anih Nediyin  : Eyvah Napıyım

Aşa                  : ayşe

Abıca   :Amca

Badılcan  : Patlıcan

Bük          : Böğürtlen

Badem     : Çağla

Bişleyeç  : Yufka ekmek pişirmekte kullanılan ince tahta

Bekmez    : Pekmez

Bandurma  : Kaz hindi yağına bastırılan yufkadan yapılan yiyecek

Bişi             : Ziyrat günleri yufkanın yağlanmış halinden yapılan yiyecek 

Boyunduruk : Öküz koçumluğu

Bıçkı      : Bir tür kesici bıçak

Bedavra     : Kiremit altına konulan ince tahta

Basak       : Merdiven

Buzağı    : İneğin küçük yavrusu

Beygir  : At

Bıldır sene       : Geçen yıl

Cöğüz      : Ceviz

Cöpre      : Üzümün çöpü

Civciv      : Tavuk yavrusu

Cizleme      : Cıvık hamurdan saca dökülüp yapılan yiyecek

Çatuk       : Üzüm asması,omca

Çetlemük   : Çitlembik

Çükündür : Şeker pancarı

Çotura   : Çam ağacından yapılan su kabı

Çec        : Tınarın samandan ayrılan ürün kısmı

Çıkrık        : İp eğirme aracı

Çardak      : Köy evinin holü

Çokmak         : Havlamak

Çulluk        : Dağ tavuğu

Çökürge   : Çekirge

Çörek       : Mayalı hamurdan yapılan yiyecek

Döngel      : Muşmula

Danagöz  : Kara üzümün irisi

Döbelen  : Mantargillerden bir bitki

Deymen  : Değirmen

Döven       : Harmanda ekinin ezilmesinde kullanılan altı dişli alet

Diğren    : 2 parmaklı tarım aleti

Dırmuk    : Tırmık

Dam- ahır  : Hayvanların konulduğu yer

Dana     : İneğin erkek yavrusu

Düğe     : İneğin dişi yavrusu

Davar   : Keçi koyun sürüsü

Davşan   : Tavşan

Dağnamak        : Kınamak

Dengilmek        : Devrilmek

Dibildemek       : Kıpraşmak

Debertlemek    : Karıştırmk

Dekmük           : Tekmelemek

Erük         : Erik

Efin           : Ardıçın meyvesi

Ekşikara   : Karadut,ahududu

Evelük   : Üvleyik

Ezme        : Erikten yapılan bir tür yiyecek

Elet Elet          : Götür Götür

Eli                     : ali

Ercep            : recep

Ehmet            : ahmet

Elirza        : ali rıza

Elettin        : alaattin

Fışkın      : Bitkide yeni süren filiz

Fışkı       : Eşek gübresi

Filke           : Küçük musluk

Fadim             : fatma

Fışırdama       : Şımarma

Gaz    : Kaz

Gadir              : kadir

Gızım            : Kızım

Gara habarı gelesi  : Kötü haberi gelesi

Gıdacuk         : Çok az

Gıygaştu         : Yarı aralamak

Gade                : Yenge

Gıran guyulası  : Soyu kuruması

Guğuk    : Guguk kuşu

Garga     : Karga

Gocen      : Tavşan yavrusu

Govercin   : Güvercin

Gırlanguç  : Kırlangıç

Gartal       : Kartal

Govlez     : Köpek yavrusu

Gocabuba :Dede

Gocaana : Nine

Gözer     : Bir cins elek

Güğüm  : Su kabı

Götürge  : Oturak

Gözleme   : Torba yoğurdu veya ıspanakla yapılan yiyecek

Gavurga    : Patlamış mısır

Gavut        : Patlamamış mısırın havanda veya değirmende çekilmiş toz hali

Gırbaç           : Kırbaç

Gurebi     : Orak şeklinde diken kesme aleti

Goyun  : Koyun

Goç       : Erkek koyun,koç

Gızamuk  : Kızamık

Göksulu    : Tatlı armut cinsi

Gökcüz     : Yer altı bitkisi

Gıcı         : Çam palamudu

Gunluk      : Balkon

Götü Götü     : Getir Getir

Gaynama        : Eziyet etme

Gunluk      : Balkon

Hıyar       : Salatalık

Hamut          : At eşek koşum takımı

Helek     : Fasulye diplerine konulan uzun sopa

Hambar     : Ambar

Horuz      : Horoz

Hora geçmek    : Makbul geçmek

Hatçe              : hatice

Hemide           : hamide

Hodala     : Köfte şeklinde kepekten yaplıan kaz hindi yiyeceği

Ispatan      : Hardal

Ismayıl          : ismail

Irmazan        : ramazan

Irza      : rıza

İşlik          : Pamuklu gömlek

İnek          : Dişi sığır   

İbi       : Hindi

İbrem  : ibrahim

Kirez        : Kiraz

Kiren        : Kızılcık

Karamuk  : Çitlembiğin meyvesi

Koruk       : Ham üzüm

Kelek       : Ham kavun

Karapakla  : Bakla

Kaşuk  : Kaşık

Kesmük : Dövenin dövemediği tınar artığı

Kağnı       : Köylünün yük çekme arabası

Kara saban  : Çift sürme aleti

Kemrelik    : Hayvan dışkısı atılan yer

Kemre       : Hayvan dışkısı

Kiremüt     : Kiremit

Kuzu    : Koyun yavrusu

Kömüş     : Manda,camış

Karabakal : Karatavuk kuşu

Maniye     : Domates

Mazı        : Meşe ağacının meyvesi

Mengenez  : İp eğirme aracı

Malak       : Mısır unu pekmez karışımı bulamaç

Mınnak    : Kedi yavrusu

Merkep      : Eşek

Melhe             : Çamur

Memed          : mehmet

Mıstık  : mustafa

Memedeli  : mehmet ali

Netcüz          : Ne yapıcağız

Ne diyon        : Ne yapıyosun

Nesbetsüz       : Patavatsız

Naşpa   : Maşrapa

Oklağaç   : Oklava

Orak      : Tarlada ekin toplama aleti

Oyma      : Küçük ev gereçlerinin konulduğu yer

Oğlak  : Keçi yavrusu

Oğlanım          :   Oğlum

Ondan Gayrı  : Ondan Sonra

Öğrendire   : Öküzleri yönlendiren ucu çivili uzun sopa

Öküz    : Erkek sığır

Öte                : İleri

Pölüt        : Meşe palamudu

Poğ         : Yazma

Pıt pıt         : Mısır unu hamurundan yapılan yufka türü yiyecek

Pilavlık      : Erişte

Sellep       : Salep

Susam      : Zambak

Sacıyak  : Ocakta üzerine kap konulan 3 bacaklı ev gereci

Sübek     : Bebeklerin beşiğine konulan bir alet

Suruk      : Uzun ceviz dokuma sopası

Sap saçma : Yığının bozulup dövenle sürülecek şekilde saçılması

Sergen      : Raf

Sıpa      : Eşek yavrusu

Seyin                : hüseyin

Süleymen      : süleyman

Selettin     : selahattin

Sazak        : sezai

 

Şipşibi  : Yufka yağlamaya yarayan bir alet

Şaşumuş       : Şaşırmış

Şerif                  : şerife

Tekne   : Hamur yoğurulan derince oyulmuş ağaç

Tapla     : Köy sofrası

Tınar          : Harman dövülüp,bir yere yığılması, savrulma haline getirilmesi

Tafşut       : Hoşaf

Taban         : Çift sürdükten sonra tarlayı düzleme aleti

Tara        : Orak şeklinde ot kesme aleti

Tırpan    : Ekin biçme aleti

Tıkıra         : Kaybolan inekleri bulmak için boyna asılan bir tür zil

Tüstavan   : Çatı altı

Temek     : Ahır penceresi

Tay       : At yavrusu

Teke    : Erkek keçi

Toğuk      : Tavuk

Tıktıkçı   : Ağaçkakan

Tocu       : Tocuhasan kuşu

Tirik          : Sincap

Upruk   : İbrik

Urup           : Kızılcık şerbetliği

Ürfet  : rıfat

Vidik        : Kaz yavrusu

Vizviz         : İlkbaharda arı tarafından sokulan hayvanların kaçışması

Yılaf        : Yulaf

Yalamuk    : Çam ağacından çıkan sıvı

Yaslağaç : Üzerinde yufka açılan tahta

Yaygu   : Sofra altına serilen bez

Yığın     : Tarladan gelen ekinlerin bir yere yığılması

Yaba      : 5 parmaklı tınar savurma aleti

Yüklük       : Yatak,yorgan konan yer

Yonga       : Ağaçtan çıkan kabuklar

Yanır        : Çam ağacı reçinesi

Yüze sırtarmak  : Çemkirmek

Yapış Yapış    :  Tut Tut 

Yas tutmak      : Ağıt yakarak sesli ağlama

Yuniş              : yunus

 

Zövle            :  Boyundurukta bulunan bir çubuk

 

MİTHAT DEMİRSÖZ’E TEŞEKKÜRLER.

ELİNE,DİLİNE SAĞLIK

SELAMİ ALKAN (SND) SAFRANBOLU / 2008

 

 

 KARABÜK DEMİR ÇELİK(KARDEMİR )
 FABRİKASINDA ÇALIŞANLARIMIZ

  1- SATIMEHMETKARA                  
  2 METİNYILDIRIM                        
  3- EMİN TANGÜL                             
  4- HAFİZE ÖZDEMİR                       
  5- AHMET TUNCAY                         
  6- RAMAZAN TUNCAY                    
  7- NURİ ALKAN                                  
  8- TUNCER ALGAN                            
  9- EROL AKGÜL                                  
  10- MUSTAFA AKGÜL                      
  11- ABDULLAH GÜRLEYİK              
  12- RUŞEN GÜRLEYİK                     
  13- YAŞAR ÖZTEKİN                        
  14- TAHİR OĞUZ                               
  15- MUSTAFA KILIÇ  

  16- YILMAZ KAYA                             
  17- HASAN ERİŞ                                
  18- MUSTAFA KARA                        
  19- AHMET KAYA                             
 
20- MUSTAFA ÖZLÜ                        
  21- HASAN ÖZLÜ
  22- OSMAN TANIK
  23- RAMAZAN ÖZDEMİR

 24- BİLGİN YILDIRIM

 25- HÜSEYİN ŞAHİN

 26- MEHMET ÖZDEMİR

 27- HÜSEYIN YILDIRIM

 28- MUSTAFA YILDIRIM

 29- HÜSEYİN KARA

 30- CİHAN KARA

 31- MUSTAFA ÖZEN

 32- BİLGİN ÖZEN

 33- SEZAYİ ERİŞ

 34- NECATİ KARA

 35- RIDVAN SATILMIŞ

36- İBRAHİM SATILMIŞ

37- KADİR DOĞAN

38- HASAN AVCI

39- ŞİNASİ AVCI

40- MEHMET ALKAN

41- MEHMET TANGÜL

42- TAHİR OĞUZ

43- EKREM AKGÜL

44- RECEP DEMİRSÖZ

Selami ALKAN (SND)

Safranbolu 2007

 

 

DİKİLİTAŞ

İNCİRLİTAŞ

OKUL YANI

GÜLPINARI

TAŞPINAR

YUKARI HARMAN



ILBARIT KÖYÜ KAYA MEZARLARI

Köyümüzde beş tane kaya mezarı yer almaktadır.



1-Taş Pınar
:

Köyün aşağısından giren yolun kenarında ve tam köyün bitişiğinde yer almaktadır.
Önünde eni: 2m, yüksekliği: 1,5m, derinliği: 1.20m olan at nalı şeklinde bir giriş yeri vardır. dikdörtgen şeklindeki bir kapıdan mezar odasına girilmektedir. Odanın boyu: 2,80m, eni: 2,10m’dir.İçinde üç tane arkosolium vardır. Bunların boyları: 2m.enleri: 0.90m, yüksekliği: 0.50m’dir. Duvarları düz ve kubbemsidir.

2- Yukarı Harman mağarası:

Bu mezar köyün üst tarafında ve yolun kenarındadır. Düzgün olmayarak açılan bir kapıdan eni:2.0m. boyu2.10m ve yüksekliği 2m olan mezar odasına girilmektedir.
Tavanı tonozlu olan bu odanın arka duvarında boyu 2,10m,yüksekliği 2m, eni 0.90m olan ölü sedir vardır.

3- Üzümlü İn :

Bu mezar Yukarı Harman mevkiinde bir evin bahçesinde yer almaktadır.Eni:2m., yüksekliği: 2.10m., derinliği:1m olan at nalı şeklinde bir girişi vardır. Girişin üstünde bağ yaprağı , üzüm , bağ bıçağı ve bağ gömme çekici bulunmaktadır.Dikdörtgen şeklindeki kapıdan içeri girildiğinde eni:2m,boyu:2m mezar odası vardır..Odada üç tane arkosolium bulunmaktadır Bunların boyları:2m,enleri:0.90m,yükseklikleri:0.70m’dir. Mezarda çok iyi bir işçilik vardır.

4- İncirli Taş Kaya Mezarı 1 :

Bu mezar köyün batı yönünde okulun yakınında yer almaktadır.İki tane kapısı vardır.Bunlardan biri güneyden, diğeri batıdan açılmıştır.Her ikisinde önünde at nalı şeklinde girişi vardır.Güneydekinin kapısı kırılmış olduğundan şekli hakkında bilgi edinmek olanaksızdır.Batıdaki kapı dikdörtgen şeklindedir. Odada sedir yoktur.

5 - İncirli Taş Kaya Mezarı 2:


İncirli taşta ikinci mezar okulun batısında yer almaktadır Eni:2m, yüksekliği:2m,derinliği:0.70m’dir.
At nalı şeklinde bir girişi vardır.Bu mezarın içinde ve kapısının üzerinde üzüm ağacı kabartısı vardır.Giriş yerinden eni:0.60m,yüksekliği:0.70m. olan bir kapı ile mezar odasına girilmektedir.
Odanın boyu 2.20m,eni:2.10m,yüksekliği:2m’dir. İçinde üç tane arkosolium vardır.Bunlardan yandakilerin boyları 2.20m,arkadakinin boyu:2.10m.,enleri:0.90m.,yükseklikleri:0.60m’dir.Tavanı kubbemsidir.

6-Gül Pınarı Kaya Mezarı:

Ilbarıt köyünün 300m batısında sivri bir kayaya oyulmuş olan mezarın giriş yeri yoktur. Dikdörtgen biçiminde bir kapısı vardır.Bu mezarın güneyinde büyük bir mezar odası var olduğu görülüyor amma zamanla kaybolmuş,arka duvarı kalmıştır. 

            Selami ALKAN (SND) Safranbolu / 2007

 

KAYIKCI KUL MUSTAFA

17. yüzyıl halk şiirimizin asker ozanlarından biri Kayıkçı Kul Mustafa. Cezayir’den Bağdad’a dek çeşitli beldeler dolaşmış, savaşmış, savaşlara destanlar, yenilgilere, şehitlere ağıtlar düzmüş bir Yeniçeri ozanı. Kayıkçı Kul Mustafa’nın doğum ölüm yıllarını bilemiyoruz. Yaşamı üzerine de açıklayıcı bilgilerden yoksunuz. Ölümünün, Abaza Hasan Paşa’nın ayaklanmasını dile getiren destandan, 1659′dan sonra olduğu sanılıyor. Böylece Kayıkçı Kul Mustafa’nın 17. yüzyılın ilk yarısında yaşadığı ileri sürülüyor. Kayıkçı Kul Mustafa’yla ilgili bilgilerimiz, onun şiirlerinden çıkarıldığınca şöyle özetlenebilir:

Murat Reis’in ölümü (1609) dolayısıyla söylediği ağıt. Buradan “Kayıkçı” sanını Cezayir’de bulunduğu sırada, görevinden ötürü aldığı sanılıyor. Padişah 2. Osman’ın bir ayaklanma sonucu öldürülmesini anlatan şiiri, Şah 1. Abbas’ın Bağdad’ı ele geçirişi, 4. Murat’ın 1630′da Bağdad’ı kuşatması üzerine yazdıkları Murat Reis’in ölümünden sonra 4. Murat’a “kul” olduğu, olayların içinde yaşadığını, yaşadığı olayların da şiirini söylediğini açıklıyor. Bunların içinde en ünlüsü “Genç Osman Destanı”dır. “Genç Osman”, 4. Murat’ın Bağdad’ı kuşatmasında bir birlik komutanıdır. Yapılan saldırı sırasında kaleden atılan oklarla yaralanıp, Dicle’ye düşmüş, boğularak ölmüştür.

Kayıkçı Kul Mustafa’nın bu olayla ilgili olarak söylediği “Genç Osman” destanı kısa sürede bütün Anadolu’ya yayılmış, büyük ün kazanmıştır. Bugün bile “Genç Osman Destanı”nın etkisinin tümüyle silindiği söylenemez. Aslında, tarihlerin yazdıklarına göre Bağdad ancak 1638 yılında ele geçirilebilmiş, kale bedenlerine sancağı da Zor Mustafa Paşa dikmiştir ama bu olay kamuoyunda, Kayıkçı Kul Mustafa’nın dile getirdiği “Genç Osman Olayı”nın geniş etkisini silememiştir.
Şiirlerinde kimi söylemelerde zorlamalar görülüyorsa da, döneminde halk beğenilerini zorlamayan, yalınlığı, içtenliğiyle geniş etki bırakmış, ozanları da bir ölçüde bu etki altına alabilmiştir

Halk Aşıkları

Kayıkçı Kul Mustafa :

Yörede 1940 yılında yapılan araştırmalara göre Kayıkçı Kul Mustafa Ilbarıt Köyünde doğmuştur. Şair tabiatlı olan Kul Mustafa delikanlı çağında köyüne sığmayan bir yürek bütünlüğü ile ver elini İstanbul diyerek gurbet yoluna düşmüştür. Kayıkçı Kul Mustafa’nın Bağdat seferine çocuk yaşta gönüllü olarak katılan ve kahramanlıklar gösteren Genç Osman için yaptığı destan, sonraları bütün yurt çapında çalınıp çağrılmaya başlanmıştır.
Bu ünlü ozanımızın nerede öldüğü ve nereye gömüldüğü belli değildir.

Kuloğlu :

Hayatı hakkında bir bilgi yoktur. Bizim araştırmalarımıza paralel olarak (Bizim Safranbolu Gazetesinde Kuloğlu başlıklı bir yazıda Safranbolu’da tapu kütüklerinde yapılan bir araştırmaya göre 30 sayılı defterde Bulak Köyünde Kuloğlu Doruğu adlı bir yer bulunduğu görülmüş, buna göre Kuloğlu’nun Bulaklı olduğu hakkında bir ipucu olabileceği düşünülmüştür. Kuloğlu’nun 4.Murat’ın Bağdat Seferine katıldığı ve ordu ozanları arasında özellikle Kayıkçı Kul Mustafa ile bulunduğu tahmin edilmektedir. Bu kısmen de olsa Kul Mustafa’nın bir deyişinden anlaşılmaktadır. Deyiş şöyledir :

Kul Mustafam bunu böyle söyledi.

İndi aşkın deryası boyladı,
Kuloğlu da muhannetlik eyledi,
Açıl dağlar Sultan Murat geliyor.
(abone.superonline.com)

Şaire ait 12 şiir bulundu

Arzıhâl Eylesem Ettiğin Cevri

Arzıhâl eylesem ettiğin cevri
Muhabbet arzolur yüze gelince
Âşık öldürmekte akranın yoktur
Bir dem işve ile nâza gelince

Kaşların çatarsın gözün süzersin
Her bakışta ciğerciğim üzersin
Yâdlar ile yiyip içip gezersin
İstiğnâ satarsın bize gelince

Kaşların yay olmuş kirpikler oktur
Korkarım sevdiğim âşıkın çoktur
Peyitaht altında akranın yoktur
Keman kaşın ile göze gelince

Sen de mi öğrendin cefâ kılmayı
Hançer alıp dertli sînem delmeyi
Tenezzül etmesin bize gelmeyi
Ya koçulur musun size gelince

Kul Mustafa eydür bekler yolunu
Rakipler de dermiş gonca gülünü
Yâd eller de koçmuş ince belini
Ya koçulmam derdin söze gelince
Kayıkçı Kul Mustafa

Bugün Ben Bir Güzel Gördüm

Bugün ben bir güzel gördüm
Yeşiller giymiş ağ üzre
Bir bakışta aklım aldı
Dururken ben ayağ üzre

Mah yüzüne mi bakılır
Bakanlar yanıp yakılır
Her söyledikçe dökülür
Leblerin balı yağ üzre

Beni mesteden canıdır
Zülfü gönüller damıdır
Her biri birer haramidir
Kirpikleri kapağ üzre

Der Mustafa geldi ise
Hak inayet kıldı ise
Ferhat dağı deldi ise
Koyam ben dağı dağ üzre
Formun Üstü
Kayıkçı Kul Mustafa

Canım Sen Güzel Olmağa

Canım sen güzel olmağa
Sana bir ben gerek bir ben
Âşıkın gönlün almağa
Sana bir ben gerek bir ben

Ben hocamdan okurum da
Bülbül gibi şakırım da
Al yanağın çukurunda
Sana bir ben gerek bir ben

Mustafa’m der çaresi ne
Merhem eyle yarasına
İki kaşın arasına
Sana bir ben gerek bir ben
KAYIKCI KUL MUSTAFA

Çünkü Dilber Bana Meylin Yoğ İdi

Çünkü dilber bana meylin yoğ idi
Ezelinden ikrar vermiye idin
Muhabbettir güzelliğin nişanı
Uğrun uğrun bakıp gülmiye idin

Hani benim ile yiyip içtiğin
Yiyip içip ak göğsünü açtığın
Simden sonra fayda etmez kaçtığın
Soyunup koynuma girmiye idin

Siyah zülfün mâh yüze etmiş perde
Sen uğrattın beni bin türlü derde
Ben kendi hâlimde gezdiğim yerde
Arayıp bergüzâr vermiye idin

Kul Mustafa’m eydür canadır kastım
Çok ağlattı beni gözleri mestim
İncitme sevdiğim severim dostum
İncitirsem güzel olmıya idin
Kayıkçı Kul Mustafa

Eğer Sorarsan Hâlimden

Eğer sorarsan halimden
Bir cansız ölüyüm şimdi
Aldanıp gönlüm alal’dan
Divâne, deliyim şimdi

Geceler girer düşüme
Başım erişmez yaşıma
Buyruk değilim başıma
Bir beyin kuluyum şimdi

Benim çektiğim kim çeker
Gözlerim kanlı yaş döker
Bulanık bulanık akar
Dağların seliyim şimdi

Ben yâre n’ettim n’eyledim
Aşkın deryasın’ boyladım
Yüzümü türap eyledim
Geçenin yoluyum şimdi

Kul Mustafa eydür coştum
Aşkın deryasına düştüm
Çok şükür yâre buluştum
Âleme uluyum şimdi
Kayıkçı Kul Mustafa

Gece Gündüz Uyku Girmez Gözüme

Gece gündüz uyku girmez gözüme
İntizarım ela gözlü yar deyu
Gündüz hayalimde gece düşümde
Selamı çok bir efendim var deyu

Ben bilirim yar sevgisi candandır
Yarsız bana fena dünya zindandır
Benim ulu korkum hemen şundandır
Gayrılara gönül vere yar deyu

Ne mümkündür yüzüm yardan döndürem
Yeri göğü aşk oduna yandıram
Bir sırdaşım yoktur yare gönderem
Var cananın hatırını sor deyu

Kul Mustafa kulluğunu bilmez mi
Varıp dostun bahçesine girmez mi
Dilber bize bir destimal vermez mi
Ağladıkça çeşmin yaşı sil deyu
KAYIKCI KUL MUSTAFA

Gele Dilber Gel Alllahı Seversen

Gele dilber gel Allahı seversen
Gel ağlatma beni eller içinde
Ne acayip olur şu halk-ı alem
Söyleşirler bizi diller içinde

Bunca zaman hasretinden gülmedim
Böyle zalim olacağın bilmedim
Çok yerleri gezdim amma görmedim
Bencileyin geda kullar içinde

Bedir olur doğar artık dulunmaz
Akar çeşmim yaşı bir dem silinmez
Umarım ki şunda asla bulunmaz
Sencileyin gonce güller içinde

Mustafa söyler sözünü saz ile
Süregür devranı şevkce şaz ile
Kırmızılar giy de salın naz ile
Ko ben görüneyim çullar içinde
Kayıkçı Kul Mustafa

-Genç Osman Destanı-

İptida Bağdad’a sefer olanda
Atladı hendeği geçti Genç Osman
Vuruldu sancaktar kaptı sancağı
İletti bedene dikti Genç Osman

Eğerleyin kır atımın ikisin
Fethedeyim düşmanların hepisin
Sabah namazında Bağdad kapısın
Allah Allah deyip açtı Genç Osman

Sultan Murat eydür gelsin göreyim
Nice kahramandır ben de bileyim
Vezirlik isterse üç tuğ vereyim
Kılıcından al kan saçtı Genç Osman

Kul Mustafa karakolda gezerken
Gülle kurşun yağmur gibi yağarken
Yıkılası Bağdad seni döğerken
Şehitlere serdar oldu Genç Osman
Kayıkçı Kul Mustafa

Kara Gözlü Dilber Lebin Lezzeti

Kara gözlü dilber lebin lezzeti
Sükker midir şerbet midir bal mıdır
Dökülmüştür ak gerdanın üstüne
Kakül müdür sırma mıdır tel midir

Kudretinden eğnine hulle biçilmiş
Gerdanına siyah benler saçılmış
Hüsnünün bağında çiçek açılmış
Lale midir sümbül müdür gül müdür

Gönlümdür aşk ile arayup süzen
Ağyar olur yarin ardınca gezen
Söyledikçe kara bağrımız ezen
Ağız mıdır dudak mıdır dil midir

Alçakları koyup yüksekte uçmak
Rakib-i naşiye sırrını açmak
Yadlara meyledip fakirden kaçmak
Adet midir kanun mudur yol mudur

Mustafa der acep gördüğüm düşü
Dilbere meyletmek aşıkın işi
Yolunda harcolan gözümün yaşı
Derya mıdır ırmak mıdır göl müdür
Kayıkçı Kul Mustafa

Kuşlar İçinde Bir Ak Kuş

Kuşlar içinde bir ak kuş
Eşim yok deyi çağırır
Bu çarh-ı gerdun elinden
Sinem çâk deyi çağırır

Kumru eder canım hasta
Gönül dosta gider dosta
Ömrüm geçer bir kafeste
Kurtar Hak, deyi çağırır

Kartal eder dünya fani
Alır bir gün tenden canı
Kendi kanadımdır beni
Vuran ok, deyi çağırır

Bülbül eder ben söylerim
Hafiften mânâ anlarım
Öten kuşları dinlerim
Enelhak deyi çağırır

Leylâ’m eder Mecnun sayrı
Düştüm âşinadan ayrı
Baykuş yapılardan gayrı
Viran çok deyi çağırır

Deli gönül kaldı gamda
Zira bazıları nemde
Kul Mustafa iyi demde
Yâran çok deyi çağırır
Kayıkçı Kul Mustafa

Sabâ Selâm Eyle Gül Yüzlü Yâre

Sabâ selâm eyle gül yüzlü yâre
O mübarek hatırcığı hoş mudur
Ben bendesi ayrı olalı gözden
Kadrin bilmezlerle hâli hoş mudur

Cânân bizim kıymetimiz bilmedi
Bu çeşmimden akan yaşı silmedi
Çok zamandır bir selâmı gelmedi
Bilmem o zalimin bağrı taş mıdır

Mustafa’m da yollarını gözetir
Rakip açmış zülüflerin düzetir
Olur olmaz sitemlerin bizedir
Adülarla bâde içmek iş midir
Kayıkçı Kul Mustafa

Sevdasını Başımızda

Sevdasını başımızda
Görür nazlanı nazlanı
Sülün gibi karşımızda
Yürür nazlanı nazlanı

Gözümden akan kan gibi
Güzellere sultan gibi
Hublar üstünde han gibi
Durur nazlanı nazlanı

Âşıkı mest eder sözün
Bin kan eder elâ gözün
Kâkülüyle ol mah yüzün
Burur nazlanı nazlanı

Mustafa metheder seni
Terk ediben gitme beni
Takip boynuma zülfünü
Sürür nazlanı nazlanı
Kayıkçı Kul Mustafa

(ww.şiirdefteri.com)dan alınmıştır.

Selami ALKAN (SND) Safranbolu / 2007

 

ADI VE SOYADI

TELEFON

     İŞİ

YAŞA YER

Adnan ERDEN

0505725 14 36

İşletmeci

İstanbul

Ayhan KARAMAN

0532236 58 88

TABELA

İstanbul

Ali Rıza DOĞAN

0370735 5057

Fırıncı (Emekli)

Üçbölük

Abdullah GÜRYİK

0537741 05 01

D.Ç.F.(Em)

Karabük

Ahmet ALTUN

0370735 5073

Çukulata (em)

İstanbul

Ayşe ÖZTÜRK

0370735 5167

Ev Kadını

Üçbölük

Aysel MUTLU

0545337 97 23

 

 

Ayhan MUTLU

0532345 09 96

 

 

Aydın YILMAZ

 

 

 

Ali ÖZLÜ

0538436 94 12

Bakkaliye(Em)

İstanbul 

Ahmet YIDIRIM

0542286 87 08

Türkçe Öğretmeni

Safranbolu

Ahmet ERİŞ

0535984 89 20

Fırıncı

İstanbul

Ahmet KAYA

0536666 66 32

D.Ç.F (Emekli)

Üçbölük

Ali OĞUZ

0533257 38 99

Oto Döşemeci

Karabük

Ali TUNCAY

0212222 7056

Müşam Fab.(Em.)

İstanbul

Altan TUNCAY

0532574 02 54

Bigisayar

İstanbul

Ahmet YAŞAR

0536385 07 59

Bakkaliye(Em)

İstanbul

Ahmet ŞAHİH

0370424 35 62

Kırtasiye

Karabük

Ahmet TUNCAY

0370725 15 74

D.Ç.F(Şoför)Em

Safranbolu

Ahmet ÖZÇETİN

0542380 19 16

Özel Demir Çelik

Karabük

Alpay SAYGIN

0532765 13 24

 

 

Ali SAYGIN

0532417 32 74

 

 

Alaattin ERİŞ

0538726 19 77

 

Safranbolu

Ali ÖZTÜRK

0506902 37 92

 

İstanbul

Abdullah GÜNAL

0212641 1513

Emekli Öğretmen

İstanbul

Barış ALKAN

0532597 80 75

Dr. Ortapedi uz.

Ankara

Bilal AYFER

0536507 04 75

 

 

Bilal ÖZEN

0544583 14 25

Avukat

Ereğli

Bilgin ÖZEN

0542428 72 30

D.Ç,Fab.(Em.)

Safranbolu

Bilgin YILDIRIM

0532576 61 52

Servisçi

Safranbolu

Bekir AVCI

0212535 4350

Fırıncı(Emekli)

İstanbul

Bekir KARA

0212211 42 61

Banka(Memur)

İstanbul

Bayram KARA

0370712 78 68

Taksici(Em)

Safranbolu

Bayram AVCI

0542319 23 05

S.bolu Bel. İşçi

Safranbolu

Cemil DOĞAN

0544636 60 69

Kırtasiye

Karabük

Cengiz AYDIN

0538508 45 12

Fırıncı

İstanbul

Celal KAYA

0533593 49 31

 

Karabük

Cafer MUTLU

0536894 78 10

 Emekli

İstanbul.

Cavit SARI

0532347 15 68

 

İstanbul

Cavit DOĞAN

0544636 60 69

Kırtasiye

Karabük

Çetin ERDEN

0533423 51 47

 

İstanbul

Dursun  AVCI

0212426 2360

 

İstanbul

Emrah ALKAN

0505456 85 38

Medikal

Karabük

Emin AKGÜL

0537242 76 68

 

İstanbul

Emin TUNCAY

0532702 46 69

 

 

Emin AYDIN

0537897 76 98

 

 

Enver KAYA

0535512 92 53

Emekli

Safranbolu

Ercan YILDIRIM

0542651 78 03

İnşaat

Safranbolu

Ekrem ÖZ

0535668 31 40

 

 

Erol AKGÜL

0370735 5056

D.Ç.F.(Em.)

Karabük

Erdoğan GÜNAL

0532614 00 64

Elektrikçi

İstanbul

Erdal SAYGIN

0212621 9016

Fırıncı

İstanbul

Erdoğan AVCI

0212531 0422

Bakkaliye

İstanbul

Fehmi ÖZEN

0532668 42 67

Fırıncı(Em)

İstanbul

Güngör MUTLU

0538651 92 78

Bakkaliye(Em)

İstanbul

H. Avni AKSOY

0532415 73 20

Saf.Tıp. Mer.dr.

Safranbolu

Hasan OĞUZ

0216592 84 09

Maliye(Memur)

İstanbul

Hüseyin YILDIRIM

0370712 1139

D.Ç F. Emekli

Safranbolu

Hüseyin SATILMIŞ

0370735 5078

Fırıncı(Em)

Karabük

Hasan ESEN

0370712 4710

Marketçi

Safranbolu

Hasan KAYA

0370735 5086

Fırıncı(Em)

Üçbölük

Hasan YILMAZ

0370735 5062

Fırıncı(Emekli)

İstanbul

Hasan ÖZLÜ

0542456 24 38

D.Ç.F.

Karabük

Hasan SAYGIN

0370735 5068

Fırıncı

İstanbul

Hüseyin ÖZTÜRK

0370712 55 93

Kahveci(Emekli)

Safranbolu

Hüseyin ÖZLÜ

0370735 5089

fırıncı

İstanbul

Hüseyin TUNCAY

0533643 16 09

 

 

Hüseyin AVCI

0542720 62 81

Valilik(Memur)

Karabük

Hüseyin ŞAHİN

0370735 5092

D.Ç.F.(Emekli)

Üçbölük

Hasan YAŞAR

0532491 11 65

Mali Müf.

İstanbul

Hasan SARI

0212462 2304

Fırıncı

İstanbul

Hasan AKGÜL

0212432 2077

Fırıncı(Emekli)

Üçbölük

Hasan AVCI

0212621 4424

P.T.T.(Emekli)

Üçbölük

Hüseyin KALKAN

0537475 11 08

Bakkaliye(Em)

İstanbul

Hüseyin KOÇ

0370433 03 18

Saat Tam.(Em)

Karabük

Hüseyin ŞAHİN

0536464 44 51

 

 

Haydar KOÇ

0535557 8442

 

 

Hüseyin KÜTKÇÜ

0537884 16 66

Şoför,Aşcı,Lok.

İstanbul

Hasan ÖZEN

0535356 85 60

 

 

Hasan MUTLU

0505267 1458

Sınav Der.

İstanbul

Hüseyin  ÖZ

0536950 17 47

Fırıncı

İstanbul

Haşim ÖZCAN

0216388 0800

Şoför

İstanbul

Hasan ÖZEN

02164252556

Fırıncı

İstanbul

Hatice ÖZLÜ

0544443 86 10

Ev Kadını

Ücbölük

Hüseyin AYDIN

0564766 25 21

 

 

Hakkı TANGIR

0535950 49 45

Fırıncı

İstanbul

İksan SARI

0537568 02 21

Fırıncı(Emekli)

İstanbul

İbrahim AKGÜL

0546271 78 33

Fırıncı(Emekli)

İstanbul

İsmail AYDIN

0537359 77 34

Bakkaliye

İstanbul

İrfan ERDEN

0542266 45 01

İşletmeci (Em)

İstanbul

İlyaz ÖZTÜRK

0370725 47 77

Almanya(Emekli)

Safranbolu

İbrahim GÜNAL

0536378 8469

Bakkaliye(Em)

Safranbolu

İlhan GÜNAL

0535716 46 72

Bakkaliye(Em)

Üçbölük

İsmail ÖZ

0532482 51 29

Matbaa

İstanbul

İbrahim AKGÜL

0212631 20 40

Fırıncı(Em)

İstanbul

 İsmail AYDIN

0537359 77 34

Bakkaliye

İstanbul

İbrahim DİLAVER

053324105 01

TTKK.Güv. Gör.

Zonguldak

İrfan ERDEN

0542266 45 01

İşletmeci (Em)

İstanbul

İlyaz ÖZTÜRK

0370725 47 77

Almanya(Emekli)

Safranbolu

İbrahim GÜNAL

0536378 8469

Bakkaliye(Em)

Safranbolu

İsmail ÖZ

0532482 51 29

Matbaa

İstanbul

İbrahim SATILMIŞ

0370725 24 52

D.Ç.F.(Emekli)

Safranbolu

İsmet ÖZDEMİR

0535567 68 47

Şoför

İstanbul

İbrahim C. KARA

0555566 62 74

 

 

İbrahim ÖZCAN

0537296 33 42

 

 

İbrahim ŞAHİN

0532261 92 56

Maliyeci

İstanbul

İsmet ŞAHİN

0533415 16 87

Züccaciye

Karabük

Kemal KAKAN

0545322 43 48

 

 

Kemal AKDOĞAN

0532312 22 78

Hırdavat

İstanbul

Korkut AKDOĞAN

0212501 25 76

Hırdavat

İstanbul

Kenan ÖZDEMİR

0212617 1258

Çorap Fab.(Em)

İstanbul

Mehmet ALKAN

0370735 5095

İnşaat (Emekli)

Üçbölük

Mustafa KÜTKÇÜ

0370735 5097

Çukulata fb.(Em)

İstanbul

Mustafa ÖZLÜ

0370735 5064

D.Ç.F.(Emekli)

Üçbölük

Mehmet MUTLU

0370735 5069

Fırıncı(Emekli)

İstanbul

Metin DOĞAN

 

 

Karabük

M. Ali ERİŞ

0370735 5058

Fırıncı(Emekli)

Üçbölük

Mustafa KARA

0370735 5090

D.Ç.F.(Emekli)

Üçbölük

Mükerrem ÖZÜRK

0370735 50 09

Ev Kadını

Safranb

Mehmet TANIK

0370735 50 85

Fırıncı(Emekli)

İstanbul

Mintaze TAŞAR

0370735 50 66

Ev Hanımı

Karabük

Mustafa KILIÇ

0370735 50 61

Fırıncı(Emekli)

Üçbölük

Mustafa YAŞAR

0533761 11 64

Gümrük müd.

Bursa

Mehmet KARA

0555463 70 97

Emekli Memur

Karaşar

Mustafa ALTUN

0212291 17 60

 

 

Mehmet AVCI

0535500 40 72

Spor Mag.

İstanbul

Mehmet AVCI

0212694 13 30

Fırıncı

İstanbul

Mithat DEMİRSÖZ

0538295 29 71

Tekstil(Emekli)

İstanbul

Mithat ÖZEN

0532283 32 67

 

 

Mustafa ERİŞ

0536985 63 15

 

 

Mustafa ERİŞ

0370725 12 33

Ayakkabıcı(Em)

Safranbolu

Mehmet ÖZER

 

Maliye (Memur)

İstanbul

Mehmet GÜNAL

0537789 98 71

Elektrikçi

İstanbul

Mehmet KALKAN

0532560 20 61

Kuyumcu

İstanbul

Mustafa KAYA

0532312 87 73

P.T.T. Memur

İstanbul

Mehmet KOÇ

0536577 78 81

Doğal Gaz

İstanbul

Mustafa ÖZDEMİR

0532485 19 20

Galerici Oto.

İstanbul

Mehmet ÖZER

0212534 6017

Maliyeci

İstanbul

M.Ali ÖZLÜ

0533489 83 34

Fırıncı

İstanbul

Murat ÖZLÜ

0533664 91 23

Turizm Şir..

İstanbul

Mustafa SAYGIN

0212437 2380

Fırıncı

İstanbul

Mustafa ŞAHİN

0536879 57 77

Fırıncı

İstanbul

Mehmet ŞENLİK

0505677 13 44

Öğretmen

Bursa/İst

Mehmet TANIK(b)

0539417 75 90

Fırıncı(Em)

İstanbul

Mehmet TANIK(k)

0535249 13 17

Döşemeci

İstanbul

Mehmet YILDIRIM

0505676 51 79

Öğretmen

İstanbul

Mehmet SARI

0212429 0545

Fırıncı(Em)

İstanbul

Mustafa GÖKMEN

0370412 29 57

Toptancı(Em)

Karabük

Mustafa ESEN

0370712 47 10

Marketçi

Safranbolu

Mustafa TAŞAR

0542711 07 40

Taksici

Karabük

Mehmet IŞIK

0212536 39 09

 

 

Mehmet TANGÜL

0532301 83 06

 

 

Mustafa AKSOY

0537421 27 39

Marangoz(Em)

Safranbolu

Metin AKSOY

0505733 40 57

Memur

Karabük

Nuri ALKAN

0370415 73 94

D.Ç.F  Emekli

Karabük

Necati KARA

0506419 91 64

Fırıncı(Emekli)

Üçbölük

Necati KARA

0532595 00 21

SSK(Memur)Em

Safranbolu

Nevzat SARI

0370725 45 40

İnşaat Mal. Satışı

Safranbolu

Nermin MUTLU

0505054 05 34

 

 

Nuri IŞIK

0370735 5103

Karabük Bl.(Em)

Bağılca

Necmi ÖZ

0535249 10 20

 

İstanbul

Osman TANIK

0370735 5080

D.ç.f.(Emekli)

Üçbölük

Osman KARA

0370735 5059

Fırıncı(Emekli)

Üçbölük

Osman AKDOĞAN

0532317 03 29

Kuyumcu

Kemer

Osman AYDIN

0537595 06 66

Bakkaliye

İstanbul

Osman COŞKUN

0212563 8585

Kırtasiye

Çıraklar

Osman YILMAZ

0535942 37 27

Gazeteci

İstanbul

Osman TUNCAY

0535551 48 48

 

İstanbul

Osman SAYGIN

0533514 38 44

Servisçi

İstanbul

Osman GÜNAL

0535428 14 29

 

İstanbul

Orhan ALKAN

0505820 40 98

İmam

Safranbolu

Oğuz KAYA

0212231 88 86

 

İstanbul

Ömer ERİŞ

0370725 20 39

Kunduracı (Em)

Safranbolu

Özcan TANGÜL

0532346 8071

 

İstanbul

Ruşen AYDIN

0533337 35 06

Bakkaliye 

İstanbul

Ramazan AVCI

0532776 81 50

 

 

Ramazan AYDIN

0370712 44 79

Aydın Çeyiz

Safranbolu

Ramazan ÖZDEİR

0370725 05 66

İnşaat İş(Emekli)

Safranbolu

Rıfat ÖZCAN

0544801 73 79

 

 

Recai DEMİRSÖZ

0370735 5081

Ressam

Üçbölük

Recep ÖZCAN

0538386 04 46

 

 

Ramazan YILIRIM

0533458 24 60

Hava alanı Gör.

İstanbul

Ramazan KOÇ

0534617 47 11

İmam (Emekli)

Bursa

Recep ALTUN

0532667 71 24

 

 

Ramazan TUNCAY

0536784 60 38

Marketci

Safranbolu

Ramazan DURSUN

0532496 49 45

 

 

Selami ALKAN

0536725 84 34

Emekli öğretmen

Safranbolu

Sezai ÖZDEMİR

0370712 41 08

S.bolu Bel.(Em)

Safranbolu

Sezai ERİŞ

0542425 97 29

 

Safranbolu

Satı ŞENLİK

02163996200

 Emekli

İstanbul

Servet AKDOĞAN

0532626 36 93

Kırtasiye

İstanbul

Satı AVCI

0212614 13 30

 

 

Selahattin AVCI

0546215 55 17

Fırıncı(Emekli)

Safranbolu

Serkan AVCI

0542507 10 12

Güvenlik Gör.

İstanbul

Salih KARA

0537554 26 16

Kasap

İstanbul

Salih SARI

0538952 90 50

Kaportacı

İstanbul

Selahattin TANGÜL

0531778 40 73

 

 

Selahattin SARI

053793380 37

 

 

Sabri YAŞAR

0537856 03 78

Bakkaliye(Em)

İstanbul

Salih YAŞAR

0212532 51 89

Bakkaliye(Em)

İstanbul

Sinan ÖZEN

0544330 7162

İstanbul Bl.(İtfa)

İstanbul

Sedat YILMAZ

0532246 10 32

İthalat,İhracat,B

İstanbul

Serdar ERDEN

0212253 5950

Muhasebe

İstanbul

Şahin ÖZÇETİN

0544321 69 03

Özel Demir Çelik

Karabük

Şinasi AVCI

054346768 99

D.Ç.F.(Emekli)

Safranbolu

Satı ÖZ

0535667 63 87

 

 

Şaban SARI

0370712 21 50

D.Ç.F.(Emekli)

Safranbolu

Şaziye DEMİRALP

0370712 50 47

Ev Kadını

Safranbolu

Tuncer ALĞAN

0370412 26 20

Mühendis(DÇF).

Karabük

Tahir TANGÜL

0541905 06 08

Servisci

Karabük

Turgut SAYGIN

0532337 09 43

Fırıncı(Emekli)

İstanbul

Uğur TUNCAY

0536233 88 11

 

 

Uğur AVCI

 

 

 

Ünal GÖKMEN

0532286 00 95

Banka Müfettişi

İstanbul

Ümit MUTLU

0533410 20 46

 

İstanbul

Vedat ÖZLÜ

0212582 1693

Mobilyacı

İstanbul

Vural GÖKMEN

0532583 43 25

Prof.Dr.(H. Ün)

Ankara

Yakup ALKAN

0370712 8174

Fırıncı (Emekli)

Safranbolu

Yakup OĞUZ

0532762 67 28

P.T.T. (Emekli)

Karabük

Yaşar KOÇ

0212482 6965

Fırıncı

İstanbul

Yusuf KARA

0532633 69 10

Kuyumcu

İstanbul

Yavuz KAYA

0542397 16 49

Tornacı (Emekli)

İstanbul

Yaşar YILMAZ

0536218 75 95

Beldiye Zab Gör.

Karabük

Yılmaz ALGAN

0216366 36 89

Subay ( Topcu)

İstanbul

Yahya KOÇ

0535557 84 43

 

 

Yusuf ÖZER

0532365 72 30

 

Ankara

 

 

 

 

Bu sayfada köyümüzde ve dışında ikamet eden hemşerilerimizin nerede?

ne işle meşgul olduğu , telefon   bilgileri yer alacaktır.Bu sayfada yer

almak isteyenler veya istemeyenler aşağıdaki adreslerden bana  ulaşabilirler.

Gerekli düzeltmeler yapılır.

SAFRANBOLU: Selami ALKAN TEL:   0 536 725 84 34

 

 

 

 

SAFRANBOLU ÜÇBÖLÜK KÖYÜ TELEFON NO:

ADI VE SOYADI

TEL. NO:

 

ADI VE SOYADI

TEL. NO:

Adnan ERDEN

735 5076

 Mehmet ŞENLİK

4642172488

Ayhan KARAMAN

735 5002

 Satı   ŞENLİK

2163996200

Ali Rıza DOĞAN

735 5057

 Osman AKDOĞAN

2428144033

Ahmet KALKAN

735 5065

 Hasan AKGÜL

2124322077

Abdullah GÜRLEYİK

735 5102

 İbrahim AKGÜL

2126312040

Hüseyin SATILMIŞ

735 5078

 Ahmet ALTUN

2122344948

Ahmet ALTIN

735 5073

 Mustafa ALTUN

2122911760

Ayşe ÖZTÜRK

735 5167

 Recep ALTUN

2126253160

Ali ÖZLÜ

735 5093

 Bekir AVCI

2125354350

Bilgin YILDIRIM

735 5110

 Dursun  AVCI

2124263260

Hasan KAYA

735 5086

 Hasan AVCI

2126214424

Hasan YILMAZ

735 5062

 Mehmet AVCI

2126941330

Hasan SAYGIN

735 5068

 Ramazan AVCI

2125243106

Hüseyin ÖZLÜ

735 5089

 Satı AVCI

2126141330

Hüseyin AVCI

735 5060

 Selahattin AVCI

2125336912

Hüseyin ŞAHİN

735 5092

 Cengi AYDIN

2122942844

Hasan TAŞAR

735 5105

 Emin AYDIN

2125329704

Erol AKGÜL

735 5056

 İsmail AYDIN

2125325129

Mehmet ALKAN

735 5095

 Osman AYDIN

2125328816

Meliha MUTLU

735 5165

 Ruşen AYDIN

2126318368

Mustafa KÜTÜKÇÜ

735 5097

 Mithat DEMİRSÖZ

2122220151

Mustafa ÖZLÜ

735 5064

 Adnan ERDEN

2122377504

Mehmet MUTLU

735 5069

 Çetin ERDEN

2122501072

M. Ali ERİŞ

735 5058

 İrfan ERDEN

2122739174

Mustafa KARA

735 5090

 Ahmet ERİŞ

2125694118

Sezai KARA

735 501

 Mustafa ERİŞ

2163716679

Mükerrem ÖZTÜRK

735 5009

 Erdoğan GÜNAL

2125547247

Mehmet TANIK

735 5085

 İbrahim GÜNAL

5363788469

Nuri IŞIK

735 5103

 İlhan GÜNAL

2125324600

Osman TANIK

735 5080

 Mehmet GÜNAL

2125239794

Osman KARA

735 5059

 Ömer GÜNAL

2125313075

Ruşen AYDIN

735 5099

 Yakup GÜNAL

2125324600

Ramazan ÖZDEMİR

735 5189

 Hüseyin KALKAN

2125242826

Rıfat ÖZCAN

735 5074

 Salih KARA

2126411734

Recai DEMİRSÖZ

735 5081

 Yusuf KARA

2125699689

Sezai ERİŞ

735 5098

 Mehmet KALKAN

2124421825

Satı ÖZ

735 5063

 Ayhan KARAMAN

2164884314

Süleyman TUNCAY

735 5079

 Ahmet KAYA

2124626130

Yakup ALKAN

735 5191

 Celal KAYA

2124853968

Mintaze TAŞAR

735 5066

 Mustafa KAYA

2126578683

Hasan TAŞAR

735 5105

 Yavuz KAYA

2128810029

Mustafa KILIÇ

735 5061

 Mehmet KOÇ

2163700429

Cemal OĞUZ

735 5067

 Haydar KOÇ

5355578442

Mehmet KARA

735 5109

 Hüseyin KÜTÜKÇÜ

2122325855

İksan SARI

735 5217

 Mustafa KÜTÜKÇÜ

2122302992

Hasan SAYGIN

735 5068

 Ayhan MUTLU

5323450996

Satı ŞENLİK

735 5092

 Cafer MUTLU

2163291002

Osman AKDOĞAN

735 5087

 Güngör MUTLU

2126214591

Kemal AKDOĞAN

2122201373

 Hasan MUTLU

5052671458

Servet AKDOĞAN

2122221504

 Hüseyin  ÖZ

2126478663

Hasan SARI

2124622304

 İsmail ÖZ

2126462064

Yakup OĞUZ

2124520446

 Satı  ÖZ

2125683131

Ümit MUTLU

2125256209

 İbrahim KARA

2163628381

Yaşar KOÇ

2124826965

 Bekir KARA

2122114261

Murat KARA

2125537177

 Nuri IŞIK

3727355103

Selami  ALKAN

3707128174

 Osman GÜNAL

2124023294

Haşim  ÖZCAN

2163880800

 Abdullah GÜNAL

2126411513

İbrahim ÖZCAN

2122818152

 Ali TUNCAY

2122227056

Recep ÖZCAN

2122118417

 Osman TUNCAY

2125622155

Rıfat ÖZCAN

2122790383

 Uğur TUNCAY

2126113675

İsmet ÖZDEMİR

2122345277

 Ahmet YAŞAR

2125325043

Kenan ÖZDEMİR

2126171258

 Yılmaz YAŞAR

2163417216

Mustafa ÖZDEMİR

2166515116

 Sabri YAŞAR

2126316965

Fehmi ÖZEN

2126573287

 Salih YAŞAR

2125325189

Hasan ÖZEN

2164252556

 Mehmet YILDIRIM

2125325664

Mehmet ÖZER

2125346017

 Ramazan YILDIRIM

2126527318

Ali ÖZLÜ

2125337401

 Osman YILMAZ

2124225140

Hatice ÖZLÜ

2126317783

 Sedat YILMAZ

2126543183

M.Ali ÖZLÜ

2122102928

 Necmi ÖZ

2125342003

Murat ÖZLÜ

2125742242

 Celal KAYA

2122439080

Vedat ÖZLÜ

2125821693

 Hasan AVCI

2126214424

Cavit SARI

2122118373

 Ahmet ŞAHİN

3727125293

İhsan SARI

2163124705

 İsmet ŞAHİN

3727127269

Salih SARI

2122118346

 Yaşar TAŞKIN

2122484215

Selahattin SARI

2124290543

 Hüseyin SATILMIŞ

3724121258

Erdal SAYGIN

2126219016

 Mehmet SARI

2124290545

Mustafa SAYGIN

2124372380

 Serdar ERDEN

2122535950

Osman SAYGIN

2165218193

 Ramazan DURSUN

2124525516

Turgut SAYGIN

5323370943

 Cavit DOĞAN

3727128182

İbrahim ŞAHİN

2125460047

 Osman COŞKUN

2125638585

Mustafa ŞAHİN

2126268015

 Erdoğan AVCI

2125310422

Mehmet ŞENLİK

4642172488

 Hakkı TANGIR

2164130479

Satı ŞENLİK

2163996200

 Özcan TANGÜL

5323468071

Osman AKDOĞAN

2428144033

 B.Mehmet TANIK

2122311855

Hasan AKGÜL

2124322077

 K.Mehmet TANIK

2125323016

Bu sayfada köyümüzde ve dışında ikamet eden hemşerilerimizin

nerede? ne işle meşgul olduğu ,telefon   bilgileri yer alacaktır.

Bu sayfada yer almak isteyenler veya istemeyenler aşağıdaki

adreslerden bize ulaşabilirler.Gerekli düzeltmeler yapılır.

SAFRANBOLU: Selami ALKAN TEL:   0 536 725 84 34

ÜÇBÖLÜK KÖYÜ: Bilgin YILDIRIM :  0 532 576 61 52

KİŞİ LAKAPLARI

Alkan İsmail (Kapsuz)

Alkan Beşir(Körbeşir)

Algan Mustafa(Mınık)

Avcı Satı(Karasatı)

Avcı Emin(Karaemin)

Avcı Mehmet(Gocamehmet)

Avcı Mehmet(İyice)

Avcı Hasan(Karakaş)

Avcı Hüseyin(Kuruoğlan)

Avcı Selahattin(Selek)

Avcı Bekir(Kedibekir)

Akgül Hüseyın(cinci)

Akgül İbrahim(Dırt)

Akgül İsmail(Acumuk)

Aydın Mustafa(Bolpaça)

Aksoy Mustafa(Zanguç)

Altın Ayşe(Manaş)

Aydın Ruşen(Çatal)

Çelik Mustafa(Göbü)

Çelik Satı(Kuruöküz)

Çelik Satı(Doksan)

Çelik Hasan(Kamyon)

Demirnalp Ahmet(Kocakafa)

Demisöz Mehmet(Güdüla)

Esen Hasan(Kirez)

Erden Hasan(Kel Hasan)

Eriş Osman(Körosman)

Eriş Mustafa(Delia)

Eriş Abdullah(Sadık)

Eriş M.Ali(Kahya)

Eriş Ali(Soğanali)

Eriş Ömer(Topalömer)

Gökmen Şaban(Kürtşaban)

Gökmen Mustafa(Yamak)

Günal Mehmet(Karamehmet)

Gürleyik Abdullah(Apti)

Kaya Mustafa(Kahveci)

Kalkan İsmail(Dişiibi)

Kalkan Mehmet(Hobu)

Kara Hüseyin(Kurubiş)

Kara Yusuf(Köryusuf)

Kılıç Mustafa(Tuluma)

Koç Mehmet(Maylaş)

Koç Osman(Körosman)

Koç Emin(Hamo)

Koç Mehmet(İzmirli)

Kütükçü Mustafa(Hüsük)

Mutlu Mehmet(Fısfıs)

Mutlu Mehmet(Gıldır)

Mutlu Hasn(Makaryoz)

Mutlu Osman(Mervan)

Maraza

Maraz Ali

Öz İsmail(Sodiri)

Öz Satı(Şeşon)

Öz Hamza(Gavuçhamza)

Özcan Rıfat(Gasalak)

Öztürk Ömer(Gıcıömer)

Özcan Ali(Karali)

Öztürk Emine(Kadıkarısı)

Öztürk Abdullah(Doruk)

Özer Mehmet(Gıldır Mehmet)

Özdemir Hüseyin(Horoz)

Özdemir Ali(Yaybacak)

Özdemir Hanife(Huçuhanife)

Özlü Mustafa(Ataşa)

Özlü Hasan(Karanuk)

Özlü Ahmet(Kelahmet)

Özlü Ramazan(Köse)

Özen Mehmet(Hecello)

Satı Demirsöz(Emüsdo)

Satılmış Ahmet(Deli Ahmet)

Sarı Hasan (Efe Hasan)

Sarı İbrahim(şıkkıdı)

Saygın Ali(Alibıdık)

Saygın İsmail(Pistiro)

Şahin Hüseyin(Holiz)

Şahin Hüseyin(Cinseyin)

Şenlik Mehmet(Çıtak)

Taşar Hasan(Şagali)

Tangır Hasan(Döndo)

Tangül Burhan(Alaman)

Tangül Mehmet(İyiba)

Tuncay Süleyman(Sülo)

Tuncay Hüseyin(Maraza)

Tuncay Ömer(Deliömer-Bahriyeli)

Tanık Osman(Çakalosman)

Vural Mehmet(Topala)

Yılmaz Osman(Şıkşıkosman)

Yılmaz Hasan(Karacuk)

Yıldırım Hüseyin(Sarı muhtar)

Yıldırım Mustafa(Alagöz)

Yıldırım Mehmet(Kel Mehmet)

Yıldırım Mehmet(Göde)

Yıldırım Fadim(Hopbilli)

 

KOLANGA

Arife günleri öğle namazından sonra mezarlığa gidilirdi. Helva ve pişi(Yağlı ekmek) dağıtılırdı.Hoca Yasin okur, dualar ederdi. Sonra herkes kendi mezarının başına gider. Dualar ederdi.Bayram namazından sonra bayramlaşma yapılır. Cami çevresindeki evlerden getirilen kahvaltılık verilirdi. Daha sonra muhtar Kolanga yemeğinin nasıl verileceğini ilan ederdi. 

BAYRAMLAR, TÖRENLER, KUTLAMALAR

ÜÇBÖLÜK(ILBARIT)KÖYÜ   SAFRANBOLU

Safranbolu İlçemizde Ramazan Bayramı ile ilgili önemli geleneklerden birisi, bu mubarek ayın 15’inden sonra çocuklar tarafından yaşatılır. Çocuklar gece sokağa çıkar ev ev dolaşarak “Albayrak” adı verilen deyişlerle bahşiş toplarlardı.

Albayrak ırmazan
Dün gece yattım bir daş idi
Hak bağa yoldaş idi
Sölölömölmöl

Aşağı çarşı çamur olmuş
Paklavılar hamur olmuş
Paklavının içi şeker
Davulcunun goötü şişer
Sölölömölmöl

Aşağıdan gelir arı
Ayakları sarı sarı
Alam sağa koca garı
Almadım göörmedim
Sölölömölmöl

Bu şarkıyı söyleyen çocuklara da her evden ceviz, dut kurusu, çörek vb. hediyeler verilir.
Bayramlardan bir gün önce arife günüdür. Arife günü mezarlığa gidilir. Herkes yakınlarının başında Kur’an ve dualar okur. Köylerde ise bişiler, helvalarla mezarlığa gidilir. Bunlar orada toplananlara dağıtılır. Ziyaret günü gecesi köy evlerinde ocaktaki ateşe yağ dökülür.. Bu gelenek, o ev halkından ölmüş insanların ruhlarının ziyaret günü akşamı evin bacasına geleceği, eğer yağ kokusunu alırsa yakınların bayram yaptığını anlayarak sevineceği; yağ kokusunu alamazsa bayram yapılmadığı hükmüyle ağlayacağı inancı ile yerine getirilir.

Ramazan Bayramı’nda tekbir bayram namazı ile girer bayram namazı ile çıkar. Kurban Bayramı’nda ise arife günü sabah namazı ile başlar, bayramın son günü ikindi namazı ile çıkar. Tekbir süresince yaş kesmek, ot koparmak, çift sürmek, dikiş dikmek günah sayılır. Bayram sabahı namazdan çıktıktan sonra büyükten küçüğe doğru dizilerek bayramlaşılır. Bayram süresince akrabalar, dostlar, yakınlar ziyaret edilip, bayramlaşılır. Gelenlere baklava, börek, şeker ikram edilir.

Kurban bayramlarında kurban, genellikle ilk gün kesilir. Köylerde mahalleler arasında veya köyler arasında bayram süresince yemekler hazırlanır, sırayla yenir. Buna Safranbolu’da özellikle Yörüklerde “kolanga” adı verilir. Aynı gelenek Eskipazar, Ovacık ve diğer ilçelerimizde bayram nöbeti olarak anılır.

Kurban Bayramlarında Yenice’de “Hoymola” geleneği önemli etkinliklerdendir. Hoymola gençler tarafından oynanan bir oyundur. Dört genç altta halka şeklinde omuz omuza tutunurlar, diğer dört gençte onların omuzlarının üzerinde ayakta yine halka şeklinde omuzlarını birbirlerine tutarak bayramlaşmak için gitmek istedikleri eve doğru ağır ağır hoymola türküsü söyleyerek giderler. Eve vardıklarında üstteki grup pencereden alttakiler ise merdivenlerden eve girerler.

Her yıl 6 Mayıs günü Hızır Aleyhisselam ile İlyas Aleyhisselam’ın buluştukları gün olarak kabul edilen Hıdırellez gününde çeşitli inançlar sergilenir. Yenice’de Hıdırellez akşamı özellikle gençler bir araya toplanarak çeşitli dileklerde bulunurlar. Herkes dileği ile ilgili bir eşyayı(Yüzük, küpe, mendil) bir kutunun içine koyarak toprağa gömerler. Sabah olduğunda dilek kutusu bulunduğu yerden bir kişi tarafından çıkarılarak, içindeki eşyaları dua ve manilerle tekrar sahiplerine dağıtılır. Hıdırellez günü pikniğe çıkılır, yaş kesilmez, ot koparılmaz.

Safranbolu’da, Hıdırellez akşamı bahçede dikili olan soğanın yaprakları eşit olarak kesilir. Kesilen yapraklardan birine beyaz, diğerine siyah iplik bağlanır. Sabah olup bakıldığında, beyaz ipin bağlı olduğu, yaprak uzamışsa “sefası büyümüş” denir ve o yılın sefa ve mutluluk içinde geçeceğine inanılır. Siyah ip bağlanan yaprak uzamış ise “cefası büyümüş” denir ve o yılın cefa içinde geçeceğine inanılır. Su içinden 41 taş toplanır, okuharak bir torbaya konur. Taşlar niyet üzerine bir dahaki Hıdırellez’e kadar bekletilir. Tutulan niyet olsa da olmasa da taşlar alınan yere okunarak atılır.Hıdırellez’de üç gün süresince folluktan yumurta alınmaz. Folluktan yumurta alınırsa taş yağacağına inanılır. Hıdırellez gecesi Hızır Aleyhisselam görsün, evim olsun diyerek gül dibine taştan, kiremitten oyuncak ev yaparlar. Hıdırellez gecesi tabaklara un konarak ambara konur. Hızır Aleyhisselam’ın elini sürerse bolluk bereket olacağına inanılır.

Safranbolu’da havaların kurak gittiği zamanlarda, halk çocuklarında gelmesini teşvik ederek yağmur duasına çıkardı. Çocuklar bir sırık üstüne kabalak yaprağı takarak kalabalık halde ev ev dolaşarak şu tekerlemeyi söylerlerdi:

Yağ yağ yağmur
Teknede hamur
Ver Allahım ver
Bol bol yağmur

Göde göde göl olsun
Evin önü sel olsun
Arpa buğday bol olsun
Tavuklara yem olsun
Köpeklere yal olsun
Allah Allah bir Allah
Yağmurumuzu ver Allah

Hu dedim huuu
Bi denir suuu
Gökte rahmet
Yerde bereket
Ver Allahım ver
Bol bol yağmur(alıntı)




KÖYLÜLERİM MEZARLIKTA


DUALAR EDİLİYOR.

HELVALI VE YAĞLI EKMEKLER HAZIRLANIYOR.

Ramazan Bayramı'nın
1. 2. 3. günleri, kolanga 
verilirdi. Birinci gün yukarı mahalle. İkinçi gün aşağı mahalle. Üçüncü gün Karaşar ve Bağlıca mahalleleri verirdi

Kurban Bayramı'nın 1. 2. 3. 4. günleri kolanga verilirdi, Birinci gün kurbanlar kesilirdi. İkinci gün Yukarı mahalle. Üçüncü gün Aşağı mahalle. Dördüncü gün Karaşar ve Bağlıca mahalleleri verirdi

Üç gün boyunca sırayla bir mahalle, diğer iki mahalleyi yemeğe davet eder. Yemekler 15-20 kişilik büyük tablalarda verilir. Yemekten sonra sofra duası topluca yapılır. Bayanlar, erkekler yedikten sonra sofraya oturur. Kolanga adeti hem bayramlaşmaya vesile olur, hem mahallelerin haberleşmesi sağlanır, hem de insanların kaynaşması açısından önemlidir.
Verilen yemekler her mahallede aynıdır.( Çorba, et, pilav, dolma,ayran, börek, baklava.)

Mübarek gecelerde yemek verlirdi.
Selami ALKAN (SND) Safranbolu / 2007

 

ÇİĞDEM AVCI

  (SND) SAFRANBOLU (ILBARIT KÖYÜ) ÇİĞDEM AVCI Özgeçmiş: İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Lisans ve Yüksek Lisans, Dokto...