11 Eylül 2025 Perşembe

KÖY YAŞAMINDAN KÖYUMUZ

 

·          

·         



·         (SND) SAFRANBOLU (ILBARIT KÖYÜ)

·         ÜÇBÖLÜK(ILBARIT)KÖYÜ/SAFRANBOLU (SND)2007

Hiç evlenmeyen ve 65 nüfuslu köyde yalnız yaşayan 62 yaşındaki Recai Demirsöz, yalnızlıktan bir nebze olsun kurtulmak için yaklaşık 6 ay önce kendi imkanlarıyla bağlama yapmaya karar verdi.

Bağlama yapım tekniğini ve kullanılan malzemelerle ilgili araştırma yapan Demirsöz, Safranbolu Kaymakamlığı tarafından onarılarak kendisine “sanat merkezi” olarak tahsis edilen binanın bir bölümünde bağlama yapım atölyesi oluşturdu.

Atölyede yaklaşık 6 aylık sürede 2 bağlama yapan Demirsöz, nota bilmediği halde enstrümanı çalmayı da öğrendi.

 

“Doğuştan sanata yatkın olduğumu düşünüyorum”

Recai Demirsöz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, doğuştan sanata yatkın olduğunu düşündüğünü söyledi.

Çeşitli nedenlerle eğitimini tamamlayamadığını anlatan Demirsöz, çocukluğunda resim yapmayı sevdiğini ve çeşitli resimler çizdiğini dile getirdi.

Demirsöz, daha sonra yaptığı yağlı boya tablolardan sergiler açtığını aktararak, hayatı boyunca edindiği her kitabı okuduğunu kaydetti.

Köyde tek başına yaşadığını belirten Demirsöz, şöyle devam etti:

“Bu dağ başında sanatımı tek başıma yürütmeye çalışıyorum. Bağlama satın alamadım. Oldukça pahalı. Bağlama yapmaya karar verdim ve yaptım. Elbette dört dörtlük yapmıyorum. Dar imkanlarla ancak bu kadar oluyor. Günümüzde bağlamalar bilgisayar ortamlarında yapılıyor, sadece montajı elle oluyor. Nota bilgim yok. Ders almadım. Mutlaka ders alınması gerekiyor. Yine de bağlamanın notalarını kendim ayarlıyorum. Fırınlanmış ağaçlarım olmadığı için erik ağacından yapıyorum bağlamayı. Bağlamadan iyi bir ses elde etmek için Artvin ladini gerekiyor. Kapaklarında Artvin ladini kullanıyorum

“Bağlamaları kendime yapıyorum”

Demirsöz, “Neşet Ertaş bağlaması” yapmaya çalıştığını dile getirerek, “Elimdeki bağlamayı 47’lik olarak tasarlamıştım ancak teknesi arızalı çıktı, 43’te kaldım. ‘Neşet Ertaş bağlaması’ yapmayı düşünmüştüm. Neşet Ertaş bağlamasında Orta Anadolu türküleri daha iyi çalınıyor.” dedi.

Bağlamaları sadece kendi için yaptığını, sipariş almadığını anlatan Demirsöz, boş vaktini değerlendirmek için bu işle meşgul olduğunu vurguladı.

Demirsöz, bağlama yaparak ve çalarak yalnızlıktan bir nebze olsun kurtulduğunu belirterek, “Etrafımda insan yok, bir şeyler paylaşamıyorum. Sıkıntı içindeyim.Yalnızlığımı örtmek için sanatla uğraşıyorum. Sanat en yakın dostum şu anda. İlçe merkezine indiğimde arkadaşlar istediği zaman çalıyorum.” diye konuştu

 

ÜÇBÖLÜK(ILBARIT)KÖYÜ/SAFRANBOLU (SND)2007

 



AYŞE GÖKMEN.(Behiyegil)  HACER ÖZTÜRK.(Elişgil)

Haydi şöyle 1940 lı 1950 li yıllara gidelim ve köyümüzün yetiştirdiği

2 bayan öğretmenimizi tanıyalım.

AKBULAK İLKÖĞRETİM OKULU yer Yenipınar altı Karamanbaşı mevkii.

o yıllarda köyümüzde okul yokmuş Hacılarobası Ilbarıt Geren Sarıyan Sallarlı öğrenciler o okulda eğitim görmüşleri.

1942..1943 senesi karne kayıtlarındada görüldüğü gibi.

20 .Numarada 11 yaşında AYŞE GÖKMEN.(Behiyegil)

16.Numarada 10 yaşında HACER ÖZTÜRK.(Elişgil) öğrencilerini ve karne notlarını görüyoruz.

gerçekten her iki ablamızında Babalarını rahmete kavuşsalarda ŞABAN GÖKMEN ve ÖMER ÖZTÜRK amcaları tebrik etmek lazım.Gızgısmı okurmuymuş dememişler o yıllarda kızlarını yatılı okul olsada okutmuşlar birer eğitimci yapmışlar.

Hacer ÖZTÜRK ablamız köyümüzün eski okulunun ilk yapıldığı yıllardada öğretmenik yapmış..

Günümüzde halen daha yaşıyorlar her iki ablamızada sağlıklı yaşamlar diliyoruz.

 

BAHRİ MUTLU

Ah canımmmm, içimizin bitmeyen sızısı... Bahri Mutlu... Dayım, 41 yıl önce 18Ocak 1980 yılında malasef öldürüldü.....Kör bir kurşun ile değil isteyerek sıkılan kurşun ile öldürüldü... Malasef o senelerde birbirimizi sağcı ve solcu olarak ayırdığımız dönemler olduğu için, insanlar sokakta yürürken bile senin hangi tarafta olduğunu sordukları bir dönemden bahsediyorum. İşte böyle acı bir günde öldürüldü dayım... Onların tarafında olmadığı için..... İnşallah ayrımcılığın olmadığı bir dünya da yaşamak nasip olur hepimize.... Çünkü halen ayırım yapılan bir ülkede yaşıyoruz.....

KUZENİMDİ TEYZE OĞLUM (MİTHAT)

Zor yılların gençleriydik 68 kuşağının devamı sağdan soldan gençlerin bir birini kırdığı Hücrelerde cezaevlerinde işkenceden geçirildiği yıllar.

Adı duyulmuş bir matbaa firmasında matbaa işçisi kalfaydı

20 yaşında o yıl askere gidecekti.arkadaşlarıyla emek mücadelesi hak mücadelesi veriyorlar sendikalaşmaya gidiyorlardı.

Bir öğle paydosunda Sultanahmet Pieer Loti caddesinde bir bakkalın önünde Sivaslı arkadaşı Cemal KARAPINAR.la Kör kurşun değil bilinçli bir faşist katilin namlularından çıkan kurşunlarla katledildiler..

Özlemle anıyoruz Işıklar içinde uyusun yoldaşlarımız.

 

 

 

MUSTAFA TANIK.(GARABACAKGİL)

Mustafayla yaşıtızdır hani günümüzde insanlar birbirine Kanka diyor ya bizde öyleydik köyde.

En zevk aldığımız şeyde onlardada at vardı bizdede atlarımızda sanki kankaydı birlikte otlardı akşam yularları elimize alıp atları bulmaktı

ve atlar çıplak Kızılderililer gibi o şekilde koşturmaktı.ya o beni geçerdi ya ben onu.

Çocuk işçilerdik biz henüz daha 14 yaşımızda iş hayatına başladık.o benden önce gitti Karabüke Ankara Caddesinde Site eczanesinde işe başladı .banada iş bulmuş hemen yanında Site pastanesinde.bende orda ilk iş hayatıma çırak olarak başladım.

Sabahları yan yana dükkanların camını silerdik yerleri süpürürdük.

benim kalacak yer sorunum olduğundan 1 ay kadar o pastanede çıraklık yaptım .Fırın işine girmek zorunda kaldım.

Mustafa orda uzun süre çalıştı kalfa bile olmuştu.sonra o mesleği bıraktı İstanbulda fırınlardada yollarımız çakıştı.

En sevdiği şarkı ise ."Vahdet VURAL.dan dinlerdik .Bir sokak çeşmesi olduğu gençliğim şarkısıydı.

İstanbulda yamaklık Tezgahtarlık falan yaptı Karabüke döndü Haddane işçiliği yaptı.en son bir Mobilyacıda çalışıyordu Şoför olarak.

Bir arkadaşıyla Safranbolu Bartın yolunda geçirdikleri trafik kazası sonucu 26 MART 2000 yılında 39 yaşında kaybettik

Kabri köyümüz mezarlığındadır Rahmetle yad ediyoruz.

 

 

. RECAİ DEMİRSÖZ

31-01-1956 Yılında Safranbolu ÜÇBÖLÜK (ILBARIT) Köyünde doğdum. İlkokulu köyümde bitirdim.Kendi çabalarımla okumak istedim amma başaramadım.On beş yıl İstanbul’da çeşitli fırınlarda çalıştım. Köyde çiftçilik yaptım.

1982 yılında resim yapmaya başladım.Halen devam ediyorum. Kimseden resim eğitimi almadan kendi kendimi yetiştirdim.

1983 yılında Karabük’te ilk sergimi açtım.Bu sergim ulusal basında yer aldı.Resim çalışmalarıma  hız vererek çalışmaya başladım.

1984 yılında Safranbolu’da sergi açtım.Sergilerim aralıklı olarak devam ediyor.

Büyük şehirlerde sergi açabilmem için sponsora ihtiyacım var.Üçbölük Köyü Kültür Merkezinde çalışmalarıma devam ediyorum.Kültür Merkezinin düzenini ve her gün açık kalmasını sağlıyorum.İyi günler sizinle olsun. Ilbarıt Köyünden sevgiler,saygılar.

 

 

HASAN ÇELİK(LAKAP DOKUZAN..DOKUZAN GİL.)

Köy yaşamında o yıllarda zordu hayata tutunmak.

Hasan amcamızında kardeşler arası bölünmelerden dolayımıdır nedir yaşantısını idame ettirecek kadar tarlası yoktu.Çerçene yakın Çerçen çamlığı Dağbağı mevkiinde nerden nasıl kaldıysa ormanın içinde bir tarlası birde bostanı vardı.köyümüze belki 5.yada 6 km uzaklıkta o tarlasını eker biçerdi karısı ise Şerife ana bacakları özürlüydü .o dağ yolunu ise tam 105 günde yapmış.Kazma kürek hergün çalışarak buda 3.5 aya tekabül eder .Hasan amca Herkes ırgatlığa başlardı o daha deste çekmekle meşguldü Günde yalnızca iki üç kağnı arabası deste getirebiliyordu zor yıllardı zor.!hayata tutunmakta bir o kadar zor.

Bayramlarda Ziyrat Günlerinde denk geldikçe görüyorum. eskiden 5...6 km yere kağnı arabasıyıyla giden dedelerimiz düşündüm .birde köyden 500 metre yere mezarlığa özel arabalarıyla giden insanlarımızı hey gidi günler dedim !!!

1988 yılında hayata veda etmiş Mezarı köy mezarlığımızdadır.

Hasan amcamızıda rahmetle yad ediyoruz.

 

SÜLEYMAN ERİŞ.(AKKUŞGİL)

O bir Almancıydı.yılda bir senelik izne gelirdi köyde bile kırantuvalet giyinir kravat takardı.saçlarıda jöleliydi Yakışıklı bir abimizdi.

küçükken armut ağacından düşmüş yürürken birazcık aksak yürürdü.Almanyadan kesin dönüş yaptı .Karabükte elim bir trafik kazasında 23 KASIM 1987 yılında yaşamını yitirdi.

Kabri Köyümüz mezarlığındadır .Rahmetle yad ediyoruz.

 

CEMAL ÖZ.(SODİRİGİL)

Cemal abimizde ekmeğini bulmak için köyü terkedenlerden Balatta Hamdi SEKBAN.ın fırınında çakıştı yollarımız bir çok köylümüz gibi Ata mesleği fırıncılıktı taptığımız iş.Ekmek parası için çalışmıyorduk biz katık parası için çünkü ekmek bize bedavaydı.

Fotoda görüldüğü gibi şık giyinmeyi severdi işe gidip gelirken bile takım elbise giyerdi.

En son fırıncılığı bıraktı emekli oldu "Güzel çayda."satış elamanı olarak çalışıyordu.Bir ömre 48 yıl sığdırabildi.Çağın vebası kanser onuda 20 EYLÜL 1997 tarihinde hayattan kopardı.Kabrı köyümüz mezarlığındadır.Rahmetle yad ediyoruz.

HAMDİ SARI.(PÜRDEGİL)

Şöyle düşündüm acaba varmı onun bir iki üst kuşaklarında diye bulamadım belki köyümüzde ilk ağır vasıta şoförlerindendir.

1960 lı yıllarda Toprakcumalı Üçkardeşlerin otobüsünde otobüs şoförlüğü yaptı.Elişgilin Abdullah ÖZTÜRK .(DORUK) yanında muavin.Toprakcuma Safranbolu İstanbul Güzergahında.

o yıllarda herkeste araba yoktu günümüzdeki gibi Sonra ENTER marka kendi kamyonunu aldı Oğlu Nevzat abiyle yük taşımacılığı yaptı.

o işide bıraktı Safranbolu Kıranköyde inşaat malzemesi satan dükkan açıp bu işi yaptılar.

25 EYLÜL 2002 yılında Hamdi ağabeyimizde çağın vebası Kansere yenik düştü.

Kabri Köyümüz mezarlığındadır Rahmetle yad ediyoruz.

HASAN YILDIRIM.(LAKAP GÖDE HASANI..GÖDEGİL.)

Kendi çapında yabana atılmayacak şekilde bir ustaydı.

bir evi temelden çatıya kadar iç dış doğramalara yüklük dolaplar cam evlerine kadar kendisi yapardı.

neşesi yerinde olursa eğer bi evde çalışırken Abıca kolay gelsin dedimmi.GARAHABARIN GELSİNDE ÖLÜN GELSİN derdi mizansen açıdan tabi.

müthiş çay tiryakisiydi.bunun yanında birazda keyf sahibi.

Köyümüze elektrik gelmeden önce Pikap ve plakları vardı Çayını demler Pikabada Bir Nurcan OPEL .yada Sami KASAP plağı koyar son seside verir .Müzik şöleni yapardı mahalleye.

Köyümüze ilk televizyonu getirende odur.her akşam ev konu komşuyla dolardı.

çokmu zengindi pekte öyle değildi tabi.gönlü zengindi.

Köyümüzde ve komşu köylerde hemen hemen her evde bir imzası vardır.

28 MART 1989 tarihinde hayata veda etti.Kabri köy mezarlığımızdadır.Rahmetle yad ediyoruz.

HASAN ERİŞ.(AKKUŞGİL)

Karabük DÇ emekçisiydi buradanda emekli oldu.tarımı hayvancılığı seven bir ağabeyimizdi.emekli olunca köye yerleşti Fergison traktör aldı pulluğundan patozuna kadar.köyde çiftçilik yaptı kaç dönem yaptı hafızamda kalmadı köyümüzde muhtarlıkta yaptı.

Köydeki evin çok ortaklı oluşundanmıdır nedir köyümüzden ayrıldı Kadıbükü köyü Mollaosman köprüsü mevkiinden arazı satın alıp oraya ev yaptırdı.yine tarım hayvancılıkla uğraştı.Halen daha oğlu Alaattin abi bu işi yürütmektedir.

Hasan ağabeyimizde o yıllarda sanki seri bir şekilde art arda ölümlerin olduğu çağın vebası kansere yenik düştü.

Kabri Kadıbüküköyü mezarlığındadır.Rahmetle yad ediyoruz.

 

OSMAN MUTLU..LAKAP MERVAN.

Meliha teyzemin kocası olduğundan Eniştem olurdu.muhtamelen oda köyden gelip Ata mesleği fırın işçiliği yapmıştır.

Sonra Bakkal esnaflığı Balatta bakkaldı arada giderdim yanına müşterileriyle o kadar muzip diyoloğu vardıki neşeli bir adamdi.

İşte hayat hepte neşeli geçmiyor.oğlu Bahri Mutlu 12 Eylül öncesi sözüm ona itler tarafından katledilince

Hayata adeta küstü Bakkalı devretti.eşyasını topladı köye yerleşti.

evlat acısı içten içe kemirmiş olacakki .1984 yılının Eylül ayında 52 yaşında çağın vebası kansere yenik düştü.Kabri köyümüz mezarlığındadır.

Rahmetle yad ediyoruz mekanı cennet olsun.

 

HAŞİM ÖZCAN HALAMIN OĞLU OLUR KUZENİZ.

Onlarda Köyümüzden göçüp gelmişler. Bizim köylüler genelde Fatih Balat Fener Karagümrük ve Şişli Ferikköy semtlerinde kendilerine yaşam kurarken onlarda İstanbul Küçükyalıda kendilerine yaşam kurmuş.Köylülerinden uzak olduklarından pek kimse tanımaz.

Mesleği Şoförlüktü önceleri Kamyonu vardı şehiriçi şehirler arası nakliyecilik.onu bıraktı GEBZE: HAREM hattında minübüsü vardı uzun süre o işi yaptı sonra İETT ye girdi Kadıköy bölgesinde Belediye otobüs şoförlüğü emekli olduktan sonrada kendi otobüsüyle serviscilik yaptı özetle ömrü can taşımakla geçti.

Çağın vebası Kanser birçok Köylümüz gibi onuda 18 ŞUBAT 2016 tarihinde hayattan kopardı Kabri Küçükyali mezarlığındadır.

Ruhu şad mekanı cennet olsun.

 

ACUMUKGİLİN İSMAİL

Bazı köylülerimiz Hayat mücadelesi vermekten köylerine pek gelemezlerdi önce fırın işçiliği sonra Bakkal gibi esnaflık derken.

Acumukgilin İsmail abide onlardandı pek kimse tanımaz bari ben tanıtayım sayfamızdan.

Rahmetle anıyoruz.

 

CEMİLE ÖZCAN

Sosyal medya kullanmayan Sayfamızı çocuklarının sosyal medyasından takip eden CEMİLE ÖZCAN yengem az önce İstanbul Küçükyalıdan telefonla arayıp teşekkür etti.ahhh yengesinin sayende köyümü köylülerimi anımsatıyorsun diye..

bende bu jestinden dolayı yengeme sayfamız adına teşekkür ediyor ellerinden öpüyor sağlıklı ömürler diliyorum.

 

KÖPEK KAYASI

Niye 'Köpek Kayası'demişler.Eskiden her evde,çoban ve bu çobana eşlik edilen köpekler beslendiği ve bu köpeklerin zamanla yaşlandığı ve uyuz denilen hastalığa yakalandığı için,buraya çıkarılıp yaklaşık 50-60 metreden aşağı bırakıldığı ve daha sonra köpek ölülerini o zaman buralara hakim olan,karga ve kuzgun 'kartlak' hatta akbabaların yani leşcil hayvanların yediği bilinmektedir. Onun için köylüler,burayı 'Köpek Kayası' olarak tanımlar.

 



(SND) SAFRANBOLU (ILBARIT KÖYÜ)

19 Ekim 2024 Cumartesi

 

 

ÜÇBÖLÜK KÖYÜ
RESSAM RECAİ DEMİRSÖZ :
Üçbölük, Karabük ilinin Safranbolu ilçesine bağlı bir köydür.
Köyün asıl adı Ilbarıt’tır. Ilbarıt kelimesi eski türkçe ve moğolca olup, Ilbarlar-İlberler-anlamına gelmektedir. Tarihçi ve yazar İlber Ortaylı’nın ismi ile aynıdır.
Karabük iline 24 km, Safranbolu ilçesine 16 km uzaklıktadır.Safranbolu’nun Üçbölük köyünde yaşıyor. Kaymakamlığın tahsis ettiği eski ilkokulu atelye ve galeri olarak düzenliyor. Bölgenin eski kültürüne ait topladığı eski objeleri de burada sergileyerek mekanı müze olarak da kullanıyor. Kendine özgü ve şaşırtıcı bir insan olan Recai Bey müzikle de ilgileniyor, saz çalıyor ve sazını da kendisi yapıyor. Tablolarından 2 tanesinde insan figürlerinin tek gözbebekleri var. Sebebini sorduğumuzda; ”Bence insanların çoğu zaten görmüyorlar, baksanıza yaşadıkları dünyayı yok ediyorlar” diyor.Yolunuz düşerse onu tanımak ve eserlerini görmek için TAŞEV’e ve Üçbölük köyüne gidiniz…..
Uzun yıllardır Safranbolu’nun Üçbölük (Ilbarıt) Köyünde yaşamını sürdüren ressam Recai Demirsöz resim çalışmalarını sürdürürken diğer yandan de köyünde oluşturduğu müze ile köyünün ve Safranbolu’nun turizmine katkıda bulunmaya devam ediyor.
Recai DEMİRSÖZ (Geleceğe Mektup)
Kelimeleri kifayetsiz bırakan insan…
*Safranbolu’ya bağlı eski adı ILBARIT olan ÜÇBÖLÜK köyünde büyük çabalar ile tek başına oluşturduğu “KÜLTÜR SANAT MERKEZİ”e sahip olan insan…
*Hiç bir eğitim görmemiş olmasına rağmen resim, heykel, ve müzik alanlarındaki çalışmaları ile özellikle üniversitelerdeki Profesör ve Doktorları hayretler içerisinde bırakan insan…
*Yokluktan çuvalları gererek oluşturduğu tuvallerde resim çalışmaları yapan insan…
*Tamamı kendi üretimi olan saz, keman gibi enstrümanlar ile müzik ziyafeti verebilen bir insan…
*Sanki yüzyıllar öncesinden yapılmış gibi duran kilden hazırlanmış heykellerin mimarı…
*Çevredeki tarihi eserleri yağmacılardan, bilinçsizlerden koruyan bir vatansever…
Ve ne yazık ki köyün delisi olarak bakılan bir insan…
Onun değeri maalesef o artık aramızda olmadığında anlaşılacak!
Şimdi yalnız başına sobasının yanında oturan ve oldukça sade bir hayat yaşayan bu insanı gelecekte konforlu, sıcak ve lüks konferans salonlarında anacak olmamız;
Ne büyük bir haksızlık!
Ne büyük yüzsüzlük!…
Bu gün bu satırları yazıyorum…
Gelecekte söylediklerim gerçekleştikten sonra bu satırları tekrar görecek olmam ne üzücü…
Cemil BELDER ~ 19-01-2014

 

 

(SND) SAFRANBOLU (ILBARIT KÖYÜ)

RESSAM RECAİ DEMİRSÖZ BİLGİLER

 

KÖYÜMÜZ ILBARIT

Köyümüz Ilbarıt'da Cumhuriyet öncesi, 5 sübyan mualim (öğretmen) varlığını gösterse de ,ancak daha önce askerliğini yapan,Mehmet Özer,1887 doğumulu olup,öğretmenlik mesleğiğini yapabilmiştir.1914 Birinci Dünya Savaşı ve (Seferberlik) ilan edildiğinden, Kardeşi Hüseyin Avni Aksoy, 1892,Amca oğlu Mehmet Ata Doğan 1896,Hacömeroğullarından Ahmet Oğlu,Hasan Fehmi Erden 1895 ve Hacıalioğullarından Mustafa oğlu Hasan Efendi 1891(Çanakkale'de Şehit olmuştur) öğretmenliklerini yapamadan askere çağrılmıştır.Cumhuriyet kurulduktan sonra kendilerine tekrar öğretmenlik verildiğinde,yaşları 30 küsuru geçmiştir ve Mehmet Özer'e yaşı diğerlerinden büyük olduğu için, tekrar öğretmenlik verilmemiştir.Kendisi daha sonra köyden ayrılarak D:Ç:İşletmelerinde,işçi çizelgelerine doldurarak,yaştan emekli olmuş,eşi ile birlikte Karabük Kapulu Mezarlığındadır.Saygı ile anıyorum.Köylülerin bilgisine...

KILBARIT KÖYÜ,KURULUŞ İTİBARIYLA,HACIÖMEROĞULLARI...

Bilndiği gibi,Hacıalioğulları köyün alt kısmı,güney tarafını tercih ederken,Hacıömeroğulları,yine köyün alt kısmı kuzey tarafını mesken tutumuşlardır.Aileler burda zamanla çoğaldıkça,köyün üst kısmına yerleşmeşlerdir.

Hacıömeroğlu Mustafa 1766 doğumlu olup,Dokzangil ve Gardayigili temsil etmektedir.Dokzangil bazında bakıldığında,oğlu Hüseyin 1830 doğumludur.Hüseyin oğlu Ali 1841 doğumludur.Ali oğul Mustafa (Dokzan) 1874 doğumludur.

Gardayigil bazında bakıldığında,Yanıkgil, Abdullah 1796 doğumludur.En büyük oğlu Mehmet,(Karamolla) 1841,Onun küçüğü,Yörük Köyüne içgüveyi girmiş,gerçek ismi kayıtlarda olmadığı için,lakap olarak 'Gümüş' olarak biliniyor.Diğer kardeş Osman 1863 ve Hüseyin 1864 doğumludur.Hüseyin,ilkönce Gardayigilin Mehmet,daha sonra,Ayranconun Ahmet'le evlenen Hemit'in babasıdır.Gardeyigilin bir kolu olan,Yanıkgil söyünmüştür.Bu günkü Yanıkgil'i teşkil edenler,kız elden oğlan elden tanımı ile varlığıın sürdürmektedir.Yanıkgil'in eski ev isi Kuruhüseyingilin üst kısmındadır.Geriye temel duvarı kalmıştır.

Abdullah kardeşi Ahmet 1791 doğumludur ve asıl gardeyigili teşkil etmektedir.Oğlu Hasan 1823 doğumlu olup,Karahasan olarak bilinmektedir.Hasan'ın Mehmet 1819 ve Ömer 1825 iki kardeşi daha vardır.Fakat 1831 kayıtları baz alındığında, Mehmet'in varlığı hakkında herhangi bir bilgi yoktur.Fakat Kulagil olarak bilinen aileye,Gardeyigilden bir Mehmet içgüveyi girmiş olup doğumu,1857 dir.Ömer'e gelince,Aşağı Meyremgil olarak bilinen ve Yakup'un babası olduğu bir realite çünkü,Yakup'un oğlu Karıtlı İbrahim 1855 doğumlu olup,oğluna Ömer ismini vermiştir.Dedim ya 1831 ve 1900 lü kayıtlar arısnda büyük boşluklar var.Dolasıyla bu arayı kapatmakta zorlanıyorum.

Gardeyigil Hasan'a gelince dört çocuğu olmuştur.Sırasıyla Ahmet,İzzet,Ayşe ve Şerife

Ayşe,Akkuşgilden,Mustafaoğlu Halil,Şerife ise Yanıkgilden,Abdullah oğlu Osman'la evlenmiştir.

Hasanoğlu Ahmet 1843 doğumlu olup,sırasıyla Mehmet.Nuri,Abdullah,Hasan ve Fatma isminde çocukları vardır.

Kardeşi İzzet 1852 doğumlu olup,sırasıyla Fatma,Osman ve Beşir isminde çocukları vardır.

RESSAM RECAİ DEMİRSÖZ

Yaşadığım köyümde,çalışma ortamım ve koşullar o kadarda iyi değil.Burda köy hakkında bilgileri müsveddetler bazında önceden hazırlayıp kayıt ediyorum ve bir daha tekrarı yok.İnternetimin yazı çıkarıda olmadığı için,burda verdiğim emek umarım güme gitmez,Hasan Mutlu kayıt altına alıyorum demişti...Umarım alır.

ILBARIT KÖYÜ KURULUŞ İTİBARIYLA           HACIÖEMEROĞULLARI 2. KISIM...

Hacıömeroğlu Ahmet doğumu 1751

Kardeşi oğlu Osman doğumu 1791

Oğlu Mustafa doğumu 1856

Mustafa oğlu Ahmet 1890

" " " Mehmet 1895

Bu sülale Faslıgildir.

Diğer kardeşi Hüseyin doğumu 1796

Hüseyinoğlu Ali 1819

Diğer oğlu Salih 1823 Hacıömeroğlu Hüseyin burada İyipgili temsil etmektedir.Oğullarının akibeti bilinmemektedir.Oğullarının harici ikide kızı olan Hüseyin'in eşinin ismi Sare'dir.Kızlarından Fatma,Musluoğullarından Hüseyin ile evlendirilmiş olup bu evlilikten, Mustafa (Sarımuhtarın Babası) Ahmet (Göde Mehmet'in Babası) ve Kızkerdeşleri Havva dünyaya gelir.Havva Karaşar Mah'den Kistirliçavuş ile evlenmiştir.Sarımuhtarın babası Mustafa Yacı Köyündeki kızına anneanesinin ismi Sare adını vermiştir.

Hüseyin'diğer kızı Hamide'nin üzerine Ayranco Hasan'ın çobanı,aslen Ovacık Göynükören Köyünden olan Eyüp'ü damat alır.Eyüp'ün bu evlilikten,Ahmet 1860 ve Hüseyin 1862 doğumlu iki oğlu olur.Burada Hüseyin aynı zamanda Mahemet Ali Efendi ve Mustafa Remzi'nin babası olup,anneannesinin simini taşımaktadır.Aile günümüzde söyünmüştür.

Ahmet'in ise Hasan 1882

Ramazan 1889

Eyüp 1895 doğumlu üç oğlu olmuş,Hasan ve Eyüp'ün akibeti bilinmemektedir.Kardeş Ramazan askeri gitmeden evlenmiş olup,Hasan 1908 ve Ahmet 1913 doğumulu iki oğlu olmuştur. Ramazan'da Seferberlik döneminde Balkanlarda şehit olmuştur.

Hacıömeroğlu Yahya 1801 doğumlu

Oğlu Ali doğumu 1823

Ali'nin oğlu Mehmet 1901 ve kızları Fatma 1897,Hatice 1907 ve Hanife 1910 doğumludur ve ailenin tek ferdi Nazire Kütükçüdür.Ev yeri Ruşen Aydın,tarafından satın alınmıştır.

Hacıömeroğlu Yahya 1801 doğumlu

Oğlu Ali 1823

Ali oğlu Mehmet 1874 doğumlu olup,sbu aile Kirazgili temsil etmektedir.

Yahya kardeşi Mustafa 1896 doğumlu olup,oğlu Osman (Cırtosman) 1873,Bağlıca Mah.ne iç güveyi gitmiştir Kardeşi Mustafa (Kemaneci) 1864 doğumludur ve Kemanecigil söyünümüş,Cırtosamangil,Bağlıca Mah.de Nuri Işık'gili temsil etmektedir.(Kemaneci)aynı zamanda kardeşi Osmanla birlikte iyi bir keman icracıcı olmakla birlikte,tıp alanında elindeki bir kitapla ilaç üretip,bazı hastalıkları iyi ettiği biliniyor.Evi ise Kirazgilin,alt katta bir odaları vardı.Eşi ile birlikte yaşamını o tek odada tamamlamış.Bilgi Satı Demirsöz)

Hacıömeroğlu Hüseyin 1801 doğumlu

Oğlu Ahmet 1826 doğumlu olup,lakabı onbaşıdır.Eşi Çıraklar köyünden olup,çocuğu olmadığı için söyünmüştür.

Hasan (Ayranco) 1828 doğumlu olup,Mehmet ,1852 Mehmet Kahveci Mustafa'nın babsıdır.,Ahmet 1869 ve Emine isminde üç çocuğu vardır.

Yahya oğlu Ali 1822 doğumludur.Oğlu Satılmış 1880 doğumludur.Satılmış oğlu İsamil (Sotiri) 1897 ve Kardeşi Hamza 1898 doğumludur.Aile Aligülü temsil etmektedir.

Hacıömeroğlu Hasan 1803 doğumlu,

Oğulu Süleyman 1862 doğumlu

Süleymanoğlu Ahmet 1881 doğumlu

" " Hasan 1891 doğumlu,olup bu aile Eminegili teşkil etmektedir.

Küçük bir hatırlatma,bazı babalar ve oğular arasında uzunca bir yaş farkının olması,eğer baba askerlikten sonra evlenmiş olup yaşının 30-35 sınırına gelmesindedir.Çünkü askerlik süresi osmanlıda oldukça uzun olduğu bilinmektedir.

Yine bir hatırlatma,bu yaptığım çalışmayı anında kayıt altına almayın,bir kaç gün içinde üzerinde eklemeler yapabılıyorum.Saygılarımla

 

SOFTAGİL DAHA ONCE LAKABI       KADIOĞULLARIYMIŞ

kadioğlu mehmet doğum 1791
oğlu mustafa (softo) doğum 1813
mustafa kizi şerife,mustafa ve ayşe'den olma doğum 1842, şerife musluoğullarindan emin'le evli olup mehmet isiminde 1856 doğumlu bir oğlu vardir. (dedem)
mustafa oğlu ismail (hotuz)1845 doğumlu

mustafa oğlu ahmet (pehlivan) 1852 doğumlu,ayri ev yaptirarak,softagilden ayrilmiştir.

mustafa kizi hanife 1859 doğumlu olup,ilbarit köyünde (döndügil)de salih ile evli olup,bu evlilikten akif isminde 1892 doğumlu bir oğlu vardir ve sarikamiş harekatinda donarak şehit olmuştur.

ismail oğlu hüseyin,ismail ve sultan'dan olma 1879 doğumlu

ismail oğlu mustafa 1886 doğumlu

ismail kizi ayşe 1874 doğumlu olup,ilbarit köyünde (haşimgil)de evli olup,şükriye,ibrahim,fatma ve ali isimnde dört çocuğu vardir.ali hasan mutlu'nun anne tarafindan dedesidirve ayni zamanda halamin eşidir.

ismail eşi sultan hasan ve hatice'den olma 1847 doğumlu

hüseyin eşi rahime mehmet ve ayşe'den olma 1870 doğumlu

mustafa eşi hanife mehmet ve hamide'den olma 1881 doğumlu (anneanneniz ve hacilarobasi köyünden)

hüseyin oğlu mehmet 1894 doğumlu

" " " ismail 1901 "

hüseyin kizi ayşe 1896 "

" " " saide 1897 "

hobu,dayinin doğumunu bilmiyorum elimdeki en son kayit 1908 tarihine kadar tutulmuş,olup anneniz 1922 doğumlu.

RESSAM RECAİ DEMİRSÖZ

BİR ANEKDOT...

'Dokzangil' ve bu çağrışım nereden geliyor.Eskiden köyde beş on yıl geçmeden büyük kıtlıklar olurmuş.Ne tarlada ekin,ne bağ ve bahçede meyve...Yine böyle bir yıl,baba Ali Köy Odasının kapısından girer. Köylüler Ali'nin yüzüne bakarlar,Ali oldukça mutsuzdur.Ne olduğunu sorarlar.Ali bir oğlum oldu o da kıtlığa denek geldi der. Köylüler üzülme her şey hallolur.Birbirimize yardım ederek bu zor günleri aşacaz derler. Babada az da olsa umut belirtileri doğar. işte 'Komşu komşunun külüne muhtaçtır' bu anların göstergesidir.Yıl rumi 1290,miladi 1874 dür.Dokzangil çağrışımı buradan gelir. Asıl adı Mustafa olan Dokzan,askerlik dışında gurbete çıkmaz.Çünkü yer zenginidir.Hacılarobası Bağlarından,Tabakevi Suyuna kadar o araziler onundur.Hatta Akkuşgil,Değirmecigil ve Güdükgil Ali özdemire bağ yerlerini o satmıştır.Hatta Değirmencigil,orta Mah'deki ev yerinide Dokzangilden almıştır.Dokzan geçimini tarım ve ustalıkla karşılar.Köye ev yapımına gelen,o zamanların Gayaza (İncekaya) köyünden Mustafa usta,mutlaka Bağlıca Mah'den İbramusta ve Dokuzanı yanına alırmış.İleri derecede sigara içen Dokuzan,bir kaç gün sigarasız kalır.eskiden pamukluenteri denilen,giysiler vardı.Bizim çocukluğumuzda yaşlı kadınlar giyerdi.Dokzan enterinin astarını söküp,bir miktar pamuk çıkarıp,bir kağıta sardıktan sonra ateşleyip bir nefes aldıktan sonra,büyük oğlu Satı'yı yanına çağırır.Bak oğlum bu meret yüzünden yeri yurdu sattım.Bu mereti ne sen iç nede kardeşlerine içir der.Kardeşleri Hasan (Kamyon) ve Mustafa Sabri'dir ve Dokzan,köyden Toprakcuma'ya giden komşusuna,bir miktar para verir.Bana bir kilo tereyağ al der.Komşusu teryağı getirir.Dokzan tereyağnın bir kısmını,tavada ertir ve yufka ekmekle bandıra bandıra yer ve bu son yemeği olur 1938 yılında 64 yaşında hayata veda eder.Dokzan aynı zamanda Sarımuhtargil'den evli olup,Sarımuhtarın eniştesidir.Yıkılmaya yüz tumuş Dokzangilin evni Hamide Uysal tekrar hayata kazandırmıştır.

RESSAM RECAİ DEMİRSÖZ

BİR ANEKDOT...

3.Nisan.1937 tarihinde, Karabük Demir-Çelik İşletmeleri,kurulduğunda bizim Ilbarıt Köyünden,yaklaşık 40 kişi,fabrikaya iş başı yapmış. Fakat,insanların iş bilinci ve her gün iş kazalarında hayatını kayıp edenleri gördükçe,hemen hemen bunların tamamı,bir bir burayı terk etmiş.Örneğin Karabacakgilin Topala (Mehmet Vural)usta olarak işe başladığı halde,iş bırakmış.Bakmış olacak gibi değil,Karabük Çıraklık okulunu kurmuşlar ve burdan mezun olanlar,daha gevenilir bir şekilde,işe başlamalarına rağmen,1946 yılında Karaşar Mah.den,Satı Mehmet Kara,kendisi elektirik teknisyeni,elektirik arızasını giderirken,bir işçinin inik şarteli kaldırması sonucu,380 volt elektiriğe kapılarak hayatını kayıp etmiştir. Çıraklık okuluna köyümüzden girenler,Mehmet Oğlu,Hikmet Özer,daha sonra,o da fabrikadaki işini bırakıp,Ankara'da bulunan Devlet Basım İşletmesinde çalışmıya başlamıştır.Mustafa Oğlu (Kiraz) Mehmet Esen,okulu bitirmediği çin,babasına gelen vekalet ücreti yüzünden,babası tarafından azarlandığı için,buraları terk edip,Zonguldak-Üzülmez Bölgesinde TTK'ü İşletmelerinde çalışmış olup,orda vefat etmiştir.1972 yılında bir kez köye gelmiş olup,kendisini görmüştüm. Ramazan Oğlu (Cici-Bey) Fabrikada teknisyenken geçirdiği kazada hayatını kayıp etmiştir.Daha sonraları,Demir Çelik İşletmelerine köyümüzden,bir çok kişi girip burdan emekli olmuştur,eskisi kadar kolay olmasa da.

RESSAM RECAİ DEMİRSÖZ

Ilbarıt Köyünden bakınca,kuş uçumu Şeremetdoruğu oldukça yakın gibi görünür.Dün köyden yola çıktım,Çardak kaya,Dabazavlasınınbaşı ve Ortaineceği parelel yürüyerek,baş aşağı yürümeşe başladım.Bilindiği gibi 90 larda Orman Kadostora geçtikten sonra buralar ağaçlandırılmıştı.Kızılçam diktiler,fakat bunlar bir süre büyüdükten sonra,şimdi kurumaya yüz tutmaya başlamışlar,fakat aralarında bölgeyi seven karaçamlar yetişmekte,neyse bu yol bir saat sürdü,sonra Yeniyolu tırmandım,bir düzlüge gelince Ilbarıt Köyünü uzun uzun seyrettim.Köy uzaktan derli toplu,bembeyaz evleri ile ihtişamlı görünsede,köydeden derler ya çıt çıkmıyordu.Yörüyüz esnasında,Ortainecekle,Yeniyol arasında büyük tarlalar açılmış,tarlalara toprak kaymaması için,neredeyse bir otomobil büyüklüğünde taşlarla setler çekilmiş.Taşların her biri yarım ton ağırlığında,,,

Bizim o tarafta tarlalarımız olmadığı için,o bölgeyi fazla tanımam.Fakat, köy tarlaları yeterli olmayınca, geçmişteTepedağ mevkiine tarlalar açılmış,fakat bu kez tarlalardaki ekinleri köye ulaştırmak zor olduğu için,ekinler Haramanlar Mevkiine taşınarak,burda sürülüp tınarları savrulduktan sonra,atlarla eşeklerle,saman ve taneler köye taşınmış. Daha sonra,baktılar olmuyor ilkönce Akyolu ve daha sonrada Yeniyolu açmışlar,Ortainecek ise,at ve eşeklerin yük taşıması için daha sonraları açılmış.Tüm bunlar yaşamın hiçte kolay olmadığı anlar ve zor günlerki...Hatırlıyorum benim çocukluğumda Tepedağı halen ekilirdi ve günde,eğer yola erken koyulursan iki kağnı arabası deste veya bir araba getirebilirdin.

Not.Geçen yıllarda Ankara,Üniversitesinden Pof.Ve Doçent konumunda öğretim görevlilieri gelmişti.Şeremetdoruğunu sordular,bende köyden gösterdim.Görünüşte onlara yakın geldi.Bize kılavuz olurmusun dediler,neyse cipe dolduk,gidiyoruz gidiyoruz,Şeremetdoruğu gelmiyor,yakın görünüyor,ama uzukmış dediler.Bilim adamları,Soğanlıçay Taşını inceliyorlardı,ellerinde çekiç,taşları kırıp torbalara doldurup,incelemek üzere Ankara'ya getirdiler.Bu arada Karabük,Üniversitesinden,Arkologlar geldi,birbirlerine sorular yönettiler.Arkologlar,Safranbolu'da Kaya Mezarlarına rastlamadıklarını söyleyince,Ankara'dan gelen bir prof. Safranbolu'nun taşları Kayamezarlarına uygun değil yanıtını vermişti.

Bir şeyler değer kazanması için,ilkönce manevi değerler önemini koruması gerekiyor.Köyümüz adına şöyle geriye baktığımızda,1920 doğumlulardan sadece dört beş kişi kalmış.Kaldıki Ilbarıt Köyü içi boş bir köy değil,Ilbarıt Köyüne 'Köy Mektebi' alt katındaki köy odası,camiiden önce yapılmış.Dolasıyla köyde öteden beri eğitim almış bir kuşak mevcut...Köye aslen Bulgaristan,Filibe doğumlu Mehmet Cemil Efendinin gelmesi ile kız çocuklarıda eğitim altına alınmış,o dönemin kadınları hemen hemen okur yazardı,benim tanıdıklarım kadarıyla...Daha sonra,köy çocuklarından bazıları, o yılların okulu olan medrese eğitimine gönderilmiş ve sıpyan (çocuk)eğitimi için okul belgeleri verilmiş.Cumhuriyet kurulduktan sonra ise Atatürk bu açığı öğretmen açığını kapatmak için,tekar bunlara öğretmenlik ünvanı vermiştir.Yalnız,Kadir Özerin babası Mehmet Özer diğerlerinden yaşı büyük olduğu için,başvurusu kabul edilmmemiştir.Hatta yaşı biraz küçük olanlara,öğretmenlik diploması verilmiştir.Örneğin Mehmet Ata Doğan,1896 doğumlu,kendisine 1926 yılında diploma verilmiş,30 yaşında ilk görev yeri,Eflani Yağlıca Köyü...Hasan Fehmi Erden, 1895 doğumlu,kendisine öğretmenlik belgesi 1929 yılında verilmiş yaşı 32 olup,görev yeri,şu anda Bartın'ın ilçesi olan Ulus'un Kumluca beldesi.Hüseyin Avni Aksoy, 1892 doğumlu,kendisine öğretmenlik belgesi 1928 yılında verilmiş,yaşı 36 olup görev yeri,Safranbolu,Davutobası Köyüdür.

RESSAM RECAİ DEMİRSÖZ

Ilbarıt,köyünden yeni ve soğuk bir güne merhaba derken,şöyle geriye doğru bakıyorum. 1879 yılında doğanlardan itibaren hatırlıyorum.Örneğin Maylaş,Güdüğün Seyini, Kuruseyingilin Hanife, daha bir çokları,yaşam acıları ile yoluna devam ederken,1920 lerde doğanlardan bir kaç kişinin kalması ve zaman çarkları arasında,insanların nereden nereye sürüklendiği bir realite,geleceğe doğru yol aldığımzda ve an gelecek Ilbarıt Köylüsü artık akrabalık dışında birbirlerini tanımayacak.Örneğin Meyremgilin Kara Mehmet,Mehmet Günal'ın İbrim yani ibrahim adında bir kardeşi vardı,sorsam belki akrabalarının dışında hiç kimse tanımaz.İbrahim Ünal, biri Günal soyadını alırken,diğeri Ünal soyadını almış.1929 yılında,Şükrü Kaya,Mustafa Algan ve Ahmet Demiralp'le birilikte Kastamonu Öğretmen okulunu bitiriler ve tayini Amasaya,Gümüşhacıköye çıkar ve emekli oluncaya kadar orda yaşar.İbrahim Ünal'ı iki kez gördüm.Bir 1960 yıllarında köye gelmişti.En son eniştemlerin,İstanbul,Sultanahmet'deki evlerinde.Eniştem Ömer Günal,yeğeni olur. İstanbul'da oturan İbrahim Günal'n kızı,beni televizyonda izlemiş,yeğenlerime ille dayınla beni tanıştır,ondan çok şey öğrenmek ibtiyorum demiş.İbrahim Ünal 1908 doğumludur.Bildiğim kadarı ile mezarı memeleketinden uzak,İzmir'dedir.Bu günün anekdotuda bu olsun.Herkese selamlar.

RESSAM RECAİ DEMİRSÖZ

Safranbolu'ya indiğimde bir iki köylüyü görmek dahi insanı mutlu ediyor.Sabahın ilk saatlerinde,çalıştığı iş yerinde Hakan Özlü'yü ziyaret ettim.Hakan Özlü benim kuşağım değil,ama bana köy hakkında sorular yönetiyor,hemde müşterilere bakıyor.Abi Doruğun Ali kim? Ben gençlerin birbirini az çok tanıdığını sanıyordum,malesef artık tanımıyor.Birde abi köy eski haline dönebilir mi?Sorusuydu.

Artık köyün eski haline dönmesi biraz zor.İnsan yaşamında üç faktör çok önemlidir.Hava,su ve toprak...Şu anda ılbarıt'daki son sularda çekilmek üzere,Hadi toprak eskisi kadar ekilip biçilmiyor.Kova yanı üç kere kar yağıp erimesine rağmen,halen sebilden akmıyor.Aşağıpınar hemen hemen aynı,Asma Mezarlığa akıyor,oda oldukça azalmış vaziyette...Gülpınarı sıcaklar bastırınca kesiliyor.İşte böyle bir süreç yaşamaktayız.

Hadi köydeki evler insanla doldurulsun,bu kez insanları yaşama bağlayacak alternatifler yok...Uzun süre sonra insanlar kafayı yer.Ben tek başıma yaşıyorum,ama günde bir sürü alternatif üretiyorum kendimce...Örneğin her gün Çerçen Aşçıoğlu mah.yanına kadar 7 gidiş 7 dönüş 14 km.yürüyorum.Çünkü yapacak başka bir şey yok.Avni Bey demişti,Recai artık bizim nesilden başkaları,bundan sonra biribirini tanımayacak diye...Nitekim öyle...Yinede umut kesilmiyor.Belki ileriki günler bir şeyler gösterir.Herkese selamlar.

RESSAM RECAİ DEMİRSÖZ

Şehir yorgunluğu ve benim tanımlamamla,artık fazlada derinliği olmayan yaşam biçimi...Nedeni;bir apartmanda yaşıyorsun,kimse kimseyi tanımıyor.Hadi tanıdı diyelim,kültürler ve fikirler uyuşmuyor.Yaşam denilen şey,ister istemez insanları bir yerlere sürüklüyor.Çünkü asırın hastalığı denilen 'Stres'insanları kuşatmış vaziyette.Bir gün öncesi,Hamdi Sarı ve arkadaşları vardı.Dünde Hasan Mutlu ve arkadaşları geldi.Sabah Kovayanına suya gittim.Öz Konağının yanında beyaz bir araç gördüm.

Dün yine konuştuk,Hasan Mutlu,köy hakkında bir kitap yazalım dedi...Şöyleki,kitap yazmak o kadar kolay değil.Bir yığın müsvedde hazırlayacaksın.Derinlemesine köyün tarihi dokusundan yaşam biçimine irdeleyeceksin.Çünkü bu gün olmasada,köyün geçmiş bir derinliği var.Bu gün bakıyorsun her şey yüzeysel.Teknoloji denilen şey yaşamı kolaylaştırmış,ama aynı zamanda reel yaşamı da ortadan kaldırmış.Dolısıyla,köyün derinliğinide şu anda benden başka bilen yok.Karşıma 100 bilemedin 150 yıllık birisini çıkarmanız gerekiyor.O 100 yıllık veya 150 yılık birisi bir şeyler biliyorsa tabii...Fakat ben 64 yaşına girmişim ve fiziki olarak 1959 yılından bu güne, gözümün önünden geçen bir takım şeyler hafızamda.Bunun yanında,reel yazılı belgeleride,az çok analiz ettim,örneğin şu an babam Satı Demirsöz'den öndeyim.Öndeyim derken ondan çok şey öğrendim.Babam,Kuruseyingil'le,geçmişte bizim ortak evimiz olduğundan bir haberdardı,ama Kuruseyin'in bizim atamız 1751 doğumlu Ahmet'in oğlu olduğunu bilmiyordu.Terddütlüydü.Bende onu bunu her ne kadar 1831 yılı kayıtı olsada,2 asır diyorum.İki asır olması için 11 yıllık bir fark var,oda büyük bir fark değil.Çünkü bu gün köyün en büyük aile dağlımını yaşamış,Hacıömeroğulları,1831 yılında iki sülale olarak görünüyor.Yinede ben bu sayfada,hafızamdaki birikimleri yazmaya devam edecem.Hasan Mutlu ilede aynı kanıya vardık.İlerde eğer toparlayabilirsek,kitaplaştıracaz.Saygılarımla...

 RECAİ DEMİRSÖZ

Şöyleki,insanlar insanları dış cepheden tanımaya kalkar ve hiç kimse kimsenin iç dünyasını bilmez ve de bilemez.Kimi insan vardır,sürekli kendini ve çevresini met eder.Fakat bu insan bilmez ki kendi kendini batırdığını... .Uğur Mumcu,alaylı ve dünyanın en büyük araştırmacı gazetecileri arasındaydı.Kendisini tanıma şansım olmadı.Sürekli şu tümceyi kullanrdı. 'Bilgi sahibi olmadan,fikir sahibi olunmaz.' Dolasıyla Ilbarıt Köyü,geçmişi ve bu günü ile basite indirgenecek bir köy değildir.Düşünün bu köy ilk olarak köyde 'Köy Mektebini'kurmuş ve okur yazarlığa ulaşmış bir konumda.Dolasıyla bu köyde,bir yığın insan,mantık yürütübilme erdemine,asırlar öncesi ulaşabilmiş.Bilim buna kavram diyor.Ben 40 yılıdır fiili olarak resim yapıyorum.Bu günü kadarda küçük desteklerle ayakta kalabildim.Bu güne kadarda okuduğum kitapların artık sayısını bilmiyorum.Dün köyde olan Mehmet Tangül,ellerini çatı yaptı.Mithat Demirsöz'le sen aynı noktadasın dedi.Bu onun görüşü.Mithat Demirsöz beşikte iken ben çoktan ilkokula yazılmıştım ve Mithat Demirsöz ikizdi.köy yeri doğduktan sonra zatüreye yakalandı ve vefat etti henüz bir iki aylıkken.İsmide Hikmet'di.Avlu kapısının önüde şaşın şaşkın duruyorum.Alagöz amca elinde bir kazma birde kürekle evden çıktı.Gel benimle dedi.Peşine düştüm köy mezarlığına vardık.Hemen ziyaret yerinin batısında boş bir yeri kazmaya başladı.70,80 santim uzunluğunda bilemedin,40 50 santim derinliğinde bir mezar.Sonra kardeşim,bir kaç kişi eşliğinde,büyük abim Mehmet'in koltuğunu altında taşınarak defnedildi.Şu anda mezar kayıp gibi görünsede,yerini halen biliyorum.59 yıl geçmiş.Mezari sürekli taştan yaptım ,ama taşlar alındı.Köy öğretmenimize gelince...Öğretmenimiz,Köy Enstitüsü mezunu,Kabtamonu'nun araç ilçesinden,piskopatın teki Hikmet Kayalı idi ve öğrencilerini eski bir maşa kanadı ile döverdi.Düşünün 40-50 santim uzunluğunda 8.lik bir demir parçası.Bir ara Hüseyin Tiryaki,adında yine Kastamonu ili Azdavay ilçesi nüfusuna kayıtlı,oda Köy Ünstitüsü mezunu bir öğretmen,daha verildi.O yıllarda 80 yakın öğrenciler,1,2,3 ve 4,5 sınıf olarak ikiye ayrıldı.Hüseyin Tiryaki, Hikmet Kayalı'danda beterdi.Hatıpgilin Hanım kızın saçlarını çekince,saçları kökünden söküldü elinde kaldı.Akkuşgilin Halime kızı topal etti,zavallı kız bir süre topal yaşadı ve bu öğretmen yarı yıl tatili olmadan okuldan alındı.Daha sonrada Hikmet Kayalı köy muhtarı tarafından köyden kovuldu ve Safranbolu,Milli Eğetim Müdürüde,Kastamonu ili araç ilçesindendi. Osman Acar,neredeyse iki yıla yakın köye öğreten atamadı.O günleri hatırlayanlar için bir anekdot.

RECAİ DEMİRSÖZ

Safranbolu,1831 Nüfus Kayıtları,yapıtı Karabük Üniversitesi'nden üç tarih hocası tarafından, Osmanlının Ankara'daki arşivinden çıkarılmış ve buna bağlı o yıllara ait bazı belgelerde kitaplaştırılmıştır.Bu kayıtlardan yola çıkarsak,ardan geçen 189 yıl yani iki asıra yakın bir zaman,ben bu yapıttan birilerinin bir şeyler anlayıp algılayacağını sanmıyorum.Bir kere köyümüzde geçmiş nüfusa ait insanların artık 1920'in sonuna gelmesi ve geçmişe dair soyağçlarının olmaması göz önünde bulundurulursa,mutlaka elimizin altında,bilgilerin olması gerektiğine inanıyorum.Yukarıda sözü edilen yapıt dağıtılmaya başlandığında,Selami Alkan Hocanın eline geçmiş ve beni aradı.1831 yılında,köyümüzün nüfusu 300 civarında filan dedi.Daha sonra ben bu yapıtı alıp incelediğimde,evet ortada bir nüfus kayıtı var,ama kadınların esamisi yok.Sadece her hanenin o yıllarda yaşayan erkekleri kayıt altına alınmış.Bu sayım Padişah 2.Mahmut döneminde yapılmış.Padişahı iki şey ilgilendirmektedir.Bir asker,birde Anadolu insanın üzerine yüklediği ağır vergiler.Bir örnek verecem,Ilbarıt Köyünde Hacıhamzaoğlu diye bir esami var.Karamuhtargil...1831 kayıtlarda 9 tane erkek var ve zamanla bu sülale bitmiş,Karagaşgilden Kuruoğlan,Hüseyin Avcı Hecelligilden Ayşe Özen alınırak o evin bacası tüttürülmüş.Artı Karamuhtar 40 sene muhtarlık yapmış ve Yukarı Keleşgilin evide,onun misafirhanesi,bir ara Acamuğun Kardeşi Kel Kadire geçmiş.Kel Kadir'in 5 oğlu varmış onlarda bitince,ev Acumukgile geçmiş,Acumukta,evi Keleşgilin İbrahim Yılmaz'a satmış

ILBARIT KÖYÜ...YEMEN...BALKANLAR VE DİĞERLERİ...1800'LÜ YILLAR.

Şöyle bir giriş yapmak istiyorum.Köyde bazı esamiler,hacıoğulları diye başlıyor.Osmanlı döneminde,Anadoludan hacca gitmek o kadarda kolay değil.Örneğin bizim köyden biri diyelim yaya yola çıktı,en az bir yılını yolda geçirmesi gerekiyor.Dolasıyla geçmişte Ortadoğu bu kadar kaos içinde değilken,bizim köyden ilk hacca gidenler otobüslerle gittiler ve gece gündüz molalarla yol almak suretiyle,7 gün 7 gecede ancak ulaşabilmişler.O halde bu hacı esamileri,ya Yemen'de askerken,yada bir tama ad olarak kullanılmış.Kesin bir bilgi yok...Örneğin Hacıömeroğlu,Hacıalioğlu,Hacıhamzaoğlu ve Hacışabanoğlu gibi.Kaldıki onca erkek nügusa sahip olmalarına rağmen,Hacıhamzaoğlu,aynı zamanda bu sülalenin bir kolu,Bağlıca Mah.dir veHacı şabanoğlu iki sülale olmasına karşın bu gün söyünmüştür.

Elimin altında bir bilgi var.Tavşancıoğlu,Abdullah,köy kayıt defterine,anne ve baba adı bilinmediği çin geçilmemiş,rumi 1242 miladi 1826 doğumlu...Fakat bu kişi adına bir bilgi aktarılmış...Trablusgarp,merkezinde telgraf çavuşu bulunmaktadır.Kardeşi İbrahim rumi 1255 miladi 1839 doğumlu,tabiki bilinmediği için anne baba adı kayıtta yok ve Tavşancıoğlu Hüseyin zevcesi (eşi) Ayşe, baba Salih, anne Hanife rumi 1268 miladi 1852 doğumlu ve bu aile söyünmüş olup,Elişgilin Karaoğlan olarak bilinen Mehmet Öztürk'diğer kardeş Sarıoğlan diye bilinen, abdullah öztürk'ün kardeşi, Tavşancıoğlunun en son kuşağı Hüseyin ve Ayşe'nin damad olduğu çin bu eve yerleşiyor.Yukarıda sözü edilen Abdullah,yani Turablusgarp'da çavuş olan,bir kızı oluyor oda Göde lakaplı,Ahmet Yıldırım ile evli olup,Ahmet Yıldırım'a o yıllarda aileye sahip çık diye,Tarablusgarp'dan para gönderiyor.

Yemen,Ilbarıt Köyüne binlerce kilometre uzaklıkta,fakat ılbarıt Köylüsü o günün koşullarında Yemen'e asker olarak gönderiliyor.Örneğin Sarımuhtar Lakaplı,Hüseyin Yıldırım. Rumi 1291 miladi 1874 ve 1959 yılında vefat ediyor.Annemle Sarımuhtargile gitmiştik.Sobanın kenarına oturmuş,yufka ekmeği ıslayarak sobaya yapıştırıyor,daha sonra kıtır olan ekmeği yiyor.Ben oturduğum yerde merakla ablak yüzlü bu kişiyi izliyorum,fakat dşarılarda dolaştığını hatırlamıyorum.

Hüseyin Yemen'de askerken,açlıktan çiy kabak yiyor ve fenalaşıyor. Bir İngiliz doktor midesini yıkıyor ve iyiki ölmemişsin diyor.Çünkü çiy kabak,çiy yendiğinde bir insanı öldürebiliyor.Kısaca Hüseyin Yıldırım, Yemen'den sağ salim geliyor.Hatta cumhuriyek kurulduktan sonra,babamlarla birlikte,Bartın,Safranbolu yolunda ve Ahmetusta mevkiinde yol çalışmasında çalışıyor.

Amcam Hasan,askerlik yeri Yemen ve gönüllü gidiyor.Bir anekdot,eğer o yıllarda,Yemen'e gönüllü gidersen,askerlik en az bir yıl kısalıyor.Çünkü Yemen'de ısı yaz aylarında,45-50 dereceye kadar çıkabiliyor.Gönüllü gittiği Yemen'den köye mektup yazıyor ve birde şiir 'Bir kurtulsam şu Yemen elinden/Su içsem Tabakevi'nin gölünden.'O yıllarda Tabakevi suyu henüz köye gelmemiş ve Tabakevinde bir göl halinde.Amcam Rumi 1305 miladi 1889 doğumlu olup,1914 Birinci Dünya Savaşında,tekarar 'seferberlik' sırasında askere alınıyor.Diyarbakır'd şehit düşüyor.Tek tanık Maylaş (Mehmet Koç) yani köylüsü...Akşam hastaneye yatırdık,sabah bakmaya gittiğimde,vefat ettiğini söylediler diyor.1918 yılındada köye künyesi geliyor.

Balkanlar,Ilbarıt Köylüsünün en çok askere alındığı bölge...Çünkü Osmanlı o yıllarda doğuyu pekte önemsemiyor.Örneğin bir Ilbarıt'lının Erzurum'a ulaşması zor.Balkan'lara Tren ve gemilerle asker bir şekilde ulaştırılıyor.Örneğin dedemin babası,askerlik yaptığı yer;Bulgaristan,Varna...akerliğe gittiği tarih,1856 döndüğü tarih,1874 dört 18 yıl dile kolay,dedem beşikteymiş,döndüğünde eşine bu kim diye sormuş.

Dedem,yine Balkanlar gezici asker,Tuna Nehri boyları.Göde Mehmet'i Yunanistan,Yanya rumi 1307 miladi 1891 doğumlu olup,Safranbolu'da aynı zamanda tıp doktoru olan,Ali Yaver Ataman'ın seyisliğini yapmış...Ali Yaver Ataman,doğum tarihini bilmiyorum.1956 yılında vefat etmiş,aslen Kafkasya, Şeyh Şamil soyundan olup,o yıllarda tıbbı nerede okuduğu bilgim yok.Safranbolu Devlet Hastanesine,atanmış ve burada evlenmiş,ilk çocuğu aynı zamanda müzikolog olan oğlu,Sadiyaver Ataman 1906 yılında babasının görev yaptığı Yanya şehrinde dünyaya gelmiştir.

Elişgilin Sarıoğlan Abdullah Öztürk,doğum tarihi rumi 1287 miladi 1871 askerlik ettiği yer,Teselya,Yunanistan.

Not.elimin altında olan bilgiler.Her kesi tek tek yazma şansım yok.Bunları Hasan Mutlu bir yerde toparlayacam ve sonra kitaplaştırırz dediği için yazıyorum.Çünkü bilgisayar oldukça ağır hareket ediyor,ben yazdıktan bir kaç saniye sonra kelimeler ortaya çıkıyor..Birde atölyem soğuk uzun süre çalışamıyorum.Hoşça akıln.

RECAİ DEMİRSÖZ

Saygıdeğer köylülerim.Buraya yazdıklarım yazıların tamamı kafadan atma değil.Mantıksal değerlere ulaşıyorum ve yazıyorum.Örneğin,birisi bir şey paylaştığı an anında balıklama atlayanlar oluyor.Hasan Kaya,1831 nüfus sayımını paylaşmış.Ömer Öztürk,bizim sülaleyi bulamadım diyor.Yahu bir kere,Elişgilin,Sarıoğlan,1831 sayımından 43 yıl sonra dünyaya gelmişki,o sayımda belki dedesi dahi yok.Dolasıyla beni en çok yıpratan,1831 sayımı ve elimin altında bulunan 1900'de kayıt altına alınmış,köy kayıt defteri arasındaki boşluk,69-70 yıl gibi bir zaman.Ilbarıt köyüne gelenler,belirgin 1700 yılların ortalarından itibaren ve ilk gelenler,köyün alt kısımını mekan tutumuş ve ben bunları zamanla açıklamaya çalışacam,kim kimden ayrılmış.Kaldıki düşünmeden pat diye bir şey yazılmıyor.Kulaktan duyma bilgilerde,benim fazla işime yaramıyor.Zaten ben bir babam Satı Demirsöz'e inandım.Çünkü derinlemisine çok şey biliyordu ve onunda yanıldığı yerleri düzeltmeye çalışıyorum.Saygılarımla.

ILBARIT KÖYÜ KURULUŞ AŞAMASI , İLK AİLELER VE AİLELERİN DAĞLIMI...

Ilbarıt Köyü ilk kayıtlar,Hacıhamzaoğullarıdır.Bu aile İlbarıtta iki hane ve Bağlıca Mah.de bir hane olmasına karşın,zamanla söyünmüştür.Bu aileden sonra,Hacıalioğlu esamesi okunmakta ve aile ilk olarak iki hanedir.

HACIALİOĞLU OSMAN, 1761 DOĞUMLU...

HACİALİOĞLU MUSTAFA 1756 DOĞUMLU...

HACIALİOĞLU OSMAN OĞLU HÜSEYİN 1776 DOĞUMLU

DİĞER OĞLU ÖMER 1791 DOĞUMLU...

Aradan geçen bunca zaman baz alındığında ve kim bunlar denildiğinde insan ilk önce bocalıyor ve torunlardan Abdullah'tan yola çıkıldığında,1806 doğumlu sözü edilen Abdullah kim? Abdullah, köyde Havaşgil'den Aliosman'ın dedesi ve Fısfıs Hafız Mehmet Mutlu'nun dedesi.Abdullah'ın iki oğlu oluyor.Hasan, Aliosman'ın babası ve Kör Emin lakablı, Fısfıs Hafız ve kardeşi Abdullah'ın babası...Hasan'ın aynı zamanda iki kızı vardır.Burda kayıt altında olmadığı için lakabı ile yazıyorum Gıdı kız,Safranbolu'da bir demirci ile evlenmiştir.Diğer kızı Sarıyan köyündedir.Hasan,yukarı Meyremgilden Abdullahın kızkardeşi ile evli olup,aynı zamanda,aşağı Meyremgilden Karıtlı ibrahim'le bacanaktır.

Diğer torunlar,sırasıyla Memiş, İsmail, Emin ve Osman'dır.

Örneğin Elişgil bu torunlardan birinin oğlu Ali ile ilintili olup,Ali'nin kimin oğlu olduğu hakkında kayıtlı bir bilgi yoktur. Ali'nin Mehmet (karaoğlan) 1867 ve Abdullah (sarıoğlan) 1891 doğumlu iki oğlu vardır.

Yine aynı sülaleden Güdükgil'in 1831 yılından itibaren reel kayıtlarına 1900 yıllarda rastlandığı için,Baba Ömer'den olma,Havva 1878,Hüseyin 1879 ve Ali 1889 doğumlu üç çocuğu vardır.

Torun Osman, Osman 1830 doğumlu olup,Osmançavuşgili temsil etmektedir.Osman Çavuş'un sırasıyla,Hüseyin (Katırcı) 1862,Mustafa 1865 ve Mehmet 1868 doğumlu üç oğlu vardır.

 

RECAİ DEMİRSÖZ

Dün Şubat,ayının son günüydü.Her zaman olduğu gibi,yürüyüşe çıkıyordum,bir telefn geldi.Abi köydemisin seni ziyarete geliyoruz.Yürüyüşe ara verdim beklemeye başladım.Yarım saat sonra geldiler.Beni arayan,annesi ve üç bayan...Kendileri yaklaşık 20 yıldır buraya sürekli misafirlerini getirirler.Aslında Hatay'lılar.Doğal olarak köyün konumunu sordular,anlattım ve eski adının Ilbarıt ve şimdiye kadar,Ilbarıt'ın ne anlama geldiği ve hatta ülkede bulunan,43 bin köyün içindede tek çağrışım olduğunu...Tabiki 'müze' gezildi.Yaptığım resimler hakkında bilgi aldılar.Şöyle bir tanımlamada bulundum.'Resim yapana genelde ressam ve asıl kavram sanattır.Ben sanat yapıyorum,ama beni bu güne kadar hiç kimse görmedi.Şu anda da ülkede sanat öldürülmüş vaziyette...Sonra buranın anı defteri var ve bu gün Şubat ayının son günü,yani 29'u artık dört sene sonra 29 olarak görecez,bir şeyler yazın dedim,genelde buraya gelenler,anı defterine bir şeyler yazmamayı tercih ediyorlar,yoksa yazılmış olsaydı,birden çok defter dolacıktı.Çünkü artık insanlar kitap vs.i okumudıkları için,bir anlamada yazmayı unutmuş vaziyette...Varsa yoksa akıllı telefonlar.

Bayanlardan birisi defteri açtı yazmaya başladı.Bu sabah okudum.'Güzel bir köyün vetarihini görmektenmutlu olduk.Burada kendi çabalarıyla bu güzellikleri yaşatan,Recai Demirsöz beyefendiye emekleri içinteşekkürler,duyarlılığından dolayı tebrik ederim. 'Sevgi Çavur'

ILBARIT KÖYÜ...KURTULUŞ SAVAŞI  1920'Lİ YILLAR.

Kurtuluş Savaşı,Atatürk'ün Samsun'a çıkışından sonra,sırasıyla yaptığı Erzurum ve sivas kongerelerinden sonra, 27.Aralık .1919' da ankara'ya gelir ve tüm çılışmalarını burda hızlandırır ve 23.Nisan.1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisini açar ve kendisine verilen,başkomutanlık ünvanı ile Kurtuluş Savaşı başlamış olur.Kurutuluş Savaşında Ilbarıt Köyünün konumu...Köye bir görevli gelir.Köy muhtarına,köylülerin bir yerde toplanmasını söyler.Muhtar koruyucusu vasatısı ile köylüleri bir yer toplar.Görevli,konuşmaya başlar.Bilindiği gibi Kurtuluş Savaşı fiilen başlamıştır.Fakat şu anda kurulu ordunun bazı araç ve gereçleri eksiktir.Örneğin cepheye cephane taşımaya yarayacak araç ve gereçler.Onun için buraya gelmemin nedeni,her evden öküzlerinizin birini verceksiniz.Bu öküzler,Safranbolu'da diğer köylerden gelenlerle birleştirilip,Sakarya'ya gönderilecektir.Yılların yorgunluğu üzerlerinde olan köylüler kabul ederler ve her evin verceği öküz belirlenir ve işaretlenir.Köylüler kendi öküzlerine değil,Behiye'nin öküzüne acırlar.Öküz köyün en iri öküzü yaklaşık 400 kg.Ağırlığındadır.Görevli,Sakarya'ya bu öküzleri getirecek kişiyide belirler.Elişgilin Sarıoğlandır,öküzleri Sakarya'ya getircek kişi.Sarıoğlan uzun menzilli yol alabilen dayanıklı bir yapıya sahiptir.Örneğin Çankırı,Karacaören'den tuz ve Bartın'danda o yıllarda Rusya'dan gelen şekeri,getirip onun ticaretini yapmaktadır.Öküzler Safranbolu'ya kadar köyden bir kaç kişinin yardımı ile yola çıkarlar.Safranbolu'da diğer köylerden gelen öküzlerle,Sakarya'ya gidecek guruplar ayarlanır. Sarıoğlanı uyanıklığından dolayı gurup başı yaparlar ve yola çıkılır.Bir kaç gün sonra Gerede'ye ulaşırlar.Gerde'ye vardıklarında, 'Vız vız' zamandır.Öküzlere arı gelir,Her bir bir tarafa dağlır.Bir kısmı,kapısı açık bir caminin içine dolar.Sarıoğlan uzun bir uğraştan sonra öküzleri toparlar,açık yoktur.Tekrar yola koyulurlar,geceleri arazi üzerinde konaklarlar.Boludağları aşılır,Düzce ,Hendek derken.Sakarya'ya ulaşırlar.Sarıoğlan bir bakar ki ortalık ana baba günü...Hemen bir görevli bulur,oldukça uzaktan geldiklerini söyler.Görevli,Sarıoğlanın elinden evrakları alıp öküzleri teslim alır.Bu kez yaya geriye yolculuk başlar.Atatürk,Kurtuluş Savaşı'nı başlattığında,karşısında iki düşman vardır.Bir iç,ikincisi dış düşmandır.Çünkü artık osmanlının hiç bir gücü kalmadığı gibi,ortalık çetelerle doludur.Nitekim Gerede'li Dayıoğlu diye bir çete,Gerde'den yola çıkar ve savaş karşıtı insanları toplayarak,Safranbolu'ya doğru hareket eder.Buralardanda katılan olur hatta bizim köydende.Aslen avukat olan,Hulisi Yazıcıoğlu,Dayıoğlu çetesinden bahseder,ama asıl detayları sansürlemiştir ya da bu konuda bilgisi yoktur.En fazla faydalandığı kişi,eski nüfus memuru,1909 doğumlu,Mustafa Al'dır.Babam Satı Demirsöz'le aralarında bir yaş farak var.

Hulisi Yazıcıoğlu,Dayıoğlu çetesine,Eğri Ahmet çeteside karışmıştır.Toprakcuma,mevkiinde,Kastamonu,istikametinden gelen,Binbaşı Şevket Bey taraından bu çeteler dağtılmıştır.Bu bir kere doğru değil. Toprakcuma,Hanovası Mevkiindeki olay,Eğeri Ahmet çetesine daha sonra karışan,Çorum'lu bir çavuştur.Kürt kökenlidir.Eğri Ahmet onun hal ve haraketlerini beğenmez.Bu eşkiya,hem Ovacık,Ganibeyler ve Safranbolu,Bostanbükü'ne iki katlı birer ev yaptırmıştır.Eşkiya,Safranbolu üzerinden,Kastamonu istikametine giden,Kastamonu postasının haberini alır ve Toprakcuma,Hanovasında, postayı pusuya düşürür ve 8 asker posta görevlilerini şehit edip, devlete ait 36 bin lirayı gasp eder.Eğri Ahmet bu olaydan sonra,bu eşkiya ile yollarını ayırır.Bir birlik bu eşkiyaların peşine düşer ve tatamamı yakalanır. Kastamonu,Nasurullah Cami avlusunda ağaçlara asılarak tamamı idam edilir.

Dayıoğluna gelince,Binbaşı Şevket Bey,bu çeteyi Kastamonu,Daday civarında,kuşatır ve Dayıoğlu dahil,elabaşlarını ele geçirir.Dayıoğlunun,amacı Kastamonu'yu ele geçirip,İnebolu üzerinden Ankara'ya giden ikmal yollarını kesip,Kurtuluş Savaşını kösteklemek.Fakat tecrübe yeteneği olmadığı için,kayıp eder.Kastamonu'da İstiklal Mahkemisi,kurulur ve Dayıoğlu dahil elebaşlarının idamına karar verilir.İnfaz Safranbolu,eski hükümet binası bahçesinde yapılır.Hatta babamın deyimi ile ,bizim köyden asılanlara bakmaya gidenler olur.Dolasıyla Atatürk,bu yüzden Safranbolu'ya Dayıoğluna destek verdiği için biraz kırgındır.Hulisi Yazıcıoğlu,bunları yazmamıştır.Dağıtıldı diye geçiştirmiştir.

Ilbarıt Köyünden,Kurtuluş Savaşına katılanlar.Yedek Subay vasfı ile sırasıyla...

Hüseyin Efendi.

2) Hasan Efendi.

3) Mehmet Ata.

Er konumunda...

Şaban Gökmen (Yamakgil)

Mehmet Mete (Faslıgil)

Beşir Alkan (Gardeyigil)

Mehmit Günal (Meyremgil)

Rıza Kara (Yusufgil)

Ahmet Şahin (Deliseyingil)

İsmail Kalkan (Softagil)

Abdullah Eriş (Akkuşgil)

Mustafa Akkuş ( Akkuşgil)

İbrahim Özcan (Haşimgil)

İsmail Öz (Aligülügil)

Abdullah (....) (Hatıpgil) (Şehit)

 

Not.Unuttuklarım varsa hatırlatın.Tüm bunları usa dayalı yazıyorum ve detayları kısaltıyor özü yazmaya çalışıyorum.Saygılarımla.

Değerli köylülerim,ben bu sayfadaki yazılarımı bir kaç kişi beğensin diye yazmıyorum.Köyde yaşamama rağmen aynı zamanda 'Safranbolu Ekspres Gazetesinde'de yazıyorum.Şehre indiğimde,bazı öğretmen kökenli tanıdıklarımdan yazılarımı takip ettiklerini öğreniyorum ki,hayatım boyunca kendi relatimeden (Gerçekçiliğimden) ödün vermedim.Buradaki yazılarıda,'Söz Uçar Yazı Kalır'mantığından yola çıkarak yazıyorum ki,bu gün Ilbarıt Köyüne üst baştan,alt başa birileri girse,evlerin dili yok ki konuşsun.O halde her köyün bir bilge insana ihtiyacı var ve de olmalı,fakat söylelenler asla kulaktan dolma olmamalı.Bu gün bir şeyler yazmak geçmedi içimden,çünkü acımız büyük ve fotağraflar yaynılanmış,her şehit bir yoksul aileye mensup,ev fotoğrafları bunu teyit ediyor.Saygılarımla.

Merhabalar,yıllar öncesi Selami hoca bildiklerini konuşuyorsun güzelde,bir kulağımdan girip öbüründen çıkıyor ve bu bildiklerini köyün sayfasına yaz demişti.Şimdi bu bilgileri topralayarak yazıyorum,umuyorum ki bir yerde bu yazılar biriktirilir ve Hasan Mutlu Hocanın önerisi ile kitaplaşır.Kadir Özer,bana köyün bir kitabını yazalım dediğinin üzerinden,33 yıl gibi bir zaman geçti.Çünkü o yıllarda elimin altında yeterli bilgi yoktu,yazsaydık bir şeyler anlatmasına rağmen yüzeysel olacaktı.Örneğin 1831 Safranbolu Nüfus Kayıtları,sadece erkekleri baz alsada,benim oldukça işime yaradı.Köyün eskiye dönük bilinmeyenlerini kendi imkanlarımla çözdüm.Şöyleki,Kuzey Amerika'da bir devlet vardır...Kanada,bu ülke 1840'larda kurulmuş olup,180 yıllık bir ülkedir.1831 Nüfus Kayıtları ondan 9 yaş büyüktür.1831 Nüfus Kayıtları ile elimin altında bulunan,1900 veya ortalarında yazılmış köy kayıt defteri arasında büyük mesafe var,neredeyse 70 yıl,dolasıyla bu yetmiş yılın içinde hayatını kayıp edenler var.Örneğin Bağlıca Mah. Karaibrahimoğullarından, İbrahim ustanın amacası Ali, sözünü ettiğim 70 yılın içinde yaşamış ve kayıtlarda,Ilbarıt Köyünde,bulunan Zekiye isimli kızının,Anne ve baba esamisende geçmektedir.Yine Akkuşgilden,Mustafa Oğlu Osman, Diğer kardeşler,Halil,Mehmet Ali,Hasan Çavuş ve Şükrü Kaya'nın annesi Fatma...Osman da 70 yılın içinde yaşamını yitirdiği için kayıtlarda yok.Fakat çocuklarından yola çıktığımda,yaşı Halil'den küçük...Saygılarımla.

ILBARIT KÖYÜ KURULUŞ AŞAMASI ,

İLK AİLELER VE AİLELERİN DAĞLIMI...

Ilbarıt Köyü ilk kayıtlar,Hacıhamzaoğullarıdır.Bu aile İlbarıtta iki hane ve Bağlıca Mah.de bir hane olmasına karşın,zamanla söyünmüştür.Bu aileden sonra,Hacıalioğlu esamesi okunmakta ve aile ilk olarak iki hanedir.

HACIALİOĞLU OSMAN, 1761 DOĞUMLU...

HACİALİOĞLU MUSTAFA 1756 DOĞUMLU...

HACIALİOĞLU OSMAN OĞLU HÜSEYİN 1776 DOĞUMLU

DİĞER OĞLU ÖMER 1791 DOĞUMLU...

Aradan geçen bunca zaman baz alındığında ve kim bunlar denildiğinde insan ilk önce bocalıyor ve torunlardan Abdullah'tan yola çıkıldığında,1806 doğumlu sözü edilen Abdullah kim? Abdullah, köyde Havaşgil'den Aliosman'ın dedesi ve Fısfıs Hafız Mehmet Mutlu'nun dedesi.Abdullah'ın iki oğlu oluyor.Hasan, Aliosman'ın babası ve Kör Emin lakablı, Fısfıs Hafız ve kardeşi Abdullah'ın babası...Hasan'ın aynı zamanda iki kızı vardır.Burda kayıt altında olmadığı için lakabı ile yazıyorum Gıdı kız,Safranbolu'da bir demirci ile evlenmiştir.Diğer kızı Sarıyan köyündedir.Hasan,yukarı Meyremgilden Abdullahın kızkardeşi ile evli olup,aynı zamanda,aşağı Meyremgilden Karıtlı ibrahim'le bacanaktır.

Diğer torunlar,sırasıyla Memiş, İsmail, Emin ve Osman'dır.

Örneğin Elişgil bu torunlardan birinin oğlu Ali ile ilintili olup,Ali'nin kimin oğlu olduğu hakkında kayıtlı bir bilgi yoktur. Ali'nin Mehmet (karaoğlan) 1867 ve Abdullah (sarıoğlan) 1891 doğumlu iki oğlu vardır.

Yine aynı sülaleden Güdükgil'in 1831 yılından itibaren reel kayıtlarına 1900 yıllarda rastlandığı için,Baba Ömer'den olma,Havva 1878,Hüseyin 1879 ve Ali 1889 doğumlu üç çocuğu vardır.

Torun Osman, Osman 1830 doğumlu olup,Osmançavuşgili temsil etmektedir.Osman Çavuş'un sırasıyla,Hüseyin (Katırcı) 1862,Mustafa 1865 ve Mehmet 1868 doğumlu üç oğlu vardır.

ILBARIT KÖYÜ KURULUŞ AŞAMASINDA HACIALİOĞLU ESAMESİ,İKİNCİ AİLE VE DAĞLIMI...

HACIALİOĞLU OSMAN DOĞUM TARİHİ 1756

OĞLU ALİ DOĞUM 1801

DİĞER OĞLU RUŞEN DOĞUM 1816

TORUN MEHMET DOĞUMU 1821

" " İBRAHİM " " 1828

" " HALİL " " 1826

Burada Ruşen'den yola çıkıldığında,sözü edilen Ruşen, Çavuşgil'i temsil etmektedir. Daha sonra oğlu Mustafa doğar ve Mustafa ili birlikte üç kız,Mustafa'nın Osman ve Hatice isminde iki çocuğu olur.Osman 1889 doğumlu olup,1956 yılında Demircibağ mevkiinde attan düşer,bu esnada elindeki baston gözüne saplanır ve orda yaşama veda eder.Hatice 1882 doğumlu olup,Kulagilden,Şakir'le velenir.Şakir Çanakkale Savaşında şehit düşer.

Ruşen'in kızlarından biri Karaşar Mah'de Ahmet oğlu Hasan'la evlenir.İsmi Ayşe'dir 1857 doğumludur.Bu evlilikten iki oğlu bir kızları olur.İsmail (Jandarma) 1889 doğumlu.Abdullah 1891 doğumlu ve kızkardeş Habibe 1888 doğumlu olup,Yörük Köyünden Muratoğlu ile evlenir.Muratoğlu, cumhuriyetin kurulduğu yıllarda, büyük ihaleler alır ve Elazığ,Malatya arası demiryolunu yapar.1940 larda,eşenin yeğeni olan Ruşen Gürleyik'i bu teren yolunda bir kısım işçinin başına ekip başı yapar.Hatta Muratoğlu ihaleye girdiği bir sırada,ihale kızışır ve iş adamı Vehbi Koç'a iki tokat aşkeder.Amerika'da vefat eden Muratoğlu için,Yörük Köylüleri,gıyabi bir mezar yaptırır.Köydeki büyük konakda,Yörük Köyü Derneğine bağışlanır.

Ruşen'in diğer kızı Şerife 1847 doğumludur.

Kospatargil'den Kadıoğlu Osman'la evlenir.Bu evlilikten Mehmet 1889 ve İbrahim 1897 iki oğlu doğar.Mehmet genç denilecek yaşata vefat eder.Yusuf filden Mehmet Özer'in eşi Akile,ilk evliliğini,Osman oğlu Mehmet'le yapmıştır.

Diğer kızı Akkuşgilden Osman'la yapmıştır isimi Havva'dır ve oğlu Süleyman olmuştur.Süleyman 1878 doğumludur ve Balkan Savaşında şehit olmuştur.

Hacıalioğlu Osman torunu İbrahim, 1828 doğumlu olup,Keleşgil'i temsil etmektedir.Oğlu Hasan olur.Köy kayıt defterinide vefat ettiği için Hasan'ın doğumu ile bilgi yoktur.Hasan'ın Osman ve Mehmetali adında iki oğlu olur.Osman'ında doğum tarihi hakkında bir bilgi yoktur,Osaman oğlu Hasan doğumu 1882.Diğer oğlu Mehmetali 1862 doğumlu olup,Deliseyingil'e içgüveyi girer.Mustafa 1897 ve Ahmet 1901 doğumlu iki oğlu olur.

Hacıalioğlu 1756 doğumlu Osman'dan Alimollagil ve Güngörmezgil diye iki aile esamisi daha olmasına rağmen,Alimollagil çocukları olmadıkları için söyünür.Fakat Alimollanın eşi Ovacık'lı olup,Ovacık Ekincik Köyü, Esenler Mah.den kızkardeşinin oğlu Haşim'i 5 yaşında evlat edinir.Büyüyüp askerliğini filan yaptıktan sonra, geri göndermez.Saftagilden,Hotuz Lakaplı,İsmail'in kızı Ayşe ile evlendirir.bu Evlilikten,Şükriye 1891,İbrahim 1900,Fatma 1904 ve Ali 1908 doğumlu dört çocuğu olur.Burada sözü edilen Ali,Hasan Mutlu Hocanın anne tarafından dedesidir.

Güngörmezgil'e gelince bu aile 1850 yıllarında,köyü terk ederek Safranbolu'ya yerleşirler.Köydeki geriye dönük yerlerini yurtalarını,daha sonra Katırcı Hüseyin'e satarlar.

Toker soyadını alan bu aileye mensup,Safranbolu'da ve Karabük'te işadamları olsada,artık kuyumuculuk dışında çoğu iş hayatından çekildi ya da vefat etti.80 lıi yıllarda tanıdığım bazı yaşlı konumdaki kişilerle sohbet etme şansım oldu.Hatta bu yaşlı kişiler,köyümüzden öğretmen Şükrü Kaya'nın cenaze merasimene katılmışlardıAdına Safranbolu'da Fakülte açılan,Porf.Fethi Toker,bu aileye mensuptur.

hacialioğullarini bitirdim ve haciömeroğullarina geçtim,ama beni oldukça zorlayacak,çünkü haciömeroğullarinin kadinlar hariç erkeklerin nüfusu,sariyan (gündoğan) köyü nüfusuna eşit.haciömeroğullarinin 1831 tarihinde nüfusu 50 erkek bazinda,sariyan'in tüm köyün erkek nüfusu 63...bu arada aldiğim ilaçlardan dolayi biraz rahatsizim.kimi ilaçlari birak gida tedavisi yap diyor.ilbarit'da aradiğini bulmak zor.

Hacıömeroğullarının içine girmiş bulunmaktayım.Kolay değil 200 yılı çözümlemek,küçük şeyleri büyütebilmek.Örneğin üç tane Ali var,Aligülügilde,Kirazgilde ve Kazıkaligilde...1831 sayımını yapanlar sırdan yazıp geçmiş.Hatta bir vatandaş,Karabük BRTV'de bunların programını yapıyor.Kişiler İstanbul'dan,şurdan burdan bu vatandaşa hocam diye hitap ediyor ve açıyor 1831 Nüfus Kayıtlarını okuyup geçiyor.Karşı taraf bilgilendiğini,o hoca denilen kişide karşı tarafı bilgilendirdiğini sanıyor.Yok öyle bir şey.Üstüne basa basa o aileyi teyit edeceksin.Her kese iyi pazarlar.

KILBARIT KÖYÜ,KURULUŞ İTİBARIYLA,HACIÖMEROĞULLARI...

Bilndiği gibi,Hacıalioğulları köyün alt kısmı,güney tarafını tercih ederken,Hacıömeroğulları,yine köyün alt kısmı kuzey tarafını mesken tutumuşlardır.Aileler burda zamanla çoğaldıkça,köyün üst kısmına yerleşmeşlerdir.

Hacıömeroğlu Mustafa 1766 doğumlu olup,Dokzangil ve Gardayigili temsil etmektedir.Dokzangil bazında bakıldığında,oğlu Hüseyin 1830 doğumludur.Hüseyin oğlu Ali 1841 doğumludur.Ali oğul Mustafa (Dokzan) 1874 doğumludur.

Gardayigil bazında bakıldığında,Yanıkgil, Abdullah 1796 doğumludur.En büyük oğlu Mehmet,(Karamolla) 1841,Onun küçüğü,Yörük Köyüne içgüveyi girmiş,gerçek ismi kayıtlarda olmadığı için,lakap olarak 'Gümüş' olarak biliniyor.Diğer kardeş Osman 1863 ve Hüseyin 1864 doğumludur.Hüseyin,ilkönce Gardayigilin Mehmet,daha sonra,Ayranconun Ahmet'le evlenen Hemit'in babasıdır.Gardeyigilin bir kolu olan,Yanıkgil söyünmüştür.Bu günkü Yanıkgil'i teşkil edenler,kız elden oğlan elden tanımı ile varlığıın sürdürmektedir.Yanıkgil'in eski ev isi Kuruhüseyingilin üst kısmındadır.Geriye temel duvarı kalmıştır.

Abdullah kardeşi Ahmet 1791 doğumludur ve asıl gardeyigili teşkil etmektedir.Oğlu Hasan 1823 doğumlu olup,Karahasan olarak bilinmektedir.Hasan'ın Mehmet 1819 ve Ömer 1825 iki kardeşi daha vardır.Fakat 1831 kayıtları baz alındığında, Mehmet'in varlığı hakkında herhangi bir bilgi yoktur.Fakat Kulagil olarak bilinen aileye,Gardeyigilden bir Mehmet içgüveyi girmiş olup doğumu,1857 dir.Ömer'e gelince,Aşağı Meyremgil olarak bilinen ve Yakup'un babası olduğu bir realite çünkü,Yakup'un oğlu Karıtlı İbrahim 1855 doğumlu olup,oğluna Ömer ismini vermiştir.Dedim ya 1831 ve 1900 lü kayıtlar arısnda büyük boşluklar var.Dolasıyla bu arayı kapatmakta zorlanıyorum.

Gardeyigil Hasan'a gelince dört çocuğu olmuştur.Sırasıyla Ahmet,İzzet,Ayşe ve Şerife

Ayşe,Akkuşgilden,Mustafaoğlu Halil,Şerife ise Yanıkgilden,Abdullah oğlu Osman'la evlenmiştir.

Hasanoğlu Ahmet 1843 doğumlu olup,sırasıyla Mehmet.Nuri,Abdullah,Hasan ve Fatma isminde çocukları vardır.

Kardeşi İzzet 1852 doğumlu olup,sırasıyla Fatma,Osman ve Beşir isminde çocukları vardır.

RECAİ DEMİRSÖZ

Yaşadığım köyümde,çalışma ortamım ve koşullar o kadarda iyi değil.Burda köy hakkında bilgileri müsveddetler bazında önceden hazırlayıp kayıt ediyorum ve bir daha tekrarı yok.İnternetimin yazı çıkarıda olmadığı için,burda verdiğim emek umarım güme gitmez,Hasan Mutlu kayıt altına alıyorum demişti...Umarım alır.

ILBARIT KÖYÜ KURULUŞ İTİBARIYLA HACIÖEMEROĞULLARI 2. KISIM...

Hacıömeroğlu Ahmet doğumu 1751

Kardeşi oğlu Osman doğumu 1791

Oğlu Mustafa doğumu 1856

Mustafa oğlu Ahmet 1890

" " " Mehmet 1895

Bu sülale Faslıgildir.

Diğer kardeşi Hüseyin doğumu 1796

Hüseyinoğlu Ali 1819

Diğer oğlu Salih 1823 Hacıömeroğlu Hüseyin burada İyipgili temsil etmektedir.Oğullarının akibeti bilinmemektedir.Oğullarının harici ikide kızı olan Hüseyin'in eşinin ismi Sare'dir.Kızlarından Fatma,Musluoğullarından Hüseyin ile evlendirilmiş olup bu evlilikten, Mustafa (Sarımuhtarın Babası) Ahmet (Göde Mehmet'in Babası) ve Kızkerdeşleri Havva dünyaya gelir.Havva Karaşar Mah'den Kistirliçavuş ile evlenmiştir.Sarımuhtarın babası Mustafa Yacı Köyündeki kızına anneanesinin ismi Sare adını vermiştir.

Hüseyin'diğer kızı Hamide'nin üzerine Ayranco Hasan'ın çobanı,aslen Ovacık Göynükören Köyünden olan Eyüp'ü damat alır.Eyüp'ün bu evlilikten,Ahmet 1860 ve Hüseyin 1862 doğumlu iki oğlu olur.Burada Hüseyin aynı zamanda Mahemet Ali Efendi ve Mustafa Remzi'nin babası olup,anneannesinin simini taşımaktadır.Aile günümüzde söyünmüştür.

Ahmet'in ise Hasan 1882

Ramazan 1889

Eyüp 1895 doğumlu üç oğlu olmuş,Hasan ve Eyüp'ün akibeti bilinmemektedir.Kardeş Ramazan askeri gitmeden evlenmiş olup,Hasan 1908 ve Ahmet 1913 doğumulu iki oğlu olmuştur. Ramazan'da Seferberlik döneminde Balkanlarda şehit olmuştur.

Hacıömeroğlu Yahya 1801 doğumlu

Oğlu Ali doğumu 1823

Ali'nin oğlu Mehmet 1901 ve kızları Fatma 1897,Hatice 1907 ve Hanife 1910 doğumludur ve ailenin tek ferdi Nazire Kütükçüdür.Ev yeri Ruşen Aydın,tarafından satın alınmıştır.

Hacıömeroğlu Yahya 1801 doğumlu

Oğlu Ali 1823

Ali oğlu Mehmet 1874 doğumlu olup,sbu aile Kirazgili temsil etmektedir.

Yahya kardeşi Mustafa 1896 doğumlu olup,oğlu Osman (Cırtosman) 1873,Bağlıca Mah.ne iç güveyi gitmiştir Kardeşi Mustafa (Kemaneci) 1864 doğumludur ve Kemanecigil söyünümüş,Cırtosamangil,Bağlıca Mah.de Nuri Işık'gili temsil etmektedir.(Kemaneci)aynı zamanda kardeşi Osmanla birlikte iyi bir keman icracıcı olmakla birlikte,tıp alanında elindeki bir kitapla ilaç üretip,bazı hastalıkları iyi ettiği biliniyor.Evi ise Kirazgilin,alt katta bir odaları vardı.Eşi ile birlikte yaşamını o tek odada tamamlamış.Bilgi Satı Demirsöz)

Hacıömeroğlu Hüseyin 1801 doğumlu

Oğlu Ahmet 1826 doğumlu olup,lakabı onbaşıdır.Eşi Çıraklar köyünden olup,çocuğu olmadığı için söyünmüştür.

Hasan (Ayranco) 1828 doğumlu olup,Mehmet ,1852 Mehmet Kahveci Mustafa'nın babsıdır.,Ahmet 1869 ve Emine isminde üç çocuğu vardır.

Yahya oğlu Ali 1822 doğumludur.Oğlu Satılmış 1880 doğumludur.Satılmış oğlu İsamil (Sotiri) 1897 ve Kardeşi Hamza 1898 doğumludur.Aile Aligülü temsil etmektedir.

Küçük bir hatırlatma,bazı babalar ve oğular arasında uzunca bir yaş farkının olması,eğer baba askerlikten sonra evlenmiş olup yaşının 30-35 sınırına gelmesindedir.Çünkü askerlik süresi osmanlıda oldukça uzun olduğu bilinmektedir.

'SATI DEMİRSÖZ'E SAYGI İLE, ILBARIT,BAĞLICA,KARAŞAR ESAMİLERİ...'

Kısa bir bilgi,burda ailelerin ilkleri yazılmıştır. Bu şecere defteri 1983 yılında ,İlköğretim Müfetişi,Abdülkadir Özer tarafından bize verildiğinde üzerinden 75 yıl gibi bir zaman geçmişti. Şimdi ise son tutulduğu tarihin üzerinden 111 yıl ve ilk tutulduğu tarih 169 yıl...Defter 1850 yılları ve 1908 yılları arasında tutulmuş olup,belkide Türkiye'nin hiçbir köyünde böyle bir kayıtın kaldığını sanmıyorum. Daha önce defter başkalarına gösterilsede sonuç alınamamış ve babam Satı Demirsöz'le 1983-87 yılları arasında türkçeleştirdik. Sadece iki aileyi belirleyemedik.Saygılarımla....

HACIÖMEROĞULLARI;ILBARIT

1)Hacıömeroğlu Hüseyin (1841) Dokzangil.

2)Hacıömeroğlu Satılmış (1880) Aligülügil

3)Hacıömeroğlu Mehmet (1829) Bilinmiyor

4)Hacıömeroğlu Süleyman (1862) Eminegil

5)Hacıömeroğlu Mehmet (1852) Kahvecigil

6)Hacıömeroğlu Ahmet (1869) Ayrancıgil

7)Hacıömeroğlu İzzet (1874) Beşirgil

8)Hacıömeroğlu Ahmet (1833) Gardeyigil

9) Hacıömeroğlu Mehmet (1857) Kulagil

10) Hacıömeroğlu Mustafa (1856) Faslıgil

11) Hacıömeroğlu Ali (1859) Kazıkaligi

12) Hacıömeroğlu Mustafa (1842) Kemanecigil

13)Hacıömeroğlu Osman (1832) Cırtosamgil- Bağlıca

14) Hacıömeroğlu Ali (1874) Kirazgil

15) Hacıömeroğlu Osman (1864) Yanıkgil

16) Hacıömeroğlu Hüseyin (1865) Sarıhüseyingil

HACIALİOĞULLARI ;ILBARIT

1) Hacıalioğlu Mustafa ( 1844 ) Çavuşgil

2) Hacıalioğlu Hasan ( 1882) Keleşgil

3) Hacıalioğlu Ali ( 1830) Alimolalgil

4) Hacıalioğlu Mustafa ( 1822) Güngörmezgil

5) Hacıalioğlu Emin (1838) Fısfıshafızgil

6)Hacıalioğlu Hasan (1839) Havaşgil

7) Hacıalioğlu Osman (1864) Elişgil

8) Hacıalioğlu Hüseyin (1879) Güdükgil

9) Hacıalioğlu Osman (1830) Osmançavuşgil

10) Hacömeroğlu Mehmet (1868) İrabegil

11) Hacıömeroğlu Mehmet (1862) Delihüseyingil

HASANOĞLU ;BAĞLICA

Hasanoğlu Mustafa (1845) Hasangil

Hasanoğlu Mehmet (1874) Gostakgil

Hasanoğlu Ramazan (1852) Hacıhamzagil

MOLLAHASANOĞLU ;BAĞLICA

Mollahasanoğlu Halil (1842) Cıdıkgil

Mollahasanoğlu Mustafa (1852) Tulummıstangil

Mollahasanoğlu İsmail (1858) Bilinmiyor

Mollahasanoğlu Şakir (1864) Cemükgil

KARAMEHMETOĞLU : kARAŞAR

Karmehmetoğlu Hüseyin (1852) Karabekirgil

Karamehmetolu Mehmet (1866) Alibeygil

Karmehmetoğlu Mustafa (1855) Berbergil

Karamehmetoğlu Ahmet (1844) Kocagözg

KARAMEHMETOĞLU : ILBAR

Karmehmetoğlu Yusuf (1862) Yusufgil

Karamehmetoğlu Salih (1864) Körzeligil

ORTAKÇIGİL :BAĞLICA

Ortakçıoğlu Hamide (1874) Ortakçıgil

MOLLAMUSTAFAOĞLU : ILBARIT

Mollamustafaoğlu Ahmet (1860) İyipgil

Mollamustafaoğlu Hüseyin (1862) Mehmetaliefendigil

SÜLEYMANBEYOĞLU :ILBARIT

Süleymanbeyoğlu Hüseyin (1842) Hürükızgil

Süleymanbeyoğlu Süleyman (1864) Kepçegil

Süleymanbeyoğlu Süleyman (1862) Sülüğünsarıoğlangil

Süleymanbeyoğlu İsmail (1868) Acumukgil

Süleymanbeyoğlu Kadir (1872) Kelkadirgil

Süleymanbeyoğlu Hüseyin (1842) Fiyseyingil

Süleymanbeyoğlu Mustafa (1842)Karbacakgil

TANKIROĞLU : ILBARIT

Tankıroğlu Salih (1855) Döndügil

Tankıroğlu Halil (1862) Esami bilinmiyor

GÖKMENOĞLU ILBARIT

1)Gökmenoğlu İbrahim (1858) Yamakgil

2) Gökmenoğlu Raşit (1864) Körraşitgil

3)Gökmenoğlu Hasan (1867) Yamağınhasanıgil

KÜTÜKÇÜOĞLU : ILBARIT

Kütükçüoğlu Emin (1847) Hatıpgil

Kütükçüoğlu Hüseyin (1831) Hüsükgil

HACIHAMZAOĞLU : ILBARIT

Hacıhamzaoğlu Mehmet (1838) Zaimgil

KARAİBRAHİMOĞLU :BAĞLICA

1)Karaibrahimoğlu Mehmet (1855) Kocaseyingil

2)Karaibrahimoğlu İbrahim (1862) Okumuşgil

KURUHALİLOĞLU :ILBARIT

Kuruhaliloğlu Mustafa (1837) Akkuşgil

MUSLUOĞLU : ILBARIT

Musluğlu Mustafa (1850) Sarımuhtargil

Musluoğlu Ahmet (1864) Gödegil

Musluoğlu Mehmet (1856) Emistogil

Musluoğlu Osman (1836) Kuruseyingil

Musluoğlu Ömer (1865) Deliahmetgil

AKMUSTAFAOĞLU : KARAŞAR

Akmustafaoğlu Mustafa (1795) Gıdavagil

Akmustafaoğlu İsmail (1842) Kistirliçavuşgil

MOLLABEKİROĞLU :ILBARIT

Mollabekiroğlu Emin (1821) Karakaşgil

Mollabekiroğlu Osman (1825) Değirmencigil

Mollabekiroğlu Mustafa (1830) Dabazgil

SARIİBRAHİMOĞLU :ILBARIT

Saribrahimoğlu Mehmet (1867) Şıkkıdıgil

Sarıibrahimoğlu Salih (1861) Pürdegil

KADOĞLU :ILBARIT

Kadıoğlu İsmail (1879) Softagil

Kadıoğlu Ahmet (1852) Pehlivangil

Kadıoğlu Mustafa (1863) Hecelligil

Kadıoğlu İbrahim (1953) Kosbatargil

İBRAHİMBEYOĞLU : ILBARIT

İbrahimbeyoğlu Abdullah (1852) Mıstabeyoğlugil

KARADELİOĞLU :ILBARIT

Karadelioğlu İbrahim (1855) Meyremgil

HACIHASANOĞLU :BAĞLICA

Hacıhasanolu Mehmet (1891) Civişgil

MUSAOĞLU :ILBARIT

Musaoğlu Haşim (1872) Haşimgil

TAVŞANCIOĞLU :ILBARIT

Tavşancaıoğlu Abdullah (1826) İpiçürükgil

iKİ ASIR ÖNCESİ ILBARIT KÖYÜ KAYITLARINDA OLUP BU GÜN ESAMESİ OLMAYAN DÖRT AİLE

HOŞAFÇIOĞLU :ILBARITHoaşafçıoğlu Ahmet (1806) Esamisi bilinmiyor

HACIŞABANOĞLU : ILBARIT

Hacışabanoğlu Satılmış (1861) Esamisi bilinmiyor

Hacışabanoğlu Mehmet (1786) Esamisi bilinmiyor

NAKİOĞLU :ILBARIT

Nakioğlu Hasan (1796) Esamisi bilinmiyor

DALKIRANOĞLU : ILBARIT

Dalkıranoğlu Mustafa (1791) Esamisi bilinmiyor

 


ÇİĞDEM AVCI

  (SND) SAFRANBOLU (ILBARIT KÖYÜ) ÇİĞDEM AVCI Özgeçmiş: İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Lisans ve Yüksek Lisans, Dokto...