OYUNLARIMIZ(EĞLENCELERİMİZ)
OYUNLARIMIZ (EĞLENCELERİMİZ)
☺Büyükler köşklerde eğlence yaparlardı.
☺Düğünlerde yumurta vurma yarışması yapılırdı.
(Yumurtayı vurana düğün sahibi hediye verirdi)
☺Kış aylarında gençler ava giderlerdi.Avladıklarını akşam
bir evde toplanıp yerler, eğlence yaparlardı.
☺Yumurtalar boyanır yumurta yarışması yapılırdı.
BEDDAM:
Baharın müjdecisi olan 21 Mart günü yüksek bir tepeye çıkılarak büyük bir ateş yakılır ve ateşin etrafında toplanılarak eğlenilirdi.Daha önce pişirilmiş olan yumurtalar tokuşturularak yarışmalar düzenlenirdi.Yumurtası kırılan , yumurtayı kıran kişiye kırık yumurtasını verirdi.Bu alışkanlıklar köyümüzde tamamen kalkmıştır.
☺Yukarı düzde erkekler gıncırdak kurarlar ve binerdi.
☺Kızlar da yukarı harmana salıncak kurarlardı. Eğlenirlerdi.
☺Kış aylarında evlerde yüzük oyunu oynanırdı.
☺Erkekler uzağa taş atma oyunu oynardık.
☺Esir almaca oyunu oynardık.
☺Cilbent oyunu oynardık.
☺Beş taş oyunu oynardık.
☺Uzun eşek oynardık.
☺Met oynardık. (Çelik-Çomak)
☺Çizgi oynardık.
☺Saklambaç oynardık.
☺Körebe oynardık.
☺Tok Tok oynardık.
☺Birdirbir oyunu
☺Güvercin Takla oynardık.
☺Mendil Kapma oynardık.
☺İp Atlama
☺Sek Sek oyunu
☺Yağ Satarım Bal Satarım
☺Kızak Kayma
1-YÜZÜK OYUNU:
Üçer veya beşer kişilik iki takım oluşturulur. Yedi tane boş ceviz kabuğu ve bir adette kuru fasulye temin edilir. Oyunun yüz sayısında biteceği kararlaştırılır.Oyuna ilk başlayacak tarafı tespit etmek için gruptan herhangi bir taraf, ceviz kabuğu içine saklanmış fasulye tanesini bulmaya çalışır. Son iki kabuğa kadar bulamazsa kalan iki kabuktan şayet boşunu tercih ederek açarsa oyuna ilk başlama hakkı rakip tarafa geçer. Dolusunu bulursa kendi grubu oyuna başlayacak taraf olur. Rakip oyunculardan birisi geriye dönerek bir tepsi veya tabla üstündeki ceviz kabuklarından birinin altına gizlice fasulyeyi koyarak oyuna başlayacak grubun önüne getirir. Gruptan herhangi birisi altında fasulye tanesi olan ceviz kabuklarını sıra ile veya karışık olarak kaldırarak fasulyeyi bulmaya çalışır. Son iki kabuğa kadar bulabilirse o zaman 10 sayı kazanarak oyuna kendi grubunun devam etme hakkını elde eder. Şayet, son iki kabuktaki doluyu bulamazsa, işte o zaman oyun oynama sırası rakip tarafa geçmiş sayılır. Oyun böylece sürüp gider, 50 sayıya bir "Dibiyet" denir, oyun iki dibiyette yani 100 sayıda biter. Kaybeden taraf kazanan tarafa oyundan önce anlaştıkları ziyafeti verir.
2-KIZAK KAYMA
Bir kış eğlencesi olan spor yönü ağırlıklı kızak kayma; kışların çok uzun sürmesi ve kar katmanın fazla olması dolayısıyla kış boyunca çocukların, gençlerin ve hatta büyüklerin eğlencelerinden birisi olarak önemini halen korumaktadır. Kızak kaymak için genelde dik olan 40–70 derecelik eğimli yerler tercih edilir. Buralara bazen özel engeller yapılarak kızakların adeta havada gösteri yapması şekline dönüşür.Kızak yapımında Oklavi gibi dokusu sık, kayganlık özelliği olan ve darbelere dayanıklı ağaçlar kullanılır. Eskiden kızaklara madeni hiç bir parça kullanılmazken son zamanlarda sürütmelerin altına madeni balya demir çakılarak daha hızlı gitmeleri sağlanmıştır.Büyükler ise çoğu zaman beş-on kişinin birlikte bineceği çiftçilikte kullanılan büyük kızaklara binerler. Bir kişi ön tarafta kızağın iki kolunun arasına girerek kendi küçük kızağına binip büyük kızağın şoförlüğünü yaparak bu sporu devam ettirir.
3-YAĞ SATARIM BAL SATARIM
Ne kadar çok oyuncu olursa o kadar zevkli olan bir oyundur. Mendil dışında malzemeye ihtiyaç yoktur. Bir ebe vardır ve diğerleri çember oluşturup yere çökerler. Ebe elinde bir mendille, “yağ satarım, bal satarım, ustam ölmüş ben satarım” diyerek etraflarında dolaşır. Sonunda mendili birinin arkasına koyar ve koşmaya başlar mendili bıraktığı kişi kalkıp ebeyi kovalamaya başlar. Eğer ebe yakalanmadan onun yerine geçebilirse, diğer oyuncu ebe olur. Eğer yakalanırsa tekrar ebe olur.
4- UÇURTMA
Genelde iki çeşit
uçurtma yapılır. Birisi “ Şeytan uçurtması”,diğeri de çıtalarla yapıldığı için
“ Çıtalı” denilen uçurtmadır. burada hem yapılması hem de uçurtması zevkli olan
ve ustalık isteyen çıtalı adı verilen uçurtmadır. bu uçurtma için önce 60-80 cm
uzunluğunda ve 1 cm çapında üç çubuk veya çıta hazırlanır. Uçlarına yarım
santim içeriden bıçakla çentik açılır. Sonra üst üste konularak altıgen şekil
yapılır ve ortalarından ip ile sıkıca bağlanır. Çubukların birinin uçuna açılan
çentikten ip bağlanır ve diğer uçlardaki çentiklerden sıra ile gergince
bağlanarak altıgenin çevresi dolandırılır. Çıtalının iskeleti ortaya çıkmıştır.
Bu iskeletin çevresini kaplayacak şekilde dayanıklı bir kağıt veya plastik
kaplık alınır. İskelet bu kağıdın üstüne konarak , kağıdın dışarıda kalan
kısımları içeri dürülerek yapıştırılırı. Altıgenin komşu iki uçuna, b.ir köşesi
merkezde olacak şekilde üçgen şekli alan bir bağlanır. Başka bir ipin bir ucu
arkadan merkeze bağlanıp, diğer ucu da açılan küçük bir delikten ön yüzüne
geçirilip , köşe ile merkez uzaklığında diğer üçgen şeklindeki ipin tam
ortasına bağlanır. Bunların ortasından da uçurtmayı havada tutacak uzun ip
bağlanır. Alttaki iki uca bağlanan başka bir ipin ortasına da kuyruk olarak
kullanılacak kağıt parçaları bağlanır. Bu şekilde hazırlanan çıtalının ipini
bir çocuk , kendisini de başka bir çocuk tutar ve 10-15 metre açılırlar ve ipi
tutan çocuk koşmaya başlayınca diğeri uçurtmayı bırakır ve uçurtma havalanır.
5-BEŞTAŞ
****************************
Birden fazla kişiyle oynanır.Beş tane yuvarlak taşla oynanır.Oyunun aşamaları şöyledir.
A. Birler: Taşlar serbest yere bırakılır. Ebe yerdeki taşlardan uygun olanını seçer. Seçtiği taşı havaya atar. Her attığında yerden bir taş alıp havaya attığı taşı yakalar. Yerdeki taş bitinceye kadar işlem devam eder. Eğer havaya attığı taşı kapamaz veya yerden almak istediği taştan başka taşa dokunursa oynama hakkını arkadaşı kazanır.
B. İkiler: Taşlar yere bırakılır. Taşların içinden uygun olanı ele alınır. Yerdeki taşlar ikişerli olarak alınmaya çalışılır.
C. Üçler: Taşlar yere atılır taşın biri tekli olarak ele alınır. Diğer üçü tek seferde alınmaya çalışılır.
D. Dörtler: Taşlardan uygun olan bir tanesi havaya atılır. Yerde kalan dört taş bir seferde alınmaya çalışılır.
F. Dedeler: Taşlar yere atılır. Başparmak ve şahadet parmağının arası açılarak bir kale görüntüsü verilmeye çalışılır. Oyuncu yerden bir tane uygun taşı eline alır. Rakip oyuncu en son parmağın arasından geçecek taşı seçer. Bu taş diğer taşların parmaklar arasından geçirilmesine engel olacak taştır. Oyuncu eline aldığı taşı havaya atar. Havaya attığı esnada yerdeki taşı kaleden geçirmeye çalışır. Bunun için iki hakkı vardır. Birinci seferde taşı düzeltir. İkinci seferde taşı parmakları arasından geçirir. Eğer bu esnada taşı başka bir taşa çarptırır veya havaya attığı taşı kapamazsa hakkını rakip oyuncuya verir. Tüm bunlardan sonra oyunun final bölümüne geçilir. Taşların tamamı avucunun içinde hafifçe yukarı doğru atılır ve avucun tersiyle taşlar tutulmaya çalışılır. Avucunun tersinde en çok taş kalan oyuncu oyunu kazanır.
6- BİRDİRBİR
**********************************************3res,i
İstenilen
sayıda öğrenci ile oynanır. Oyuncular sayışıp ebeyi tesbit ettikten sonra ebe,
göğsü yere paralel olarak eğilir. Diğerleri sıra ile belli bir uzaklıktan hız
kazanarak gelip eğilen ebenin üzerinden atlarlar. Atlarken de baştaki oyuncunun
sözlerini ve yaptığı hareketleri tekrarlarlar. Oyunun seyri şöyledir:
İlk oyuncu; “Birdir bir, ikidir iki, üçtür üç” diyerek ebenin üzerinden atlayıp
başa döner. Diğerleri de aynı sözleri tekrarlayıp, ebenin üzerinden atlayıp
yerlerinde dönerler. Bundan sonra oyun biraz hareketlerin.
“Dörttür dört” atlarken kalça ebenin sırtına vurulur.
“Beş, sürmeden geç” atlayanlar ellerinden başka bir yerlerini ebeye sürmeden
geçerler.
“Altı, mendil indirmece” ebenin atlarken üstüne konulan mendili diğerleri de
yere düşürmeden atlarlar.
“Yedim, mendil kaldırmaca” ebenin üstündeki mendil, atlarken alınır.
“Sekizim seksek” ebenin üstünden atlayanlar, bütün oyuncular atlayıncaya kadar
tek ayak üzerinde dururlar.
“Dokuzum durak” ebenin üstünden atlayanlar, atladıkları yerde tek ayak üzerinde
dururlar. Diğerleri, ayakta duranlara değmemeye çalışırlar.
“Onum oturak”, ebenin üstünde atlayıp, düştüğü yerde oturakta durulur.
Diğerleri oturanlara değmeden atlayıp otururlar.
Bundan sonra “On birim yağlı börek, on ikim jandarma, on üç alman topu” diyerek
ebenin üstünden atlanır. Sıra ondörde gelince;
“On dördüm yumruk atmak” denir ve ebenin sırtına yumruk vurarak atlanır.
“On beşim kaçmaca” denince de, bütün oyuncular atladıktan sonra tek sonra ebe
diğerlerinden birini yakalamaya çalışır. Yakalanan veya ayağı yere basan oyuncu
ebe olur ve oyuna devam edilir.
7-UZUN EŞEK
*****************************3resim
Açık
havada üçer veya dörder kişilik takımlarla oynanan zevkli bir oyundur.
Sayışmalarla ebe, takımlar ve hangi takımın alta yatacağı (eşek) belirlenir.
Ebe bir duvara veya ağaca araksını verir. Eşek olan takımın bir oyuncusu ebenin
bacakları arasına başını sokar, diğerleri de onun arkasından başları öndekinin
bacakları arasında olacak şekilde eğilip dizilirler. Diğer takım oyuncuları hız
kazanarak sıra ile eğilenlerin üstüne atlarlar.üstteki takımın başı,
parmaklarından bazıları yumup, diğerlerini ebenin göreceği şekilde açıkta
bırakarak sorar:
- Çattı pattı kaç attı? Yere eğilmiş olan takımın başı, kaç parmağın açık
olduğunu tahmin ederek bulmaya çalışır. Eğer bilirse kazanırlar ve diğerleri
alta yatarlar, yani eşek olurlar. Bilemezlerse oyun yeniden başlar.
Bu oyundan üstteki takımın ayaklarının yere değmemesi gerekir. Eğer değer
yanmış olurlar ve alta yatarlar. Bazan da alttaki takım oyuncuları, üstteki
takımın ağırlığına dayanamayıp çöker ve hepsi yere yığılır. Bu durumda “eşek
çötü” denir ve alttakiler tekrar yatarak oyun yeniden başlar.
8--ÇELİK ÇOMAK (MET)
Açık havada erkekler
tarafından oynanan zevkli bir oyun olup, karşılıklı iki kişi veya takım halinde
de oynanabilir. Oyun 50-60 cm. uzunlukta bir değnek (Çomak veya met değneği) ve
15-20 cm. uzunlukta kısa bir değnek parçası (çelik veya met) ile oynanır. Met
oyununda met ve değneğin çeşitli kullanım şekilleri vardır. bunlardan yaygın
olanları şunlardır:
- Oyuncu meti iki küçük taşın üstüne koyar. Altından değneği ile meti havaya
kaldırıp vurarak uzaklaştırır.
- Bir eli ile meti hafifçe havaya atar ve değneği ile vurur.
- Met bir ucu havada kalacak şekilde küçük bir taşın üstüne konur. Değnekle
havdaki ucuna vurulur. Havaya zıplayan mete değnekle vurulur.
- Met, değneğin üstüne dengeli şekilde konarak havaya kaldırılıp vurulur.
Değnek ile meti uzağa atmak için oyuncunun üç hakkı vardır. üç hakkında da ıska
geçerek mete vuramayan oyuncu kaybeder ve ebe olur.
Sayışma ile takımlar ve kimin önce başlayacağı belirlenir. Başlayacak oyuncu
“Kale” denilen yerde meti yukarıda saydığımız şekillerin biri ile atar. Diğer
oyuncu metin atılacağı yönde elinde değneği ile durur. Eğer atılan meti yakalar
veya değneği ile değerse, meit atma sırası kazanır. Değemez ise düştüğü yerden
meti eliyle kaleye fırtalır. Kaledeki oyuncu da fırlatılan meti değneği ile
karşılayıp vurmak ister. Eğer met kalenin bir değnek boyundan az yakınına
düşmüşse yanar ve rakip oyuncuya met atma sırası geçer. Eğer takım ile
oynanıyorsa, bir oyuncu yandığında aynı takımın diğer oyuncusuna sıra gelir.met
kalenin yakınına düşmez veya kaledeki oyuncu meti değneği ile yere düşmeden
uzaklaştırılırsa, düştüğü yerden itibaren kaleye kadar adımlar. Kaleye
geldiğinde kaçta kaldıysa, meti değneğin üstünde hoplatarak düşürmeden saymaya
devam eder. Met yere düşünce oyun kaleden met atışı ile devam eder. Saymada her
elli sayı bir dalya eder. Tesbit edilen belli bir dalyaya gelindiğinde oyun
biter.
9-GÜVERCİN TAKLA
açık havada, 10-15
yaşlarında 8 çocuk tarafından oynanan bir oyundur. Oyuncular dörder kişilik iki
takıma ayrılır ve hangi takımın alta yatacağı, hangisinin üzerinden atlayacağı
sayışma ile tesbit edildikten sonra alta yatacak takımın oyuncularından ikisi
kalçaları değecek şekilde arka arkaya dönüp hafif eğilir. Diğer ikisi de
karşılıklı olarak bunların bacakları arasına kafalarını sokup elleri ile birer
bacaklarından tutarlar. Böylece diğer takım oyuncularının atlayabileceği bir
şekilde meydana getirirler.
Diğer grubun oyuncuları birer birer koşup gelerek ellerini yatan oyuncunun
sırtına koyup hızla takla atarlar. Başlarını aralarına koyarak ayakları üzerine
yere düşerler. Bu sefer de diğer yönden atlamaya gelirler. Oyuncu takla
atamayınca veya atladığı halde elleri yere değerse yanmış sayılır ve gruplar
yer değiştirir.
10-İP ATLAMA
Kızlar arasında çok
yaygın olan oyun, karşılıklı iki kız tarafından sallanan ipin üstünden
atlanması esasına dayanır. Değişik uygulamaları vardır.
- Kendi çevirdiği ip ile atlama: İki metre uzunluğundaki ipin uçları oyuncu
tarafından tutulur ve başı üzerinden önden arkaya doğru çevrilir. İ ayaklarına
yaklaştığında oyuncu hoplayarak, ipi ayakları altından geçirir. Belli bir tempo
içinde ip çevrilir ve atlanır.
Bu oyun iki oyuncu arasında yarış şeklinde de oynanır. Önce atlayanın kaç sayı
atladığı sayılır, sonra diğeri saydırır. En fazla saydıran kazanır.
- Bir oyuncunun çevirdiği ip ile iki oyuncunun atlaması: İpin iki ucunu tutan
oyucuya bir diğeri daha yanaşır ve ip çevrildiğinde her ikisi de atlar. Bu
oyunda diğeri gibi iki veya daha fazla oyuncu grubu tarafından yarış şeklinde
oynanabilir.
- İki oyuncunun karşılıklı tutup çevirdiği ip ile diğer çocukların atlaması:
4-5 metre bir ipin ucundan karşılıklı iki oyuncu tutup sallar, diğerleri de
sırayla atlar. Atlamaya ilk başlayanın atladığı sayı kadar diğerleri de atlar
ve diğer yönde dizilip herkes atlandığından o yönden atlamaya devam ederler.
Eksik atlayan veya ipe takılan oyuncu ipi tutanlardan bir ile yer değiştirir.
- İki oyuncunun çevirdiği ip ile yine iki oyuncunun karşılıklı atlaması:
Oyuncular ikişer eşleşir. Hangi takımın ipi çevireceği sayışma ile tesbit
edilir. Bir takım ipi çevirirken, diğer grup da karşılıklı olarak yanı anda girip
atlamaya başlarlar. Eşlerden biri ipe katılırsa, ipi çevirmeye onlar başlar. En
çok atlayan takım oyunu kazanmış olur.
11-KÖR EBE*************************
4-12 yaşlarında kız ve erkek çocukların beraber oynadıkları bir oyundur. Sayışma ile ebe seçilir. Ebenin gözleri kapanır. Diğerleri ebenin etrafında ona değerek ve “körebe” diye seslenip dolanırlar. Ebe de onlardan birini yakalamaya yakaladığını da kim olduğunu bilmeye çalışır. Bilirse yakalanan ebe olur ve oyun böyle devam eter.
12- MENDİL KAPMACA
Oyuncular iki takıma
ayrılırlar. 50-60 metre ara ile karşılıklı iki çizgi çizilir ve takımlar bu
çizgi üzerinde yer alırlar. Tam ortada da elinde mendili ile başka bir çocuk
durur. Ortadaki çocuk, karşılıklı olarak takımlardan birer oyuncunun isimlerini
söyleyerek çağırır. Mendile doğru gelen çocuklar, mendili diğerinden önce alıp
kendi kalesine kaçar. Diğeri de onu yakalamaya çalışır. Yakalarsa, yakalanan
çocuk, yakalanmazsa diğeri oyun dışı kalır. Mendili kapma sırasında çocuklar
acele etmezler. Birbirini lafla oyalayıp dikkatini dağıtarak mendili kapmaya
çalışırlar. Bu şekilde devam eden oyunda oyuncusu kalmayan takım yenilir ve
verilen cezaya katlanır.
13-SAKLAMBAÇ
Çok sayıda oyuncu ile
acık havada oynanan zevkli oyunlardan biridir. Sayışma ile ebe seçilir. Ebe,
tesbit edilen ağaç veya duvar köşesine arkasını dönüp 50 veya 100’e kadar
sayar. Diğerleri saklanırlar. Sayma sonunda ebe saklananları aramaya başlar.
Birini gördüğünde kaleye ondan önce koşup “söbe” der, görünen veya ebenin
haberi olmadan kaleye gelip söbeleyen oyuncular birer “ can” kazanırlar ve oyun
sonunda ebe olmaktan kurtulurlar. Saklanan oyuncular bazan birbirlerinin ceket,
gömlek veya ayakkabısını giyip kasıtlı olarak bunları ebenin göreceği şekilde
açıkta tutarlar. Ebe buna kanar yanlış isim söbelerse oyuncu “ çömlek patladı”
diyerek ortaya çıkar ve oyun yeniden başlar. Eğer ebe gelecek yeni oyunda
ebelikten kurtulacak kadar oyuncu söbeleşmişse hala saklı olan bir veya daha
fazla oyuncu için “ çay içiniz, çıkın!” der. “ Çay içmek”, ebelikten kurtulmak
demektir. Bu durumda söbelenen oyuncular kendi aralarında gizlice isimleşirler
ve ebeye tuttukları isimleri söylerler. Ebe de bunlardan birini söyleyerek yeni
ebeyi seçer ve oyun devam eder.
14-SEKSEK
6-12 yaş grubu çocuklar
tarafından açık havada oynanır. Yere çizilen geometrik şekiller üzerinde yassı
taşlarla ve birden fazla oyuncu ile oynanır. Sayışarak oyuna başlama sırası
tesbit edilir. İlk başlayan oyuncu,1 numaralı karenin önünde durup, elindeki
taşı bu kutu içine bırakır. Sonra sekerek ve çizgilere basmadan bölmelerden
sıra ile atlar. 4. kareden sonra ayakları 5. ve 6. karelerde olacak şekilde
atlar. Tekrar çizgiye basmadan ayakları 5. ve 6. karelerde olacak şekilde
atlar. Tekrar çizgiye basmadan ayakları 5. ve 6. karelerde olacak şekilde
döner. Tekrar sekerek 1. kareye kadar gelip yerdeki ayağı ile buradaki taşı
tepip dışarı çıkarır, kendisi de çıkarak ayaklarını basar. Aynı oyunu ikinci,
üçüncü ve dördüncü kutular için aynı şekilde sekerek gider. Taşı geriye sıra
ile kutulara ayağı ile sürükler ve dışarı çıkarır , sora 5. ve 6. kutulardan da
geriye doğru taşı sürükleyerek çıkarır. Aşağı yere ve çizgiye basmadan ve
sürüdüğü taş çizgi üzerinde kalmadan altı kutuya da bu şeklide bitiren oyuncu
birinci bölümü bitirir. Ancak taşı çizgi üzerinde bırakan, çizgiye ve yere
basan oyuncu yanar, diğerlerine sıra gelir. Her oyuncu sıra tekrar geldiğinde
kaldığı kutudan başlar.
İkinci bölümde oyuncu gözlerini kapatıp yürüyerek ve çizgilere basmadan
dördüncü kutuya, buradan da ayakları 5. ve 6. kutuda olacak şekilde hoplar.
Burada gözlerini açıp arkaya döner ve bu sefer de öne doğru gözleri kapalı
olarak ayağı çizgilere basmayacak şekilde yürüyerek gelip dışarı çıkar. Bu
bölümde de çizgiye basan ve gözlerini sona gelmeden açan oyuncu yanar ve sıra
diğerlerine geçer.
Oyunun üçüncü bölümünde ise, oyuncu yine kutulara arkası dönük halde elindeki
taşı bir kutuya düşecek şekilde atar. Taş çizgiye gelemeden kutu içinde
kalırsa, o kutuyu (X) işareti ile çizer. Bu kutu o oyuncunun olur ve diğer
oyuncular kendi oyunlarını oynarken bu kutunun üzerinden atlayama çalışırlar.
Bu şeklide bütün kutuları veya en fazla kutuya sahip olan oyunu kazanmış olur.
15-SALINCAK
********************************************
En uygun oyunlardan birisidir. Buna salıngaç ya da sallangaçta sallanmak denir. Evde her hangi uygun bir yere salıngaç kurulabileceği gibi kırdaki ağaçlara da kurulabilir. Salıngaç urganla kurulur, oturulacak yere bir minder konur ya da tahta yerleştirilir. Böylece salıngaç biri bindikten sonra diğeri tarafından sallanır ve bundan zevk alınır.
16-GINCIRDAK
*****************************
Düz
bir alana bir ağaç gövdesi yerleştirilir.üst kısmı sivritilmiş ağaç gövdesinin
bu sivri kısmına kömür ve mancar eriği çekirdeği sürülür. Böylece sistemin
gıcırdaması sağlanır. Ağaç gövdesinin üzerine ortası bu sivri yere gelecek
şekilde uzunca bir hatıl yerleştirilir. Bu hatıl yatay şekildedir. Konumu
tahtirevalliyi andırır. Karşılıklı binilir ve bir kısım insan bunu çevirir.
Hareket halindeyken gıncır gıncır ses çıkarır. Büyük bir zevkle binilir. Bu
sisteme “ gıncırdak” denir. Toplanan delikanlılar gıncırdağa binerek
gönüllerince eğlenirler.
Selami
ALKAN (SND) Safranbolu / 2008