23 Aralık 2024 Pazartesi

YUSUF EFENDİ (1862-1917)





(SND) SAFRANBOLU (ILBARIT KÖYÜ




YUSUF EFENDİ  (1862-1917)
 HACER ÖZTÜRRK 
HASAN EFEND
 HASAN EFENDİ)( ATA DOĞAN
 HÜSEYİN AVNİ AKSOY
 CEMİL EFENDİ



YUSUF EFENDİ...  (1862-1917)

Önce Karamehmetoğullarını tanıyalım. Aile,eskiden Safranbolu ve şimdi Karabük'ün merkez köylerinden olan,Karaşar köyüne yerleşmiş olup,geldikleri yer Konya olarak bilinmektedir.Burdan bir aile,Ilbarıt Karaşar Mah.ne yerleşir ve aile daha sonra Karaşar Mah.de dört hane olur.Sırasıyla;Alibeygil,Berbergil,Kocagözgil (Topalahmetgil) ve Karabekirgil...Ailenin bir kolu Yusufgil,Ilbarıt'daki ev yerini Karabacakgil'den alarak,buraya şimdi yıkılan ve köyün en eski evlerinden olan evi yapmıştır. Yusuf Efendi, ben dedemle aynı yaş olduğunu sanıyordum,dedem ondan 6 yaş büyük yani 1856 doğumlu, 'Köy Mektebine' birlikte giderler ve aynı eğitimi görürken,dedem ve annesi,Karaşar mah'de Alibeygil,geçmişten bizim akrabamız imiş ve orya oturmaya giderler,sabah uyanırlarki, 60 santim kar yağmış ve birkaç gün Karaşar'da kalmak zorunda kalırlar ve Yusuf efendi,dedemi bir kaç ders geçer,dedem bir daha mektebe gitmez.Yusuf Efendi geçimini,o yılların en iyi mesleği olan köy imamlığı olarak yapar.Hatta Çıraklar Köyünden,Gökmengilden evlendiğinde, sabah hanımı evin avlusuna indirir.Hanım şu karasapan,şu boyunduruk ve ahırı açar bunlarda öküzler,ben bunların hiçbirinden anlamam.Kendin ekip kendin biçeceksin der.Erken evlendiği için,rumi 1298 doğumlu kızı vardır ve eski öğretmenlerden Mehmet Ata Doğan'ın babasıdır.

Ölünceye kadar aynı zamanda köy katipliğide yapan Yusuf Efendi...O yılların döner sermayesi olan bir torba altınında sorumlusudur.Karaşar Mah:den jandarma lakaplı İsmail Gürleyik,bir gün gelir.Yusuf Efendiye,ben senin harcamaların denetleyecem ve defterleri inceleyecem der.Yusuf Efendi,Köy Odasında,oturduğu köşeden kalkar,Jandarmaya,gel benimle der.Dışarı çıkarlar.Cami duvarının köşe taşını gösterir. O taşı görüyormusun der.Jandarma görüyorum der. Pekiyi o köşe taşının ne kadar çekiç yediğini görüyormusun der ve o taş ne kadar çikiç darbesi almışsa,benim kafamda bu güne kadar o kadar darbe aldı der.Ser kimsin beni dentleyecek kim der.

Çünkü o yıllarda 'Köy Katipliği' o kadar kolay değil,muhtardan daha önemli.Köyde doğan çocukları kayıt edip,şehre bildiriceksin.Köyde toplanan 'aşar' vergilerini toplayıp,gerekli mercilere ulaştıracaksın.

Yusuf Efendi Ilbarıt Köylüsü için bazı sözler kullanmıştır.Belki hoş olmayan sözler,ama yazmak zorundayım. 'Ilbarıt köylüsünden testi olur kulpu olmaz' 'Ilbarıt Köylüsünü harala koysan yarısı dışarıda kalır.' 'Gelene itibar edin,gel denilen yere asla gitmeyin.'

Yusuf Efendi 1916-17 yıllarında köyde baş gösteren 'Tifüs'salgınında,gelini ile birlikte,birer gün arayla vefat eder. Yerine,yani 'Köy Katipliğine' Mustafa Akkuş'un Kardeşi ahmet geçer,Aşar Vergisi toplama sırasında,Karakaş 'Hasan Avcı 'ile aralarında tartışma yaşanır ve Karakaş tarafından bıçaklanır,kan kayıbından vefat eder.Şikayet olmadığı içinde Karakaş mahkum olmaz.Daha sonra,Kurtuluş Savaşını,Türk Köylüsünün gayreti ile kazanan Atatürk,köylünün sırtında büyük yük olan 'Aşar-Vergisini' kaldırır

 

 


HACER ÖZTÜRK KARADENİZ...

Hızla akan bir zamanın içersindeyiz. Günümüzde salt değerlerin yerini paranın dili aldı yazık...Dün telefonum çaldı açtım, karşı taraftan Recai ben, Zafer dedi. Hal hatırdan sonra,anneme veriyorum dedi...Karşımda çocukluğumda iyi hatırlıyorum, nedeni yalnız olduğumuz için, benden büyük kardeşimle her gün okula giderdim. 2 bilemedin 3 yaşındaki bir çocuk o anları nasıl hatırlar, büyük bir sınıf 80 yakın öğrenci ve kapı açılıyor, biranda herkes ayağa kalkıyor ve oturun komutundan sonra yoklama yapılıyor. Daha sonra ders başlıyor. Ben kardeşimin yanında oturuyorum. Diğer hatırladığım eskiden cumartesi öğleden sonra, İstiklal Marşı ile göndere bayrağın çekilmesi, ve öğretmenin koro şefi gibi marş okunurken öğrencileri yönetmesiydi.

Hacer öğretmen, baba Ömer ve anne Ayşe'den olma 1933 doğumludur. İlkokula bir kaç köyü kapsayan, bir merkez ilkokulu olan Karamanbaşı Akbulak okuluna 1942-43, burada başlamıştir, daha sonra, dıger köy çocuklarının buraya zor ulaşması, örneğin,Sarıyan,Geren o yıllarda Hacılarobası'na bağlı Ilbarıt ve Bağlıca mahallesi...Daha sonraları söz konusu köyler dilekçe vererek,köylerine okul yspılmıştır.Buraya kendim gidemezdim ,annem beni sırtında getirir ve gün boyu okulun hemen yanındaki Yenipınarda bahçede çalışır yine beni sırtında köye taşırdı. Ben ilkokula başladığımda, Köy Enstitüleri yeni kurulmuştu, öğretmenimiz Ata Doğan ilk önce benden bir yaş büyük Ayşe Gökmen 'Acar'ı bir yıl sonrada beni ve Ayşe Eriş 'Özdemir'i Kastamonu Gölköy Köy Enstitüsüne gönderdi. Köy Enstitüsüne gittiğimde 4 sınıftaydım. Fakat henüz biz bitirmeden 1954 yılında Köy Enstitüleri kapatıldı. Ayşe Eriş'te hastalandığı için köye döndü ve bir daha gitmedi. Ben ilkönce İzmir Öğretmen okuluna gittim, çünkü Köy Enstitüleri kapanınca, yerine öğretmen okulları kurulmuştu...Bir kaç yıl, İzmir Buca'da okuduktan sonra , beni Trabzon, Bişikdüzü Öğretmen okuluna gönderdiler ve ben oradan öğretmen olarak mezun oldum. Bir süre köyümün dışında öğretmenlik yaptıktan sonra 1957 yıllarında Ilbarıt köyüne geldim. Ilbarıt köyünde 1960 lı yıllara kadar öğretmenlik yaptım. Anılarım çok örneğin babanız Emisto, Satı Demirsöz renkli ve diğer insanlardan farklı bir kişiliği vardır. Ben okula giderken sizin kapı önündeki yolu kullanırdım. her geçtiğimde baban, evin balkonunda bir müzik aleti icra ederdi. aşağıdan seslenirdim, yahu Emisto senin hiç işin gücün yokmu diye ve bana şunu söylerdi 'Bu dünyanın işi bitmez,bu da gerekli...' Yine bir gün sizin kapıdan geçerken baban saz çalıyordu. Bana yukarı gel bizim hanım ekmek yapıyor, sana yağlı ekmek yapıversin dedi...Bende yok olmaz öğrtemen rüşvet yiyor derler dedim. Birde abin Güdüla Mehmet Demirsöz, bizim Doruk Abdullah'ın iyi arkadaşıydı. Birbirlerini bulurlar birlikte muhabbet ederlerdi.

Hacer öğretmen çok şey anlattı ,ama buraya sığdırmak çok zor. Birde bana şöyle dedi...Sen çok güzel şeyler yapıyorsun, buradan takip ediyorum,mücadelenden asla vaz geçme...Köy dışarıda seninle tanınıyor. Kısaca özetlemeye çalıştım.Köyde kimin hasta olduğunu dahi Ankara'dan biliyor ve hafızası çok kuvvetli...Kendisini saygı ile anıyorum.

Not.Bizim köyde Köy Enstitü mezunu,sadece Mustafa Günal var

 

 

 



MEHMET ATA DOĞAN (1896-1983)(YUSUFGİL)

mehmet ata doğan, karamehmetoğlu,sülalesinden,yusuf efendi ve hatice,hanımın oğlu olarak 1896 yılında,ılbarıt köyünde dünyaya gelmiştir.kendinden başka dört kızkardeşi vardır.sırasıyla,sıdıka 1882,hanım 1887,emine 1889 ve fatma 1899 doğumludur.

baba yusuf efendi, oyıllar köyün hatibi ve de katibidir.köymektebine geldiğinde,öğrencilerine,bu gece bir oğlum oldu,ne isimi vereyim dediğinde,öğrencilerinden fıs fıs hafız,mehmet mutlu,hocam 'ata' olsun der.yusuf efendi,daha sonra istanbul,fatih medresesini biterecek olan,mehmet mutlu'nun görüşü ile babası karamehmetoğlu, mehmet'i katarak,oğluna mehmet ata,ismini koyar.

mehmet ata,diğer arkadaşları gibi,oyıllarda ılbarıt mektebinde öğretmelik yapan,aslen bulgaristan,filebe'li olan,mehmet cemil efendide ilkokulu bitirir.bababsı o yıllarda,safranbolu'da yeni açılan rüştiye mektebine,kayıtını yaptırır ve safranbolu'nun eşrafalarından birene oğlunu teslim eder.tabiiki tüm masrafları karşılamak sureti ile...küçük bir anekdot;rüştiye mektepleri,1905 yılında,padişah abdülhamit tarafından açılır ve o yılların orta okullarıdır.ikiye ayrılır,askeri rüştiye ve rüştiye diye...

mehmet ata, rüştiye mektebini bitirdikten,sonra kastamonu öğretmen okuluna girer ve bu okulu muallim olarak bitirir.diğer arkadaşları gibi,öğretmenlik yapamadan,1914 yılında patlak veren birinci dünya savaşına katılmak zorunda kalır.bu arada 17 yaşında evlenmiş ve 1914 yılında ali isimnde oğlu dünyaya gelmiştir.

mehmet ata,birinci dünya savaşına,o yıllarda osmanlı sınırlarında olan,arapistan'da katılır.rütbesi teğmendir ve mayetine askerler verilmiştir.bilindiği gibi,birinci dünya savaşı,aynı zamanda emperyalist devletlerin,pazar savaşıdır.her ne kadar avusturya perensi öldürülmüş falan densede,başta petrolün bulunması,sanayi devriminin hat safhaya ulaşması sonucu,almanya'ya karışı bir tutum söz konusudur.yorgun olan osmanlı,almanların yanında saf almıştır.almanların ülkemiz üzerinden yaptığı,istanbul,bağdat demiryolu ve ingilizlerin,yine o yıllarda açtığı süveyş kanalı başına değildir.

mehmet ata savaşın kızıştığı dönemde,askerleri ile birlikte arap çöllerinde,ingilizlere esir düşer.ingilizler,okumuşları ayırır,okur yazar olmayan,anadolu'nun garip hiçbir şey bilmeyen çocuklarını ,arap çapulcularına teslim ederler.askerlerin bir kısmı süngü ve kılıçla şehit edilirken,bir kısmıda,arap çöllerinde zehirli su birikintilerinde boğularak şehit edilir.

tüm bunları gören mehmet ata,ömrü bboyunca araplardan nefret eder.

daha sonra kendisini esir alan ingilizler gemi ile hindistan ve mısır gibi,egemelikleri altında bulundurdukları ülkeler getirirler.1918 yılında savaşın bitimi ile esirler salıverilir.

bu zaman zarfında,ılbarıt köyünde baş gösteren tifüs salgınında,mehmet ata,babası yusuf efendi ve,eşi emine'yi kayıt etmiştir.ta ki köye dönünce öğrenir.geriye yaşlı bir ana ve küçük bir evlat kalmıştır.

19.mayıs.1919'da atatürk'ün samsun'a çıkması ve kurtuluş savaşı'nın başlaması ile birlikte,mehmet ata,tekrar askere çağrılır.subay olarak anadolunun bazı bölgelerinde görev alır.yaklaşık 3 yıl süren kurtuluş savaşı ,30.ağustos.1922'de sona erer ve terhis olur.bu arada,yamakgilden,hasan kızı havva 1903 evlenir,fakat evliliği fazla sürmez.bir yıl sonra ayrılırlar.bu kez kadıbükü köyünden,uzun yıllarz muhtarlık da yapan neşet gökmen'in kızkardeşi fatma hanımla evlenir. (terzi-fatma) kızı lütfiye 1926 ve oğlu yusuf ziya 1928,dünyaya gelir.tabiki bu arada müracatı dolasıyla,'köy mektebinde' öğretmenlik yapmaktadır.29.ekim.1923'de atatürk cumhuriyeti ilan etmiş ve ilk işi cehalete maruz kalmış anadolu insanını cehaletten kurtarmak ve eğitimdir.zaten başarılı bir öğretmen olan mehmetz ata'ya tekrar girdiği imtahanla,1926 yılında öğretmenlik diploması tekrar verilir.bu kez cumhuriyet öğretmeni olarak.bu diplomanın aslına uygun çekilmiş fotoğrafı;ılbarıt köyü 'müzesindedir'ayrnıca mehmet ata'ya,atatürk'ün 1926 yılında çıkarılan bir kanunla, 'istiklal madalyası' maaşı ve madalyası verilmiştir.

mehmet ata, cumhuriyet kurulduktan sonra ve öğretmenliğe döndükten sonra,bir kaç yıl o yıllarda safranbolu'nun beldesi olan,eflani'nin yağlıca köyünde öğretmenlik yaptıktan sonra,tekrar ılbarıt köyüne gelir ve 1950 yılında emekli oluncaya kadar,köyünde kalır.

ilkönce üç yıl olmak üzere 'köy mektebinde' çocukları okutur.1931-32 yıllarına ait elimin altında o yıllara ait sınıf defterleri var.soyadı olmadığı için esamilerle yazılmış öğrneciler.ben çoğunu çözdüm ve ileride nasip olursa yayınlayacam.

1934-35 yılları arasında 5 yıllık olmak üzere,karamanbaşı mevkiinde, 'akbulak ilkokulu' açılır.okul,ılbarıt,sarıyan ve hacılarobası, yine o yıllarda hacılarobası'nın mahallesi konumda olan geren köyü ve ovacık'ın köylerinden gelen öğrenciler bu okuldan faydalanmışlardır.yine'akbulak ilkokuluna' ait 1934-35 ve 1942-43 yılnın öğreci defterleri var.

aslen hacılarobası,köyünden kendisi gibi öğretmen olan hüsnü yılmaz ile birlikte,akbulak ilkokulunda öğretmenlik yapan,mehme ata,hüsnü yılmaz'ın bedenen biraz rahatsız olası ile yaklaık o yıllarda 150'den fazla öğrenciyi tek başına okutur.

mehmet ata'nın ülkeye kazandırdıkları;üç yıl ılbarıt köyü mektebinden,

mehmet oğlu,ahmet demiralp 1907 'öğretmen-baş öğretmen'

ahmet oğlu, şükrü kaya 1908 'öğretemen'

ömer oğlu ibrahim ünal 1908 'öğretmen'

nuri oğlu mustafa algan 1908 'öğretmen'

akbulak ilkokulu;

1)ilyas oğlu mastafa öğünç 1926 'öğretmen' 'hacılarobası'

2) mehmet oğlu mustafa günal 1928 'öğretmen' 'ılbarıt'

3) mehmet ata oğlu yusuf ziya doğan 'kaymakam' 'ılbarıt'

4) ibrahim oğlu hamdi ünver 1932 'öğretmen' 'hacılarobası'

5) şaban kızı ayşe gökmen 1932 'öğretmen' 'ılbarıt'

6) ömer kızı hacer öztürk 1933 'öğretmen' 'ılbarıt'

7) hasan olu yusuf çil 1933 'albay' 'hacılarobası'

8) mehmet oğlu ismail coşkun 1933 'öğretmen' 'hacılarobası'

9) nuri oğlu mehmet ali san 1933 'öretmen' hacılarobası-sallar mah.'

emeklilikten sonra,1965 yılı sonbaharına kadar ılbarıt köyünde yaşayan mehmet ata,daha sonra safranbolu'ya taşınır.ilkönce kira daha sonra kendine özgü bir ev satın alır ve 1983 yılında vefat eder.mezarı safranbolu mezarlığındadır.kendisini saygı ile

HÜSEYİN AVNİ AKSOY   (1892-1979)    (MEYREMGİL)

hüseyin avni aksoy, salih ağa ve kezban'ın ikinci çocukları olarak 1892 yılında ılbarıt köyünde dünyaya gelir.karamehmetoğlu sülalesindendir.ilkokulu,mehmet cemil efendi'de okuduktan sonra,kastamonu muallim mektebini bitirmiştir ve askerlik sırasında rüşteye imtahanına da girerek,rüştiye mezunu sayılmıştır.

hüseyin avni aksoy öğretmen olmasına karşın,öğretmenlik yapamamıştır.nedini 1914'de birinci dünya savaşı patlak vermiş ve osmanlı,daha sonra savaşı kayıp edecek almanlarla birlikte,birinci dünya savaşına girmiştir.ülkede 'seferberlik'ilan edildiğinden.askerliğini yapmış olanlarda,tekrar askere çağrılmıştır.

hüseyin avni aksoy,birinci dünya savaşı ile aynı anda patlak veren,çanakkale savaşına dahil edilmiştir.aynı köylüsü,hacıalioğullarından,mustafa oğlu,öğretemen hasan efendi ile birlikte.hasan efendi,daha sonra,mesleğine dönemeden,çanakkale'de şehit düşmüştür.

hüseyin avni aksoy,çanakkale savaşı yıllarında,yolları atatürk'le kesişir.atatürk zekasına ve dürüstlüğüne güvendiği,hüseyin efendiyi yanına emir subayı olarak alır.sürekli hüseyin efendiyi,yakın illere görevli olarak gönderir.kütahya'ya gönderdiğinde,kendisine şu talimatı verir.yol boyunca dinlenecen ve sık sık at değiştireceksin ve hiç kimseye müsama göstermeyeceksin.

atatürk,çanakkale,savaşı yılların da türk milletinin kurutuluşu içinde planlar yapmaktaydı.çünkü çanakkale savaşı,ingilizlerle yapılmaktaydı.nedeni,rusya'da bolşevik ayaklanmaları başlamış,rus çarı,ingilizlerden yardım istemiştir.fakat çanakkale savaşında kendisinden fazla söz edilmesede atatürk,bu savaşa ağırlığını koymuştur.ingiliz savaş gemilernin geçişine izin vermez ve savaş çok uzun sürer,her iki tarafında kayıpları büyüktür.bu savaşı kayıp ettiğine,ingilizlerin zeka küpü dedikleri çorçil bile şaşırır.rusya'da 17.ekim devrimi gerçekleşir.daha sonra ellerini kollarını sallayarak,ingilizler boğazı geçerler ve dolmabahçe,açıklarına savaş gemilerini demirleyip,toplarını saraya çevirirler.bunu gören atatürk,tarihe geçecek şu sözü kullanır. 'geldikleri gibi gidecekler' fakat ingilizler,istanbul'da boş durmazlar,ilk işleri saraçhane kışlasında,uykuda uyumakta olan,100 yakın inzibat erimizi şehit ederler.istanbul'un un ihtiyacını karşılayan,ayvansaray un değirmeninin işlevni durdurmak isterler ve değirmeni bir çavuş eşliğinde bir manga korumaktadır.manganın başında,ılbarıt köyü,pürdegilden efe hasan vardır.askerlerine süngü tak emrini verir ve un değirmeninin kuşatması engellenir.daha sonra kendisine 10 altın mükafat verilecektir.efe hasan dil sürtüşmesi nedeni ile bazı kelimeleri söyleyemez. 'altınları cuzu gibi mastafa efendiye yatırdım'der.mustafa efendi,mustafa remzi'dir.

hüseyin efendi,birinci düna savaşı ve çanakkale savaşı bittikten sonra,bu kez 'kurutuluş savaşı' başladığından,tekrar subay olarak 'kurtuluş savaşına'dahil olur ve rütbesi teğemendir.kendisi teşfiki mesaim olduğu için kendiz ağzından anlatıyorum.

niğde'de levazım teğmeni idim.girasun ve ordu'dan gelen fındıkları,askerlere dağtıyordum.zor günlerdi.asker bir lokma ekmeği dahi bulmakta zorlanıyor.savaşlar ve hastalıklar ülkenin nüfusunu neredeye 12 milyonlara kadar indirmişti.bir gün bir şey yaşadım yanıma gelen emrimdeki bir çavuş;efendim sizin safranbolu'dan iki asker geldi ve bitkinler dedi.hemen gittim,gördüğüme inanamıyordum.biri kardeşim rıza,diğeri bizim köyden şaban'dı 'gökmen) her ikisinide çadırdaki revire yatırdım.bir süre sonra iyileştiler ve kendilerine görev verdim.

hüseyin efendi,çanakkale savaşı dönüşü,ibrahimbeyoğullarından,abdullah kızı hanife ile evlenmiştir.bir anlamda içgüveyi girmiştir.1890 doğumlu olan,hanife,daha önce yazıköy'de abdurahman ile evli olup,bu evliliğinden,behiye doğum tarihini bilmiyorum.hacer 1914 adında iki kızı olmuştur.hacer daha sonra bir hastalık sonucu 1919 yılında 5 yaşında hayatını kayıp edecektir.mezarı ılbarıt köyü mezarlığındadır.hanife'nin ilk eşi abdurhaman,1914 başyalan birinci dünya savaşında şehit düşmüştür.

hüseyin efendi,kurutuluş savaşı sonrası ılbarıt köyüne döner ve çiftçilik yapmaya başlar.kendisine,savaşa katılan diğer öğretmenler gibi,atatürk'ün 1926 yılında çıkarttığı bir yasa ile 'istiklal madalyası' maaşı bağlanır.1928 yılında öğretmenlik mesleğne çağrılır.ilk görev yeri davutobası köyü olup,sırasıyla,ovacuma,safranbolu kalealtı,toprakcuma'da görev yaptıktan sonra,1950 yılında iktidara gelen,iktidar tarafından,atatürk döneminin tüm öğretmenleri emekli edilir.

hüseyin efendinin,hanife ile evliliğinden,mukadder 1921 ve mustafa kemal 1928 doğumlu iki çocuğu vardır.1979 yılında safranbolu'da vefat eden,hüseyin avni aksoy'un mezarı safranbolu mezarlığındadır

bundan yaklaşık iki asır öncesi,padişah 2.mahmut döneminde, nüfus sayımı yapılmış.bilindiği gibi 2.mahmut,osmanlı imparatorluğunun en acımasız padişahlarındandır.yeniçeri ocağını kapatıp (asakir-i mansüre)adı alıtında bir ordu kurup,askerlik yaşını 16 ya indiriyor.

iki asır öncesi,ılbarıt köyü,merkez ılbarıt,bağlıca ve karaşar dahil 49 hane olup,daha sonra babam satı demirsöz'le türkçeleştirdiğimiz,1908 yılına kadar tutulmuş köy kayıt defterindeki incelemelerime göre,iki asır öncesi,köyümüz esamesinde bulunan (dalkıranoğulu) (nakioğlu) (hacışabanoğlu) ve (hoşafçıoğlu) ya devşirmeye uğramış yada,söyünmüştür.

yine iki asır öncesi,bağlıcada (hacıhasanoğlu-civişgil) karaşar'da (akmustafaoğlu-gıdavagil) (akmustafaoğlu_kistirliçavuşgil) yok

merkez ılbarıt köyünde (mollabekiroğlu-karakaşgil,değirmencigil ve dabazgil), döndügil (tankıroğlu-iki sülale) , (kütükçüoğlu- hatıpgil ve hüsükgil) (ibrahimbeyoğlu-yukarı meyremgil) (karadelioğlu-aşağımeyremgil) gibi sülaler yok.

yine o yıllarda, nüfus sayamandı kadınları yok saydıklarından dolayı,ev kadınları ve kızları kayıt altına almamışlar.

örneğin (akkuşgil,kuruhaliloğlu,baba halil ve oğul abdullah ve birde anneyi sayarsak,üç kişiler,daha sonra abdullah'ın mustafa diye bir oğlu olmuş,bu günkü esami,mustafa'dan doğup,bu günlere gelenlerdir.)

iki asır öncesi 49 hanenin nüfusu erkekler bazında 180 buna kadın ve kız çocuklarını eklersek 300 yakın.geriye dönüp baktığımızda ise,ılbarıt köyü eski bir yerleşim yeri olmasına rağmen türklerin buraya gelişi 17 asırın ortaları ve sonları olabilir.çünkü bizim sülale (musluoğuları,üç kardeşten ibaret,ahmet 1751 doğumlu,ahmet'ten,feyzullah ve hüseyin oluyor.feyzullah'tan -emistogil,hüseyin'den,kuruhüseyingil) musluoğlu,mehmet bin hasan, 1791 doğumlu,oğlu mustafa 1806,doğumlu (zorluhüseyingil ve gödegil) ve musluoğullarından bir sülale söyünmüştür. o söyünmüş evin yerine,gödegilden,hasan yıldırım ev yapmıştır

Kısa bir bilgi,burda ailelerin ilkleri yazılmıştır. Bu şecere defteri 1983 yılında ,İlköğretim Müfetişi,Abdülkadir Özer tarafından bize verildiğinde üzerinden 75 yıl gibi bir zaman geçmişti. Şimdi ise son tutulduğu tarihin üzerinden 111 yıl ve ilk tutulduğu tarih 169 yıl...Defter 1850 yılları ve 1908 yılları arasında tutulmuş olup,belkide Türkiye'nin hiçbir köyünde böyle bir kayıtın kaldığını sanmıyorum. Daha önce defter başkalarına gösterilsede sonuç alınamamış ve babam Satı Demirsöz'le 1983-87 yılları arasında türkçeleştirdik. Sadece iki

AMA BENİ OLDUKÇA ZORLAYACAK,ÇÜNKÜ HACIÖMEROĞULLARININ KADINLAR HARİÇ ERKEKLERİN NÜFUSU,SARIYAN (GÜNDOĞAN) KÖYÜ NÜFUSUNA EŞİT.HACIÖMEROĞULLARININ 1831 TARİHİNDE NÜFUSU 50 ERKEK BAZINDA,SARIYAN'IN TÜM KÖYÜN ERKEK NÜFUSU 63...BU ARADA ALDIĞIM İLAÇLARDAN DOLAYI BİRAZ RAHATSIZIM.KİMİ İLAÇLARI BIRAK GIDA TEDAVİSİ YAP DİYOR.ILBARIT'DA ARADIĞINI BULMAK ZOR.

Hacıömeroğullarının içine girmiş bulunmaktayım.Kolay değil 200 yılı çözümlemek,küçük şeyleri büyütebilmek.Örneğin üç tane Ali var,Aligülügilde,Kirazgilde ve Kazıkaligilde...1831 sayımını yapanlar sırdan yazıp geçmiş.Hatta bir vatandaş,Karabük BRTV'de bunların programını yapıyor.Kişiler İstanbul'dan,şurdan burdan bu vatandaşa hocam diye hitap ediyor ve açıyor 1831 Nüfus Kayıtlarını okuyup geçiyor.Karşı taraf bilgilendiğini,o hoca denilen kişide karşı tarafı bilgilendirdiğini sanıyor.Yok öyle bir şey.Üstüne basa basa o aileyi teyit edeceksin.Her kese iyi pazarlar.

kısa bir bilgi,burda ailelerin ilkleri yazılmıştır. bu şecere defteri 1983 yılında ,ilköğretim müfetişi,abdülkadir özer tarafından bize verildiğinde üzerinden 75 yıl gibi bir zaman geçmişti. şimdi ise son tutulduğu tarihin üzerinden 111 yıl ve ilk tutulduğu tarih 169 yıl...defter 1850 yılları ve 1908 yılları arasında tutulmuş olup,belkide türkiye'nin hiçbir köyünde böyle bir kayıtın kaldığını sanmıyorum. daha önce defter başkalarına gösterilsede sonuç alınamamış ve babam satı demirsöz'le 1983-87 yılları arasında türkçeleştirdik. sadece iki aileyi belirleyemedik.saygılarımla....

ılbarıt köyüne cami 1870,yılında yapılmıştır.cami öncesi 'köy-odası' ve 'köy-mektebi' vardır,fakat yazılı bilgi olmadığı için, köy-odası ve mektebinin ne zaman yapıldığı bilimemektedir.

aynısı hacılarobası köyündede vardı, hacılarobası köyündeki yıkılıp yerine yenisi yapıldı.bizdeki ise,çeşitli tadilatlar geçirdi ve 2009 tarihinde tamamen yanıp yenisi yapıldı.

köy mektebinde,eskiden hafızlık ve imamlık üzerine dersler verilirken,mehmet cemil efendi hocanın gelmesi ilie diğer derslerde,devreye girdiği biliniyor.hatta burdan mezun olanlar,daha sonra istanbul dahil çeşitli medreselerde eğitim görmüşlerdir.fıs fıs hafız (mehmet mutlu) gibi...

cumhuriyet önceside köy mektebinde eğitime devam edilmiş.o yılları babam satı demirsöz şöyle anlatırdı.okur yazar örneği çevre köylerde bizde ve hacılarobası köyünde olduğu için,ovacık'ın köylerinden bize,gurbet ve asker mektubu yazdırmaya gelinirdi.hocamızda,kuzyaka'dan telli lakaplı ve abdülkadir özer'in babası mehmet özer, gelenlerin mektuplarını yazıverin diye bizlere görev verirdi.

köy mektebinden daha önce mezun olup,medrese eğitiminden sonra ilk öğeretmen olanlar,hüseyin avni aksoy,mehmet ata doğan ve hasan tahsin erden'dir.cumhuriyetin kurulması ile mustafa remzi sponsorluğunda, kastamonu öğretmen okuluna gönderilen,ahmet demiralp,şükrü kaya,ibrahim ünal ve mustafa algan'dır.

köy mektebi,mehmet ata doğan'ın köye öğretmen olarak atanması ile 1931'den,karamanbaşı mevkiinde 1934 yılında yapılan 'akbulak-ilkokulu' üç köyü kapsayan okul olarak hizmete açılmıştır.sırasıyla,ılbarıt,(üçbölük)hacılarobası,o yıllarda geren köyü hacılarobasına bağlı mahalle olduğu için,hacılarobası esmase okunuyordu. ve sarıyan (gündoğan)köyü....o yıllara ait okul kayıt defterleri,köy müzesinde bulunmaktadır.daha sonraları 1945 yılında sözü edilen üç köyde köy bünyesinde okullar açılmıştı

KARYE-İ ILBARIT TABİ KAZA-İ ZA'FERANBORLU...

bundan yaklaşık iki asır öncesi,padişah 2.mahmut döneminde, nüfus sayımı yapılmış.bilindiği gibi 2.mahmut,osmanlı imparatorluğunun en acımasız padişahlarındandır.yeniçeri ocağını kapatıp (asakir-i mansüre)adı alıtında bir ordu kurup,askerlik yaşını 16 ya indiriyor.

iki asır öncesi,ılbarıt köyü,merkez ılbarıt,bağlıca ve karaşar dahil 49 hane olup,daha sonra babam satı demirsöz'le türkçeleştirdiğimiz,1908 yılına kadar tutulmuş köy kayıt defterindeki incelemelerime göre,iki asır öncesi,köyümüz esamesinde bulunan (dalkıranoğulu) (nakioğlu) (hacışabanoğlu) ve (hoşafçıoğlu) ya devşirmeye uğramış yada,söyünmüştür.

yine iki asır öncesi,bağlıcada (hacıhasanoğlu-civişgil) karaşar'da (akmustafaoğlu-gıdavagil) (akmustafaoğlu_kistirliçavuşgil) yok

merkez ılbarıt köyünde (mollabekiroğlu-karakaşgil,değirmencigil ve dabazgil), döndügil (tankıroğlu-iki sülale) , (kütükçüoğlu- hatıpgil ve hüsükgil) (ibrahimbeyoğlu-yukarı meyremgil) (karadelioğlu-aşağımeyremgil) gibi sülaler yok.

yine o yıllarda, nüfus sayamandı kadınları yok saydıklarından dolayı,ev kadınları ve kızları kayıt altına almamışlar.

örneğin (akkuşgil,kuruhaliloğlu,baba halil ve oğul abdullah ve birde anneyi sayarsak,üç kişiler,daha sonra abdullah'ın mustafa diye bir oğlu olmuş,bu günkü esami,mustafa'dan doğup,bu günlere gelenlerdir.)

iki asır öncesi 49 hanenin nüfusu erkekler bazında 180 buna kadın ve kız çocuklarını eklersek 300 yakın.geriye dönüp baktığımızda ise,ılbarıt köyü eski bir yerleşim yeri olmasına rağmen türklerin buraya gelişi 17 asırın ortaları ve sonları olabilir.çünkü bizim sülale (musluoğuları,üç kardeşten ibaret,ahmet 1751 doğumlu,ahmet'ten,feyzullah ve hüseyin oluyor.feyzullah'tan -emistogil,hüseyin'den,kuruhüseyingil) musluoğlu,mehmet bin hasan, 1791 doğumlu,oğlu mustafa 1806,doğumlu (zorluhüseyingil ve gödegil) ve musluoğullarından bir sülale söyünmüştür. o söyünmüş evin yerine,gödegilden,hasan yıldırım ev yapmıştır.

CEMİL EFENDİ

ılbarıt köyünün ilk resmi öğretmeni olan,balcıoğlu mehmet cemil efendi...

doğum yeri hasan ve ülfet'ten olma,rumi 1281 miladi 1865 bulgaristan -filibe....

eşi emine hanım,mustafa ve zehra'dan olma rumi 1291 bursa...

kızı behice ,mehmet cemil ve emine'den olma,rumi 1310 miladi 1894...

eşinin teyzesi nefise hanım,baba seyitali anne bilinmiyor.rumi 1262 miladi...1846 bursa...

okur yazar sıpyan (çocuk) muallimi olan mehmet cemil efendi.hüdevandigar (bursa'nın eski ismi) vilayeti nüfus idaresinden aldığı 4.mart.1313 (1897)tarihinde aldığı teskere osmaniye mucibince (icab)ca ılbarıt köyü yabancı defterine kayıt edilmiştir.

mehmet cemil efendi ayrıca batı eğtimi aldığı için,o yılların yaygın dili olan fransızcayı bilmektedir.1900'lerin başları ve ortaların da ılbarıt köyüne gelen mehmet cemil efendi,hüseyin efendi,hüseyin avni aksoy,hasan efendi,hasan fehmi erden ve ata efendi,mehmet ada doğan,gibi öğrencilerini ileri derecede eğitirek o yılların öğretmen ve kadıların (hakim)lerin yetiştiği medrese eğitime göndererek,eğitimci olmalarını sağlamıştır.

ayrıca mehmet cemil efendi,kız çocuklarında okutmuştur.

kaynakça...satı demirsöz (1910-2009) recai demirsöz (1956.....)cevirisi....

 

CEMİL HOCA (Mehmet Cemil Balcıoğlu)

Bulgaristan’ın Filibe şehrinde doğmuş.İstanbul’da Enderunda yetişmiş. Bulgarca,Arapca,Farsca ve Türkçe olmak üzere dört dil biliyor.Cemil Hocayı, hoca olarak Ilbarıt Köyü’ne Katırcı Hüseyin Efendi getirilmiş.(1281)(1865)Cemil hoca köyde hem hocalık,hem de öğretmenlik yapmış.Köyden, çevreye ışık tutacak gençler yetiştirmiştir.Köyümüzden birkaç öğrencisini Kastamonu Muallim Mektebine ve İstanbul Fatih Medresesine göndermiştir.Cemil Hoca Safranbolu Lisesinde (Din Dersi öğretmenliği) ve Akveren köyünde görev yapmıştır.Akveren köyünden ilk kadın millet vekili Fatma Memik onun öğrencisidir.Üçbölük Köyünden Huriye,Rabia,Münevver,Hatiçe SAYGIN ve Zarife ÖZCAN Cemil Hoca yetiştimiştir. Cemil hoca İstanbul’a dönmüş ve orada ölmüştür. Mezarının yeri bilinmemektedir.Kendisine Cenab-ı Allah’tan rahmet dileriz.

(ILBARIT KÖYÜNÜN İLK RESMİ ÖĞRETMENİ OLAN,BALCIOĞLU MEHMET CEMİL EFENDİ...DOĞUM YERİ HASAN VE ÜLFET'TEN OLMA,RUMİ 1281 MİLADİ 1865 BULGARİSTAN -FİLİBE....EŞİ EMİNE HANIM,MUSTAFA VE ZEHRA'DAN OLMA RUMİ 1291 BURSA...KIZI BEHİCE ,MEHMET CEMİL VE EMİNE'DEN OLMA,RUMİ 1310 MİLADİ 1894...EŞİNİN TEYZESİ NEFİSE HANIM,BABA SEYİTALİ ANNE BİLİNMİYOR.RUMİ 1262 MİLADİ...1846 BURSA...OKUR YAZAR SIPYAN (ÇOCUK) MUALLİMİ OLAN MEHMET CEMİL EFENDİ.HÜDEVANDİGAR (BURSA'NIN ESKİ İSMİ) VİLAYETİ NÜFUS İDARESİNDEN ALDIĞI 4.MART.1313 (1897)TARİHİNDE ALDIĞI TESKERE OSMANİYE MUCİBİNCE (İCAB)CA ILBARIT KÖYÜ YABANCI DEFTERİNE KAYIT EDİLMİŞTİR.MEHMET CEMİL EFENDİ AYRICA BATI EĞTİMİ ALDIĞI İÇİN,O YILLARIN YAYGIN DİLİ OLAN FRANSIZCAYI BİLMEKTEDİR.1900'LERİN OTALARINADA ILBARIT KÖYÜNE GELEN MEHMET CEMİL EFENDİ,HÜSEYİN EFENDİ,HÜSEYİN AVNİ AKSOY,HASAN EFENDİ,HASAN FEHMİ ERDEN VE ATA EFENDİ,MEHMET ADA DOĞAN,GİBİ ÖĞRENCİLERİNİ İLERİ DERECEDE EĞİTİREK O YILLARIN ÖĞRETMEN VE KADILARIN (HAKİM)LERİN YETİŞTİĞİ MEDRESE EĞİTİME GÖNDEREREK,EĞİTİMCİ OLMALARINI SAĞLAMIŞTIR.

KAYNAKÇA...SATI DEMİRSÖZ (1910-2009) RECAİ DEMİRSÖZ (1956.....)CEVİRİSİ....)

 

ABDÜLKADİR ÖZER (1932-1998)(YUSUFGİL)

abdülkadir özer,baba hafız mehmet nurettin özer ve akile özer'in oğlu olarak 1932 yılında son evlat olarak ılbarıt köyünde doğmuştur.ilkokulu 'karamanbaşı' 'akbulak' ilkokulunda 5 yıl olarak okumuştur.akbulak ilkokulu yaklışık mahalleri iile birlikte üç köyün öğrencilerine hizmet veren 5 yıllık bir bölge okuludur.

daha sonra,kendi anlatımı ile kendisini yatılı orta okula yazdırır.ortaokul bittikten sonra,imtahana girerek trabzon öğretmen okulunu kazanır.trabzon'da okumak için,hacılarobası köyünden 'agopgilden' remzi güler ile deniz yoluyla trabzon'a ulaşırlar.onları getiren gemi trabzon açıklarında dudur ve büyük kayıklarla yolcular karaya taşınır.şöyle anlatır.denizde dalga vardı.karadenizliler,kayık kenara varır varmaz atladılar,biz remzi ile birbirimize bakıyoruz.bir laz bize ula kıvırcıklar,denizi görünce ödünüz patlıyor,atlayın düşerseniz biz sizi kurtarırız dedeğinde son çare,kayık kıyaya yanaşınca var gücümüzle atladık.daha sonra,okulumuzu bulduk.kayıtlarımızı yaptırdık,fakat yatağımız yorganımız olmadığı için yaklaşık iki aya yakın,remzi arkadaşımla,bir mermerin üzerinde geceleri uyuduk.bir ara kaçmayı düşündük,ama okumak son çaremizdi.

abdümkadir özer,trabzon öertemen okulun bitirdikten sonra ülkemizin bazı bölgelerinde öğretmenlik yaptıktan sonra tekrar imtahana girerek,ilköğretim müfetişi olur.en son görev yaptığı yer ise ılbarıt köyü ve çevre köyler olur.kendisini,yanılmıyorsam 1998,eylül veya ekim ayında kayıp ettik.ben istanbul'da olduğum için,cenaze merasimine katılamadım.istanbul'dan döndükten sonra,safranbolu mezarlığında mezarını bulup ziyaret ettim ve öğretmen arkadaşlarının bıraktığı çelenk solmuş halde halen duruyordu.

bana 30.mayıs.1998 yılında 'yusufgil' ailesi olarak hazırladığı ve çoğaltarak tüm 'yusufgil' aile bireylerine verdiği,bir dosya vermişti.yalnız burada hiç tarih kullanılmamış.sadece 30.mayıs.1998 tatamlanmış tarihi var.kaldıki insan yaşamında tarih çok öremlidir.örneğin ozsmanlı devleti 1299 yılanda osman bey tarafından,bilecik'in söğüt ilçesinde kuruldu.cumhuriyet 29.ekim. 1923 yılanda ilan edildi.tüm bunlar önemlidir ve bir babası hafız mehmet'in ölüm tarihini kullanmış.babam demir çelik işletmelerinden 1953 yılında emekli olduktan sonra,emekli maaşını alamadan vefat etti...

kendisine tüm bu bilgileri nasıl toparladın dediğimde,baban satı demirsöz'den faydalandım demişti.

örneğin,benim kendisine vermiş olduğum,1987 yılında,babam satı demirsöz'le türçeleştiridiğimiz 'köy kayıt'defterinde hemen hemen tüm tarihler mevcuttu.bunu kensine söylediğimde,o defteri benden aldılar ve ankara'da kayıp ettiler demişti.

bu arada ılbarıt köyünün ilk resmi mualimi 'öğretmeni' olan mehmet cemil efendi.bu dosyada yanlış anlatılmış.kadir bey olayı şöyle anlatıyor.istanbul'da karagaşada bunalan mehmet cemil efendi,istanbul'dan kastamonu istigametine giden bir kervanla yola çıkar ve 106 köprüsünde,kurtoğlu değirmeninde,değirmene giden mehmet ata'nın babası yusuf efendi ile karşılaşır.yusuf efendi onu ılbarıt köyüne getirir ve öğretmenliğe başlar.mehmet ata,hüseyin efendi,hasan fehmi efendi ve hasan efendileri okutarak ilerde öğretemen olmalarını sağlar.

sözü edilen kurtoğlu değirmeni,106 köprüsünde değil,hocaköprüsündedir.106 köprüsü ılbarıt köyüne yaklaşık 45 km.dir ki buraya bir günde gidip gelmek oldukça zor.

aslen bulgaristan,filibe'li olan mehmet cemil efendi.1865 doğumlu olup,ılbarıt köyüne,aslen hacıalioğullarından olup,yaklaşık 15 katır ile katırcılık kervanı yapan ve 'katırcı' olarak anılan,hüseyin efendi tarafından getirilmiştir.dolasyıla mehmet cemil efendi sadece kendisi değil,eşi emine,kızı behice ve eşi emine'nin teyzesi,nefise hanım vardır ve mehmet cemil efendi,yamakgilden,kör raşit olarak bilinen,raşit'in evnini güneye bakan odasını restore ettirerek orda ikamet etmiştir.bu ev daha sonra raşit'in damadı,mehmet ali özlü tarafından karakaşgilden mehmet avcı 'koca mehmet'e' satılmıştır.bu vesile ile aynı zamanda bir eğitimci olan,abdülkadir özer'i saygı ile anıyorum.aslında yazılacak çok şey var ,ama ben kısaca özetledim.

not. mehmet cemil efendi ile net bilgi...

'okur yazar sübyan muallim olan mehmet cemil efendi,hedevandigar (bursa) nüfus idaresinden aldığı 4.mart.1313 (1897) tarihinde aldığı teskere osmaniye mucubince (icab) ılbarıt köyü yabancı defterine kayıt edilmiştir.'


 

 

 

ÇİĞDEM AVCI

  (SND) SAFRANBOLU (ILBARIT KÖYÜ) ÇİĞDEM AVCI Özgeçmiş: İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Lisans ve Yüksek Lisans, Dokto...