29 Ocak 2025 Çarşamba

HASAN FEHMİ ERDEN (1895-1979GADEYİGİL)









HASAN FEHMİ ERDEN (1895-1969)(GADEYİGİL)

Hasan fehmi erden, ahmet ve hatice'nin oğulları olarak,1895 yılında ılbarıt köyünde dünyaya gelir.kendinden başka,fatma 1876,safiye 1880,mehmet 1882,nuri 1887,abdullah 1891,5 kardeşi bulunmaktadır.

hasan efendi,ilkokulu ılbarıt köyü,köy mektebinde,öğretmeni mehmet cemil efendide okur,daha sonra safranbolu rüştiyesi ve kastamonu öğretmen okulunu bitirdikten sonra,1914 'seferberlik' ve birinci dünya savaşına çağrılır.askerliğini subay olarak tamamlar.1918 yılında savaşın sona ermesi ile köyüne döner.bu arada,kendisi ile birlikte askerde olan,mehmet savaşın ilk yıllarında şehit düşmüştür.

hasan efendi,19.mayıs.1919,atatürk'ün samsuna'çıkıp 'kurtuluş savaşı'nın başlamısı ile tekrar askere çağrılır.anadolunun çeşitli yerlerinde bu kez teğmen olarak görev alır.kurtuluş savaşı'nın sona ermesi ile tekrar ılbarıt köyüne döner.nışanlı olduğu,hacıalioğullarından,mustafa kızı,huriye 1897 ile evlenir.bu evlilikten,şaziye 1923 ve mehmet adnan 1930,dünyay gelir.şaziye demiralp hayatta olup,şu an ılbarıt köyünün en yaşlı bireyidir.mehmet adnan ise 2019'un mart ayında vefat etmiştir.köylüler olarak,kendisini istanbul,kasımpaşa semtinde son yolculuğuna uğurladık.

hasan efendi, bir süre köyde çiftçilik eder.kendisini atatürk'ün çıkarmış olduğu bir yasa ile 1926 yılında,'istiklal madalyası'maaşı bağlanır.o yıllara ait belgeler,oğlu mehmet adnan'ın vasiyeti üzerine çerçevetilerek,ılbarıt köyü müzesine bağışlanmıştır.hatta atürk'ün eski yazı imzası vardır belgelerden birinde...

atatürk'ün anadoluda tekrar öğeretmen okullarını açması ile,hasan efendi öğretmenliğe dönmek için müraacat eder ve müraacatı kabul görür.fakat bazı konularda yetirsiz görüldüğü için,kastamonu öğretmen okulunda,bir süre tekrar eğitime tabi tutulur.bu konuda mehmet ata doğan şanslıdır.bütün yeterlilik sınavlarını başarı ile yaptığı için,kendisine 1926 yılında,ilköğretim öğretmenliği ve diploması verilir.

hasan efendi,1929 yılında,ılbarıt köyünden,4 gençle birlikte kastamonu öğretmen okuluna,tekrar kayıtını yaptırır.bu 4 genç,ahmet demirap,kardeşi mehmet'in oğlu,şükrü kaya,mustufa algan,kardeşi nuri'nin oğlu ve ibrahim ünal'dır.

erden'in mezarı,istanbul,kasımpaşa,kulaksız aile mezarlığındadır.kendisini saygı ile anıyorum.

 

28 Ocak 2025 Salı

KURULUŞ AŞAMASI


ILBARIT KÖYÜ KURULUŞ AŞAMASI ,

ilk aileler ve ailelerin dağlımı...

ılbarıt köyü ilk kayıtlar,hacıhamzaoğullarıdır.bu aile ilbarıtta iki hane ve bağlıca mah.de bir hane olmasına karşın,zamanla söyünmüştür.bu aileden sonra,hacıalioğlu esamesi okunmakta ve aile ilk olarak iki hanedir.

hacıalioğlu osman, 1761 doğumlu...

hacialioğlu mustafa 1756 doğumlu...

hacıalioğlu osman oğlu hüseyin 1776 doğumlu

diğer oğlu ömer 1791 doğumlu...

aradan geçen bunca zaman baz alındığında ve kim bunlar denildiğinde insan ilk önce bocalıyor ve torunlardan abdullah'tan yola çıkıldığında,1806 doğumlu sözü edilen abdullah kim? abdullah, köyde havaşgil'den aliosman'ın dedesi ve fısfıs hafız mehmet mutlu'nun dedesi.abdullah'ın iki oğlu oluyor.hasan, aliosman'ın babası ve kör emin lakablı, fısfıs hafız ve kardeşi abdullah'ın babası...hasan'ın aynı zamanda iki kızı vardır.burda kayıt altında olmadığı için lakabı ile yazıyorum gıdı kız,safranbolu'da bir demirci ile evlenmiştir.diğer kızı sarıyan köyündedir.hasan,yukarı meyremgilden abdullahın kızkardeşi ile evli olup,aynı zamanda,aşağı meyremgilden karıtlı ibrahim'le bacanaktır.

diğer torunlar,sırasıyla memiş, ismail, emin ve osman'dır.

örneğin elişgil bu torunlardan birinin oğlu ali ile ilintili olup,ali'nin kimin oğlu olduğu hakkında kayıtlı bir bilgi yoktur. ali'nin mehmet (karaoğlan) 1867 ve abdullah (sarıoğlan) 1891 doğumlu iki oğlu vardır.

yine aynı sülaleden güdükgil'in 1831 yılından itibaren reel kayıtlarına 1900 yıllarda rastlandığı için,baba ömer'den olma,havva 1878,hüseyin 1879 ve ali 1889 doğumlu üç çocuğu vardır.

torun osman, osman 1830 doğumlu olup,osmançavuşgili temsil etmektedir.osman çavuş'un sırasıyla,hüseyin (katırcı) 1862,mustafa 1865 ve mehmet 1868 doğumlu üç oğlu vardır.

ılbarıt köyü kuruluş aşamasında hacıalioğlu esamesi,ikinci aile ve dağlımı...

hacıalioğlu osman doğum tarihi 1756

oğlu ali doğum 1801

diğer oğlu ruşen doğum 1816

torun mehmet doğumu 1821

" " ibrahim " " 1828

" " halil " " 1826

burada ruşen'den yola çıkıldığında,sözü edilen ruşen, çavuşgil'i temsil etmektedir. daha sonra oğlu mustafa doğar ve mustafa ili birlikte üç kız,mustafa'nın osman ve hatice isminde iki çocuğu olur.osman 1889 doğumlu olup,1956 yılında demircibağ mevkiinde attan düşer,bu esnada elindeki baston gözüne saplanır ve orda yaşama veda eder.hatice 1882 doğumlu olup,kulagilden,şakir'le velenir.şakir çanakkale savaşında şehit düşer.

ruşen'in kızlarından biri karaşar mah'de ahmet oğlu hasan'la evlenir.ismi ayşe'dir 1857 doğumludur.bu evlilikten iki oğlu bir kızları olur.ismail (jandarma) 1889 doğumlu.abdullah 1891 doğumlu ve kızkardeş habibe 1888 doğumlu olup,yörük köyünden muratoğlu ile evlenir.muratoğlu, cumhuriyetin kurulduğu yıllarda, büyük ihaleler alır ve elazığ,malatya arası demiryolunu yapar.1940 larda,eşenin yeğeni olan ruşen gürleyik'i bu teren yolunda bir kısım işçinin başına ekip başı yapar.hatta muratoğlu ihaleye girdiği bir sırada,ihale kızışır ve iş adamı vehbi koç'a iki tokat aşkeder.amerika'da vefat eden muratoğlu için,yörük köylüleri,gıyabi bir mezar yaptırır.köydeki büyük konakda,yörük köyü derneğine bağışlanır.

ruşen'in diğer kızı şerife 1847 doğumludur.

kospatargil'den kadıoğlu osman'la evlenir.bu evlilikten mehmet 1889 ve ibrahim 1897 iki oğlu doğar.mehmet genç denilecek yaşata vefat eder.yusuf filden mehmet özer'in eşi akile,ilk evliliğini,osman oğlu mehmet'le yapmıştır.

diğer kızı akkuşgilden osman'la yapmıştır isimi havva'dır ve oğlu süleyman olmuştur.süleyman 1878 doğumludur ve balkan savaşında şehit olmuştur.

hacıalioğlu osman torunu ibrahim, 1828 doğumlu olup,keleşgil'i temsil etmektedir.oğlu hasan olur.köy kayıt defterinide vefat ettiği için hasan'ın doğumu ile bilgi yoktur.hasan'ın osman ve mehmetali adında iki oğlu olur.osman'ında doğum tarihi hakkında bir bilgi yoktur,osaman oğlu hasan doğumu 1882.diğer oğlu mehmetali 1862 doğumlu olup,deliseyingil'e içgüveyi girer.mustafa 1897 ve ahmet 1901 doğumlu iki oğlu olur.

hacıalioğlu 1756 doğumlu osman'dan alimollagil ve güngörmezgil diye iki aile esamisi daha olmasına rağmen,alimollagil çocukları olmadıkları için söyünür.fakat alimollanın eşi ovacık'lı olup,ovacık ekincik köyü, esenler mah.den kızkardeşinin oğlu haşim'i 5 yaşında evlat edinir.büyüyüp askerliğini filan yaptıktan sonra, geri göndermez.saftagilden,hotuz lakaplı,ismail'in kızı ayşe ile evlendirir.bu evlilikten,şükriye 1891,ibrahim 1900,fatma 1904 ve ali 1908 doğumlu dört çocuğu olur.burada sözü edilen ali,hasan mutlu hocanın anne tarafından dedesidir.

güngörmezgil'e gelince bu aile 1850 yıllarında,köyü terk ederek safranbolu'ya yerleşirler.köydeki geriye dönük yerlerini yurtalarını,daha sonra katırcı hüseyin'e satarlar.

toker soyadını alan bu aileye mensup,safranbolu'da ve karabük'te işadamları olsada,artık kuyumuculuk dışında çoğu iş hayatından çekildi ya da vefat etti.80 lıi yıllarda tanıdığım bazı yaşlı konumdaki kişilerle sohbet etme şansım oldu.hatta bu yaşlı kişiler,köyümüzden öğretmen şükrü kaya'nın cenaze merasimene katılmışlardıadına safranbolu'da fakülte açılan,porf.fethi toker,bu aileye mensuptur.

hacıalioğullarını bitirdim ve hacıömeroğullarına geçtim,ama beni oldukça zorlayacak,çünkü hacıömeroğullarının kadınlar hariç erkeklerin nüfusu,sarıyan (gündoğan) köyü nüfusuna eşit.hacıömeroğullarının 1831 tarihinde nüfusu 50 erkek bazında,sarıyan'ın tüm köyün erkek nüfusu 63...bu arada aldığım ilaçlardan dolayı biraz rahatsızım.kimi ilaçları bırak gıda tedavisi yap diyor.ılbarıt'da aradığını bulmak zor.

hacıömeroğullarının içine girmiş bulunmaktayım.kolay değil 200 yılı çözümlemek,küçük şeyleri büyütebilmek.örneğin üç tane ali var,aligülügilde,kirazgilde ve kazıkaligilde...1831 sayımını yapanlar sırdan yazıp geçmiş.hatta bir vatandaş,karabük brtv'de bunların programını yapıyor.kişiler istanbul'dan,şurdan burdan bu vatandaşa hocam diye hitap ediyor ve açıyor 1831 nüfus kayıtlarını okuyup geçiyor.karşı taraf bilgilendiğini,o hoca denilen kişide karşı tarafı bilgilendirdiğini sanıyor.yok öyle bir şey.üstüne basa basa o aileyi teyit edeceksin.her kese iyi pazarlar.

kılbarıt köyü,kuruluş itibarıyla,hacıömeroğulları...

bilndiği gibi,hacıalioğulları köyün alt kısmı,güney tarafını tercih ederken,hacıömeroğulları,yine köyün alt kısmı kuzey tarafını mesken tutumuşlardır.aileler burda zamanla çoğaldıkça,köyün üst kısmına yerleşmeşlerdir.

hacıömeroğlu mustafa 1766 doğumlu olup,dokzangil ve gardayigili temsil etmektedir.dokzangil bazında bakıldığında,oğlu hüseyin 1830 doğumludur.hüseyin oğlu ali 1841 doğumludur.ali oğul mustafa (dokzan) 1874 doğumludur.

gardayigil bazında bakıldığında,yanıkgil, abdullah 1796 doğumludur.en büyük oğlu mehmet,(karamolla) 1841,onun küçüğü,yörük köyüne içgüveyi girmiş,gerçek ismi kayıtlarda olmadığı için,lakap olarak 'gümüş' olarak biliniyor.diğer kardeş osman 1863 ve hüseyin 1864 doğumludur.hüseyin,ilkönce gardayigilin mehmet,daha sonra,ayranconun ahmet'le evlenen hemit'in babasıdır.gardeyigilin bir kolu olan,yanıkgil söyünmüştür.bu günkü yanıkgil'i teşkil edenler,kız elden oğlan elden tanımı ile varlığıın sürdürmektedir.yanıkgil'in eski ev isi kuruhüseyingilin üst kısmındadır.geriye temel duvarı kalmıştır.

abdullah kardeşi ahmet 1791 doğumludur ve asıl gardeyigili teşkil etmektedir.oğlu hasan 1823 doğumlu olup,karahasan olarak bilinmektedir.hasan'ın mehmet 1819 ve ömer 1825 iki kardeşi daha vardır.fakat 1831 kayıtları baz alındığında, mehmet'in varlığı hakkında herhangi bir bilgi yoktur.fakat kulagil olarak bilinen aileye,gardeyigilden bir mehmet içgüveyi girmiş olup doğumu,1857 dir.ömer'e gelince,aşağı meyremgil olarak bilinen ve yakup'un babası olduğu bir realite çünkü,yakup'un oğlu karıtlı ibrahim 1855 doğumlu olup,oğluna ömer ismini vermiştir.dedim ya 1831 ve 1900 lü kayıtlar arısnda büyük boşluklar var.dolasıyla bu arayı kapatmakta zorlanıyorum.

gardeyigil hasan'a gelince dört çocuğu olmuştur.sırasıyla ahmet,izzet,ayşe ve şerife

ayşe,akkuşgilden,mustafaoğlu halil,şerife ise yanıkgilden,abdullah oğlu osman'la evlenmiştir.

hasanoğlu ahmet 1843 doğumlu olup,sırasıyla mehmet.nuri,abdullah,hasan ve fatma isminde çocukları vardır.

kardeşi izzet 1852 doğumlu olup,sırasıyla fatma,osman ve beşir isminde çocukları vardır.

yaşadığım köyümde,çalışma ortamım ve koşullar o kadarda iyi değil.burda köy hakkında bilgileri müsveddetler bazında önceden hazırlayıp kayıt ediyorum ve bir daha tekrarı yok.internetimin yazı çıkarıda olmadığı için,burda verdiğim emek umarım güme gitmez,hasan mutlu kayıt altına alıyorum demişti...umarım alır.

ılbarıt köyü kuruluş itibarıyla hacıöemeroğulları 2. kısım...

hacıömeroğlu ahmet doğumu 1751

kardeşi oğlu osman doğumu 1791

oğlu mustafa doğumu 1856

mustafa oğlu ahmet 1890

" " " mehmet 1895

bu sülale faslıgildir.

diğer kardeşi hüseyin doğumu 1796

hüseyinoğlu ali 1819

diğer oğlu salih 1823 hacıömeroğlu hüseyin burada iyipgili temsil etmektedir.oğullarının akibeti bilinmemektedir.oğullarının harici ikide kızı olan hüseyin'in eşinin ismi sare'dir.kızlarından fatma,musluoğullarından hüseyin ile evlendirilmiş olup bu evlilikten, mustafa (sarımuhtarın babası) ahmet (göde mehmet'in babası) ve kızkerdeşleri havva dünyaya gelir.havva karaşar mah'den kistirliçavuş ile evlenmiştir.sarımuhtarın babası mustafa yacı köyündeki kızına anneanesinin ismi sare adını vermiştir.

hüseyin'diğer kızı hamide'nin üzerine ayranco hasan'ın çobanı,aslen ovacık göynükören köyünden olan eyüp'ü damat alır.eyüp'ün bu evlilikten,ahmet 1860 ve hüseyin 1862 doğumlu iki oğlu olur.burada hüseyin aynı zamanda mahemet ali efendi ve mustafa remzi'nin babası olup,anneannesinin simini taşımaktadır.aile günümüzde söyünmüştür.

ahmet'in ise hasan 1882

ramazan 1889

eyüp 1895 doğumlu üç oğlu olmuş,hasan ve eyüp'ün akibeti bilinmemektedir.kardeş ramazan askeri gitmeden evlenmiş olup,hasan 1908 ve ahmet 1913 doğumulu iki oğlu olmuştur. ramazan'da seferberlik döneminde balkanlarda şehit olmuştur.

hacıömeroğlu yahya 1801 doğumlu

oğlu ali doğumu 1823

ali'nin oğlu mehmet 1901 ve kızları fatma 1897,hatice 1907 ve hanife 1910 doğumludur ve ailenin tek ferdi nazire kütükçüdür.ev yeri ruşen aydın,tarafından satın alınmıştır.

hacıömeroğlu yahya 1801 doğumlu

oğlu ali 1823

ali oğlu mehmet 1874 doğumlu olup,sbu aile kirazgili temsil etmektedir.

yahya kardeşi mustafa 1896 doğumlu olup,oğlu osman (cırtosman) 1873,bağlıca mah.ne iç güveyi gitmiştir kardeşi mustafa (kemaneci) 1864 doğumludur ve kemanecigil söyünümüş,cırtosamangil,bağlıca mah.de nuri ışık'gili temsil etmektedir.(kemaneci)aynı zamanda kardeşi osmanla birlikte iyi bir keman icracıcı olmakla birlikte,tıp alanında elindeki bir kitapla ilaç üretip,bazı hastalıkları iyi ettiği biliniyor.evi ise kirazgilin,alt katta bir odaları vardı.eşi ile birlikte yaşamını o tek odada tamamlamış.bilgi satı demirsöz)

hacıömeroğlu hüseyin 1801 doğumlu

oğlu ahmet 1826 doğumlu olup,lakabı onbaşıdır.eşi çıraklar köyünden olup,çocuğu olmadığı için söyünmüştür.

hasan (ayranco) 1828 doğumlu olup,mehmet ,1852 mehmet kahveci mustafa'nın babsıdır.,ahmet 1869 ve emine isminde üç çocuğu vardır.

yahya oğlu ali 1822 doğumludur.oğlu satılmış 1880 doğumludur.satılmış oğlu isamil (sotiri) 1897 ve kardeşi hamza 1898 doğumludur.aile aligülü temsil etmektedir.

küçük bir hatırlatma,bazı babalar ve oğular arasında uzunca bir yaş farkının olması,eğer baba askerlikten sonra evlenmiş olup yaşının 30-35 sınırına gelmesindedir.çünkü askerlik süresi osmanlıda oldukça uzun olduğu bilinmektedir.

kısa bir bilgi,burda ailelerin ilkleri yazılmıştır. bu şecere defteri 1983 yılında ,ilköğretim müfetişi,abdülkadir özer tarafından bize verildiğinde üzerinden 75 yıl gibi bir zaman geçmişti. şimdi ise son tutulduğu tarihin üzerinden 111 yıl ve ilk tutulduğu tarih 169 yıl...defter 1850 yılları ve 1908 yılları arasında tutulmuş olup,belkide türkiye'nin hiçbir köyünde böyle bir kayıtın kaldığını sanmıyorum. daha önce defter başkalarına gösterilsede sonuç alınamamış ve babam satı demirsöz'le 1983-87 yılları arasında türkçeleştirdik. sadece iki aileyi belirleyemedik.saygılarımla....

hacıömeroğulları;ılbarıt

1)hacıömeroğlu hüseyin (1841) dokzangil.

2)hacıömeroğlu satılmış (1880) aligülügil

3)hacıömeroğlu mehmet (1829) bilinmiyor

4)hacıömeroğlu süleyman (1862) eminegil

5)hacıömeroğlu mehmet (1852) kahvecigil

6)hacıömeroğlu ahmet (1869) ayrancıgil

7)hacıömeroğlu izzet (1874) beşirgil

8)hacıömeroğlu ahmet (1833) gardeyigil

9) hacıömeroğlu mehmet (1857) kulagil

10) hacıömeroğlu mustafa (1856) faslıgil

11) hacıömeroğlu ali (1859) kazıkaligi

12) hacıömeroğlu mustafa (1842) kemanecigil

13)hacıömeroğlu osman (1832) cırtosamgil- bağlıca

14) hacıömeroğlu ali (1874) kirazgil

15) hacıömeroğlu osman (1864) yanıkgil

16) hacıömeroğlu hüseyin (1865) sarıhüseyingil

hacıalioğulları ;ılbarıt

1) hacıalioğlu mustafa ( 1844 ) çavuşgil

2) hacıalioğlu hasan ( 1882) keleşgil

3) hacıalioğlu ali ( 1830) alimolalgil

4) hacıalioğlu mustafa ( 1822) güngörmezgil

5) hacıalioğlu emin (1838) fısfıshafızgil

6)hacıalioğlu hasan (1839) havaşgil

7) hacıalioğlu osman (1864) elişgil

8) hacıalioğlu hüseyin (1879) güdükgil

9) hacıalioğlu osman (1830) osmançavuşgil

10) hacömeroğlu mehmet (1868) irabegil

11) hacıömeroğlu mehmet (1862) delihüseyingil

hasanoğlu ;bağlıca

hasanoğlu mustafa (1845) hasangil

hasanoğlu mehmet (1874) gostakgil

hasanoğlu ramazan (1852) hacıhamzagil

mollahasanoğlu ;bağlıca

mollahasanoğlu halil (1842) cıdıkgil

mollahasanoğlu mustafa (1852) tulummıstangil

mollahasanoğlu ismail (1858) bilinmiyor

mollahasanoğlu şakir (1864) cemükgil

karamehmetoğlu : karaşar

karmehmetoğlu hüseyin (1852) karabekirgil

karamehmetolu mehmet (1866) alibeygil

karmehmetoğlu mustafa (1855) berbergil

karamehmetoğlu ahmet (1844) kocagözg

karamehmetoğlu : ılbar

karmehmetoğlu yusuf (1862) yusufgil

karamehmetoğlu salih (1864) körzeligil

ortakçıgil :bağlıca

ortakçıoğlu hamide (1874) ortakçıgil

mollamustafaoğlu : ılbarıt

mollamustafaoğlu ahmet (1860) iyipgil

mollamustafaoğlu hüseyin (1862) mehmetaliefendigil

süleymanbeyoğlu :ılbarıt

süleymanbeyoğlu hüseyin (1842) hürükızgil

süleymanbeyoğlu süleyman (1864) kepçegil

süleymanbeyoğlu süleyman (1862) sülüğünsarıoğlangil

süleymanbeyoğlu ismail (1868) acumukgil

süleymanbeyoğlu kadir (1872) kelkadirgil

süleymanbeyoğlu hüseyin (1842) fiyseyingil

süleymanbeyoğlu mustafa (1842)karbacakgil

tankıroğlu : ılbarıt

tankıroğlu salih (1855) döndügil

tankıroğlu halil (1862) esami bilinmiyor

gökmenoğlu ılbarıt

1)gökmenoğlu ibrahim (1858) yamakgil

2) gökmenoğlu raşit (1864) körraşitgil

3)gökmenoğlu hasan (1867) yamağınhasanıgil

kütükçüoğlu : ılbarıt

kütükçüoğlu emin (1847) hatıpgil

kütükçüoğlu hüseyin (1831) hüsükgil

hacıhamzaoğlu : ılbarıt

hacıhamzaoğlu mehmet (1838) zaimgil

karaibrahimoğlu :bağlıca

1)karaibrahimoğlu mehmet (1855) kocaseyingil

2)karaibrahimoğlu ibrahim (1862) okumuşgil

kuruhaliloğlu :ılbarıt

kuruhaliloğlu mustafa (1837) akkuşgil

musluoğlu : ılbarıt

musluğlu mustafa (1850) sarımuhtargil

musluoğlu ahmet (1864) gödegil

musluoğlu mehmet (1856) emistogil

musluoğlu osman (1836) kuruseyingil

musluoğlu ömer (1865) deliahmetgil

akmustafaoğlu : karaşar

akmustafaoğlu mustafa (1795) gıdavagil

akmustafaoğlu ismail (1842) kistirliçavuşgil

mollabekiroğlu :ılbarıt

mollabekiroğlu emin (1821) karakaşgil

mollabekiroğlu osman (1825) değirmencigil

mollabekiroğlu mustafa (1830) dabazgil

sarıibrahimoğlu :ılbarıt

saribrahimoğlu mehmet (1867) şıkkıdıgil

sarıibrahimoğlu salih (1861) pürdegil

kadoğlu :ılbarıt

kadıoğlu ismail (1879) softagil

kadıoğlu ahmet (1852) pehlivangil

kadıoğlu mustafa (1863) hecelligil

kadıoğlu ibrahim (1953) kosbatargil

ibrahimbeyoğlu : ılbarıt

ibrahimbeyoğlu abdullah (1852) mıstabeyoğlugil

karadelioğlu :ılbarıt

karadelioğlu ibrahim (1855) meyremgil

hacıhasanoğlu :bağlıca

hacıhasanolu mehmet (1891) civişgil

musaoğlu :ılbarıt

musaoğlu haşim (1872) haşimgil

tavşancıoğlu :ılbarıt

tavşancaıoğlu abdullah (1826) ipiçürükgil

iki asır öncesi ılbarıt köyü kayıtlarında olup bu gün esamesi olmayan dört aile

hoşafçıoğlu :ılbarıthoaşafçıoğlu ahmet (1806) esamisi bilinmiyor

hacışabanoğlu : ılbarıt

hacışabanoğlu satılmış (1861) esamisi bilinmiyor

hacışabanoğlu mehmet (1786) esamisi bilinmiyor

nakioğlu :ılbarıt

nakioğlu hasan (1796) esamisi bilinmiyor

dalkıranoğlu : ılb

 

HACI ÖMER OĞULLARI

HACIÖEMEROĞULLARI 2. KISIM...

 ILBARIT,BAĞLICA,KARAŞ   ESAMİLERİ...'

 Kısa bir bilgi,burda ailelerin ilkleri yazılmıştır. Bu şecere defteri 1983 yılında ,İlköğretim Müfetişi,Abdülkadir Özer tarafından bize verildiğinde üzerinden 75 yıl gibi bir zaman geçmişti. Şimdi ise son tutulduğu tarihin üzerinden 111 yıl ve ilk tutulduğu tarih 169 yıl...Defter 1850 yılları ve 1908 yılları arasında tutulmuş olup,belkide Türkiye'nin hiçbir köyünde böyle bir kayıtın kaldığını sanmıyorum. Daha önce defter başkalarına gösterilsede sonuç alınamamış ve babam Satı Demirsöz'le 1983-87 yılları arasında türkçeleştirdik. Sadece iki

HACIÖMEROĞULLARI;ILBARIT

 

1)Hacıömeroğlu Hüseyin (1841) Dokzangil.

 

2)Hacıömeroğlu Satılmış (1880) Aligülügil

 

3)Hacıömeroğlu Mehmet (1829) Bilinmiyor

 

4)Hacıömeroğlu Süleyman (1862) Eminegil

 

5)Hacıömeroğlu Mehmet (1852) Kahvecigil

 

6)Hacıömeroğlu Ahmet (1869) Ayrancıgil

 

7)Hacıömeroğlu İzzet (1874) Beşirgil

 

8)Hacıömeroğlu Ahmet (1833) Gardeyigil

 

9) Hacıömeroğlu Mehmet (1857) Kulagil

 

10) Hacıömeroğlu Mustafa (1856) Faslıgil

 

11) Hacıömeroğlu Ali (1859) Kazıkaligil

 

12) Hacıömeroğlu Mustafa (1842) Kemanecigil

 

13)Hacıömeroğlu Osman (1832) Cırtosamgil- Bağlıca

 

14) Hacıömeroğlu Ali (1874) Kirazgil

 

15) Hacıömeroğlu Osman (1864) Yanıkgil

 

16) Hacıömeroğlu Hüseyin (1865) Sarıhüseyingil

 

HACIALİOĞULLARI ;ILBARIT

 

1) Hacıalioğlu Mustafa ( 1844 ) Çavuşgil

 

2) Hacıalioğlu Hasan ( 1882) Keleşgil

 

3) Hacıalioğlu Ali ( 1830) Alimolalgil

 

4) Hacıalioğlu Mustafa ( 1822) Güngörmezgil

 

5) Hacıalioğlu Emin (1838) Fısfıshafızgil

 

6)Hacıalioğlu Hasan (1839) Havaşgil

 

7) Hacıalioğlu Osman (1864) Elişgil

 

8) Hacıalioğlu Hüseyin (1879) Güdükgil

 

9) Hacıalioğlu Osman (1830) Osmançavuşgil

 

10) Hacömeroğlu Mehmet (1868) İrabegil

 

11) Hacıömeroğlu Mehmet (1862) Delihüseyingil

 

HASANOĞLU ;BAĞLICA

1.    Hasanoğlu Mustafa (1845) Hasangil

2.    Hasanoğlu Mehmet (1874) Gostakgil

3.    Hasanoğlu Ramazan (1852) Hacıhamzagil

 

MOLLAHASANOĞLU ;BAĞLICA

1.    Mollahasanoğlu Halil (1842) Cıdıkgil

2.    Mollahasanoğlu Mustafa (1852) Tulummıstangil

3.    Mollahasanoğlu İsmail (1858) Bilinmiyor

4.    Mollahasanoğlu Şakir (1864) Cemükgil

 

KARAMEHMETOĞLU : kARAŞAR

1.    Karmehmetoğlu Hüseyin (1852) Karabekirgil

2.    Karamehmetolu Mehmet (1866) Alibeygil

3.    Karmehmetoğlu Mustafa (1855) Berbergil

4.    Karamehmetoğlu Ahmet (1844) Kocagözg

 

KARAMEHMETOĞLU : ILBAR

 

1.    Karmehmetoğlu Yusuf (1862) Yusufgil

2.    Karamehmetoğlu Salih (1864) Körzeligil

 

ORTAKÇIGİL :BAĞLICA

 

1.    Ortakçıoğlu Hamide (1874) Ortakçıgil

 

MOLLAMUSTAFAOĞLU : ILBARIT

 

1.    Mollamustafaoğlu Ahmet (1860) İyipgil

2.    Mollamustafaoğlu Hüseyin (1862) Mehmetaliefendigil

 

SÜLEYMANBEYOĞLU :ILBARIT

 

1.    Süleymanbeyoğlu Hüseyin (1842) Hürükızgil

2.    Süleymanbeyoğlu Süleyman (1864) Kepçegil

3.    Süleymanbeyoğlu Süleyman (1862) Sülüğünsarıoğlangil

4.    Süleymanbeyoğlu İsmail (1868) Acumukgil

5.    Süleymanbeyoğlu Kadir (1872) Kelkadirgil

6.    Süleymanbeyoğlu Hüseyin (1842) Fiyseyingil

7.    Süleymanbeyoğlu Mustafa (1842)Karbacakgil

 

TANKIROĞLU : ILBARIT

 

1.    Tankıroğlu Salih (1855) Döndügil

2.    Tankıroğlu Halil (1862) Esami bilinmiyor

 

GÖKMENOĞLU ILBARIT

 

1)Gökmenoğlu İbrahim (1858) Yamakgil

2) Gökmenoğlu Raşit (1864) Körraşitgil

3)Gökmenoğlu Hasan (1867) Yamağınhasanıgil

 

KÜTÜKÇÜOĞLU : ILBARIT

 

1.    Kütükçüoğlu Emin (1847) Hatıpgil

2.    Kütükçüoğlu Hüseyin (1831) Hüsükgil

 

 

HACIHAMZAOĞLU : ILBARIT

 

1.    Hacıhamzaoğlu Mehmet (1838) Zaimgil

 

KARAİBRAHİMOĞLU :BAĞLICA

 

1)Karaibrahimoğlu Mehmet (1855) Kocaseyingil

2)Karaibrahimoğlu İbrahim (1862) Okumuşgil

 

KURUHALİLOĞLU :ILBARIT

 

1.    Kuruhaliloğlu Mustafa (1837) Akkuşgil

 

MUSLUOĞLU : ILBARIT

 

1.    Musluğlu Mustafa (1850) Sarımuhtargil

2.    Musluoğlu Ahmet (1864) Gödegil

3.    Musluoğlu Mehmet (1856) Emistogil

4.    Musluoğlu Osman (1836) Kuruseyingil

5.    Musluoğlu Ömer (1865) Deliahmetgil

 

 

AKMUSTAFAOĞLU : KARAŞAR

1.    Akmustafaoğlu Mustafa (1795) Gıdavagil

2.    Akmustafaoğlu İsmail (1842) Kistirliçavuşgil

 

MOLLABEKİROĞLU :ILBARIT

 

1.    Mollabekiroğlu Emin (1821) Karakaşgil

2.    Mollabekiroğlu Osman (1825) Değirmencigil

3.    Mollabekiroğlu Mustafa (1830) Dabazgil

 

SARIİBRAHİMOĞLU :ILBARIT

 

1.    Saribrahimoğlu Mehmet (1867) Şıkkıdıgil

2.    Sarıibrahimoğlu Salih (1861) Pürdegil

 

KADOĞLU :ILBARIT

 

1.    Kadıoğlu İsmail (1879) Softagil

2.    Kadıoğlu Ahmet (1852) Pehlivangil

3.    Kadıoğlu Mustafa (1863) Hecelligil

4.    Kadıoğlu İbrahim (1953) Kosbatargil

 

İBRAHİMBEYOĞLU : ILBARIT

 

1.    İbrahimbeyoğlu Abdullah (1852) Mıstabeyoğlugil

 

KARADELİOĞLU :ILBARIT

 

1.    Karadelioğlu İbrahim (1855) Meyremgil

 

HACIHASANOĞLU :BAĞLICA

 

1.    Hacıhasanolu Mehmet (1891) Civişgil

 

MUSAOĞLU :ILBARIT

 

1.    Musaoğlu Haşim (1872) Haşimgil

 

TAVŞANCIOĞLU :ILBARIT

 

1.    Tavşancaıoğlu Abdullah (1826) İpiçürükgil

 

iKİ ASIR ÖNCESİ ILBARIT KÖYÜ KAYITLARINDA OLUP BU GÜN ESAMESİ OLMAYAN DÖRT AİLE

 

HOŞAFÇIOĞLU :ILBARIT

 

1.    Hoaşafçıoğlu Ahmet (1806) Esamisi bilinmiyor

 

HACIŞABANOĞLU : ILBARIT

 

1.    Hacışabanoğlu Satılmış (1861) Esamisi bilinmiyor

2.    Hacışabanoğlu Mehmet (1786) Esamisi bilinmiyor

 

NAKİOĞLU :ILBARIT

 

1.    Nakioğlu Hasan (1796) Esamisi bilinmiyor

 

DALKIRANOĞLU : ILBARIT

 

1.    Dalkıranoğlu Mustafa (1791) Esamisi bilinmiyor

aileyi belirleyemedik.Saygılarımla

HACIALİOĞULLARINI BİTİRDİM VE HACIÖMEROĞULLARINA  GEÇTİM,

AMA BENİ OLDUKÇA ZORLAYACAK,ÇÜNKÜ HACIÖMEROĞULLARININ KADINLAR HARİÇ ERKEKLERİN NÜFUSU,SARIYAN (GÜNDOĞAN) KÖYÜ NÜFUSUNA EŞİT.HACIÖMEROĞULLARININ 1831 TARİHİNDE NÜFUSU 50 ERKEK BAZINDA,SARIYAN'IN TÜM KÖYÜN ERKEK NÜFUSU 63...BU ARADA ALDIĞIM İLAÇLARDAN DOLAYI BİRAZ RAHATSIZIM.KİMİ İLAÇLARI BIRAK GIDA TEDAVİSİ YAP DİYOR.ILBARIT'DA ARADIĞINI BULMAK ZOR.

Hacıömeroğullarının içine girmiş bulunmaktayım.Kolay değil 200 yılı çözümlemek,küçük şeyleri büyütebilmek.Örneğin üç tane Ali var,Aligülügilde,Kirazgilde ve Kazıkaligilde...1831 sayımını yapanlar sırdan yazıp geçmiş.Hatta bir vatandaş,Karabük BRTV'de bunların programını yapıyor.Kişiler İstanbul'dan,şurdan burdan bu vatandaşa hocam diye hitap ediyor ve açıyor 1831 Nüfus Kayıtlarını okuyup geçiyor.Karşı taraf bilgilendiğini,o hoca denilen kişide karşı tarafı bilgilendirdiğini sanıyor.Yok öyle bir şey.Üstüne basa basa o aileyi teyit edeceksin.Her kese iyi pazarlar.

hACIÖMER OĞULLARI...

ESAMİLER:

Hasanoğlu ;Mustafa (Cemal Oğuz,Bağlıca mah.)
Hasanoğlu;Mehmet (Yunus Oğuz,Bağlıca Mah.)
Hasanoğlu;Ramazan (Ramazan Oğuz,Bağlıca Mah.)
Akmustafaoğlu;Mustafa (Gıdavagil,Kareşer Mah.)
Akmustafaoğlu İsmail (Kistirli çavuşgil Kareşer Mah.)
Hacialioğlu Mustafa (Çavuşgil,Ilbarıt köyü)
Hacıalioğlu Hasan (Keleşgil, ” “)
Hacıalioğlu Mehmet (Deliseyingil, ” “)
Hacialioğlu Hasan (Havaşgil ” “)
Hacıalioğlu Emin ( Fıs fıs hafızgil ” “)
Hacıalioğlu Mehmet (Elişgil ” “)
Hacialioğlu Hüseyin (Güdükgil ” “)
Hacıalioğlu Osman (Osman Çavuşgil ” “)
Hacıalioğlu Mehmet (Zaimgil,Kuruoğlan ” “)
Hacıömeroğlu Mehmet (Bilinmiyor-Söyünmüştür)
Hacıömeroğlu Süleyman (Eminegil ” “)
Hacıömeroğlu Mehmet (Kahvecigil ” “)
Hacıömeroğlu Ahmet (Ayrancıgil ” “)
Hacıömeroğlu Mehmet (Karakaşgil ” “)
Hacıömeroğlu Satılmış (Aligülügil ” “)
Hacıömeroğlu Hüseyin (Dokzangil ” “)
Hacıömeroğlu Mehmet (Kulagil ” “)
Hacıömeroğlu Mustafa (Faslıgil ” “)
Hacıömeroğlu Ali (Kazıkaligil ” “)
Hacıömeroğlu Mustafa (Kemanecigil,Söyünmüştür)
Hacıömeroğlu Osman (Cırtosmangil-Bağlıca Mah.)
Hacıömeroğlu Osman (Yanıkgil,Ilbarıt köyü)
Hacıömeroğlu Hüseyin (Yanıkgil-söyünmüştür)
İbrahimbeyoğlu Abdullah (Hüseyinefendigil ” “)
Kadıoğlu Mustafa (Hecelligil ” “)
Kadıoğlu Ahmet (Pehlivangil ” “)
Kadıoğlu Hüseyin (Softagil ” “)
Kadıoğlu Osman (Kosbatargil ” “)
Ortakçıoğlu Hamide (Ortakçıgil-Söyünmüştür-Bağlıca Mah.)
Karaibrahimoğlu Mehmet (Okumuşgil ” “)
Mollahasanoğlu Halil (Cıdıkgil Bağlıca Mah.)
Mollahasanoğlu Mustafa (Tulumagil ” “)
Mollahasanoğlu İsmail (Bilinmiyor-Söyünmüştür)
Mollahasanoğlu Şakir (Cemükgil Bağlıca Mah.)
Sarıibrahimoğlu Mehmet (Şıkkıdıgil Ilbarıt Köyü)
Sarıibrahimoğlu Salih (Pürdegil ” “)
Tavşancıoğlu Abdullah (İpiçürükgil ” “)
Kuruhaliloğlu Mustafa (Akkuşgil ” “)
Kütükçüoğlu Emin (Hatıpgil ” “)
Kütükçüoğlu Hüseyin (Hüsükgil ” “)
Süleymanbeyoğlu Hüseyin (Hürükızgil ” “)
Süleymanbeyoğlu Süleyman (Sülüğünsarıoğlan-Söyünmüştür)
Süleymanbeyoğlu Hüseyin (Karabacakgil-Söyünmüştür)
Süleymanbeyoğlu Mustafa (Karabacakgil-Topalagil)
Süleymanbeyoğlu İsmail (Acumukgil ” “)
Süleymanbeyoğlu Kadir (Acumkgil-Söyünmüştür)
Musluoğlu Mustafa (Sarımuhtargil ” “)
Musluoğlu Ahmet (Gödegil ” ” )
Musluoğlu Mehmet (Emistogil ” ” )
Musluoğlu Osman (Kuruhüseyingil ” “)
Musluoğlu Ömer (Deliahmetgil ” “)
Karamehmetoğlu Hüseyin (İbrahimçavuşgil Kareşer Mah.)
Karamehmetoğlu Mehmet (Kıdımehmetgil ” ” )
Karamehmetoğlu Mustafa (Berbergil ” “)
Karmehmetoğlu Ahmet (Topalahmetgil ” ” )
Karmehmetoğlu Yusuf (Yusufgil Ilbarıt Köyü )
Karamehmetoğlu Salih (” ” ” “
Tangıroğlu Salih (Döndügil ” “)
Tangıroğlu Mehmet (Döndügil-Söyünmüştür)
Gökmenoğlu Raşit (Körraşitgil-Söyünmüştür)
Gökmenoğlu Hasan (Kürtşabangil ” “)
Gökmenoğlu İbrahim (Yamakgil ” ” )
Mollamustafaoğlu Ahmet (İyipgil ” ” )
Mollamustafaoğlu Hüseyin (Mehmetaliefendigil ” “)
Kardelioğlu İbrahim (Meyremgil ” “)

 KARYE-İ ILBARIT TABİ KAZA-İ ZA'FERANBORLU...

BUNDAN YAKLAŞIK İKİ ASIR ÖNCESİ,PADİŞAH 2.MAHMUT DÖNEMİNDE, NÜFUS SAYIMI YAPILMIŞ.BİLİNDİĞİ GİBİ 2.MAHMUT,OSMANLI İMPARATORLUĞUNUN EN ACIMASIZ PADİŞAHLARINDANDIR.YENİÇERİ OCAĞINI KAPATIP (ASAKİR-İ MANSÜRE)ADI ALITINDA BİR ORDU KURUP,ASKERLİK YAŞINI 16 YA İNDİRİYOR.

İKİ ASIR ÖNCESİ,ILBARIT KÖYÜ,MERKEZ ILBARIT,BAĞLICA VE KARAŞAR DAHİL 49 HANE OLUP,DAHA SONRA BABAM SATI DEMİRSÖZ'LE TÜRKÇELEŞTİRDİĞİMİZ,1908 YILINA KADAR TUTULMUŞ KÖY KAYIT DEFTERİNDEKİ İNCELEMELERİME GÖRE,İKİ ASIR ÖNCESİ,KÖYÜMÜZ ESAMESİNDE BULUNAN (Dalkıranoğulu) (Nakioğlu) (Hacışabanoğlu) ve (Hoşafçıoğlu) YA DEVŞİRMEYE UĞRAMIŞ YADA,SÖYÜNMÜŞTÜR.

YİNE İKİ ASIR ÖNCESİ,BAĞLICADA (Hacıhasanoğlu-civişgil) KARAŞAR'DA (Akmustafaoğlu-Gıdavagil) (Akmustafaoğlu_Kistirliçavuşgil) YOK

MERKEZ ILBARIT KÖYÜNDE (Mollabekiroğlu-Karakaşgil,Değirmencigil ve Dabazgil), DÖNDÜGİL (Tankıroğlu-iki sülale) , (Kütükçüoğlu- Hatıpgil ve Hüsükgil) (İbrahimbeyoğlu-yukarı meyremgil) (Karadelioğlu-Aşağımeyremgil) GİBİ SÜLALER YOK.

YİNE O YILLARDA, NÜFUS SAYAMANDI KADINLARI YOK SAYDIKLARINDAN DOLAYI,EV KADINLARI VE KIZLARI KAYIT ALTINA ALMAMIŞLAR.

ÖRNEĞİN (Akkuşgil,Kuruhaliloğlu,baba Halil ve oğul Abdullah ve birde anneyi sayarsak,üç kişiler,daha sonra Abdullah'ın Mustafa diye bir oğlu olmuş,bu günkü esami,Mustafa'dan doğup,bu günlere gelenlerdir.)

İKİ ASIR ÖNCESİ 49 HANENİN NÜFUSU ERKEKLER BAZINDA 180 BUNA KADIN VE KIZ ÇOCUKLARINI EKLERSEK 300 YAKIN.GERİYE DÖNÜP BAKTIĞIMIZDA İSE,ILBARIT KÖYÜ ESKİ BİR YERLEŞİM YERİ OLMASINA RAĞMEN TÜRKLERİN BURAYA GELİŞİ 17 ASIRIN ORTALARI VE SONLARI OLABİLİR.ÇÜNKÜ BİZİM SÜLALE (Musluoğuları,üç kardeşten ibaret,Ahmet 1751 doğumlu,Ahmet'ten,Feyzullah ve Hüseyin oluyor.Feyzullah'tan -Emistogil,Hüseyin'den,Kuruhüseyingil) Musluoğlu,Mehmet bin Hasan, 1791 doğumlu,oğlu Mustafa 1806,doğumlu (Zorluhüseyingil ve Gödegil) Ve Musluoğullarından bir sülale söyünmüştür. O söyünmüş evin yerine,Gödegilden,Hasan Yıldırım ev yapmıştır.

bundan yaklaşık iki asır öncesi,padişah 2.mahmut döneminde, nüfus sayımı yapılmış.bilindiği gibi 2.mahmut,osmanlı imparatorluğunun en acımasız padişahlarındandır.yeniçeri ocağını kapatıp (asakir-i mansüre)adı alıtında bir ordu kurup,askerlik yaşını 16 ya indiriyor.

KARYE-İ ILBARIT TABİ KAZA-İ ZA'FERANBORLU...

iki asır öncesi,ılbarıt köyü,merkez ılbarıt,bağlıca ve karaşar dahil 49 hane olup,daha sonra babam satı demirsöz'le türkçeleştirdiğimiz,1908 yılına kadar tutulmuş köy kayıt defterindeki incelemelerime göre,iki asır öncesi,köyümüz esamesinde bulunan (dalkıranoğulu) (nakioğlu) (hacışabanoğlu) ve (hoşafçıoğlu) ya devşirmeye uğramış yada,söyünmüştür.

yine iki asır öncesi,bağlıcada (hacıhasanoğlu-civişgil) karaşar'da (akmustafaoğlu-gıdavagil) (akmustafaoğlu_kistirliçavuşgil) yok

merkez ılbarıt köyünde (mollabekiroğlu-karakaşgil,değirmencigil ve dabazgil), döndügil (tankıroğlu-iki sülale) , (kütükçüoğlu- hatıpgil ve hüsükgil) (ibrahimbeyoğlu-yukarı meyremgil) (karadelioğlu-aşağımeyremgil) gibi sülaler yok.

yine o yıllarda, nüfus sayamandı kadınları yok saydıklarından dolayı,ev kadınları ve kızları kayıt altına almamışlar.

örneğin (akkuşgil,kuruhaliloğlu,baba halil ve oğul abdullah ve birde anneyi sayarsak,üç kişiler,daha sonra abdullah'ın mustafa diye bir oğlu olmuş,bu günkü esami,mustafa'dan doğup,bu günlere gelenlerdir.)

iki asır öncesi 49 hanenin nüfusu erkekler bazında 180 buna kadın ve kız çocuklarını eklersek 300 yakın.geriye dönüp baktığımızda ise,ılbarıt köyü eski bir yerleşim yeri olmasına rağmen türklerin buraya gelişi 17 asırın ortaları ve sonları olabilir.çünkü bizim sülale (musluoğuları,üç kardeşten ibaret,ahmet 1751 doğumlu,ahmet'ten,feyzullah ve hüseyin oluyor.feyzullah'tan -emistogil,hüseyin'den,kuruhüseyingil) musluoğlu,mehmet bin hasan, 1791 doğumlu,oğlu mustafa 1806,doğumlu (zorluhüseyingil ve gödegil) ve musluoğullarından bir sülale söyünmüştür. o söyünmüş evin yerine,gödegilden,hasan yıldırım ev yapmıştır

Değerli köylülerim,Google'da Ilbarıt Köyü hakkında şöyle bir bilgi,düşülmüş. 'Ilbarıt'Moğolca bir terimdir.İlberler ve ılbarlar çağrışımı ile ilintilidir.Sonundak i'ıt' eki çoğuldur.Fakat bu bilgiyi yazan kişi,kimse kendisini belirtmemiştir.Güya ünlü tarhiçi İlber Ortaylı,da moğol asıllı olduğundan,onun soyisimi ile ilintilidir.

Yukarıdaki,tanımlamayı kaleme alan kişi,ilkönce kendisini de belirtmesi gerikiyor.Kim veya kimler tarafından yazıldığı belli değil.Bir kere,bizim köyde moğollara benzeyen yüz ifadesine rastlanmadığı gibi,benim çocukluğumda Hacılarobası Köyünde çekik gözlü insanlar vardı,ama bizim köyde yok.

Birde köylerin,böyle siper yerlere gelmeleri,çeşitli tehlikelerden korunmak amaçlı,çünkü köyler yağmalanabiliyor veya salıdırıya uğrayabiliyor,örneğin Ilabrıt'ın haricinde,iki yerleşim yerinin adı daha geçiyor.'Saka Köyü' 'Sarı Ahmet Köyü' Yalnız yol çalışmaları sırasında dikkatimi çekti,Sarı Ahmet Köyü, dediğimiz yerde dozerin önünden yanmış toprak ve çanak çömlek parçaları çıktı.

Köyde yaşayanların nerden ve nasıl geldikleri hakkında herhangibi bir kayıt yok.Yalnız bizim sülale olan,Musluoğullarının Ordu'dan geldiğini babam Satı Demirsöz'den öğrenmiştim. araştırdım.Ordu,Fatsa ve Korgan gibi yerlerde Musluoğulları esamesi var.Diğerleri hakkında herhangi bir bilgiye sahip olsam zaten yazarım.

Kaymakamlık arşivlerinde,ülkemizdeki tüm köyleri incalediğimde,yaklaşık 43 bin köy var. 'Ilbarıt'adı altında hiçbir köy yok...Üçbölük adında,Kars ili Digor ilçesi ve Karman ili Ermenek ilçelerinde iki köy var ve onlarından isimleri bizim gibi sonradan değişmiş.

  

27 Ocak 2025 Pazartesi

RESSAM RECAİ DEMİRSÖZ

 


RECAİ DEMİRSÖZ

Yalnız şunu belirtmek istiyorum ben kimseyi kötülemiyorm.Muhtarı arayacaktım hattım yoktu ve bu virüsün ilk görüldüğü yer 'SUDİARAPİSTAN' Yolda gelirken yine söyledim bırak benim ressamlığımı filan kimseye söyleme...Fakat iyi jurnallamışlar,şerefsiz filan dedi...Ercan Yıldırım ben görsem o kişileri kovardım,sen yine iyi davranmısın diyor.Yüz verilse köyün içene gircekler.1916-17 yıllarında bu köyde tifüs virüsünden bir evden en az birden çok kişi hayatını kayıp etmiş,ben bunları yazıyorum,insanlara hikaye gibi geliyor.Zaten bundan sonrada hiçbir şey yazmayacam

********************************************************************

RECAİ DEMİRSÖZ

 

Bilindiği gibi Ilbarıt Köyüne 29.Ekim.1999,tarihinde bir müze ve sanat evi kuruldu.Bu müze ve sanatevi çalışmaları sırasında, çatlak sesler yükselmeye başladı.Gittim Kaymakam beye söyledim.Devam edin vazgeçmeyin dedi ve bu müzenin çatısını ben bir bayan öğretmenle örttüm.Köyden herhangi bir yardım almadan.Ve açlışı günün geldiğinde yaklaşık 300 kişiye,köyden tek kişi sahip çıktı.İsmet Şahin abi ve köye telefon etmiş,o köy sadece Recai'nin köyü değil diye.Sağolsun İsmet abi tek başına,açılışıta hem beni eleştiren ve sıkılmadan gelen 300 üzerinde insana ikramda bulundu ve en azından köyü onurlandırıdı.

Ben buraya köyün tarihini yazıyorum,farkındayım çok kişi bundan hoşnut değil.Bakıyorum en fazla yaşadığım Ilbarıt Köyünün dışından ilgilenenler oluyor.Yinede köyden ilgilenelere teşekkür ediyorum.

Bana hakaret eden sözü edilen kişi benim arkadaşım filan değil.Benim bu köyde bir arkadaşım oldu.Babam Satı Demirsöz ve iki sene yatalak yattı benden başka kimse bakmadı.Babam öleli 11 yıldır yalnızım.Ve bana hakaret eden kişinin,babası evde elektirik olmadığı için,gece merdivenlerden yuvarlanımış,param yok benim hattımı çekermisin dedi ve şu anki değeri en az 150 lira olan kabloyu çekiverdim ve helal ediyorum.Fazla uzatmak istemiyorum.Bu internet yüzünden kardeşlerimle aram açıldı.Bir kaç kez bu sayfadan ayrıldım.Bir daha ayrılırsam asla dönmem.Ve şuna inanıyorum eğer bana bir şey olursa adım gibi biliyorum,müzedeki bana ait eşyaların yağmalanacağını.Çünkü bir kez Karabük Valiliğinden ve bir kezde Safranbolu Kaymakamlığından, yardım aldım toplasan bin lira bile etmiyor ve müzenin tüm masraflarını kendim karışılıyorum.Bana saygı gösterenlere saygılarımı sunuyorum.

********************************************************************

RECAİ DEMİRSÖZ

(ENES DOĞAN)

Enes Doğan'ı Ilbarıt Köyünde kaç kişi tanıyor olabilir?Çok az çünkü ılbarıt Köyü gün geçtikçe azalıyor ve hatta tükeniyor.Ilbarıt Köy sayfalırına,yıkılmış ve virane olmuş evlerde yayınlansa,ortaya tüm gerçekler ,tüm çıplaklığı ile çıkar.Tarlalar viran,bağlar bahçeler çoktan viran oldu,samanlıklar bizim samanlık dahil tamamı çöküp viran oldu.Her ne kadar yeni evler yapılsada,evlerin bazıları viran olmaya yüz tutumuş vaziyette.Örneğin köy meydanında her fotoğrafta görünen,Hüseyin Avni aksoy'ların evi 80.li yıllardan beri oturulmadığı için,arka kısımdan çatıdan çökmeye başlamış vaziyette.En son aynı zamanda köydeki duyarlı arkadaşlarımdan ve 1981 yılında,istanbul'da bir tarafik kazasında hayatını kayıp eden,Abdullah Aksoy,oturmuştu,köyde öğretmenlik yaparken ve her akşam kitaplar ve gazeteler okuyup,köyün gençleri ile memeleket meselelerini tartışırdık.

Enes Doğan, belki 2000 doğumlu sormadım bilmiyorum.Mehmet Ata Doğan'ın torunu Kadir Doğan'ın oğlu...Her şey merhaba Recai amca nasılsınla başladı.Ankara'da üniversite okuduğunu biliyordum.Hangi üniversite dedeğimde,Ankara Üniversitesi, Dil Tarih Corağfaya Fakültesi dedi.Yalnız bu fakülte,anakara Üniversitesinden eskidir.Doğudan getirlen taşlarla yapılmış olup,üst kısmında,Atatürk'ün ünlü sözü 'HAYATTA EN HAKİKİ MÜRŞİT İLİMDİR' yazar.Kızılay'dadır ve bu fakülteyi görmüşlüğüm var.

Enes'e ne dili okuduğunu sorduğumda,Hint Dili,yanıtını verdi ve ekledim o fakülteden ülkemizin iki büyük şairi,hatta büyük yazarları çıkmıştır dedim.Örenek verdim.Şair Enever Gökçe ve benimde yakinen tandığım Ataol Behramoğlu.

Enes'e Ilbarıt köyünde en fazla okuyan kesimin,Yusufgil ve Gardayıgil olduğunu söyledim.Örneğin Yusufgil'den Kaymakam ve eğer hayatını kayıp etmeseydi vali olacaktı,1972 yılında ne olduğu belli olmayan bir trafik kazasında hayatını kayıp eden,Yusuf Ziya Doğan...Doktor , öğretmen üst düzey banka yönecileri.

Enes Doğan,bir anekdotda bulundu...Recai amca sizler aynı zamanda birer koruyucusunuz,ama bizler sizler olamayız.Yıllardır baktığın müzeye bir şey olursa,senin adına üzülürüm dedi ve kendisine,Mehmet Ata Doğa'nın 1931 Köy Mektebi ve 1942-43 yılları Karamanbaşı Akbulak İlkokulu öğrenci sınıf defterlerini gösterdim.

 

*****************************************************************

 

RECAİ DEMİRSÖZ

Yalnız şunu belirtmek istiyorum ben kimseyi kötülemiyorm.Muhtarı arayacaktım hattım yoktu ve bu virüsün ilk görüldüğü yer 'SUDİARAPİSTAN' Yolda gelirken yine söyledim bırak benim ressamlığımı filan kimseye söyleme...Fakat iyi jurnallamışlar,şerefsiz filan dedi...Ercan Yıldırım ben görsem o kişileri kovardım,sen yine iyi davranmısın diyor.Yüz verilse köyün içene gircekler.1916-17 yıllarında bu köyde tifüs virüsünden bir evden en az birden çok kişi hayatını kayıp etmiş,ben bunları yazıyorum,insanlara hikaye gibi geliyor.Zaten bundan sonrada hiçbir şey yazmayacam.

 

 

*********************************************************************

RECAİ DEMİRSÖZ

Değerli köylüler zor bir süreç yaşıyoruz.Co.ro.na yetmezmiş gibi, 'Dang Humması' diye bir virüs Endonezya'da hızla yayılmaya başlamış.

Dün eski okulun civarında,4 genç vardı.Ben yanaşmadım.Mesafeli yürüdüğüm Mehmet Özdemir,böyle birilerini gördümü balıklama dalıyor.Hemen cebinde ne iletse o küpü çıkarıyor,başlıyor kendisini met etmeye...Bu günden sonra onunla gezmemeye çalışacam.O dört gence gelince,Karabük Üniversitesinde öğrencilermiş ve ikisi Arapistanlı,biri Sinop'lu ve bu üç gencin içinde tek kız olan öğrenci Kastamonu'lu olduğunu söyledi.Tabii ben uzaktan konuştum.Hiçbirinde maske vs.i yok...Dolasıyla köyden uzaklaşmalarını istedim.Şu anda son aldım bilgiye göre,Safranbolu,Ovacuma'da iki köy karantinaya alınmış.Bacığaz ve Cücaklı Köyleri ve bu köye virüsü İstanbul'dan gelenler bulaştırmış.Hatta Yayla tarafından lüks bir cip kaçak bizim köyden geçti.Umarım muhtarımız tüm bu olup bitenleri gereken yerlere bildirir.

***************************************************************************

RECAİ DEMİRSÖZ

Bilindiği gibi Ilbarıt Köyüne 29.Ekim.1999,tarihinde bir müze ve sanat evi kuruldu.Bu müze ve sanatevi çalışmaları sırasında, çatlak sesler yükselmeye başladı.Gittim Kaymakam beye söyledim.Devam edin vazgeçmeyin dedi ve bu müzenin çatısını ben bir bayan öğretmenle örttüm.Köyden herhangi bir yardım almadan.Ve açlışı günün geldiğinde yaklaşık 300 kişiye,köyden tek kişi sahip çıktı.İsmet Şahin abi ve köye telefon etmiş,o köy sadece Recai'nin köyü değil diye.Sağolsun İsmet abi tek başına,açılışıta hem beni eleştiren ve sıkılmadan gelen 300 üzerinde insana ikramda bulundu ve en azından köyü onurlandırıdı.

Ben buraya köyün tarihini yazıyorum,farkındayım çok kişi bundan hoşnut değil.Bakıyorum en fazla yaşadığım Ilbarıt Köyünün dışından ilgilenenler oluyor.Yinede köyden ilgilenelere teşekkür ediyorum.

Bana hakaret eden sözü edilen kişi benim arkadaşım filan değil.Benim bu köyde bir arkadaşım oldu.Babam Satı Demirsöz ve iki sene yatalak yattı benden başka kimse bakmadı.Babam öleli 11 yıldır yalnızım.Ve bana hakaret eden kişinin,babası evde elektirik olmadığı için,gece merdivenlerden yuvarlanımış,param yok benim hattımı çekermisin dedi ve şu anki değeri en az 150 lira olan kabloyu çekiverdim ve helal ediyorum.Fazla uzatmak istemiyorum.Bu internet yüzünden kardeşlerimle aram açıldı.Bir kaç kez bu sayfadan ayrıldım.Bir daha ayrılırsam asla dönmem.Ve şuna inanıyorum eğer bana bir şey olursa adım gibi biliyorum,müzedeki bana ait eşyaların yağmalanacağını.Çünkü bir kez Karabük Valiliğinden ve bir kezde Safranbolu Kaymakamlığından, yardım aldım toplasan bin lira bile etmiyor ve müzenin tüm masraflarını kendim karışılıyorum.Bana saygı gösterenlere saygılarımı sunuyorum.

 

************************************************************************

RECAİ DEMİRSÖZ

BİR ANEKDOT

Bu sabah hava oldukça açık,Ilbarıt Köyünde,gece yine fırtına vardı ve bir ara elektirikler kesildi.Sanırım fırtına yüzünden ağaç dalları elektiriği kontak yaptırmış.

Yine doğudan esen sert bir soğuk var.eskiler iyiye elamet değil derlerdi,doğudan esen rüzgarı.Çünkü tarım zamanı eğer böyle sürekli eserse,mutlaka köyde kuraklık ve kıtlık olurmuş.Artık tarım olmadığına göre,fazla halıflanmak da bir işe yaramıyor.

Bizim kuşak bilir.eskiden Hacılarobası;Sallar Mah.mevkiinde,bu bölgenin en büyük su değirmeni vardı.Bu değirmen,5 ocak,yani aynı anda beş tane taşı döndürebilen bir güçteydi.Fakat ben 5'ci ocağın döndüğünü hiç hatırlamıyorum.Çünkü değirmeni 1880 li yıllarda yaptıran,Yörük Köyünden 'Sucu Hafız' 5' ci ocağı,Karakoyunlu köyünden,Alikuşgil için yaptırmış.Nedeni;değirmenin arkanın Alikuşgilin tarlasından geçmesi nedeni ile...Sizin tarlayı ortadan böldüm.Onun için,bu taş sizin için dönecek demiş.

Yörüklü 'Sucu Hafız' İstanbul'da su ticareti yaparken,birikiminin bir bölümünü bu değirmen ve arazisine ayırmış ve çevre köylerin rahat etmesi için değirmeni inşaa etmiş...Elden ayaktan düşünce:Safranbolu,Paçacılar'dan 'Ataş'a'ya satımış.Yılda 3000 yarım ekin toplayan bu değirmenin nakil işlerini kira ile çevre köylüler yapmış.Paçaco'nun Ataş'a da elden ayaktan düşünce bu kez Ilbarıt Köyünün o yıllarda ileri gelenleri, Yamak (Mustafa Gökmen) Hasan Fehmi Erden ve Hüsüyin Avni Aksoy satın almış,Hüseyin Avni Aksoy ve İbrahim Gökmen hisselerini,Sallar mah'den İbrahim Alpay,Hüseyin San ve Osman Çankaya satmış ve değirmen 1970 yıllara kadar hizmet verdikten sonra,eski tabirle battal olmuştur.

 

*****************************************************************

RECAİ DEMİRSÖZ

Köyde yaşıyoruz,ama birbirimizden uzak,herkesin ister istemez moreli bozuk.Kimimizin yakınları İstanbul,bilemedin farkılı şehirlerde...İlkönceleri gülüp geçilen ve 'yarasalar'dan çıktığı sanılan virüs yeryüzüne yayılmış vaziyette ve ülke olarak şu an 9 cu sıraya yerleşmiş konumdayız.Dahası bilim ve tıp suskun konumda...Mevsim ilkbahar olasına rağmen,kışı aratmayan bir soğuk ve rüzgar doğudan esiyor.19.Nisan.2012 yılında da doğudan böyle bir rüzgar esmiş ve Toprakcuma mevkiinde çıkan orman yangını, bir kaç saat sonra köyümüze kadar ulaşmıştı. Isparta ve Ankara gibi uzak illerden kurtarma ekipleri gelmiş,fakat yangını bu kez tersine esen rüzgar söndürmüştü.Bu gün 6.Nisan.2020,her zaman yazdığım gazeteme 'Kabus'diye bir yazı yazdım.Çünkü virüsün artık önlenebilir yanı olmadığı gibi,ilerki günlerin ne getirceği bir muamma...Kısaca kötümser bir zaman,herkese yalnız köyümden saygılarımı gönderiyorum.

******************************************************************

RECAİ DEMİRSÖZ

BİR DEVİR KAPANIRKEN...

Ali Öz, Satı ve Şerife'den olma...Asıl yaşı 1946,fakat kendisinden beş yaş büyük halasının kızı Habibe ile evlendirilirken,yaşı büyütülerek 1943 yapılmıştır.Eşi Habibe 1941 doğumlu olup,Sabir Yaşar ve Ayşe Yaşar'dan olmadır.Habibe isimi ise,Sabri Yaşar'ın ilk eşi,Hatıpgilden (Dıngıl) Lakaplı Abdullah'ın kızıdır.

Ali Öz abi ile 1975 yıllarında,Balat Hamdi Sekban fırınında ekmek işçiliği yaptık.Bizler yardımcı hamurker,oda bizim kapakçımızdı.Aslında tezgahtarlık yapabilen bir insandı.Daha sonra Salmatomruk,Balat'ın üst kısmında Akören Köyünden Muhittin ve Sırçalı Köyünden Hasan ustanın (Kel-Hasan)ın fırınıda tezgahtarlık yapıp burdan emekli olmuştur.Saygı ile anıyorum.

*********************************************************************

RESSAM RECAİ DEMİRSÖZ

 

Değerli Ilbarıt köylüleri,bilindiği gibi bir virüs neredeyse yeryüzünü esir aldı.Karabük miletvekilleri,Karabük Belediye Başkanı ve Safranbolu Belediye Başkanın haberi olmazken,Safranbolu,Karabük,Kastamonu yol kavşağında bulunan,Necati Bey Öğrenci Yuruduna,1500 Cezayirli getirilimiş.Çünkü bu Cezayir'lilieri ülkeleri kabul etmemiş ve biz kabul ediyoruz.

RESSAM RECAİ DEMİRSÖZ

Köydeki konuma gelince,insanlar biribirinden uzak kalmayı tercih ediyor ve herkes mutsuz,olup bitenleri seyrediyor.Tek özgürlüğümüz çıkıp dışarıda dolaşabiliyoruz.Başta bilim adamları susukun ve adına 'Biyolojik Savaş' diyenler oluyor.Televizyonlarda konuşunlar,şu anki konumdan bilgisiz.Kısaca vahim bir tablo ile karşı karışıyayız.Herkese köyden selamlarımı gönderiyorum ve yaşadığınız kentlerde kendinize dikkat edin başka çare olmadığı gibi,geleceğimiz de belirsiz!

İSTANBULDA YAŞAM

1800 yıların ortalarında,Anadolu'nun çeşitli yerlerinden gelenler,Ilbarıt Köyünü mesken tutmuşlardır.aynı çevremizde bulunan köyler gibi...Ilbarıt Köyü o yıllarda kadılık bulunan, Safranbolu 'Aktaş' köyüne bağlıyken,gelişmeler sonucu,tam anlamı ile Safranbolu'ya bağlanmış,yine o yıllarda vilayet 1927 Zonguldak il olana kadar,Kastamonu'ya bağlı bir köy olarak, zar zor geçinebilen bir köy konumundadır.Çünkü,ta o yıllarda hasat dönemi bittiğinde, İstanbul'a gitme zorunluluğunu her aile yaşarken,Musluoğuları, Gökmenoğlları ve Kuruhaliloğulları istanbul'da iş yer açmıştır.Musluoğullarından 1751 doğumlu Ahmet7in İstanbul Tophane Semtinde, 'Çinili-Fırın' Gökmenoğullarından,İbrahim,Raşit ve Hasan'ın yine Tophane semtinde, çiğerci dükkanı ve Kuruhaliloğullarından,Zimbilli lakaplı,ismine ulaşamadığım için bu çağrışımdan yola çıkıyorum,daha sonra Mustafa Remzi özlü'ye devretmiş olduğu,Çemberlitaş Fırını...Diğer köylüler ise,başta fırın işçiliği ve simit satıcılığı gibi işlerde çalışarak ailelerine katkıda bulunmuşlardır.

1950 yıllarında Anadolu'dan büyük şehirlere başlayan göçe,Ilbarıt Köyü 1960 yıllarında baş gösteren (Filoksera) kök hastalığının bağlarda yaptığı hasarlar,sonucu Ilbarıt Köyüde göçe maruz kalmıştır.

İstanbul'da yaşayan Ilbarıt'ların büyük bölümü,başta İstanbul Fatih,Balat , Fener ve benzeri semtlerde,bakkal dükkanı gibi küçük iş yerleri açarken,Kahvehane ve fırıncılık üzerine iş yerleri açan köylüler,yanılmıyorsam 1977 yılında,Balat semtinde 'Üçbölük' adı altında ortak bir fırın açmışlar,fakat 14 ağıza yakın ekmek çıkarmalarına rağmen,ortakların birbirleriyle diyologları iyi gitmediği için,fırın devir edilmiştir.Daha sonra bunlar liste halinde yazılacaktır.Şu an İstanbul'da bakkal işini torun Ruşen Aydın, Hasan Kaya ve Safranbolu'da Mustafa Esen yapmaktadır.

Tüm bunları niye yazıyorum. 1831 Safranbolu ve Köyleri Nüfus Sayımı,aslında köyler kayıt altına alınarak,Osmanlı'nın asker intiyacını 15 yaşa kadar düşürüldüğü gibi,gidenlerin geri dönmesi dahi bir mucize olduğu bir süreç yaşadığı biliniyor,Ilbarıt Köyünün...Çünkü bu sayımda,kadın ve kızların esamisi dahi yok!Bunlar acı gerçekler.

MİSAFİR

Dün Şubat,ayının son günüydü.Her zaman olduğu gibi,yürüyüşe çıkıyordum,bir telefn geldi.Abi köydemisin seni ziyarete geliyoruz.Yürüyüşe ara verdim beklemeye başladım.Yarım saat sonra geldiler.Beni arayan,annesi ve üç bayan...Kendileri yaklaşık 20 yıldır buraya sürekli misafirlerini getirirler.Aslında Hatay'lılar.Doğal olarak köyün konumunu sordular,anlattım ve eski adının Ilbarıt ve şimdiye kadar,Ilbarıt'ın ne anlama geldiği ve hatta ülkede bulunan,43 bin köyün içindede tek çağrışım olduğunu...Tabiki 'müze' gezildi.Yaptığım resimler hakkında bilgi aldılar.Şöyle bir tanımlamada bulundum.'Resim yapana genelde ressam ve asıl kavram sanattır.Ben sanat yapıyorum,ama beni bu güne kadar hiç kimse görmedi.Şu anda da ülkede sanat öldürülmüş vaziyette...Sonra buranın anı defteri var ve bu gün Şubat ayının son günü,yani 29'u artık dört sene sonra 29 olarak görecez,bir şeyler yazın dedim,genelde buraya gelenler,anı defterine bir şeyler yazmamayı tercih ediyorlar,yoksa yazılmış olsaydı,birden çok defter dolacıktı.Çünkü artık insanlar kitap vs.i okumudıkları için,bir anlamada yazmayı unutmuş vaziyette...Varsa yoksa akıllı telefonlar.

Bayanlardan birisi defteri açtı yazmaya başladı.Bu sabah okudum.'Güzel bir köyün vetarihini görmektenmutlu olduk.Burada kendi çabalarıyla bu güzellikleri yaşatan,Recai Demirsöz beyefendiye emekleri içinteşekkürler,duyarlılığından dolayı tebrik ederim.

'Sevgi Çavur'

'Küçük bir hatırlatma 'Kova Yanı Çeşmesinin' suyu tamamen kesilmiş konumda...

KİTAP YAZALIM

Şehir yorgunluğu ve benim tanımlamamla,artık fazlada derinliği olmayan yaşam biçimi...Nedeni;bir apartmanda yaşıyorsun,kimse kimseyi tanımıyor.Hadi tanıdı diyelim,kültürler ve fikirler uyuşmuyor.Yaşam denilen şey,ister istemez insanları bir yerlere sürüklüyor.Çünkü asırın hastalığı denilen 'Stres'insanları kuşatmış vaziyette.Bir gün öncesi,Hamdi Sarı ve arkadaşları vardı.Dünde Hasan Mutlu ve arkadaşları geldi.Sabah Kovayanına suya gittim.Öz Konağının yanında beyaz bir araç gördüm.

Dün yine konuştuk,Hasan Mutlu,köy hakkında bir kitap yazalım dedi...Şöyleki,kitap yazmak o kadar kolay değil.Bir yığın müsvedde hazırlayacaksın.Derinlemesine köyün tarihi dokusundan yaşam biçimine irdeleyeceksin.Çünkü bu gün olmasada,köyün geçmiş bir derinliği var.Bu gün bakıyorsun her şey yüzeysel.Teknoloji denilen şey yaşamı kolaylaştırmış,ama aynı zamanda reel yaşamı da ortadan kaldırmış.Dolısıyla,köyün derinliğinide şu anda benden başka bilen yok.Karşıma 100 bilemedin 150 yıllık birisini çıkarmanız gerekiyor.O 100 yıllık veya 150 yılık birisi bir şeyler biliyorsa tabii...Fakat ben 64 yaşına girmişim ve fiziki olarak 1959 yılından bu güne, gözümün önünden geçen bir takım şeyler hafızamda.Bunun yanında,reel yazılı belgeleride,az çok analiz ettim,örneğin şu an babam Satı Demirsöz'den öndeyim.Öndeyim derken ondan çok şey öğrendim.Babam,Kuruseyingil'le,geçmişte bizim ortak evimiz olduğundan bir haberdardı,ama Kuruseyin'in bizim atamız 1751 doğumlu Ahmet'in oğlu olduğunu bilmiyordu.Terddütlüydü.Bende onu bunu her ne kadar 1831 yılı kayıtı olsada,2 asır diyorum.İki asır olması için 11 yıllık bir fark var,oda büyük bir fark değil.Çünkü bu gün köyün en büyük aile dağlımını yaşamış,Hacıömeroğulları,1831 yılında iki sülale olarak görünüyor.Yinede ben bu sayfada,hafızamdaki birikimleri yazmaya devam edecem.Hasan Mutlu ilede aynı kanıya vardık.İlerde eğer toparlayabilirsek,kitaplaştıracaz.Saygılarımla...

 

CUMHURİYET

Köyümüz Ilbarıt'da Cumhuriyet öncesi, 5 sübyan mualim (öğretmen) varlığını gösterse de ,ancak daha önce askerliğini yapan,Karamehmetoğlularından Salih oğlu Mehmet Özer,1887 doğumulu olup,öğretmenlik mesleğiğini yapabilmiştir.1914 Birinci Dünya Savaşı ve (Seferberlik) ilan edildiğinden,Karamehmetoğullarından,Salih oğlu,Mehmet Özer'in kardeşi Hüseyin Avni Aksoy 1892,Mehmet Özer ve Hüseyin Avni Aksoy'un amca (Hüseyin Avni Aksoy,Çanakkale Savaşında,Atatürk'ün emir subayıdır.)oğlu,Karamehmetoğullarından Yusuf oğlu Mehmet Ata Doğan 1896,Hacömeroğullarından Ahmet Oğlu,Hasan Fehmi Erden 1895 ve Hacıalioğullarından Mustafa oğlu Hasan Efendi 1891(Çanakkale'de Şehit olmuştur) öğretmenliklerini yapamadan askere çağrılmıştır.Cumhuriyet kurulduktan sonra kendilerine tekrar öğretmenlik verildiğinde,yaşları 30 küsuru geçmiştir ve Mehmet Özer'e yaşı diğerlerinden büyük olduğu için, tekrar öğretmenlik verilmemiştir.Kendisi daha sonra köyden ayrılarak D:Ç:İşletmelerinde,işçi çizelgelerini doldurarak,yaştan emekli olmuş,eşi ile birlikte Karabük Kapulu Mezarlığındadır.Saygı ile anıyorum.Köylülerin bilgisine...

 

RESSAM RECAİ DEMİRSÖZ

Yalnız şunu belirtmek istiyorum ben kimseyi kötülemiyorm.Muhtarı arayacaktım hattım yoktu ve bu virüsün ilk görüldüğü yer 'SUDİARAPİSTAN' Yolda gelirken yine söyledim bırak benim ressamlığımı filan kimseye söyleme...Fakat iyi jurnallamışlar,şerefsiz filan dedi...Ercan Yıldırım ben görsem o kişileri kovardım,sen yine iyi davranmısın diyor.Yüz verilse köyün içene gircekler.1916-17 yıllarında bu köyde tifüs virüsünden bir evden en az birden çok kişi hayatını kayıp etmiş,ben bunları yazıyorum,insanlara hikaye gibi geliyor.Zaten bundan sonrada hiçbir şey yazmayacam

********************************************************************

RESSAM RECAİ DEMİRSÖZ

 

Bilindiği gibi Ilbarıt Köyüne 29.Ekim.1999,tarihinde bir müze ve sanat evi kuruldu.Bu müze ve sanatevi çalışmaları sırasında, çatlak sesler yükselmeye başladı.Gittim Kaymakam beye söyledim.Devam edin vazgeçmeyin dedi ve bu müzenin çatısını ben bir bayan öğretmenle örttüm.Köyden herhangi bir yardım almadan.Ve açlışı günün geldiğinde yaklaşık 300 kişiye,köyden tek kişi sahip çıktı.İsmet Şahin abi ve köye telefon etmiş,o köy sadece Recai'nin köyü değil diye.Sağolsun İsmet abi tek başına,açılışıta hem beni eleştiren ve sıkılmadan gelen 300 üzerinde insana ikramda bulundu ve en azından köyü onurlandırıdı.

Ben buraya köyün tarihini yazıyorum,farkındayım çok kişi bundan hoşnut değil.Bakıyorum en fazla yaşadığım Ilbarıt Köyünün dışından ilgilenenler oluyor.Yinede köyden ilgilenelere teşekkür ediyorum.

Bana hakaret eden sözü edilen kişi benim arkadaşım filan değil.Benim bu köyde bir arkadaşım oldu.Babam Satı Demirsöz ve iki sene yatalak yattı benden başka kimse bakmadı.Babam öleli 11 yıldır yalnızım.Ve bana hakaret eden kişinin,babası evde elektirik olmadığı için,gece merdivenlerden yuvarlanımış,param yok benim hattımı çekermisin dedi ve şu anki değeri en az 150 lira olan kabloyu çekiverdim ve helal ediyorum.Fazla uzatmak istemiyorum.Bu internet yüzünden kardeşlerimle aram açıldı.Bir kaç kez bu sayfadan ayrıldım.Bir daha ayrılırsam asla dönmem.Ve şuna inanıyorum eğer bana bir şey olursa adım gibi biliyorum,müzedeki bana ait eşyaların yağmalanacağını.Çünkü bir kez Karabük Valiliğinden ve bir kezde Safranbolu Kaymakamlığından, yardım aldım toplasan bin lira bile etmiyor ve müzenin tüm masraflarını kendim karışılıyorum.Bana saygı gösterenlere saygılarımı sunuyorum.

********************************************************************

RESSAM RECAİ DEMİRSÖZ

(ENES DOĞAN)

Enes Doğan'ı Ilbarıt Köyünde kaç kişi tanıyor olabilir?Çok az çünkü ılbarıt Köyü gün geçtikçe azalıyor ve hatta tükeniyor.Ilbarıt Köy sayfalırına,yıkılmış ve virane olmuş evlerde yayınlansa,ortaya tüm gerçekler ,tüm çıplaklığı ile çıkar.Tarlalar viran,bağlar bahçeler çoktan viran oldu,samanlıklar bizim samanlık dahil tamamı çöküp viran oldu.Her ne kadar yeni evler yapılsada,evlerin bazıları viran olmaya yüz tutumuş vaziyette.Örneğin köy meydanında her fotoğrafta görünen,Hüseyin Avni aksoy'ların evi 80.li yıllardan beri oturulmadığı için,arka kısımdan çatıdan çökmeye başlamış vaziyette.En son aynı zamanda köydeki duyarlı arkadaşlarımdan ve 1981 yılında,istanbul'da bir tarafik kazasında hayatını kayıp eden,Abdullah Aksoy,oturmuştu,köyde öğretmenlik yaparken ve her akşam kitaplar ve gazeteler okuyup,köyün gençleri ile memeleket meselelerini tartışırdık.

Enes Doğan, belki 2000 doğumlu sormadım bilmiyorum.Mehmet Ata Doğan'ın torunu Kadir Doğan'ın oğlu...Her şey merhaba Recai amca nasılsınla başladı.Ankara'da üniversite okuduğunu biliyordum.Hangi üniversite dedeğimde,Ankara Üniversitesi, Dil Tarih Corağfaya Fakültesi dedi.Yalnız bu fakülte,anakara Üniversitesinden eskidir.Doğudan getirlen taşlarla yapılmış olup,üst kısmında,Atatürk'ün ünlü sözü 'HAYATTA EN HAKİKİ MÜRŞİT İLİMDİR' yazar.Kızılay'dadır ve bu fakülteyi görmüşlüğüm var.

Enes'e ne dili okuduğunu sorduğumda,Hint Dili,yanıtını verdi ve ekledim o fakülteden ülkemizin iki büyük şairi,hatta büyük yazarları çıkmıştır dedim.Örenek verdim.Şair Enever Gökçe ve benimde yakinen tandığım Ataol Behramoğlu.

Enes'e Ilbarıt köyünde en fazla okuyan kesimin,Yusufgil ve Gardayıgil olduğunu söyledim.Örneğin Yusufgil'den Kaymakam ve eğer hayatını kayıp etmeseydi vali olacaktı,1972 yılında ne olduğu belli olmayan bir trafik kazasında hayatını kayıp eden,Yusuf Ziya Doğan...Doktor , öğretmen üst düzey banka yönecileri.

Enes Doğan,bir anekdotda bulundu...Recai amca sizler aynı zamanda birer koruyucusunuz,ama bizler sizler olamayız.Yıllardır baktığın müzeye bir şey olursa,senin adına üzülürüm dedi ve kendisine,Mehmet Ata Doğa'nın 1931 Köy Mektebi ve 1942-43 yılları Karamanbaşı Akbulak İlkokulu öğrenci sınıf defterlerini gösterdim.

 

*****************************************************************

 

RESSAM RECAİ DEMİRSÖZ

Yalnız şunu belirtmek istiyorum ben kimseyi kötülemiyorm.Muhtarı arayacaktım hattım yoktu ve bu virüsün ilk görüldüğü yer 'SUDİARAPİSTAN' Yolda gelirken yine söyledim bırak benim ressamlığımı filan kimseye söyleme...Fakat iyi jurnallamışlar,şerefsiz filan dedi...Ercan Yıldırım ben görsem o kişileri kovardım,sen yine iyi davranmısın diyor.Yüz verilse köyün içene gircekler.1916-17 yıllarında bu köyde tifüs virüsünden bir evden en az birden çok kişi hayatını kayıp etmiş,ben bunları yazıyorum,insanlara hikaye gibi geliyor.Zaten bundan sonrada hiçbir şey yazmayacam.

 

 

*********************************************************************

RESSAM RECAİ DEMİRSÖZ

Değerli köylüler zor bir süreç yaşıyoruz.Co.ro.na yetmezmiş gibi, 'Dang Humması' diye bir virüs Endonezya'da hızla yayılmaya başlamış.

Dün eski okulun civarında,4 genç vardı.Ben yanaşmadım.Mesafeli yürüdüğüm Mehmet Özdemir,böyle birilerini gördümü balıklama dalıyor.Hemen cebinde ne iletse o küpü çıkarıyor,başlıyor kendisini met etmeye...Bu günden sonra onunla gezmemeye çalışacam.O dört gence gelince,Karabük Üniversitesinde öğrencilermiş ve ikisi Arapistanlı,biri Sinop'lu ve bu üç gencin içinde tek kız olan öğrenci Kastamonu'lu olduğunu söyledi.Tabii ben uzaktan konuştum.Hiçbirinde maske vs.i yok...Dolasıyla köyden uzaklaşmalarını istedim.Şu anda son aldım bilgiye göre,Safranbolu,Ovacuma'da iki köy karantinaya alınmış.Bacığaz ve Cücaklı Köyleri ve bu köye virüsü İstanbul'dan gelenler bulaştırmış.Hatta Yayla tarafından lüks bir cip kaçak bizim köyden geçti.Umarım muhtarımız tüm bu olup bitenleri gereken yerlere bildirir.

***************************************************************************

RESSAM RECAİ DEMİRSÖZ

Bilindiği gibi Ilbarıt Köyüne 29.Ekim.1999,tarihinde bir müze ve sanat evi kuruldu.Bu müze ve sanatevi çalışmaları sırasında, çatlak sesler yükselmeye başladı.Gittim Kaymakam beye söyledim.Devam edin vazgeçmeyin dedi ve bu müzenin çatısını ben bir bayan öğretmenle örttüm.Köyden herhangi bir yardım almadan.Ve açlışı günün geldiğinde yaklaşık 300 kişiye,köyden tek kişi sahip çıktı.İsmet Şahin abi ve köye telefon etmiş,o köy sadece Recai'nin köyü değil diye.Sağolsun İsmet abi tek başına,açılışıta hem beni eleştiren ve sıkılmadan gelen 300 üzerinde insana ikramda bulundu ve en azından köyü onurlandırıdı.

Ben buraya köyün tarihini yazıyorum,farkındayım çok kişi bundan hoşnut değil.Bakıyorum en fazla yaşadığım Ilbarıt Köyünün dışından ilgilenenler oluyor.Yinede köyden ilgilenelere teşekkür ediyorum.

Bana hakaret eden sözü edilen kişi benim arkadaşım filan değil.Benim bu köyde bir arkadaşım oldu.Babam Satı Demirsöz ve iki sene yatalak yattı benden başka kimse bakmadı.Babam öleli 11 yıldır yalnızım.Ve bana hakaret eden kişinin,babası evde elektirik olmadığı için,gece merdivenlerden yuvarlanımış,param yok benim hattımı çekermisin dedi ve şu anki değeri en az 150 lira olan kabloyu çekiverdim ve helal ediyorum.Fazla uzatmak istemiyorum.Bu internet yüzünden kardeşlerimle aram açıldı.Bir kaç kez bu sayfadan ayrıldım.Bir daha ayrılırsam asla dönmem.Ve şuna inanıyorum eğer bana bir şey olursa adım gibi biliyorum,müzedeki bana ait eşyaların yağmalanacağını.Çünkü bir kez Karabük Valiliğinden ve bir kezde Safranbolu Kaymakamlığından, yardım aldım toplasan bin lira bile etmiyor ve müzenin tüm masraflarını kendim karışılıyorum.Bana saygı gösterenlere saygılarımı sunuyorum.

 

************************************************************************

RESSAM RECAİ DEMİRSÖZ

BİR ANEKDOT

Bu sabah hava oldukça açık,Ilbarıt Köyünde,gece yine fırtına vardı ve bir ara elektirikler kesildi.Sanırım fırtına yüzünden ağaç dalları elektiriği kontak yaptırmış.

Yine doğudan esen sert bir soğuk var.eskiler iyiye elamet değil derlerdi,doğudan esen rüzgarı.Çünkü tarım zamanı eğer böyle sürekli eserse,mutlaka köyde kuraklık ve kıtlık olurmuş.Artık tarım olmadığına göre,fazla halıflanmak da bir işe yaramıyor.

Bizim kuşak bilir.eskiden Hacılarobası;Sallar Mah.mevkiinde,bu bölgenin en büyük su değirmeni vardı.Bu değirmen,5 ocak,yani aynı anda beş tane taşı döndürebilen bir güçteydi.Fakat ben 5'ci ocağın döndüğünü hiç hatırlamıyorum.Çünkü değirmeni 1880 li yıllarda yaptıran,Yörük Köyünden 'Sucu Hafız' 5' ci ocağı,Karakoyunlu köyünden,Alikuşgil için yaptırmış.Nedeni;değirmenin arkanın Alikuşgilin tarlasından geçmesi nedeni ile...Sizin tarlayı ortadan böldüm.Onun için,bu taş sizin için dönecek demiş.

Yörüklü 'Sucu Hafız' İstanbul'da su ticareti yaparken,birikiminin bir bölümünü bu değirmen ve arazisine ayırmış ve çevre köylerin rahat etmesi için değirmeni inşaa etmiş...Elden ayaktan düşünce:Safranbolu,Paçacılar'dan 'Ataş'a'ya satımış.Yılda 3000 yarım ekin toplayan bu değirmenin nakil işlerini kira ile çevre köylüler yapmış.Paçaco'nun Ataş'a da elden ayaktan düşünce bu kez Ilbarıt Köyünün o yıllarda ileri gelenleri, Yamak (Mustafa Gökmen) Hasan Fehmi Erden ve Hüsüyin Avni Aksoy satın almış,Hüseyin Avni Aksoy ve İbrahim Gökmen hisselerini,Sallar mah'den İbrahim Alpay,Hüseyin San ve Osman Çankaya satmış ve değirmen 1970 yıllara kadar hizmet verdikten sonra,eski tabirle battal olmuştur.

 

*****************************************************************

RESSAM RECAİ DEMİRSÖZ

Köyde yaşıyoruz,ama birbirimizden uzak,herkesin ister istemez moreli bozuk.Kimimizin yakınları İstanbul,bilemedin farkılı şehirlerde...İlkönceleri gülüp geçilen ve 'yarasalar'dan çıktığı sanılan virüs yeryüzüne yayılmış vaziyette ve ülke olarak şu an 9 cu sıraya yerleşmiş konumdayız.Dahası bilim ve tıp suskun konumda...Mevsim ilkbahar olasına rağmen,kışı aratmayan bir soğuk ve rüzgar doğudan esiyor.19.Nisan.2012 yılında da doğudan böyle bir rüzgar esmiş ve Toprakcuma mevkiinde çıkan orman yangını, bir kaç saat sonra köyümüze kadar ulaşmıştı. Isparta ve Ankara gibi uzak illerden kurtarma ekipleri gelmiş,fakat yangını bu kez tersine esen rüzgar söndürmüştü.Bu gün 6.Nisan.2020,her zaman yazdığım gazeteme 'Kabus'diye bir yazı yazdım.Çünkü virüsün artık önlenebilir yanı olmadığı gibi,ilerki günlerin ne getirceği bir muamma...Kısaca kötümser bir zaman,herkese yalnız köyümden saygılarımı gönderiyorum.

******************************************************************

RECAİ  RESSM  DEMİRSÖZ

BİR DEVİR KAPANIRKEN...

Ali Öz, Satı ve Şerife'den olma...Asıl yaşı 1946,fakat kendisinden beş yaş büyük halasının kızı Habibe ile evlendirilirken,yaşı büyütülerek 1943 yapılmıştır.Eşi Habibe 1941 doğumlu olup,Sabir Yaşar ve Ayşe Yaşar'dan olmadır.Habibe isimi ise,Sabri Yaşar'ın ilk eşi,Hatıpgilden (Dıngıl) Lakaplı Abdullah'ın kızıdır.

Ali Öz abi ile 1975 yıllarında,Balat Hamdi Sekban fırınında ekmek işçiliği yaptık.Bizler yardımcı hamurker,oda bizim kapakçımızdı.Aslında tezgahtarlık yapabilen bir insandı.Daha sonra Salmatomruk,Balat'ın üst kısmında Akören Köyünden Muhittin ve Sırçalı Köyünden Hasan ustanın (Kel-Hasan)ın fırınıda tezgahtarlık yapıp burdan emekli olmuştur.Saygı ile anıyorum.

*********************************************************************

RESSAM RECAİ DEMİRSÖZ

 

Değerli Ilbarıt köylüleri,bilindiği gibi bir virüs neredeyse yeryüzünü esir aldı.Karabük miletvekilleri,Karabük Belediye Başkanı ve Safranbolu Belediye Başkanın haberi olmazken,Safranbolu,Karabük,Kastamonu yol kavşağında bulunan,Necati Bey Öğrenci Yuruduna,1500 Cezayirli getirilimiş.Çünkü bu Cezayir'lilieri ülkeleri kabul etmemiş ve biz kabul ediyoruz.

RESSAM RECAİ DEMİRSÖZ

Köydeki konuma gelince,insanlar biribirinden uzak kalmayı tercih ediyor ve herkes mutsuz,olup bitenleri seyrediyor.Tek özgürlüğümüz çıkıp dışarıda dolaşabiliyoruz.Başta bilim adamları susukun ve adına 'Biyolojik Savaş' diyenler oluyor.Televizyonlarda konuşunlar,şu anki konumdan bilgisiz.Kısaca vahim bir tablo ile karşı karışıyayız.Herkese köyden selamlarımı gönderiyorum ve yaşadığınız kentlerde kendinize dikkat edin başka çare olmadığı gibi,geleceğimiz de belirsiz!

İSTANBULDA YAŞAM

1800 yıların ortalarında,Anadolu'nun çeşitli yerlerinden gelenler,Ilbarıt Köyünü mesken tutmuşlardır.aynı çevremizde bulunan köyler gibi...Ilbarıt Köyü o yıllarda kadılık bulunan, Safranbolu 'Aktaş' köyüne bağlıyken,gelişmeler sonucu,tam anlamı ile Safranbolu'ya bağlanmış,yine o yıllarda vilayet 1927 Zonguldak il olana kadar,Kastamonu'ya bağlı bir köy olarak, zar zor geçinebilen bir köy konumundadır.Çünkü,ta o yıllarda hasat dönemi bittiğinde, İstanbul'a gitme zorunluluğunu her aile yaşarken,Musluoğuları, Gökmenoğlları ve Kuruhaliloğulları istanbul'da iş yer açmıştır.Musluoğullarından 1751 doğumlu Ahmet7in İstanbul Tophane Semtinde, 'Çinili-Fırın' Gökmenoğullarından,İbrahim,Raşit ve Hasan'ın yine Tophane semtinde, çiğerci dükkanı ve Kuruhaliloğullarından,Zimbilli lakaplı,ismine ulaşamadığım için bu çağrışımdan yola çıkıyorum,daha sonra Mustafa Remzi özlü'ye devretmiş olduğu,Çemberlitaş Fırını...Diğer köylüler ise,başta fırın işçiliği ve simit satıcılığı gibi işlerde çalışarak ailelerine katkıda bulunmuşlardır.

1950 yıllarında Anadolu'dan büyük şehirlere başlayan göçe,Ilbarıt Köyü 1960 yıllarında baş gösteren (Filoksera) kök hastalığının bağlarda yaptığı hasarlar,sonucu Ilbarıt Köyüde göçe maruz kalmıştır.

İstanbul'da yaşayan Ilbarıt'ların büyük bölümü,başta İstanbul Fatih,Balat , Fener ve benzeri semtlerde,bakkal dükkanı gibi küçük iş yerleri açarken,Kahvehane ve fırıncılık üzerine iş yerleri açan köylüler,yanılmıyorsam 1977 yılında,Balat semtinde 'Üçbölük' adı altında ortak bir fırın açmışlar,fakat 14 ağıza yakın ekmek çıkarmalarına rağmen,ortakların birbirleriyle diyologları iyi gitmediği için,fırın devir edilmiştir.Daha sonra bunlar liste halinde yazılacaktır.Şu an İstanbul'da bakkal işini torun Ruşen Aydın, Hasan Kaya ve Safranbolu'da Mustafa Esen yapmaktadır.

Tüm bunları niye yazıyorum. 1831 Safranbolu ve Köyleri Nüfus Sayımı,aslında köyler kayıt altına alınarak,Osmanlı'nın asker intiyacını 15 yaşa kadar düşürüldüğü gibi,gidenlerin geri dönmesi dahi bir mucize olduğu bir süreç yaşadığı biliniyor,Ilbarıt Köyünün...Çünkü bu sayımda,kadın ve kızların esamisi dahi yok!Bunlar acı gerçekler.

MİSAFİR

Dün Şubat,ayının son günüydü.Her zaman olduğu gibi,yürüyüşe çıkıyordum,bir telefn geldi.Abi köydemisin seni ziyarete geliyoruz.Yürüyüşe ara verdim beklemeye başladım.Yarım saat sonra geldiler.Beni arayan,annesi ve üç bayan...Kendileri yaklaşık 20 yıldır buraya sürekli misafirlerini getirirler.Aslında Hatay'lılar.Doğal olarak köyün konumunu sordular,anlattım ve eski adının Ilbarıt ve şimdiye kadar,Ilbarıt'ın ne anlama geldiği ve hatta ülkede bulunan,43 bin köyün içindede tek çağrışım olduğunu...Tabiki 'müze' gezildi.Yaptığım resimler hakkında bilgi aldılar.Şöyle bir tanımlamada bulundum.'Resim yapana genelde ressam ve asıl kavram sanattır.Ben sanat yapıyorum,ama beni bu güne kadar hiç kimse görmedi.Şu anda da ülkede sanat öldürülmüş vaziyette...Sonra buranın anı defteri var ve bu gün Şubat ayının son günü,yani 29'u artık dört sene sonra 29 olarak görecez,bir şeyler yazın dedim,genelde buraya gelenler,anı defterine bir şeyler yazmamayı tercih ediyorlar,yoksa yazılmış olsaydı,birden çok defter dolacıktı.Çünkü artık insanlar kitap vs.i okumudıkları için,bir anlamada yazmayı unutmuş vaziyette...Varsa yoksa akıllı telefonlar.

Bayanlardan birisi defteri açtı yazmaya başladı.Bu sabah okudum.'Güzel bir köyün vetarihini görmektenmutlu olduk.Burada kendi çabalarıyla bu güzellikleri yaşatan,Recai Demirsöz beyefendiye emekleri içinteşekkürler,duyarlılığından dolayı tebrik ederim.

'Sevgi Çavur'

'Küçük bir hatırlatma 'Kova Yanı Çeşmesinin' suyu tamamen kesilmiş konumda...

KİTAP YAZALIM

Şehir yorgunluğu ve benim tanımlamamla,artık fazlada derinliği olmayan yaşam biçimi...Nedeni;bir apartmanda yaşıyorsun,kimse kimseyi tanımıyor.Hadi tanıdı diyelim,kültürler ve fikirler uyuşmuyor.Yaşam denilen şey,ister istemez insanları bir yerlere sürüklüyor.Çünkü asırın hastalığı denilen 'Stres'insanları kuşatmış vaziyette.Bir gün öncesi,Hamdi Sarı ve arkadaşları vardı.Dünde Hasan Mutlu ve arkadaşları geldi.Sabah Kovayanına suya gittim.Öz Konağının yanında beyaz bir araç gördüm.

Dün yine konuştuk,Hasan Mutlu,köy hakkında bir kitap yazalım dedi...Şöyleki,kitap yazmak o kadar kolay değil.Bir yığın müsvedde hazırlayacaksın.Derinlemesine köyün tarihi dokusundan yaşam biçimine irdeleyeceksin.Çünkü bu gün olmasada,köyün geçmiş bir derinliği var.Bu gün bakıyorsun her şey yüzeysel.Teknoloji denilen şey yaşamı kolaylaştırmış,ama aynı zamanda reel yaşamı da ortadan kaldırmış.Dolısıyla,köyün derinliğinide şu anda benden başka bilen yok.Karşıma 100 bilemedin 150 yıllık birisini çıkarmanız gerekiyor.O 100 yıllık veya 150 yılık birisi bir şeyler biliyorsa tabii...Fakat ben 64 yaşına girmişim ve fiziki olarak 1959 yılından bu güne, gözümün önünden geçen bir takım şeyler hafızamda.Bunun yanında,reel yazılı belgeleride,az çok analiz ettim,örneğin şu an babam Satı Demirsöz'den öndeyim.Öndeyim derken ondan çok şey öğrendim.Babam,Kuruseyingil'le,geçmişte bizim ortak evimiz olduğundan bir haberdardı,ama Kuruseyin'in bizim atamız 1751 doğumlu Ahmet'in oğlu olduğunu bilmiyordu.Terddütlüydü.Bende onu bunu her ne kadar 1831 yılı kayıtı olsada,2 asır diyorum.İki asır olması için 11 yıllık bir fark var,oda büyük bir fark değil.Çünkü bu gün köyün en büyük aile dağlımını yaşamış,Hacıömeroğulları,1831 yılında iki sülale olarak görünüyor.Yinede ben bu sayfada,hafızamdaki birikimleri yazmaya devam edecem.Hasan Mutlu ilede aynı kanıya vardık.İlerde eğer toparlayabilirsek,kitaplaştıracaz.Saygılarımla...

 CUMHURİYET

Köyümüz Ilbarıt'da Cumhuriyet öncesi, 5 sübyan mualim (öğretmen) varlığını gösterse de ,ancak daha önce askerliğini yapan,Karamehmetoğlularından Salih oğlu Mehmet Özer,1887 doğumulu olup,öğretmenlik mesleğiğini yapabilmiştir.1914 Birinci Dünya Savaşı ve (Seferberlik) ilan edildiğinden,Karamehmetoğullarından,Salih oğlu,Mehmet Özer'in kardeşi Hüseyin Avni Aksoy 1892,Mehmet Özer ve Hüseyin Avni Aksoy'un amca (Hüseyin Avni Aksoy,Çanakkale Savaşında,Atatürk'ün emir subayıdır.)oğlu,Karamehmetoğullarından Yusuf oğlu Mehmet Ata Doğan 1896,Hacömeroğullarından Ahmet Oğlu,Hasan Fehmi Erden 1895 ve Hacıalioğullarından Mustafa oğlu Hasan Efendi 1891(Çanakkale'de Şehit olmuştur) öğretmenliklerini yapamadan askere çağrılmıştır.Cumhuriyet kurulduktan sonra kendilerine tekrar öğretmenlik verildiğinde,yaşları 30 küsuru geçmiştir ve Mehmet Özer'e yaşı diğerlerinden büyük olduğu için, tekrar öğretmenlik verilmemiştir.Kendisi daha sonra köyden ayrılarak D:Ç:İşletmelerinde,işçi çizelgelerini doldurarak,yaştan emekli olmuş,eşi ile birlikte Karabük Kapulu Mezarlığındadır.Saygı ile anıyorum.Köylülerin bilgisine...

 

18.MART 1915 (ÇANAKKALE SAVAŞI)

kolay değil üzerinden 105 yil gibi bir zaman geçmiş,ilbarit köyünden,çanakkale savaşina gidenlerden,hacialioğlu hasan efendi 1891 (öğretmen) haciömeroğullarindan şakir er 1887,karamehmetoğullarindan recep 1891 er,şehit düşmüşlerdir.mustafa kemalin,emir subayi olan hüseyin avni aksoy 1892 sağ dönmüştür.

Buraya kendimden bir şeyler katarak,bilgiler aktarıyorum ve 1750 doğumlulardan yola çıkarak,yaklaşık 270 yıl 3 asır öncesi,Ilbarıt köyünün kurucuları ve bu köyde yaşamış insanları masaya yatırıyorum.İnsan yaşamında en zor şey 'Tarih'tir.Dahası bir tarihi gün yüzüne çıkarmak...Abartılardan bıkan 'Atatürk' devrin,tarihçilerini toplayarak,şu tümceleri kullanır. 'Bu güne kadar bu toplumun tarihi yazılmamıştır.Siz değerli hocaları göreve çağrıyorum,bu ülkenin ve dünyanın tarihini bir kez daha,salt değerlere dayanarak yazın.' O dönemin tarih prof.leri cumhuriyet kurulduktan sonra titiz çalışmalarla,4 cilt olarak,bu tarih kitaplarını neredeyse 10 yıla yakın bir zamanda yazarlar ve 1931 yılında basımı gerçekleşir.Bu 4 cilt tarih kitabı ve eski haritalar dahil bir çok envanter,başta Ahmet Demiralp,Şükrü Kaya,Abdülkadir Özer'lerin evinde kalmış ve tarafıma verildi.Şu anda (Köy-Müze)sinde...Fakat şu bir realite ki,burda yazdıklarım sadece üç beş kişiyi ilgilendiriyor ve yazdıklarım bir yerde toplanıyor mu bunun bilincinde değilim. Çünkü,Keleşgilin penceresinden,Hecelligilin evinin altından,Aşağıpınara giden yol,bir ılbarıt Köylüsü için daha önemli.

kolay değil üzerinden 105 yil gibi bir zaman geçmiş,ilbarit köyünden,çanakkale savaşina gidenlerden,hacialioğlu hasan efendi 1891 (öğretmen) haciömeroğullarindan şakir er 1887,karamehmetoğullarindan recep 1891 er,şehit düşmüşlerdir.mustafa kemalin,emir subayi olan hüseyin avni aksoy 1892 sağ dönmüştür.

Buraya kendimden bir şeyler katarak,bilgiler aktarıyorum ve 1750 doğumlulardan yola çıkarak,yaklaşık 270 yıl 3 asır öncesi,Ilbarıt köyünün kurucuları ve bu köyde yaşamış insanları masaya yatırıyorum.İnsan yaşamında en zor şey 'Tarih'tir.Dahası bir tarihi gün yüzüne çıkarmak...Abartılardan bıkan 'Atatürk' devrin,tarihçilerini toplayarak,şu tümceleri kullanır. 'Bu güne kadar bu toplumun tarihi yazılmamıştır.Siz değerli hocaları göreve çağrıyorum,bu ülkenin ve dünyanın tarihini bir kez daha,salt değerlere dayanarak yazın.' O dönemin tarih prof.leri cumhuriyet kurulduktan sonra titiz çalışmalarla,4 cilt olarak,bu tarih kitaplarını neredeyse 10 yıla yakın bir zamanda yazarlar ve 1931 yılında basımı gerçekleşir.Bu 4 cilt tarih kitabı ve eski haritalar dahil bir çok envanter,başta Ahmet Demiralp,Şükrü Kaya,Abdülkadir Özer'lerin evinde kalmış ve tarafıma verildi.Şu anda (Köy-Müze)sinde...Fakat şu bir realite ki,burda yazdıklarım sadece üç beş kişiyi ilgilendiriyor ve yazdıklarım bir yerde toplanıyor mu bunun bilincinde değilim. Çünkü,Keleşgilin penceresinden,Hecelligilin evinin altından,Aşağıpınara giden yol,bir ılbarıt Köylüsü için daha önemli.

 

SECERE

  (SND) SAFRANBOLU (ILBARIT KÖYÜ) ÜÇBÖLÜK KÖYÜ    SECERESİ Üçbölük köyü (Ilbarıt) ...