KÖYLÜLERİM KATILIMCI ARKADAŞLARIM
BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN...
BAYRAMLAŞMA.!!!Bayram namazından sonra köy camii avlusunda Cemaatin en yaşlısı en başa durur.yaş sırasına göre şekil (A)da görüldüğü gibi tüm cemaat bir biriyle bayramlaşır küskünler barışır son dualarla bayram namazı ve bayramlaşma biter.daha eskilere gidersek.Köyümüze bağlı Bağılca ve Kareşer mahallerimizden gelenler olurdu cemaat evlere paylaştırılırdı yemek verilirdi Bunada GOLONGA denirdi.!!GOLONGA yemeğide genelde.Keşkek .Mıhlama..Dolma..Yahni..Börek ve Baklavadan oluşurdu.
KÖYÜMÜZDE ZİYARET (ZIYRAT) GELENEĞİ.
Bu sene Covid 19 sebebiyle yapılamıyordur sanırım.
Dini bayramlardan bir gün önce arife günü yapılan bir gelenektir.eskilere gidersek şöyle. o gün evlerde yufkalar açılır "BİŞİ"yapılır Mısır unundan helvalar yapılır.yada iki yumurtadan Gaygana Bişilerin içine konur öğle namazına mütaakip mezarlığa gidilir .Ziyrat alanımızda köylüler toplanır .getirilen içinde helva gaygana konulmuş Bişiler alana konur bir biriyle harmanlanır usulu böyledir senin getirdiğin bişi helva gaygana sana denk gelemez.
Köyün imamı Kuran okur sezsizce dinlenir Bu arada köyün orta yaş delikanlıları bellerine ekmek poğu bağlarlar Bişileri Ziyrata iştirak eden köylülerimize dağıtırlar
Son dualara okunduktan sonra Zıyrat alanı dağılır Köylülerimiz yakınlarının kabirlerini ziyaret eder göz yaşlarıyla dualarla Zıyrat biter.
Günümüzde şekil (A) da görüldüğü gibi "bişi" geleneği yok bunun yerine bazar ekmeği samun ekmeği ile bu gelenek sürdürülmektedir..(Arife gününüz mübarek olsun köylülerim)
BENMİ.MİTHAT.......
Köpek kayası gibi HEYBETLİYİM.
Ortenecek gibi YÜREKLİ.
Tabakevi gibi GURURLUYUM.
Killik gibi ASİL.
Ayranco doruğu gibi GÖRKEMLİYİM.
Kuzdanyanı gibi ÇAĞDAŞ.
İyük bağları gibi TABİİYİM.
Ortalık gibi SICAK.
Yenibugar gibi HIRÇINIM.
Arpalık gibi ÇALIŞKAN.
Yukarıdüz gibi ŞEREFLİYİM.
Toprak yakası gibi MEDENİ.
Delehmet çamlığı gibi ONURLUYUM.
Depedağı gibi YİĞİT.
Çünkü ben ILBARITIM ILBARIT.
Mithat DEMİRSÖZ (İSTANBUL)
şiir değildir arkadaşlar.köyümüzdeki yerlerimizi hafızalarımıza anımsatan öylesine bir yazıdır.
GÜNAYDIN KÖYLÜLERİM:GÜNAYDIN ARKADAŞLAR.
24 Yorum
Komşuköy HACILAROBASI.
Şöyle hafızamı 40 yıl gerilere götürdüm gerçek adlarını bilmediğim Lakaplarıyla hafızamda kalan ne insanlar ebediyete göç etti.
VALİ..MÜDÜR...BÖDÜR...MEDDEN.CAMCO..CADAR..AGUP..YAREN MEMEDİ. ECİR...GIPGIŞ. ..AMAN ÖMER....İMRİZONUN AKİF...GABAKÇI..GENİŞ..TAHSİLDAR::HÜLÜK:.BATTAL..KEDİ BEKİR...ŞEYTANELİ...NANA...HELLA
DELİOSMAN..CÜLÜ...PÖLEZ....ELİBAZ....DABAZ..DEYDİ...POTUK.....KÖSE....AYICI.HANÇER...!daha niceleri çoğu Sarıkayanın eteklerinde yatıyor hepsine allah rahmet eylesin......LAKAP insanların bir insan vurduğu damgadır istesekte bunu silemeyiz.ve Kırsal kesimlerde köylerde lakap bir adrestir.bizler kendimizi Dedelerimizin Babalarımızın lakaplarıyla tanıtırız bu yüzdende asla gocunmamalıyız..
MİTHAT DEMİRSÖZ
1970 ve 1980 li yıllara gittim Köyümüzden birçok bakkal esnafımız vardı.Hafızamı zorlayıp şöyle bir listesini çıkarayım dedim..
Ali ÖZCAN...Haşim gil..KÜÇÜKYALI.
Tahir TANGÜL.Hatıpgil.FATİH .ÇARŞAMBA.
Burhan TANGÜL...Hatıpgil ..FATİH .ÇARŞAMBA.
Mustafa KALKAN..Softagil. FATİH .DRAMAN.
Hüseyin KALKAN..Softagil...BALAT.
Kemal KALKAN..Softagil..BALAT.
Osman MUTLU..Havaşgil..BALAT.
Refik AVCI..Karakaşgil...BALAT.
Bekir AVCI..Karakaşgil...BALAT.
Mehmet AVCI..Zaim gil..BALAT.
İsmail AKGÜL.Acımukgil.FATİH DRAMAN.
Güngör MUTLU..Havaşgil.BALAT.
Cafer MUTLU..Havaşgil.FATİH.ÇARŞAMBA.
Yılmaz YILMAZ..Keleşgil.BALAT.
Yakup(ilhan)GÜNAL.Meyremgil..BALAT.
İbrahim GÜNAL.Meyremgil..BALAT.
Erdal SAYGIN .Alibıdıkgil.BALAT
Ahmet YAŞAR..Eminegil.BALAT.
Salih YAŞAR..Eminegil..BALAT .FENER.
Sabri YAŞAR.Eminegil.BALAT.
Emin AKGÜL.Kareşer mahallamiz. BALAT.FENER.
Necati.KARA..Yanukgil..BALAT.
Recep ERİŞ.Akkuşgil..KARABÜK.PEMBE EVLER.
Rıdvan SATILMIŞ.Delehmetgil.KARABÜK KAYABAŞI.
Hüseyin SATILMIŞ.Delehmetgil..KARABÜK KAYABAŞI.
Hüseyin ESEN..Kirazgil..SAFRANBOLU..Halen bakkallık yapıyormuş.
Ramazan TUNCAY..Guruseyingil.SAFRANBOLU.
Ruşen AYDIN..Çavuşgil.BALAT.
Remzi AYDIN..Çavuşgil.BALAT.FENER.
Emin AYDIN..ÇAVUŞGİL.FATİH .DRAMAN.
Osman AYDIN.Çavuşgil.BALAT.
Hsan KAYA
ismail .AYDIN.Çavuşgil.BALAT.FENER.
Kala kala küçük RUŞEN AYDIN kaldı FATİH.DRAMAN.
onada hayırlı işler
diliyoruz.
BİR ÇOĞUMUZ DEDE BİLE OLDU..
Yıl 1983...38 yıl önce aylardan Temmuzun ilk haftası sıcakmı sıcak Köylüler Irgatlık derdinde.
Her Türk genci gibi bizimde askerlik çağımız geldi.o yıllarda 3 Devre gidilirdi askere .1.Devre Mart ayı..2..Devre Temmuz ayı..3.Devrede Kasım ayında giderdi ve 20 aydı 610 gün.
Bizler ben Mithat DEMİRSÖZ..Sabri YAŞAR..Hasan ÖZLÜ..İsmail ÖZ..Şevket ERİŞ..Mustafa KALKAN..Osman YILMAZ.
Köyümüzden askere giden 1963./ 2 devre askerlerdik.önce gidildi Toprakcuma Jandarma karakolundan Sülüsler alındu Şube düğülümüzde 6 Temmuz olarak belirlendi.
6.Temmuz sabahı caminin onü ana baba günü ağlayanlar oğlum askere gidiyor diye gururlananlar.Meyrem gilin Gara Memet amcamız dua ediverdi.Bindik Bilgin abinin minibüse Safranbolu Askerlik şubesi sülüsler kaşelendi askerlik yol paraları verildi.o zamanın parasıyla tren ücreti.otobüsle ancak Ankaraya kadar yetti.hepimiz dağıldık bir yerlere.Ben ve Sabri .Jandarma olarak Diyarbakır Silvana gitmiştik.birde Ramazan bayramı haftasıydıki ne meşagatlerle ulaşmıştık birliğimize .bir anımızdan.(mihat
SON BAKKAL.......
Elimize 25 kuruş geçse sana gelirdik.
Sakız Akıde şeker Bisküvi alırdık.
Kapandı dediler inan delirdik.
Rahmetle anıyoruz Mehmet amca Hatıp ana.
Paramız yoksa Irgatlık sonu derdik.
Satılan basmalardan Entari fistan dikerdik.
Mantar tabancası Çatapatla oynar gülerdik.
Rahmetle anıyoruz Mehmet amca Hatıp ana.
ILBARIT.ın çok kahrını çekti Hemit Katırı.
Boğazıma düğümlendi zor yazdım iki satırı.
Günümüzde sorulmaz oldu kimsenin hali hatırı.
Rahmetle anıyoruz.Mehmet amca Hatıp ana.
Mithat DEMİRSÖZ..İSTANBUL.
DEDELERİMİZ ( LAKAPLARIYLA) Köyümüzde bir çok hane adıda bu Dedelerimizin lakabıyla anılır..
1..Mustafa ERİŞ..(Dela)..2..Ali ÖZCAN..(Kör Ali.) 3..Ali ALTIN..(Pelfanın Ali.).4..Ali AKGÜL..( Acumuğun Ali)..5..Mehmet KALKAN.(Hobu)..6..Hüseyin KARA..(Gurubiş.).7..Hasan AVCI..(Garakaş) 8..Hasan KAYA..( Ayrancı)..9..Hasan ERDEN..(Hasan efendi.) 10.Hüseyin YILDIRIM..(Sarı muhtar)...11..Mustafa GÖKMEN.(Yamak)..12..Mehmet YILDIRIM..(Göde Memedi)..13..Yusuf KARA.(Kör Yusuf)..
BAĞLICA MAHALLESİ
Bu sabahta üç görsel foto ile BAĞLICA mahallemizden GÜNAYDIN arkadaşlar diyorum.GÜNAYDIN..
Dün yine köyüm ile ilgili bir slayt filmi yapmış oluşmu diye izliyordum.
Benim Mimar oğlum ÖZGÜR pandemiden dolayı evden çalışıyor fon müziğinden rahatsız olmuş hışımla geldi.
ya baba senin gibi bir köy sevdalısı daha varmıdır bilmiyorum .seni köyünde kaç kişi tınlıyor merakta ediyorum dedi..
Gerçekten bazen hafızamı 50 yıl gerilere götürüp bir şeyler üretmeye çalışıyorum .Dün akşam başımı yastığa koydum yine gittim 50 yıl gerilere.Bağlıca mahallemizide o yüzden paylaştım.
Köylerimiz bu kadar göç vermeden önce bir birlerinden kız alıp vermelerden dolayı birazcık debertleseniz mutlaka akrabalıklar çıkar .günümüzde artık her yöreden kızda alıyor kızda veriyoruz.
Örneğin.!!! Ibarıttan Karaşer mahallemize kızda alınmış kızda verilmiş.
Ilbarıttan Sarıyana kız alıp verilmiş.
Geren köyünden Ilbarıta kız alıp verilmiş.
Sallar köyünden Ilbarıta kız alıp verilmiş.
Hacılarobasından Ilbarıta kız alıp verilmiş.
Çavuşlardan Ilbarıta kız alıp verilmiş.
Bürnükten Ilbarıta kız alıp verilmiş.
Kuzyakadan Ilbarıta kız alıp verilmiş.
Çerçenden Ilbarıta kız alıp verilmiş.
Satköyünden Ilbarıta kız alıp verilmış.
Konarıdan Ilbarıta kız alıp verilmiş.
Yörükköyünden Ilbarıta kız alıp verilmiş.
Akverenden Ilbarıta kız alıp verilmiş.
Davutobasından Ilbarıta kız alıp verilmiş.
Pelitörenden Ilbarıta kız alıp verilmiş.
Kadıbükünden Ilbarıta kız alıp verilmiş.
Toprakcumadan ve Çıraklardan Ilbarıta kız alıp verilmiş.
Yayla mahallesinden llbarıta kız alıp verilmiş.
Çok düşündüm ben bulamadım.Bağlıca mahallemize Ilbarıttan gelin giden olmuş ama Bağlıca mahallemizden Ilbarıta hiç gelin olan olmamış acaba kısmetmi olmamış Bağlıcalı arkadaşlar birde siz düşünün bakalım varmı yada yeni nesillerden vardır ben bilmiyorumdur.Mutlu Pazarlar arkadaşlar.
.GEÇMİŞE YOLCULUK.................
Şöyle kırk yıl gerilere götürdüm hafızamı.bizimde böyle bağ yollarımız vardı köylerde bu tür yollara sokak derdik.
Tarlalar ekilince Emirehmet boğazı Emüstegilin boğazı Gödegilin Tarla boğazları Aşaköydede bazı tarla boğazları kapanınca yük hayvanlarına kapanırdı tarla yolları ve bu sokaklardan gidilirdi.
Bir tanesi Değmencigilin evinin yanından Dölüktaşdan başlar.Gülpınarı Eylekmeşe.Çalıiçi .Goccuğazı takiben Dömürcü bağında çıkardı..
Diğeri Aşağı mahallede Taş önü pınarının altından başlar.Taşlıtarla .Sokakkenarı tarlalarında ikiye ayrılır biri Fındıklı tarafından Yenipınara gider.diğeri Karaşerden tarafa gider Karaşer .Öte bugarı takiben Goccuğazda yukarıdan gelen sokakla birleşirdi.
Bir başka sokakta Asma başından başlar İyuk doruğundan çıkardı.
Günümüzde ise bırakın bu sokakları.arpalıklardaki bağ yollarını bulamaz olduk nereden nereye demek geliyor içimden.
Komşuluk” diye bir güzellik tanırdık...Nereye taşındı, bilen var mı?
Bizim zamanımızda komşu denince akan sular durur; ekmeğini, çorbanı, aşını ve gözünden akan yaşını bile paylaşırdın. Üzüntünü, sevincini, acını, yani yaşamını paylaşırdın. O günleri çok özlüyorum.
Günümüzde doğalgazlı evlerde yaşıyoruz.Ocak yakmayan soba yakmayan.nereden bilsin KOMŞU KOMŞUNUN KÜLÜNE MUHTAÇ OLDUĞUNU.
1.Mustafa YILDIRIM.(ALAGÖZ).2..Satı DEMİRSÖZ .(EMÜSTO).3..İbrahim KOÇ.(İBREMA)..4.Hasan YILDIRIM.(GÖDE HASANI)..5.Süleyman TUNCAY.(SÜLO).
ÜÇBÖLÜKKÖYÜ İLKÖĞRETİM OKULU.
Yazıkkı koruyamadık yalnızca fotosu kaldı elimizde.
Şöyle hafızamı 45 yıl gerilere götürdüm okulumuzun arka bahçesi vardı ve burda teneffüslerde çeşitli oyunlar oynardık.
FUTBOL.
MENDİL KAPMACA.
ESİR ALMACA.
BİRDİRBİR.
KÖREBE.
UZUN EŞŞEK.
TOPBİK.
ÇİZGİ.
SEKSEK.
TOPAÇ ÇEVİRME.
BEŞ TAŞ.
ÜÇ TAŞ.
MİLLİ BAYRAMLARDA.
YUMURTA YARIŞI.
CUVAL YARIŞI.
İYNE YARIŞI
KAŞIK YARIŞI.
HALAT ÇEKME.
ÇÖMLEK KIRMA.
YOĞURT YEME.
hey gidi bizim yıllar.
BİZİM KÖYDE..(ILBARIT AĞZIYLA)
Tombul çocuğa POTUK.
Üzüm omcasına ÇATUK.
Sarımsaklı Yoğurda GATIK.
Harman yığıntısına TINAR.
Gaşağı ile kaşımaya TIMAR.
Köy çeşmesine BUGAR.
Oggalı tokada ŞAMAR derle bizim köyde.
Yarı aralamaya GIYGAŞUK.
İki yüzlüye DOLAŞUK.
Bahaneye MAHNA
Boş boş gezene SALAHNA derle bizim köyde.
Beceriksiz gelinlere SÜFLÜ.
Evde kalmış kızlara KÜFLÜ.
Yer yatağına DÖŞEK.
Çocuklara UŞAK DEVŞEK derle bizim köyde.
Fanilaya GÖYNEK.
Gölgelik yere EYLEK.
Kiren sopasına DEYNEK.
Saban çizisine EVLEK derle bzim köyde.
Çok uyanığa GURNAZ.
Biraz saf olana AHRAZ.
Galbur üstünde galana ÇÖPEL.
Fırlatmalık yapana GÖBEL derle bizi köyde.
Kalın oduna KÜTÜK.
Örme çoraba ÇETÜK.
Avla direğine GAZUK.
Mithat bu nasıl Şiir YAZUK sana YAZUK derle bizim köydeYöresel köy ağzıyla gülmek için yazılmıştır arkadaşlar.(mithat)
Köyümüz (ILBARIT ) ÜÇBÖLÜKKÖYÜ Muhtarlığımıza bağlı ikide mahallesinden oluşur.Bunlardar bir taneside BAĞLICA mahallemizdir bugün bu mahallemizi taşıdık sayfamız.hane sıralaması
1-Hasanağagil
2-Hacıhamzagil
3-Elibeşgil
4-Hamdigil
5-Niyazıgil
6-Hötelekgıl
7-Mollagil
8-Ortakçıgil
9-Mollagil
10-Cam
.
YER İSİMLERİ
AKKUŞGİLİN ÇAMLIĞI.
AKYOL.
ALAGÖZÜN SUYU.
ARPALIK.
ASMA ALTI BAĞLARI.
ASMA BAŞI.
AVULCUK DERESİ.
AVULCUK.
AYRONCO DORUĞU.
BALLIKAYA
BAŞPINAR.
CANIMANA.
ÇALIİÇİ.
ÇARDAK KAYA.
ÇATALKAYA
ÇAVUŞUN ÇAMLIĞI.
ÇEHİL.
ÇIRALI DERE.
ÇİP DAMLA.
ÇÖLTE PINAR.
DAĞBAĞI.
DELEHMET ÇAMLIĞI.
DEPE SAMANLIK.
DEPEDAĞI.
DOMUZ PINARI.
DÖBELEN DÜZÜ.
DÖLÜKTAŞ.
DÜZ TARLA.
EMİREHMET BOĞAZI.
FINDIKLI.
GANDAZIN SUYU.
GARAAĞACIN DİBİ.
GARAŞARBAŞI.
GARDEYİGİLİN ÇAMLIĞI.
GINCIRDAK KAPI.
GIZILKUYU.
GOZCUĞAZ VE BAĞLARI.
GÖÇ DERESİ.
GULLUKKAYA..
GUZDAN YANI
HACI MEMET.
HARMANLAR DÜZÜ
HECEL DÜZÜ.
HERE KAYA.
İKİ AHLAT.
İNCİRLİTAŞ.
İYÜK DORUĞU VE BAĞLARI.
KAYPANCAK TAŞ.
KANDAZIN SUYU
KARAŞAR BAŞI
KAYRANPINAR.
KIR TARLANIN DORUĞU.
KIZIL KUYU
KIZ KAYASI
KİLLİK.
KİREZLER.
KİRİZME BAĞLARI.
KOZCUĞAZ
KÖLEAHMET SUYU.
KÖPEK KAYASI.
KUZDANYANI.
KUZSUYU.
MANDIRA.
MEME YAKASI.
MEYREM GİLİN ÇAMLIĞI.
ORTALIK.
ORTANECEK.
ORTENECEK SUYU.
PAKLAK TAŞ.
PAŞA PINARI
PINAR AYAĞI
SAKAKÖYÜ.
SARI MEŞELİK KAHI.
SEMERCİ.
SIRACEVİZLER.
SIRAN GARAAĞAÇLIK.
SİVRİKAYA.
SU ÇIKAN TAŞ.
ŞEREMET DORUĞU.
ŞIKKIDININ SUYU.
TABAKEVİ.
TAŞLI TARLA.
TAŞÖNÜ.
TEPE DAĞI
TOPRAK YAKASI.
YANGALKAYA.
YASLIKAYA.
YENİ PINAR.
YENİYOL.
YILANLIKAYA
YONCALI DORUK.
YUKARI DÜZ. (MİTHAT)
KÖYÜMÜZDE BAZI ADETLER.
1-Görselledeki gibi bir kağnı arabası görüldüğünde önünden geçilmez beklenirdi.
2-Bir köy kadını uzaktan bir erkeğin geldiğini görünce yaşmak kurar erkeğin geçmesini beklerdi.
3-Yeni köye gelen gelinlere at üstünde türbe dolandırılırdı.
4-Mezberelik yerlere asla kül dökülmezdi.
5-İncir ağacının odunu yakılmazdı.
6-Mezarlıktan türbelerden odun edilmezdi.
7-Evlenemeye niyetlenen delikanlılar Babasının ayakkabısını ev merdivenine çakardı.
8-Güveyi giren damat adayına çılık yumurta atılırdı.
9-Hodalayla beslenen Kaz.Oklavanın üstünden atlatılırdı.atlayamazsa beslenmiş sayılırdı.
10-Dini bayramlarda yakın köyler birbirine yemek verir bunada "GOLANGA"denirdi.
11-Köpek uluyunca hoş karşılanmaz köyden bugün yarın bir cenaze çıkacağına inalılınırdı.
12-Baykuş ve Alakargaların evin etrafında ötmeside uğursuzluk bazende müjdeci haber sayılırdı.
13-Aynı hafta içinde doğum yapan kadınlar bebeğin Kırkbasuğu olmaması için 40 gün birbirini görmemeye çalışırdı.(Mithat demirsöz)
BIZİM KÖYÜN..............
Koyunları vardı Sığırı vardı.
Merası vardı Çayırı vardı
Birde Yukarıdüz bayırı vardı
Bizim köyün, bizim köyün.
Tabakevi vardı Killiği vardı.
Düzeni vardı Dirliği vardı.
İmecesi vardı Birliği vardı
Bizim köyün bizim köyün.
İbisi vardı Kazı vardı.
Baharı vardı Yazı vardı.
Babam Emistonun Sazı vardı.
Bizim köyün bizim köyün...(mithat)
Bir
adıyladaMollaosman Köprüsü.
Kimbilir kimler geçti
üzerinden.
Davutobasından GAYTAZ.
Yayladan GANDAZ
Kadıbükünden GOGO.
Bağcılardan ZABUNO.
Gartalaçdan HEPPO
Çerçenden
TOPÇO..TANGIRO..DİLAVERO.
Ilbarıttan.PİSRİRO..EMÜSTO.
Sallardan HACO.
Karakoyundan GASABO.
Hacılarobasından
CAMCO.
Çavuşlardan TATARO.
GOYNESTO
Sarıyandan KÖKEN.
Gerenden KÜPLÜ.
daha niceleri.Yöre
Köylülerimizin lakapları.rahmetle yad edelim .
Mekanları cennet olsun..(MİTHAT)
NEREDEN GELDİK
Yaptığım araştırmalar sonucunda iki sülalenim Nevşehir’den geldiğini öğrendim. Musul’dan,
Çerkeş’ten, Ordu(Akkuş kazası)dan, Tandır’dan ve Giresun (Görele)den gelmişler.
MERKEZ MAHALLE
1) HACI ÖMERGİL (Nevşehir’den gelmişler)
a)- Karadayıgil (Mehmet Aklan,Yakup Aklan,Adnan Erden,Hüsnü Akdoğan,Ahmet Demiralp)
b)- Yanıkgil (Osman Kara)
c)- Yusufgil (Mustafa Aksoy,İlhan Günal,Kadir Özer,Ata Doğan,Bayram Kara)
ç)- Ayrancıgil (Hasan Kaya, Şükrü Kaya.Yılmaz Kaya)
d)- Karakaşgil (Bekir Avcı,Ramazan Avcı,Satı Avcı,Şinasi Avcı)
e)- Sabrigil (Ahmet Yaşar)(Salih Yaşar)
f)- Çıtakgil )Satı Şenlik)
g)- Sodirigil(Aligüllügil)(Hüseyin Öz)
h)- Dokzangil (Hamide Hüsam)
ı)- Kirazgil (Hasan Esen)
i)- Değimencigil (Hüseyin Koç,Osman Koç)
2) HACI ALİGİL (Nevşehir’den gelmişler)
a) –Deyiseyingil (Hüseyin Şahin,İsmet Şahin,Mehmet Şahin)
b) –Hürügızgil(Hüseyin Şahin)
ç) –Çavuşgil (Mustafa Aydın,Haşim Özcan,Rıfat Özcan,Hacer Öztürk,Osman Saygın,Turgut Saygın,Ruşen Aydın)
d) –Keleşgil Hasan Yılmaz.Yılmaz Yılmaz)
e) –Şıkkıdıgil (Mehmet Sarı,Mustafa Kütükçü)
f) – Pürdegil (Nevzat Sarı,İskan Sarı)
g)- Havaşgil (Hasan Mutlu,Cafer Mutlu)
3) MUSLUGİL (Musul’dan gelmişler)
a) –Alagözgil (Bilgin Yıldırım)
b) –Kuruseyingil (Ahmet Tuncay,Süleyman Tuncay,Ramazan Tuncay)
c) –Emustagil (Satı Demirsöz,Recai Demirsöz)
d) –Gödegil (Ahmet Yıldırım.İrfan Yıldırım)
4) KÜTÜKÇÜGİL
a) –Hatıpgil (Tahir Tangül,Emin Tangül)
b) –Hüsükgil(Mustafa Kütükçü)
5) GÖKMENGİL
a) –Yamakgil (Mustafa Gökmen)
b) –Behiyegil (Şükrü Gökmen)
c) –Körraşitgil (Raşit Gökmen)
6) İYİPGİL (Ali Özlü,Hasan Özlü,Hüseyin Özlü)
AKKUŞGİL( Kuruhaliloğlugil ) (Hasan Eriş,Sezai Eriş, Mehmet Ali Eriş)
KARAŞAR MAHALLESİ (Tandır’dan gelmişler)
a–Alibey gil(Ali Karatekin)
b–Berber gil(Mehmet Kara)
c–Topal Ahmet gil(Abdullah Gürleyik)
d- Kara Mustafa gil(Mustafa Kara)
e- Acumuk gil(Mustafa Akgül,Erol Akgül,Hasan Akgül)
BAĞLICA MAHALLESİ (Giresun Görele’den gelmişler)
1) İbrahimustagil
2) Civişgil
BİLGİ KAYNAĞIM
Satı DEMİRSÖZ - Hasan KAYA - Bilgin YIDIRIM - Reci DEMİRSÖZ – Mustafa AKSOY
Şaziye DEMİRALP – Yakup ALKAN – Adnan ERDEN -
Selami ALKAN (SND) Safranbolu / 2007
KARYE-İ ILBARIT TABİ KAZA-İ ZA'FERANBORLU...
BUNDAN YAKLAŞIK İKİ ASIR ÖNCESİ,PADİŞAH 2.MAHMUT DÖNEMİNDE, NÜFUS SAYIMI YAPILMIŞ.BİLİNDİĞİ GİBİ 2.MAHMUT,OSMANLI İMPARATORLUĞUNUN EN ACIMASIZ PADİŞAHLARINDANDIR.YENİÇERİ OCAĞINI KAPATIP (ASAKİR-İ MANSÜRE)ADI ALITINDA BİR ORDU KURUP,ASKERLİK YAŞINI 16 YA İNDİRİYOR.
İKİ ASIR ÖNCESİ,ILBARIT KÖYÜ,MERKEZ ILBARIT,BAĞLICA VE KARAŞAR DAHİL 49 HANE OLUP,DAHA SONRA BABAM SATI DEMİRSÖZ'LE TÜRKÇELEŞTİRDİĞİMİZ,1908 YILINA KADAR TUTULMUŞ KÖY KAYIT DEFTERİNDEKİ İNCELEMELERİME GÖRE,İKİ ASIR ÖNCESİ,KÖYÜMÜZ ESAMESİNDE BULUNAN (Dalkıranoğulu) (Nakioğlu) (Hacışabanoğlu) ve (Hoşafçıoğlu) YA DEVŞİRMEYE UĞRAMIŞ YADA,SÖYÜNMÜŞTÜR.
YİNE İKİ ASIR ÖNCESİ,BAĞLICADA (Hacıhasanoğlu-civişgil) KARAŞAR'DA (Akmustafaoğlu-Gıdavagil) (Akmustafaoğlu_Kistirliçavuşgil) YOK
MERKEZ ILBARIT KÖYÜNDE (Mollabekiroğlu-Karakaşgil,Değirmencigil ve Dabazgil), DÖNDÜGİL (Tankıroğlu-iki sülale) , (Kütükçüoğlu- Hatıpgil ve Hüsükgil) (İbrahimbeyoğlu-yukarı meyremgil) (Karadelioğlu-Aşağımeyremgil) GİBİ SÜLALER YOK.
YİNE O YILLARDA, NÜFUS SAYAMANDI KADINLARI YOK SAYDIKLARINDAN DOLAYI,EV KADINLARI VE KIZLARI KAYIT ALTINA ALMAMIŞLAR.
ÖRNEĞİN (Akkuşgil,Kuruhaliloğlu,baba Halil ve oğul Abdullah ve birde anneyi sayarsak,üç kişiler,daha sonra Abdullah'ın Mustafa diye bir oğlu olmuş,bu günkü esami,Mustafa'dan doğup,bu günlere gelenlerdir.)
İKİ ASIR ÖNCESİ 49 HANENİN NÜFUSU ERKEKLER BAZINDA 180 BUNA KADIN VE KIZ ÇOCUKLARINI EKLERSEK 300 YAKIN.GERİYE DÖNÜP BAKTIĞIMIZDA İSE,ILBARIT KÖYÜ ESKİ BİR YERLEŞİM YERİ OLMASINA RAĞMEN TÜRKLERİN BURAYA GELİŞİ 17 ASIRIN ORTALARI VE SONLARI OLABİLİR.ÇÜNKÜ BİZİM SÜLALE (Musluoğuları,üç kardeşten ibaret,Ahmet 1751 doğumlu,Ahmet'ten,Feyzullah ve Hüseyin oluyor.Feyzullah'tan -Emistogil,Hüseyin'den,Kuruhüseyingil) Musluoğlu,Mehmet bin Hasan, 1791 doğumlu,oğlu Mustafa 1806,doğumlu (Zorluhüseyingil ve Gödegil) Ve Musluoğullarından bir sülale söyünmüştür. O söyünmüş evin yerine,Gödegilden,Hasan Yıldırım ev yapmıştır
RECAİ DEMİRSÖZ
Değerli köylülerim,Google'da Ilbarıt Köyü hakkında şöyle bir bilgi,düşülmüş. 'Ilbarıt'Moğolca bir terimdir.İlberler ve ılbarlar çağrışımı ile ilintilidir.Sonundak i'ıt' eki çoğuldur.Fakat bu bilgiyi yazan kişi,kimse kendisini belirtmemiştir.Güya ünlü tarhiçi İlber Ortaylı,da moğol asıllı olduğundan,onun soyisimi ile ilintilidir.
Yukarıdaki,tanımlamayı kaleme alan kişi,ilkönce kendisini de belirtmesi gerikiyor.Kim veya kimler tarafından yazıldığı belli değil.Bir kere,bizim köyde moğollara benzeyen yüz ifadesine rastlanmadığı gibi,benim çocukluğumda Hacılarobası Köyünde çekik gözlü insanlar vardı,ama bizim köyde yok.
Birde köylerin,böyle siper yerlere gelmeleri,çeşitli tehlikelerden korunmak amaçlı,çünkü köyler yağmalanabiliyor veya salıdırıya uğrayabiliyor,örneğin Ilabrıt'ın haricinde,iki yerleşim yerinin adı daha geçiyor.'Saka Köyü' 'Sarı Ahmet Köyü' Yalnız yol çalışmaları sırasında dikkatimi çekti,Sarı Ahmet Köyü, dediğimiz yerde dozerin önünden yanmış toprak ve çanak çömlek parçaları çıktı.
Köyde yaşayanların nerden ve nasıl geldikleri hakkında herhangibi bir kayıt yok.Yalnız bizim sülale olan,Musluoğullarının Ordu'dan geldiğini babam Satı Demirsöz'den öğrenmiştim. araştırdım.Ordu,Fatsa ve Korgan gibi yerlerde Musluoğulları esamesi var.Diğerleri hakkında herhangi bir bilgiye sahip olsam zaten yazarım.
Kaymakamlık arşivlerinde,ülkemizdeki tüm köyleri incalediğimde,yaklaşık 43 bin köy var. 'Ilbarıt'adı altında hiçbir köy yok...Üçbölük adında,Kars ili Digor ilçesi ve Karman ili Ermenek ilçelerinde iki köy var ve onlarından isimleri bizim gibi sonradan değişmiş.
AİLE LAKAPLARI
ELİ BIDIK GİL
ALİ GÜLLÜ GİL
ALİ BEY GİL
AKKUŞ GİL
APTİPOŞO GİL
ACUMUK GİL
AYRANCI GİL
ALAGÖZ GİL
BEHİYE GİL
BEŞİR HOCA GİL
BERBERGİL
CIDIK GİL
ÇİVİŞ GİL
ÇAVUŞ GİL
ÇITAK GİL
DEYİSEYİN GİL
DELİ AHMET GİL
DÖNDÜ GİL
DEĞİRMENCİ GİL
DOKSAN GİL
ELİŞ GİL
EMİNE GİL
EMÜSTO GİL
FASLIGİL
GASALAK GİL
GIDI MEHMET GİL
GÜDÜK GİL
GILDIR GİL
GIDAV GİL
GÖDE GİL
HAFIZ NURİ GİL
HASAN EFENDİ GİL
HAŞİM GİL
HATIP GİL
HAVAŞ GİL
HECELLİ GİL
HÜSÜK GİL
HÜRÜ KIZ GİL
İBRAHİM MASTAFA GİL
İPİÇÜRÜK GİL
İYİP GİL
İRABE GİL
KARA MEHMET GİL
KARA BÖCEK GİL
KARADAYI GİL
KARAGAŞ GİL
KAHVECİ GİL
KELEŞ GİL
KİRAZ GİL
KOSPATAR GİL
KURU HALİLOĞLU GİL
KARA BEKİR GİL
KOCA MEHMET GİL
KURU SEYİN GİL
KURU OĞLAN GİL
KARA MUSTAFA GİL
KULA GİL
KAPSUZ GİL
KÖR RAŞİT GİL
MAKARYOS GİL
MEYREM GİL
MUSLU GİL
OSMAN ÇAVUŞ GİL
OSMAN EFENDİ GİL
OKUMUŞ GİL
PELVAN GİL
PÜRDE GİL
SABRİ GİL
SÜLO GİL
SOFTA GİL
SODURU GİL
ŞİŞMAN GİL
ŞIKKIDI GİL
ŞEŞON GİL
TOPAL AHMET GİL
YANIK GİL
YUSUF GİL
YAMAK GİL
ZAİM GİL
ZORLU SEYİN GİL
BIZİM KÖYÜN
Koyunları vardı Sığırı vardı.
Merası vardı Çayırı vardı
Birde Yukarıdüz bayırı vardı
Bizim köyün, bizim köyün.
Tabakevi vardı Killiği vardı.
Düzeni vardı Dirliği vardı.
İmecesi vardı Birliği vardı
Bizim köyün bizim köyün.
İbisi vardı Kazı vardı.
Baharı vardı Yazı vardı.
Babam Emistonun Sazı vardı.
Bizim köyün bizim köyün...(mithat
ŞÖYLE KÖYÜMÜZÜN DAĞLARINDA BAĞLARINDA BİR TUR ATALIM YERLERİMİZİ ANIMSAYALIM.Mithat DEMİRSÖZ Kaleminden.....
TOPRAK YAKASI.
GINCIRDAK KAPI.
YUKARI DÜZ.
TABAKEVİ.
KİLLİK.
KUZDANYANI.
SIRACEVİZLER.
AYRONCO DORUĞU.
YONCALI DORUK.
GARAAĞACIN DİBİ.
EMİREHMET BOĞAZI.
AKYOL.
ÇEHİL.
KİREZLER.
HARMANLAR DÜZÜ.
SAKAKÖYÜ.
FINDIKLI.
TAŞLI TARLA.
SIRAN GARAAĞAÇLIK.
ORTANECEK.
DEPEDAĞI.
SARI MEŞELİK KAHI.
ŞEREMET DORUĞU.
ÇIRALI DERE.
BALLI KAYA.
YENİ PINAR.
GARAŞARBAŞI.
HACI MEMET.
AVULCUK.
ORTALIK.
HECEL DÜZÜ.
DÖBELEN DÜZÜ.
HARMANLAR DÜZÜ
İYÜK DORUĞU ve BAĞLARI.
ASMA BAŞI.
ASMA ALTI BAĞLARI.
KİRİZME BAĞLARI.
GOZCUĞAZ ve BAĞLARI.
ÇALIİÇİ.
ARPALIK.
SİVRİ KAYA.
ÇATAL KAYA.
KÖPEK KAYASI.
HERE KAYA.
YANGAL KAYA.
ÇARDAK KAYA.
BALLI KAYA.
YILANLI KAYA.
KAYPANCAK TAŞ.
TAŞÖNÜ.
İNCİRLİ TAŞ
DÖLÜKTAŞ.
PAKLAK TAŞ.
ÇİP DAMLA.
MEME YAKASI.
YENİYOL.
GÖÇ DERESİ.
DÜZ TARLA.
İKİ AHLAT.
DEPE SAMANLIK.
SU ÇIKAN TAŞ.
DELEHMET ÇAMLIĞI.
GARDEYİGİLİN ÇAMLIĞI.
ÇAVUŞUN ÇAMLIĞI.
MEYREM GİLİN ÇAMLIĞI.
AKKUŞGİLİN ÇAMLIĞI.
KIR TARLANIN DORUĞU.
KÜRESEL ISINMADAN ETKİNEN
VEYA AKAN SULARIMIZ.
GIZILKUYU.
CANIMANA.
MANDIRA.
DAĞBAĞI.
KAYRANPINAR.
ALAGÖZÜN SUYU.
ŞIKKIDININ SUYU.
KUZSUYU.
KÖLEAHMET SUYU.
GANDAZIN SUYU.
ORTENECEK SUYU.
DOMUZ PINARI.
SEMERCİ.
ÇÖLTE PINAR.
YENİ PINAR.
BAŞPINAR.
AVULCUK DERESİ.
DÜĞÜN ADETLERİ
KIZ İSTEME
Köyümüzde
eskiden evlilikler görücü usulü ile yapılır.oğlan tarafı kızı beğenirse dünür
gidilir. Nişan ve düğün olarak iki aşamalı olarak gerçekleştirilirdi. Günümüzde
ise gençler anlaşarak evlenmektedir. Kız beğenmeden sonra evlenecek gencin
yakınlarından birkaç hanım kız evine gider. Bir süre sohbetten sonra kız evine
geliş nedenleri açıklanır. Gelenler şunu söyler:”Çiğdemleri kaza kaza, yolları
toza toza, Allah’ın emri, Peygamberin kavli ile oğlumuz………için kızınız…………..’ya
dünür geldik.”derler. Bunun üzerine kız annesi hanımlara söyle cevap verir:”
Kısmet olursa gelir Hint’den Yemen’den, kısmet olmazsa ne gelir elden” diyerek
kız tarfı birkaç gün izin ister.
Cevap uygun olursa, iki aile bir araya gelerek söz kesme günü belirler.
Söz kesme günü gencin yakınlarından oluşan bir grup kız evine gider. Sohbetten
sonra yaşlılardan biri kız babasına “yükümüzü sırtımıza salıver”der.
URBA GÖRME
Kız ve erkek
ailelerinden oluşan grup, kızın çeyizini almak üzere alışverişe çıkar.
DÜĞÜNE DAVET
Düğüne davet
edileceklerin yakınlık derecesine göre 15-20 gün önce hediyeler dağıtılır.
ÇEĞİZ
Gelinlik
kıza gidecek eşyalar erkek evinden katıra yüklenir. Koç ve kısır bir koyunda
düğünde yenmek üzere katıra yüklenir.
KISIR KINA
Kızın
çeyizleri görülmek üzere kız evinde sergiye açılır.
KINA
Kız evine
gidilir ve orada kıza kına yakılır. Kınayı kızın en yakın arkadaşı yakar. Kına
yakılan eller özel torbalara sarılır. Bu torbalardan biri beyaz diğeri
kırmızıdır. Bunun anlamı “al gelinliğinde gelin ol, gelin olduğun evden beyaz
kefenle çık ”tır.
DÜNÜRLÜK
Oğlu evlenecek çağa geldiğinde aile oğullarını evlendirmek için harekete geçer. Oğulları için öncelikle bir kız bulunması gerekir. Oğlanın ilgi duyduğu ya da sevdiği bir kız olup olmadığı öğrenilir. Eğer oğullarının sevdiği yoksa, uygun bir kız aramaya başlanır. Öncelikle oğullarının evet diyebileceği bir kız bulunur. Kıza talip olunur. Ancak kıza talip olan aile kız tarafında bir aracı gönderir. Bu aracı kız tarafını haberdar eder ve kız tarafının ağzını arar. Sonuç olumlu ise, oğlan tarafının ileri gelenleri kıza bakmaya giderler. Aradan birkaç gün geçtikten sonra kız tarafına gidilir ve dünürlük edilir. Burada doğrudan Allah’ın emri, Peygamberin kavli ile oğullarına dünür gittikleri evin kızını isterler. Kızın babası erkek tarafından süre ister. Sonra kızını vermeye karar verirse, oğlan evine haber gönderir. Oğlan evinden tekrar kız evine gidilerek, dünürlük anılır. Kız verildikten sonra kaynana ve kayınpederinin ellerini öper, kız verildikten sonra yakınları oğlanın kulağını çeker ve o da “avatin başım üzerine” der. Söz
NİŞAN
Kız alındıktan sonra duası yapılır. Bu arada köye ve dışarıdan gelen misafirlere oğlan tarafı yemek verir. Kaç sofra yemek vereceği oğlan evinin doğrudan ekonomik durumuna bağlıdır. Böylece sözleri kesilin, dualarla edilen oğlan ve kız nişanlanmış olurlar. Nişanlılık süreci içerisinde oğlan kıza “kavuşmaya” gider. Bu gidiş için “kavuşmak” tabiri kullanılır. Oğlan ilk gidişinde bohça ile gider. Bohçasında bisküvi, lokum, diğer yiyecekler, ayna, tarak, esans gibi şeyler bulunur. Diğer gidişlerinde de eli boş gitmez, ancak zengin bohça götürmez. Zengin tabirini kullandım. Eskiden kavuşmaya gidenlerin bohçasında turp varmış. Turp yerini bisküvi – lokuma; bisküvi – lokum da yerini kaliteli çikolata ve yaş pastaya bıraktı. Şartların değişmesi ile “kavuşma” da tarihe karıştı. Bundan böyle gençler birbirlerini istedikleri zaman görebilmekte ve tabiri caizse “kaçamak yapmaya” ihtiyaç duyulmamaktadır.
DÜĞÜN HAZIRLIKLARI
Belirli bir
süre nişanlılı kalındıktan sonra düğün konuşulur. Düğünün günü belli olduktan
sonra çalışmalar hızlanır. Düğün sahibi delikanlıbaşı ile konuşur. Düğün sahibi
delikanlıbaşı ile konuşur. Düğün sahibi delikanlıbaşı ile konuşur. Düğün yapacağını,
kaç gün davul çaldıracaklarını, köçeğin olup olmayacağını netleştirir. Böylece
düğün başlar. Caminin kenarında erken, öğle ve yatsıdan sonra davul çalınır,
köçek oynatılır. İkindi namazından sonra delikanlı düğün evine gider ve orada
odun yarar. O odunlar hayvana sarılarak caminin yanına getirilir. Yassı
namazından sonra ateş yakılır ve davulcular, köçekler bir süre oynadıktan sonra
“sinsin oyunu” oynanmaya başlar. Bir saat kadar sinsin devam ettikten sonra
delikanlıbaşı paydos ıslığı çalar ve delikanlı olan aşağı odaya diye çağırır.
Delikanlı odaya gider. Muhabbet ve köçek oyunu başlar. Bu muhabbet sabaha kadar
sürer. Bu arada ileri gelen delikanlılardan gelmedik varsa, üç dört delikanlı
gönderilir, evinden apar topar alınır, eşeğe ters olarak bindirilir, odaya
getirilir. Bu durumda olanlar “köçek parsa parası” öderler.
Çevre köylerden düğüne okuyuntu davet edilir. “Okuyuntu” düğüne çağrılan
misafire verilen addır. “Okuma” ise, çağırmadır. Okuyuntu gelirken davulcular
onları karşılarlar ve davulcular onlardan bahşiş alırlar. Altı, yedi delikanlı
katırları alarak, düğün evine oduna giderler. Odundan önce gelen oduncunun
hayvanına bayrak asılır. Bu oduncuya bahşiş verilir. Düğün böyle devam eder.
Gelini almadan bir gün evvel kız evine yük gider. Bu yükte yiyecekler ve
gelinin eşyası vardır. bu yük bir katıra sarılır, yanında birkaç, bir erkeğin
alnına altınlar takılır. Bunları iki erkek bir kadın kız evine götürür. Kız
evinin erkekleri siz sopaya iyi dayanırsınız diye şaka yaparlar. Orada yemek yenir
ve yükle gidenlere birer havlu kız tarafından verilir. Oradan dönülür. Yanı
günde birkaç delikanlı güye evinde “maşalama” hazırlar. Maşalama denilen uzun
bir sırığın üstüne bir demir saç çakılır. Bunun üstüne kül ile mazot
karıştırılır ve çokça çıra konur, geceye hazır hale getirilir. Artık kına yakma
zamanı gelmiştir.
KINA GECESİ
Yatsı namazı kılındıktan sonra, köyün delikanlısı davul köçek eşliğinde güyenin evine giderler. Gençler kına türküsü söylerken bir bekar oğlan güyenin kınasını karar bu sırada maşalama yakılır. Her taraf aydınlatılır. Kına ve kefiye tepsinin üzerine konur. Bekar bir oğlan tepsiyi kafasının üstüne kor. Güye ve sağdıç büyük bir toplulukla aşağı caminin önüne getirilir. Caminin yanı okuyuntu ve büyük bir toplulukla dolmuş ve halka halinde alanda yerlerini almışlardır. Burada güye ile altı-yedi yaş arasında olan sağdıç ortaya oturtulurlar. Erbabı olan bir kişi gelerek kınayı güye ve sağdıcın eline yakar. Kefeyeyi boynuna dolar. Güye orada bulunan babasının elini öper. Burada erkek kına gecesi biter. Kefiyenin güyenin omuzlarına örtülmesi güye olduğunu ispat eder .
KIZ KINASI
Kız kınasına okuyuntu çağrılarak kınaya davet edilir. Kız kınasına kaynanayla birlikte oğlan tarafından gelenler olur. kadınlar kendi aralarında oynar, eğlenirler. Belirli bir süre sonra kız kınasının yakılma işlemine geçilir. Kıza kına “başı yarım olmayan”, yani kocası ölmemiş biri tarafından yakılır. Kına yakılırken kaynana gelinin avucuna para koyar. Bu para hatıra olarak saklanır. Kına yakılırken kına türküsü söylenir, kız ve anasını ağlatmak için koşmalara yer verilir
GÜVEYİ BAŞI DOLAMA
Düğünün son günü sabah güyeyi traşa götürürler. Güye
davul zurna eşliğinde traş olur. güye berbere bahşiş verir. Tratşan sonra toplu
halde davul, zurna, köçek eşliğinde güye evine gider. Bir sini baklava güyenin
birkaç parça giyimi ve yine kefiyeler sininin üstüne konur. Bir bekar oğlan
kafasının üstüne kor. Güye sağdıcın elinden tutar. Büyük bir kalabalıkla aşağı
caminin yanına gidilir. Yine oradakiler alanda halk oluşturmuş haldedir. Güye
ve sağdıç ortada sandalyelere oturtulur. Uygun bir adam güye ile sağdıcın
yanına gelir. Getirilen güyeyi giydirmeye başlar. Şunları söyler: Sallü ala
Muhammet, sallü ala Muhammet. Güye giydirilirken şu tekerlemeler söylenir:
Kim dokudu bunun bezini
Şit aleyhisselam dokudu bunun bezini
Şit aleyhisselam aşkına
Salavat diyelim salavat
Aşağıdan gelir Tatar
Tozu dumana katar
Bir yiğite bir gelin yeter
Salavat diyelim salavat
Güyenin ipekten saltası
Boynundadır halkası
Geldi çattı düğün haftası
Salavat diyelim salavat
Diyelim düğününüz KUTLU OLSUN
Gelin, güye mutlu olsun
MUHAMMET aşkına salavat
Salavat diyelim salavat
Bunları söyledikten sonra güyenin babasını çağırır. Güyenin şapka başına
gelmiyor der. Güyenin babası falanca yeri verdim der. Güye ile giden sinide
baklavayı çoluk – çocuk yerler. Güye yine babasının elini öper. Oradan sevdiği
bir arkadaşının evine gider. Orada güyeyi eğlendirirler.
GELİN ALMAK
Kız evinde aynı gün sabahı çeyiz takılır ve kardeşi tarafından çeyiz beklenir. Beklediğine karşılık bir başörtüsü alır. İkindi namazına kadar bu şekilde devam eder. İkindi namazı kılındıktan sonra hoca ile birlikte kız evine gidilir. Çeyizin önünde dualar yapılır. Mehri müeccel konuşulur. Mehir kızla oğlan anlaşamayıp ayrıldıklarında kıza verilmesi gereken beledir. Bu para belirli bir süre onun hayatını sürdürmesini sağlar. Mehr-i müeccelle ilgili olarak, oğlan tarafı bin bir der, kız tarafı on bin der. Hoca Allah mehire muhtaç etmesin der. Amin denir. Dua edilir. Sonra davul zurna çalınır. Kızın oğlan kardeşi kıza kuşak kuşatır. Kapı baca diye kapıyı kapatır. Oğlan tarafından bahşiş aldıktan sonra kapıyı açar. gelini indirip, ata bindirirler. Gelinin çeyiz eşyasını delikanlılar sırtında oğlan evine taşırlar. Gelin oğlan evine getirilirken camiyi dolaştırılır. Şayet gelin köyden değil de komşu köyden getiriliyorsa, oğlan tarafından giden atlı hakçılar eşliğinde at üzerinde getirilir. Burada hakcılar genç kızlardır. Gelin oğlan evine getirilip attan indirilirken, tepesine bir miktar para ve şeker saçılır. Gelin attan inmiyor denir. Kaynana geline mal ya da bir miktar para bahşiş verir.
NİKAHIN KIYILMASI
Resmi nikah önceden halledilir. Buna “izinname” denir. Ayrıca imam nikahı kıyılır. Düğün günü akşamı iki arkadaşıyla güye yatsı namazına gider. Caminin dışında güyenin ayakkabılarını bir arkadaşı tutar. Güye namaz kılar. Güyenin ayakkabıları aksi takdirde saklanır. Yatsı namazından sonra üç dört arkadaşı güyeyi eve götürürler. Güye odanın kapısına vardığı zaman götüren arkadaşları sırtına birer ikişer yumruk vurarak gelinin yanına koyarlar. Böylece bu ilk geceye “gerdek gecesi” denir.
DUVAK
Düğün gününden sonraki gün kadınlar duvak için toplanır.
Duvağa gelenlere oğlan evi yemek verir. Burada kadınlar oyunlar oynarlar,
eğlenirler. Gelin merasim yerinin ortasına getirilir. Başına iki tülbent
bağlanır. Uygun bir kişi elindeki oklava ve kucağındaki oğlan çocuğu ile
gelinin duvağını sağdan – sola ve soldan – sağa savurur. Buna “duvak serpme”
denir. Duvak serpmesi yapılırken şu manzum sözler söylenir:
Al dereden alını getdüm
Pul dereden pulunu getdüm
(Mehmet Ağa)’nın kızını
(Omar Ağa)’nın oğluna gelin getdüm
Kutlu olsun den komşular
Kutlu olsun diyenin imanı bütün olsun
Akşamın bulaşığını sabaha kurutma
Kaynananın yüzüne sırıtma
Ayağında çizme, sokakları gezme
Kaynananın gücünü üzme
Dediğini deme, koyduğunu yeme
Doğradığın yağ olsun
Doğurduğun oğlan olsun
Hayırlı, uğurlu olsun
Gelinim düğünün KUTLU OLSUN
Kutlu olsun den komşular
Kutlu olsun diyenin imanı bütün olsun
Bu manzum başka köylerde de söylenmektedir. Bizdekinden biraz farklılık
göstermektedir. Muhtemelen aynı köke dayanmaktadırlar. Bu farklı söyleşiyi de
kültürel zenginlik adına burada veriyorum: Söğüt gibi dallı olsun,
Geven gibi köklü olsun,
Hayırlı olsun, kutlu olsun
Dört oğlunla dört kızın olsun
Hayırlı olsun, kutlu olsun
Ayağında çizme, mahalleyi çok gezme
Kaynananın gücünü üzme
Hayırlı olsun, kutlu olsun
Elinde orak
Her huyunu ananın evinde bırak
Hayırlı olsun, kutlu olsun
Akşam bulaşığını kurutma
Kaynananın karşısında sırıtma
Bu manzum sözler söylendikten sonra gelinin avuçlarına para ile yemiş konularak
saçtırılır. Ayrıca karşısında oynayan kişi de saçar. Duvakla birlikte düğün son
bulmuş olur .
DÜĞÜN SONRASI
Yeni
çiftler damadın yakınlarına el öpmeye giderler. El öpmeye giderken gelinin
çeyizinden içi dolu bohça hediye olarak götürülür. Buna “dürü” denir. Gelin el
öptükten sonra eline para verilir. Gelin babasının evine ziyarete aşağı yukarı
bir hafta sonra gider.
DELİKANLI PARASI
Köyde
delikanlılar özel bir topluluktur. Birlikte gezerler, yerler, içerler,
eğlenirler. Delikanlıların kendi aralarından seçtikleri delikanlı başı bu
topluluk adına yetkilidir. Köyden dışarıya bir kız verildiğinde kızı alan taraf
delikanlıbaşını görmek zorundadır. Burada “görmek” delikanlıbaşının istediği
parayı vermektir. Çünkü yabancıya verilen kıza karşılık bir miktar para
verilir. Burada aslolan az verip çok yalvarmak ya da çok verip çok yalvarmak ya
da çok verip hiç yalvarmamaktır. Delikanlı başının, dolayısıyla delikanlının
gönlünün hoş edilmesi gerekir. Burada kız büyüyünceye kadar o korunmuştur, ona
hiç kimse yan gözle bakmamıştır, güzelce yabanca verilmiştir. İşte buna
karşılık delikanlıya bir miktar para vermek gerekir. Buna “delikanlı parası”
denir. Bu bir töre olduğundan doğruluğu ve yanlışlığı tartışılmaz. Ancak kendi
köylüsüne verilen kızlar için böyle bir delikanlı parası söz konusu değildir.
Delikanlı başının eline geçen para, delikanlı tarafından eğlencelerde yenir.
Kendilerini ziyafet çekerler.
MİLLİ BAYRAMLAR
Çuval Yarışı :
Yarışa katılanlar, birer çuvalın içine girip, bellerinden çuvalı bağlarlar. Bu
işaretle koşarak hedefe varmaya çalışırlar. Bu arada dengesini kaybederek
düşenler olur. Burada mücadele birinci gelmek içindir.
Yumurta Yarışı: Çocuklar birer tahta
kaşık ve birer yumurta alıp başlangıç noktasında sıra olurlar. Yumurta kaşığın
içerisine konur ve sapından ısırılır. İşaret ile ağızlarında kaşık olduğu halde
yumurtayı düşürmeden koşmaya çalışırlar. Düşüren yarışa devam edemez. Burada
asıl olan yumurtayı düşürmeden birinci gelebilmektir.
İğne iplik Saplama Yarışı : Bu
yarışmaya kız öğrenciler katılır. Ellerine iğne ve iplik alarak başlama
noktasında sıra olurlar ve işaret verilince koşarak ellerindeki ipliği iğneye
sokmaya çalışırlar. İpliği saplayıncaya kadar ağır hareket ederler, sapladıktan
sonra hızlanırlar ve hedefe koşarlar. Burada da iğneye ipliği saplamış olarak
birinci gelmek esastır.
Yoğurt Yeme Yarışı : Yarışa
katılacak öğrenciler birer sahan yoğurt getirir. Ve seyircilere karşı diz çökerler.
Yoğurt sahanına metal bir para konulur. Başlama işareti ile yarışmacılar,
ellerini değmeden sahandaki yoğurdun içinde bulunan parayı ağızlarıyla bulmaya
çalışırlar. Bu arada yüzleri bembeyaz olur. Burada parayı ağzına ilk alan
yarışı kazanmış olur.
Elma Yeme Yarışı: Bir urgana belirli
aralıklarla ipler bağlanır. Bu iplerin ucuna da elmalar bağlanır. Urgan iki
öğrenci tarafından hafifçe yüksekten tutulur. Yarışmacılar urgana bağlı
elmaların altına sıralanırlar. İşaret verilince ellerini değmeden elmaları
yemeğe çalışırlar. Elma yeme işini arkadaşlarından önce başaran birinci gelir.
ASKER UĞURLAMA
Askerlik
en kayda değer kutlu görevlerdendir. Yetişkin delikanlının askere gitmek için
sabırsızlanmasının yanında, başta askere gidecek kişinin anne ve babası
askerlik çağına gelmiş evlat yetiştirmekten büyük mutluluk duyarlar. Bu
mutluluk, kendileri ay-yıldızlı bayrağın gölgesinde gönül rahatlığıyla
uyurlarken, evlatlarının ecdat kanıyla sulanmış vatan topraklarında gözlerini
kırpmadan nöbet tutmalarıdır. Çünkü vatan gençlere emanet edilmiştir. bu
emanetin yılmaz bekçileri askerlerdir. Askerlik denilince milli ve dini
duygular birleşerek bütünleşir. Asker ocağı “Peygamber ocağı” olarak
tanımlanır. Orada hasta gençlerin iyileşeceğine, zayıfların şişmanlayacağına
inanılır. Hatta askerliğini yapmamış bir delikanlıya kız verilmez, “o
askerliğini yapmadı” denilir.
Bu kutlu görev için öncelikle askerlik muayenesi yapılır. Muayene bir seçimdir.
Burada kimse evladına askerlik yapamaz diye “çürük raporu” verilmesini
arzulamaz. Muayene aynı yaşta olanların muayenesidir. Bunlar askere birlikte
giderler, birlikte dönerler. Aynı dönem askere gidenlere “tertip” denilir.
Onlar normal arkadaşlıklarının yanında asker arkadaşı, yani “tertip”tirler. Bu
durum şüphesiz onlar için farklı bir duygudur.
Askere gitmeden hiç değilse, iki hafta önce hazırlıklara başlanır. Bu arada
askere gidecek olan delikanlı akrabaları tarafından yemeğe davet edilir. Bu
arada asker adayları da çeşitli davetlere katılırlar. Hatta bir araya gelerek
mesire yerlerinde de ziyafetler verilir. Şüphesiz bu ziyafetlerde askerler
gönüllerince eğlenirler. Böylece askere gitme bir düğün havası içerisinde
kutlanır. Elbette asker bir milletin evlatlarına da böyle kutlamaları yakışır.
Çünkü onlar için “vatana hizmet” herşeyin üzerindedir. Asker adayının askere
gideceği gün geldiğinde uğurlama yapılır. İşte buna “asker uğurlaması” denilir.
Asker adayı bütün tanıdıklarına Allahaısmarladık der. Tanıdıkları da ona güle
güle git, yolun açık olsun, şimdiden hayırlı tezkereler derler. Hayırlı
tezkereler ibaresi askerliği hayırlısıyla bitirip gelmesi temennisidir. Askere
giden kişiye tanıdıkları para verirler. Bu paranın miktarı önemli değildir.
Asıl olan paranın verilmesidir. Bu parayı harçlıklarından çocuklar dahi verirler.
Askere giderken verilen bu paraya “uğur parası” denilir.
Asker adayının güle güle gidip gelmesi dileğinin güzel örneği bu “uğur
parası”dır. Asker evden ayrılırken arkasından su dökülür. Bu onun sağ-salim
evine dönmesi dileğinin bir sonucudur. Böylece büyük bir coşku içerisinde aday
askere uğurlanmış olur. Asker, vatani görevini tamamlayıp, evine ulaştığında
sevinçle karşılanır. Evde tatlı bir telaş başlar, asker için yemekler
hazırlanır. Askeri evinde akraba ve komşuları ziyaret ederler. Yani “Hoş geldin”e
gedilir. Bu ziyareti gerçekleştirenlere kına başta olmak üzere, birer hediye
paketi verilir. Özellikle “asker kınası”na büyük önem verilir. Burada kına
sevinci ifade eder. Çünkü delikanlı askere gitmiş, vatani görevini tamamlamış
ve sağ-salim evine dönmüş, hasretle bekleyiş bitmiştir. Bu asker kınasını
sevincin bir ifadesi olarak kadınlar ellerine yakarlar.
Türkler’de askerlik, ordu ve ordugâhın köklü bir geleneği vardır. bu anlayış
geçmişten günümüze süzülerek gelmiştir.
HACI UĞURLAMASI
Hac,
İslam’ın beş şartından birisidir. Bu ibadet ekonomik durum iyi olanların
üzerine farzdır. Diğer ekonomik durumu iyi olmayanların bu ibadeti yerine
getirmeleri gerekmez. Genelde ekonomik durumun iyi olmasının yanında “oğlunu
everip, kızını çıkarmayanlar” hacca gitmezler. Burada geride her hangi bir
“takanağın” olmaması anlayışı söz konusudur .
Eskiden hacca gidecek kişinin yemek vermesi adettendir. Buna “hacı ekmeği” ya
da kişi bütün komşuları bu yemeğe davet eder. Aynı zamanda yemeğin yenilmesi
ile hacı adayı ile yemeğe katılanlar helalleşirler. Hacı adayıyla hiç kimsenin
kırgın ya da küs olmaması gerekir. Hacı adayının evine de hediyelerle
gidilerek, güle güle gitmesi, hayırlısıyla gitmesi temennisinde bulunulur.
Hacca gitmek “büyük yola” gitmek olarak tanımlanır.
Hacca gidilip, hac görevi yerine getirilip dönüldükten sonra hacı olan kişinin
evine hoşgeldine gidilir. Çünkü o “büyük yol”dan gelmiştir. Hacılar genelde
yaşlı kişilerden oluştuğu için avuç içi öpülür. Buradaki anlayış kutlu
emanetlere el sürülmesiyle ilgilidir. Haccın nasıl geçtiği sorulur. Haccın
nasıl yapıldığı taze bilgilere dayalı olarak hacı tarafından anlatılır.
Hacı olanlar birinci derecede akrabaları başta olmaz üzere, bütün tanıdıklarına
hediyeler getirilir. Hoşgeldine gelenlere özellikle zemzem ve hurma ikram
edilir. Zemzem adabına uygun olarak, kıbleye yönelmek ve besmele çekmek
suretiyle içilir. Kısa zaman süreci içerisinde içki içenler zemzem içemezler.
Zira zemzem ve (affınıza sığınarak) “zıkkım” aynı anda gitmez. Hacı evinden
ise, genelde namazla, tespih, takke, başörtüsü, yüzük ve kınadan oluşan hediye
paketleri hoşgeldine gidenlere verilir. Hacca gidenlerin Hacılıklarını yadetmek
için çevresindekiler tarafından “Hacı”, “Hacım”, “Hacı baba”, “Hacı anne” gibi
tabirler adeta isimlerinin önüne geçer. Ya da isimleriyle başa getirilen Hacı
tabiri birlikte kullanılır. (ALINTI)
DİNİ GELENEKLER
Dini
gelenekleri mübarek gün ve gecelerdeki uygulamalar oluşturur. Bu kutlu gün ve
geceler arasında üç aylar kandil geceleri ve bayramlar yer alır . Mübarek üç
aylar insanların kendine dikkat etmeleri için bir fırsat olarak görülür. Bu üç
ayların ilkini Recep, ikincisini Şaban ve üçüncüsünü Ramazan oluşturur. Recep
ayı içerisinde huşu içerisinde Regaip kandili kutlanır. Aynı şekilde Miraç
Kandili ise Recep ayı içerisinde kutlanır.
Ramazan’ın başlaması ile manevi haz doruk noktasına ulaşır. Çünkü tan yeri
ağarırken başlayan açlık akşam ezanına kadar sürer. İslamın beş şartından biri
olan oruç ibadeti aklı başında ve sağlıklı herkese farzdır. Gece yemek yemek için
kalkmaya sahur ya da temşüt denir. Akşam oruç açmak içinse iftar tabiri
kullanılır. İftardan sonra Ramazan boyunca yatsı namazı ile kılınan namaza ise,
teravih namazı denilir. Yirmi rekat teravih namazıyla yatsı namazı birleşince
otuz üç rekat namaz yatsı vaktinde kılınır. Bu ibadetler diğer zamanlardan daha
büyük coşku içerisinde gerçekleştirilir.
Mübarek günlerin, özellikle Ramazan ayının çok bereketli bir ay olduğuna
inanılır. Ramazanda “iftara çağırma”, ya da “iftarcı alma” en önemli
geleneklerdendir. Zengin Ramazan sofraları böylece davetlilerle daha da
zenginleşir.
Sahura kalkmak için davul çalınırdı. Davulcu davul çalarak ve çeşitli
deyişlerle insanları uyandırmaktaydı. Özellikle çocuklar davul çalınmasından
büyük ölçüde etkilenmekte ve davul sesini duymak, davulcuyu görmek için
uyandırılmaktan zevk almaktaydılar. Daha da önemlisi kendileri de büyükleri
gibi oruç tutacaklarından sahura kalkarak geleceğe hazırlık yapmaktaydılar.
Ramazan ayının her günü bir birinden önemlidir. Ancak kadir gecesi bütün gün ve
gecelerden daha da önelidir. Bu gecede Allah ve kul arasındaki yakınlık en üst
dereceye ulaşır. Ramazan bitmeden önceki son gün arife günüdür. Daha sonra ise,
Ramazan Bayramı coşkuyla kutlanır. Aynı şekilde Kurban Bayramı’ndan bir önceki
günde Kurban Bayramının arifesidir.
Mübarek gün ve geceler Kurban Bayramıyla bitmez. Muharrem ayı içerisinde Hicri
yılbaşı kutlanır. Yine aynı ay içerisinde Aşure gönü vardır. geleneksel olarak
“aşure” pişirilir ve bütün komşulara dağıtılır. Gözleme, çörek türü
yiyeceklerin dağıtılması da esastır. Buna “ocak kokutması” denilir. Rebiülevvel
ayı içerisinde de Mevlid Kandili kutlanır. Bu kandillerin hepsinin yarı bir
ehemmiyeti vardır. Bu mevlitlerde mevlit okutulması, gül suyu ve külah içinde
lokum ve naneli şeker ikram edilmesi de söz konusudur. Çoğu kere bu mevlitler
ölen kişinin ruhu için yakınları tarafından da okutulur.
BAYRAMLAR BAYRAMLAŞMA
Milli
ve dini bayramlar önemli bir yere sahiptir. Milli bayramlardan Cumhuriyet ve 23
Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı büyük coşku içerisinde kutlanırdı.
Kutlanırdı diyorum, çünkü köyden büyük ölçüde dışarıya göç olması ve köyde genç
nüfus ve onların okul çağında çocuklarının bulunmaması, milli bayramların
maalesef kutlanmalarına engel oluşturdu. Köy ilkokulu kapandı, çocuklar
günümüzde Belde olan Yeşilöz İlköğretim Okulu’na taşımacılık sistemiyle
götürülmeye başlandı. Aşağı yukarı 1940’lı yıllarda eğitime başlanılan 1980’li
yıllarda yeterli öğrenci yokluğundan eğitim faaliyeti durdurulan Akçakese Köyü
ilköğretim Okulu’ndan bizden büyükler, bizler ve bizim küçüklerimiz diploma
aldılar. Şu anda ise, okul binaları köyün sosyal tesisi olarak hizmet
vermektedir.
Köy ilkokulunun açık olduğu yıllarda milli bayramlar büyük bir coşku içerisinde
kutlanırdı. Adeta Cumhuriyet yeni kurulmuş, Türkiye Büyük Millet Meclisi yeni
açılmış gibi heyecan ve coşku söz konusuydu. Okul önündeki düzlüğe sıralar
çıkarılır, sıralara yaşlılar oturtulur ve çocuklar bütün maharetlerini ortaya
koyarlardı.
Çocukları izleyenler içerisinde Balkanlarda, Çanakkale’de, Kafkaslar’da
Yemen’de, İnönü’de, Sakarya’da düşmanla göğüs göğüse çarpışmış, vatan
topraklarına temiz al kanlarını akıtmış gaziler de vardı. Onlar bizzat dönemin
acılarını yaşamış, sıkıntılarını çekmiş ve zor şartlarda Cumhuriyeti kurmuş nesil
olduklarından ayrıca gururlu, heyecanlı ve gelecekten umutlu kişilerdi. Okunan
bir Cumhuriyet şiirinden ya da Cumhuriyetle ilgili bir piyesten herkesten daha
fazla haz alıyorlardı.
Bayramlara günün önemini belirten konuşmalarla başlanırdı. Sırasıyla şiirler
okunur, piyesler oynanırdı. Şüphesiz teliz içerisine girip yarışma, ağızda
tutulan kaşık üzerinde yumurtayı düşürmeden yarışma, kap içerisindeki yoğurttan
ağızla madeni parayı bulma gibi erkekler arasında yaptırılan yarışlardan başka,
kızların koşarken ince iğneye iplik saplamaları da izleyenlerin heyecanlı
dakikalar geçirmesine zemin hazırlardı.
Dini bayramların coşku ve heyecanı da başkaydı. Bayramdan bir gün önce bayram
hazırlıklarına başlanılmış olurdu. Çeşitli yemekler hazırlanır, özellikle tatlılardan
baklava yapılırdı. Arife günü temizlenmek ve arife suyuyla yıkanmak adettendi.
Bayram sabahı erkenden kalkılır. En iyi elbiseler giyilir. Bu elbiselere
“gerilik elbiseler” denilir. Bunlar özel günlerde, yani daha çok düğün ve
bayramlarda giyilen elbiselerdir. Abdest alıp sabah namazı kılındıktan sonra
bayram namazı kılınır. Cuma namazlarında olduğu gibi bayram namazlarının
kılındığı yer aşağı camidir. Aşağı Camide kılınan Ramazan bayram namazından
sonra bütün camiden çıkanlar cami kapısından başlamak üzere yaşlıdan küçüğe
doğru dizilerek dışarıya doğru halka oluştururlar. Bu halkada üç nesli, yani
yaşlı, genç ve çocuk görmek mümkündür. Yaşlıların eli öpülerek sıra uzar gider,
bütün camide bulunanlar, doğrusu köyün erkekleri birbirleriyle bayram namazı
çıkışı bayramlaşmış olurlar.
Kurban bayramında ise namazı takiben camiden çıkanlar kurban kesmeye giderler.
Kurban kesme işleminde işin ehli olan kişiler kurbanları keserler. Başlangıçta
üç defa Allahüekber Allahüekber, Lailahe illallahuvallahü ekber, Allahü ekber
velillahamd dedikten sonra kurban duası okunup bismillah allahüekber denilerek
kurban kesilir, yüzülür, parçalanır ve hissedarlara dağıtılır. Çünkü dana türü
hayvanlar büyüklüğüne göre yedi hisseye kadar kesilebilirler. Koyun ve keçi
türü havyanlar ise yalnız bir kişi tarafından kurban edilirler.
Genelde, kurban kesilip, ciğeri çıkarılıp, kavruluncaya kadar kurban kesenler
bir şey yemezler. Bu ciğer kavruluncaya kadar ki zaman adeta kurban orucudur.
Kurbanın boynu kesilip, kanı akıtılınca adına kurban kesilen kişiler iki rekat
şükür namazı kılarlar. Bayramlaşma kurban kesilip, ciğeri yenildikten sonra
başlar. Öncelikle ailede küçükler büyüklerle bayramlaşırlar ve onlara para
vermek adettendir. Buna “bayram harçlığı denir. Ramazan bayramında tatlı ve
şeker ön plana çıkar. Bundan dolayı şeker bayramı da diyenler olur. aslında
büyükler için ramazan, çocuklar için ise şeker bayramı demek belki uygun
olabilir. Kurban bayramında ise, kurban eti ön plana çıkar. Kurban etinin
tüketilmesinde genel prensip üç parça gibi düşünülmesidir. Bunun bir parçasının
aile fertleri tarafından, diğer parçanın eş-dost-akrabayla birlikte tüketilmesi
ve diğer bir parçanın ise kurban kesemeyenlere dağıtılması esasına
dayanmasıdır. Bu dağıtılması gereken üçte birlik kısım en az yedi eve, yani en
az yedi kurban kesemeyen aileye dağıtılır. Bu her bir hisse için geçerlidir.
Kurban kesemeyenlere dağıtılan hisselere “pay” ve bu işleme de “pay dağıtma”
denir.
Kurbanda en önemli geleneklerden birisi “Meydan yeri” geleneğidir. Kurban kesen
evlerinden her birinden bir sofra çıkar. Sofranın önemli yemeği “kapama”dır.
Yani testide pişmiş et ve testinin etrafına et suyuna salınmış pirinçten oluşan
pilav sofrayı süsler. Evlerden çıkan bu sofralar genelde köy odalarına, bazı
evlere getiriler. Buradaki ince ayrıntı konu-komşu eş-dostla yenilmesi gereken
etin bir kısmının pratikte ikram edilmesidir. Nasıl ki camide zengin ve fakir
ayrı safta namaz kılıyorsa, bu gelenek sayesinde aynı sofrada kurban kesen ve
kesemeyenin yemek yemesidir.
Hatta bu “meydan yeri” geleneği belirli bir süre iki güne yayılarak uygulandı.
Bayramın ikinci ve üçüncü günlerinde kurban kesenlerden sofra çıkartılır. Aşağı
mahallede oturanlar bayramın ikinci gününde, yukarı mahallede oturanlar
bayramın üçüncü gününde sofra çıkarırlardı. Hem böylece israf önlenir, hem de
kurban kesenlerle kesemeyenler iki gün meydan yeri adı verilen sofralarda bir
araya gelirler. Kurban kesemeyenler mahsun bırakılmazlardı. Bu gelenek farklı
şekillerde yüzyıllardan beri süzülüp gelen Türk geleneğinin bir canlı
göstergesidir. Çünkü beylik almakla değil, vermekle, yemekle değil, yedirmekle
olur. son yıllarda ise bu geleneği, canlı tutmak için gayret sarfedilmektedir.
Bu meydan yeri geleneği köyün hayratı olan sazak ve köyün sosyal tesisi olan okul
binalarında sürdürülmekte, eskiden farklı olarak erkeklerden başka kadınlar da
bu yemeğe katılmaktadırlar.
Bayramlarda bayramlaşmayı biraz daha açarsak, hep büyüklere bayramlaşmaya
gidilir. Onların elleri öpülür. Nişanlılı gençler kaynanalarına, yine evli
delikanlılar kaynanalarına bayramlaşmaya giderler. Bayramlaşmaya gidilirken
eskiden “öteberi” alınırdı. Bunlar fındık, fıstık, leblebi, şeker vb. şeylerden
oluşmaktaydı. Toplu olarak bayramlaşmaya gidenler kaynananın evinde yerler,
içerler, eğlenirlerdi. Şimdi ise bayramlaşma eskisinin acı bir görüntüsü haline
geldi. Eğlenme, toplu halde gitme, böyle öteberi götürme yerini sade bir gidiş
çikolata ve yaş pastaya bıraktı.
(DÜĞÜN ADETLERİ BAŞLIĞI ALTINDAKİ YAZILAR ALINTIDIR. BİLGİ AMCIYLA KONULMUŞTUR.ÇOĞU KISIMLARI BİZİM KÖY ADETLERİNE UYMAKTADIR.İYİ GÜNLER SİZİNLE OLSUN.) SELAMİ ALKAN(SND)SAFRANBOLU 2008)Prof. Dr. İlhami Durmuş
CAMİMİZ
Cami hakkında tarihi bir belge yoktur. 1860 sonrası doğanlar geçmişte caminin yaklaşık 1870 yılında yapıldığından bahsetmektedirler.
Daha önceleri iki katlı bir binanın alt katı mescit, üst katıda mektep olarak kullanıldığı ve bu binanın bugünkü camii külliyesinde, köy odası olarak işlevini sürdürmektedir.
Cami, yerden tavana kadar kesme taş ile örülmüş, iç kısmı isesıvai le sıvanmıştır. Çatı ahşap üzeri kiremitle örtülüdür. Cami değişik zamanlarda tamirat görmüştür. 1978 yılında caminin dış cephesi sıvanmış, 1990 yılında ise caminin ahşap minaresi yıkılarak yerine iki şerefeli betonarmeden bir minare yapılmıştır. 2002 yılında da ise cami tamamen restorasyondan geçirilmiştir
Selami ALKAN(SND)Safranbolu 2010 SEVGİLERLE.
Dernek İsmi:Karabük İli Safranbolu İlçesi ÜÇBÖLÜK KÖYÜ
Sosyal Yardımlaşma,Dayanışma ve Kalkındırma Derneği
Kütük No:34/103/099
Kuruluş Tarihi:05/04/2001
Dernek Adresi:Esentepe Mah.2850 Sokak No:131 Akdoğan Apt. G.O.PAŞA/İST.
DERNEĞİN İLK KURUCULARI
1-Beşir Kemal AKDOĞAN (BAŞKAN)
2-Mehmet Adnan ERDEN (Bşk.YARDIMCISI)
3-Turgut SAYGIN (GENEL SEKRETER)
4-Mehmet KOÇ (MUHASİP)
5-Cavit SARI (VEZNADAR)
6-Ramazan AVCI (ÜYE)
7-Mehmet TANIK (ÜYE)
YÖNETİM KURULU YEDEK ÜYELER
1-Murat ÖZLÜ
2-Ahmet YAŞAR
3-Hüseyin ÖZ
4-Salih SARI
5-Servet AKDOĞAN
DENETİM KURULU ASİL ÜYELER
1-Mehmet Ali ÖZLÜ
2-Mustafa KAYA
3-Turgut SAYGIN
DENETİM KURULU YEDEK ÜYELER
1-Güngör MUTLU
2-Hüseyin KALKAN
3-Osman AYDIN
FAALİYETTEKİ YÖNETİM KURULU
1-Beşir Kemal AKDOĞAN (BAŞKAN)
2-Hasan MUTLU (Bşk. YARDIMCISI)
3-Yakup OĞUZ (SAYMAN)
4-Osman TUNCAY (SEKRETER)
5-Mithat DEMİRSÖZ (VEZNE)
6-İsmail ÖZ (Yönetim Kurulu Asil)
7-Cavit SARI (Yönetim Kurulu Asil)
8-Murat ÖZLÜ (Yönetim Kurulu Yedek)
9-Ahmet YAŞAR (Yönetim Kurulu Yedek)
Deneğimizin kuruluş amacı,köylülerimizle birlik beraberliği sağlamak,geriden gelen yeni nesil gençlerimizin bir araya gelip birbirleri ile tanışmalarını ve kaynaşmalarını sağlamak.Köyümüz için birlikteliğimizle güzel ve kalıcı hizmetler yapmak.Acı ve iyi günlerimizde bir araya gelerek paylaşımı sağlamak.Daha bir çok sosyal faaliyetler içersinde hep birlikte mücadele vermek amacı ile derneğimizi kurmuş bulunduk. Tabiki dernek kurmakla dernekçilik olmadığı,şahsım olarak malumatım olduğu gibi bunu çok kıymetli sizler ve değerli köylülerimin bilmesini ve derneğimize sahip çıkılması durumunda tüm köylülerimize çok yararlı ve faydalı olcağına inancım tamdır.İstanbul’dakiler elimizden geldiği kadar caba sarfetmeye çalışıyoruz.Fakat oralarda faaliyet yapılmadığı için İstanbul’dakilerde derneğimize şikayetçi oluyorlar.Bunun için seni bu konuda öncülük yapıp, derneğimiz adına başlatmış olduğun çalışma ve düşüncelerine şahsım olarak yürekten kutlar sonsuz teşekkürlerimi bir borç bilirim.Saygı ve sevgilerimle herkese selamlar diliyorum.
İŞ TEL:0212 475 9554-0212 501 2576-0212 565 5321
CEP:0532 312 2278 (KEMAL AKDOĞAN)
Selami ALKAN (SND) Safranbolu / 2007
EVLERİMİZİN YAPILIŞ TARİHİ/(ILBARIT)ÜÇBÖLÜK KÖYÜ
Bilindiği gibi, köylerin kurulma aşaması ve birlikte olması,geçmiş itibarıyla 'imece' toplu yaşama ve toplu zor işleri başarma üzerinedir. Dolasıyla her şey ilkeldir. Kapitalizmin makineyi keşfetmesi ile insanların yaşamları kolaylaşırken, ap ayrı bir güç çıktı ortaya...Bir yandan fabrikalar vs.ler insan yaşamına geçince, köylerimizde makinelerle tanıştı. Örneğin bir traktör birden çok canlının sürebileceği bir tarlayı bir kaç saatte sürerken, neredeyse her evde bulunan öküz gibi emekçi hayvanlar artık kullanılamaz oldu. Bir yandan da köylerden şehirlere göçlerde başlamış oldu ve bu göçe 1960 yıllardan sonra, Ilbarıt Köyüde maruz kaldı. Nedeni bağların kuruması ve ekilenlerin astarı yüzünden pahalı olması...
Selami Alkan, hocam köydeki evlerin tarihini yazarmısın dediğinde düşündüm. Çünkü çoğu evlere tarih yazılmamış. Geçmişten gelen çoğu ev yıkılmış, örneğin bizim eski ev Kuruseyingilinen eskiden ortakmış, 1915 yılında bir kış günü yıkılmış ve içinde insan varken, ama hiç kimsenin burnu dahi kanamamış. Kafama göre bir tarih çıkarmaya çalıştım. Çünkü en büyük aile bireylerinden yola çıkarak. Derler ya 'Söz uçar yazı kalır.' Köyümüz bilindiği gibi, 1831,Padişah 2.Mahmut döneminde yapılan nüfus sayımında, 49 hane ve bu hanelerden beş sülale şu anda yok...Nedeni söyünmüş. Yukarı mahalleden itibaren, köyün günümüze ulaşan yapılış tarihi...
1) Değirmencigil (Mollabekiroğulları) İlk ev 1865 yıklmış,2 ci ev 1870 yıkılmış 3 cü ev 1951 yıkılmış 4 cü ev 2018
2) Kuruseyingil 1892 yıkıldı.
3) Kuruseyingil 'Ömer Tuncay' 1963
4) Yamakgil 'Mustafa Gökmen' 1880
5) Yamakgil 'Raşit ve Hasan' 1878
6) Sarımuhtargil 1895
7) Emüstogil 1918
8) Gödegil 1845 yıkıldı
9) Gödegil 'Hasan Yıldırım' 1970
10) Karakaşgil 1895
11) Deliahmetgil 1885
12) Döndügil 1884
13) Faslıgil 1887 yıkıldı.
14) Aşağımeyremgil 1875
15) Yanıkgil 1953
16) Kapsuzgil 1935
17) Kapsuzgil 2 ci ev 1997
18) Huriye, Ayhan Karaman 1993
19) Gardeyigil 'Hafız Nuri ve Hasan Erden 1909
20) Yukarı Havaşgil 1959
21)Yusufgil 'Mehmet Özer' 1919
22) Osman Akdoğan 2009
23) Beşir Algan 1882
24) Yukarı Meyremgil 1897
25) Hamdi Sarı 2002
26) İhsan Sarı 2002
27) Güdükgil 1904
28) Güdükgil 2 ci ev 1935
29) Gardeyigil 'Ahmet Demiralp' 1943
30) Yusufgil 'Salih Kara' 1840 yıkıldı.
31) Yusufgil 'Mehmet ata Doğan' 1895
32) Karabacakgil 1870
33) Acumukgil 1901
34 ) Kosbatargil 'Mehmet Tanık' 1955
35) Kosbatargil 'Ekrem Tanık' 1979
36) Hecelligil 1887
37) Softagil 1838
38) Elişgil 1896
39) İrabegil 1957
40) Zaimgil 1858
41) Aşağıkeleşgil 1870
42) Yukarıkeleşgil 1890
43) Deliseyingil 1947
44) Eminegil 1954
45) Pehlivangil 1894
46) İpiçürükgil 1896
47) Hürükızgil 1870
48) Yukarıçavuşgil 1954
49) İyipgil 1860
50) İyipgil 'Karanuk' 1956
51) İyipgil 'M.Ali Efendi' 1923
52) İmam Lojmanı eski 1895
53) Kirazgil 1862
54) Hatıpgil 1900
55) Ayrancıgil 1855
56) Kahvecigil 1901
57) Dokzangil eski ev 1860
58) Aligülügil 1875
59) Aligülügil 'İsmail öz' 2017
60) İbrahim Özcan 2016
61) Hüsükgil 1980 yeni ev...
62) Şıkkıdıgil 1895
63) Akkuşgil 'M.ali Eriş' 1968
64) Akkuşgil 'Osman eriş' 1968
65) Aşağı Havaşgil 1879
66) Osmançavuşgil 1894
67) Fısfıshafızgil 1893
68) Çavuşgil 1875
69) Keleşgil 1868
70) Haşimgil 'alimollagil' 1873 yıkıldı.
71) Haşimgil 'Rıfat Özcan' 1953 yandı.
72) Hatıpgil 'Perihan Tangül' 2019
73) Sarımuhtargil 'Bilgin Yıldırım' 2019
74) Kuruseyingil 'Ramazan Tuncay' 2017
75) Gödegil 'Ahmet,Ercan Yıldırım 2010
BAĞLICA MAHALLESİ;
76) Okumuşgil 1920
77) Kacoseyingil 1900
78) Cıdıkgil 1940
79) Okumuşgil 'Saim Kara' 1980
80) Cemal Oğuz 1982 yeni ev...
81) Cemükgil 1922
82) Tulumagil 1912 eski ev
83) Tulumagil 1958 yeni ev
84) Kostakgil 1910
85) Ramazan Oğuz 1935
86) Civişgil 1908
KARAŞAR MAHALLESİ...
87) Alibeygil 1879
88) Berbergil 1890
89) Topalahmetgil 1908
90) Gıdavagil 1887
91) Kistirliçavuşgil 1886 yıkıldı.
92) İbrahimçavuşgil 1914
93) Karabekirgil 1894 yandı.
94) Alibeygil 'Ali Karatekin' 1993
95) Berbergil 'Mustafa Kara' 1977
KÖY ODASI YANAN ODA 1835 YENİSİ 2009 YILINDA YAPILMIŞTIR.KÖY CAMİSİ 1870 YILINDA YAPILMIŞTIR.
'ÜÇBÖLÜK KÖYÜ 'KÜLTÜR VE SANAT MERKEZİ,YAPILIŞ TARİHİ (1981,KÜLTÜR MERKEZİNE DÖNÜŞ TARİHİ...29.EKİM.1999...'
Kısaca tüm Ilbarıt Köyünü Mahalleri ile birlikte özetlemeye çalıştım. Umarız ki köyümüz geleceğe ışık tutmaya devam eder
RECAİ DEMİRSÖZ(RESSAM) EMEKLİ ÖĞRETMEN SELAMİ ALKAN
Ilbarıt-Karaşar Mah'de taş üzerine bir hat çalışması...Rumi (1336) Miladi(1920) yılında, İsmail Gürleyik tarafından yaptırılan evin giriş, avlu kapası üstüne yerleştirilmiş,ibrik şeklinde 'maşallah' ibaresi vardır. Ev daha sonra Abdullah Gürleyik tarafından betonarmeye çevrilmiştir.
Ev 1831 kayıtlarında yer almayan,Yamakgil olarak bilinen,Raşit ve Hasan,a aittir.Raşit tarafı söyünmüş olup,Karakaşgilden,Mehmet Avcı,ya,evin damadı,Mehmet Ali Özlü tarfından satılmıştır.llbarıt köyünün ilk öğretmeni,Mehmet Cemil Efendi,Raşit tarafında ikamet etmiştir.Raşit'in aynı zamanda,Bağlıca mah.de Kostak ve Kofur Hasangil olarak bilinen ailde bir kızı vardır ve Yunus Oğuz'un annesidir.Aynı zamanda Raşit,Karaşar Mah.den İbram Cavuş olarak bilinen İbrahim Kara'nın bacanağıdır.Birde bunların büyük abileri vardır İbrahim,Yamak Mustafa'nın 1894 babasıdır ve üç kardeş,İbrahim,Raşit ve Hasan,uzun süre İstanbul,Tophane semtinde ciğerci dükkanı işletmişlerdir.
Ev Musluoğullarından,Hüseyin tarafından yapılmıştır.Yapılış tarihi kesin bilinmesede,1840 yıllarına ait olup,Ilbarıt Köyünün en eski evlerindendir.Hüseyin,Musluoğullarından,Mustafa'nın oğludur.Mustafa,1791,oğlu Hüseyin 1827 doğumlu olup,Dendün lakaplı,Sarımuhtarın babası Mustafa 1850 ve kardeşi Göde lakaplı Ahmet'in 1864 babalarıdır.Hüseyin ve evi yoksulluk içinde bir katırla yaptırmış olup,Musluoğullarının Gödegil ve Sarımuhtargil fertleri bu evde doğmuştur.Daha sonra Göde Ahmet 1895 yılında bu günkü Sarımuhtargilin evini yaptırmış ve bağ değişiminde,yaptırdığı evi Sarımuhtargile vermiştir.Aile Musluoğullarının diğer fertleri Ahmet 1751 doğumlu ve Emistogil ve Kuruseyingili temsil eder ve Hüseyin,büyük ihtimalle Göde ve Sarımıhtargili temsil eden Mustafa ile ikiz kardeştir ve doğumları 1791 dir ve Hüseyin tarafı,Sülüğün Sarıoğlangil olarak bilinir,ama şu anda söyünmüştür.Küçük bir anekdot...
Çocukluğumdan beri boş olan evlerden biri,Ahmet Demiralp'ın evi...1940 yıllarda yaptırmıştır.Safranbolu'dan Rum taş ustaları gidince,bu ustalık yöre ustalarına kalmış...Temel yöre ustalarına ve ahşap kısım,yine Gayazalı Mehmet usta,bir oda hariç...Gayazalı Mehmet usta,7 kuşak bu mesleği sürdürmüş,en son oğullarından Mustafa usta,1990 yıllarda,Ayhan Karaman'ın evini yaptı...Ahmet Demiralp,gittiği Kastamonu Öğretmen Okulun'da,Şair ve Yazar Rıfat Ilgaz'la yolları kesişir ve birlikte öğretmen olurlar.Fakat Rıfat Ilgaz,daha sonra tekrar imtihana girerek,Gazi Üniversitesi,Türkçe Bölümü okuyarak,lise öğretmeni olur.1984 yılında,Safranbolu,Kavaklar Kahvesinde,Ahmet Demiralp,Şükrü Kaya ve Mustafa Alkan,bir araya gelrek eski günleri yad ederler.Bilindiği gibi,Ahmet Demiralp,Hababam Sınıfındaki,sözü geçen 'İnek Şaban' Rıfat Ilgaz'da boyu 180cm.ye yakın olmasına rağmen,Güdük Necmi'dir.
ILBARIT köyünde,bir evin kitabesi...Yaptıranlar,Ahmet ve İzzet kardeşler...Gardeyigil...Yapıldığı tarih,rumi 1325,mildi 1909...
ÜÇBÖLÜK(ILBRIT)KÖYÜ /SAFRANBOLU /2020
Bu tanıtım levhasını üzülerek çaktım.Nedini,temelden gayrı geriye hiçbir şey kalmadığı için.Oysa 'Kirazgil' 'Hacıömeroğullarına ' mensup bir aile...Benim çocukluğumda,ekip biçerlerdi ve Emine teyze köye yeni gelmişti.1960 yıllardan söz ediyorum ve Safranbolu'ya göçtüler.Oğul Hasan Esen evi yıkma kararı aldı ve yıktı,ahşap kısmını bir kamyona yükleyerek Safranbolu'ya getirdi.1963-64 seneleri olabilir.Oysa bi evde üst katta yanılmıyorsam iki oda bir çardak denilen salon ve alt katta bir oda daha vardı,babam Satı Demirsöz'ün anlatımı ile burada,kemaneci isiminde eşi ile birlikte biri yaşarmış ve kardeşi Cırtosman,lakaplı Osman Bağlıca Mah.ne içgüveyi gitmiş,her iki kardeş,ileri derecede keman icra ederlermiş ve nereden nereye...
Yaklaşık bir asıra kadar yaşadı.Hayata küsmedi.36 ay askerlik,İkinci Dünya Savaşı çıktığında,bir yıl Zonguldak'da ihtiyat askerliği ve 18 ay İmralı'da hapis yatmış 1948 yıllarında.Adam filan öldürmemiş,sırf çalgı icra ettiği için evinde dahi çalgı icra etmesine,bazı komşular karşı çıkmış.Çalgı icra etmemesi için,sağa sola şikayette bulunmuşlar,ama babam sürekli haklı çıktığı halde,babama pusu kurmuşlar,dahası saldırıya geçmişler tek başına kendini korumaya çalışmış,ama arkası olmadığı için suç üzerine yüklenmiş ve 18 ay hapis...Yeğenime bu dünyaya doymadan gidiyorum demiş.Her çalgıyı kendi kendine öğrenmiş.Bağlama,keman ve zurnanın yanında davul yapım ustası...Çocukluğumda çevre köylerden davul yaptırmaya gelirlerdi.Kucağındaki bağlamayı,1950 yılında yapmış ve halen icra ediliyor.Fotoğrafı 1976 yılında Van-Erciş'te askerken bana göndermişti ve 66 yaşındaydı.O kadar çekmesine rağmen saçlarına ak henüz düşmemişti.1930 yıllarında Aşık Veysel,Erzincan'lı Şerifi tanımış...İstanbul Hasköy semtinde fırın işçisiyken,o Yıllarda İstanbul'un Beldiye Başkanı ve Valisi olan Porf.Dr.Fahrettin Kerim Gökay,kendisi ile sohbet etmeye gelirmiş.2 yıl yatalak yattı ve 09.Temmuz.2009'da yaşama veda etti...Babam Satı Demirsöz...Saygı ile anıyorum.
YUSUFGİL başta maşallah ve hemen altında rumi 1335,miladi 1919 ve Hicri 1338,o yıllarda rumi ve hicri yıl arasında 3 yıl fark varmış,şu anda bu sayı 6 yıl...En altta ise evi yaptıran kişi Hafız Mehmet yazmaktadır.
Sökülüp bir yerden,bir yere mote edilebilen bir tahıl ambarı...ILBARIT KÖYÜ...1890 yılında,Katırcı Hüseyin tarafından yaptırılmıştır.
Rum taş ustaları tarafından yapılmış bir pah...Değirmencigilin evi...
Rum taşustaları tarafından yapılmış bir pah,Akkuşgil,Hasan Çavuşun evi,1890 lı yıllar...
Safranbolu,Ilbarıt Köyünde,Aşağıpınar Köy çeşmesi ve Karamehmetoğullarına ait iki ev Yusufgil,solda yıkılmadan önceki ev ve sağdaki,yusuf efendi tarafından 1895 yılında tek katlı olarak yapılan ve öğretmen Mehmet Ata Doğan'ın 1930 yıllarda yaptırdığı ikinci katlı hali...
Aslen İbrahimbeyoğlu bilinen ve İbrahimbeyoğlu Abdullaha ait olan ev,dede Hüseyin Avni Aksoy'un bu eve içgüveyi girmesi ile ev Karamehmetoğlu,Hüseyin Avni Aksoy adı ile anılmaktadır.
Muslugil ait üç ev,solda Sarımuhtargil,(Zoryuseyingil)sağda Emistogil,arada görünen,Kuruseyingilin yıkılan evi...
Dışının sıvası hariç,tamamen taş duvar dahil Ilbarıt ustalarının 1954 yılında yapmış olduğu,aslen Hacıömeroğullarından olan,Sabri Yaşar'a ait ev...
Karadeliğullarına,Aşağı 'Meyremgil' ve ilerde Mollabekiroğlları 'Karakaşgile' ait iki ev...
Yer Hacılarobası, Çatal in diye bilinen,poflagonya dönemine ait bir kaya mezarı...Yaklaşık 2500 yıllık...Sağ olsunlar define kaçakçıları,yıllardır kendi kendini koruyan kaya mezarını oldukça tahrip etmişler.Üst kısımında heykelimsi ve kulak biçiminde bir görüntü vardı,onu dinamitle düşürmüşler ve gövde kısmına hilti ile delik açarak dinamitlemişler.
Safranbolu ,Ilbarıt Köyünde,Mehmet Eli Efendilerin evinin kitabesi, Rumi 1339,miladi 1923 ve Hicri 1341...
Yukarıdaki tarih, bir zamanlar Ilbarıt Köyünün,Çamaşırhanesi olan 'Asma' nın yapılış tarihidir. Babam Satı Demirsöz'ün anlatımı ile buradaki su bir insan bacağının kalınlığı kadar akmakta iken, şimdi oldukça azaldı. Biz ilkokula giderken, okulda köyün ortak mallarından söz edilirdi. 1)Köy Çeşmesi 2) Çamaşırhane 3) Köy Koruluğu 4) Köy Mezarlığı gibi...Bu bazı köylerde, Köy merası ve Köyün Yaylası olarak değişmektedir. Doğal olarak bunlardan geriye fazla bir şey kalmadı, Köy Çeşmesi ve Köy Mezarlığı dışında...Asma üstü kapatılarak bir iki ailenin aynı anda çamaşır yıkayacağı konumuna 1937 yılında yapılmıştır ve köylüler sıra ile burada çamaşırlarını yıkarlardı...Bizim çocukluğumuzda...
ILBARIT (ÜÇBÖLÜK)KÖYÜ SÖZLÜĞÜ
BİTKİLER ALEMİ
KÖY AĞZI |
ŞEHİR AĞZI |
Çükündür |
Şeker pancarı |
Maniye |
Domates |
Badılcan |
Patlıcan |
Erük |
Erik |
Kirez |
Kiraz |
Kiren |
Kızılcık |
Bük |
Böğürtlen |
Sellep |
Salep |
Gızamuk |
Kızamık |
Ahlat |
Armudun küçüğü |
Argun |
Mayhoş armut türü |
Göksulu |
Tatlı armut cinsi |
Gökcüz |
Yer altı bitkisi |
Çetlemük |
Çitlembik |
Karamuk |
Çitlembiğin meyvesi |
Aluç |
Alıç |
Efin |
Ardıçın meyvesi |
Pölüt |
Meşe palamudu |
Mazı |
Meşe ağacının meyvesi |
Gıcı |
Çam palamudu |
Susam |
Zambak |
Koruk |
Ham üzüm |
Kelek |
Ham kavun |
Çatuk |
Üzüm asması,omca |
Döngel |
Muşmula |
Ekşikara |
Karadut,ahududu |
Aşlak |
Ağacın aşılanmış hali |
Badem |
Çağla |
Hıyar |
Salatalık |
Cöğüz |
Ceviz |
Karapakla |
Bakla |
Ispatan |
Hardal |
Evelük |
Üvleyik |
Yılaf |
Yulaf |
Danagöz |
Kara üzümün irisi |
Yalamuk |
Çam ağacından çıkan sıvı |
Fışkın |
Bitkide yeni süren filiz |
Cöpre |
Üzümün çöpü |
Döbelen |
Mantargillerden bir bitki |
EV GEREÇLERİ
KÖY AĞZI |
ŞEHİR AĞZI |
Yaslağaç |
Üzerinde yufka açılan tahta |
Oklağaç |
Oklava |
Bişleyeç |
Yufka ekmek pişirmekte kullanılan ince tahta |
Tekne |
Hamur yoğurulan derince oyulmuş ağaç |
Sacıyak |
Ocakta üzerine kap konulan 3 bacaklı ev gereci |
Gözer |
Bir cins elek |
Naşpa |
Maşrapa |
Kaşuk |
Kaşık |
Güğüm |
Su kabı |
Upruk |
İbrik |
Çıkrık |
İp eğirme aracı |
Mengenez |
“ |
Filke |
Küçük musluk |
Yaygu |
Sofra altına serilen bez |
Çotura |
Çam ağacından yapılan su kabı |
Götürge |
Oturak |
Poğ |
Yazma |
İşlik |
Pamuklu gömlek |
Deymen |
Değirmen |
Sübek |
Bebeklerin beşiğine konulan bir alet |
Suruk |
Uzun ceviz dokuma sopası |
Şipşibi |
Yufka yağlamaya yarayan bir alet |
Tapla |
Köy sofrası |
HARMAN YERİ
KÖY AĞZI |
ŞEHİR AĞZI |
Yığın |
Tarladan gelen ekinlerin bir yere yığılması |
Sap saçma |
Yığının bozulup dövenle sürülecek şekilde saçılması |
Tınar |
Harman dövülüp,ekinler kıyıldıktan sonra bir yere yığılması poyraza karşı savrulma haline getirilmesi |
Kesmük |
Dövenin dövemediği tınar artığı |
Çec |
Tınarın samandan ayrılan ürün kısmu |
KÖY YİYECEKLERİ
KÖY AĞZI |
ŞEHİR AĞZI |
Bekmez |
Pekmez |
Malak |
Mısır unu pekmez karışımı bulamaç |
Gözleme |
Torba yoğurdu veya ıspanakla yapılan yiyecek |
Çörek |
Mayalı hamurdan yapılan yiyecek |
Urup |
Kızılcık şerbetliği |
Cizleme |
Cıvık hamurdan saca dökülüp yapılan yiyecek |
Bandurma |
Kaz hindi yağına bastırılan yufkadan yapılan yiyecek |
Bişi |
Ziyrat günleri yufkanın yağlanmış halinden yapılan yiyecek |
Pıt pıt |
Mısır unu hamurundan yapılan yufka türü yiyecek |
Gavurga |
Patlamış mısır |
Gavut |
Patlamamış mısırın havanda veya değirmende çekilmiş toz hali |
Ezme |
Erikten yapılan bir tür yiyecek |
Pilavlık |
Erişte |
Tafşut |
Hoşaf |
TARIM ALETLERİ
KÖY AĞZI |
ŞEHİR AĞZI |
Kağnı |
Köylünün yük çekme arabası |
Döven |
Harmanda ekinin ezilmesinde kullanılan altı dişli alet |
Boyunduruk |
Öküz koçumluğu |
Zövle |
Boyundurukta bulunan bir çubuk |
Hamut |
At eşek koşum takımı |
Öğrendire |
Öküzleri yönlendiren ucu çivili uzun sopa |
Gırbaç |
Kırbaç |
Kara saban |
Çift sürme aleti |
Taban |
Çift sürdükten sonra tarlayı düzleme aleti |
Anadut |
3 parmaklı tarım aleti |
Diğren |
2 parmaklı tarım aleti |
Yaba |
5 parmaklı tınar savurma aleti |
Dırmuk |
Tırmık |
Gurebi |
Orak şeklinde diken kesme aleti |
Tara |
Orak şeklinde ot kesme aleti |
Tırpan |
Ekin biçme aleti |
Orak |
Tarlada ekin toplama aleti |
Bıçkı |
Bir tür kesici bıçak |
Helek |
Fasulye diplerine konulan uzun sopa |
Avla |
Bahçe etrafına çekilen dikenli korumalık |
Tıkıra |
Kaybolan inekleri bulmak için boyna asılan bir tür zil |
EV HALİ
KÖY AĞZI |
ŞEHİR AĞZI |
Avlı--- Avlu |
Evin giriş bölümü |
Dam- ahır |
Hayvanların konulduğu yer |
Basak |
Merdiven |
Tüstavan |
Çatı altı |
Çardak |
Köy evinin holü |
Yüklük |
Yatak,yorgan konan yer |
Oyma |
Küçük ev gereçlerinin konulduğu yer |
Sergen |
Raf |
Gunluk |
Balkon |
Hambar |
Ambar |
Kemrelik |
Hayvan dışkısı atılan yer |
Kemre |
Hayvan dışkısı |
Bedavra |
Kiremit altına konulan ince tahta |
Kiremüt |
Kiremit |
Yonga |
Ağaçtan çıkan kabuklar |
Yanır |
Çam ağacı reçinesi |
Temek |
Ahır penceresi |
Fışkı |
Eşek gübresi |
Hodala |
Köfte şeklinde kepekten yaplıan kaz hindi yiyeceği |
HAYVANLAR ÂLEMİ
KÖY AĞZI |
ŞEHİR AĞZI |
İnek |
Dişi sığır |
Öküz |
Erkek sığır |
Buzağı |
İneğin küçük yavrusu |
Dana |
İneğin erkek yavrusu |
Düğe |
İneğin dişi yavrusu |
Beygir |
At |
Tay |
At yavrusu |
Sıpa |
Eşek yavrusu |
Goyun |
Koyun |
Goç |
Erkek koyun,koç |
Davar |
Keçi koyun sürüsü |
Teke |
Erkek keçi |
Kuzu |
Koyun yavrusu |
Oğlak |
Keçi yavrusu |
İbi |
Hindi |
Gaz |
Kaz |
Vidik |
Kaz yavrusu |
Civciv |
Tavuk yavrusu |
Horuz |
Horoz |
Toğuk |
Tavuk |
Mınnak |
Kedi yavrusu |
Govlez |
Köpek yavrusu |
Gocen |
Tavşan yavrusu |
Govercin |
Güvercin |
Gırlanguç |
Kırlangıç |
Gartal |
Kartal |
Garga |
Karga |
Akbuba |
Akbaba |
Davşan |
Tavşan |
Tıktıkçı |
Ağaçkakan |
Guğuk |
Guguk kuşu |
Tocu |
Tocuhasan kuşu |
Kömüş |
Manda,camış |
Çökürge |
Çekirge |
Karabakal |
Karatavuk kuşu |
Tirik |
Sincap |
Merkep |
Eşek |
Çulluk |
Dağ tavuğu |
Vizviz |
İlkbaharda arı tarafından sokulan hayvanların kaçışması |
ILBARIT DİLİ
KÖY AĞZI |
ŞEHİR AĞZI
|
Bıldır sene |
Geçen yıl |
Gıran guyulası |
Soyu kuruması |
Hora geçmek |
Makbul geçmek |
Dağnamak |
Kınamak |
Yüze sırtarmak |
Çemkirmek |
Dengilmek |
Devrilmek |
Dibildemek |
Kıpraşmak |
Nesbetsüz |
Patavatsız |
Gade |
Yenge |
Debertlemek |
Karıştırmka |
Dekmük |
Tekmelemek |
Ağnanmak |
Yerde yuvarlanmak |
Gıygaştu |
Yarı aralamak |
Melhe |
Çamur |
Şaşumuş |
Şaşırmış |
Gıdacuk |
Çok az |
Çokmak |
Havlamak |
Apışak |
Bacakların yana açılması |
Ne diyon |
Ne yapıyosun |
Öte |
İleri |
Götü Götü |
Getir Getir |
Elet Elet |
Götür Götür |
Yapış Yapış |
Tut Tut |
Netcüz |
Ne yapıcağız |
Ondan Gayrı |
Ondan Sonra |
Anih Nediyin |
Eyvah Napıyım |
Gara habarı gelesi |
Kötü haberi gelesi |
Yas tutmak |
Ağıt yakarak sesli ağlama |
Gaynama |
Eziyet etme |
Fışırdama |
Şımarma |
Gızım |
Kızım |
Oğlanım |
Oğlum |
İNSAN İSİMLERİ
KÖY AĞZI |
ŞEHİR AĞZI |
AŞA |
AYŞE |
ELİ |
ALİ |
ŞERİF |
ŞERİFE |
SEYİN |
HÜSEYİN |
FADİM |
FATMA |
ERCEP |
RECEP |
HATÇE |
HATİCE |
EHMET |
AHMET |
HEMİDE |
HAMİDE |
GADİR |
KADİR |
MEMED |
MEHMET |
IRMAZAN |
RAMAZAN |
ISMAYIL |
İSMAİL |
SÜLEYMEN |
SÜLEYMAN |
YUNİŞ |
YUNUS |
ÜRFET |
RIFAT |
İBREM |
İBRAHİM |
MISTIK |
MUSTAFA |
IRZA |
RIZA |
MEMEDELİ |
MEHMET ALİ |
ELİRZA |
ALİ RIZA |
ELETTİN |
ALAATTİN |
SELETTİN |
SELAHATTİN |
SAZAK |
SEZAİ |
ILBARIT (ÜÇBÖLÜK)KÖYÜ SÖZLÜĞÜ
Aluç : Alıç
Ahlat : Armudun küçüğü
Argun : Mayhoş armut türü
Aşlak : Ağacın aşılanmış hali
Anadut : 3 parmaklı tarım aleti
Avla : Bahçe etrafına çekilen dikenli korumalık
Avlı--- Avlu : Evin giriş bölümü
Akbuba : Akbaba
Ağnanmak : Yerde yuvarlanmak
Apışak : Bacakların yana açılması
Anih Nediyin : Eyvah Napıyım
Aşa : ayşe
Abıca :Amca
Badılcan : Patlıcan
Bük : Böğürtlen
Badem : Çağla
Bişleyeç : Yufka ekmek pişirmekte kullanılan ince tahta
Bekmez : Pekmez
Bandurma : Kaz hindi yağına bastırılan yufkadan yapılan yiyecek
Bişi : Ziyrat günleri yufkanın yağlanmış halinden yapılan yiyecek
Boyunduruk : Öküz koçumluğu
Bıçkı : Bir tür kesici bıçak
Bedavra : Kiremit altına konulan ince tahta
Basak : Merdiven
Buzağı : İneğin küçük yavrusu
Beygir : At
Bıldır sene : Geçen yıl
Cöğüz : Ceviz
Cöpre : Üzümün çöpü
Civciv : Tavuk yavrusu
Cizleme : Cıvık hamurdan saca dökülüp yapılan yiyecek
Çatuk : Üzüm asması,omca
Çetlemük : Çitlembik
Çükündür : Şeker pancarı
Çotura : Çam ağacından yapılan su kabı
Çec : Tınarın samandan ayrılan ürün kısmı
Çıkrık : İp eğirme aracı
Çardak : Köy evinin holü
Çokmak : Havlamak
Çulluk : Dağ tavuğu
Çökürge : Çekirge
Çörek : Mayalı hamurdan yapılan yiyecek
Döngel : Muşmula
Danagöz : Kara üzümün irisi
Döbelen : Mantargillerden bir bitki
Deymen : Değirmen
Döven : Harmanda ekinin ezilmesinde kullanılan altı dişli alet
Diğren : 2 parmaklı tarım aleti
Dırmuk : Tırmık
Dam- ahır : Hayvanların konulduğu yer
Dana : İneğin erkek yavrusu
Düğe : İneğin dişi yavrusu
Davar : Keçi koyun sürüsü
Davşan : Tavşan
Dağnamak : Kınamak
Dengilmek : Devrilmek
Dibildemek : Kıpraşmak
Debertlemek : Karıştırmk
Dekmük : Tekmelemek
Erük : Erik
Efin : Ardıçın meyvesi
Ekşikara : Karadut,ahududu
Evelük : Üvleyik
Ezme : Erikten yapılan bir tür yiyecek
Elet Elet : Götür Götür
Eli : ali
Ercep : recep
Ehmet : ahmet
Elirza : ali rıza
Elettin : alaattin
Fışkın : Bitkide yeni süren filiz
Fışkı : Eşek gübresi
Filke : Küçük musluk
Fadim : fatma
Fışırdama : Şımarma
Gaz : Kaz
Gadir : kadir
Gızım : Kızım
Gara habarı gelesi : Kötü haberi gelesi
Gıdacuk : Çok az
Gıygaştu : Yarı aralamak
Gade : Yenge
Gıran guyulası : Soyu kuruması
Guğuk : Guguk kuşu
Garga : Karga
Gocen : Tavşan yavrusu
Govercin : Güvercin
Gırlanguç : Kırlangıç
Gartal : Kartal
Govlez : Köpek yavrusu
Gocabuba :Dede
Gocaana : Nine
Gözer : Bir cins elek
Güğüm : Su kabı
Götürge : Oturak
Gözleme : Torba yoğurdu veya ıspanakla yapılan yiyecek
Gavurga : Patlamış mısır
Gavut : Patlamamış mısırın havanda veya değirmende çekilmiş toz hali
Gırbaç : Kırbaç
Gurebi : Orak şeklinde diken kesme aleti
Goyun : Koyun
Goç : Erkek koyun,koç
Gızamuk : Kızamık
Göksulu : Tatlı armut cinsi
Gökcüz : Yer altı bitkisi
Gıcı : Çam palamudu
Gunluk : Balkon
Götü Götü : Getir Getir
Gaynama : Eziyet etme
Gunluk : Balkon
Hıyar : Salatalık
Hamut : At eşek koşum takımı
Helek : Fasulye diplerine konulan uzun sopa
Hambar : Ambar
Horuz : Horoz
Hora geçmek : Makbul geçmek
Hatçe : hatice
Hemide : hamide
Hodala : Köfte şeklinde kepekten yaplıan kaz hindi yiyeceği
Ispatan : Hardal
Ismayıl : ismail
Irmazan : ramazan
Irza : rıza
İşlik : Pamuklu gömlek
İnek : Dişi sığır
İbi : Hindi
İbrem : ibrahim
Kirez : Kiraz
Kiren : Kızılcık
Karamuk : Çitlembiğin meyvesi
Koruk : Ham üzüm
Kelek : Ham kavun
Karapakla : Bakla
Kaşuk : Kaşık
Kesmük : Dövenin dövemediği tınar artığı
Kağnı : Köylünün yük çekme arabası
Kara saban : Çift sürme aleti
Kemrelik : Hayvan dışkısı atılan yer
Kemre : Hayvan dışkısı
Kiremüt : Kiremit
Kuzu : Koyun yavrusu
Kömüş : Manda,camış
Karabakal : Karatavuk kuşu
Maniye : Domates
Mazı : Meşe ağacının meyvesi
Mengenez : İp eğirme aracı
Malak : Mısır unu pekmez karışımı bulamaç
Mınnak : Kedi yavrusu
Merkep : Eşek
Melhe : Çamur
Memed : mehmet
Mıstık : mustafa
Memedeli : mehmet ali
Netcüz : Ne yapıcağız
Ne diyon : Ne yapıyosun
Nesbetsüz : Patavatsız
Naşpa : Maşrapa
Oklağaç : Oklava
Orak : Tarlada ekin toplama aleti
Oyma : Küçük ev gereçlerinin konulduğu yer
Oğlak : Keçi yavrusu
Oğlanım : Oğlum
Ondan Gayrı : Ondan Sonra
Öğrendire : Öküzleri yönlendiren ucu çivili uzun sopa
Öküz : Erkek sığır
Öte : İleri
Pölüt : Meşe palamudu
Poğ : Yazma
Pıt pıt : Mısır unu hamurundan yapılan yufka türü yiyecek
Pilavlık : Erişte
Sellep : Salep
Susam : Zambak
Sacıyak : Ocakta üzerine kap konulan 3 bacaklı ev gereci
Sübek : Bebeklerin beşiğine konulan bir alet
Suruk : Uzun ceviz dokuma sopası
Sap saçma : Yığının bozulup dövenle sürülecek şekilde saçılması
Sergen : Raf
Sıpa : Eşek yavrusu
Seyin : hüseyin
Süleymen : süleyman
Selettin : selahattin
Sazak : sezai
Şipşibi : Yufka yağlamaya yarayan bir alet
Şaşumuş : Şaşırmış
Şerif : şerife
Tekne : Hamur yoğurulan derince oyulmuş ağaç
Tapla : Köy sofrası
Tınar : Harman dövülüp,bir yere yığılması, savrulma haline getirilmesi
Tafşut : Hoşaf
Taban : Çift sürdükten sonra tarlayı düzleme aleti
Tara : Orak şeklinde ot kesme aleti
Tırpan : Ekin biçme aleti
Tıkıra : Kaybolan inekleri bulmak için boyna asılan bir tür zil
Tüstavan : Çatı altı
Temek : Ahır penceresi
Tay : At yavrusu
Teke : Erkek keçi
Toğuk : Tavuk
Tıktıkçı : Ağaçkakan
Tocu : Tocuhasan kuşu
Tirik : Sincap
Upruk : İbrik
Urup : Kızılcık şerbetliği
Ürfet : rıfat
Vidik : Kaz yavrusu
Vizviz : İlkbaharda arı tarafından sokulan hayvanların kaçışması
Yılaf : Yulaf
Yalamuk : Çam ağacından çıkan sıvı
Yaslağaç : Üzerinde yufka açılan tahta
Yaygu : Sofra altına serilen bez
Yığın : Tarladan gelen ekinlerin bir yere yığılması
Yaba : 5 parmaklı tınar savurma aleti
Yüklük : Yatak,yorgan konan yer
Yonga : Ağaçtan çıkan kabuklar
Yanır : Çam ağacı reçinesi
Yüze sırtarmak : Çemkirmek
Yapış Yapış : Tut Tut
Yas tutmak : Ağıt yakarak sesli ağlama
Yuniş : yunus
Zövle : Boyundurukta bulunan bir çubuk
MİTHAT DEMİRSÖZ’E TEŞEKKÜRLER.
ELİNE,DİLİNE SAĞLIK
SELAMİ ALKAN (SND) SAFRANBOLU / 2008
KARABÜK DEMİR ÇELİK(KARDEMİR
)
FABRİKASINDA ÇALIŞANLARIMIZ
1-
SATIMEHMETKARA
2 METİNYILDIRIM
3- EMİN
TANGÜL
4- HAFİZE
ÖZDEMİR
5- AHMET
TUNCAY
6- RAMAZAN
TUNCAY
7- NURİ
ALKAN
8- TUNCER
ALGAN
9- EROL
AKGÜL
10- MUSTAFA
AKGÜL
11- ABDULLAH
GÜRLEYİK
12- RUŞEN
GÜRLEYİK
13- YAŞAR
ÖZTEKİN
14- TAHİR
OĞUZ
15- MUSTAFA KILIÇ
16- YILMAZ
KAYA
17- HASAN
ERİŞ
18- MUSTAFA
KARA
19- AHMET KAYA
20- MUSTAFA
ÖZLÜ
21- HASAN ÖZLÜ
22- OSMAN TANIK
23- RAMAZAN ÖZDEMİR
24- BİLGİN YILDIRIM
25- HÜSEYİN ŞAHİN
26- MEHMET ÖZDEMİR
27- HÜSEYIN YILDIRIM
28- MUSTAFA YILDIRIM
29- HÜSEYİN KARA
30- CİHAN KARA
31- MUSTAFA ÖZEN
32- BİLGİN ÖZEN
33- SEZAYİ ERİŞ
34- NECATİ KARA
35- RIDVAN SATILMIŞ
36- İBRAHİM SATILMIŞ
37- KADİR DOĞAN
38- HASAN AVCI
39- ŞİNASİ AVCI
40- MEHMET ALKAN
41- MEHMET TANGÜL
42- TAHİR OĞUZ
43- EKREM AKGÜL
44- RECEP DEMİRSÖZ
Selami ALKAN (SND)
Safranbolu 2007
DİKİLİTAŞ
İNCİRLİTAŞ
OKUL YANI
GÜLPINARI
TAŞPINAR
YUKARI HARMAN
ILBARIT KÖYÜ KAYA MEZARLARI
Köyümüzde beş tane kaya mezarı yer almaktadır.
1-Taş Pınar :
Köyün aşağısından giren yolun kenarında ve tam köyün bitişiğinde yer almaktadır.
Önünde eni: 2m, yüksekliği: 1,5m, derinliği: 1.20m olan at nalı şeklinde bir
giriş yeri vardır. dikdörtgen şeklindeki bir kapıdan mezar odasına
girilmektedir. Odanın boyu: 2,80m, eni: 2,10m’dir.İçinde üç tane arkosolium
vardır. Bunların boyları: 2m.enleri: 0.90m, yüksekliği: 0.50m’dir. Duvarları
düz ve kubbemsidir.
2- Yukarı Harman mağarası:
Bu mezar köyün üst tarafında ve yolun kenarındadır. Düzgün olmayarak açılan
bir kapıdan eni:2.0m. boyu2.10m ve yüksekliği 2m olan mezar odasına
girilmektedir.
Tavanı tonozlu olan bu odanın arka duvarında boyu 2,10m,yüksekliği 2m, eni
0.90m olan ölü sedir vardır.
3- Üzümlü İn :
Bu mezar Yukarı Harman mevkiinde bir evin bahçesinde yer almaktadır.Eni:2m., yüksekliği: 2.10m., derinliği:1m olan at nalı şeklinde bir girişi vardır. Girişin üstünde bağ yaprağı , üzüm , bağ bıçağı ve bağ gömme çekici bulunmaktadır.Dikdörtgen şeklindeki kapıdan içeri girildiğinde eni:2m,boyu:2m mezar odası vardır..Odada üç tane arkosolium bulunmaktadır Bunların boyları:2m,enleri:0.90m,yükseklikleri:0.70m’dir. Mezarda çok iyi bir işçilik vardır.
4- İncirli Taş Kaya Mezarı 1 :
Bu mezar köyün batı yönünde okulun yakınında yer almaktadır.İki tane kapısı vardır.Bunlardan biri güneyden, diğeri batıdan açılmıştır.Her ikisinde önünde at nalı şeklinde girişi vardır.Güneydekinin kapısı kırılmış olduğundan şekli hakkında bilgi edinmek olanaksızdır.Batıdaki kapı dikdörtgen şeklindedir. Odada sedir yoktur.
5 - İncirli Taş Kaya Mezarı 2:
İncirli taşta ikinci mezar okulun batısında yer almaktadır Eni:2m,
yüksekliği:2m,derinliği:0.70m’dir.
At nalı şeklinde bir girişi vardır.Bu mezarın içinde ve kapısının üzerinde üzüm
ağacı kabartısı vardır.Giriş yerinden eni:0.60m,yüksekliği:0.70m. olan bir kapı
ile mezar odasına girilmektedir.
Odanın boyu 2.20m,eni:2.10m,yüksekliği:2m’dir. İçinde üç tane arkosolium
vardır.Bunlardan yandakilerin boyları 2.20m,arkadakinin
boyu:2.10m.,enleri:0.90m.,yükseklikleri:0.60m’dir.Tavanı kubbemsidir.
6-Gül Pınarı Kaya Mezarı:
Ilbarıt köyünün 300m batısında sivri bir kayaya oyulmuş olan mezarın
giriş yeri yoktur. Dikdörtgen biçiminde bir kapısı vardır.Bu mezarın güneyinde
büyük bir mezar odası var olduğu görülüyor amma zamanla kaybolmuş,arka duvarı
kalmıştır.
Selami ALKAN (SND) Safranbolu / 2007
KAYIKCI KUL MUSTAFA
17. yüzyıl halk şiirimizin asker ozanlarından biri Kayıkçı Kul Mustafa. Cezayir’den Bağdad’a dek çeşitli beldeler dolaşmış, savaşmış, savaşlara destanlar, yenilgilere, şehitlere ağıtlar düzmüş bir Yeniçeri ozanı. Kayıkçı Kul Mustafa’nın doğum ölüm yıllarını bilemiyoruz. Yaşamı üzerine de açıklayıcı bilgilerden yoksunuz. Ölümünün, Abaza Hasan Paşa’nın ayaklanmasını dile getiren destandan, 1659′dan sonra olduğu sanılıyor. Böylece Kayıkçı Kul Mustafa’nın 17. yüzyılın ilk yarısında yaşadığı ileri sürülüyor. Kayıkçı Kul Mustafa’yla ilgili bilgilerimiz, onun şiirlerinden çıkarıldığınca şöyle özetlenebilir:
Murat Reis’in ölümü (1609) dolayısıyla söylediği ağıt. Buradan “Kayıkçı” sanını Cezayir’de bulunduğu sırada, görevinden ötürü aldığı sanılıyor. Padişah 2. Osman’ın bir ayaklanma sonucu öldürülmesini anlatan şiiri, Şah 1. Abbas’ın Bağdad’ı ele geçirişi, 4. Murat’ın 1630′da Bağdad’ı kuşatması üzerine yazdıkları Murat Reis’in ölümünden sonra 4. Murat’a “kul” olduğu, olayların içinde yaşadığını, yaşadığı olayların da şiirini söylediğini açıklıyor. Bunların içinde en ünlüsü “Genç Osman Destanı”dır. “Genç Osman”, 4. Murat’ın Bağdad’ı kuşatmasında bir birlik komutanıdır. Yapılan saldırı sırasında kaleden atılan oklarla yaralanıp, Dicle’ye düşmüş, boğularak ölmüştür.
Kayıkçı Kul Mustafa’nın bu olayla ilgili olarak söylediği “Genç Osman”
destanı kısa sürede bütün Anadolu’ya yayılmış, büyük ün kazanmıştır. Bugün bile
“Genç Osman Destanı”nın etkisinin tümüyle silindiği söylenemez. Aslında,
tarihlerin yazdıklarına göre Bağdad ancak 1638 yılında ele geçirilebilmiş, kale
bedenlerine sancağı da Zor Mustafa Paşa dikmiştir ama bu olay kamuoyunda,
Kayıkçı Kul Mustafa’nın dile getirdiği “Genç Osman Olayı”nın geniş etkisini
silememiştir.
Şiirlerinde kimi söylemelerde zorlamalar görülüyorsa da, döneminde halk
beğenilerini zorlamayan, yalınlığı, içtenliğiyle geniş etki bırakmış, ozanları
da bir ölçüde bu etki altına alabilmiştir
Halk Aşıkları
Kayıkçı Kul Mustafa :
Yörede 1940 yılında yapılan araştırmalara göre Kayıkçı Kul Mustafa Ilbarıt
Köyünde doğmuştur. Şair tabiatlı olan Kul Mustafa delikanlı çağında köyüne
sığmayan bir yürek bütünlüğü ile ver elini İstanbul diyerek gurbet yoluna
düşmüştür. Kayıkçı Kul Mustafa’nın Bağdat seferine çocuk yaşta gönüllü olarak
katılan ve kahramanlıklar gösteren Genç Osman için yaptığı destan, sonraları
bütün yurt çapında çalınıp çağrılmaya başlanmıştır.
Bu ünlü ozanımızın nerede öldüğü ve nereye gömüldüğü belli değildir.
Kuloğlu :
Hayatı hakkında bir bilgi yoktur. Bizim araştırmalarımıza paralel olarak (Bizim Safranbolu Gazetesinde Kuloğlu başlıklı bir yazıda Safranbolu’da tapu kütüklerinde yapılan bir araştırmaya göre 30 sayılı defterde Bulak Köyünde Kuloğlu Doruğu adlı bir yer bulunduğu görülmüş, buna göre Kuloğlu’nun Bulaklı olduğu hakkında bir ipucu olabileceği düşünülmüştür. Kuloğlu’nun 4.Murat’ın Bağdat Seferine katıldığı ve ordu ozanları arasında özellikle Kayıkçı Kul Mustafa ile bulunduğu tahmin edilmektedir. Bu kısmen de olsa Kul Mustafa’nın bir deyişinden anlaşılmaktadır. Deyiş şöyledir :
Kul Mustafam bunu böyle söyledi.
İndi aşkın deryası boyladı,
Kuloğlu da muhannetlik eyledi,
Açıl dağlar Sultan Murat geliyor.
(abone.superonline.com)
Şaire ait 12 şiir bulundu
Arzıhâl Eylesem Ettiğin Cevri
Arzıhâl eylesem ettiğin cevri
Muhabbet arzolur yüze gelince
Âşık öldürmekte akranın yoktur
Bir dem işve ile nâza gelince
Kaşların çatarsın gözün süzersin
Her bakışta ciğerciğim üzersin
Yâdlar ile yiyip içip gezersin
İstiğnâ satarsın bize gelince
Kaşların yay olmuş kirpikler oktur
Korkarım sevdiğim âşıkın çoktur
Peyitaht altında akranın yoktur
Keman kaşın ile göze gelince
Sen de mi öğrendin cefâ kılmayı
Hançer alıp dertli sînem delmeyi
Tenezzül etmesin bize gelmeyi
Ya koçulur musun size gelince
Kul Mustafa eydür bekler yolunu
Rakipler de dermiş gonca gülünü
Yâd eller de koçmuş ince belini
Ya koçulmam derdin söze gelince
Kayıkçı Kul Mustafa
Bugün Ben Bir Güzel Gördüm
Bugün ben bir güzel gördüm
Yeşiller giymiş ağ üzre
Bir bakışta aklım aldı
Dururken ben ayağ üzre
Mah yüzüne mi bakılır
Bakanlar yanıp yakılır
Her söyledikçe dökülür
Leblerin balı yağ üzre
Beni mesteden canıdır
Zülfü gönüller damıdır
Her biri birer haramidir
Kirpikleri kapağ üzre
Der Mustafa geldi ise
Hak inayet kıldı ise
Ferhat dağı deldi ise
Koyam ben dağı dağ üzre
Formun Üstü
Kayıkçı Kul Mustafa
Canım Sen Güzel Olmağa
Canım sen güzel olmağa
Sana bir ben gerek bir ben
Âşıkın gönlün almağa
Sana bir ben gerek bir ben
Ben hocamdan okurum da
Bülbül gibi şakırım da
Al yanağın çukurunda
Sana bir ben gerek bir ben
Mustafa’m der çaresi ne
Merhem eyle yarasına
İki kaşın arasına
Sana bir ben gerek bir ben
KAYIKCI KUL MUSTAFA
Çünkü Dilber Bana Meylin Yoğ İdi
Çünkü dilber bana meylin yoğ idi
Ezelinden ikrar vermiye idin
Muhabbettir güzelliğin nişanı
Uğrun uğrun bakıp gülmiye idin
Hani benim ile yiyip içtiğin
Yiyip içip ak göğsünü açtığın
Simden sonra fayda etmez kaçtığın
Soyunup koynuma girmiye idin
Siyah zülfün mâh yüze etmiş perde
Sen uğrattın beni bin türlü derde
Ben kendi hâlimde gezdiğim yerde
Arayıp bergüzâr vermiye idin
Kul Mustafa’m eydür canadır kastım
Çok ağlattı beni gözleri mestim
İncitme sevdiğim severim dostum
İncitirsem güzel olmıya idin
Kayıkçı Kul Mustafa
Eğer Sorarsan Hâlimden
Eğer sorarsan halimden
Bir cansız ölüyüm şimdi
Aldanıp gönlüm alal’dan
Divâne, deliyim şimdi
Geceler girer düşüme
Başım erişmez yaşıma
Buyruk değilim başıma
Bir beyin kuluyum şimdi
Benim çektiğim kim çeker
Gözlerim kanlı yaş döker
Bulanık bulanık akar
Dağların seliyim şimdi
Ben yâre n’ettim n’eyledim
Aşkın deryasın’ boyladım
Yüzümü türap eyledim
Geçenin yoluyum şimdi
Kul Mustafa eydür coştum
Aşkın deryasına düştüm
Çok şükür yâre buluştum
Âleme uluyum şimdi
Kayıkçı Kul Mustafa
Gece Gündüz Uyku Girmez Gözüme
Gece gündüz uyku girmez gözüme
İntizarım ela gözlü yar deyu
Gündüz hayalimde gece düşümde
Selamı çok bir efendim var deyu
Ben bilirim yar sevgisi candandır
Yarsız bana fena dünya zindandır
Benim ulu korkum hemen şundandır
Gayrılara gönül vere yar deyu
Ne mümkündür yüzüm yardan döndürem
Yeri göğü aşk oduna yandıram
Bir sırdaşım yoktur yare gönderem
Var cananın hatırını sor deyu
Kul Mustafa kulluğunu bilmez mi
Varıp dostun bahçesine girmez mi
Dilber bize bir destimal vermez mi
Ağladıkça çeşmin yaşı sil deyu
KAYIKCI KUL MUSTAFA
Gele Dilber Gel Alllahı Seversen
Gele dilber gel Allahı seversen
Gel ağlatma beni eller içinde
Ne acayip olur şu halk-ı alem
Söyleşirler bizi diller içinde
Bunca zaman hasretinden gülmedim
Böyle zalim olacağın bilmedim
Çok yerleri gezdim amma görmedim
Bencileyin geda kullar içinde
Bedir olur doğar artık dulunmaz
Akar çeşmim yaşı bir dem silinmez
Umarım ki şunda asla bulunmaz
Sencileyin gonce güller içinde
Mustafa söyler sözünü saz ile
Süregür devranı şevkce şaz ile
Kırmızılar giy de salın naz ile
Ko ben görüneyim çullar içinde
Kayıkçı Kul Mustafa
-Genç Osman Destanı-
İptida Bağdad’a sefer olanda
Atladı hendeği geçti Genç Osman
Vuruldu sancaktar kaptı sancağı
İletti bedene dikti Genç Osman
Eğerleyin kır atımın ikisin
Fethedeyim düşmanların hepisin
Sabah namazında Bağdad kapısın
Allah Allah deyip açtı Genç Osman
Sultan Murat eydür gelsin göreyim
Nice kahramandır ben de bileyim
Vezirlik isterse üç tuğ vereyim
Kılıcından al kan saçtı Genç Osman
Kul Mustafa karakolda gezerken
Gülle kurşun yağmur gibi yağarken
Yıkılası Bağdad seni döğerken
Şehitlere serdar oldu Genç Osman
Kayıkçı Kul Mustafa
Kara Gözlü Dilber Lebin Lezzeti
Kara gözlü dilber lebin lezzeti
Sükker midir şerbet midir bal mıdır
Dökülmüştür ak gerdanın üstüne
Kakül müdür sırma mıdır tel midir
Kudretinden eğnine hulle biçilmiş
Gerdanına siyah benler saçılmış
Hüsnünün bağında çiçek açılmış
Lale midir sümbül müdür gül müdür
Gönlümdür aşk ile arayup süzen
Ağyar olur yarin ardınca gezen
Söyledikçe kara bağrımız ezen
Ağız mıdır dudak mıdır dil midir
Alçakları koyup yüksekte uçmak
Rakib-i naşiye sırrını açmak
Yadlara meyledip fakirden kaçmak
Adet midir kanun mudur yol mudur
Mustafa der acep gördüğüm düşü
Dilbere meyletmek aşıkın işi
Yolunda harcolan gözümün yaşı
Derya mıdır ırmak mıdır göl müdür
Kayıkçı Kul Mustafa
Kuşlar İçinde Bir Ak Kuş
Kuşlar içinde bir ak kuş
Eşim yok deyi çağırır
Bu çarh-ı gerdun elinden
Sinem çâk deyi çağırır
Kumru eder canım hasta
Gönül dosta gider dosta
Ömrüm geçer bir kafeste
Kurtar Hak, deyi çağırır
Kartal eder dünya fani
Alır bir gün tenden canı
Kendi kanadımdır beni
Vuran ok, deyi çağırır
Bülbül eder ben söylerim
Hafiften mânâ anlarım
Öten kuşları dinlerim
Enelhak deyi çağırır
Leylâ’m eder Mecnun sayrı
Düştüm âşinadan ayrı
Baykuş yapılardan gayrı
Viran çok deyi çağırır
Deli gönül kaldı gamda
Zira bazıları nemde
Kul Mustafa iyi demde
Yâran çok deyi çağırır
Kayıkçı Kul Mustafa
Sabâ Selâm Eyle Gül Yüzlü Yâre
Sabâ selâm eyle gül yüzlü yâre
O mübarek hatırcığı hoş mudur
Ben bendesi ayrı olalı gözden
Kadrin bilmezlerle hâli hoş mudur
Cânân bizim kıymetimiz bilmedi
Bu çeşmimden akan yaşı silmedi
Çok zamandır bir selâmı gelmedi
Bilmem o zalimin bağrı taş mıdır
Mustafa’m da yollarını gözetir
Rakip açmış zülüflerin düzetir
Olur olmaz sitemlerin bizedir
Adülarla bâde içmek iş midir
Kayıkçı Kul Mustafa
Sevdasını Başımızda
Sevdasını başımızda
Görür nazlanı nazlanı
Sülün gibi karşımızda
Yürür nazlanı nazlanı
Gözümden akan kan gibi
Güzellere sultan gibi
Hublar üstünde han gibi
Durur nazlanı nazlanı
Âşıkı mest eder sözün
Bin kan eder elâ gözün
Kâkülüyle ol mah yüzün
Burur nazlanı nazlanı
Mustafa metheder seni
Terk ediben gitme beni
Takip boynuma zülfünü
Sürür nazlanı nazlanı
Kayıkçı Kul Mustafa
(ww.şiirdefteri.com)dan alınmıştır.
Selami ALKAN (SND) Safranbolu / 2007
ADI VE SOYADI |
TELEFON |
İŞİ |
YAŞA YER |
Adnan ERDEN |
0505725 14 36 |
İşletmeci |
İstanbul |
Ayhan KARAMAN |
0532236 58 88 |
TABELA |
İstanbul |
Ali Rıza DOĞAN |
0370735 5057 |
Fırıncı (Emekli) |
Üçbölük |
Abdullah GÜRYİK |
0537741 05 01 |
D.Ç.F.(Em) |
Karabük |
Ahmet ALTUN |
0370735 5073 |
Çukulata (em) |
İstanbul |
Ayşe ÖZTÜRK |
0370735 5167 |
Ev Kadını |
Üçbölük |
Aysel MUTLU |
0545337 97 23 |
|
|
Ayhan MUTLU |
0532345 09 96 |
|
|
Aydın YILMAZ |
|
|
|
Ali ÖZLÜ |
0538436 94 12 |
Bakkaliye(Em) |
İstanbul |
Ahmet YIDIRIM |
0542286 87 08 |
Türkçe Öğretmeni |
Safranbolu |
Ahmet ERİŞ |
0535984 89 20 |
Fırıncı |
İstanbul |
Ahmet KAYA |
0536666 66 32 |
D.Ç.F (Emekli) |
Üçbölük |
Ali OĞUZ |
0533257 38 99 |
Oto Döşemeci |
Karabük |
Ali TUNCAY |
0212222 7056 |
Müşam Fab.(Em.) |
İstanbul |
Altan TUNCAY |
0532574 02 54 |
Bigisayar |
İstanbul |
Ahmet YAŞAR |
0536385 07 59 |
Bakkaliye(Em) |
İstanbul |
Ahmet ŞAHİH |
0370424 35 62 |
Kırtasiye |
Karabük |
Ahmet TUNCAY |
0370725 15 74 |
D.Ç.F(Şoför)Em |
Safranbolu |
Ahmet ÖZÇETİN |
0542380 19 16 |
Özel Demir Çelik |
Karabük |
Alpay SAYGIN |
0532765 13 24 |
|
|
Ali SAYGIN |
0532417 32 74 |
|
|
Alaattin ERİŞ |
0538726 19 77 |
|
Safranbolu |
Ali ÖZTÜRK |
0506902 37 92 |
|
İstanbul |
Abdullah GÜNAL |
0212641 1513 |
Emekli Öğretmen |
İstanbul |
Barış ALKAN |
0532597 80 75 |
Dr. Ortapedi uz. |
Ankara |
Bilal AYFER |
0536507 04 75 |
|
|
Bilal ÖZEN |
0544583 14 25 |
Avukat |
Ereğli |
Bilgin ÖZEN |
0542428 72 30 |
D.Ç,Fab.(Em.) |
Safranbolu |
Bilgin YILDIRIM |
0532576 61 52 |
Servisçi |
Safranbolu |
Bekir AVCI |
0212535 4350 |
Fırıncı(Emekli) |
İstanbul |
Bekir KARA |
0212211 42 61 |
Banka(Memur) |
İstanbul |
Bayram KARA |
0370712 78 68 |
Taksici(Em) |
Safranbolu |
Bayram AVCI |
0542319 23 05 |
S.bolu Bel. İşçi |
Safranbolu |
Cemil DOĞAN |
0544636 60 69 |
Kırtasiye |
Karabük |
Cengiz AYDIN |
0538508 45 12 |
Fırıncı |
İstanbul |
Celal KAYA |
0533593 49 31 |
|
Karabük |
Cafer MUTLU |
0536894 78 10 |
Emekli |
İstanbul. |
Cavit SARI |
0532347 15 68 |
|
İstanbul |
Cavit DOĞAN |
0544636 60 69 |
Kırtasiye |
Karabük |
Çetin ERDEN |
0533423 51 47 |
|
İstanbul |
Dursun AVCI |
0212426 2360 |
|
İstanbul |
Emrah ALKAN |
0505456 85 38 |
Medikal |
Karabük |
Emin AKGÜL |
0537242 76 68 |
|
İstanbul |
Emin TUNCAY |
0532702 46 69 |
|
|
Emin AYDIN |
0537897 76 98 |
|
|
Enver KAYA |
0535512 92 53 |
Emekli |
Safranbolu |
Ercan YILDIRIM |
0542651 78 03 |
İnşaat |
Safranbolu |
Ekrem ÖZ |
0535668 31 40 |
|
|
Erol AKGÜL |
0370735 5056 |
D.Ç.F.(Em.) |
Karabük |
Erdoğan GÜNAL |
0532614 00 64 |
Elektrikçi |
İstanbul |
Erdal SAYGIN |
0212621 9016 |
Fırıncı |
İstanbul |
Erdoğan AVCI |
0212531 0422 |
Bakkaliye |
İstanbul |
Fehmi ÖZEN |
0532668 42 67 |
Fırıncı(Em) |
İstanbul |
Güngör MUTLU |
0538651 92 78 |
Bakkaliye(Em) |
İstanbul |
H. Avni AKSOY |
0532415 73 20 |
Saf.Tıp. Mer.dr. |
Safranbolu |
Hasan OĞUZ |
0216592 84 09 |
Maliye(Memur) |
İstanbul |
Hüseyin YILDIRIM |
0370712 1139 |
D.Ç F. Emekli |
Safranbolu |
Hüseyin SATILMIŞ |
0370735 5078 |
Fırıncı(Em) |
Karabük |
Hasan ESEN |
0370712 4710 |
Marketçi |
Safranbolu |
Hasan KAYA |
0370735 5086 |
Fırıncı(Em) |
Üçbölük |
Hasan YILMAZ |
0370735 5062 |
Fırıncı(Emekli) |
İstanbul |
Hasan ÖZLÜ |
0542456 24 38 |
D.Ç.F. |
Karabük |
Hasan SAYGIN |
0370735 5068 |
Fırıncı |
İstanbul |
Hüseyin ÖZTÜRK |
0370712 55 93 |
Kahveci(Emekli) |
Safranbolu |
Hüseyin ÖZLÜ |
0370735 5089 |
fırıncı |
İstanbul |
Hüseyin TUNCAY |
0533643 16 09 |
|
|
Hüseyin AVCI |
0542720 62 81 |
Valilik(Memur) |
Karabük |
Hüseyin ŞAHİN |
0370735 5092 |
D.Ç.F.(Emekli) |
Üçbölük |
Hasan YAŞAR |
0532491 11 65 |
Mali Müf. |
İstanbul |
Hasan SARI |
0212462 2304 |
Fırıncı |
İstanbul |
Hasan AKGÜL |
0212432 2077 |
Fırıncı(Emekli) |
Üçbölük |
Hasan AVCI |
0212621 4424 |
P.T.T.(Emekli) |
Üçbölük |
Hüseyin KALKAN |
0537475 11 08 |
Bakkaliye(Em) |
İstanbul |
Hüseyin KOÇ |
0370433 03 18 |
Saat Tam.(Em) |
Karabük |
Hüseyin ŞAHİN |
0536464 44 51 |
|
|
Haydar KOÇ |
0535557 8442 |
|
|
Hüseyin KÜTKÇÜ |
0537884 16 66 |
Şoför,Aşcı,Lok. |
İstanbul |
Hasan ÖZEN |
0535356 85 60 |
|
|
Hasan MUTLU |
0505267 1458 |
Sınav Der. |
İstanbul |
Hüseyin ÖZ |
0536950 17 47 |
Fırıncı |
İstanbul |
Haşim ÖZCAN |
0216388 0800 |
Şoför |
İstanbul |
Hasan ÖZEN |
02164252556 |
Fırıncı |
İstanbul |
Hatice ÖZLÜ |
0544443 86 10 |
Ev Kadını |
Ücbölük |
Hüseyin AYDIN |
0564766 25 21 |
|
|
Hakkı TANGIR |
0535950 49 45 |
Fırıncı |
İstanbul |
İksan SARI |
0537568 02 21 |
Fırıncı(Emekli) |
İstanbul |
İbrahim AKGÜL |
0546271 78 33 |
Fırıncı(Emekli) |
İstanbul |
İsmail AYDIN |
0537359 77 34 |
Bakkaliye |
İstanbul |
İrfan ERDEN |
0542266 45 01 |
İşletmeci (Em) |
İstanbul |
İlyaz ÖZTÜRK |
0370725 47 77 |
Almanya(Emekli) |
Safranbolu |
İbrahim GÜNAL |
0536378 8469 |
Bakkaliye(Em) |
Safranbolu |
İlhan GÜNAL |
0535716 46 72 |
Bakkaliye(Em) |
Üçbölük |
İsmail ÖZ |
0532482 51 29 |
Matbaa |
İstanbul |
İbrahim AKGÜL |
0212631 20 40 |
Fırıncı(Em) |
İstanbul |
İsmail AYDIN |
0537359 77 34 |
Bakkaliye |
İstanbul |
İbrahim DİLAVER |
053324105 01 |
TTKK.Güv. Gör. |
Zonguldak |
İrfan ERDEN |
0542266 45 01 |
İşletmeci (Em) |
İstanbul |
İlyaz ÖZTÜRK |
0370725 47 77 |
Almanya(Emekli) |
Safranbolu |
İbrahim GÜNAL |
0536378 8469 |
Bakkaliye(Em) |
Safranbolu |
İsmail ÖZ |
0532482 51 29 |
Matbaa |
İstanbul |
İbrahim SATILMIŞ |
0370725 24 52 |
D.Ç.F.(Emekli) |
Safranbolu |
İsmet ÖZDEMİR |
0535567 68 47 |
Şoför |
İstanbul |
İbrahim C. KARA |
0555566 62 74 |
|
|
İbrahim ÖZCAN |
0537296 33 42 |
|
|
İbrahim ŞAHİN |
0532261 92 56 |
Maliyeci |
İstanbul |
İsmet ŞAHİN |
0533415 16 87 |
Züccaciye |
Karabük |
Kemal KAKAN |
0545322 43 48 |
|
|
Kemal AKDOĞAN |
0532312 22 78 |
Hırdavat |
İstanbul |
Korkut AKDOĞAN |
0212501 25 76 |
Hırdavat |
İstanbul |
Kenan ÖZDEMİR |
0212617 1258 |
Çorap Fab.(Em) |
İstanbul |
Mehmet ALKAN |
0370735 5095 |
İnşaat (Emekli) |
Üçbölük |
Mustafa KÜTKÇÜ |
0370735 5097 |
Çukulata fb.(Em) |
İstanbul |
Mustafa ÖZLÜ |
0370735 5064 |
D.Ç.F.(Emekli) |
Üçbölük |
Mehmet MUTLU |
0370735 5069 |
Fırıncı(Emekli) |
İstanbul |
Metin DOĞAN |
|
|
Karabük |
M. Ali ERİŞ |
0370735 5058 |
Fırıncı(Emekli) |
Üçbölük |
Mustafa KARA |
0370735 5090 |
D.Ç.F.(Emekli) |
Üçbölük |
Mükerrem ÖZÜRK |
0370735 50 09 |
Ev Kadını |
Safranb |
Mehmet TANIK |
0370735 50 85 |
Fırıncı(Emekli) |
İstanbul |
Mintaze TAŞAR |
0370735 50 66 |
Ev Hanımı |
Karabük |
Mustafa KILIÇ |
0370735 50 61 |
Fırıncı(Emekli) |
Üçbölük |
Mustafa YAŞAR |
0533761 11 64 |
Gümrük müd. |
Bursa |
Mehmet KARA |
0555463 70 97 |
Emekli Memur |
Karaşar |
Mustafa ALTUN |
0212291 17 60 |
|
|
Mehmet AVCI |
0535500 40 72 |
Spor Mag. |
İstanbul |
Mehmet AVCI |
0212694 13 30 |
Fırıncı |
İstanbul |
Mithat DEMİRSÖZ |
0538295 29 71 |
Tekstil(Emekli) |
İstanbul |
Mithat ÖZEN |
0532283 32 67 |
|
|
Mustafa ERİŞ |
0536985 63 15 |
|
|
Mustafa ERİŞ |
0370725 12 33 |
Ayakkabıcı(Em) |
Safranbolu |
Mehmet ÖZER |
|
Maliye (Memur) |
İstanbul |
Mehmet GÜNAL |
0537789 98 71 |
Elektrikçi |
İstanbul |
Mehmet KALKAN |
0532560 20 61 |
Kuyumcu |
İstanbul |
Mustafa KAYA |
0532312 87 73 |
P.T.T. Memur |
İstanbul |
Mehmet KOÇ |
0536577 78 81 |
Doğal Gaz |
İstanbul |
Mustafa ÖZDEMİR |
0532485 19 20 |
Galerici Oto. |
İstanbul |
Mehmet ÖZER |
0212534 6017 |
Maliyeci |
İstanbul |
M.Ali ÖZLÜ |
0533489 83 34 |
Fırıncı |
İstanbul |
Murat ÖZLÜ |
0533664 91 23 |
Turizm Şir.. |
İstanbul |
Mustafa SAYGIN |
0212437 2380 |
Fırıncı |
İstanbul |
Mustafa ŞAHİN |
0536879 57 77 |
Fırıncı |
İstanbul |
Mehmet ŞENLİK |
0505677 13 44 |
Öğretmen |
Bursa/İst |
Mehmet TANIK(b) |
0539417 75 90 |
Fırıncı(Em) |
İstanbul |
Mehmet TANIK(k) |
0535249 13 17 |
Döşemeci |
İstanbul |
Mehmet YILDIRIM |
0505676 51 79 |
Öğretmen |
İstanbul |
Mehmet SARI |
0212429 0545 |
Fırıncı(Em) |
İstanbul |
Mustafa GÖKMEN |
0370412 29 57 |
Toptancı(Em) |
Karabük |
Mustafa ESEN |
0370712 47 10 |
Marketçi |
Safranbolu |
Mustafa TAŞAR |
0542711 07 40 |
Taksici |
Karabük |
Mehmet IŞIK |
0212536 39 09 |
|
|
Mehmet TANGÜL |
0532301 83 06 |
|
|
Mustafa AKSOY |
0537421 27 39 |
Marangoz(Em) |
Safranbolu |
Metin AKSOY |
0505733 40 57 |
Memur |
Karabük |
Nuri ALKAN |
0370415 73 94 |
D.Ç.F Emekli |
Karabük |
Necati KARA |
0506419 91 64 |
Fırıncı(Emekli) |
Üçbölük |
Necati KARA |
0532595 00 21 |
SSK(Memur)Em |
Safranbolu |
Nevzat SARI |
0370725 45 40 |
İnşaat Mal. Satışı |
Safranbolu |
Nermin MUTLU |
0505054 05 34 |
|
|
Nuri IŞIK |
0370735 5103 |
Karabük Bl.(Em) |
Bağılca |
Necmi ÖZ |
0535249 10 20 |
|
İstanbul |
Osman TANIK |
0370735 5080 |
D.ç.f.(Emekli) |
Üçbölük |
Osman KARA |
0370735 5059 |
Fırıncı(Emekli) |
Üçbölük |
Osman AKDOĞAN |
0532317 03 29 |
Kuyumcu |
Kemer |
Osman AYDIN |
0537595 06 66 |
Bakkaliye |
İstanbul |
Osman COŞKUN |
0212563 8585 |
Kırtasiye |
Çıraklar |
Osman YILMAZ |
0535942 37 27 |
Gazeteci |
İstanbul |
Osman TUNCAY |
0535551 48 48 |
|
İstanbul |
Osman SAYGIN |
0533514 38 44 |
Servisçi |
İstanbul |
Osman GÜNAL |
0535428 14 29 |
|
İstanbul |
Orhan ALKAN |
0505820 40 98 |
İmam |
Safranbolu |
Oğuz KAYA |
0212231 88 86 |
|
İstanbul |
Ömer ERİŞ |
0370725 20 39 |
Kunduracı (Em) |
Safranbolu |
Özcan TANGÜL |
0532346 8071 |
|
İstanbul |
Ruşen AYDIN |
0533337 35 06 |
Bakkaliye |
İstanbul |
Ramazan AVCI |
0532776 81 50 |
|
|
Ramazan AYDIN |
0370712 44 79 |
Aydın Çeyiz |
Safranbolu |
Ramazan ÖZDEİR |
0370725 05 66 |
İnşaat İş(Emekli) |
Safranbolu |
Rıfat ÖZCAN |
0544801 73 79 |
|
|
Recai DEMİRSÖZ |
0370735 5081 |
Ressam |
Üçbölük |
Recep ÖZCAN |
0538386 04 46 |
|
|
Ramazan YILIRIM |
0533458 24 60 |
Hava alanı Gör. |
İstanbul |
Ramazan KOÇ |
0534617 47 11 |
İmam (Emekli) |
Bursa |
Recep ALTUN |
0532667 71 24 |
|
|
Ramazan TUNCAY |
0536784 60 38 |
Marketci |
Safranbolu |
Ramazan DURSUN |
0532496 49 45 |
|
|
Selami ALKAN |
0536725 84 34 |
Emekli öğretmen |
Safranbolu |
Sezai ÖZDEMİR |
0370712 41 08 |
S.bolu Bel.(Em) |
Safranbolu |
Sezai ERİŞ |
0542425 97 29 |
|
Safranbolu |
Satı ŞENLİK |
02163996200 |
Emekli |
İstanbul |
Servet AKDOĞAN |
0532626 36 93 |
Kırtasiye |
İstanbul |
Satı AVCI |
0212614 13 30 |
|
|
Selahattin AVCI |
0546215 55 17 |
Fırıncı(Emekli) |
Safranbolu |
Serkan AVCI |
0542507 10 12 |
Güvenlik Gör. |
İstanbul |
Salih KARA |
0537554 26 16 |
Kasap |
İstanbul |
Salih SARI |
0538952 90 50 |
Kaportacı |
İstanbul |
Selahattin TANGÜL |
0531778 40 73 |
|
|
Selahattin SARI |
053793380 37 |
|
|
Sabri YAŞAR |
0537856 03 78 |
Bakkaliye(Em) |
İstanbul |
Salih YAŞAR |
0212532 51 89 |
Bakkaliye(Em) |
İstanbul |
Sinan ÖZEN |
0544330 7162 |
İstanbul Bl.(İtfa) |
İstanbul |
Sedat YILMAZ |
0532246 10 32 |
İthalat,İhracat,B |
İstanbul |
Serdar ERDEN |
0212253 5950 |
Muhasebe |
İstanbul |
Şahin ÖZÇETİN |
0544321 69 03 |
Özel Demir Çelik |
Karabük |
Şinasi AVCI |
054346768 99 |
D.Ç.F.(Emekli) |
Safranbolu |
Satı ÖZ |
0535667 63 87 |
|
|
Şaban SARI |
0370712 21 50 |
D.Ç.F.(Emekli) |
Safranbolu |
Şaziye DEMİRALP |
0370712 50 47 |
Ev Kadını |
Safranbolu |
Tuncer ALĞAN |
0370412 26 20 |
Mühendis(DÇF). |
Karabük |
Tahir TANGÜL |
0541905 06 08 |
Servisci |
Karabük |
Turgut SAYGIN |
0532337 09 43 |
Fırıncı(Emekli) |
İstanbul |
Uğur TUNCAY |
0536233 88 11 |
|
|
Uğur AVCI |
|
|
|
Ünal GÖKMEN |
0532286 00 95 |
Banka Müfettişi |
İstanbul |
Ümit MUTLU |
0533410 20 46 |
|
İstanbul |
Vedat ÖZLÜ |
0212582 1693 |
Mobilyacı |
İstanbul |
Vural GÖKMEN |
0532583 43 25 |
Prof.Dr.(H. Ün) |
Ankara |
Yakup ALKAN |
0370712 8174 |
Fırıncı (Emekli) |
Safranbolu |
Yakup OĞUZ |
0532762 67 28 |
P.T.T. (Emekli) |
Karabük |
Yaşar KOÇ |
0212482 6965 |
Fırıncı |
İstanbul |
Yusuf KARA |
0532633 69 10 |
Kuyumcu |
İstanbul |
Yavuz KAYA |
0542397 16 49 |
Tornacı (Emekli) |
İstanbul |
Yaşar YILMAZ |
0536218 75 95 |
Beldiye Zab Gör. |
Karabük |
Yılmaz ALGAN |
0216366 36 89 |
Subay ( Topcu) |
İstanbul |
Yahya KOÇ |
0535557 84 43 |
|
|
Yusuf ÖZER |
0532365 72 30 |
|
Ankara |
|
|
|
|
Bu sayfada köyümüzde ve dışında ikamet eden hemşerilerimizin nerede? |
|||
ne işle meşgul olduğu , telefon bilgileri yer alacaktır.Bu sayfada yer |
|||
almak isteyenler veya istemeyenler aşağıdaki adreslerden bana ulaşabilirler. |
|||
Gerekli düzeltmeler yapılır. |
|||
SAFRANBOLU: Selami ALKAN TEL: 0 536 725 84 34 |
SAFRANBOLU ÜÇBÖLÜK KÖYÜ TELEFON NO:
ADI VE SOYADI |
TEL. NO: |
ADI VE SOYADI |
TEL. NO: |
Adnan ERDEN |
735 5076 |
Mehmet ŞENLİK |
4642172488 |
Ayhan KARAMAN |
735 5002 |
Satı ŞENLİK |
2163996200 |
Ali Rıza DOĞAN |
735 5057 |
Osman AKDOĞAN |
2428144033 |
Ahmet KALKAN |
735 5065 |
Hasan AKGÜL |
2124322077 |
Abdullah GÜRLEYİK |
735 5102 |
İbrahim AKGÜL |
2126312040 |
Hüseyin SATILMIŞ |
735 5078 |
Ahmet ALTUN |
2122344948 |
Ahmet ALTIN |
735 5073 |
Mustafa ALTUN |
2122911760 |
Ayşe ÖZTÜRK |
735 5167 |
Recep ALTUN |
2126253160 |
Ali ÖZLÜ |
735 5093 |
Bekir AVCI |
2125354350 |
Bilgin YILDIRIM |
735 5110 |
Dursun AVCI |
2124263260 |
Hasan KAYA |
735 5086 |
Hasan AVCI |
2126214424 |
Hasan YILMAZ |
735 5062 |
Mehmet AVCI |
2126941330 |
Hasan SAYGIN |
735 5068 |
Ramazan AVCI |
2125243106 |
Hüseyin ÖZLÜ |
735 5089 |
Satı AVCI |
2126141330 |
Hüseyin AVCI |
735 5060 |
Selahattin AVCI |
2125336912 |
Hüseyin ŞAHİN |
735 5092 |
Cengi AYDIN |
2122942844 |
Hasan TAŞAR |
735 5105 |
Emin AYDIN |
2125329704 |
Erol AKGÜL |
735 5056 |
İsmail AYDIN |
2125325129 |
Mehmet ALKAN |
735 5095 |
Osman AYDIN |
2125328816 |
Meliha MUTLU |
735 5165 |
Ruşen AYDIN |
2126318368 |
Mustafa KÜTÜKÇÜ |
735 5097 |
Mithat DEMİRSÖZ |
2122220151 |
Mustafa ÖZLÜ |
735 5064 |
Adnan ERDEN |
2122377504 |
Mehmet MUTLU |
735 5069 |
Çetin ERDEN |
2122501072 |
M. Ali ERİŞ |
735 5058 |
İrfan ERDEN |
2122739174 |
Mustafa KARA |
735 5090 |
Ahmet ERİŞ |
2125694118 |
Sezai KARA |
735 501 |
Mustafa ERİŞ |
2163716679 |
Mükerrem ÖZTÜRK |
735 5009 |
Erdoğan GÜNAL |
2125547247 |
Mehmet TANIK |
735 5085 |
İbrahim GÜNAL |
5363788469 |
Nuri IŞIK |
735 5103 |
İlhan GÜNAL |
2125324600 |
Osman TANIK |
735 5080 |
Mehmet GÜNAL |
2125239794 |
Osman KARA |
735 5059 |
Ömer GÜNAL |
2125313075 |
Ruşen AYDIN |
735 5099 |
Yakup GÜNAL |
2125324600 |
Ramazan ÖZDEMİR |
735 5189 |
Hüseyin KALKAN |
2125242826 |
Rıfat ÖZCAN |
735 5074 |
Salih KARA |
2126411734 |
Recai DEMİRSÖZ |
735 5081 |
Yusuf KARA |
2125699689 |
Sezai ERİŞ |
735 5098 |
Mehmet KALKAN |
2124421825 |
Satı ÖZ |
735 5063 |
Ayhan KARAMAN |
2164884314 |
Süleyman TUNCAY |
735 5079 |
Ahmet KAYA |
2124626130 |
Yakup ALKAN |
735 5191 |
Celal KAYA |
2124853968 |
Mintaze TAŞAR |
735 5066 |
Mustafa KAYA |
2126578683 |
Hasan TAŞAR |
735 5105 |
Yavuz KAYA |
2128810029 |
Mustafa KILIÇ |
735 5061 |
Mehmet KOÇ |
2163700429 |
Cemal OĞUZ |
735 5067 |
Haydar KOÇ |
5355578442 |
Mehmet KARA |
735 5109 |
Hüseyin KÜTÜKÇÜ |
2122325855 |
İksan SARI |
735 5217 |
Mustafa KÜTÜKÇÜ |
2122302992 |
Hasan SAYGIN |
735 5068 |
Ayhan MUTLU |
5323450996 |
Satı ŞENLİK |
735 5092 |
Cafer MUTLU |
2163291002 |
Osman AKDOĞAN |
735 5087 |
Güngör MUTLU |
2126214591 |
Kemal AKDOĞAN |
2122201373 |
Hasan MUTLU |
5052671458 |
Servet AKDOĞAN |
2122221504 |
Hüseyin ÖZ |
2126478663 |
Hasan SARI |
2124622304 |
İsmail ÖZ |
2126462064 |
Yakup OĞUZ |
2124520446 |
Satı ÖZ |
2125683131 |
Ümit MUTLU |
2125256209 |
İbrahim KARA |
2163628381 |
Yaşar KOÇ |
2124826965 |
Bekir KARA |
2122114261 |
Murat KARA |
2125537177 |
Nuri IŞIK |
3727355103 |
Selami ALKAN |
3707128174 |
Osman GÜNAL |
2124023294 |
Haşim ÖZCAN |
2163880800 |
Abdullah GÜNAL |
2126411513 |
İbrahim ÖZCAN |
2122818152 |
Ali TUNCAY |
2122227056 |
Recep ÖZCAN |
2122118417 |
Osman TUNCAY |
2125622155 |
Rıfat ÖZCAN |
2122790383 |
Uğur TUNCAY |
2126113675 |
İsmet ÖZDEMİR |
2122345277 |
Ahmet YAŞAR |
2125325043 |
Kenan ÖZDEMİR |
2126171258 |
Yılmaz YAŞAR |
2163417216 |
Mustafa ÖZDEMİR |
2166515116 |
Sabri YAŞAR |
2126316965 |
Fehmi ÖZEN |
2126573287 |
Salih YAŞAR |
2125325189 |
Hasan ÖZEN |
2164252556 |
Mehmet YILDIRIM |
2125325664 |
Mehmet ÖZER |
2125346017 |
Ramazan YILDIRIM |
2126527318 |
Ali ÖZLÜ |
2125337401 |
Osman YILMAZ |
2124225140 |
Hatice ÖZLÜ |
2126317783 |
Sedat YILMAZ |
2126543183 |
M.Ali ÖZLÜ |
2122102928 |
Necmi ÖZ |
2125342003 |
Murat ÖZLÜ |
2125742242 |
Celal KAYA |
2122439080 |
Vedat ÖZLÜ |
2125821693 |
Hasan AVCI |
2126214424 |
Cavit SARI |
2122118373 |
Ahmet ŞAHİN |
3727125293 |
İhsan SARI |
2163124705 |
İsmet ŞAHİN |
3727127269 |
Salih SARI |
2122118346 |
Yaşar TAŞKIN |
2122484215 |
Selahattin SARI |
2124290543 |
Hüseyin SATILMIŞ |
3724121258 |
Erdal SAYGIN |
2126219016 |
Mehmet SARI |
2124290545 |
Mustafa SAYGIN |
2124372380 |
Serdar ERDEN |
2122535950 |
Osman SAYGIN |
2165218193 |
Ramazan DURSUN |
2124525516 |
Turgut SAYGIN |
5323370943 |
Cavit DOĞAN |
3727128182 |
İbrahim ŞAHİN |
2125460047 |
Osman COŞKUN |
2125638585 |
Mustafa ŞAHİN |
2126268015 |
Erdoğan AVCI |
2125310422 |
Mehmet ŞENLİK |
4642172488 |
Hakkı TANGIR |
2164130479 |
Satı ŞENLİK |
2163996200 |
Özcan TANGÜL |
5323468071 |
Osman AKDOĞAN |
2428144033 |
B.Mehmet TANIK |
2122311855 |
Hasan AKGÜL |
2124322077 |
K.Mehmet TANIK |
2125323016 |
Bu sayfada köyümüzde ve dışında ikamet eden hemşerilerimizin
nerede? ne işle meşgul olduğu ,telefon bilgileri yer alacaktır.
Bu sayfada yer almak isteyenler veya istemeyenler aşağıdaki
adreslerden bize ulaşabilirler.Gerekli düzeltmeler yapılır.
SAFRANBOLU: Selami ALKAN TEL: 0 536 725 84 34
ÜÇBÖLÜK KÖYÜ: Bilgin YILDIRIM : 0 532 576 61 52
KİŞİ LAKAPLARI
Alkan İsmail (Kapsuz)
Alkan Beşir(Körbeşir)
Algan Mustafa(Mınık)
Avcı Satı(Karasatı)
Avcı Emin(Karaemin)
Avcı Mehmet(Gocamehmet)
Avcı Mehmet(İyice)
Avcı Hasan(Karakaş)
Avcı Hüseyin(Kuruoğlan)
Avcı Selahattin(Selek)
Avcı Bekir(Kedibekir)
Akgül Hüseyın(cinci)
Akgül İbrahim(Dırt)
Akgül İsmail(Acumuk)
Aydın Mustafa(Bolpaça)
Aksoy Mustafa(Zanguç)
Altın Ayşe(Manaş)
Aydın Ruşen(Çatal)
Çelik Mustafa(Göbü)
Çelik Satı(Kuruöküz)
Çelik Satı(Doksan)
Çelik Hasan(Kamyon)
Demirnalp Ahmet(Kocakafa)
Demisöz Mehmet(Güdüla)
Esen Hasan(Kirez)
Erden Hasan(Kel Hasan)
Eriş Osman(Körosman)
Eriş Mustafa(Delia)
Eriş Abdullah(Sadık)
Eriş M.Ali(Kahya)
Eriş Ali(Soğanali)
Eriş Ömer(Topalömer)
Gökmen Şaban(Kürtşaban)
Gökmen Mustafa(Yamak)
Günal Mehmet(Karamehmet)
Gürleyik Abdullah(Apti)
Kaya Mustafa(Kahveci)
Kalkan İsmail(Dişiibi)
Kalkan Mehmet(Hobu)
Kara Hüseyin(Kurubiş)
Kara Yusuf(Köryusuf)
Kılıç Mustafa(Tuluma)
Koç Mehmet(Maylaş)
Koç Osman(Körosman)
Koç Emin(Hamo)
Koç Mehmet(İzmirli)
Kütükçü Mustafa(Hüsük)
Mutlu Mehmet(Fısfıs)
Mutlu Mehmet(Gıldır)
Mutlu Hasn(Makaryoz)
Mutlu Osman(Mervan)
Maraza
Maraz Ali
Öz İsmail(Sodiri)
Öz Satı(Şeşon)
Öz Hamza(Gavuçhamza)
Özcan Rıfat(Gasalak)
Öztürk Ömer(Gıcıömer)
Özcan Ali(Karali)
Öztürk Emine(Kadıkarısı)
Öztürk Abdullah(Doruk)
Özer Mehmet(Gıldır Mehmet)
Özdemir Hüseyin(Horoz)
Özdemir Ali(Yaybacak)
Özdemir Hanife(Huçuhanife)
Özlü Mustafa(Ataşa)
Özlü Hasan(Karanuk)
Özlü Ahmet(Kelahmet)
Özlü Ramazan(Köse)
Özen Mehmet(Hecello)
Satı Demirsöz(Emüsdo)
Satılmış Ahmet(Deli Ahmet)
Sarı Hasan (Efe Hasan)
Sarı İbrahim(şıkkıdı)
Saygın Ali(Alibıdık)
Saygın İsmail(Pistiro)
Şahin Hüseyin(Holiz)
Şahin Hüseyin(Cinseyin)
Şenlik Mehmet(Çıtak)
Taşar Hasan(Şagali)
Tangır Hasan(Döndo)
Tangül Burhan(Alaman)
Tangül Mehmet(İyiba)
Tuncay Süleyman(Sülo)
Tuncay Hüseyin(Maraza)
Tuncay Ömer(Deliömer-Bahriyeli)
Tanık Osman(Çakalosman)
Vural Mehmet(Topala)
Yılmaz Osman(Şıkşıkosman)
Yılmaz Hasan(Karacuk)
Yıldırım Hüseyin(Sarı muhtar)
Yıldırım Mustafa(Alagöz)
Yıldırım Mehmet(Kel Mehmet)
Yıldırım Mehmet(Göde)
Yıldırım Fadim(Hopbilli)
KOLANGA
Arife günleri öğle namazından sonra mezarlığa gidilirdi. Helva ve pişi(Yağlı ekmek) dağıtılırdı.Hoca Yasin okur, dualar ederdi. Sonra herkes kendi mezarının başına gider. Dualar ederdi.Bayram namazından sonra bayramlaşma yapılır. Cami çevresindeki evlerden getirilen kahvaltılık verilirdi. Daha sonra muhtar Kolanga yemeğinin nasıl verileceğini ilan ederdi.
BAYRAMLAR, TÖRENLER, KUTLAMALAR
ÜÇBÖLÜK(ILBARIT)KÖYÜ SAFRANBOLU
Safranbolu İlçemizde Ramazan Bayramı ile ilgili önemli
geleneklerden birisi, bu mubarek ayın 15’inden sonra çocuklar tarafından
yaşatılır. Çocuklar gece sokağa çıkar ev ev dolaşarak “Albayrak” adı verilen
deyişlerle bahşiş toplarlardı.
Albayrak ırmazan
Dün gece yattım bir daş idi
Hak bağa yoldaş idi
Sölölömölmöl
Aşağı çarşı çamur olmuş
Paklavılar hamur olmuş
Paklavının içi şeker
Davulcunun goötü şişer
Sölölömölmöl
Aşağıdan gelir arı
Ayakları sarı sarı
Alam sağa koca garı
Almadım göörmedim
Sölölömölmöl
Bu şarkıyı söyleyen çocuklara da her evden ceviz, dut
kurusu, çörek vb. hediyeler verilir.
Bayramlardan bir gün önce arife günüdür. Arife günü mezarlığa gidilir. Herkes
yakınlarının başında Kur’an ve dualar okur. Köylerde ise bişiler, helvalarla
mezarlığa gidilir. Bunlar orada toplananlara dağıtılır. Ziyaret günü gecesi köy
evlerinde ocaktaki ateşe yağ dökülür.. Bu gelenek, o ev halkından ölmüş
insanların ruhlarının ziyaret günü akşamı evin bacasına geleceği, eğer yağ
kokusunu alırsa yakınların bayram yaptığını anlayarak sevineceği; yağ kokusunu
alamazsa bayram yapılmadığı hükmüyle ağlayacağı inancı ile yerine getirilir.
Ramazan Bayramı’nda tekbir bayram namazı ile girer bayram namazı ile çıkar.
Kurban Bayramı’nda ise arife günü sabah namazı ile başlar, bayramın son günü
ikindi namazı ile çıkar. Tekbir süresince yaş kesmek, ot koparmak, çift sürmek,
dikiş dikmek günah sayılır. Bayram sabahı namazdan çıktıktan sonra büyükten küçüğe
doğru dizilerek bayramlaşılır. Bayram süresince akrabalar, dostlar, yakınlar
ziyaret edilip, bayramlaşılır. Gelenlere baklava, börek, şeker ikram edilir.
Kurban bayramlarında kurban, genellikle ilk gün kesilir. Köylerde mahalleler
arasında veya köyler arasında bayram süresince yemekler hazırlanır, sırayla
yenir. Buna Safranbolu’da özellikle Yörüklerde “kolanga” adı verilir. Aynı
gelenek Eskipazar, Ovacık ve diğer ilçelerimizde bayram nöbeti olarak anılır.
Kurban Bayramlarında Yenice’de “Hoymola” geleneği önemli etkinliklerdendir.
Hoymola gençler tarafından oynanan bir oyundur. Dört genç altta halka şeklinde
omuz omuza tutunurlar, diğer dört gençte onların omuzlarının üzerinde ayakta
yine halka şeklinde omuzlarını birbirlerine tutarak bayramlaşmak için gitmek
istedikleri eve doğru ağır ağır hoymola türküsü söyleyerek giderler. Eve
vardıklarında üstteki grup pencereden alttakiler ise merdivenlerden eve
girerler.
Her yıl 6 Mayıs günü Hızır Aleyhisselam ile İlyas Aleyhisselam’ın buluştukları
gün olarak kabul edilen Hıdırellez gününde çeşitli inançlar sergilenir.
Yenice’de Hıdırellez akşamı özellikle gençler bir araya toplanarak çeşitli
dileklerde bulunurlar. Herkes dileği ile ilgili bir eşyayı(Yüzük, küpe, mendil)
bir kutunun içine koyarak toprağa gömerler. Sabah olduğunda dilek kutusu
bulunduğu yerden bir kişi tarafından çıkarılarak, içindeki eşyaları dua ve
manilerle tekrar sahiplerine dağıtılır. Hıdırellez günü pikniğe çıkılır, yaş
kesilmez, ot koparılmaz.
Safranbolu’da, Hıdırellez akşamı bahçede dikili olan soğanın yaprakları eşit
olarak kesilir. Kesilen yapraklardan birine beyaz, diğerine siyah iplik
bağlanır. Sabah olup bakıldığında, beyaz ipin bağlı olduğu, yaprak uzamışsa
“sefası büyümüş” denir ve o yılın sefa ve mutluluk içinde geçeceğine inanılır. Siyah
ip bağlanan yaprak uzamış ise “cefası büyümüş” denir ve o yılın cefa içinde
geçeceğine inanılır. Su içinden 41 taş toplanır, okuharak bir torbaya konur.
Taşlar niyet üzerine bir dahaki Hıdırellez’e kadar bekletilir. Tutulan niyet
olsa da olmasa da taşlar alınan yere okunarak atılır.Hıdırellez’de üç gün
süresince folluktan yumurta alınmaz. Folluktan yumurta alınırsa taş yağacağına
inanılır. Hıdırellez gecesi Hızır Aleyhisselam görsün, evim olsun diyerek gül
dibine taştan, kiremitten oyuncak ev yaparlar. Hıdırellez gecesi tabaklara un
konarak ambara konur. Hızır Aleyhisselam’ın elini sürerse bolluk bereket
olacağına inanılır.
Safranbolu’da havaların kurak gittiği zamanlarda, halk çocuklarında gelmesini
teşvik ederek yağmur duasına çıkardı. Çocuklar bir sırık üstüne kabalak yaprağı
takarak kalabalık halde ev ev dolaşarak şu tekerlemeyi söylerlerdi:
Yağ yağ yağmur
Teknede hamur
Ver Allahım ver
Bol bol yağmur
Göde göde göl olsun
Evin önü sel olsun
Arpa buğday bol olsun
Tavuklara yem olsun
Köpeklere yal olsun
Allah Allah bir Allah
Yağmurumuzu ver Allah
Hu dedim huuu
Bi denir suuu
Gökte rahmet
Yerde bereket
Ver Allahım ver
Bol bol yağmur(alıntı)
KÖYLÜLERİM MEZARLIKTA
DUALAR EDİLİYOR.
HELVALI VE YAĞLI EKMEKLER HAZIRLANIYOR.
Ramazan Bayramı'nın 1. 2. 3.
günleri, kolanga
verilirdi. Birinci gün yukarı mahalle. İkinçi gün aşağı mahalle. Üçüncü gün
Karaşar ve Bağlıca mahalleleri verirdi
Kurban Bayramı'nın 1. 2. 3. 4. günleri kolanga verilirdi, Birinci gün kurbanlar kesilirdi. İkinci gün Yukarı mahalle. Üçüncü gün Aşağı mahalle. Dördüncü gün Karaşar ve Bağlıca mahalleleri verirdi
Üç gün
boyunca sırayla bir mahalle, diğer iki mahalleyi yemeğe davet eder. Yemekler
15-20 kişilik büyük tablalarda verilir. Yemekten sonra sofra duası topluca
yapılır. Bayanlar, erkekler yedikten sonra sofraya oturur. Kolanga adeti hem
bayramlaşmaya vesile olur, hem mahallelerin haberleşmesi sağlanır, hem de
insanların kaynaşması açısından önemlidir.
Verilen yemekler her mahallede aynıdır.( Çorba, et, pilav, dolma,ayran, börek,
baklava.)
Mübarek
gecelerde yemek verlirdi.
Selami ALKAN (SND) Safranbolu / 2007