26 Mart 2025 Çarşamba

OYUNLARIMIZ

 




















OYUNLARIMIZ(EĞLENCELERİMİZ)

OYUNLARIMIZ (EĞLENCELERİMİZ)

 ☺Büyükler köşklerde eğlence yaparlardı.

Düğünlerde yumurta vurma yarışması yapılırdı.

       (Yumurtayı vurana düğün sahibi hediye verirdi)

Kış aylarında gençler ava giderlerdi.Avladıklarını akşam

        bir evde toplanıp yerler, eğlence yaparlardı.

Yumurtalar boyanır yumurta yarışması yapılırdı.

      BEDDAM:

      Baharın müjdecisi olan 21 Mart günü yüksek bir tepeye çıkılarak büyük bir ateş yakılır ve   ateşin etrafında toplanılarak eğlenilirdi.Daha önce pişirilmiş olan yumurtalar tokuşturularak yarışmalar düzenlenirdi.Yumurtası kırılan , yumurtayı kıran kişiye kırık yumurtasını verirdi.Bu alışkanlıklar köyümüzde tamamen kalkmıştır.

Yukarı düzde erkekler gıncırdak kurarlar ve binerdi.

Kızlar da yukarı harmana salıncak kurarlardı. Eğlenirlerdi.

Kış aylarında evlerde yüzük oyunu oynanırdı.

Erkekler uzağa taş atma oyunu oynardık.

☺Esir almaca oyunu oynardık.

☺Cilbent oyunu oynardık.

☺Beş taş oyunu oynardık.

☺Uzun eşek oynardık.

☺Met oynardık. (Çelik-Çomak)

☺Çizgi oynardık.

☺Saklambaç oynardık.

☺Körebe oynardık.

☺Tok Tok oynardık.

☺Birdirbir oyunu

Güvercin Takla oynardık.

☺Mendil Kapma oynardık.

☺İp Atlama

☺Sek Sek oyunu

☺Yağ Satarım Bal Satarım

Kızak Kayma

 

1-YÜZÜK OYUNU:

Üçer veya beşer kişilik iki takım oluşturulur. Yedi tane boş ceviz kabuğu ve bir adette kuru fasulye temin edilir. Oyunun yüz sayısında biteceği kararlaştırılır.Oyuna ilk başlayacak tarafı tespit etmek için gruptan herhangi bir taraf, ceviz kabuğu içine saklanmış fasulye tanesini bulmaya çalışır. Son iki kabuğa kadar bulamazsa kalan iki kabuktan şayet boşunu tercih ederek açarsa oyuna ilk başlama hakkı rakip tarafa geçer. Dolusunu bulursa kendi grubu oyuna başlayacak taraf olur. Rakip oyunculardan birisi geriye dönerek bir tepsi veya tabla üstündeki ceviz kabuklarından birinin altına gizlice fasulyeyi koyarak oyuna başlayacak grubun önüne getirir. Gruptan herhangi birisi altında fasulye tanesi olan ceviz kabuklarını sıra ile veya karışık olarak kaldırarak fasulyeyi bulmaya çalışır. Son iki kabuğa kadar bulabilirse o zaman 10 sayı kazanarak oyuna kendi grubunun devam etme hakkını elde eder. Şayet, son iki kabuktaki doluyu bulamazsa, işte o zaman oyun oynama sırası rakip tarafa geçmiş sayılır. Oyun böylece sürüp gider, 50 sayıya bir "Dibiyet" denir, oyun iki dibiyette yani 100 sayıda biter. Kaybeden taraf kazanan tarafa oyundan önce anlaştıkları ziyafeti verir.

2-KIZAK KAYMA

 Bir kış eğlencesi olan spor yönü ağırlıklı kızak kayma; kışların çok uzun sürmesi ve kar katmanın fazla olması dolayısıyla kış boyunca çocukların, gençlerin ve hatta büyüklerin eğlencelerinden birisi olarak önemini halen korumaktadır. Kızak kaymak için genelde dik olan 40–70 derecelik eğimli yerler tercih edilir. Buralara bazen özel engeller yapılarak kızakların adeta havada gösteri yapması şekline dönüşür.Kızak yapımında Oklavi gibi dokusu sık, kayganlık özelliği olan ve darbelere dayanıklı ağaçlar kullanılır. Eskiden kızaklara madeni hiç bir parça kullanılmazken son zamanlarda sürütmelerin altına madeni balya demir çakılarak daha hızlı gitmeleri sağlanmıştır.Büyükler ise çoğu zaman beş-on kişinin birlikte bineceği çiftçilikte kullanılan büyük kızaklara binerler. Bir kişi ön tarafta kızağın iki kolunun arasına girerek kendi küçük kızağına binip büyük kızağın şoförlüğünü yaparak bu sporu devam ettirir.

3-YAĞ SATARIM BAL SATARIM

Ne kadar çok oyuncu olursa o kadar zevkli olan bir oyundur. Mendil dışında malzemeye ihtiyaç yoktur. Bir ebe vardır ve diğerleri çember oluşturup yere çökerler. Ebe elinde bir mendille, “yağ satarım, bal satarım, ustam ölmüş ben satarım” diyerek etraflarında dolaşır. Sonunda mendili birinin arkasına koyar ve koşmaya başlar mendili bıraktığı kişi kalkıp ebeyi kovalamaya başlar. Eğer ebe yakalanmadan onun yerine geçebilirse, diğer oyuncu ebe olur. Eğer yakalanırsa tekrar ebe olur.

4- UÇURTMA
Genelde iki çeşit uçurtma yapılır. Birisi “ Şeytan uçurtması”,diğeri de çıtalarla yapıldığı için “ Çıtalı” denilen uçurtmadır. burada hem yapılması hem de uçurtması zevkli olan ve ustalık isteyen çıtalı adı verilen uçurtmadır. bu uçurtma için önce 60-80 cm uzunluğunda ve 1 cm çapında üç çubuk veya çıta hazırlanır. Uçlarına yarım santim içeriden bıçakla çentik açılır. Sonra üst üste konularak altıgen şekil yapılır ve ortalarından ip ile sıkıca bağlanır. Çubukların birinin uçuna açılan çentikten ip bağlanır ve diğer uçlardaki çentiklerden sıra ile gergince bağlanarak altıgenin çevresi dolandırılır. Çıtalının iskeleti ortaya çıkmıştır. Bu iskeletin çevresini kaplayacak şekilde dayanıklı bir kağıt veya plastik kaplık alınır. İskelet bu kağıdın üstüne konarak , kağıdın dışarıda kalan kısımları içeri dürülerek yapıştırılırı. Altıgenin komşu iki uçuna, b.ir köşesi merkezde olacak şekilde üçgen şekli alan bir bağlanır. Başka bir ipin bir ucu arkadan merkeze bağlanıp, diğer ucu da açılan küçük bir delikten ön yüzüne geçirilip , köşe ile merkez uzaklığında diğer üçgen şeklindeki ipin tam ortasına bağlanır. Bunların ortasından da uçurtmayı havada tutacak uzun ip bağlanır. Alttaki iki uca bağlanan başka bir ipin ortasına da kuyruk olarak kullanılacak kağıt parçaları bağlanır. Bu şekilde hazırlanan çıtalının ipini bir çocuk , kendisini de başka bir çocuk tutar ve 10-15 metre açılırlar ve ipi tutan çocuk koşmaya başlayınca diğeri uçurtmayı bırakır ve uçurtma havalanır.

5-BEŞTAŞ


****************************

Birden fazla kişiyle oynanır.Beş tane yuvarlak taşla oynanır.Oyunun aşamaları şöyledir.

 A. Birler: Taşlar serbest yere bırakılır. Ebe yerdeki taşlardan uygun olanını seçer. Seçtiği taşı havaya atar. Her attığında yerden bir taş alıp havaya attığı taşı yakalar. Yerdeki taş bitinceye kadar işlem devam eder. Eğer havaya attığı taşı kapamaz veya yerden almak istediği taştan başka taşa dokunursa oynama hakkını arkadaşı kazanır.

B. İkiler: Taşlar yere bırakılır. Taşların içinden uygun olanı ele alınır. Yerdeki taşlar ikişerli olarak alınmaya çalışılır.

C. Üçler: Taşlar yere atılır taşın biri tekli olarak ele alınır. Diğer üçü tek seferde alınmaya çalışılır.

D. Dörtler: Taşlardan uygun olan bir tanesi havaya atılır. Yerde kalan dört taş bir seferde alınmaya çalışılır.

F. Dedeler: Taşlar yere atılır. Başparmak ve şahadet parmağının arası açılarak bir kale görüntüsü verilmeye çalışılır. Oyuncu yerden bir tane uygun taşı eline alır. Rakip oyuncu en son parmağın arasından geçecek taşı seçer. Bu taş diğer taşların parmaklar arasından geçirilmesine engel olacak taştır. Oyuncu eline aldığı taşı havaya atar. Havaya attığı esnada yerdeki taşı kaleden geçirmeye çalışır. Bunun için iki hakkı vardır. Birinci seferde taşı düzeltir. İkinci seferde taşı parmakları arasından geçirir. Eğer bu esnada taşı başka bir taşa çarptırır veya havaya attığı taşı kapamazsa hakkını rakip oyuncuya verir. Tüm bunlardan sonra oyunun final bölümüne geçilir. Taşların tamamı avucunun içinde hafifçe yukarı doğru atılır ve avucun tersiyle taşlar tutulmaya çalışılır. Avucunun tersinde en çok taş kalan oyuncu oyunu kazanır.

6- BİRDİRBİR


**********************************************3res,i

İstenilen sayıda öğrenci ile oynanır. Oyuncular sayışıp ebeyi tesbit ettikten sonra ebe, göğsü yere paralel olarak eğilir. Diğerleri sıra ile belli bir uzaklıktan hız kazanarak gelip eğilen ebenin üzerinden atlarlar. Atlarken de baştaki oyuncunun sözlerini ve yaptığı hareketleri tekrarlarlar. Oyunun seyri şöyledir:
İlk oyuncu; “Birdir bir, ikidir iki, üçtür üç” diyerek ebenin üzerinden atlayıp başa döner. Diğerleri de aynı sözleri tekrarlayıp, ebenin üzerinden atlayıp yerlerinde dönerler. Bundan sonra oyun biraz hareketlerin.
“Dörttür dört” atlarken kalça ebenin sırtına vurulur.
“Beş, sürmeden geç” atlayanlar ellerinden başka bir yerlerini ebeye sürmeden geçerler.
“Altı, mendil indirmece” ebenin atlarken üstüne konulan mendili diğerleri de yere düşürmeden atlarlar.
“Yedim, mendil kaldırmaca” ebenin üstündeki mendil, atlarken alınır.
“Sekizim seksek” ebenin üstünden atlayanlar, bütün oyuncular atlayıncaya kadar tek ayak üzerinde dururlar.
“Dokuzum durak” ebenin üstünden atlayanlar, atladıkları yerde tek ayak üzerinde dururlar. Diğerleri, ayakta duranlara değmemeye çalışırlar.
“Onum oturak”, ebenin üstünde atlayıp, düştüğü yerde oturakta durulur. Diğerleri oturanlara değmeden atlayıp otururlar.
Bundan sonra “On birim yağlı börek, on ikim jandarma, on üç alman topu” diyerek ebenin üstünden atlanır. Sıra ondörde gelince;
“On dördüm yumruk atmak” denir ve ebenin sırtına yumruk vurarak atlanır.
“On beşim kaçmaca” denince de, bütün oyuncular atladıktan sonra tek sonra ebe diğerlerinden birini yakalamaya çalışır. Yakalanan veya ayağı yere basan oyuncu ebe olur ve oyuna devam edilir.

7-UZUN EŞEK

*****************************3resim

Açık havada üçer veya dörder kişilik takımlarla oynanan zevkli bir oyundur. Sayışmalarla ebe, takımlar ve hangi takımın alta yatacağı (eşek) belirlenir. Ebe bir duvara veya ağaca araksını verir. Eşek olan takımın bir oyuncusu ebenin bacakları arasına başını sokar, diğerleri de onun arkasından başları öndekinin bacakları arasında olacak şekilde eğilip dizilirler. Diğer takım oyuncuları hız kazanarak sıra ile eğilenlerin üstüne atlarlar.üstteki takımın başı, parmaklarından bazıları yumup, diğerlerini ebenin göreceği şekilde açıkta bırakarak sorar:
- Çattı pattı kaç attı? Yere eğilmiş olan takımın başı, kaç parmağın açık olduğunu tahmin ederek bulmaya çalışır. Eğer bilirse kazanırlar ve diğerleri alta yatarlar, yani eşek olurlar. Bilemezlerse oyun yeniden başlar.
Bu oyundan üstteki takımın ayaklarının yere değmemesi gerekir. Eğer değer yanmış olurlar ve alta yatarlar. Bazan da alttaki takım oyuncuları, üstteki takımın ağırlığına dayanamayıp çöker ve hepsi yere yığılır. Bu durumda “eşek çötü” denir ve alttakiler tekrar yatarak oyun yeniden başlar.

8--ÇELİK ÇOMAK (MET)
Açık havada erkekler tarafından oynanan zevkli bir oyun olup, karşılıklı iki kişi veya takım halinde de oynanabilir. Oyun 50-60 cm. uzunlukta bir değnek (Çomak veya met değneği) ve 15-20 cm. uzunlukta kısa bir değnek parçası (çelik veya met) ile oynanır. Met oyununda met ve değneğin çeşitli kullanım şekilleri vardır. bunlardan yaygın olanları şunlardır:
- Oyuncu meti iki küçük taşın üstüne koyar. Altından değneği ile meti havaya kaldırıp vurarak uzaklaştırır.
- Bir eli ile meti hafifçe havaya atar ve değneği ile vurur.
- Met bir ucu havada kalacak şekilde küçük bir taşın üstüne konur. Değnekle havdaki ucuna vurulur. Havaya zıplayan mete değnekle vurulur.
- Met, değneğin üstüne dengeli şekilde konarak havaya kaldırılıp vurulur.
Değnek ile meti uzağa atmak için oyuncunun üç hakkı vardır. üç hakkında da ıska geçerek mete vuramayan oyuncu kaybeder ve ebe olur.
Sayışma ile takımlar ve kimin önce başlayacağı belirlenir. Başlayacak oyuncu “Kale” denilen yerde meti yukarıda saydığımız şekillerin biri ile atar. Diğer oyuncu metin atılacağı yönde elinde değneği ile durur. Eğer atılan meti yakalar veya değneği ile değerse, meit atma sırası kazanır. Değemez ise düştüğü yerden meti eliyle kaleye fırtalır. Kaledeki oyuncu da fırlatılan meti değneği ile karşılayıp vurmak ister. Eğer met kalenin bir değnek boyundan az yakınına düşmüşse yanar ve rakip oyuncuya met atma sırası geçer. Eğer takım ile oynanıyorsa, bir oyuncu yandığında aynı takımın diğer oyuncusuna sıra gelir.met kalenin yakınına düşmez veya kaledeki oyuncu meti değneği ile yere düşmeden uzaklaştırılırsa, düştüğü yerden itibaren kaleye kadar adımlar. Kaleye geldiğinde kaçta kaldıysa, meti değneğin üstünde hoplatarak düşürmeden saymaya devam eder. Met yere düşünce oyun kaleden met atışı ile devam eder. Saymada her elli sayı bir dalya eder. Tesbit edilen belli bir dalyaya gelindiğinde oyun biter.

9-GÜVERCİN TAKLA
açık havada, 10-15 yaşlarında 8 çocuk tarafından oynanan bir oyundur. Oyuncular dörder kişilik iki takıma ayrılır ve hangi takımın alta yatacağı, hangisinin üzerinden atlayacağı sayışma ile tesbit edildikten sonra alta yatacak takımın oyuncularından ikisi kalçaları değecek şekilde arka arkaya dönüp hafif eğilir. Diğer ikisi de karşılıklı olarak bunların bacakları arasına kafalarını sokup elleri ile birer bacaklarından tutarlar. Böylece diğer takım oyuncularının atlayabileceği bir şekilde meydana getirirler.
Diğer grubun oyuncuları birer birer koşup gelerek ellerini yatan oyuncunun sırtına koyup hızla takla atarlar. Başlarını aralarına koyarak ayakları üzerine yere düşerler. Bu sefer de diğer yönden atlamaya gelirler. Oyuncu takla atamayınca veya atladığı halde elleri yere değerse yanmış sayılır ve gruplar yer değiştirir.

10-İP ATLAMA
Kızlar arasında çok yaygın olan oyun, karşılıklı iki kız tarafından sallanan ipin üstünden atlanması esasına dayanır. Değişik uygulamaları vardır.
- Kendi çevirdiği ip ile atlama: İki metre uzunluğundaki ipin uçları oyuncu tarafından tutulur ve başı üzerinden önden arkaya doğru çevrilir. İ ayaklarına yaklaştığında oyuncu hoplayarak, ipi ayakları altından geçirir. Belli bir tempo içinde ip çevrilir ve atlanır.
Bu oyun iki oyuncu arasında yarış şeklinde de oynanır. Önce atlayanın kaç sayı atladığı sayılır, sonra diğeri saydırır. En fazla saydıran kazanır.
- Bir oyuncunun çevirdiği ip ile iki oyuncunun atlaması: İpin iki ucunu tutan oyucuya bir diğeri daha yanaşır ve ip çevrildiğinde her ikisi de atlar. Bu oyunda diğeri gibi iki veya daha fazla oyuncu grubu tarafından yarış şeklinde oynanabilir.
- İki oyuncunun karşılıklı tutup çevirdiği ip ile diğer çocukların atlaması: 4-5 metre bir ipin ucundan karşılıklı iki oyuncu tutup sallar, diğerleri de sırayla atlar. Atlamaya ilk başlayanın atladığı sayı kadar diğerleri de atlar ve diğer yönde dizilip herkes atlandığından o yönden atlamaya devam ederler. Eksik atlayan veya ipe takılan oyuncu ipi tutanlardan bir ile yer değiştirir.
- İki oyuncunun çevirdiği ip ile yine iki oyuncunun karşılıklı atlaması: Oyuncular ikişer eşleşir. Hangi takımın ipi çevireceği sayışma ile tesbit edilir. Bir takım ipi çevirirken, diğer grup da karşılıklı olarak yanı anda girip atlamaya başlarlar. Eşlerden biri ipe katılırsa, ipi çevirmeye onlar başlar. En çok atlayan takım oyunu kazanmış olur.

11-KÖR EBE*************************

4-12 yaşlarında kız ve erkek çocukların beraber oynadıkları bir oyundur. Sayışma ile ebe seçilir. Ebenin gözleri kapanır. Diğerleri ebenin etrafında ona değerek ve “körebe” diye seslenip dolanırlar. Ebe de onlardan birini yakalamaya yakaladığını da kim olduğunu bilmeye çalışır. Bilirse yakalanan ebe olur ve oyun böyle devam eter.

12- MENDİL KAPMACA
Oyuncular iki takıma ayrılırlar. 50-60 metre ara ile karşılıklı iki çizgi çizilir ve takımlar bu çizgi üzerinde yer alırlar. Tam ortada da elinde mendili ile başka bir çocuk durur. Ortadaki çocuk, karşılıklı olarak takımlardan birer oyuncunun isimlerini söyleyerek çağırır. Mendile doğru gelen çocuklar, mendili diğerinden önce alıp kendi kalesine kaçar. Diğeri de onu yakalamaya çalışır. Yakalarsa, yakalanan çocuk, yakalanmazsa diğeri oyun dışı kalır. Mendili kapma sırasında çocuklar acele etmezler. Birbirini lafla oyalayıp dikkatini dağıtarak mendili kapmaya çalışırlar. Bu şekilde devam eden oyunda oyuncusu kalmayan takım yenilir ve verilen cezaya katlanır.

13-SAKLAMBAÇ
Çok sayıda oyuncu ile acık havada oynanan zevkli oyunlardan biridir. Sayışma ile ebe seçilir. Ebe, tesbit edilen ağaç veya duvar köşesine arkasını dönüp 50 veya 100’e kadar sayar. Diğerleri saklanırlar. Sayma sonunda ebe saklananları aramaya başlar. Birini gördüğünde kaleye ondan önce koşup “söbe” der, görünen veya ebenin haberi olmadan kaleye gelip söbeleyen oyuncular birer “ can” kazanırlar ve oyun sonunda ebe olmaktan kurtulurlar. Saklanan oyuncular bazan birbirlerinin ceket, gömlek veya ayakkabısını giyip kasıtlı olarak bunları ebenin göreceği şekilde açıkta tutarlar. Ebe buna kanar yanlış isim söbelerse oyuncu “ çömlek patladı” diyerek ortaya çıkar ve oyun yeniden başlar. Eğer ebe gelecek yeni oyunda ebelikten kurtulacak kadar oyuncu söbeleşmişse hala saklı olan bir veya daha fazla oyuncu için “ çay içiniz, çıkın!” der. “ Çay içmek”, ebelikten kurtulmak demektir. Bu durumda söbelenen oyuncular kendi aralarında gizlice isimleşirler ve ebeye tuttukları isimleri söylerler. Ebe de bunlardan birini söyleyerek yeni ebeyi seçer ve oyun devam eder.

14-SEKSEK
6-12 yaş grubu çocuklar tarafından açık havada oynanır. Yere çizilen geometrik şekiller üzerinde yassı taşlarla ve birden fazla oyuncu ile oynanır. Sayışarak oyuna başlama sırası tesbit edilir. İlk başlayan oyuncu,1 numaralı karenin önünde durup, elindeki taşı bu kutu içine bırakır. Sonra sekerek ve çizgilere basmadan bölmelerden sıra ile atlar. 4. kareden sonra ayakları 5. ve 6. karelerde olacak şekilde atlar. Tekrar çizgiye basmadan ayakları 5. ve 6. karelerde olacak şekilde atlar. Tekrar çizgiye basmadan ayakları 5. ve 6. karelerde olacak şekilde döner. Tekrar sekerek 1. kareye kadar gelip yerdeki ayağı ile buradaki taşı tepip dışarı çıkarır, kendisi de çıkarak ayaklarını basar. Aynı oyunu ikinci, üçüncü ve dördüncü kutular için aynı şekilde sekerek gider. Taşı geriye sıra ile kutulara ayağı ile sürükler ve dışarı çıkarır , sora 5. ve 6. kutulardan da geriye doğru taşı sürükleyerek çıkarır. Aşağı yere ve çizgiye basmadan ve sürüdüğü taş çizgi üzerinde kalmadan altı kutuya da bu şeklide bitiren oyuncu birinci bölümü bitirir. Ancak taşı çizgi üzerinde bırakan, çizgiye ve yere basan oyuncu yanar, diğerlerine sıra gelir. Her oyuncu sıra tekrar geldiğinde kaldığı kutudan başlar.
İkinci bölümde oyuncu gözlerini kapatıp yürüyerek ve çizgilere basmadan dördüncü kutuya, buradan da ayakları 5. ve 6. kutuda olacak şekilde hoplar. Burada gözlerini açıp arkaya döner ve bu sefer de öne doğru gözleri kapalı olarak ayağı çizgilere basmayacak şekilde yürüyerek gelip dışarı çıkar. Bu bölümde de çizgiye basan ve gözlerini sona gelmeden açan oyuncu yanar ve sıra diğerlerine geçer.
Oyunun üçüncü bölümünde ise, oyuncu yine kutulara arkası dönük halde elindeki taşı bir kutuya düşecek şekilde atar. Taş çizgiye gelemeden kutu içinde kalırsa, o kutuyu (X) işareti ile çizer. Bu kutu o oyuncunun olur ve diğer oyuncular kendi oyunlarını oynarken bu kutunun üzerinden atlayama çalışırlar. Bu şeklide bütün kutuları veya en fazla kutuya sahip olan oyunu kazanmış olur.

15-SALINCAK 


********************************************

En uygun oyunlardan birisidir. Buna salıngaç ya da sallangaçta sallanmak denir. Evde her hangi uygun bir yere salıngaç kurulabileceği gibi kırdaki ağaçlara da kurulabilir. Salıngaç urganla kurulur, oturulacak yere bir minder konur ya da tahta yerleştirilir. Böylece salıngaç biri bindikten sonra diğeri tarafından sallanır ve bundan zevk alınır.

16-GINCIRDAK 
*****************************

Düz bir alana bir ağaç gövdesi yerleştirilir.üst kısmı sivritilmiş ağaç gövdesinin bu sivri kısmına kömür ve mancar eriği çekirdeği sürülür. Böylece sistemin gıcırdaması sağlanır. Ağaç gövdesinin üzerine ortası bu sivri yere gelecek şekilde uzunca bir hatıl yerleştirilir. Bu hatıl yatay şekildedir. Konumu tahtirevalliyi andırır. Karşılıklı binilir ve bir kısım insan bunu çevirir. Hareket halindeyken gıncır gıncır ses çıkarır. Büyük bir zevkle binilir. Bu sisteme “ gıncırdak” denir. Toplanan delikanlılar gıncırdağa binerek gönüllerince eğlenirler. 
Selami ALKAN (SND) Safranbolu / 2008



SECERE

  (SND) SAFRANBOLU (ILBARIT KÖYÜ) ÜÇBÖLÜK KÖYÜ    SECERESİ Üçbölük köyü (Ilbarıt) ...