24 Nisan 2025 Perşembe

HACER ÖZTÜRK


 HACER ÖZTÜRK KARADENİZ...

Hızla akan bir zamanın içersindeyiz. Günümüzde salt değerlerin yerini paranın dili aldı yazık...Dün telefonum çaldı açtım, karşı taraftan Recai ben, Zafer dedi. Hal hatırdan sonra,anneme veriyorum dedi...Karşımda çocukluğumda iyi hatırlıyorum, nedeni yalnız olduğumuz için, benden büyük kardeşimle her gün okula giderdim. 2 bilemedin 3 yaşındaki bir çocuk o anları nasıl hatırlar, büyük bir sınıf 80 yakın öğrenci ve kapı açılıyor, biranda herkes ayağa kalkıyor ve oturun komutundan sonra yoklama yapılıyor. Daha sonra ders başlıyor. Ben kardeşimin yanında oturuyorum. Diğer hatırladığım eskiden cumartesi öğleden sonra, İstiklal Marşı ile göndere bayrağın çekilmesi, ve öğretmenin koro şefi gibi marş okunurken öğrencileri yönetmesiydi.

Hacer öğretmen, baba Ömer ve anne Ayşe'den olma 1933 doğumludur. İlkokula bir kaç köyü kapsayan, bir merkez ilkokulu olan Karamanbaşı Akbulak okuluna 1942-43, burada başlamıştir, daha sonra, dıger köy çocuklarının buraya zor ulaşması, örneğin,Sarıyan,Geren o yıllarda Hacılarobası'na bağlı Ilbarıt ve Bağlıca mahallesi...Daha sonraları söz konusu köyler dilekçe vererek,köylerine okul yspılmıştır.Buraya kendim gidemezdim ,annem beni sırtında getirir ve gün boyu okulun hemen yanındaki Yenipınarda bahçede çalışır yine beni sırtında köye taşırdı. Ben ilkokula başladığımda, Köy Enstitüleri yeni kurulmuştu, öğretmenimiz Ata Doğan ilk önce benden bir yaş büyük Ayşe Gökmen 'Acar'ı bir yıl sonrada beni ve Ayşe Eriş 'Özdemir'i Kastamonu Gölköy Köy Enstitüsüne gönderdi. Köy Enstitüsüne gittiğimde 4 sınıftaydım. Fakat henüz biz bitirmeden 1954 yılında Köy Enstitüleri kapatıldı. Ayşe Eriş'te hastalandığı için köye döndü ve bir daha gitmedi. Ben ilkönce İzmir Öğretmen okuluna gittim, çünkü Köy Enstitüleri kapanınca, yerine öğretmen okulları kurulmuştu...Bir kaç yıl, İzmir Buca'da okuduktan sonra , beni Trabzon, Bişikdüzü Öğretmen okuluna gönderdiler ve ben oradan öğretmen olarak mezun oldum. Bir süre köyümün dışında öğretmenlik yaptıktan sonra 1957 yıllarında Ilbarıt köyüne geldim. Ilbarıt köyünde 1960 lı yıllara kadar öğretmenlik yaptım. Anılarım çok örneğin babanız Emisto, Satı Demirsöz renkli ve diğer insanlardan farklı bir kişiliği vardır. Ben okula giderken sizin kapı önündeki yolu kullanırdım. her geçtiğimde baban, evin balkonunda bir müzik aleti icra ederdi. aşağıdan seslenirdim, yahu Emisto senin hiç işin gücün yokmu diye ve bana şunu söylerdi 'Bu dünyanın işi bitmez,bu da gerekli...' Yine bir gün sizin kapıdan geçerken baban saz çalıyordu. Bana yukarı gel bizim hanım ekmek yapıyor, sana yağlı ekmek yapıversin dedi...Bende yok olmaz öğrtemen rüşvet yiyor derler dedim. Birde abin Güdüla Mehmet Demirsöz, bizim Doruk Abdullah'ın iyi arkadaşıydı. Birbirlerini bulurlar birlikte muhabbet ederlerdi.

Hacer öğretmen çok şey anlattı ,ama buraya sığdırmak çok zor. Birde bana şöyle dedi...Sen çok güzel şeyler yapıyorsun, buradan takip ediyorum,mücadelenden asla vaz geçme...Köy dışarıda seninle tanınıyor. Kısaca özetlemeye çalıştım.Köyde kimin hasta olduğunu dahi Ankara'dan biliyor ve hafızası çok kuvvetli...Kendisini saygı ile anıyorum.

Not.Bizim köyde Köy Enstitü mezunu,sadece Mustafa Günal vardır.

 

 

  ·

Yıl 1979,yer İstanbul,Gülhane Parkı,soldan itibaren Ali Artar,Bartın,Ulus,Ağaköy, Erdal Saygın,Ilbarıt, Mithat Demirsöz, Ilbarıt, Yanındaki birlikte çalıştığımız fırın işçisi,sadece Kastamonulu olduğunu biliyorum .Sezai Kelleci,Safranbolu,Aşağıgüney Köyü,Recai Demirsöz, Ilbarıt...

 

MEHMET ÖZDEMİR

bir devir kapanırken'

(mehmet özdemir...1954-2020)

kendisi,arkadaşları arasında,(tukaş-mehmet)olarak bilinir.

mehmet özdemir,nüfusa 1.nisan.1953 yazılsa da asıl dğum tarihi,1954 dür ve bizim kuşaktandır.kendisi ile 60 yıllardan itabaren tanışıklığımız olduğu gibi,demir çelik işletmelerinde çalışırken,az görüşürdük.2013'den itibaren köye gelmeye başladı.yaz aylarını köyde geçiriyordu.kış aylarında sürekli ikamet ettiği ,alanya'ya dönüyordu.

bilindiği gibi bu yıl insanların piskolojisini bozan pandemi illeti ile tanıştık ve her geçen günde pandemi,covit-19 ülkemiz ve dünya genelinde artmaktadır.mehmet kardeşim yine bu sene mart ayı gibi köye geldi.fakat pandemi ülkemizde genel anlamda pek ciddiye alınmıyordu,ama bir süre geçti ve ülkemizde de ölümler başladı.birlikte gezerken bir üniversite öğrencilerine rastladık ve ben uzak durdum,mehmet iyice yaklaşınca yol boyu biraz tartıştık,dikkat etmemiz konusunda,ister istemez aramızda bir süre kırgınlık olsa da daha sonra tatlıya bağlandı.

bu arada benimle kırgınken,bir bisiklet satın almıştı ve sürekli bisikletle,alanya'ya gideceğini söylüyordu.ilkönceleri şaka yapıyor sandım.fakat bir kere kafaya takmıştı.nitekim yazımı yazdığım çarşamba sabahı,sabah ezanı esnasında yola çıkmış ve saat 11 gibi haber geldi.ne yazık ki,karabük,çiltekısık tüneli içinde,bir tırın altında kalarak yaşama veda etmiştir.mehmet özdemir,her şeyden önce,çevreci,hayvan sever bir insandı,fakat bu sene pandemiden dolayı mı bilmiyorum,oldukça hırçınlaşmıştı.köylüler adına üzgünüz,fakat elden bir şey gelmiyor.günboyu,karabük ve safranbolu'dan eski iş arkadaşları ve köylüler aradı.ne yazık ki bence bir devir son buldu,ruhu şad olsun.

 

MEHMET ÖZDEMİR (TUKAŞ MEMET) GÜDÜKGİL.
Köyümüzde renkli bir kişilikti Yazın köyde kışın Antalya'da yaşardı macerapres kendine özgü icatları ve yetenekleri olan bir abimizdi.
Bir yıl önce bugün Köyümüz ve Antalya arası bisikletle yolculuk macerası Karabük Çíltıkısık tünelinde bir Kamyonun çarpması sonucu son buldu yitirdik onu rahmetle yad ediyoruz.

 

TOPRAKCUMA

Bir hafta öncesi bu gün,erzağım bittiği için yürüme,Topraklamaya gitmiştim. Fotoğrafta, en yukarıda, Deller, Toprakcuma ve Aşağıçıraklar KÖYÜ görünmektedir.Toprakcuma,bize yaklaşık 15 km.dir.Zatten yol ağır olduğu için,yaklaşık 3 saat sürdü.Soğuk bir 11.Mart sabahından herkese selamlar.Ilbarıt köyüne şu anda kar yağmaktadır.Isı ekşi 5 dereceyi gösteriyor.

Bilgilendirme: Deller köyünde bizim köyden 3 kız vardır,sırasıyla...Hatice Eriş...Özdemir...Muzaffer Tankır..Yıldırım,Sevgi Kaya...Altınbaş...Seller köyünden bizim köydeyse 2 bayan vardır.Kahvecinin eşi Fatma ve Hüseyin Tuncayın eşi Hatice...

Geçmişte Topracumada dükkan açanlar, Yamak Mustafa Gökmen,Mehmet Günal,Yakup Günal...İlhan, Hüsnü Akdoğan ,Ömer Eriş ve Mustafa Eriş...

Toprakcuma, cumhuriyet kurulduktan sonra 1925 yılında ,Belediye olmuştur ve ilk başkan, Ilbarıt köyünden Mıstaefendi,Mustafa Orhan'dır.Mehmet Ata Doğanın amcası...Yine Toprakcumada,Hüseyin Efendi ve Ayşe Acar öğretmenli,torun Hüseyin Avni Aksoy doktorluk yapmıştır.

 

 

 

   ILBARIT KÖYÜ, HACILAROBASI ARASINDA Kİ KAVGA

Gazetede adı geçen, Ilbarıt Köyü, Hacılarobası arasında ki kavga ve yazılan ağıtı, daha öncesi burada yayınlamıştım. Yörük Köyü düğün ve adetleri kitabında, adı geçen ağıtın geçtiği tarih 1900 yıllarda olduğundan söz ediliyor; kitabın yazarı Ali Rıza Baykal...Son söz Gazetesi ise 1935 yılında olduğunu yazmış. Her şeyden önce söz konusu gazetenin, nerede basıldığını bilmiyorum,ama o yıllarda Karabük'ün esamisi olmadığı gibi, Safranbolu'dada gazete veya herhangi yayın yapan bir yer olmadığı bir realite...

Hacılarobası ve Ilbarıt köyü arasında bir kavga olmuştur; 1930 yıllarda, oda Heceldüzü mevkii için...Fakat bu kavgada ölüm vs.i olsaydı. Babam Satı Demirsöz bundan söz ederdi. Heceldüzü yaklaşık bir hektara yakın bir düzlük,doğal olarak şimdi meşelik...Burası Ilbarıtlılar tarafından köy tarlası yapılmak isteniyor, fakat bu yere Hacılarobası da talip. Heceldüzü mahkemelik oluyor ve uzun yıllar mahkemesi devam ediyor, o yılların muhtarları,Elibıdık 'Ali Saygın ve Mehmet Günal büyük uğraşlar veriyor. Sonuçta kavga çıkıyor. Sözü edilen 'Meydancık Mevki, hemen 'Ortalık'ın güneyinde ve Hacılarobası bağlarınıda olduğu yer. Nihayetinde kavga oluyor ve yaralanmalar oluyor,ama ölüm diye bir şey yok...

Daha sonraları, aynı zamanda, Hüseyin Efendinin, 'Hüseyin Avni Aksoy' un bacanağı, Safranbolu'da sobacı ve hükümet binası dahil buraların sobalarını yapıyor ve hatırı sayılır bir kişi, buranın bir şekilde tabusunu çıkartıp, Hacılarobası Köyündeki diğer bacanağı Berbere intikal ettiriyor. Köye uzaklığına rağmen Berber burayı uzun yıllar ekiyor. Hacılarobası ve Ilbarıt arasında ki kavgada bitiyor. Hatta bir kaç yıl öncesi, muhtar Bilgin Yıldırım'da biliyor. Sobacının torunlarından birileri ellerinde tabu ile bizim köye geldiler, ama orman üzerine bir bardak su için artık ora bizim demiş.

Hacılarobası muhtarı Zekai Özay, kavganın 'Germeç' yüzünden çıktığını ve bir kişinin öldüğünü yazmış. Ilbarıtlılar genellikle davullu düğünlerde, güreş yüzünden aralarında kavga çıkarırlar ve dönüş yolunda, o yıllar da açıktan giden ve deriyi geçirmek için,gereme ağaçlardan yapılmış kısmı yıkarlarmış ve Hacılarobası bir iki hafta susuz kalırmış. Böyle bir kavga olmamış. Daha sonra burası aynen bizim Tabakevinin suyu gibi, yağlı algun ve Germeç'ede taştan kemer yapılmak suretiyle su daha güvenli hale getirilmiştir. Örneğin oranın yapıldığını dedem 1856 doğumludur bilen bir kişi...Yaptırana gelince, muhtar sarayda o yıllardaki görevlilerden söz ediyor. Evet o yıllarda sarayda görevli olan Hacılarobası Köyünden 'Camcıgil' sarayın cam işlerini yapan ve 'Çorbacıgil' sarayda çorba işlerine bakan ve yapanlar arasında ve Camcıgilden bir kişi isim 'Delibinbaşı'olarak geçmektedir.Delibinbaşının da Germeçin yapılmasında etkin olduğu söylenenler arasında...Delibinbaşı sarayda binbaşılığa kadar yükselmiştir. Fakat orada ki yani kemerdeki mermer üzerine yazılanı babam Satı Demirsöz biliyordu. 80 lerde başlayan define hırsızlığında o yazıt çalındı. Aynı zamanda, Safranbolu'da kendi adına camii yaptıran, Mehmet İzzet Paşa'nın sır katibi, Mehmet efendi tarafından yaptırıldığı yazılıymış. Muhtar bana sordu, babam o şekilde yorumlamıştı. Yapılış tarihide 1880 li yıllar. Kısaca Son Söz Gazetesine o haber nasıl ulaştırıldı ve kimler tarafından ulaştırıldı bilmiyorum. Birde otuzlu yıllarda, bölgede üzüm yarışı vs.i olduğunu sanmıyorum. Köylüler ürettiği üzümleri, sofralıkları pazarlarda, diğer üzümleri de pekmez yapımında kullanırlardı. Bizim kuşak bilir. Yine otuzlu yıllarda, Safranbolu 'Zafranbolu' olarak telaffuz edildiği biliniyor. O yıllara ait Türkiye haritası, Ilbarıt Köyü 'Kültür ve Sanat' merkezinde vardır.

ÖZET...

Bir süre önce. Son Posta Gazetesinden yola çıkarak, aktarmaya çalıştığım bilgi, doğrular üzerine kuruludur. Bu sayfada hiçbir yazıyı kafadan atarak ya da mantığım dışında yazmıyorum.

Şunu belirtmekle yarar var. Hacılarobası ve Ilbarıt Köyü arasında hiçbir zaman, husumet olmamıştır. Sözü edilen haberleri ve yakılan ağıtı kimin yazdığında belli değil. Eğer iki köy arasında Husumet olsaydı. Karamanbaşı Mevkiindeki 'Akbulak İlkokulu' Hacılarobası , Ilbarıt ve Sarıyan köyleri ile ortak yapılmazdı. Akbulak İlkokulu, köylülerin gayreti ve aralarında topladıkları para ile o günün koşullarında, yaklaşık 2000 liraya mal olmuştur. 1934-35 yıllarında üç yıllık eğitime başlayan okul, bir kez yakılmak üzere ateşe verilmiş, buna rağmen 1943-44 yıllarına kadar eğitime devam etmiştir. Daha sonra okulda incelemelerde bulunan Safranbolu Kaymakamı, okulun köylerden oldukça uzakta ve korumasız olduğu için, her köyün kendi bünyesinde okullarını yapmasını önermiştir. Hatta o yıllarda bu günkü, Geren Köyü,Hacılarobası Köyünün mahallesi konumun da olup, 1949-50 yıllarında köy statüsüne geçmiştir.

 

HACILAROBASI TÜRKÜSÜ

llbarıt ile Hacılarobası arasında üzüm yarışması sonrasında yakılan türkü kavga o

zaman okadar söylenmiş ki kavga

üzerine türkü bile çıkarılmıştır.

Meydancığı İlbarıtlı bürüdü

Aşağıdan Hacileroban yürüdü

Arapoğlu Kör Feyziyi sörüdü

Konman kuşlar konman daldan ayrıldım

Alsı top kâkâllü yardan ayridım

E'im boğlı tabakam; açamıın

Açıp açıp bir »

K-nadım yok Kadıböküne uçamam

Ötme bülbül ötme mezarımın taşında

Hem ayrilik yar sevdam başımda

İki bâlldi bir dereden su içer

Dertsiz bülbül dertlilere dert açar

Buna yanık tez geçer

Konman kuşlar kon: aldan ayrıldın

Alnı top kâköllü yerden ayrıldım

 

 

 

ZEKAİ ÖZAY

O kavga HACILAROBASI içme suyunun germeç deresindeki çatma nın (ağaçtan yapılan su kanalı) Ilbarıtlı gençler

tarafından yerinden sökülerek derenin içine atılmış ve köyün susuz kalması sebebiyle bu kavga olmuş ve bir kişi hayatını kaybetmiş. Bu husumet bayağı devam etmiş.Bunun üzerine Yıldız sarayında çalışan Hacılarobası kişiler tarafından durumun vahamiyeti ilgililere iletilmesi sonucunda Germeç köprüsü (su kemeri) yapılmıştır. Aslında hikaye daha uzun ama kısaca özetlemeye çalıştım.

Zafranbolu (Hususi) — Ubant

Çerçen yaylası üzerine kurulmuş,

65 evli şirin bir köydür. Bağcılığı

ile ün almıştır. Zafranbolu çevre-

sinde Üzüm çıkaran köyler ara-

sında İlbant birinciliği Kazanır.

Bu köyün münevverleri fazladır.

Küçük köyde yurdun muhtelif

köşelerizde mualiimlik yapan tam

on bir genç vardır. Köylüler çe

lışan ve çalışkan insanlardır. Bu

kö;ün batısında ve bir saat

ötesinde Hacılarobası köyü vardır.

iki köy oörasmda geçen yıl

yeni bir mektep yapılmıştır. Bu

mektepte (İibarıt, (Hacılarobası

çocukları okuyacakları gibi bu

civardaki Sarıyan köyünün ço-

cukları da geleceklerdir.

Hacılarobası köyü de üzümü

We meşhurdur. Bundan otuz yıl

kadar önce llbarıt köyü ile Ha-

cı.arobası köyü arasında bir köy

kavgası olmuştür. Bu kavga o

zaman okadar söylenmiş ki kavga

üzerine türkü bile çıkarılmıştır.

Meydancığı İlbarıtlı bürüdü

Aşağıdan Hacileroban yürüdü

Arapoğlu Kör Feyziyi sörüdü

Konman kuşlar konman daldan ayrıldım

Alsı top kâkâllü yardan ayridım

E'im boğlı tabakam; açamıın

Açıp açıp bir »

K-nadım yok Kadıböküne uçamam

Ötme bülbül ötme mezarımın taşında

Hem ayrilik yar sevdam başımda

İki bâlldi bir dereden su içer

Dertsiz bülbül dertlilere dert açar

Buna yanık tez geçer

Konman kuşlar kon: aldan ayrıldın

Alnı top kâköllü yerden ayrıldım

 

İçli bir ifade ile meşhur köy

kavgasını anlatan bu parçaya

göre kavgaya Kadıbükünden de

karışanlar olduğu anlaşılmaktadır.

 

 

TOPRAKCUMA

Bir hafta öncesi bu gün,erzağım bittiği için yürüme,Topraklamaya gitmiştim. Fotoğrafta, en yukarıda, Deller, Toprakcuma ve Aşağıçıraklar KÖYÜ görünmektedir.Toprakcuma,bize yaklaşık 15 km.dir.Zatten yol ağır olduğu için,yaklaşık 3 saat sürdü.Soğuk bir 11.Mart sabahından herkese selamlar.Ilbarıt köyüne şu anda kar yağmaktadır.Isı ekşi 5 dereceyi gösteriyor.

Bilgilendirme: Deller köyünde bizim köyden 3 kız vardır,sırasıyla...Hatice Eriş...Özdemir...Muzaffer Tankır..Yıldırım,Sevgi Kaya...Altınbaş...Seller köyünden bizim köydeyse 2 bayan vardır.Kahvecinin eşi Fatma ve Hüseyin Tuncayın eşi Hatice...

Geçmişte Topracumada dükkan açanlar, Yamak Mustafa Gökmen,Mehmet Günal,Yakup Günal...İlhan, Hüsnü Akdoğan ,Ömer Eriş ve Mustafa Eriş...

Toprakcuma, cumhuriyet kurulduktan sonra 1925 yılında ,Belediye olmuştur ve ilk başkan, Ilbarıt köyünden Mıstaefendi,Mustafa Orhan'dır.Mehmet Ata Doğanın amcası...Yine Toprakcumada,Hüseyin Efendi ve Ayşe Acar öğretmenli,torun Hüseyin Avni Aksoy doktorluk yapmıştır.

 

 

 

   ILBARIT KÖYÜ, HACILAROBASI ARASINDA Kİ KAVGA

Gazetede adı geçen, Ilbarıt Köyü, Hacılarobası arasında ki kavga ve yazılan ağıtı, daha öncesi burada yayınlamıştım. Yörük Köyü düğün ve adetleri kitabında, adı geçen ağıtın geçtiği tarih 1900 yıllarda olduğundan söz ediliyor; kitabın yazarı Ali Rıza Baykal...Son söz Gazetesi ise 1935 yılında olduğunu yazmış. Her şeyden önce söz konusu gazetenin, nerede basıldığını bilmiyorum,ama o yıllarda Karabük'ün esamisi olmadığı gibi, Safranbolu'dada gazete veya herhangi yayın yapan bir yer olmadığı bir realite...

Hacılarobası ve Ilbarıt köyü arasında bir kavga olmuştur; 1930 yıllarda, oda Heceldüzü mevkii için...Fakat bu kavgada ölüm vs.i olsaydı. Babam Satı Demirsöz bundan söz ederdi. Heceldüzü yaklaşık bir hektara yakın bir düzlük,doğal olarak şimdi meşelik...Burası Ilbarıtlılar tarafından köy tarlası yapılmak isteniyor, fakat bu yere Hacılarobası da talip. Heceldüzü mahkemelik oluyor ve uzun yıllar mahkemesi devam ediyor, o yılların muhtarları,Elibıdık 'Ali Saygın ve Mehmet Günal büyük uğraşlar veriyor. Sonuçta kavga çıkıyor. Sözü edilen 'Meydancık Mevki, hemen 'Ortalık'ın güneyinde ve Hacılarobası bağlarınıda olduğu yer. Nihayetinde kavga oluyor ve yaralanmalar oluyor,ama ölüm diye bir şey yok...

Daha sonraları, aynı zamanda, Hüseyin Efendinin, 'Hüseyin Avni Aksoy' un bacanağı, Safranbolu'da sobacı ve hükümet binası dahil buraların sobalarını yapıyor ve hatırı sayılır bir kişi, buranın bir şekilde tabusunu çıkartıp, Hacılarobası Köyündeki diğer bacanağı Berbere intikal ettiriyor. Köye uzaklığına rağmen Berber burayı uzun yıllar ekiyor. Hacılarobası ve Ilbarıt arasında ki kavgada bitiyor. Hatta bir kaç yıl öncesi, muhtar Bilgin Yıldırım'da biliyor. Sobacının torunlarından birileri ellerinde tabu ile bizim köye geldiler, ama orman üzerine bir bardak su için artık ora bizim demiş.

Hacılarobası muhtarı Zekai Özay, kavganın 'Germeç' yüzünden çıktığını ve bir kişinin öldüğünü yazmış. Ilbarıtlılar genellikle davullu düğünlerde, güreş yüzünden aralarında kavga çıkarırlar ve dönüş yolunda, o yıllar da açıktan giden ve deriyi geçirmek için,gereme ağaçlardan yapılmış kısmı yıkarlarmış ve Hacılarobası bir iki hafta susuz kalırmış. Böyle bir kavga olmamış. Daha sonra burası aynen bizim Tabakevinin suyu gibi, yağlı algun ve Germeç'ede taştan kemer yapılmak suretiyle su daha güvenli hale getirilmiştir. Örneğin oranın yapıldığını dedem 1856 doğumludur bilen bir kişi...Yaptırana gelince, muhtar sarayda o yıllardaki görevlilerden söz ediyor. Evet o yıllarda sarayda görevli olan Hacılarobası Köyünden 'Camcıgil' sarayın cam işlerini yapan ve 'Çorbacıgil' sarayda çorba işlerine bakan ve yapanlar arasında ve Camcıgilden bir kişi isim 'Delibinbaşı'olarak geçmektedir.Delibinbaşının da Germeçin yapılmasında etkin olduğu söylenenler arasında...Delibinbaşı sarayda binbaşılığa kadar yükselmiştir. Fakat orada ki yani kemerdeki mermer üzerine yazılanı babam Satı Demirsöz biliyordu. 80 lerde başlayan define hırsızlığında o yazıt çalındı. Aynı zamanda, Safranbolu'da kendi adına camii yaptıran, Mehmet İzzet Paşa'nın sır katibi, Mehmet efendi tarafından yaptırıldığı yazılıymış. Muhtar bana sordu, babam o şekilde yorumlamıştı. Yapılış tarihide 1880 li yıllar. Kısaca Son Söz Gazetesine o haber nasıl ulaştırıldı ve kimler tarafından ulaştırıldı bilmiyorum. Birde otuzlu yıllarda, bölgede üzüm yarışı vs.i olduğunu sanmıyorum. Köylüler ürettiği üzümleri, sofralıkları pazarlarda, diğer üzümleri de pekmez yapımında kullanırlardı. Bizim kuşak bilir. Yine otuzlu yıllarda, Safranbolu 'Zafranbolu' olarak telaffuz edildiği biliniyor. O yıllara ait Türkiye haritası, Ilbarıt Köyü 'Kültür ve Sanat' merkezinde vardır.

ÖZET...

Bir süre önce. Son Posta Gazetesinden yola çıkarak, aktarmaya çalıştığım bilgi, doğrular üzerine kuruludur. Bu sayfada hiçbir yazıyı kafadan atarak ya da mantığım dışında yazmıyorum.

Şunu belirtmekle yarar var. Hacılarobası ve Ilbarıt Köyü arasında hiçbir zaman, husumet olmamıştır. Sözü edilen haberleri ve yakılan ağıtı kimin yazdığında belli değil. Eğer iki köy arasında Husumet olsaydı. Karamanbaşı Mevkiindeki 'Akbulak İlkokulu' Hacılarobası , Ilbarıt ve Sarıyan köyleri ile ortak yapılmazdı. Akbulak İlkokulu, köylülerin gayreti ve aralarında topladıkları para ile o günün koşullarında, yaklaşık 2000 liraya mal olmuştur. 1934-35 yıllarında üç yıllık eğitime başlayan okul, bir kez yakılmak üzere ateşe verilmiş, buna rağmen 1943-44 yıllarına kadar eğitime devam etmiştir. Daha sonra okulda incelemelerde bulunan Safranbolu Kaymakamı, okulun köylerden oldukça uzakta ve korumasız olduğu için, her köyün kendi bünyesinde okullarını yapmasını önermiştir. Hatta o yıllarda bu günkü, Geren Köyü,Hacılarobası Köyünün mahallesi konumun da olup, 1949-50 yıllarında köy statüsüne geçmiştir.

 

HACILAROBASI TÜRKÜSÜ

llbarıt ile Hacılarobası arasında üzüm yarışması sonrasında yakılan türkü kavga o

zaman okadar söylenmiş ki kavga

üzerine türkü bile çıkarılmıştır.

Meydancığı İlbarıtlı bürüdü

Aşağıdan Hacileroban yürüdü

Arapoğlu Kör Feyziyi sörüdü

Konman kuşlar konman daldan ayrıldım

Alsı top kâkâllü yardan ayridım

E'im boğlı tabakam; açamıın

Açıp açıp bir »

K-nadım yok Kadıböküne uçamam

Ötme bülbül ötme mezarımın taşında

Hem ayrilik yar sevdam başımda

İki bâlldi bir dereden su içer

Dertsiz bülbül dertlilere dert açar

Buna yanık tez geçer

Konman kuşlar kon: aldan ayrıldın

Alnı top kâköllü yerden ayrıldım

 

 

 

ZEKAİ ÖZAY

O kavga HACILAROBASI içme suyunun germeç deresindeki çatma nın (ağaçtan yapılan su kanalı) Ilbarıtlı gençler

tarafından yerinden sökülerek derenin içine atılmış ve köyün susuz kalması sebebiyle bu kavga olmuş ve bir kişi hayatını kaybetmiş. Bu husumet bayağı devam etmiş.Bunun üzerine Yıldız sarayında çalışan Hacılarobası kişiler tarafından durumun vahamiyeti ilgililere iletilmesi sonucunda Germeç köprüsü (su kemeri) yapılmıştır. Aslında hikaye daha uzun ama kısaca özetlemeye çalıştım.

Zafranbolu (Hususi) — Ubant

Çerçen yaylası üzerine kurulmuş,

65 evli şirin bir köydür. Bağcılığı

ile ün almıştır. Zafranbolu çevre-

sinde Üzüm çıkaran köyler ara-

sında İlbant birinciliği Kazanır.

Bu köyün münevverleri fazladır.

Küçük köyde yurdun muhtelif

köşelerizde mualiimlik yapan tam

on bir genç vardır. Köylüler çe

lışan ve çalışkan insanlardır. Bu

kö;ün batısında ve bir saat

ötesinde Hacılarobası köyü vardır.

iki köy oörasmda geçen yıl

yeni bir mektep yapılmıştır. Bu

mektepte (İibarıt, (Hacılarobası

çocukları okuyacakları gibi bu

civardaki Sarıyan köyünün ço-

cukları da geleceklerdir.

Hacılarobası köyü de üzümü

We meşhurdur. Bundan otuz yıl

kadar önce llbarıt köyü ile Ha-

cı.arobası köyü arasında bir köy

kavgası olmuştür. Bu kavga o

zaman okadar söylenmiş ki kavga

üzerine türkü bile çıkarılmıştır.

Meydancığı İlbarıtlı bürüdü

Aşağıdan Hacileroban yürüdü

Arapoğlu Kör Feyziyi sörüdü

Konman kuşlar konman daldan ayrıldım

Alsı top kâkâllü yardan ayridım

E'im boğlı tabakam; açamıın

Açıp açıp bir »

K-nadım yok Kadıböküne uçamam

Ötme bülbül ötme mezarımın taşında

Hem ayrilik yar sevdam başımda

İki bâlldi bir dereden su içer

Dertsiz bülbül dertlilere dert açar

Buna yanık tez geçer

Konman kuşlar kon: aldan ayrıldın

Alnı top kâköllü yerden ayrıldım

 

İçli bir ifade ile meşhur köy

kavgasını anlatan bu parçaya

göre kavgaya Kadıbükünden de

karışanlar 

SECERE

  (SND) SAFRANBOLU (ILBARIT KÖYÜ) ÜÇBÖLÜK KÖYÜ    SECERESİ Üçbölük köyü (Ilbarıt) ...