AHMET DEMİRALP : 1908- 11.11.2001
Ilbarıt köyünde dünyaya gelmiş. İlköğremini köyde tamamlamıştır.(Ata DOĞAN-Mehmet ÖZER). Kastamonu Muallim Mektebi’nden öğretmen olarak mezun olmuştur.İlk olarak Safranbolu Gümüş ilkokulunda göreve başlamıştır. Ulusta görev yapmış, oradan askere gitmiş, askerliğini İstanbul’da tamamladıktan sonra Akveren köyü ilkokulu ve Kumluca’da görev yapmış. Tekrar askere gitmiş(Edremit). Dönüşünde Bartın’da, Safranbolu Gümüş ilkokulunda, Safranbolu Çerçen Köyü İlkokulunda ve Safranbolu Gümüş ilkokulunda görevine devam etmiş, oradan emekli olmuştur
Çevresinde çok sevilen bir kişiymiş.Bir çok aydın çıkmasına vesile olmuştur. Kendisine Cenab-ı Allah’tan rahmet dileriz.
İNEK ŞABAN AHMET DEMİRALP
Bilindiği gibi, Ilbarıt köyü ilk öğretmenlerini 1914 yılında bundan 108 yıl öncesi vermiştir. Daha sora bu öğretmenlere 1929 yılında yani 93 yıl öncesi, Ahmet Demiralp, Şükrü Kaya, İbrahim Ünal ve Mustafa Algan dahil olmuştur. Daha öncekiler, Hüseyin Avni Aksoy 1892, Hasan Efendi,Osmançavuşgilden 1891, Hasan Erden 1895 ve Mehmet Ata Doğan 1896..
Hababam Sınıfı'ndaki İnek Şaban karakterinin aslen Safranbolulu olduğunu biliyor muydunuz?
Rıfat Ilgaz röportajında arkadaşının soyadını hatırlamadığını sadece Safranboluda “Öküz Ahmet” adı ile tanındığını söyler.
Muhabir de sırf 'İnek Şaban' tiplemesine ilham olan bu kişiyi bulmak için Safranbolu'ya gider ancak emekli öğretmen Ahmet beyi tanıyana rastlamaz. Ne zamanki 'Öküz' lakabını isminin önüne yerleştirir 3 çocuk 6 torun sahibi emekli öğretmen Ahmet Demiralp'i eli ile koymuş gibi bulur.
41 yıllık emekli öğretmen Ahmet Demiralp o günleri şöyle anlatıyor:
“Ben yoksul bir köylü çocuğu idim.(Safranbolu Ilbarıt -Üçbölük Köyü) Cumhuriyetin ilk yılında Kastamonu Muallim Mektebine girdim. Karşımızda Kastamonu Lisesi vardı. Bu lisenin öğrencileri daima şık ve pırıl pırıl elbiselerle dolaşırdı. Biz parasız ve yatılı olduğumuz için üstümüz başımız dökülürdü. Okul arkadaşlarımın çoğunu şimdi hatırlamıyorum. Hatırladıklarımın da çoğu öldü. Rıfat Ilgaz, iki üç yıl önce buraya geldi, Kavaklara (Safranbolu' da bir kıraathane) gittik, eskileri andık. Bu lakap bana okuldaki çalışkanlığım ve saflığım yüzünden verilmişti. Okulumuz o yıllarda Rıfat'ın yazdığı gibi değildi pek. Bir kere derslerde çıt çıkaramazdık. Disiplinli bir okuldu. Sadece öğretmenler gittikten sonra yatakhanede birbirimize şakalar yapardık. Hepimizin kilitli özel bir dolabı vardı. Köyden gönderilen yiyecekleri bu dolaba gizlerdik ama arkadaşlar bazen dolabımı gizlice açar, özellikle yaş üzüm geldiğinde yürütürlerdi. Bazıları da gece herkes uyurken üşenmez mutfağa iner bir bezle tencere diplerindeki karaları sıyırıp yatakhanedekilerin yüzlerini boyardı...”
Kaynak: https://www.yenisafak.com/.../inek-saban-karakteri-nasil...
AHMET DEMİRALP
hababam sınıfı'ndaki inek şaban karakterinin aslen safranbolulu olduğunu biliyor muydunuz?
rıfat ılgaz röportajında arkadaşının soyadını hatırlamadığını sadece safranboluda “öküz ahmet” adı ile tanındığını söyler.
muhabir de sırf 'inek şaban' tiplemesine ilham olan bu kişiyi bulmak için safranbolu'ya gider ancak emekli öğretmen ahmet beyi tanıyana rastlamaz. ne zamanki 'öküz' lakabını isminin önüne yerleştirir 3 çocuk 6 torun sahibi emekli öğretmen ahmet demiralp'i eli ile koymuş gibi bulur.
41 yıllık emekli öğretmen ahmet demiralp o günleri şöyle anlatıyor:
“ben yoksul bir köylü çocuğu idim.(safranbolu ılbarıt -üçbölük köyü) cumhuriyetin ilk yılında kastamonu muallim mektebine girdim. karşımızda kastamonu lisesi vardı. bu lisenin öğrencileri daima şık ve pırıl pırıl elbiselerle dolaşırdı. biz parasız ve yatılı olduğumuz için üstümüz başımız dökülürdü. okul arkadaşlarımın çoğunu şimdi hatırlamıyorum. hatırladıklarımın da çoğu öldü. rıfat ılgaz, iki üç yıl önce buraya geldi, kavaklara (safranbolu' da bir kıraathane) gittik, eskileri andık. bu lakap bana okuldaki çalışkanlığım ve saflığım yüzünden verilmişti. okulumuz o yıllarda rıfat'ın yazdığı gibi değildi pek. bir kere derslerde çıt çıkaramazdık. disiplinli bir okuldu. sadece öğretmenler gittikten sonra yatakhanede birbirimize şakalar yapardık. hepimizin kilitli özel bir dolabı vardı. köyden gönderilen yiyecekleri bu dolaba gizlerdik ama arkadaşlar bazen dolabımı gizlice açar, özellikle yaş üzüm geldiğinde yürütürlerdi. bazıları da gece herkes uyurken üşenmez mutfağa iner bir bezle tencere diplerindeki karaları sıyırıp yatakhanedekilerin yüzlerini boyardı...”
ayda geçsin diye yazıyorum. roman/ filmdeki güdük necmi karakteri de aynı köylü- ve aynı sınıfın öğrencisi olan rahmetli şükrü kaya'dır. tulum hayri de ayn ı sınıfın öğrencisi, aslen kastamonulu olup safranbolu'da görewv yapan ve erken yaşta rahmetli olan fehmi gündüz beydir.
grubumuzda olmayanlar için yılmaz gülce beyefendinin grubumuzdaki değerli bilgi paylaşımı "batıkaradeniz ekspres gazetesinin o zamanki yöneticisi olarak rıfat ılgazın imza gününü düzenlemiştik.rıfat ılgazla sohbet ederken ona sormuştum.-üstad sizin ögretmen okulu mezunu oldugunuzu duydum.gölköy köy enstitüsünden mi mezunsunuz?demiştim.o da -hayır,ben kastamonu muallim mektebinden mezunum,demisti.safranbolulu arkadaşlarınız var mıydı? diye sordum.bizim hababam sınıfının çogu safranbolulu idi diye yanıtladı.mesela inek şaban ahmet demiralp di dedi.tulum hayri fehmi erdem di dedi.şükrü kaya,mustafa algan diger safranbolulardı dedi.ben fehmi erdem benim ögretmenimdi.şimdi rahmetli oldu.digerleri sag dedim.
sag olan arkadaşlarını arayarak kavaklar kahvesine gelmelerini,bir okul arkaşlarıyla buluşacaklarını söyledim.
batıkaradeniz ekspres gazetesi olarak ayda bir ekin sanat dergisi,onbeşgünde bir size diye bir çocuk dergisi ilavesi veriyorduk.gazetenin tirajı ise bin civarındaydı.anadolu basınında bu olay yankı yaratmıştı.tanju cılızoglu isimli hürriyet gazetesi yazarıda rıfat ılgazla birlikte gelmiş ve bizi incelemekteydi.hababam sınıfının kavaklar toplantısına o da katıldı.kastamonu muallim mektebi mezunları biraraya geldiler,hasret giderdiler,cemal aganın "merhabası yanında"çayını içtiler.
gazetenin sahibi osman natırogluna,rıfat ılgaza,yazarlarımız yavuz ince, mustafa yanık,remzi tüfekçi,mazhar çiçek ve ibrahim yıldız a allahtan rahmet dilerim.tahsin şentürk ve bora beniç'e esenli ve uzun ömür dilerim
Çocukluğumdan beri boş olan evlerden biri,Ahmet Demiralp'ın evi...1940 yıllarda yaptırmıştır.Safranbolu'dan Rum taş ustaları gidince,bu ustalık yöre ustalarına kalmış...Temel yöre ustalarına ve ahşap kısım,yine Gayazalı Mehmet usta,bir oda hariç...Gayazalı Mehmet usta,7 kuşak bu mesleği sürdürmüş,en son oğullarından Mustafa usta,1990 yıllarda,Ayhan Karaman'ın evini yaptı...Ahmet Demiralp,gittiği Kastamonu Öğretmen Okulun'da,Şair ve Yazar Rıfat Ilgaz'la yolları kesişir ve birlikte öğretmen olurlar.Fakat Rıfat Ilgaz,daha sonra tekrar imtihana girerek,Gazi Üniversitesi,Türkçe Bölümü okuyarak,lise öğretmeni olur.1984 yılında,Safranbolu,Kavaklar Kahvesinde,Ahmet Demiralp,Şükrü Kaya ve Mustafa Alkan,bir araya gelrek eski günleri yad ederler.Bilindiği gibi,Ahmet Demiralp,Hababam Sınıfındaki,sözü geçen 'İnek Şaban' Rıfat Ilgaz'da boyu 180cm.ye yakın olmasına rağmen,GüdükNecmi'dir.