ZİYARETCİ
Dün Şubat,ayının son günüydü.Her zaman olduğu gibi,yürüyüşe çıkıyordum,bir telefn geldi.Abi köydemisin seni ziyarete geliyoruz.Yürüyüşe ara verdim beklemeye başladım.Yarım saat sonra geldiler.Beni arayan,annesi ve üç bayan...Kendileri yaklaşık 20 yıldır buraya sürekli misafirlerini getirirler.Aslında Hatay'lılar.Doğal olarak köyün konumunu sordular,anlattım ve eski adının Ilbarıt ve şimdiye kadar,Ilbarıt'ın ne anlama geldiği ve hatta ülkede bulunan,43 bin köyün içindede tek çağrışım olduğunu...Tabiki 'müze' gezildi.Yaptığım resimler hakkında bilgi aldılar.Şöyle bir tanımlamada bulundum.'Resim yapana genelde ressam ve asıl kavram sanattır.Ben sanat yapıyorum,ama beni bu güne kadar hiç kimse görmedi.Şu anda da ülkede sanat öldürülmüş vaziyette...Sonra buranın anı defteri var ve bu gün Şubat ayının son günü,yani 29'u artık dört sene sonra 29 olarak görecez,bir şeyler yazın dedim,genelde buraya gelenler,anı defterine bir şeyler yazmamayı tercih ediyorlar,yoksa yazılmış olsaydı,birden çok defter dolacıktı.Çünkü artık insanlar kitap vs.i okumudıkları için,bir anlamada yazmayı unutmuş vaziyette...Varsa yoksa akıllı telefonlar.
Bayanlardan birisi defteri açtı yazmaya başladı.Bu sabah okudum.'Güzel bir köyün vetarihini görmektenmutlu olduk.Burada kendi çabalarıyla bu güzellikleri yaşatan,Recai Demirsöz beyefendiye emekleri içinteşekkürler,duyarlılığından dolayı tebrik ederim. 'Sevgi Çavur'Değerli köylülerim,ben bu sayfadaki yazılarımı bir kaç kişi beğensin diye yazmıyorum.Köyde yaşamama rağmen aynı zamanda 'Safranbolu Ekspres Gazetesinde'de yazıyorum.Şehre indiğimde,bazı öğretmen kökenli tanıdıklarımdan yazılarımı takip ettiklerini öğreniyorum ki,hayatım boyunca kendi relatimeden (Gerçekçiliğimden) ödün vermedim.Buradaki yazılarıda,'Söz Uçar Yazı Kalır'mantığından yola çıkarak yazıyorum ki,bu gün Ilbarıt Köyüne üst baştan,alt başa birileri girse,evlerin dili yok ki konuşsun.O halde her köyün bir bilge insana ihtiyacı var ve de olmalı,fakat söylelenler asla kulaktan dolma olmamalı.Bu gün bir şeyler yazmak geçmedi içimden,çünkü acımız büyük ve fotağraflar yaynılanmış,her şehit bir yoksul aileye mensup,ev fotoğrafları bunu teyit ediyor.Saygılarıml Merhabalar,yıllar öncesi Selami hoca bildiklerini konuşuyorsun güzelde,bir kulağımdan girip öbüründen çıkıyor ve bu bildiklerini köyün sayfasına yaz demişti.Şimdi bu bilgileri topralayarak yazıyorum,umuyorum ki bir yerde bu yazılar biriktirilir ve Hasan Mutlu Hocanın önerisi ile kitaplaşır.Kadir Özer,bana köyün bir kitabını yazalım dediğinin üzerinden,33 yıl gibi bir zaman geçti.Çünkü o yıllarda elimin altında yeterli bilgi yoktu,yazsaydık bir şeyler anlatmasına rağmen yüzeysel olacaktı.Örneğin 1831 Safranbolu Nüfus Kayıtları,sadece erkekleri baz alsada,benim oldukça işime yaradı.Köyün eskiye dönük bilinmeyenlerini kendi imkanlarımla çözdüm.Şöyleki,Kuzey Amerika'da bir devlet vardır...Kanada,bu ülke 1840'larda kurulmuş olup,180 yıllık bir ülkedir.1831 Nüfus Kayıtları ondan 9 yaş büyüktür.1831 Nüfus Kayıtları ile elimin altında bulunan,1900 veya ortalarında yazılmış köy kayıt defteri arasında büyük mesafe var,neredeyse 70 yıl,dolasıyla bu yetmiş yılın içinde hayatını kayıp edenler var.Örneğin Bağlıca Mah. Karaibrahimoğullarından, İbrahim ustanın amacası Ali, sözünü ettiğim 70 yılın içinde yaşamış ve kayıtlarda,Ilbarıt Köyünde,bulunan Zekiye isimli kızının,Anne ve baba esamisende geçmektedir.Yine Akkuşgilden,Mustafa Oğlu Osman, Diğer kardeşler,Halil,Mehmet Ali,Hasan Çavuş ve Şükrü Kaya'nın annesi Fatma...Osman da 70 yılın içinde yaşamını yitirdiği için kayıtlarda yok.Fakat çocuklarından yola çıktığımda,yaşı Halil'den küçük...Saygılarımla.